Kullanıcı:Gökçe Yörük/Avar Kağanlığı

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Buraya Avarlar maddesine katkı olacak şekilde Rusçadan çevirdiğim metni ekliyorum, selamlar...Ertly 16:10, 12 Ocak 2009 (UTC)

Аvarlar, (Yunanca Άβαροι, Ουαρχωννιται, bir tür zırh; Rusça О́бры) göçmen kabile topluluğudur. 6. yüzyılın başlarında batıya doğru göçmeye başlayacak ve Pannonii isimli Avar Kağanlığını kuracak ve 9.yüzyıla kadar ayakta kalacaktır. Avarlara ilişkin bilgiler Bizans (Feofilakt Simokatta, Menandr, John Efessky) ve Frank (Fredegara Günlükleri, Pavel Diakon) kaynaklarında bulunur. Avar kelimesinin kaynağı ise tam olarak bilinmemektedir.

Kökenleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Etnik olarak Avarlara dair farklı teoriler bulunmaktadır. Avarların Moğol, Pers ve Türk kökenli olduklarına dair farklı teoriler bulunmaktadır. Ancak tüm teorilerin ortaklaştığı nokta Avarlara bağlı kabile topluluğunun homojen bir etnik kökene ait olmadığı yönündedir. Avrupa’ya doğru göç hareketinde özellikle Türk kabilelerinden yoğun şekilde etkilenmişlerdir. J.Markvart, V.Eberhard, R.Grusse, K.Menges, P.Pelo, E.A.Helimsky gibi tarihçilere göre Avarlar Moğollardan gelmektedir. Bu teori kanıtlarını genellikle dilbilim alanından bulmaktadır. Erken Moğol kaynaklarının Slav dillerine olan benzerliği bu teoriyi kuvvetlendirici şekilde benzerdir. Genel kabul görülen kanı ise Avar birliğinde Moğol kabilelerin varolsa da bunların Avarların çekirdeğini oluşturmadığı yönündedir. Eski dönemlerde Tarım Havzası ve Afganistan’dan göç eden bir kavime dair bilgiler Çin kaynaklarında bulunmaktadır. Türk araştırmacı Mehmed Tezcan’a göre Çin kaynaklarında “Xya” ismi verilen kabile Afganistan’daki Beyaz Hun kabilelerindendir. Bu yöndeki tez Japon araştırmacı Katsuo Enoki’nin yanı sıra Nikolay Kyorrer, K.Tsegled, A.Hermann tarafından da desteklenmektedir. Hazırladığı “Çin Atlası”nda Hermann, Horasan ve Toharistan ve buraya komşu bölgeleri Avar kabilelerine ait geleneksel topraklar olarak adlandırır. Referans kitaplarında ise Türk kabilelerinin geçmişi Avarlara kadar genişletilmektedir. Bu tanım özellikle Avar Kağanlığı dönemindeki Türk etkisinin arttığı son dönemler için geçerlidir. Bilimsel alanda bu teoriyi geliştiren Macar tarihçi A.Rona-Taş’a göre Avarlar ilk dönemlerden itibaren Türk dilinin bir lehçesini konuşmaktaydılar ve Avar kabile birliğinin iskeletini Uygur Türkleri oluşturmaktaydı. Bazı araştırmacılar da Bizanslı tarihçi Fiofilakta Simokatty ve Menandora’ya dayanarak Avrupa’da bazı kabilelerin düşmanlarını korkutmak için Avar ismini kullandığını belirtmiştir. İmparator Justinyen Bizans tahtına çıktığı zaman Yap ve Hinni isimli bazı kabileler Avrupa’ya gelmiş durumdaydılar. Bu kabileler kendilerine Avarlar diyecek ve liderlerine de kağan ismini vereceklerdir. Bu kabilelerin neden başka bir kabilenin ismini aldığına dair tarihçiler Gumilev ve Artamonov’un da katıldığı bir açıklamaya göre Yap ve Hinni kabilelerinden Varselt, Unnigi Sabiri gibi kabileler bulundukları askeri olarak kötü durumlardan dolayı komşu Avar kabilelere elçiler gönderecek, değerli hediyeler karşılığında yardım talep edeceklerdir. Avarların da onlara elçiler göndermesini fırsat bilen kabileler İskit halkları arasında en gözükara ve en savaşçı kabile olan Avarların isimlerini çalarlar. Bu kabileleri asıl Avarlardan ayırt etmek için tarihçiler, sahte anlamına gelen pseudo-Avarlar terimini kullanmaktadır.

