İçeriğe atla

Kullanıcı mesaj:Danger794

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Konu ekle
Vikipedi, özgür ansiklopedi

[size=12pt][b][color=black]The Exorcist[/color][/b][/size] [b]The Exorcist | Türkçesi şeytan demek 1973 yapımı William Friedkin filmi. [color=black]Fillmin Konusu[/color]: Merrin, Irak'ta kazılar yapmakta olan bir rahiptir. Orada Şeytan Pazuzu ile ilgili bir şeyler bulur. Bir tarafta ABD'de ise ünlü bir sinema oyunucusun kızı Regen MacNeil psikolojik rahatsızlıklar gösteremeye başlamıştır. Peder Damian ise annesinin rahatsızlığı ile birlikte inancını sorgulamaktadır. MacNeil'in rahatsızlığı artarken doktorlar bunun tıptaki karşılığını bulamazlar ve bir efsane olan şeytan çıkarmayı anne Chris McNeill'e önerirler. Anne ise Peder Damian'dan yardım diler.[/b]

[b]Film dünyada ki ilk şeytanla ilgili çekilmiş olan filmdir. Tüm dünya ülkelerinde çoğu sahnesi yasaklanmıştır. Çoğunuzun tanıdığı ekranda birden berilen o çirkin ve korkunç kadın bu filden kesilmiş bi resimdir. Film +21'dir ve bu film vizyona girdikten 10 yıl içinde dolusuyla intihar, cinayet ve cinnet vakaları, ruhsal değişmeler ve psikolojik yeni sorunlar ortaya çıkmıştır. Filmden sonra kadrodaki çoğu oyuncu bazı rahatsızlık ve skatlıklar geçirmiştir set ekibinden ise 2 kişi ölmüştür, filmin başrolünde oynayan Regan MacNeil daha küçük yaşta filmde oynamıştır. Regan MacNeil filmden sonra 8 kez kolunu kırmış ve aşırı derece kilo almıştır. Filmden sonra dolusyula paranormal olaylar yaşanmıştır.[/b] [b]Bu filmin ful yasaklı halini hiçbir sitede bulamazsınız.[/b]

[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=0iS59iV2Ffs[/youtube]

[size=12pt][b][color=black]Grave Encounters[/color][/b][/size]

[b]Filmin konusu: Kanadanın bi şehrinde önceden kaptılan bir akıl hastanesinden garip olaylar olmuş ve bu akıl hastanesi uzun yıllar önce kaptılmıştır. Bunu bi belgesel yapmak isteyen yapım şirketi 5 tane kişiyi bu hasteneye gönderir. Bu 5 kişi bir medyum tutarak hastaneye girerler ve başlarına gelen paranormal olayalr olur (Hikaye çok uzun)[/b]

[b]Filmde geçen o akıl hastanesi gerçektende vardır ve şuan da kanadanın bi şehrinde duruyordur. Bu hastanede gerçekten garip olaylar olmuştur, şu anda orası yasak bölge ve girmek için askeri izinler gerekiyor işin ilginç noktası filmde oynayan kişilerin o filmi çektikten sonra bir daha ortalıklarda hiç gözükmemeleridir. Aynı hastanede Supernatural adlı dizide çekilmiş ve dizi çekimi pek çok aksaklıklar yüzünden çok uzamıştır.[/b]

[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=g8FBRATbJoA[/youtube] [b][color=black][size=12pt]İstanbul Efsanesi: Gizemli El[/size][/color][/b]

[b]Bu efsaneye göre At meydanı'nda bulunan Dikilitaş'ın dibinde bakırdan tılsımlı bir el varmış.

Hangi tüccar İstanbul'a mal getirecek osla doğrudan Dikilitaş'a gider , mala biçtiği değerin tutarını elin içine koyarmış. Bu bakır el malın gerçek değerini avucunu kapatarak bildirirmiş.

Günlerden bir gün , Anadolu'dan gelen bir tüccar satmak üzere yanında getirdiği bir atla birlikte Dikilitaş'a gelmiş ve atın bedelini söylemiş. " On bin akçe " Sonrasında bakır ele parayı saymaya başlamış. Ancak konulan para kırk akçeyi bulduğunda el kapanmış. At tüccarı bu duruma çok öfkelenmiş. "Kırk akçe ne demek ben bunu on bin akçeye bile vermem. Ben bu eli şöyle yapar böyle ederim diyerek öfkeyle sövüp saymış sonra da hırsını alamayıp bir vuruşta eli kırmış.Çevredeki kollukçular derhal adamı yakalayıp boynunu vurmuşlar. İki gün geçmeden de at ölmüş derisi de kırk akçeye satılmış.

