Balım Sultan: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
{{İslam Alevilik}}
1. satır: 1. satır:
{{İslam Alevilik}}
Bektaşiliği kurumlaştıran önder olarak bilinen Balım Sultan, [[1457]]’de [[Dimetoka]]’da doğmuştur. [[1517]] tarihinde hakka yürümüştür.Hünkar [[Hacı Bektaş Veli]]'nin manevi kızı [[Fatma Nuriye Hatun]] (Kadıncık Ana - Kutlu Melek)'un torunu [[Mürsel Baba]]nın oğludur. Geniş bir kitleye göre [[Bektaşilik|Bektaşiliğin]] önemli bir ulusudur. “İkinci [[pir]]i (piri sani)”, kurucusu ve kurumlaştırıcısı olarak görülür. Kurucusu değildir ancak “ikinci piri” olduğu, kurumlaştırdığı, yolu yasal bir kurum durumuna getirdiği, Bektaşiliğin var olan yapısına yeni bir biçim kazandırdığı, erkanını geliştirerek yeniden düzenlediği kesindir. [[Bektaşilik]] onunla birlikte devlet tarafından tanınır ve geniş yığınlara mal olur. 1501’de dönemin padişahı kendisi de Bektaşiliği benimsediği iddia edilen [[II. Bayezit]] tarafından [[Kırşehir]]’deki [[Hacı Bektaş Dergahı]]’nın başına atanır. Amaç; Türk/[[Türkmen]] [[Kızılbaş]]-[[Alevi]]-[[Bektaşi]]’yi [[Safeviler]]’in etkisinden korumaktır. Bu durum Bektaşilik'le devletin ilişkilerini arttırır. Bundan sonra, devlet içerisindeki birçok yönetici bürokrat ve ulemadan insanlar doğrudan [[Bektaşilik Tarikatı]]’nın üyeleri olurlar.
[[Bektaşi]]liği kurumlaştıran önder olarak bilinen Balım Sultan, [[1457]]’de [[Dimetoka]]’da doğmuştur. [[1517]] tarihinde hakka yürümüştür. Hünkar [[Hacı Bektaş Veli]]'nin mânevî kızı ''Fatma Nuriye Hatun'' (Kadıncık Ana - Kutlu Melek)'un torunu Mürsel Baba'nın oğludur. Geniş bir kitleye göre de [[Bektaşilik|Bektaşiliğin]] önemli bir ulusudur. “İkinci [[pir]] (pir-î sânî)”, kurucusu ve kurumlaştırıcısı olarak görülür. Kurucusu değildir ancak “ikinci piri” olduğu, kurumlaştırdığı, yolu yasal bir kurum durumuna getirdiği, Bektaşiliğin var olan yapısına yeni bir biçim kazandırdığı, erkanını geliştirerek yeniden düzenlediği kesindir. [[Bektaşilik]] onunla birlikte devlet tarafından tanınır ve geniş yığınlara mal olur. 1501’de dönemin padişahı kendisi de Bektaşiliği benimsediği iddia edilen [[II. Bayezid]] tarafından [[Kırşehir]]’deki Hacı Bektaş Dergahı’nın başına atanır. Amaç; Türk/[[Türkmen]] [[Kızılbaş]]-[[Alevi]]-[[Bektaşi]]’yi [[Safeviler]]’in etkisinden korumaktır. Bu durum Bektaşilik'le devletin ilişkilerini arttırır. Bundan sonra, devlet içerisindeki birçok yönetici bürokrat ve ulemadan insanlar doğrudan [[Bektaşilik Tarikatı]]’nın üyeleri olurlar.


Balım Sultan, [[Hacı Bektaş]]’tan sonraki “mihenk taşı”dır. Bektaşiliğin toplumsal ve insancıl yönlerini, barışseverliğini ve yardımseverliğini ön plana çıkaran bir gönül eridir. Yüzyıllardan beri gelen Alevi- Bektaşiliğe ait kuralları derlemiş ve dergahta bir düzen içerisinde yaşama geçirilmesini sağlamıştır. Sözel olan Bektaşi geleneğinde düzenlemeler yaparak, yazılı metin haline getirmiştir. Yapısal olarak Bektaşiliği “kurallara bağlamış”tır. Balım Sultan'la Bektaşilik erkannamesi son biçimini almıştır. Böylece geniş bir coğrafik alana yayılan Bektaşilik uygulamasında “bir örneklilik” sağlanmış olur.
Balım Sultan, [[Hacı Bektaş-ı Veli]]’den sonraki “mihenk taşı”dır. Bektaşiliğin toplumsal ve insancıl yönlerini, barışseverliğini ve yardımseverliğini ön plana çıkaran bir gönül eridir. Yüzyıllardan beri gelen [[Alevi]]-[[Bektaşi]]liğe ait kuralları derlemiş ve dergahta bir düzen içerisinde yaşama geçirilmesini sağlamıştır. Sözel olan [[Bektaşi]] geleneğinde düzenlemeler yaparak, yazılı metin haline getirmiştir. Yapısal olarak Bektaşiliği “kurallara bağlamış”tır. Balım Sultan'la [[Bektaşilik]] erkannamesi son biçimini almıştır. Böylece geniş bir coğrafik alana yayılan Bektaşilik uygulamasında “bir örneklilik” sağlanmış olur.