Etimoloji[değiştir | kaynağı değiştir]

Avar kelimesinin etimolojik kökenini açıklayan bir kaç hipotez bulunmaktadır. Pers kültürünü inceleyen Abaeva kelimenin İran kökenli olduğunu iddia eder. Kelime İran dilinde getirmek, sonuçlandırmak, geçiş yapmak anlamına gelmektedir. Ayrıca gezgin, serseri, mülteci gibi anlamlarda da kullanılmaktadır. Kafkas dillerinde sık kullanılan awarag kelimesi, peygamber, elçi, mesih anlamına gelir. Türkçede ise avare kelimesi boş gezen, aylak, derbeder anlamındadır. Mehmed Tezcan ise apar isminin tarihteki rolünü araştırdığı eserinde [1] dönemin Ermeni kaynaklarında bu ismin kullanıldığını belirtecektir. Benzer değerlendirmelerden yola çıkan tarihçiler Ermeni kaynaklarında bahsedilen Aparların Avarlar olduğunu kabul edecektir. Tezcan eserinde fonetik açıdan Avarların Moğollardan gelmiş olamayacağını da belirtir. Laslo Rasoni Türkçe olarak basılan “Tarihte Türklük” adlı eserinde avar kelimesinin karşı koyan anlamında kullanıldığını yazar. [2] Nemet’e göre ise awa ön ekinin Bulgarcadaki direnmek karşı koymak anlamından avar isminin kaynaklandığını yazacaktır. [3] P.Pelo’ya göre ise av fiili imha etmek, tahrip etmek anlamındadır, buna göre avar ise tahrip eden olmaktadır.

Avar dili[değiştir | kaynağı değiştir]

Avarların diline dair veriler oldukça azdır ve güvenilir yorumlar yapmaya engel olmaktadır. Yazılı kaynaklarda bulunan Avar ünvanları ve kişi isimleri Altay dil ailesinde yaygın isimlerdir. Arkeolojik verilere göre Avarlara ait yazılı metinler çözülmeyecek kadar kısadır. Avar diline dair veriler içeren tek bir anıtta ise batık bir Nad-Sent-Miklosh define gemisinden çıkmış, ancak Yunan harfleriyle yazılı olan metin Rus dilbilimci E.Helimski, ekibi tarafından incelenen buluntulardan sonra kullanılan dilin Tunguzca olduğunu söyleyecek, başka bir dilbimici olan O.Mudrak ise dilin Bulgarcaya benzediğini iddia edecektir.

Siyasi tarih[değiştir | kaynağı değiştir]

