Tartışma:Kani Karaca

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Vikiproje Biyografi (Başlangıç-sınıf, Az-önem)
VikiProje simgesi Bu madde, Vikipedi'deki Biyografi maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje Biyografi kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz. İş birliğine katılarak da projeye katkıda bulunabilirsiniz.
 Başlangıç  Bu madde Başlangıç-sınıf olarak değerlendirilmiştir.
 Az  Bu madde Az-önemli olarak değerlendirilmiştir.
 

[Iki aylıkken üveyannesi gözlerini kör etti, babasını kaybettikten sonra öz annesi de onu diri diri toprağa gömmek isterken kurtarıldı. Halası tarafından büyütüldü, hafız oldu.] Bu kisima referans lazim. Bunu yeni duydum ben..

http://www.belgeler.com/blg/2dy2/asitane-mayis Buradaki konuşmaları ve hakkındaki belgeselleri izlerseniz herşeyi öğrenirsiniz. Ben kendi konuşmasından dinledim ayrıca. Silmeden önce bir araştırsanız... 101 ve 118 nolu sayfaları inceleyiniz lütfen...

Not: (Sayfa 103) Mehmet Güntekin - Kani Karaca arasında geçen konuşma;

 K.K.- Ben gömülürken köylüler görüp kurtarmışlar… Nihayet benim halam, Allah gani gani rahmet eylesin, bunu duyuyor…
 M.G.- Kaç yaşındasınız o zaman?..
 K.K.-O zaman… İşteee… Demek ki üç – dört yaşlarında mı neyim… Köylüler görüyorlar, diyorlar ki, “Biz seni rezil ederiz! 

Seni, gider hükümete haber veririz! Şöyle yaparız, böyle yaparız!” Derken ondan sonra bu tutumundan vazgeçiyor, pişman oluyor. Ve halam da bunu duyuyor; beni himayesine alıyor, en nihayet…

  M.G.-Artık size halanız bakmaya başlıyor?..
 K.K.-Evet, halam bakıyor. İşte yine arada sırada üvey annem de gelip bana bakıyor. Pişman olmuş… Kezzap atan o… Gene de bakıyor, ediyor… 

Biraz onun yanında, biraz halamın yanında, böyle geçimimi sağlarken… Halam diyor ki, hatta halamın kocası da… Diyorlar ki… (Duraklıyor… Yüzü yine ağlamaklı oluyor…) Onlara Allah rahmet eylesin… Onlar şimdi sağ olsalardı, ben bugün onların ellerini ayaklarını öperdim… Yani beni adam eden onlardı…

 M.G.-Allah rahmet eylesin…
 
 K.K.-Evet… Ondan sonra nihayet diyorlar ki halam ve kocası, “Bu çocuk hâfız olsun… Öyle şurada, burada, etrafta serseri gibi kalmasın… 

Şöyle böyle bir tutuma sahip olmasın…” diye düşünüyorlar… Halamların köyünde bir imam vardı… Bu zat da…

 M.G.-Abdi Efendi mi?
 K.K.-Yok, hayır… O Abdi Efendi ayrı… Onu da arz edeceğim… Bu zat hem imamdı, hem de saat tamir ederdi. Saatçi Ali Efendi derlerdi.