Balım Sultan XVI. y. yılda Bektaşiliği Haydariliğin bir kolu, türevi olmaktan kurtarır, [[Haydarilik]] etkilerinden arındırır. [[Osmanlı Devleti]]’nin de desteğini alarak Hacı Bektaş’ın adına yeniden yapılandırır. Artık bu yüzyıldan sonra Bektaşilik bağımsız bir tarikattır. Diğer [[Bâtınî]]-[[Alevi]] eğilimli tarikatları içerisinde eritip özümleyecek güçtedir.
Balım Sultan 16. yy. yılda Bektaşiliği, Haydariliğin bir kolu ve türevi olmaktan kurtararak, [http://www.alevibektasi.org/tbaki.htm Haydarîlik] etkilerinden arındırır. [[Osmanlı Devleti]]’nin de desteğini alarak [[Hacı Bektaş-ı Veli]]’nin adına yeniden yapılandırır. Artık bu yüzyıldan sonra Bektaşilik bağımsız bir tarikattır. Diğer [[Bâtınî]]-[[Alevi]] eğilimli tarikatları içerisinde eritip özümleyecek güçtedir.


Balım Sultan yola, tarikatın pratiğine sürekli bir biçim ve içerik kazandıracak yeni etkiler getirmiştir. Geliştirilen erkana göre yola girenlerle sıkı ilişki içerisinde örgütlenmiş bir Bektaşi toplumu ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Tarikata bir disiplin getirmiştir. Kent içi ve kenti çevreleyen tekkelerde daha yetkinleştirilmiş “bir ritüel ve örgütlenme” başlatmıştır. Giderek düzenlenmiş sistemin dışında kalan köy gruplarından farklılaşan, bir biçime ulaşmış Bektaşilik Tarikatı yaratmıştır. Bu örgütünü kendisi tarafından kurulan sistemin “ruhani ve örgütsel” başı olan Dedeler’le yaymayı ve yaşatmayı amaçlamıştır.Çelebiler Anadolu ve köylük yörelerde tutunurken, kentsel yörelerde Balım Sultan ekolü benimsenir. Balım Sultan, soydan Alevi olmayanlara kapı açarak Bektaşi olabilmelerinin yolunu açar ve Alevi- Bektaşilik alanında önemli bir reform yapar. [[Dedebabalık]]’la yönetilen Bektaşiliğin bu kolu yeniçeri ocaklarının kapatılmasıyla büyük bir güç kaybetmiştir. Ancak 1800'lerin sonu ve 1900'lerin başında tekrar hareketlenmiş İstanbul ve Rumelideki bir çok Ocak yeniden uyandırılmış ve Osmanlı Eliti içinde etkin olmuştur. Cumhuriyet döneminde Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasıyla birlikte tekrar zayıflamıştır. Günümüzde başta Rumeli ve Balkanlar olmak üzere birkaç milyon kişilik muhibbi bulunan önemli bir topluluktur.
Balım Sultan yola, tarikatın pratiğine sürekli bir biçim ve içerik kazandıracak yeni etkiler getirmiştir. Geliştirilen erkana göre yola girenlerle sıkı ilişki içerisinde örgütlenmiş bir Bektaşi toplumu ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Tarikata bir disiplin getirmiştir. Kent içi ve kenti çevreleyen tekkelerde daha yetkinleştirilmiş “bir ritüel ve örgütlenme” başlatmıştır. Giderek düzenlenmiş sistemin dışında kalan köy gruplarından farklılaşan, bir biçime ulaşmış Bektaşilik Tarikatı yaratmıştır. Bu örgütünü kendisi tarafından kurulan sistemin “ruhani ve örgütsel” başı olan Dedeler’le yaymayı ve yaşatmayı amaçlamıştır.Çelebiler Anadolu ve köylük yörelerde tutunurken, kentsel yörelerde ''Balım Sultan Ekolü'' benimsenir. Balım Sultan, soydan Alevi olmayanlara kapı açarak Bektaşi olabilmelerinin yolunu açarak, [[Alevi]]-[[Bektaşilik]] alanında önemli bir reform yapar. [[Dedebabalık]]’la yönetilen Bektaşiliğin bu kolu yeniçeri ocaklarının kapatılmasıyla büyük bir güç kaybetmiştir. Ancak 1800'lerin sonu ve 1900'lerin başında tekrar hareketlenmiş İstanbul ve Rumelideki bir çok Ocak yeniden uyandırılmış ve Osmanlı Eliti içinde etkin olmuştur. Cumhuriyet döneminde Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasıyla birlikte tekrar zayıflamıştır. Günümüzde başta Rumeli ve Balkanlar olmak üzere birkaç milyon kişilik muhibbi bulunan önemli bir topluluktur.


