Kullanıcı:Erturac/Kuvartener döneminde Türkiye'deki omurgalılar

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Türkiye'de Kuvaterner Dönemi Çökelleri İçinde Bulunan Fosil Bölgeleri

Kuvaterner Dönemi, Senozoyik Çağ’ının (yada Üst Sistemi’i) içerisinde yer alan ve Tersiyer sistemini üzerleyen, halen de içinde yaşadığımız jeolojik döneme karşılık gelmektedir. Yaklaşık olarak 2.6 milyon yıldan günümüze kadar geçen süreyi kapsar, Pleyistosen ve Holosen katlarına ayrılmıştır. Yeryüzü şekillerinin çoğu bu dönem içerisinde oluşmuştur. Kuvaterner Dönemi’nin Önemi Kuvaterner dönemi, yeryüzünde insanın ortaya çıkışı ve gelişimi ile tanımlanabilir. Bununla birlikte kıtaların günümüz pozisyonu, sıradağların oluşumunu tamamlaması ve büyük okyanusal çevrimlerin kuruluşu (önemli boğazların açılması vs.) bu dönemde gerçekleşmiştir ve dünyamın genel manzarası günümüze oldukça yakındır.

KUVATERNER ZAMANINDA TÜRKİYEDEKİ OMURGALILAR[1][değiştir | kaynağı değiştir]

Ülkemizde günümüze kadar bulunmuş omurgalı fosiller (Paleozoyik’ten günümüze kadar) 500 milyon yıllık bir geçmişe dayanmaktadır. Ancak Paleozoyik ve Mesozoyik devirlere ilişkin omurgalı fosil örneklemeleri çok sınırlı olup ulaşılanlar da çoğunlukla Senozoyik’e aittirler. Birinci ve ikinci zamana ilişkin veri azlığı Türkiye’nin yaşadığı jeolojik evrimden de kaynaklanmış olup bu konuda çok iyi bilindiği gibi, Palezoyik’te genelde Pangea kıtası ve Pantalasa okyanusu, Mesozoyik’te Tethys ve Paleotethys okyanusları ile ilişkili çökellerce zengindir. Paleozoyik ve Mesozoyik zaman çökelleri ve faunasına nazaran Türkiye’nin Senozoyik çökelleri, özellikle Karasal Paleojen ve Neojen çökelleri çok geniş alanlar kaplarlar ve birçok fosil bulgu yeri ve/veya yataklarına sahiptirler. Diğer taraftan bu fosil yatakları, sayıca fazlalıklarının yanında fauna zenginlikleriyle de dikkatleri çekmektedir. Öyle ki Asya’da ve Afrika’da şimdiye kadar ayrıntılı biçimde araştırılmış hemen hiçbir saha, tip yataklarda Anadolu’dakine benzer çeşide ve zenginliğe sahip değildir (Sickenberg vd.1975).

MEMELİLERİN TANITIMI VE ÖZELLİKLERİ [2][değiştir | kaynağı değiştir]

Yaşamlarını yaklaşık 200 milyon yıldır sürdüren memeliler özellikle Tersiyer boyunca büyük bir açınım gösterdiler ve Dünya’nın yiyecek bulunan her ortamına yayıldılar ve uyum sağlayarak çeşitlendiler. Memeli nedir sorusu iki ana başlık altında incelenebilir;

Biyolojik anlamda memeliler[değiştir | kaynağı değiştir]

İkincil ağızlı hayvanlardan kordalılar alt filumunun omurgalılar (vertebrata) dalına giren grubun (yuvarlak ağızlılar, balıklar, amfibiyenler, sürüngenler, kuşlar ve memeliler) altıncı sınıfını oluştururlar. İnsanın da içinde bulunduğu bu sınıf, yavrusunu sütle besleyen bütün hayvanları kapsar. Yavrularını tek delikliler dışında canlı olarak doğururlar ve emzirirler. Yürekleri dört localıdır. Sola dönen tek aort’ları vardır. Solunumun daha etkili olabilmesi için göğüsleri karın boşluğundan bir zarla ayrılmıştır. Vücutları (balinalar dışında) kıllarla örtülüdür.

