Falkland Savaşı'nın sonuçları
Falkland Savaşı'nın sonuçları, İngiltere ile Arjantin arasındaki 1982 yılındaki Falkland Savaşı'nın sonuçlarının iki ülke iç siyasetine olduğu kadar küresel olarak uluslararası ilişkiler alanında, askeri alanda, kültürel alanda ve sağlık alanında etkileri olmuştur.
Siyasi sonuçları
Arjantin ve İngiltere arasındaki diplomatik ilişkiler 1989 yılına dek kesilmiştir. Bu tarihten itibaren egemenlik konusundaki başlıklar dışındaki konularda iki tarafın ortak çıkarları adına sürdürülmesi gereken ilişkiler için bir zemin oluşturulur.
Arjantin kayıpları | İngiliz kayıpları | |
---|---|---|
İnsan kayıpları: | 649 | 258 |
Yaralılar: | 1657 | 777 |
Batırılan: | 6 SANTA FE denizaltısı |
10 SHEFFIELD destroyeri |
Ağır hasarlı: | 1 | 15 |
Destek gemisi: | 6 | 9 |
Savaş uçağı: | 58 (İngiliz tahminlerine göre) |
11 Düşman ateşiyle düşen uçaklar: |
Destek uçağı: | 2 | 0 |
Helikopter: | 11 | 24 Düşman ateşiyle düşen helikopterler: |
Arjantin
Savaşın kaybedilmesi iktidardaki askerî cunta yönetimine karşı gerçekleştirilen en geniş katılımlı protesto gösterilerine yol açmıştır. 1976 yılında Devlet Başkanı Isabel Martínez de Perón'u devirerek iktidara gelen askeri rejim bu dönemde Kirli Savaş adı verilen katliamlarla anılmaktadır. Cuntanın lideri konumundaki General Leopoldo Galtieri istifa etmek zorunda kalır, 30 Ekim 1983 tarihinde yapılan seçimlerde Radical Civic Union (UCR) adayı Raúl Alfonsín devlet başkanı seçilerek askeri yönetime son verilmiş olur.
Arjantin'de demokrasiye dönüldüğünde Falkland Savaşını başlatan cunta liderleri olan Leopoldo Galtieri, Jorge Isaac Anaya ve Basilio Lami Dozo yargılanmış ve askerî harekâta karşı İngiltere'nin vereceği yanıtı öngörememekten dolayı suçlu bulunarak 12 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Bu kişiler Arjantin Devlet Başkanı Carlos Menem tarafından 1989 yılındaki 1005 numaralı kararnameyle affedilmiştir.[2]
Falkland Adaları
Falkland Adaları özerk Britanya Denizaşırı Toprakları statüsündeyken, savaşın hemen ardından ada sakinlerine tanınan Britanya vatandaşlık hakkıyla beraber adayla İngiltere arasındaki bağlar sıkılaştırılmıştır.
Adaki askeri yatırım ve balıkçılık alanına yatırımlarla beraber ekonomi gelişmiştir. Savaş sırasında Falkland Ada halkından yaşanan tek kayıp Kraliyet Donanması tarafından Stanley merkezindeki Arjantin askeri hedeflerinin bombalanması sırasında evlerine isabet eden bombayla hayatını kaybeden 3 kadındır.
İngiltere
İngiltere açısından savaşın bilançosu oldukça ağırdır: 255 ölü, 6 batık gemi, 10 adet hasarlı gemi, 34 düşürülmüş uçak ve yaklaşık 2.8 milyar pound gider. Ancak bu olumsuz tabloya rağmen harekât İngiltere'de büyük bir zafer olarak değerlendirilmiştir. Savaşı takip eden dönemde iktidardaki Muhafazakâr Partinin itibarı artmıştır.
Savaşın başarılı sonucu sayesinde Britanya milliyetçiliğinin etkisinde yükseliş yaşanmıştır. 1956 Süveyş Krizi, Britanya İmparatorluğunun sömürgelerinin bağımsızlığı ve 1970'lerin ekonomik krizine izleyen dönemde parlamentoda çoğunluğu kazanan Thatcher, Thatcherizm adıyla anılan ekonomik düzenlemelerinin şiddetini artırarak devam eder. Savaş, ABD ile İngiltere arasındaki geleneksel müttefiklik ilişkisini de pekiştirmiş, Soğuk Savaş döneminin önemli liderlerinden ABD Başkanı Ronald Reagan'a savaş boyunca gösterdiği destekten dolayı Britanya İmparatorluk Nişanı verilmiştir.
