Kullanıcı:Kyilmazer/Taslak Çalışma

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Theodosius Surları Üzerindeki Kapılar[değiştir | kaynağı değiştir]

Konstantinopolis Sur Hatları

Giriş[değiştir | kaynağı değiştir]

Tarih boyunca konumu itibariyle güçlü niteliklere sahip İstanbul (Konstantinopolis) birçok devlet tarafından kuşatılmıştır, bu saldırılara sahip olduğu güçlü sur yapıları sayesinde direnebilmiştir. Byzantiondöneminden itibaren görülmeye başlanan ilk sur yapılaşmaları bugünkü sınırlarına gelene kadar belirli bir süreçten geçmiştir. Byzantion'u işgal eden Septimus Severus (193-211) fetih sırasında yıkılan surları yeniden yaptırmış ve buna ek olarak Haliç’in Sarayburnu ucundaki koyun batısından başlayan yeni bir sur hattı inşaa ettirmiştir. Sonrasında I. Konstantin'in, Byzantion'u imparatorluğun yeni başkenti olarak ilan etmesiyle (13 Mayıs 330) kurulan Konstantinopolis'e, Haliç’te, muhtemelen bugünkü Atatürk Köprüsü’nün yukarısında, yani günümüzde Cibali denilen semtte başlayıp Samatya semti civarında sona eren bir sur hattı inşaa edilmiştir. Şehrin II. Theodosius (408-450) tarafından genişletilerek, şimdi görülen kara surlarının yapılmasıyla birlikte surlar bugünkü şeklini almıştır.

Kara Surları Hakkında;[değiştir | kaynağı değiştir]

Theodosius surları

Kara surları Yedikule'den başlayarak Ayvansaray'a uzanan bir hattı takip eder ve bu surlar karadan gelen yoğun saldırıları karşılayan esas yapı olduğu için yapı olarak diğer surlardan farklı nitelikteydiler. 3 katmanlı olarak inşaa edilen sur hattının kara tarafında iki sıra sur ve bunların arasında 70 m civarında bir hendek vardı. Surlar 5 sıralı tuğla şeritlerin çok sıralı taş örgülerle yaptığı almaşık düzenlerle oluşturularak renkli bir uzak görünüşte olmaları sağlanmıştır. Yaklaşık 4.80 m kalınlığa ve 11-14 metre yüksekliğe sahip iç sur, 50-75 metre aralıklarla sıralanmış burçlarla çevrilidir. Burçların üzerinde askerlerin düşmanlara ok,tüfek vb. ateş etmek için sığındıkları Farsça'da diş manasına gelen "Dendan" diye isimlendirilen diş gibi sıralı bölgeler bulunurdu. Bunun yanında askerlerin yürüyüp gezdikleri, nöbet tuttukları Dendan ve Mazgalların önündeki yerlere ise Seğirdim Yeri (Seğirdim Yolu) derlerdi. Seğirdim yolu, dış tarafta iki metre yüksekliğinde mazgal siperiyle, kuleler arasında ise taşıyıcı küçük iç duvarlarla korunmaktaydı. İç duvar, 76 tanesi enine kesitte kare plana, 20 tanesi çokgen plana sahip toplamda doksan altı kule tarafından takviye edilmekteydi. Bu kuleler 60 m aralıklarla konumlandırılmıştır ve 18-23 m arasında yüksekliğe sahiptirler. Genellikle her kule aralarında bağlantı olmayan iki kata bölünmüştür, iç ve dış duvar arasında bulunan bir terası vardır.

Depo ya da muhafız evleri olarak kullanılan alt kattaki odaların üzeri tuğladan tonozlar ile örtülmüştür ve barbakanları dışarıda büyük kemerlere açılmaktadır. Çoğunun, genelde kuzey tarafında, terasa açılan birer tali kapıları daha vardır. Üst kattaki odalara yoldan girilirken zemin ve kulelerin üzerine merdiven yardımıyla ulaşılırdı. Ayrıca her kulenin tepesinde atış yapmayı kolaylaştırmak için iki önde ve üçer de yanlarda olmak üzere 8 tane şevli mazgal yerleştirilmiştir.

Burçlar yaklaşık yarım kat kadar esas duvardan yüksektir ve şehir içi tarafında bulunan merdivenler yardımıyla duvardan burç platformuna ulaşılır. İki katlı olarak planlanan burcun zemin katına şehir içinden, esas atış katına ise seğirdim düzleminden girilmektedir. Bazı burçların yan kapıları şehir içi ile ön sur arasında zemin katta ilişki kurmaktadır ama iki duvar arasında asıl bağlantı sur kapıları yoluyladır. Çokgen ve ya dörtgen biçimdeki burçlar arazideki kırılma hatları boyunca stratejik olarak üstünlük sağlayacak şekilde konumlandırılmıştır.