Paleontolojik anlamda memeliler[değiştir | kaynağı değiştir]

  • Omurgalı bir hayvandır,
  • Cranium’un squamasol (bağalı-pullu) ve alt çenenin dentary kemiği ile birlikte çene-menteşe mekanizmasının ana kısmını oluştururlar.
  • Diphiodont yani iki kere çıkan dişlere, ya da iki veya daha fazla kök’le, kompleks bir biçimde küsbitli dişlere sahip olan canlılardan oluşmaktadır.
  • Bir memeli iskeleti genellikle 200’ün üstünde kemik ve genelde 30’dan fazla dişten oluşmaktadır. İskeletin bütün parçalarının fosil olarak birlikte bulunması oldukça enderdir ve çoğu zaman dişler ve kırık tekçe kemikler ele geçer. Memeliler paleontolojisi için en önemli memeli fosil parçaları dişler ve eklemli kemiklerdir.

Fosilleşme[değiştir | kaynağı değiştir]

Farklı görevleri üstlenen dişler sürel dişlerde yaşam boyu devam eden bir aşınmaya dayanmak zorundadır. %98’i Apatit’ten (Ca2PO4) oluşan ve hemen hemen hiç organik madde içermeyen dişlerin en sert kısmı mineden oluşmuş olup, bu omurgalıların evrimlendirmiş olduğu çok eşsiz bir maddedir. Bu nedenle memeli dişleri fosilleşerek günümüze kadar korunabilme olasılığı en yüksek olan bir iskelet parçasıdır. Etle beslenen etçiller, büyük leşlerden parça koparmak için gerekli saplama ve kesme işlevleri kazanmış dişlere sahiptirler. İnsan, maymun ve domuz gibi omnivor memelilerin diyetlerinde bitki ve hayvanlar bulunur. Birçok bitki sert selüloz hücre duvarlarına sahip olmalarından dolayı sindirime dirençlidir. Besin, bitkinin dişlerdeki pürüzlü yüzeyleri arasında öğütülmesiyle alınmaktadır. Bundan dolayı bu tür sınıfa dahil edilen memelilerin yanak dişleri alçak taçlı (brakiodint), yassı, ve yuvarlak küsbitlidirler. Otçul memelilerin dişlerinin taç bölümleri, daha sert bitkilerin çok fazla olan aşındırıcı etkilerini karşılamak için genellikle yüksektir (hypsodont) ve küsbitler dayanıklı mine yüzeylerini arttırmak için sırtlar halinde birleşmiştir. Bu otçul hayvanlar daha sert bitkilere yöneldikçe gerçek kökler hiçbir zaman oluşamaz ve dişler açık köklü kalarak yaşam boyu büyümeye devam ederler. Tavşanlar ve kemiriciler alt ve üst çenelerinde çok genişlemiş, yaşam boyu büyüyen bir çift kesici diş geliştirmişler ve böylelikle en sert bitki kabuklarını kemirerek içindeki yumuşak maddeye ulaşmak özelliğini kazanmışlardır. Memelilerin önemli bir yüzdesini oluşturan küçük memeliler genellikle 1 kg’dan hafif hayvanların oluşturdukları bir grup olarak bilinirler. Kemiriciler (rodentia) ve böcekciller (insectivora) ve yarasagiller (chiroptera) üç önemli küçük memeli grubudur. Tavşangiller’de (ochotonidae) küçük memeli gruplara katılmaktadır. Son 30 yılda, kemiriciler üzerine yapılan araştırmalarda karasal Senozoyik biyokronolojisine ilişkin çok önemli sonuçlara ulaşıldı ki bu birçok kemiricinin kılavuz (index) fosil olarak değerlendirilen kısa yaşamlı türlere sahip olmasından dolayıdır. Diğer taraftan birçok kemirici soyunda yapılan evrimsel eğilim analizleri zaman belirleyici önemli soyların ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Fosil Grupları[değiştir | kaynağı değiştir]

ALTSINIF: EUTHERIA= PLACENTALIA= MONODELPHIA= PLESENTALI MEMELİLER[değiştir | kaynağı değiştir]

Eutheria’nın diğer iki alt sınıftan farklı olarak taşıdığı en önemli özellik ise yavruyu meydana getirecek embriyo ile ananın dokusu arasındaki yakın ilişkiyi sağlayan “Placenta”nın ortaya çıkmış olmasıdır. Sindirim atıkları ve ürogenital ürünler ayrı ayrı kanallarla dışarıya atılırlar. Hareket ve beslenmelerine bağlı olarak özellikle bazı organlarında çok değişik farklılaşmalar ortaya çıkmıştır.