Efsane ile ilgili notlar ;

Efsanede sözü geçen At Meydanı İstanbul'un birinci tepesinin çekirdeği olarak kabul edilen ( Roma çağından kalan ismiyle ) Hipodrom 'dur. Türkler İstanbul'u aldıktan sonra bu ismi Türkçeleştirmişlerdir. Hipodrom' da Ayasofya yönündeki düz kenardan başlayan araba yarışları , şimdi Marmara Üniversitesi Rektörlük Binası' nın bulunduğu yuvarlak uçtan kıvrılıp yine başladığı yere döner ve orda biterdi.[/b]

[b][color=red]Alıntı Değildir...[/color][/b]

[b][color=red]Bundan sonra yazanlar bi kitaptan alıntıdır[/color][/b]

[b] Olayı yaşadağımda 13 yaşındaydım. Yazları babamın ailesi ile yazlığa gider üç ay kalırdık. Biz çocuklar için iyi bir tatil, aile büyükleri içinse kışlık erzaklarımızın temini için güzel bir fırsattı. Bu çiftlik babamın dedesinin doğduğu evmiş, yani yüz yıllık tam bir ata yadigarıydı.

O gece uykumdan çok susamış olarak uyandım. Ev işlerıne ve bize bakan Emine teyze'ye seslenmeme rağmen uyandıramadım. Sesime benden bir yaş küçük kuzenim uyanmıştı.

Birlikte aşağı inerek su içtik, tam yukarı çıkacaktım ki mutfağın yanındaki killer odasına bahçeye açılan kapısında yaşlı amca gördüm.

Tahta'dan yapılmış sedirin kenarına oturmuştu.Kim olduğunu bilmediğim halde hiç şaşırmadım, çünkü civar köylerden ekimlerimizin toplanması için her zaman işçiler gelir, sabahın erken saatlerinde babannemin, uygun görürse işe almasını beklerlerdi.

Kuzenime yeni işçi amcayla konuşalım dediğimde kuzenim, benim çok uykum var, sen konuş dedi, ve yanımdan ayrılarak uyumaya çıktı.İşçi amcanın kıyafeti çok dikkatimi çekmişti. Başında şapkası, üzerinde gri elbisesiyle, o küçük yaşımda bile bana ilginç gelmişti. Yanına giderek merhaba dedim. Yaklaştığımda amcanın daha da yaşlı olduğunu gördüm. Nedense içim acıdı ; bu yaşta nasıl çalışacaktı? Yanına oturarak ne iş yapacağını sordum. Cevap vermedi; sanki beni görmeiş gibiydi. Kucağında tutuğu çantası ile meşguldü. Çeketinin koluyla çantanın üzerinde bulunan metal parçasını parlatıyordu. Elini çektiğinde sarı metalin üzerinde PTT yazısını okudum. Yukarı balkondan bakıcı teyze bana seslenince bir kaç adım atarak balkondaki teyzeye 'Geliyorum dedim'

Kafamı tekrar amcaya çevirdiğimde amcanın oturduğu yerde olmadığın gördüm. Çok üzüldüm, bakıcı teyzeden korktuğunu sanarak bir kaç defa amca diye bağırdıysam da ne kendisini gördüm ne de sesini duydum. Çok üzülmüştüm. Sabah gelirse babaannemden işe almasını isteyecektim. Odaya çıktım. Bakıcı teyze kime seslendiğimi sorunca gördüklerimi anlattım.

Hemen çiftliğin bekçisinin yanına gitti ve kimi içeri aldığını sordu. Bekçi kimsenin gelmediğini söyledi, demir kapıyı hiç açmamıştı.

Ben yattım, uyudum. Sabah bütün aile uyanmış beni bekliyordu, Babam, amcamlar, babaannem bana olayı tekrar anlatırdılar ve daha sonra babaannem elinde bir deste resim ile yanıma gelerek, ' o amca bunlardan hangisiydi diye sordu?

Resimlerin içinden o amcayı hemen tanıdım. Gösterdiğimde babam ve babaannem çok şasırdı. Çünkü resimdeki şahıs babanemin kayınpederiydi, yani babamın dedesiydi. Ölünceye kadar yani 1939 yılına kadar postacılık yapmıştı, babam doğmadan 15 yıl önce ölmüştü. Babamın bile görmediği dedesini ben çok iyi tarif etmiş ve bir çok resmin içinden bularak gösterebilmiştim.[/b]

[b][i][size=12pt][font=times new roman] [url=http://www.torrent-oyun.com/index.php?topic=130043.new#new]Sonraki Konu[/url] [/font][/size][/i][/b] (Danger794 (mesaj) 17:01, 30 Mayıs 2013 (UTC))