Sur Yapılaşması Rekonstrüksiyonu

Ön sur duvarı iki katlı planlanmış; alt kat atış mazgallarıyla donatılmıştır. İki esas sur burcu arasına biçimleri dörtgen ve “U” olarak düzenlenmiş bir tane ön sur burcu rastlamaktadır. Zemin kat yüksek seviyelere çıkmayı sağlayan bir alt yapıdır ve bazı burçların yan kapıları ön sur ile hendek arasında bağlantı sağlamaktadır. Ön sur ile hendek çukuru arasında yaklaşık 14 m derinlikte bir alan bulunmaktadır; bunun önündeki 17.50 m genişliğindeki hendek dendanlarla donatılmıştır. Ama hendeğin ilk tasarıma ait olduğu kesin değildir.[1]

1-2 m kalınlığa sahip dış sur, dış terastan 8 m iç terastan da 3 m daha yüksekti. İki duvar arasında bulunan teras dış duvardaki askerlerin özgürce hareket etmesini sağlayacak biçimde yaklaşık 18-20 m genişliğindeydi. Dış duvardan önce 20 m genişliğinde, hendeğe doğru bir insan boyunda olan mazgallı bir başka teras bulunmaktaydı. Kalın duvarlara sahip hendeğin derinliği 5-7 m arasındaydı ve 20 m genişliğe sahip hendeğin üzerinde köprüler bulunurdu.

Sur Kapıları[değiştir | kaynağı değiştir]

Sur kapıları şehrin içine akan insan ve ticaret trafiğinin kontrolünün sağlanmasında önemli bir rol oynarken dışarıdan gelecek tehtidlere karşı sur duvarıyla birlikte savunma hattını oluşturan açıklıklardır. Kapılar kalın ve sağlam ağaçlardan yapılarak üzeri demir ve bakır levhalardan kaplanırdı. Bazı kapılarda kapı kanatlarının önünde uçları sivriltilmiş ve enine direklerle birbirine kenetlenmiş tahta veya demir kazıklardan oluşturulan parmaklıklar bulunurdu. Parmaklık enine direklerin uçları kapı bedenindeki taş sövelerden açılmış bir oyuk içinde, halatlar veya zincirler kullanılarak asılır ve aşağı yukarı kaydırılırdı. Bir diğer yöntem ise, burçlardaki bir mazgal parmaklığı tutan zinciri yukarıya çekmek için kullanılırken; onun yanındaki diğer mazgallardan kapıyı korumak için kızgın yağ dökülmesi ve ya kapıya dayanan merdivenlerin bu mazgallar yardımıyla geri itilmesi için kullanılırdı.

Kapıların iki yanında farklı geometrik şekillere sahip kuleler bulunurdu ve bunlar kapıyı savunan temel elemanlardı. Surlarda genellikle biri büyük diğeri küçük olmak üzere çift kapı bulunuyordu ve öndeki küçük, arkadaki büyük yapıda olan kapılar arasında bir avlu yer alırdı. Bu avlular düşmanın içeri girmesini zorlaştırarak içeri ile dışarının irtibatını engelleme amacıyla yapılmışlardır. Bu avlular Roma Devri'nde tahkimat unsuru olma yönüyle değişerek şeref avlusu haline gelmişlerdir. Sur kapıları Marmara Denizi tarafından başlayarak sur hattı boyunca devam ederken bazı bölgelerde askeri amaçla kullanılan, öndeki hendek ile bağlantıyı sağlayan ve iki sur arasında konumlanan tali kapılar da bulunuyordu.