TAKIM: INSECTIVORA= BÖCEKÇİLLER[değiştir | kaynağı değiştir]

Beyintası zayıf gelişmiştir. Gövde üzerindeki duyusal kıllar yaşamları için çok önemlidir. Beyinleri ilkel yapılıdır ve oluklu değildir; koku lobları çok iyi gelişmiştir. Postları çok değişik yapılıdır; çok kısa ve çok sık kıllı olanlardan (köstebek) dikenli yapıda olanlarına (kirpiler ve tenrekler) kadar her çeşidi vardır. Beslenmeleri: özellikle küçük hayvanları yerler; bir kısmı omnivordur. Bazıları toprak altında eşerek, eşinerek; bazıları sularda yüzerek; bazıları ağaçlara vs. tırmanarak yaşarlar.

TAKIM: CHIROPTERA = YARASALAR = UÇAN MEMELİLER= GECE KUŞLARI[değiştir | kaynağı değiştir]

Memeliler içerisinde aktif uçma özelliği olan hayvanlardır. Fosil kayıtlarına göre uçma özelliklerini yakın zamanda geliştirmişlerdir. Çok defa bir yavru doğurur ve yavru belirli bir süre ana tarafından taşınır. Süt dişleri, ananın postuna tutunabilmek için kancalıdır. Bazıları meyve bazıları böcek yer. Yakın zamanda yapılan çalışmalarda, yarasaların, çoğunlukla yüksek frekanslı bazılarının ise, örneğin, Vespertilionidae türlerinin ise ancak 30.000-100.000 Hz.lık kısa dalgalı sesler meydana getirdikleri saptanmıştır. İnsalar bu sesleri duyamazlar. Koku ve tat alma duyularıda yarasalarda oldukça gelişmiştir. Bir kısmı son baharda çiftleşir. Yumurtlama ilkbaharda olur. Yarasaların çoğu her batında çıplak ve kör olan tek bir yavru doğururlar. Antartika dışında tüm dünyada yaygındırlar.

TAKIM: LAGOMORPHA = TAVŞANLAR[değiştir | kaynağı değiştir]

Gözleri büyük kulakları ise genellikle çok büyüktür. Çene eklemi eninedir; arka bacak genellikle ön bacaktan daha uzundur; dirsek ve diz eklemleri rotasyon hareketi yapamazlar. Ayaklarındaki ışın sayısı 5/4-5 bazılarında baş parmak çok kısalmıştır. Birinci kesici diş, mine ile tamamen örtülü (kemiricilerde ise sadece ön kısmı mine ile örtülüdür), taşkalemi şeklinde, sürekli büyür. Köpekdişleri yoktur. Yavrular kendilerine yeterli ya da yetersiz olarak doğarlar; çok fazla çoğalma yetenekleri vardır. Yaşam Tarzları: toprak üzerinde, genellikle bizzat kazdıkları oyuklarda, bitki yiyerek yaşarlar. İki çeşit dışkı çıkarırlar. Yumuşak yapılı olan dışkı, yani “Caecotroph”, körbağırsak dışkısıdır; vitamin gereksinimini karşılayabilmek için tekrar hayvan tarafından yenir; set olanı bağırsak dışkısıdır, artık olarak dışarı çıkarılır.


TAKIM: RODENTIA = KEMİRİCİLER[değiştir | kaynağı değiştir]

En önemli özellikleri dişlerinin yapısıdır. Her çene yarısında taşkalemi şeklinde tek bir köksüz kesici diş vardır. Sürekli büyüme yeteneğinde olan bu dişin ön tarafı kalın bir mine tabakası ile örtülmüştür; genellikle beyaz, sarı ya da portakal rengidir. Köpek dişleri yoktur. Kesici dişleri çıkarılırsa yerlerine yenisi olmaz ve karşılarındakiler sürekli büyüyerek hayvanın ölümüne neden olur. Gözler yaşama biçimine bağlı olarak farklı büyüklükte olabilir. Toprak altında yaşayanlarda gözler küçülmüş hatta körelerek deri altında kalmıştır. Gececil olanlarda ise oldukça büyüktür. Gözler başın yan taraflarında yer aldığında hem önü hem de arkayı aynı şekilde görebilirler. Suda yaşayanlarda gözler başın üst kısmındadır. Kemiriciler, insanların besinlerine, tahtadan, kâğıttan, deriden, kumaştan, yapılmış malzemelere ve eşyalara yeraltı telefon kablolarına elektrik kablolarının yalıtım kaplamalarına vd. nesnelere keskin dişleriyle kemirerek zarar vermeleri ve bazı hastalıkları bulaştırmaları açısından çok önemlidirler. Örneğin sıçan , fare ve sincaplar üzerinde yaşayan pireler vebayı insanlara aşılarlar.