ABD
ABD yönetimi, özellikle CIA aracılığıyla Latin Amerika'da kendi çıkarlarına karşı çıkan rejimlere müdahale etmiş ve bu coğrafyada sayısız askerî darbeye yardımda bulunmuştur. Ayrıca başa getirdiği askeri rejimler sayesinde oluşturduğu özel birliklerle diğer ülkelerin iç işlerine de müdahale etmiştir. Arjantin'deki cuntacı rejimin de özellikle Kirli Savaş adı verilen süreçte ABD ile bu tarz yakın ilişkisi bulunmaktaydı.[3]
Öte yandan Soğuk Savaş kapsamında Sovyetler Birliği ile yoğun bir mücadele halinde olan ABD'nin en önemli müttefiklerinden birisi de İngiltere'dir. Bu dönemde ABD Başkanı Ronald Reagan ile İngiliz Başbakanı Margaret Thatcher arasındaki yakın işbirliği Falkland Savaşı sırasında ve sonrasında güçlenerek gelişmiştir. Bu kapsamdan savaşın arifesindeki aşağıdaki özel mesaj hem yazılış tarzı hem de samimiyetiyle bu ilişkiye delalet etmektedir:
“ | 1 Nisan 1982 Sevgili Margaret Falklands'daki duruma dair General Galtieri ile uzun bir görüşme gerçekleştirdim. Olası bir Arjantin işgaline ilişkin çekincelerimi ilettim. Falkland Adalarına yönelik başlatılacak askerî bir harekâtın ABD ile Arjantin arasındaki ilişkileri ciddi şekilde tehlikeye sokacağını ve herhangi bir saldırgan tutumdan sakınması gerektiğini belirttim. Arjantin ve Birleşik Krallık arasındaki sorunların çözülmesi için yardıma her zaman açık olduğumu ve bu konuyla ilgili olarak özel temsilcimi görevlendirmeye hazır olduğumu ilettim. General mesajımı aldı ancak teklifimi yerine getireceğine dair hiçbir güvence vermedi. Aksine, tehditkâr bir dil tutturdu ve bende silahlı çatışmaya yol açacak bir yol tutturduğuna dair güçlü bir izlenim yarattı. Bu anlaşmazlığın çözülmesi ve hem silahlı çatışmanın başlamaması hem de başlaması durumunda derhal sona erdirilmesi kapsamında hükümetinizle işbirliği yapmaya devam edeceğiz. Bu egemenlik konusunda tarafsız bir konumumuz olmakla beraber Arjantin'in silahlı müdahaleye kalkışması durumunda tarafsız kalmayacağımızı bilmeni isterim. En candan dileklerimle Ron[4] |
„ |
Ayrıca ABD'nin savaş sırasında İngiltere'ye sağladığı askerî destek nedeniyle Latin Amerika devletleriyle imzalamış olduğu Karşılıklı Yardımlaşma Anlaşması (Inter-American Treaty of Reciprocal Assistance) fiilen ihlal edilmiştir.
