Kullanıcı mesaj:Neredekalblog/mesajlar

Karadeniz kıyısındaki Sinop TÜİK verilerine göre ülkemizin en mutlu kenti. Ormanla ve denizle kucak kucağa bir coğrafyada olmasının katkısı var mı yok mu bilinmez ama bizce mutfağının bu mutlulukla kesin ilgisi var. Çünkü Sinop sofralarında sebzeden hamur işlerine, et yemeklerinden balığa kadar çok geniş bir yelpazede birçok lezzet bulabiliyorsunuz.

1) Karadeniz’in olduğu kadar Marmara Bölgesi’nin de izlerini taşıyan Sinop mutfağının bu çeşitliliğinde nüfusu oluşturan Lazların, Gürcülerin ve Kıpçak Türklerinin emeği büyük. Her kültür geleneksel yemeklerini Sinop’un mutfağına bağışlayarak bir nevi zenginleşme sağlamış. Karadeniz balığıyla, orman ise çeşit çeşit nimetiyle bu zenginliği ganimete dönüştürmüş. E daha ne olsun ki!

2) Sinop’ta tarım en çok da buğday ve mısır üzerine. Ormanlık alanların büyük bir bölümünü ise kestane ağaçları oluşturuyor. Kentin yeme içme kültürünün temel malzemelerini oluşturan bu ürünler sofraların da baş tacı. Kent kestanesiyle de ayrı bir üne sahip olup, sıcak sunumdan tatlılara kadar birçok lezzete eşlik ediyor. En çok Erfelek ve Ayancık bölgelerinde yetişen kestaneden bal da yapılıyor. Ayva da aynı şekilde, çoğunlukla meyve olarak tükettiğimiz ayvayı Sinop’ta yemeklerin içinde de görebiliyorsunuz.

3) Kentte yemeklerde kullanılan baharatlar çoğunlukla fabrikasyon ürün değil. Dağlardan toplanıyor ve güneşte kurutulup baharata dönüştürülüyor. Bu yüzden kokusu, rengi ve damakta bıraktığı tat ayrı birer şahsiyet. Sebzeleri ise mevsiminde tüketiyor, çoğunlukla dondurulmuş ürün ve konserve kullanmıyorlar. Kışlıklar yazdan hazırlanıyor ve depolanıyor. Yani kışın yediğiniz yemeğin domatesi yazdan misafir ve hala yaz kokuyor. Turşu deseniz yine öyle, doğallıktan şaşmıyor ve her şeyin içine biraz el lezzeti serpiyorlar.

4) Kabuğundan ayrılmış buğdaydan yapılan keşkek yemeğinin Sinop’ta yeri ayrı. Hıdırellez’de, bayramlarda ve düğün gibi özel günlerde misafire hürmeten sofraya konulan keşkek birleştirici bir anlam ifade ediyor. Aynı zamanda bolluk ve bereketi de simgeliyor. Geleneksel bir keşkek ziyafetinde açık alanlarda ateşler yakılıyor, kazanlar kaynatılıyor ve topluca yeniliyor. Sinop’ta böyle bir güne denk gelme imkanınız yoksa keşkeği geleneksel yemek yapan restoranlarda da deneyimleyebiliyorsunuz. Bu yemek etli veya etsiz yapılabiliyor. İçine ise buğday dışında dövülmüş mısır ve kuru fasulye de katılabiliyor. — Bu imzasız yazı Neredekalblog (mesaj • katkılar) tarafından eklenmiştir. 13.52, 8 Ocak 2021 (UTC) Kaynak: https://www.neredekal.com/sinop/ — Bu imzasız yazı Neredekalblog (mesaj • katkılar) tarafından eklenmiştir. 13.55, 8 Ocak 2021 (UTC)

Tos Dağları Gizemli Köyler

Yolda olmanın en güzel yanı her zaman sizi şaşırtmayı başarabilmesinde saklı. Nerede neyle karışılacağınız belli olmuyor hiçbir zaman. İnsan ömrü mü yeter bütün güzellikleri keşfetmeye! Sığdırmaya çalışıyoruz işte. Fırsat buldukça yönümüzü yeni rotalara doğru çeviriyoruz. Hiç Toros Dağlarına doğru yol aldınız mı? Haydi, Toros Dağlarındaki saklı kalmış köylerden bahsedelim biraz. Güvenin bana, anlattıklarımı seveceksiniz.