TAKIM: CARNIVORA = YIRTICILAR = YIRTICIMEMELİLER = KARASAL YIRTICILAR[değiştir | kaynağı değiştir]

Çeneler güçlü; alt çene enine eklemli ve derin bir eklemçukuruna oturmuş; elmacıkkemiği yayı kuvvetli bir yapıda, köprücükkemikleri körelmiş ya da tamamen ortadan kalkmış; böylece ön üyelerin haraketleri tamamen kolaylaşmıştır. Ayılar ve sansargiller tabanlarına, diğerlerinin çoğu; parmaklarına basarak yürüler. Kural olarak kış uykusuna yatmazlar. Yalnız bir kısmı koşulların kötü olduğu mevsimlerde dinlenmeye çekilirler (ayılar gibi).genellikle senede bir defa doğrurlar; fakat 3 defa doğuranlar da vardır. Yavru sayısı 1-13 arasında değişir. Pinnipedia’ya (suculyırtıcılar) çok yakın akrabalardırlar.

TAKIM: PERISSODACTYLA: BİRTOYNAKLILAR[değiştir | kaynağı değiştir]

Vücut büyüklükleri ortadan büyük boya kadar değişir. Başları iri; gövdeleri kuvvetlidir. Bacakları orta uzunluktan uzuna kadar değişir. Kuyrukları uzun ve kısa olabilir. Dudakları kaslı ve hareketli; bazılarında üst dudak hortum şeklinde uzamıştır. Derileri dokunma almaçlarıyla donatılmıştır ve bölgesel olarak hareket ettirilebilir. Tırnak ucunda yürürler. En gelişmiş parmakları orta parmaklarıdır; diğerleri az ya da çok körelmiştir. Köprücükkemikleri yoktur. Kafatasları uzamıştır. Çoğunlukla gündüzcüdürler; toplu yaşarlar; bitki yerler ve genellikle çok hızlı hareket ederler. Paleosen’de Condylarthra’dan türemişlerdir. Çifttoynaklılarla yakından akrabalıkları yoktur. Bugün tapirin (bunlar Amerika Kıtasında yaşarlar) haricindeki türlerin hepsi doğal olarak yalnız Eskidünya’da (Avustralya hariç) yaşarlar.

TAKIM: ARTIODACTYLA = ÇİFTTOYNAKLILAR[değiştir | kaynağı değiştir]

Üye iskeletlerindeki farklılaşmalar hariç, iskeletlerinde genel bir birlik (homojenlik) görülür. Küçük boydan büyük boya kadar değişen çeşitli şekillerde boynuzları olan yada dışarıya doğru çıkmış dişler taşıyan hayvanlardır. Vücut ağırlıkları 3. ve 4. Parmaklar ile taşınır. 1. Parmakları tamamen; 2. ve 5. (Hippopotamus= suaygırları ve Rangifer= rengeyikleri hariç) ise körelmiş ya da tamamen ortadan kalkmıştır (deve ve zürafalarda). Parmakların ucunda toynak oluşumu görülür. Tırnak üzerinde yürürler.

TAKIM: PROBOSCIDAE = HORTUMLULAR[değiştir | kaynağı değiştir]

En çok dikkati çeken özellikleri olan hortumları ile adlandırılmış bir memeli takımı. Günümüzde tek yaşayan temsilcileri fillerdir. Hortumluların diğer memelilerden tek farkı hortumları değildir, fildişleri ve öğütme dişleride diğer kara memelilerinde olduğundan çok farklıdır. Evrimde ortaya çıkan ilk hortumlularda hortum çok kısaydı ve bu bataklıklarda yaşayan erken hortumlular onu solumak için kullanırdı. Daha sonra çeşitli kaslara ve sensorlara sahip, tutma organı olarak kullanılan hortumlar gelişti ve artık hortum ile yüksek ağaçlardan yapraklar toplanıyor veya steplerde otlar koparılıyordu. Yayılımlar: Hortumlular hiç şüphesiz Afrika kıtasında ortaya çıkmış ve oradan neredeyse tüm dünyaya yayılmıştır. Sadece Avustralya kıtasına ve Madagaskar, Yeni Gine ve Yeni zelanda gibi çoğu adalara hiçbir zaman ulaşamadılar. Hatta Pleistosen çağının sonlarına kadar hala Amerika, Avrasya ve Afrika kıtalarında çok yaygındılar. Bugün tek temsilcileri filler ancak Afrika ve Güney Asya'da bulunur.