Balım Sultan'ın getirdiği yeni usullerin en önemlileri Dedebabalık, evlenmemiş(“mücerret”) babalık kurumu ve “mengüç”tür. Ayrıca [[İbahilik]], [[teslis]] (üçleme), [[tenasüh]] ve [[hülul]] anlayışları da Balım Sultan'la birlikte Alevi-Bektaşilik'e girmiştir.
Balım Sultan'ın getirdiği yeni usullerin en önemlileri Dedebabalık, evlenmemiş(“mücerret”) babalık kurumu ve “mengüç”tür. Ayrıca [[İbahilik]], [[teslis]] (üçleme), [[tenasüh]] ve [[hülul]] anlayışları da Balım Sultan'la birlikte Alevi-Bektaşilik'e girmiştir.


Balım Sultan’a kadar Bektaşilik, genellikle kırsal kesimlerde ve köylük yörelerde tutunmuş, Alevi- Türkmen içerisinde benimsenme olanağı bulmuştur. Özellikle Aleviliğin bir türevi ve Aleviliği yeniden biçimleyen, derneştiren, onları eğiterek disipline eden bir eğilim olarak kendini ortaya korken, Balım Sultan’la kentsel kesimlere ve Osmanlı aydınları arasına da girmiştir. Böylece Bektaşilik tarihinde yeni bir dönem başlar ve Bektaşiler; “[[Köy Bektaşisi]]”, “[[Kent Bektaşisi]]” olarak farklılaşırlar. Kent Bektaşiliğine “[[Nazenin Tarikatı]]” veya “[[Babagan Kolu]] (Babalar Kolu)” da denir.
Balım Sultan’a kadar Bektaşilik, genellikle kırsal kesimlerde ve köylük yörelerde tutunmuş, Alevi- Türkmen içerisinde benimsenme olanağı bulmuştur. Özellikle Aleviliğin bir türevi ve Aleviliği yeniden biçimleyen, derneştiren, onları eğiterek disipline eden bir eğilim olarak kendini ortaya korken, Balım Sultan’la kentsel kesimlere ve Osmanlı aydınları arasına da girmiştir. Böylece Bektaşilik tarihinde yeni bir dönem başlar ve Bektaşiler; ''“Köy Bektaşisi”'' ve ''“Kent Bektaşisi”'' olarak farklılaşırlar. Kent Bektaşiliğine ''“Nazenin Tarikatı”'' veya ''“Babagan Kolu (Babalar Kolu)”'' da denir.


== Kaynakça ==
== Kaynakça ==

Sayfanın 20.46, 16 Aralık 2011 tarihindeki hâli

Şablon:İslam Alevilik Bektaşiliği kurumlaştıran önder olarak bilinen Balım Sultan, 1457’de Dimetoka’da doğmuştur. 1517 tarihinde hakka yürümüştür. Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'nin mânevî kızı Fatma Nuriye Hatun (Kadıncık Ana - Kutlu Melek)'un torunu Mürsel Baba'nın oğludur. Geniş bir kitleye göre de Bektaşiliğin önemli bir ulusudur. “İkinci pir-î (pir-î sânî)”, kurucusu ve kurumlaştırıcısı olarak görülür. Kurucusu değildir ancak “ikinci piri” olduğu, kurumlaştırdığı, yolu yasal bir kurum durumuna getirdiği, Bektaşiliğin var olan yapısına yeni bir biçim kazandırdığı, erkanını geliştirerek yeniden düzenlediği kesindir. Bektaşilik onunla birlikte devlet tarafından tanınır ve geniş yığınlara mal olur. 1501’de dönemin padişahı kendisi de Bektaşiliği benimsediği iddia edilen II. Bayezid tarafından Kırşehir’deki Hacı Bektaş Dergahı’nın başına atanır. Amaç; Türk/Türkmen Kızılbaş-Alevi-Bektaşi’yi Safeviler’in etkisinden korumaktır. Bu durum Bektaşilik'le devletin ilişkilerini arttırır. Bundan sonra, devlet içerisindeki birçok yönetici bürokrat ve ulemadan insanlar doğrudan Bektaşilik Tarikatı’nın üyeleri olurlar.

