Hüsameddin Çelebi
Hüsameddin Çelebi (d. 1225, Konya - ö. 1284, Konya) Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin, Mesnevî’yi yazmasına vesile olan müridi ve halifesi.
Asıl adı Hüsameddin Hasan olup, bilge ve kibar kişiliği sebebiyle kendisine "Çelebi" unvanı verilmiştir. Babasının adı Muhammed, onun babasının adı da Hasan'dır.[1] Konya’da doğup büyüyen Hüsameddin Çelebi, Urmiye’den Anadolu’ya göç edip Konya’ya yerleşen bir aileye mensuptur. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Mes̱nevî’sinin ilk cildinin önsözünde onun aslen Urmiyeli olduğunu ve “Kürt olarak yattım, Arap olarak kalktım” diyen bir şeyhin soyundan geldiğini kaydeder.[2] Bu şeyhin, Vefâiyye tarikatının kurucusu olan ve "Ebü’l-Vefâ Kürdî" olarak da bilinen Tâcülârifîn Ebü’l-Vefâ el-Bağdâdî (ö. 1107) olduğu kabul edilmektedir.[1] Ancak, bu kişinin Urmiyeli Hüseyin b. Ali b. Yezdânyâr (ö. 945) olma ihtimali de bazı araştırmacılar tarafından dile getirilmiştir.[3] Mes̱nevî’de ve Eflâkî’nin Menâḳıbü’l-ʿArifîn’inde Hüsâmeddin’in ancak üç nesil öncesine giden şeceresinde dedesinin adı "Ahî Türk" olarak kaydedilmiştir. Fakat bu bir unvan olup, Hüsâmeddin Çelebi’ye "Ahî Türkoğlu" unvanı verilmesi babasının Konya ve yöresindeki ahîlerin şeyhi olması sebebiyledir.[1][2]
Ahmed Eflâkî’nin (ö. 1360) Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Mevlevî tarikatı hakkında geniş bilgiler içeren Farsça kaleme alınmış Menakıbu'l-Arifîn isimli eserinde anlattığına göre;[4] Hüsameddin henüz ergenlik çağına ulaşmadan babası ölmüştür. Bunun üzerine, onu, babasının yerine ahilerin reisi yapmak istemişlerse de kendisi Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye intisap etmiş ve malvarlığını da Mevlana'ya ve tarikatına bağışlamıştır. Mevlânâ’ya samimi bir sevgiyle bağlanan Hüsâmeddin Çelebi, bu sebeple mensup olduğu Şâfiîliği terkedip Mevlânâ’nın mezhebi olan Hanefîliğe girmek istemiş, fakat Mevlânâ buna izin vermemiştir. Hüsâmeddin’in Mevlânâ’ya gösterdiği sevgiye karşılık Mevlânâ da kendisini diğer dostlarından ve akrabalarından daha üstün tutmuştur.[2]
Talebelere Ferîdüddin Attâr’ın Mantıku’t-Tayr ve Hakîm Senâî’nin Hadîkatü’l-Hakika’sı gibi eserlerin okutulduğunu gören Hüsameddin, Mevlana'ya Mesnevî’nin yazılması fikrini vermiş ve onu bu yönde teşvik etmiştir.[2][5] Mesnevi'nin kâtipliğini de yapan Hüsameddin Çelebi ile ilgili Mesnevi'de bolca övgüler mevcuttur. Mevlana, eserini Hüsameddin Çelebi'ye ithaf etmiştir.[6]
Mevlana daha hayatta iken yerine geçecek kişi olarak Hüsameddin Çelebi'yi işaret etmişti.[7] Mevlana'nın ölümünden (1273) sonra Mevleviliğin ilk postnişini olan Hüsameddin Çelebi, Mevlana'nın mezarı üzerine türbe yaptırdı. Kendisi de 25 Ekim 1284 tarihinde Konya'da vefat edince Mevlânâ’nın baş ucuna defnedildi.[8]
Kaynakça
- ^ a b c Şefik Can, "Hazreti Mevlana'nın Etrafındakiler", Konya Belediyesi sitesi, (erişim: 7.1.2021)
- ^ a b c d H. Ahmet Sevgi, "Hüsâmeddin Çelebi", DİA, c. 18, Ankara 1998, s. 512
- ^ Ethem Cebecioğlu, "İbn Yezdânyâr", DİA, c. 20, Ankara 1999, s. 450
- ^ Tahsin Yazıcı, "Menâkıbü’l-Arifîn", DİA, c. 29, Ankara 2004, s. 114
- ^ "Şeyh Hüsameddin Çelebi", İslam Alimleri Ansiklopedisi, ehlisunnetbuyukleri.com (erişim: 7.1.2021)
- ^ Semih Ceyhan, "Mesnevi", DİA, c. 29, Ankara 2004, s. 327
- ^ Nuri Şimşekler, "Mevlevilik", Konya B.Şehir Belediyesi Websitesi, (erişim: 8.1.2021)
- ^ Mehmet Önder, "Mevlevîliğin Sistemleşmesi, Sultan Veled ve Diğer Postnişinler", Konya’dan Dünya’ya Mevlânâ ve Mevlevîlik, Ed. Nuri Şimşekler, Konya 2003, ss. 131-150. (erişim: 8.1.2021)