Türkiye'de Çeşitli İllerde Bulunan Fosil Memeli Kalıntıları[değiştir | kaynağı değiştir]

AFYON[değiştir | kaynağı değiştir]

Cins: Microtus = Kırfareleri:

Diğer türlere nazaran gözleri, küçük kulaklarıysa kısa; fakat pitymys cinsinkinden daha büyüktür. Azı dişleri sivri uçları bulunan mine örtülü çıkıntılara sahiptir; kökleri yoktur; yaşamları boyunca bu dişlerde büyüme görülür. Besinleri genellikle iki çenekli yabani otların ve graminelerin yeşil kısımları yeşil kısımları, kökler tohumlar ve yumrulardır.

AMASYA[değiştir | kaynağı değiştir]

Cins: Hystrix = Oklukirpi :

Kuyrukları oransal olarak kısa ve uçları topuzludur. Ön üyeleri dört parmaklıdır. Bitkisel (kabuk, filiz, yumru, rizom, soğan, meyve, kültür bitkikerli vs.) beslenirler; bazen böcekte yerler. 3.500 m. Yükseklikte bile yaşarlar. Kışı dinlenerek geçirirler fakat kış uykusuna yatmazlar. Islık şeklinde ses çıkarırlar.

AYDIN[değiştir | kaynağı değiştir]

Cins: Apodemus = Ormanfareleri:

Çok hareketli; iyi tırmanır ve uzun mesefalerde sıçrayabilir.

ESKİŞEHİR[değiştir | kaynağı değiştir]

Cins= Equus:

Birçok türü sırt kısmında gri yada kahveringi renkli; alt kısmı beyaz; duruma göre bacaklarında ve ayaklarında siyah şeritler var. Bu şeritlerin ısı emmek, sosyal sinyaller vermek, düşmanlarını ürkütmek gibi bir görevi olduğu ileri sürülür

KIRŞEHİR[değiştir | kaynağı değiştir]

Cins= Ochotona:

Islıklı tavşangiller veya cüce tavşangiller (Ochotonidae) tavşanımsılar takımına mensub bir familya. Bütün türler Ochotona cinsinde toplanmıştır. Bu türün üyeleri Pika olarak adlandırılırlar.Kuyrukları kısa ve yuvarlaktır. Ön ve arka üyeleri eşit uzunluktadır. Geceleri aktiftirler ve ıslık şeklinde sesler çıkarırlar.

KONYA[değiştir | kaynağı değiştir]

Cins: Sorex Linnaeus:

Gözleri küçük, kulakları posu pek az aşacak şekilde uzundur.

MANİSA[değiştir | kaynağı değiştir]

Cin: Bos = Sığırlar:

Büyük vücutları güçlü ayakları uzun ve ucu püsküllü kuyrukları ile tanınırlar. Subortial (gözaltı) ingunial ve tırnak arası bezler yoktur. Boynuzları erkeklerde güçlü dişilerde zayıf yapılıdır. Boynuzları enine kesitte yuvarlak ya da oval; ucu öne doğru yönelik ve sivridir. Gerdan en azından erkeklerde vardır. Tüm türleri evcilleştirilmiştir. Yalnız Evrasya ve Kuzey Afrikada yabani olarak bulunurlar.

SAKARYA[değiştir | kaynağı değiştir]

Fam.: Talpidae = Köstebekler:

Gözler körelmiş yada köreler deri altında kalmış; kulak kepçesi olmayan; ön üyeleri kazmaya uyum yapabilmek için kürek şeklinde genişlemiş; keza omuz kemeri de kazma işlemine uygun uyumu yapmış; postu kadife gibi, belirgin kıl ve diken taşıamayn hayvanlardır. Hemen hepsi toprak altında yaşar; yüzeye çıkardıkları tipik toprak yığınlarıyla tanınırlar.

KAYNAKLAR :

  1. ^ Saraç, G. 2003, Türkiye Omurgalı Fosil Yatakları, Maden Tatkik Arama Genel Müdürlüğü, Jeoloji Etütleri Arama Dairesi Araştırma Raporu, s : 218, Ankara ISBN:975-08-0334 -5.
  2. ^ Demirsoy, A. 1996, Türkiye Omurgalı Faunasının Sistematik ve Biyolojik Özelliklerinin Araştırılması ve Koruma Özelliklerinin Saptanması, Çevre Bakanlığı: Proje No : 90 K 1000 90, s : 292, Ankara.
  • SAÜ Coğrafya Bölümü, Kuvaterner Coğrafyası dersi kapsamında hazırlanmıştır.