Balım Sultan, Hacı Bektaş-ı Veli’den sonraki “mihenk taşı”dır. Bektaşiliğin toplumsal ve insancıl yönlerini, barışseverliğini ve yardımseverliğini ön plana çıkaran bir gönül eridir. Yüzyıllardan beri gelen Alevi-Bektaşiliğe ait kuralları derlemiş ve dergahta bir düzen içerisinde yaşama geçirilmesini sağlamıştır. Sözel olan Bektaşi geleneğinde düzenlemeler yaparak, yazılı metin haline getirmiştir. Yapısal olarak Bektaşiliği “kurallara bağlamış”tır. Balım Sultan'la Bektaşilik erkannamesi son biçimini almıştır. Böylece geniş bir coğrafik alana yayılan Bektaşilik uygulamasında “bir örneklilik” sağlanmış olur.

Balım Sultan 16. yy. yılda Bektaşiliği, Haydariliğin bir kolu ve türevi olmaktan kurtararak, Haydarîlik etkilerinden arındırır. Osmanlı Devleti’nin de desteğini alarak Hacı Bektaş-ı Veli’nin adına yeniden yapılandırır. Artık bu yüzyıldan sonra Bektaşilik bağımsız bir tarikattır. Diğer Bâtınî-Alevi eğilimli tarikatları içerisinde eritip özümleyecek güçtedir.

Balım Sultan yola, tarikatın pratiğine sürekli bir biçim ve içerik kazandıracak yeni etkiler getirmiştir. Geliştirilen erkana göre yola girenlerle sıkı ilişki içerisinde örgütlenmiş bir Bektaşi toplumu ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Tarikata bir disiplin getirmiştir. Kent içi ve kenti çevreleyen tekkelerde daha yetkinleştirilmiş “bir ritüel ve örgütlenme” başlatmıştır. Giderek düzenlenmiş sistemin dışında kalan köy gruplarından farklılaşan, bir biçime ulaşmış Bektaşilik Tarikatı yaratmıştır. Bu örgütünü kendisi tarafından kurulan sistemin “ruhani ve örgütsel” başı olan Dedeler’le yaymayı ve yaşatmayı amaçlamıştır.Çelebiler Anadolu ve köylük yörelerde tutunurken, kentsel yörelerde Balım Sultan Ekolü benimsenir. Balım Sultan, soydan Alevi olmayanlara kapı açarak Bektaşi olabilmelerinin yolunu açarak, Alevi-Bektaşilik alanında önemli bir reform yapar. Dedebabalık’la yönetilen Bektaşiliğin bu kolu yeniçeri ocaklarının kapatılmasıyla büyük bir güç kaybetmiştir. Ancak 1800'lerin sonu ve 1900'lerin başında tekrar hareketlenmiş İstanbul ve Rumelideki bir çok Ocak yeniden uyandırılmış ve Osmanlı Eliti içinde etkin olmuştur. Cumhuriyet döneminde Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasıyla birlikte tekrar zayıflamıştır. Günümüzde başta Rumeli ve Balkanlar olmak üzere birkaç milyon kişilik muhibbi bulunan önemli bir topluluktur.

Balım Sultan'ın getirdiği yeni usullerin en önemlileri Dedebabalık, evlenmemiş(“mücerret”) babalık kurumu ve “mengüç”tür. Ayrıca İbahilik, teslis (üçleme), tenasüh ve hülul anlayışları da Balım Sultan'la birlikte Alevi-Bektaşilik'e girmiştir.

Balım Sultan’a kadar Bektaşilik, genellikle kırsal kesimlerde ve köylük yörelerde tutunmuş, Alevi- Türkmen içerisinde benimsenme olanağı bulmuştur. Özellikle Aleviliğin bir türevi ve Aleviliği yeniden biçimleyen, derneştiren, onları eğiterek disipline eden bir eğilim olarak kendini ortaya korken, Balım Sultan’la kentsel kesimlere ve Osmanlı aydınları arasına da girmiştir. Böylece Bektaşilik tarihinde yeni bir dönem başlar ve Bektaşiler; “Köy Bektaşisi” ve “Kent Bektaşisi” olarak farklılaşırlar. Kent Bektaşiliğine “Nazenin Tarikatı” veya “Babagan Kolu (Babalar Kolu)” da denir.

Kaynakça

Balım Sultan