Keryneia Geyiği
![]() | |
Ülke | Yunanistan |
---|
Keryneia Geyiği ya da Kyrenitis adlı büyük geyik, mitolojide Ay ve Avcılık Tanrıçası Artemis'in kutsal hayvanıdır.

Arkadhia' da Keryneia Dağı'nda yaşayan dişi geyik, hiçbir avcının elde edemediği, yorulmak nedir bilmeyen bir hayvandı.[1] Altından boynuzları ve bronzdan toynakları ile eşsiz olan geyiğin yaydan çıkmış bir oktan daha hızlı koştuğu söylenirdi. Keryneia Geyiği' nin yakalanması, Tiryns kralı olan kuzeni Eurystheus’un Herakles'e buyurduğu on iki görevden üçüncüsüdür.
Herakles, geyiğin otladığı Keryneia Tepesi’nden başlayarak bir yıl yonunca iz sürdükten sonra yakalamayı başardı ancak Artemis'e geyiği incitmeden geri getireceğine söz verdi ve geyiği krala teslim eder gibi davranıp, onun elini sürmesine bile izin vermeden serbest bıraktı.
Herakles'in üçüncü görevi
[değiştir | kaynağı değiştir]Herakles’e verilen üçüncü görev, diğer iki görev bir hayvanla ilgiliydi, ama diğerlerinin aksine zararsız bir yaratıktı. Mitoloji yazarlarının anlatımlarında ve modern dillere yapılan çevirilerde bu hayvan için kullanılan isim, Türkçe'deki ‘maral’a denk düşe; "kızıl geyiğin dişisi" anlamına gelir. Fakat altın gibi ışıldayan (veya altın) boynuzları yüzünden ‘erkek geyik’ tanımına uyan isimlerle de anılır. Herakles gibi, canavarlara meydan okuyan bir kahramana bu zararsız dişi geyiği yakalayıp canlı canlı getirme görevini verirken Eurystheus, daha önceki görevlerde olduğu gibi yine Hera’nın güdümündeydi. Keryneia yöresinde gezinen bu geyiğin Herakles’i uğraştıracak, belki de bu işte yenik düşürecek bir özelliği vardı: Hızı. Hera geyiğin bu özelliğini Artemis’ten duymuştu. Artemis "Çocukluğumda karşıma çıkan beş maraldan dördünü yakalayıp arabama koşmuştum" demişti, "ama beşinci o kadar hızlı koşuyordu ki hâlâ yakalayamadım onu." İşte, söz konusu olan o beşinci geyikti. ‘Artemis bile onu yıllardır yakalayamadığına göre Herakles hiç yakalayamaz’ diye düşünmüştü Hera.[2]
Herakles, geyiğin otladığı Keryneia Tepesi’nden başlayarak iz sürdü . Sık sık ona ulaşıyor, ama bir türlü kıstıramıyordu. Onu canlı yakalamak zorundaydı, yoksa bir okla yere sermek işten bile değildi. Günler geçiyor, tepeler ve yöreler birbirini izliyor, kovalamaca sürüyordu. Hayvan alışık olmadığı kayalık yerlere geldiğinde yorulmuş, hızı azalmıştı. Herakles okçuluktaki becerisine başvurdu. Bu beceri her okçunun bilmek zorunda olduğu ilk kuraldı: Nişan almak. Attığı ok geyiğin ön ayaklarının önünden geçerken hayvana çelme takar gibi tökezletip çöktürdü onu. Herakles hemen atılıp hayvanı sırtladığı gibi yola koyuldu. Tam bir yıl sürmüştü bu iş.
Dönüş yolunda Artemis çıktı karşısına; azarlayarak hesap sordu ondan. Herakles geyiklerin Artemis’in kutsal hayvanları olduğunu biliyordu. Tanrıça’nın hışmına uğramaktan korktu, ama azarlarına yanıt olarak başından geçenlerden ve Eurystheus’un buyruğundan söz edince Artemis’in öfkesi yatıştı ve geri getirmesi (veya serbest bırakması) şartıyla geyiği incitmeden götürmesine izin verdi. Geyikle birlikte Eurystheus’un karşısına çıkan Herakles Artemis’e verdiği sözü tuttu. Geyiği Kral’a teslim eder gibi davrandı ve Kral elini süremeden serbest bıraktı onu; hayvan da kaçıp gitti.
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Doğanay, Osman. "Isauria Heykeltraşlık Sanatında Herakles'in Keryneia Geyiğini Yakalaması Sahnesi". Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 6, Nisan 2010. 14 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mayıs 2019.
- ^ Graves, Robert (2011). The Greek Myths (İngilizce). Penguin Books, Limited. ISBN 978-0-241-95275-7.