Bazı önemli kapılar :

Altın kapı (Porta Aurea)[değiştir | kaynağı değiştir]

Adını yaldızla kaplı kapılarından alan ve “İmparatorluk Kapısı” olarak adlandırılan üç gözlü bir zafer takını andıran Altın Kapı'dan İmparatorlar zafer alaylarının başında kente girerlerdi. Bizans döneminde halkın kullanımına kapalı olan bu kapının 100 m yakınında daha sonraları, halkın kullanması için Yedikule Kapısı olarak bilinen daha küçük bir kapı daha açılmıştır. Adını yakınındaki Yedikule zindanından alan kapı Osmanlılar zamanında Yedikule Hisarı'na dönüştürülmüştür, burada savaşa giren ülkenin elçisi ağırlanır ve hazinenin bir kısmı da burada saklanırdı. Osmanlı Döneminde bu kapı Yedikule Hisarına dönüştürülmüştür. II. Theodosius'un surlarla birilkte bu kapıyı da birlikte bir bütün olarak inşaa ettirdiği söylenmektedir. Üç gözlü ve kemerli yapıdaki kapının ortasında bulunan kemerin dış yüzeyindeki Latince kitabe Fransız araştırmacı Charles de Cange tarafından XVII. yüzyılda okunarak şu şekilde çevrilmiştir: " Avea Saecla Gerit Qui Portam Constrvit Auro (Kapıyı altın olarak yaptıran altın bir devir yarattı.)” Kapının iç tarafındaki kitabede ise; “Haec Loca Thevdosivs Decorat Post Fata Tyranni (Tiranı yok ettikten sonra Theodosius burayı süsledi).” [1]

Altın Kapı (Porta Aurea) Rekonstrüksiyonu

Yüksekliği 19.40 m. olan kapının iki yanında kare planlı kuleler bulunur ve bunlar ileri doğru 16.87 m çıkıntı yapmışlardır. Kapının üst kısmında mermer korkuluklarla çevrili bir teras bulunur ve üzerlerine Roma kartal figürleri bulunan gravürler işlenmiştir. 740 depreminde düşene kadar kapının üzerinde Romalı bir kumandan giysisiyle ayakta duran II. Theodosius’un heykeli bulunmaktaydı.

Bizans İmparatorluğu’nun sonlarına doğru Altın Kapı eski görkemini kaybetmiştir. Zamanla kapının düşen parçaları başka yapıların onarımında kullanılmaya başlanmış ve en sonunda kapının içi doldurularak burası bir kale haline getirilmek istenmiştir. "Kapının iki yanındaki duvar yüzeylerinde daha eski bir yapıdan çıkarılan mermer konsol ve sövelerle içlerine yerleştirilmiş antik bir devire ait tanrı ve tanrıçaları gösteren kabartmaların olduğu on iki adet mermer levha yerleştirilmiştir. Fakat ne yazık ki o zaman bunlar toplanamamış ve dağılarak kaybolmuşlardır. Bazı parçaların birtakım Batı müzelerinde ve özel koleksiyonlarda olduğu bilinmektedir. Günümüzde bu çerçevelerin kalıntıları görülmektedir."[2]

1960’da Mimar Cahide Tamer Altın Kapının restorasyonunu gerçekleştirmiştir,1894 depreminde zarar gören kulelerin üst kısımları ve mermer kaplamalar gibi yapının eksik parçaları orjinale uygun tamamlanmış ve kapının içi, döşemesi ve geçitleri temizlenmiştir. Bunun yanında yapıda önceden olduğu bilinen Theodosius heykeli, kartal heykelleri gibi parçalar bulunamamıştır.

Belgrad Kapı

Belgrad Kapısı (Xylokerkos Kapısı)[değiştir | kaynağı değiştir]

Yedikule ile Silivri Kapı arasında kalan Belgrad Kapısı XII. yy.'da örülerek kapatıldıktan sonra adının "Kapalı Kapı" olarak da geçtiği söylenir. 1886'da Rum Hastanesine gidiş gelişi kolaylaştırmak amacıyla tekrar açıldıktan sonra "Belgrat Kapı" ismini almıştır. II. Theodosius Devri’ne ait bütün kapılarda olduğu gibi burada da 5m açıklıktaki kapının önünde iki dikdörtgen kule bulunuyordu. Kuleler zaman içerisinde tahrip olmuşlardır, kuzey kulesi güneydeki kuleye göre kısmen daha sağlam kalmıştır. Kuzey kulesi yenilense de içine girilememektedir, dış tarafı ise su deposu olarak kullanılmaktadır. Güney kulesine ise şehre bakan bölümünde karakol olarak işlevlendirilen bir bina yapılmıştır. Kapının üst kısmı yıkılmıştır ve kulelerin ikisinin de çatı örtüleri bugün mevcut değildir. Kapının yıkılan bölgesinde bir kitabe bulunduğu ve burada imparator I. Konstantin ve II. Theodosius'un surları 60 günde yaptırdıklarının anlatıldığı söylenmektedir.