Latin Amerika ve Küba
Arjantin ile uzun süren bir toprak anlaşmazlık sorunu bulunan ve askeri işgal tehdidi altındaki Şili, savaş sonrası durumun getirdiği durum sayesinde bu gündemi barışçıl şekilde çözebilmiştir.[5]
Küba, Arjantin tarafından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu gündemine getirilen ve 2065 numaralı karar[6] altına alınan Falkland Adalarının egemenliğinin İngiltere tarafından Arjantin'e verilmesi talebini desteklemekteydi. Küba Devlet Başkanı Fidel Castro 1983 yılında VII. Bağlantısız Ülkeler Zirvesi'nde yaptığı konuşmada Arjantin hükûmetleriyle ideolojik farklılıkları olmasına rağmen onurlu Arjantin halkının haklı taleplerini desteklediklerini belirtmiş, saldırgan siyasetinden dolayı dönemin İngiliz Başbakanı Margaret Thatcher'ı eleştirmiştir. Castro 1994 yılında yaptığı açıklamada ise Arjantin'deki Kirli Savaş dönemine de vurgu yaparak konunun ayrıntılarına inmiştir:
“ | ...Ancak savaş Malvinas'da neden başladı? Çok basit çünkü ABD Arjantin Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki 401. Taburu Nikaragua ve El Salvador'da sürdürdüğü kirli savaşta kullanmaktaydı. Cuntacılar ABD'ye sundukları hizmetten o kadar memnundular ki, Malvinas Adalarını ele geçirme zamanının geldiğini düşündüler. Ancak bu talebin bizimde tüm hayatımız boyunca savunduğumuz Malvinas'ın Arjantin toprakları olduğu yönündeki haklı talepleriyle alakası yoktu. Arjantinli komutanlar ABD'ye Orta Amerika'da verilen desteğin ardından ödüllerini toplama kalkışarak ABD'nin bu çılgınca hamleyi desteklemesini umdular... | „ |
—Fidel Castro[7] |
Askeri sonuçları
Askeri olarak Falkland Savaşı 2 Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde iki modern silahlı kuvvet arasındaki en büyük hava-deniz muharebesi olduğu için tarihçiler ve askerî analizciler tarafından ayrıntısıyla incelenmiştir. Uzmanların çıkarttığı derslerden en ön sıraya yazılabilecek olan şey, gemilerin füze ve denizaltı saldırılarına karşı korumasız durumlarıdır. Derslerden ikincisi ana üslerden oldukça uzak coğrafyalarda girişilen askerî harekâtta lojistik faktörün önemidir. Bir diğer önemli başlık ise helikopterler dahil olmak üzere taktik hava kuvvetlerinin önemi olmuştur.[1]
Gemilerin zayıf yönleri
Modern savaşta gemilerin zayıf yönlerine dair uzmanlar arasında tartışma sürmektedir. Falkland Savaşı'nda görülen gemi kayıplarından hareketle çeşitli çıkarımlar yapanlarla, bu sonuçların genel durumu yansıtmadığını savunanların görüşleri birbirinden ayrılmaktadır.
Tarihçi John Keegan gemilerin modern savaşta füzelere ve denizaltılara karşı korunmasız olduklarını öne sürmüş, denizaltının hava saldırılarına karşı gemilere göre daha korunaklı olduklarından hareket etmiştir.
Karşıt görüşü savunanlar ise batırılan ARA General Belgrano gemisinin denizaltı savunma kabiliyeti olmayan bir eski gemi olduğunu, karşısındaki İngiliz denizaltısının ise modern nükleer bir denizaltı olduğundan hareketle böyle bir sonuca varılamayacağını belirtiler. Ayrıca harekât sırasında kaybedilen Atlantic Conveyor gibi destek gemilerinin bir kayıp hesabı dahilinde çeşitli riskler alınarak harekâta dahil edildikleri vurgulanır.
Hava kuvvetlerinin gücü
Savaş sırasında iki taraf da hava üstünlüğünü tam anlamıyla ele geçirememesine rağmen harekâtın olduğu bölgenin zorlu coğrafi koşulları ve kara harekâtında izin vermeyen yapısı nedeniyle hava kuvvetleri belirleyici öneme sahip olmuştur. Her iki taraf da havadan hava, kara ve yüzey hedeflerine başarılı saldırılarda bulunmuştur. İngiliz donanmasının kayıplarının tamamı hava ve füze saldırıları kaynaklıdır. Havadan yüzeye atılan Exocet füzelerinin ne kadar etkili olduğu görülmüş ve savaşın ardından savaş gemilerine kısa menzilli gemi hava savunma silah sistemleri CIWS uygulanmıştır.