555 yılında Avarlar Türk kabilelerinin basksıyla batıya doğru göç etmek zorunda kalır ve Aral Denizi ile Volga arasındaki bölgeye yerleşir. 557 yılında Avar atlıları Kuzey Kafkasyada görülecek ve buralardaki kabilelerle çatışma içine girecektir. Bizans’ın müttefiki olan Alanlar ve liderleri Sarosija ile anlaşan Avarlar, Konstantinapolis’e elçi gönderecektir. 558 yılında Bizans ve Avarlar arasında müttefiklik antlaşması imzalanır. Ancak o dönem Bizans’ın en büyük düşmanı olan Perslere karşı saldırmak yerine Dağıstan’da Kuma Irmağı çevresindeki Sabirov, Barsilami ile Don üzerindeki Utigileri ağır yenilgiye uğratacaktır. Ayrıca Bizans’ın onayını almaksızın Sasanilerle müttefiklik ilişkisine gireceklerdir. Karadeniz kıyılarında Bizansa düşman kabileleri de yendiklerinden ötürü daha fazla yağmanın bulunduğu Tuna bölgesine, Karpatlara giderler. Burada Bizansı zorlayan Antam kabilesine saldıran Avarlar hakimiyetlerini kuracaklardır. Buradan sonra kuzeye saldıracaklardır. Tarihçi John Efessky’ye göre avarlar artık birçok halkı fethetmiş durumdadır. 565 yılında Bizans imparatoru II. Justiniaus artık Avarlara hediyeler gönderme politikasına son verecek, Bizansın Avarların hizmetlerine artık ihtiyacı olmadığını düşünecektir. Avarlar sonraki dönemde sürekli olarak barbar kavimlerle savaş halinde olacaktır. 565 yılında Thuringia’yı talan edecek ve Frank kralı I. Sigiberta’yı esir alacaklardır. 567 yılında Lombarlarla ittifak kurarak Ostrogot Gepidleri yeneceklerdir. Lombardlara İtalya’yı bırakan Avarlar kağanları Bayan liderliğinde Zadunavja’yı merkez alarak bölgeye yerleşirler ve Bizans’a bağlı toprakları yağmalamak için seferler düzenlerler. Bayan 568 yılında Bizans’ı tehdit ederek vergi isteyecek, isteğinin yerine geirilmemesi halinde Bizans topraklarını yerle bir edeceğini söyler.

Avar Kağanlığı[değiştir | kaynağı değiştir]

Yetenekli ve savaşçı liderleri Bayan komutasında Avarlar Bizansın Slav saldırılarına sahne olan kuzeybatı sınırlarını korumak karşılığında Bizanstan haraç almaktaydı. 587 yılında Bizans İmparatorunun Tiveri’nin kendisine gönderdiği takviye birliklerle Bayan, Slav kabilelerini Yunan Yarımadasında yenecektir. Avarlar batıda Thurungia’ya, güneyde İtalya’ya ve neredeyse Konstantinapolis’e yaklaşmışlardır. İlirya ve Dalmaçya’da hakimiyetlerini kurmuşlardır. En güçlü oldukları dönemde kağanlıkları Elbe’den Alplere, Karadenizden Adriyatik Denizine uzanmaktaydı. Müttefiklik ve anlaşmalar vasıtasıyla Don ve Baltık’ta da hakimiyet kurmuş, sadece savaş ve ganimet ile değil, ticaretten de vergi laarak zenginleşmişlerdir. Avarlar 626 yılında uzun süren Pers-Bizans savaşlarına dahil olacak ve Slav kabileleriyle beraber Konstantinapolis’e saldıracak ancak başarılı olamayacaklardır. Deniz kuvveti olmadan saldırıya geçen ve çok iyi savunulan şehri alamayan Avarlar geri dönmek zorunda kalacaklardır. Avarlara karşı oluşan Bulgarlar, Franklar ve Slav birliğiyle olan mücadeleler sonucu olarak gerileyen Avar hakimiyeti öncelikle Macar Ovasını, daha sonra ise Karadeniz kıyılarını ve Dalmaçya kıyılarını kaybedecektir. Avar Kağanlığının kesin yenilgisi ise 7.yüzyılın sonunda gelecektir. Frank kralı Charles’a karşı ayaklanan Bavyera prensi II. Tassilo’nun yardım çağrısıyla savaşa dahil olan kağanlık 788 yılında Bavyera ve kuzey İtalya’yı işgal edecektir. Franklarla Avarlar arasındaki uzun savaş böyle başlayacaktır. 791 yılında Slovenlerin, Hırvatların da dahil olduğu Frank ordusu Avarlara karşı büyük bir saldırı düzenleyecek ve Avar topraklarına fetih için gireceklerdir. Avarlar arasında savaşta alınan başarısızlıklardan ötürü bir iktidar kavgası yaşanırken 796 yılında Avarların Transilvanyadaki merkezi ele geçirilecektir. Düşmanlarını köt durumda yakalayan Bulgarlar da durumdan faydalanmak isteyecektir. Avar liderleri her şeye rağmen savaşacak ve umutsuz durumda teslim olmayı redderek neredeyse tüm Avar soylularının yokolmasına sebep olacaklardır. Avar devletini her ne pahasına olursa olsun ayakta tutmak isteyenler direnişi devam ettirse de Avar toprakları yağmalanacak ve yakılacaktır. 803 yılında tüm Avar toprakları Bulgarlarca ele geçirilmiş olacak ve Bulgarlarla Avarların çok yakın kabileler olmaları Avarların bunlar içersinde asimile olmasını hızlandıracaktır. Avarlar bundan sonra kabile olarak Bizansa karşı Bulgar kabilelerinin yanında savaşacaktır. Franklar boyun eğdirdikleri Avarlara doğuda bugün Macaristan’ın Szombathely kentinin bulunduğu yeri içeren toprakları verecektir. Burada tekrar gelişen ve güçlenen Avarlar Frank hükümdarlarına karşı yeniden isyan bayrağını kaldıracaklardır. Frank hakimiyetine karşı başkaldıran kabileden 822 yılı kaynakları bahsetmektedir. 9.yüzyıl boyunca ise Avarlar, Slav ve Cermen yerleşimcilerin arasında erimişlerdir.

