Hümanistik Terapi

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Hümanistik veya varoluşçu-hümanistik veya insancıl terapi, hümanistik psikoloji yaklaşımından hareketle oluşan, duygusal yönden rahatsız insanlar yerine psikolojik olarak sağlıklı insanlar üzerine odaklanan bir terapi biçimidir.

Hümanistik terapiler Gestalt psikologlarından Kurt Lewin’in çalışmalarından türetilmiştir. Normal veya ortalama ruh sağlığına sahip insanlarla uygulanan bir terapidir. Bireylerin bilinç seviyeleri yükseltmek, kendi kendileriyle daha iyi ilişkiler kurabilmelerine yardım etmek ve kendini geliştirme ve yaratıcılığa ait gizli potansiyellerini ortaya çıkarmak amacıyla uygulanmaktadır.[1]

Hümanistik terapiye azınlıklara yönelik terapi, eşcinsellere yönelik danışmanlık, gruplarla yapılan özgürleştirici çalışmalar, kaygılı ve fobik danışanlara yönelik yapılan bilişsel-davranışçı müdahaleler, spiritüel ve dini bağlamlarda zorluk yaşayan danışanların psikodinamiklerine yönelik çalışmalar gibi çeşitli uygulama ortamlarında rastlanılmaktadır.[2] İnsancıl terapi aynı zamanda öğrencilerin erteleme ve sınav korkusu gibi sorunlarına uygulanmaktadır.[3] Çağdaş hümanistik terapi kişinin sınırları dahilinde kim olacağını seçme, o seçimlerin anlamlarını kavrama ve yaptığı seçimleri hayata geçirme kapasitesini vurgular.

Dört ana hedefi[2][değiştir | kaynağı değiştir]

1) Danışanların hem kendi başlarına hem de başkalarının yanındayken yaşadıkları anı deneyimleyebilecekleri bir duruma gelmelerine yardımcı olmak.

2) Danışanların yaşanan anda bütünüyle kalmayı nasıl başardıklarını veya bunu ne şekillerde engellediklerini deneyimlemelerine yardımcı olmak.

3) Danışanlara yaşamlarını kendilerinin kurguladığını fark ettirmek ve bunun sorumluluğunu üstlenmelerinde onlara yardımcı olmak.

4) Danışanların sonluluk, muğlaklık ve kaygı gibi varoluşsal gerçeklerle yüzleşmelerini sağlayarak veya bunları hayata geçirmelerine yardımcı olarak bu varoluşsal gerçeklerden kaçınmalarını engellemek.

Terapi süreci[değiştir | kaynağı değiştir]

Varoluşçu-Hümanistik terapinin amacı danışanları özgürleştirmektir. Yani, danışanın değişme arzusu ve kapasitesini dikkate alarak onların seçim yapma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmaktır.

Hümanistik terapi, hem uzunluk hem de yoğunluk açısından değişkenlik gösterebilir. Kısa süreli olarak yürütüldüğü durumlar olabildiği gibi, genellikle uzun süreli (örneğin 3-5 yıl) ve yoğundur (örneğin haftada bir veya iki). Ayrıca hümanistik terapi genelde varsayıldığından daha geniş bir danışan popülasyonuna seslenir. En büyük faydayı içe bakışa meyilli, duygusal toleransı yüksek ve araştırmacı kişiler görürler.[2]

Temel Varoluşçu-Hümanistik koşullar[değiştir | kaynağı değiştir]

Hümanistik terapide kullanılan araçlar klasik anlamda kullanılan teknikler değillerdir. Bunlar yaşantısal özgürleşmeye ve köklü dönüşüme kaynaklık edebilecek koşullar olarak düşünülebilir. Bu koşullar şunlardır:[2]

-Yaşanan anda kalma becerisini geliştirme.

-Terapötik sürecin içine girebilmeyi, orada gerçekten olabilmeyi mücadele yoluyla geliştirme ve etkinleştirme.

-Danışan ve terapist arasındaki ilişkiyi engelleyen dirençle yani danışanın kendini koruma yöntemleri ile yüzleşme.

-Mücadele sonucunda ortaya çıkabilecek anlam, niyetlilik ve yaşama uyanma olgularını kaynaştırma.

Güçlü yönleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Psikologların ve danışmanların terapiye yaklaşımlarını büyük oranda etkileyen insancıl psikoloji, diğer kuramsal bakış açılarına sahip terapistler tarafından da benimsenmiş veya değiştirilerek uygulanmıştır. Çoğu terapist Carl Rogers’ın, danışanı terapinin merkezine koyma yaklaşımının yanı sıra terapistin empati göstermesi, danışana olumlu kabul gösterme, değişme sorumluluğunu danışana verme gibi yaklaşımları da kullanmaktadır.[4]

Eleştiriler[değiştir | kaynağı değiştir]

Hümanistik psikologların görüşlerini desteklemek amacıyla yaptıkları araştırmalarda, klasik deneysel metotları kullanmayıp, kişilerin öznel izlenimlerine dayanan verileri temel alan birtakım bulgular üzerinden açıklamalar üretmeleri, psikolojide bilimselliği hedef alan yaklaşımlar tarafından eleştirilmiş; bu yaklaşımın bir insan davranış biliminden çok, bir hayat felsefesi olarak görülmesine sebep olmuştur.

Terapinin özünü oluşturan; kendini gerçekleştirme, potansiyelini tam kullanma ve özgür irade gibi kavramların iyi tanımlanamamış olması da eleştirilerden bir diğeridir. Ayrıca, hümanistik psikologların akademik psikologlardan farklı olarak araştırmalar yürütmüyor, makaleler yazmıyor ve kendi geleneklerini sürdürmeleri için lisans öğrencilerine eğitim vermiyor olmaları, etkili bir ekol oluşturamamalarına sebep olmuştur.[1] Tüm bunlar, Hümanistik terapinin alanda diğer terapi yöntemleri kadar yoğun olarak kullanılmamasına sebep olmuştur.

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ a b Schultz, D. P. ve Schultz, S. E. - Modern psikoloji tarihi - 2007 - İstanbul - ISBN 978-975-6963-85-2
  2. ^ a b c d Schneider, K. J. ve Krug, O. T. - Varoluşçu-Hümanistik terapi - 2015 - İstanbul - ISBN 978-605-5134-70-9
  3. ^ Plotnik, R. - Psikolojiye giriş - 2009 - İstanbul - ISBN 978-975-256-095-6
  4. ^ Burger, J. M. - Kişilik - 2006 - İstanbul - ISBN 975-256-060-1