Ormanlı Köyü ve düğmeli evler Bu köyümüz, ilginç yöresel mimarisi ile bizlere merhaba diyor. Bu özgün yapılara aslında Antalya'nın Akseki ve İbradı ilçelerinde ve köylerinde çokça rastlayabiliyoruz. Ormanlı Köyü de bu özgün yapılara sahip köylerden biri. Sadece yöredeki ağaç ve taş kullanılarak yapılan düğmeli evler, inşaat işinden anlayanları şaşırtmaya yetiyor. Evler, çimento veya harç gibi herhangi bir yapı malzemesi kullanılmadan yığma taş yöntemi ile inşa edilmiş.

Toros Dağlarının yüksek bölgelerinde bulunan katran ağacından (Lübnan sediri) kesilerek elde edilen ana malzeme ile iskelet inşa ediliyor. Piştuvan denilen dikine çıkan ahşaplara, kabur denilen yatay ahşaplar çakılıyor. Uçları duvarların dışından yuvarlar gözüktüğü için de bu yapılara düğmeli ev yakıştırması yapılmış. Ulaşım: İbradi İlçesi'nde bulunan Ormanlı Köyü, Antalya merkeze 170 kilometre uzaklıkta. Eğer Manavgat'tan yol alacaksanız 60 kilometrelik bir mesafeniz var. Antalya otogardan köye giden minibüsleri kullanabilirsiniz.

Üçoluk Köyü Torosların eteklerinde, Konyaaltı ilçesine bağlı Üçoluk Köyü, özellikle yaz mevsiminde birçok ziyaretçiyi ağırlıyor. Antalya'nın yer halkı, yazın nemli havadan kaçmak için kendisini Üçoluk'un serin havasına atıyor ve eylül ayına kadar orada kalıyor. Üçoluk Yaylası özellikle kamp yapmayı sevenlerin uğrak noktalarından biri. Burasını kamp rotanıza eklemeyi ihmal etmeyin. Ulaşım: 515 numaralı otobüs ile Antalya merkezden Üçoluk Köyü'ne ulaşabilirsiniz. Gürsü ilk kalkış noktasından otobüs 07.00, 12.00 ve 17.15 saatlerinde harekete başlıyor.

Sarıhacılar Köyü Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı Sarıhacılar Köyü de düğmeli evleri ile önlü bir köyümüz. Tarihi İpek Yolu üzerinde kurulmuş olan bu köy, ahşap oymacılığındaki başarısı ile ön plana çıkıyor. Köyde bulunan 600 yıllık cami, bunun en önemli örneklerinden biri. Selçuklular, Osmanlılar, Romalılar antik dönemde bu yolları, kervan ve göç yolu olarak aktif bir şekilde kullanmış. Ulaşım: Akseki'ye 8 kilometre, Manavgat'a ise 72 kilometre uzaklıkta konumlanıyor. Antalya merkeze ise 146 kilometre mesafede.

Kaynak: https://www.neredekal.com/antalya-otelleri/ — Bu imzasız yazı Neredekalblog (mesaj • katkılar) tarafından eklenmiştir. 07.19, 15 Ocak 2021 (UTC)

Türkiye'de Kışın Görülecek Yerler

Kış mevsiminin benim için en güzel yanı, kar yağışının meydana çıkardığı nefes kesen manzaralar. Doğanın bu döngüsüne tanıklık etmek gerçek bir velinimet. Hele bazı yerler var ki özellikle kar yağarken gidip görmek lazım. Kartpostaldan fırlamış gibi değil, kartpostallara ilham olan yerler buraları. Hep yaz tatili planları yapacak değiliz ya, kışın tadını çıkarmak için bir sürü farklı aktivite var. Hiçbir şey yapmak istemiyorsan bile bir dağ evi kiralayarak kar yağışının tadını izleyerek çıkartabilirsin. Yine de bazı yerler var ki, bu masalsı yerleri gidip görmek gerek. Üşenmeyin ve listenize bu yerleri ekleyin.

Ani Harabeleri – Kars 1001 Kilise Şehri olarak anılan Ani Harabeleri, çok köklü bir geçmişe sahip. Bölgedeki yerleşimin Bronz ve Demir çağlarına kadar vardığı söyleniyor. Ayrıca İslam mimarisine ait izler de görebiliyoruz. Bunun yanında 40 tane kilise, anıt mezarları ve şapel mevcut. 2016 yılında da burası UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girdi. Kar ile kaplı Ani Harabeleri, sizi kesinlikle masal diyarına götürecek.

Çıldır Gölü – Kars Yine Kars’tan devam edelim. Ardahan ve Kars ili sınırları arasında kalan Çıldır Gölü, Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük tatlı su gölüdür. Bu doğal set gölü kışın tamamen donuyor. İşte bu nedenle kar yağışı zamanı buraya gelip bu manzaranın tadını çıkarmanız lazım. Bir üzücü durumdur ki göl ve çevresindeki tarım alanlarında kullanılan kimyasallar ne yazık ki çevredeki ekolojik durumu ve gölü olumsuz etkiliyor.