Avar kağanları[değiştir | kaynağı değiştir]

  • Zhuzhansky dönemi
522-552 - A-na-kuej
552-554 - Kutty
  • Avrupa Avarları
552? - 558 - Kandlik
562-602 - Bayan
602 630 – Bayan’ın iki oğlunun iktidarı

814 yılında Franklar önünde son ve kesin yenilgi alınmadan önce Avar önderi Tudun Kazhd’ın Teodorus ismini aldığı B. Lukács tarafından rivayet edilir.

Avar ekonomisi[değiştir | kaynağı değiştir]

Avarların ekonomik sistemi zayıftır ve göçebe hayvancılık üzerine kuruludur. Tarım Avarlarda gelişmemiş, ancak onlara bağlı kabilelerde görülmektedir. Kölelik avar toplumunda çok yaygın değildir. Köleliğin yaygın olmadığını özellikle 6.yüzyıldaki bir fetihten sonra Avarların esir ettikleri yaklaşık 10 bin kişiyi öldürmelerinden anlıyoruz. Aynı zamanda Avarlar tarafından esir edilerek ülkenin bir başka bölgesine gönderilen esirlerin bir süre sonrasında özgürlüklerine kavuştuklarını görüyoruz. Avar kabileleri liderleri olan kağanlarını belirlerdi. Avarlar bir süreden sonra asker yetiştiren bir kavime dönüşmüştür. Avarlara ait mücevher eşyaları çok estetiktir ve sanat alanındaki ilerlemeyi gösterir. Avarlar çok güzel halılar, işlemeler meydana getirmiş, ayrıca gümüş işlemeciliğinde ilerlemişlerdir. Tüm Avrupa’da Avarların özel kemerleri aranmaktadır. Avar sanatında Türk, Pers ve Çin izleri görülebilir.