Silivri Kapısı

Silivri Kapısı ( Pege Kapısı)[değiştir | kaynağı değiştir]

Belgrat Kapısı ile Mevlevihane Kapısı arasında bulunan kapı Fetih'ten bir müddet evvel Silivri'ye giden yol üzerinde olduğu için “Silivri Kapısı” olarak adlandırılmıştır. Kapının yanlarında kuzeyde olanı sekiz köşeli, güneyde olanı altı köşeli olmak üzere iki kule bulunur. Kapının araziye dönük cephesinde Elekçi Dede'nin Türbesi ve güney kulesinin şehre bakan cephesinde 1438 tarihli bir kitabe bulunmaktadır. Burada: "Tanrının koruduğu bu kapı Ioannes tarafından tamir edilmiştir." yazmaktadır. Kuzey cephesinde içinde mermer levhalar bulunan üç iniş bulunmaktadır ve bunların üzerinde haç motifleri bulunduğu düşünülmektedir. Günümüzde sadece birinin üzerindeki motif seçilebilmektedir. Ön kapının yapı özellikleri Türk Devri'nin işlemelerini, arazi tarafındaki kapı ise Bizans işçiliğini gösterdiğinden farklı dönemlere ait eklemeler oldukları düşünülmektedir.

Top Kapısı

Top Kapısı (Porta Romanos)[değiştir | kaynağı değiştir]

Bir rivayete göre Sultan Mehmed'in şehre bu kapıdan girdiği söylenen kapı, Fetih zamanında yıkıldığı için sonradan tekrar inşa edilmiştir. Türk topları buraya yerleştirildiği ve duvarlarındaki top güllelerinden dolayı bu ismi almıştır. Yakınındaki kiliseden dolayı Porta Romanos adını da almıştır. Kapının dış yüzünün sağ kenarında İstanbul'un Fethi ile ilgili bir kitabe bulunan kapının üst tarafında 3 mazgalı ve sol tarafında bir kulesi vardır. Kapının üst tarafının yükünü azaltmak amacıyla kapı kemeri üzerine ikinci bir kemer yapılmıştır. Kapı Geç Bizans ve Osmanlı Dönemi'nde tamir edilmiş sadece ateş mazgalları tekrar açılmamıştır. Güney kulesinin Bizans Dönemi'ne ait kuzey cephesi ve yarım kemerlerin izleri durmaktadır.

Mevlevihane Kapısı (Rhesium, Porta Rhegion)[değiştir | kaynağı değiştir]

Silivri Kapı ile Topkapı arasındaki kapıya Küçük Çekmece’ye giden yol buradan geçtiği için “Küçük Çekmece Kapısı” da denmektedir. Bizans döneminden kalma kapılar arasında ilk şeklini en çok koruyan kapıdır. Kapının güneyindeki kemerlerde küçük taşlardan ve tuğla sıralarından meydana gelen bir duvar örgüsünün izleri görülmektedir, 557 yılında meydana gelen depremde kapının güney kulesinin üstü ve kuzey kulesinin üstünün yarısı yıkıldıktan sonra eski duvarlardan farklı olarak büyük kalker taşlardan oluşan ve tuğlasız bir duvar örtüsü yıkılan yerlerin onarımında kullanılmıştır. Bir sıra tuğla bir sıra küçük taş şeklindeki duvar düzeni ön kapıda sağlamlığı arttırmak amacıyla büyük taş örgüsü düzeninde inşaa edilmiştir ve kapıya destek sağlamak amacıyla Geç Bizans Dönemi'nde kapı girişine biri iyon biri korint başlıklı iki adet sütun yerleştirilmiştir.

Yapıda şu an 2 kitabe bulunmaktadır, kapının sol tarafında yer alan Latince yazılmış kitabe II. Thedosius zamanında surların vali Konstantinus tarafından çok çabuk inşaa ettirilmesi üzerinedir. Lentonun üzerinde bulunan Grekçe yazılmış diğer kitabede 60 gün içerisinde valinin imparator adına bu kapıyı inşaa ettirdiği anlatılır. Günümüzde kayıp olan 3. kitabe ise II. justinus ve karısı Sofia'nın Thedosius duvarında yürüttüğü restorasyon çalışmalarından bahsetmekteydi. Buna ek olarak, kapının arazi cephesinde mermer atölyeleri bulunmaktadır ve kapının şehre bakan cephesinde 1929'da tamir görmüş Osmanlı Dönemi'nden kalma bir çeşme görülmektedir.

