Şablon:GM/2016-04-09

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Ateş yüksek sıcaklık ve çoğunlukla alev veren hızlı yanma olayı. Eski Türkçe od sözcüğü de zaman zaman aynı anlamda kullanılır. Ateş, insan yaşamının vazgeçilmez unsurlarındandır ve kontrol altına alınması, medeniyetin ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır.

İnsanın ateşle tanışması yıldırım düşmesi ile başladı ve buna benzer tesadüfi nedenlerle oluşmuş yangınlar, çok uzun bir süre dünyadaki tek ateş kaynağı oldu. Uzun yıllar boyunca, yaklaşık 500 bin yıl önce yaşamış olan ve Pekin adamı denen ilkel insan, ateşi bilinçli olarak kullanan ilk kişi olarak bilindi; ancak 1981 yılında Kenya'da ve 1988'de Güney Afrika'da bulunan kanıtlar hominid denen ilkel insanların bundan 1,42 milyon yıl önce ateşi kontrollü olarak kullandığını ortaya koydu. İnsanoğlu MÖ 7000 yıllarına kadar verimli ateş yakma tekniklerini bilmiyordu. Neolitik insan, testere ve matkap hareketleriyle ve çakmaktaşı-pirit ile ateş yakmayı biliyordu. Bununla birlikte, bu dönemde ateşi yanar durumda muhafaza etmek, yeniden ateş yakmaktan daha avantajlıydı. Ateş yakma düşüncesinin, çakmaktaşını piritlere sürterken mi, yoksa ağaç içinde delik açmaya çalışırken mi ortaya çıktığı bilinmemektedir. Avrupa'daki Neolitik yerleşim bölgelerinde çakmaktaşı ve piritlerin yanı sıra alev delgileri de bulunmuştur. İlkel toplumlarda en yaygın od yakma yöntemi sürtmeydi. Bambudan yapılmış küçük bir tüp içindeki havanın sıkıştırılmasıyla ısı ve alev üreten ateş pistonu Güneydoğu Asya, Endonezya ve Filipinler'de geliştirilip kullanılan karmaşık bir aygıttı. Bundan tümüyle bağımsız olarak 1800'lerde Avrupa'da da metalden bir ateş pistonu geliştirildi. İngiliz kimyacı John Walker, içinde fosfor sülfat bulunan ve sürtülünce yanan kibriti 1827'de icat etti. Modern teknoloji ve bilim tarihi, büyük ölçüde, ateşten elde edilerek insanoğlunun kullanımına sunulan enerji toplamındaki sürekli artış olarak nitelenebilir. Enerji üretimindeki artışın büyük bölümü hem miktar hem çeşit bakımından ateş kullanımının artmasıyla sağlanmıştır. Atom enerjisinin denetim altına alınması, ateş kullanımında atılan son adım sayılabilir. (Devamı...)


II. Filip (FransızcaPhilippe Auguste; d. 21 Ağustos 1165 – 14 Temmuz 1223), 1180 yılından ölümüne kadar Fransa Kralı. Capet Hanedanı üyesidir. Val-d'Oise, Gonesse'de doğmuştur. VII. Louis ve üçüncü karısı Champagne'li Adèle'ın oğludur. Babasının hayatında geç gelen ilk erkek çocuk olarak Dieudonné ("Tanrı Lutfü") lakabı verilmiştir.

II. Filip, topraklarını geliştirip, monarşinin gücünü artırarak ortaçağın en başarılı Fransa Kralı olmuştur. Üçüncü Haçlı seferi'ne İngiltere Kralı I. Richard ve Kutsal Roma-Germen İmparatoru I. Friedrich ile katılmıştır. Ordusu ile Messina'ya kadar karadan oradan denizden giderek 20 Mayıs 1190'da Filistin'e ulaşıp Akka kuşatmasını başlatmıştır. Dizanteri hastalığı geçirmesi; I. Richard'la aralarının açılması ve Fransa'da Flandra kontluğunun hanedan sorunları dolayısıyla 31 Temmuz 1191'de Filistin'den ayrılıp Fransa'ya geri dönmüştür. Rakipleri Almanlar, Flamanlar ve İngilizlerin ittifakını Bouvines Savaşında yenip, Angevin İmparatorluğunu yıkmıştır. Hükümeti yeniden yapılandırmış, ülkeye mali düzen getirmiş ve böylece refahta keskin bir artışı mümkün kılmıştır. Hükümdarlığı sırasınnda, asillerin gücünü sınırlayıp, bir kısmınıda büyüyen orta sınıfa geçirdiği için, sıradan insanlar tarafından sevilmiştir. (Devamı...)