Ordu[değiştir | kaynağı değiştir]

Avarlara ait ailahlar ve zırhlar Alman ve Bizans tarzlarını andırı. Avar ordusunun temel gücü süvaridir. Avrupa’daki şövalye geleneğinin bu tür süvarilerden geldiği öne sürülmektedir. Avrupa kavimleri ilk kez Avarlarda üzengiyle tanışmış, ayrıca süvari kılıcını da ilk onlarda görmüştür. Avar soylularının miğferleri diğerlerinden farklı olurdu. En yetkili komutan olan kağanın iktidarı toplanan ulusal meclis tarafından verilmekteydi. Kağanın eşine hatun, kağanın yardımcılarına ise tudun denirdi. Tudunlar büyük çoğunlukla ülkenin başka bölgelerindeki yöneticilerden oluşurdu. Bölgelerde ise yerel soylular, tarkanlar bulunurdu. Tarkanlar çeşitli düzeyde kabile liderleriydi. Kabile ve kağanlık hayatında yaşlıların ayrı bir yeri olurdu. Burada bahsedilen terimlerin birçoğu Tüklerde görülen terimlerle aynıdır. Bu yönde yapılan araştırmalarda ise Avarların doğrudan Asya’yı terk ederek göçen bir Türk kabilesi olduğu tezinin doğru olduğuna ait kanıtlar bulunmamaktadır. Sonradan Avar ismini alan kabilelere nazaran gerçek Avarlar kağanlıkta azınlıktadır. Bu karışıklık yüzünden Avarların etnik bileşiminin anlaşılması zordur. Avar Kağanlığı da göç eden uluslar içinde bir tanesidir. Avarların yarattığı ortamda onlara bağlanan birçok kabile asimile olacak ve karışacaktır. Avarların savaş taktikleri Moğollarınkine benzemektedir. Sürekli düşmanı rahatsız ederek yakından savaş yerine uzaktan ok saldırıları ve beklenmedik anda süvari hücumu tercih edilmektedir. Saldırının tarzı belirsiz olduğundan düşman sürekli olarak moralsiz bırakılacak ve beklenmedik saldırılarla ordusunun dağıtılması başarılacaktır. Bizanslılar Avarların saldırı taktiklerini yıllarca inceleyecek ve benimseyeceklerdir, ayrıca Avarlardan üzengiyi alacaklardır. Ayrıca Avarlar süvariye karşı başarısız olsa da ormanlık alanda savaşmak için Slav piyadelerini de yetiştirip kullanmıştır. Avarların özel uçlu okları 500 metreden hedei öldürebilmekte, 200 metreden ise metal zırhı delebilmektedir. Avar okçuları dakikada 20 ok atabilirdi.

Antropolojik veriler[değiştir | kaynağı değiştir]

Avarların %80’i Avrupa kökenli, %38’i Baltık ve Akdeniz kökenlidir. Avrupada Avar kabileleri etnik olarak Avrupalıdır. Arkeolojik kazılarda elde edilen bulgular bu verileri doğrulamaktadır. Çıkık burun ve çene kemiklerinin yanı sıra uzun boylu sarışın erkeklere ait kalıntılar bulunmuştur. Buluntuların arasında Sarmatya, Kafkasya ve Moğol halklarına ait örnekler de bulunmuştur ama sıklık olarak azınlıktadır. Mezarların yapısına göre yapılan değerlendirmelerde sosyal yapı olarak Moğollarla benzerlikler bulunmuştur. Uzmanlar arasında buna karşı çıkanlar olduğu gibi (Gumilyovym), onaylayanlar da bulunmatadır (Istvan Erdeji). Muhtemelen Avrupaya ilk ayak basan Avarlar uzun ve sarışın olsa da azınlıktaydılar ve Cermen kavimleri, Sarmatlar, Baltlar içerisinde asimile oldular.

Gelenekleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Avarlar, Cermen kabilelerinden Bavarialılarla temas etmiştir. Bavaria kelimesinin ise beyaz avarlar veya asil avarlar anlamına geldiği iddia edilir. Ayrıca eski Yunan şehirlerinden Navarin’in isminin de “eis ton Avarinon” (burada avarlar vardı) anlamına geldiği söylenir. Arnavutluk’daki Antivari’nin “Civitas Avarorum” (Latince:Avarların topluluğu) olan ismi de Avarlardan gelir. Ayrıca tarihçilerin geneli tarafından (J.Markvart, O.Pritsak, V.F.Minorsky, V.M.Bejlis, M.G.Magomedov, Т. M.Ajtberov) kabul edilen teze göre Kafkaslarda ve özellikle Dağıstan’da Avarların bulunmuştur. Afganistan’daki Kunduz bölgesi ortaçağda “Var-Valiz” (Avarların şehri) olarak bilinmekteydi. Çin kaynaklarında ise bu şehirden “Ahuan” diye bahsedilir. Birçok Slav dilinde avar kelimesi büyük, dev anlamına gelmektedir ve özellikle edebiyat eserlerinde ve bilgisayar oyunlarında doğaüstü yaratıklar için kullanılmaktadır.

