Atardamar

Vikipedi, özgür ansiklopedi
12.53, 16 Haziran 2016 tarihinde Nanahuatl (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 17211846 numaralı sürüm (düzen)
atardamar
Latince isimarteria
Tanımlayıcılar
JSTORarteries
Microsoft Academic2776820930
MeSHD001158
TA3896
FMA50720

Atardamar veya diğer adıyla arter, kalpten vücüda kan taşıyan damarlardandır. Pulmoner arter ve umblikal arterler dışında oksijenlenmiş kanı taşırlar.

Dolaşım sistemi hayatın devam etmesi için son derece önemli bir sistemdir. Tam olarak hücrelere oksijen ve besin taşınması fonksyonun yanı sıra, karbondioksit ve atık ürünlerin taşınması, pH düzeyinin düzenlenmesi ve plazma, protein ve immün sistem akışkanlınğının sağlanması gibi fonksyonlar da vardır. Gelişmiş ülkelerde, başlıca iki ölüm sebeplerinden biri miyokard infarktüs ve kardiyak arresttir. Her ikiside damar sisteminin bozulması sonucu oluşan bir durumdur. (Bkz Arterioskleroz)

Tanım

Arter sistemi, dolaşım sisiteminin yüksek basınçlı kısmıdır. Arter basıncı kalp atışları sırasında değişiklik gösterir. Minimum basınca sistolik basınç, maksimum basınca ise diyastolik basınç denir. Bu basınç değişikliği herhangi bir atardamardan hissedilebilir. Arterler aynı zamanda kanın pompalanmasına yardım ederler. Arterler kanı kalpten vücuda taşırlar. Oksijenlenme için kanı akciğerlere taşıyan pulmoner arterler hariç, tüm arterler gerekli okisjeni kalpten dokulara doğru taşır.

Anatomi

Arterlerin anatomisi makroskopik anatomide, makroskopik seviyesinde ve mikroskop yardımıyla öğretilen mikroskopik olarak ayrılabilir.

Makroskopik Anatomi

İnsan vücudunun arter sistemi sistemik ve pulmoner olarak ayrılır.

Sistemik Arterler

Sistemik arterler oksijenlenmiş kanı kalpten vücüda taşıyan ve deoksijene kanı da kalbe taşıyan, kardiyovasküler sistemin bir parçasıdır.

Pulmoner Arterler

Pulmoner arterler, kardiyovasküler sistemin bir parçası olan, deoksijene kanı kalpten alan ve oksijenlenmiş kanı kalbe geri gönderen pulmoner dolaşımın arterlerindendendir.

Arter duvarının anatomisi

Tunica externa olarak bilinen en dış katmanı bağdokudan oluşmuştur. Bu katmanın içi, düz kastan ve elsatik dokudan oluşan tunica media'dır. En içteki tabaka endotel hücrelerinden oluşmuştur. Kanın aktığı boşluğa lümen denir.

Arter Tipleri

Pulmoner Arterler

Pulmoner arterler vücuttan kalbe dönen kirli kanı oksijenlenmesi için akciğerlere taşıyan atardamarlardır.

Sistemik Arterler

Elestik rölatif bileşenlerine göre ve müsküler doku içinde olan tunica media yanı sıra büyüklüğü ve iç ve dış elastik lamina meydana getiren sistemik arterler müsküler ve elastik olarak iki alt kısma ayrılabilirler. Daha büyük arterler (10>mm çapında) genellikle elastiktir ve( 0,1–10 mm) den küçük olanlar kas yapısında olma eğilimindedirler. Sistemik arterler kanı besin alışverişi ve gaz değişimi için arteriollere ve sonra da kaplliere gönderir.

Aort

Aort temel sistemik arterdir. Valf kapağ üzerinde kalbin sol ventrikülünden direk olarak kanı alır. Sırayla aortun dallarının ve arterlerin dallarının çapları ard arda arteriollere dogru küçülür. Aortun ilk kalpalı dalları, kalp kası için kan sağlayan koroner arterlerdir. Bu aortik ark, yani brakiyosefalik atardamar, sol karotis ve sol subklavyen arterlerin kapalı dalları tarafından takip edilmektedir.