Falkland Savaşı sırasında yaşanan hava savaşı HMS Ark Royal uçak gemisinin emekliye ayrılmasının ardından en azından STOVL uçakların bulunacağı gemilerin donanma envanterinde bulunması gerekliliğini göstermiştir. Savaşta ayrıca görece küçük olmasına rağmen geniş hareket kabiliyetine sahip Hawker Siddeley Harrier savaş uçağının ne kadar başarılı olduğunu göstermiştir. Harrier jetleri hava muharebesinde hiç kayıp vermeksizin 21 Arjantin jetini düşürmeyi başarmıştır[8], 6 kayıp yerden açılan ateş sonucu veya kazalar neticesinde yaşanmıştır.
Savaş uçağı kayıplarının arasındaki bu eşitsizlik ilginçtir, Arjantin Hava Kuvvetleri tek bir Harrier jetini bile düşürememiştir. Bu anlamda o dönemdeki en üst teknoloji ürünü Blue Fox radarı, Harrier uçağının olağanüstü harekât kabiliyeti gibi etkenler belirleyici olmuştur. Ayrıca İngiliz Harrier jetlerinde ABD ürünü son teknoloji ürünü AIM-9 Sidewinder belirleyici olmuştur, Arjantin jetlerinden ise sadece Mirage savaş uçaklarında havadan havaya füzeler mevcuttu. Arjantin savaş uçaklarının tek üstün yanı hızlarıydı ancak savaş bölgesinin Arjantin anakarasına uzaklığı göz önüne alındığında bu hızlarda uçak yakıt tasarrufunun önüne geçiyor ve görev süresinin kısalmasına yol açıyordu.
Savaş ayrıca havadan erken uyarı ve kontrol sisteminin önemini de bir kez daha vurgulamıştır. Falkland'da Westland Sea King helikopterleri sayesinde uygulanan sistem, savaşın ardından tüm donanma görevlerinde yerine getirilen standart uygulama olmuştur. Savaşta helikopterlerin lojistik ve yaralı tahliyesi anlamda önemi bir kez daha hissedilmiştir.
Lojistik
Birleşik Krallık Silahlı Kuvvetlerinin anakaradan çok uzakta bir savaşa girişmesi silahlı kuvvetlerin lojistik kabiliyetlerinin son aşamasına kadar zorlanmasına yol açmıştır. Ayrıca Falkland Adalarının zorlu coğrafi koşulları ve karayolunun olmaması harekâta etki eden faktörlerdi. İngiliz donanma gemilerinin, kara savaşının kazanılmasına kadar zorlu mevsim koşullarına dayanması savaşın sonucuna etki etmiştir. Donanmanın kara savaşı kazanılmadan daha büyük bir kayba uğramış olması durumunda tüm harekâtın başarısız olması işten bile değildir.
Özel kuvvetler
Savaşta özel kuvvetlerin önemi bir kez daha vurgulanmıştır. Özellikle İngiliz SAS kuvvetlerinin kuzeydeki Pebble Adasına düzenledikleri saldırı, saldırı sonrasında düzenledikleri istihbarat alma harekâtı önemlidir. Bu konuya dair az bilinen bir yön ise Arjantin özel kuvvetlerinin de olumsuz hava ve coğrafi koşullara rağmen oldukça başarılı oldukları ve kimi zaman İngiliz özel kuvvetlerine üstünlük sağladıkları gerçeğidir.