Avarların mirasçıları[değiştir | kaynağı değiştir]

Kafkasyalı Avarlar genetik olarak yeterince araştırılamamıştır. Y-DNA verisi konusunda sıkıntı olduğu için Kafkasya Avarlarının Avrupa-Asya Avarlarıyla bağları bilimsel olarak incelenememiştir. Dağıstan’da Avarlara ait zengin arkeolojik sahalar keşfedilmiş olmasına rağmen, bu sahalar arkeoloji disiplini haricinde incelenmemiştir. 8. ve 9.yüzyıllara ait kimi bulguların Sarmatlara ait olduğu düşünülmektedir. Ancak bölgedeki Pers etkisi de durumu karmaşıklaştıran bir unsur olaak değerlendirilmektedir. Bölgedeki Avarlara ait bilgilerin hangisinin bir efsane hangisinin doğru olduğuna dair veriler çok azdır. Bilinen gerçekler; avar kelimesi etnik olarak var olmasına rağmen bölgede Avar varlığına dair bilgi çok azdır, Moğollarla Avarlar arasındaki yakın ilişkilere dair belgeler mevcuttur, gen yapısı olarak Avarlar İranlılardan çok Dağıstanlılara benzemektedir.

Bilimsel analizler[değiştir | kaynağı değiştir]

Mitokondri DNA ve Y tipi kromozomlarına göre 2004 yılında Nasidze ve Ling tarafından yapılan araştırmalarına göre Avarlara Ruslar ve Polonyalılar Kafkasya halklarından (Karaçay, Balkarlar, Azeriler, İnguşlar, Adıgeler, Kabardaylar, Abhazlar, Gürcüler, Ermeniler, Dağıstanlılar) daha yakındır. Araştırmalarda Osetler, Çeçenler, Kürtler, İspanyollar arasında yakın benzerlikler ortaya çıkmıştır. İranlılar ve Dağıstanlılarla Avarların aralarında da yakınlık bulunamamıştır. Özellikle kavim olarak Avar olmayan ancak kendilerine Avarlar diyen kabilelerin Kafkasya’daki varlığı için bu yöntem geçersizleşmektedir. Kafkas Avarlarının Avrupa-Asya Avarlarıyla farkının belirtilmesi gerekmektedir. Genlerie dayanan yapılan araştırmalara göre ise Hırvatların büyük bir olasılıkla Avarlardan geldiği düşünülmektedir. Eldeki gen haritalarına göre Y-kromozomlarına göre yapılan incelemelerde Güney Avrupa’da yaygın görülmeyen gen sıralanışı Dağıstan kaynaklı olduğu bulunmuştur. Hırvatlarda bulunan ve özellikle Avarlara özgü olan gen yapısı Avrupa’da sık görülmeyen yapıdadır. Ancak yapılan tüm bilimsel incelemeler tek bir bilimsel disiplinle sınırlı kaldığında hataya açık olduğundan arkeoloji, dil bilimi, genetik ve tarihçilerin birlikte üretecekleri bilimsel analizler daha sağlıklı olacaktır.

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ Mehmet Tezcan’ın makalesi
  2. ^ Laslo Rasonyi.Tarihte Türklük. -Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 1971. -s.77
  3. ^ Nemet G. Hunlarin dili//Attila ve Hunlari. Ankara.1982

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]