Kapadokya – Nevşehir Yılın hangi zamanı giderseniz gidin insanı kendine hayran bırakmayı başaran Kapadokya’yı bir de karlar altında deneyimleyin. İnsanın nutku tutuluyor. Kapadokya büyülü bir yer. Yaz mevsimindeki hali mi yoksa karlarla kaplı zamanı mı daha güzel karar veremiyor insan.

Saklıkent – Antalya Antalya'nın en güzel yanlarından biri, insanın aynı anda hem kışı hem de yazı yaşayabilmesi. Sahil kenarında tişört ile gündüz dolanırken, Saklıkent'e doğru yol aldınız mı bir anda kış moduna geçebiliyorsunuz. Kış aylarında kayak yapmayı sevenler Saklıkent'e akın ediyor. Hem kolay hem de orta zorlukta iki adet pisti bulunuyor. Ayrıca sadece kayak değil, şömine keyfine romantik bir ortamda varabileceğiniz çok güzel kiralık yerleri de var. Kışın tadına varmak için hiç düşünmeden burayı tercih edebilirsiniz. — Bu imzasız yazı Neredekalblog (mesaj • katkılar) tarafından eklenmiştir. 08.56, 20 Ocak 2021 (UTC)

Ülkemizin Kış Güzellikleri

Kartepe – Kocaeli İsminde "kar" olan bir yeri, kar yağınca görülmesi gerekenler listesine eklemeyeceksiniz de nereyi ekleyeceksiniz? Tam tamına 12 piste sahip olan Kartepe Kartepe’ye, kış dönemi çevre illerden birçok kişi geliyor. Günübirlik kayak keyfine gelenlerin yanında konaklamalı tatili tercih edenler de bir hayli fazla. Uygun fiyata ekipmanlar kiralayarak kayak yapmayı burada öğrenebilirsiniz. Eğer gitmeyi ve orada kalmayı düşünüyorsanız çevre civardaki otellerin birinden rezervasyon yaptırmayı ihmal etmeyin.

İshak Paşa Sarayı – Ağrı Yapımı 99 yıl süren İshak Paşa Sarayı, yerli ve yabancı birçok turist tarafından her mevsim ziyaret ediliyor. Türkiye'nin Doğu'ya açılan kapısı olarak anılan Doğubeyazıt'a 8 kilometre mesafede konumlanıyor. Buraya vardığınızda tüm görkemi ile Ağrı Dağı karşınızda sizi selamlıyor. Ayrıca Osmanlı mimarisinin, Anadolu'da günümüze ulaşabilen tek saray yapısı olarak kabul ediliyor.

Erciyes – Kayseri Kayak tutkunlarının en çok uğradığı kayak merkezlerinden biri de Erciyes. 30'dan fazla pisti ile Türkiye'nin en büyük kayak noktalarından biri olmayı başarmış. Kar kızağı, kar motoru, buz pateni, snowboard ve kar yürüyüşü gibi birçok farklı alternatifi burada deneyebiliyorsunuz. Kış tatiliniz için Erciyes'i kesinlikle değerlendirmelisiniz.

Ilgaz – Kastamonu Kastamonu ve Çankırı şehirleri arasında bulunan Ilgaz, kar yağışının tadını çıkartabileceğiniz ve aynı zamanda kayak da yapabileceğiniz harika lokasyonlardan biri. Eğer kayak yapmayı bilmiyorsanız Yıldıztepe Kayak Merkezi'nde öğrenmeye başlayabilirsiniz.

Ayder Yaylası – Rize Yemyeşil doğası ile bildiğimiz Karadeniz'i bir de bembeyaz halde görün derim. Canım Karadeniz... Hırçın, zorlu ve aynı zamanda her zaman harika olmayı başarabiliyor. Ayder Yaylası'na gelip yayla evlerinde kalın ve kar yağışının tadını çıkartın. Manzara keyfinin yanında kızak yapabilir ve buradaki kaplıcalarda vakit geçirebilirsiniz. Türkiye’de kar yağışını izleyebileceğiniz, karın keyfine varabileceğiniz harika yerlere sahip. Sizin favori yeriniz neresi? Bizimle paylaşır mısınız? Hepinize iyi tatiller! — Bu imzasız yazı Neredekalblog (mesaj • katkılar) tarafından eklenmiştir. 11.18, 2 Şubat 2021 (UTC)