Sulukule Kapısı (Porta Pempton)[değiştir | kaynağı değiştir]

Edirne Kapısı’na en yakın olan kapı Lykos Deresi üzerinde olduğu için Sulukule adını almıştır. Son dönemde kentsel dönüşüm alanı olarak bilinen bölgeye Fetih'ten sonra Romanlar yerleştirilmiştir ve günümüzde de bu yerleşim devam etmektedir.

Edirne Kapı (Porta Harisius, Andrinopolis)[değiştir | kaynağı değiştir]

Edirne yolu üzerinde bulunmasından ötürü ismini alan Edirnekapı, İstanbul'daki yedi tepeden biridir. Diğer bir adı "Myriandron" yani "Mezarlık Kapısı" olan kapı Altın Kapı'dan sonra şehrin en önemli kapısıydı. Şehir dışından gelen ticaret hattı buradan geçerdi, mal sahibi esnafların kente giriş yaptığı kapıydı. üzerinde bulunduğu için bu ismi almıştır. Ticaret bölgesinin girişindeki kapı olduğu için kapı çevresindeki semt de zamanla Karagümrük adını almıştır. Bu sebeple içerideki ilk semt Karagümrük adını taşır. Kapının bir nevi merasim kapısı işlevi de taşıdığı, I. Iustinianos ve V. Leon gibi Bizans hükümdarlarının ve Eyüp'te kılıç kuşanarak sefere çıkmaya hazırlanan Osmanlı padişahlarının bu kapıdan geçtikleri söylenmektedir. Zamanla artan nüfusla birlikte artan yol ihtiyacı, demiryolu yapımı vb. nedenlerle genişletilen kapı çevresinde değişiklikler olsa da bugün halen işlek bir cadde olarak varlığını sürdürmektedir.

Edirnekapı

Türkçe kitabelere sahip esas kapının iki yanında içi silindirik dışı çok köşeli yapıya sahip kuleler bulunur. Eskiden dikdörtgen yapıda olan çok köşeli kuzey kulesinin cephesinde II. Theodosius dönemine ait duvar izleri ve bir ışık mazgalının kemeri görülmektedir. Batı cephesinde Paleologos ve Türk devrinden olduğu düşünülen şeritsiz bir duvar örgüsü ve Güney kulesinin cephesinde Geç Bizans Dönemi'nde yapılmış duvarın izleri görülmektedir. Kapının üzerinde Alexios Komnenos'un (1195 - 1203) savaşlar sonucu harap olan kapıları restore ettirdiğini anlatan günümüzde kayıp olan bir kitabe bulunmaktadır.

Eğri Kapı (Porta Kaliparia)[değiştir | kaynağı değiştir]

Eğrikapı

Eğri Kapı denmesi kapının düz bir hat üzerinde bulunmaması sebebiyledir ve bu kapı II. Theodosius sur kapılarının sonucusudur. Bizans Dönemi'nde "Porta Kaliparia" adını taşıyan kapı o dönem kapının yakınında bulunan bir askeri ayakkabı imalathanesinden dolayı bu ismi almıştır. Bir rivayete göre Eğri kelimesinin kökeni, Evliya Çelebi'nin yazdıklarıdan yola çıkılarak Fetih sonrası bölgede yaşayan Eğridirlilere bağlanmıştır. Kapının biri yakın biri daha uzakta konumlandırılmış sekizgen planlı ve içerisinde beş niş bulunan iki kulesi vardır. Görünümde aismetriklik oluşturacak kadar farklı uzaklıklara yerleştirilmişlerdir. Kapının araziye bakan cephesi kemer eklenerek küçültülmüş ve lento eklenen taş-tuğla örgü daha düz bir duruma getirilirken şehre bakan cephesi de restore edilmiştir.






Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ a b Konstantinopolis Kara Surları. Emek Deniz Yıldız Konstantinopolis Kara Surları, İstanbul, 2008. Emek Deniz Yıldız. 2008. 
  2. ^ İstanbul’un Tarihsel Topoğrafyası. İstanbul’un Tarihsel Topoğrafyası, İstanbul, 2001. WIENER, WOLGANG MÜLLER. 2001. 

Ek Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. https://www.youtube.com/watch?v=cRQrsABPNLM
  2. http://www.ekrembugraekinci.com/article/?ID=614
  3. https://www.kerimusta.com/dendan-ve-segirdim-yeri-nedir/#:~:text=Dendan%20Kalelerde%20askerlerin%20beden%20ve,ok%2Ct%C3%BCfek%2Ctop%20atarlard%C4%B1.
  4. https://www.youtube.com/watch?v=uAw0Fl-NnIY