İçeriğe atla

Dulkadiroğlu Süleyman Bey

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Süleyman Bey
Dulkadiroğulları Beyi
Hüküm süresiEkim 1442 – 28 Ağustos 1454
Önce gelenNâsıreddin Muhammed Bey
Sonra gelenMelik Arslan Bey
Kayseri valisi
Hüküm süresi? – Temmuz 1435
Önce gelen?
Sonra gelenMemlûk hakimiyeti
Hüküm süresi1436/ 1437 başı – Ekim 1442
Önce gelenMemlûk hakimiyeti
Sonra gelen?
Ölüm28 Ağustos 1454
Çocuk(lar)ı
HanedanDulkadiroğulları
BabasıNâsıreddin Muhammed Bey
AnnesiHatice Hatun
Diniİslam

Dulkadiroğlu Süleyman Bey (? - 28 Ağustos 1454), 1442'den ölüm tarihi olan 1454'e kadar Güneydoğu Anadolu'da kurulmuş olan Dulkadiroğulları Beyliği'nin altıncı hükümdarıdır.[1] Babası Nâsıreddin Muhammed Bey'in (hk. 1399-1442) döneminde Kayseri beyi olarak görev yaptı ve onun ölümünden sonra Dulkadiroğulları Beyliği'nin başına geçti. Onun zamanında Dulkadir-Osmanlı ilişkileri epeyce inkişaf etmişti. Süleyman Bey kızı Sitti Mükrime Hatun'u II. Murad'ın oğlu Şehzade Mehmed'e, diğer kızını da Memlük Sultanı Zahir Çakmak'a verdi. İki büyük devletle akrabalık ederek beyliğini Karamanoğulları ve Akkoyunlular'a karşı müdafaa için destek aldı. Maraş'taki Ulu Mescidi yaptırdı.[2]

Hükümdarlığı öncesi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Dulkadiroğulları Beyliği, Türkmen beyi Zeyneddin Karaca Bey (h. 1337-53) tarafından Memlükler'in bağlı devleti olarak Güney Anadolu ve Kuzey Suriye'de kuruldu. Zeyneddin Karaca Bey Memlüklere karşı isyan başlattı ve 1353 yılında idam edildi. Dulkadiroğulları ile Memlükler arasındaki çatışma, Zeyneddin Karaca Bey'in oğulları Garseddin Halil Bey (h. 1353-1386) ve Şaban Süli Bey'in (h. 1386-1398) dönemlerinde de devam etti. Her ikisi Dulkadiroğlu hükümdarı da Memlük sultanı Berkuk'un (h. 1382-89, 1390-99) emriyle öldürüldü.

Süleyman Bey, Kadı Burhaneddin'in kızı Hatice Hatun ile Dulkadirogulları'nın beşinci beyi olan Nasıreddin Mehmed Bey'in (h. 1399–1442) oğlu olarak dünyaya geldi. Babası Mehmed Bey, saltanatı sırasında Osmanlı ve Memlüklüler ile dostane ilişkiler kurmaya çalıştı.[3] Nasıreddin Mehmed Bey'in Osmanlı'nın Fetret Devri (1402-13) sırasında Osmanlı şehzadesi Mehmed Çelebi'yi destekledi ve Süleyman Bey, Mehmed Çelebi'nin 1413 baharında Rumeli'de kardeşi Musa Çelebi ile girdiği çatışmaya katıldı. Babası Mehmed Bey, Karamanoğulları'na karşı Memlük safında sefere katılması karşılığında 1419 Nisan'ında Kayseri Dulkadiroğulları'na verildi. Süleyman Bey de Kayseri yönetimine getirildi.

1435 yılında Karamanoğulları, şehrin kontrolünün yeniden kendilerine geçmesi için Memlüklerle anlaşma yapmaya çalıştılar. Süleyman Bey'in annesi Hatice Hatun'un Kahire'deki çabaları Kayseri'nin düşmesini önlemede başarılı olduysa da Karamanoğulları ve Ramazanoğulları Temmuz 1435'te şehri ele geçirdiler. Babasının isteği üzerine Süleyman Bey, Osmanlı padişahı II. Murad'ın (1421-44, 1446-51) geçici olarak ikamet ettiği Gelibolu'ya gitti ve iç mücadelelerle boğuşan Karamanoğulları'ndan Kayseri'yi geri almak için askeri destek istedi.[4] Dulkadiroğulları Kayseri'yi 1436'da veya 1437'nin başlarında geri aldı.[3]

Hükümdarlığı

[değiştir | kaynağı değiştir]