İstihbarat alanındaki sonuçlar
İngiliz istihbaratı
İstihbarat alanında Falkland Savaşı'nın değerlendirmesi yapıldığında İngiltere'nin adaların işgal edilmeyeceğini varsayarak gerçeklerden koptuğu, ne adaları savunmak için önlem aldığını ne de adaların egemenliğini Arjantin'e vermeyi kabul ettiği belirtilmiştir. Bu açıdan bakıldığında adayla ilgili İngiliz siyaseti, yaşanan ve emareleri önceden görülen Arjantin işgali karşısında gerekli önlem almadığı için çökmüştür.[9]
Norveç istihbaratı
Savaş patlak verdiği dönemde görece ıssız bir bölge olan Falklands Adaları civarındaki gemi konumlarıyla ilgili olarak ne İngiltere'nin ne de ABD'nin istihbaratı mevcut değildir. Bölgedeki sinyaller sadece o dönem aktif olan Sovyetler Birliğine ait Elint uydusu tarafından toplanmakta ve Moskova'ya iletilmekteydi. Sovyet sinyalleri ise Norveç sınırları içindeki Fauske II dinleme istasyonu tarafından gizlice dinlenmiş, alınan istihbarat İngilizlere iletilmiştir. Bu sayede bölgedeki Arjantin donanmasına ait güncel konumlar İngiltere'nin eline ulaşmıştır.[10]
Hukuki alandaki sonuçları
Arjantin'daki cunta rejimi tarafından Falkland Savaşı sırasında adaya sevk edilen ve meslekten asker olmadıkları halde silah altında olan askerler adada çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi vermiştir. Savaş şartları oluşmadan önce de acımasız bölge iklimi ve yetersiz lojistik önlemler yüzünden askerler açlık ve soğuğa maruz bırakılmış, hayatta kalmak için kendi başlarına bırakılmışlardır. Bunun da ötesinde disiplinsizlik gerekçesiyle cunta rejimi subayları tarafından çeşitli işkencelere maruz bırakılmış, bazıları öldürülüştür. Cunta rejiminin devrilmesinin ardından insan hakları mahkemelerine dava açan o dönem silah altında olan Arjantin vatandaşlarının açtıkları davalar, mahkemece insan hakkı ihlali olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.[11]
Tıbbi alandaki sonuçları
Gazilerin durumu
Her iki ordudan da savaşa katılan askerler arasında çatışmaların ardından yoğun bir şekilde travma sonrası stres bozukluğu gözükse de her iki hükûmet de bu sorunu görmezden gelmeyi tercih etmiştir. Gaziler, duygusal olarak yaralandıkları için iş bulamamakta, sosyalleşememekte, alkol bağımlısı olmakta ve depresyona kapılmaktaydı. Her iki ülke gazileri arasında normal seviyenin üzerinde intiharlar görülmüştür.
Savaş sırasında ağır yaralanan Robert Lawrence, başından geçenleri yazmış olduğu When The Fighting is Over adlı eserde ele almış, eser filme de çekilmiştir. Lawrence genel olarak hükûmetlerin savaş gazilerine yaklaşımını eleştirmektedir.[12]
Kaynakça
- ^ a b Lessons of the Falklands (Summary Report, February 1983) Department of the Navy, Washington, DC 20350. Pdf versiyonu (İngilizce) 5 Ocak 2021 tarihinde erişilmiştir
- ^ 6 Ekim 1989 tarihli resmî karar (İspanyolca) 23 Aralık 2020 tarihinde erişilmiştir
- ^ National Institute for Defense Studies için yapılan Ken Kotani tarafından kaleme alınan "Political and Diplomatic Lessons of the Falklands War" adlı çalışma (İngilizce) 23 Aralık 2020 tarihinde erişilmiştir
- ^ Margaret Thatcher arşivlerinden ilgili mesaj (İngilizce) 23 Aralık 2020 tarihinde erişilmiştir
- ^ 29 Kasım 1984 tarihinde imzalanan antlaşma metni (İngilizce) 21 Aralık 2020 tarihinde erişilmiştir
- ^ Gustafson, Lowell (1988). The Sovereignty Dispute over the Falkland (Malvinas) Islands. Oxford University Press. s.64 (İngilizce) 16 Aralık 2020 tarihinde erişilmiştir
- ^ 28 Kasım 2016 tarihli Merco Press haberi (İngilizce) 16 Aralık 2020 tarihinde erişilmiştir
- ^ Smithsonian Channel belgeseli (İngilizce) 2 Ocak 2021 tarihinde erişilmiştir
- ^ Intelligence and Warning: Implications and Lessons of the Falkland Islands War, Gerald W. Hopple, Nisan 1984 JSTOR içindeki linki (İngilizce) 6 Ocak 2021 tarihinde erişilmiştir
- ^ İlgili 24 Mayıs 2002 tarihli haberin arşivlenmiş linki (Norveççe) 22 Aralık 2020 tarihinde erişilmiştir
- ^ 16 Mayıs 2011 tarihli Merco Press haberi (İngilizce) 22 Aralık 2020 tarihinde erişilmiştir
- ^ Thumbledown adlı BBC dramasının imdb sayfası (İngilizce) 23 Aralık 2020 tarihinde erişilmiştir