Arterioller

Arterioller arterlerin en küçük birimidir. Kalp kasının duvarındaki değişken kasılmayla kan basıncının ayarlanmasına yardımcı olurlar ve kanı kapillere taşırlar.

Kapiller

Kapiller dolaşım sisteminde değişimin olduğu önemli yerlerden biridir. Kapiller, gaz, şeker ve diğer besin çevre dokulara hızlı ve kolay difüzyon yardım etmek için küçük tek hücre çapındadırlar.

Kapillerin Fonksyonu

Kapillerin etrafında düz kas yoktur ve çaplar kırmızı kan hücrelerin çaplarından daha dardır. Bir kırmızı kan hücresi yaklaşık 7 mikrometre çapındadır ve kapiller ise sadece 5 mikrometere çapındadırlar. Bu yüzden kırmızı kan hücreleri kapillerden geçebilmeleri için bükülmek zorundadırlar.

Bu kapillerin küçük çapları, gaz ve besin değişimi için daha büyük yüzey alanı sağlar.

Kapiller Ne Yapar

  • Akciğerde, oksijen karbondioksit değişimi
  • Dokularda, oksijen, karbondioksit, besin ve atık ürün değişimi
  • Böbreklerde, atıkların atılması ve geri emilim
  • Barsaklarda, besin emilimi, atık ürün atılımı

Patoloji

Kan Basıncı

Sistemik arter basıncı, kalbin sol ventrikülünün kuvvetli kasılmasıyla elde edilir. (Bkz. Kan basıncı)

Sağlıklı dinlenme durumundaki kan basıncı genellikle düşüktür. Bunun anlamı sistemik basınç genellikle 100mmHg'nin altındadır.

Atmosfer basıncına dayanmak ve adabte olmak için, arterler çeşitli kalınlıktaki düz kaslarla çevrelenmişlerdir. Bu kaslar uzayan elastik yapıda ve elastik olmayan bağ dokusuya çevrelenmşitir.

Atım basıncı, yani Sistolik ve Diyastolik basınç arasındaki fark, öncelikle, her kalp atışı, atım hacmi, karşı hacmi ve büyük arterlerin elastikiyetini tarafından çıkarılır ve kan miktarı tarafından belirlenir.

Zamanla, yüksek arteryel kan şekeri (Diabetes Mellitus), lipoprotein kolesterol ve basıncı, sigara kullanımı, ve diğer faktörler,, endotel ve damar duvarları bozulmasına yol açıyor ve ateroskleroza sebep oluyor.

Aterom

Arter duvarındaki bir aterom ya da plak, lipit (kolesterol ve yağ asitleri), kalsiyum ve değişken miktarda lifli bağ dokusu içeren hücre enkazlarının aşırı dercede birikmesidir.

Tarihi

Antik Yunanlar arasında, arterler trakea ya bağlı olan ve dokulara hava taşıması sorlumlulğunda olan hava tutucular olarak düşünülüyordu. Bu arterlerin boş bulunması ölüm sebebiydi.

Ortaçağda, arterlerin "ruhani kan" veya " yaşamsal ruh" diye adlandırılan sıvı taşıdığı gözlemlenmiş ve venlerin içeriklerinden farklı olduğu düşünülmüştür. Bu teori Galen'e geri döndü Ortaçağın sonlarında, trakea ve ligamentler de "arter" olarak tanımlandı.

17. yüzyılda William Harvey dolaşım sisteminin modern konseptini, arter ve venlerin rolünü tanımladı ve basite indirgedi.

20. yüzyılın başlarında Alex Carrel ilk olarak vasküler dikiş tekniğini , anastomoz ve birçok hayvandaki başarılı organ transplantasyonunu tanımladı. Ve böylece, daha önce damarların kalıcı ligasyonu ile sınırlı olan modern vasküler cerrahiye yeni bir kapı aralardı.