Süleyman Bey, babasının Ekim 1442'deki ölümünden sonra tahta çıktığında devlet yönetiminde oldukça deneyimliydi.[5] Hükümdarlığı dönemi büyük ölçüde dış tehditlerden uzaktı.[3] Babasının evlilik ve diğer yollarla Osmanlılar ve Memlüklüler ile bağları güçlendirme politikasını sürdürdü.[5] Osmanlı için tehdit olan Karamanoğulları ve Karakoyunlular'a karşı bir müttefik sağlamayı amaçlayan II. Murad[6], veziri Halil Paşa'ya danıştı ve Süleyman Bey'in beş kızından birini veliahtı Mehmed (Fatih Sultan Mehmed) ile evlendirmek üzere Elbistan'a bir elçi gönderdi. Sitti Mükrime Hatun ve Mehmed'in düğünü Kasım–Aralık 1450'de iki ay sürdü. Çeyizi her Osmanlı valisi ve eşlerinden oluşan bir kortejle Elbistan'a getirildi. Padişah II. Murad ayrıca kadıları, ulemayı, şairleri düğüne davet etti.[5] Süleyman Bey'in kız kardeşi ve Memlük sultanı Seyfeddin Çakmak'ın (1438-53) eşi, veba hastalığına yakalandıktan sonra Nisan 1449'da ölmüştü ve Süleyman Bey bunun yerine kızını Çakmak ile evlendirdi. Süleyman Bey, o sırada barış içinde olan komşu büyük güçlerle iki kızını evlendirerek batıda Karamanoğulları'na ve doğuda Karakoyunlu ve Akkoyunlular'a karşı koruma sağladı.[6]

1450'de Akkoyunlu hükümdarı Cihangir Mirza (h. 1444-54), amcaları ve diğer Akkoyunlu ileri gelenleri tarafından yönetimine karşı muhalefetle karşı karşıyaydı. Cihangir'in amcalarından biri olan Kasım Bey, daha sonra Süleyman Bey'in sarayına sığınmak zorunda kaldı. Cihangir'in diğer amcaları Karakoyunlular hükümdarı Cihan Şah'tan yardım istediler. Cihan Şah'ın Cihangir'i takip etmesi üzerine Memlük sultanı Çakmak, Ekim 1451'de Süleyman Bey'den Cihangir'in Suriye'ye kaçmasını engellemesini istedi. Memlüklerin talebine rağmen Süleyman Bey ve sınır bölgesindeki valileri, Cihangir'i ve Akkoyunlular'ın gelecekteki hükümdarı Uzun Hasan'ı (h. 1452-78) gizlice destekliyordu. Cihan Şah Harput'a ulaşırken, Karakoyunluların geri kalan kuvvetleri Fırat'ı geçerek Memlük sınırları içerisinde kalan Malatya'ya doğru yürüdüler ve Dulkadiroğulları'nın Akkoyunlular'a olan desteğini engellediler. Bu sırada Memlüklüler sultanı Çakmak her Suriye Memlük valisine kayınpederi Süleyman Bey'e yardım etmesini emretti. Memlük-Karakoyunlu ilişkilerinin kötüleşmesinden korkan Cihan Şah, Dulkadiroğulları'na saldırmaktan vazgeçti ve Timurlu hükümdarı Ebü'l-Kasım Bâbür Mirza'nın yaklaşan tehdidi üzerine ertesi yıl Cihangir ile barış yapmak zorunda kaldı.[7]

Akkoyunlu-Karakoyunlu çatışmasının sona ermesinin ardından Süleyman Bey, Gobrak ve Vibrak kalelerinin almak isteyen ve Dulkadiroğulları'nın doğu sınırını tehlikeye atan Kürt beyi Şeyh Hasan'ı bastırmak için otuz bin kişilik bir orduyla Çemişgezek'e yürüdü. Süleyman Bey'in şehri kuşatması başarısız oldu ve Harput'a çekildi. Süleyman Bey son yıllarında şişmanlamıştı ve ata binemez hale gelmişti. 28 Ağustos 1454'te birçok çocuğunu geride bırakarak öldü. Taht, oğlu Melik Arslan'a (h. 1454-66) miras kaldı. Süleyman Bey, Maraş'ın en büyük camisi olan Ulu Camii de dahil olmak üzere bazı mimari eserler yaptırmıştır.[3]

Kahramanmaraş Ulu Camii

Melik Arslan Bey, Şah Budak Bey, Şehsüvar Bey, Alaüddevle Bozkurt Bey, İsâ Bey, Salman Bey, Hudadad Bey, Yahya Bey, Yunus Bey, Er-Divane Bey, Abd'ür-Rezzak Bey adlı oğulları, Sitti Mükrime Hatun[8][9] adında bir kızı vardı. 1454'teki ölümünden sonra yerine oğlu Melik Arslan Bey (hk. 1454-66) geçti.

  1. ^ Enver Cengizoğlu, "Zülqədər eli", Bakü 2011, s. 156. (Azerice)
  2. ^ Refet Yinanç, "Dulkadıroğulları", TDV Diyanet İslam Ansiklopedisi, Ankara 1994, c. IX, s. 553-557.
  3. ^ a b c d Venzke 2017.
  4. ^ Yinanç 1989, ss. 53–54.
  5. ^ a b c Yinanç 1989, s. 55.
  6. ^ a b Yinanç 1989, s. 56.
  7. ^ Yinanç 1989, ss. 56–57.
  8. ^ Yavuz Bahadıroğlu, Resimli Osmanlı Tarihi, İstanbul 2009, s. 129, ISBN 978-975-269-299-2.
  9. ^ "II. Bâyezîd'in öz annesi: "Sitt-î Mû'karîma Khātûn"". 16 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2014. 
Resmî unvanlar
Önce gelen:
Nâsıreddin Muhammed Bey
Dulkadiroğulları Beyi
1442-1454
Sonra gelen:
Melik Arslan Bey