İçeriğe atla

Histamin

Vikipedi, özgür ansiklopedi
18.36, 26 Eylül 2020 tarihinde Caskination (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 23404825 numaralı sürüm (85.106.96.50 (mesaj) tarafından yapılmış iyi niyetli değişiklikler geri alındı: Bkz. VP:BEK. (TW))
Histamin
Kimyasal Adı
2-(1H-imidazol-4-yl)ethanamine
Kimyasal formül C5H9N3
Molekül ağırlığı 111.145 g/mol
CAS numarası [51-45-6]
Yoğunluk
Erime noktası 83.5 °C (182.3 °F)
Kaynama noktası 209.5 °C (409.1 °F)
SMILES C1=C(NC=N1)CCN
Kaynakça ve sorumluluk reddi

Histamin, lokal bağışıklık cevabı oluşturulması, bağırsaktaki fizyolojik fonksiyonların düzenlenmesinde işe karışan ve nörotransmitter olarak salgılanan bir azot bileşiğidir. Ayrıca vücutta enflamasyon oluşturulması ve kaşıntı ile de ilgilidir. histidinden karboksil giderilerek üretilir. Tüm memelilerin dokularında ve çavdar mahmuzunda değişik oranlarda bulunur.

Histamin denemesi (histamin tübajı)

Mide salgısını histamin tuzuyla inceleme yöntemi. (Çok az dozda (0,5 mg) histamin, klorhidrat, sırıngayla deri altına verilir, daha sonra tübajla mideden alınan suyun hacmi, serbest ve toplam asitliği, petik (sindirim) gücü incelenir)

Nörobiyol: Histamin mastositlerde bazofillerin hücre içi keseciklerinde bulunur. Orada bir protein ve heparinden oluşan komplekse bağlıdır. Histamin özellikle ani aşırı duyarlılık hallerinde serbest hale geçer. Bu geçiş, bir antijen organizmaya yeniden girdiğinde mastosit zarına bağlı bir antikorla tepkimeye girişince ortaya çıkar. Bazı fiziksel olgular (deri irkilmeleri, yanıklar) sırasında da histamin serbestleşir; bazı kimyasal etkenler de onu serbest hale geçirebilir.

Histaminin etkileri

Histaminin histaminerjik alıcılara yapışması yoluyla ortaya çıkar. Histamin kılcal damarların genişlemesiyle beraber yerel geçirgenliğin artmasına (karıncalanma), bronşların ve bağırsakların büzüşmesine, mide, tükürük ve böbreküstü bezi özeği salgılarının artmasına ve vazodilatasyona (damarların genişlemesi) sebep olur. Dolayısıyla tansiyon düşürücü etkisi vardır.

Histaminik reseptörler

Uzunca bir süre iki tip histamin reseptörü olduğu biliniyordu. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalarda aslında 3. bir tipin olduğu saptanmıştır. Başlıca H1, H2 ve H3 histaminik reseptörden bahsedilir.

  1. Tip-1 histaminik reseptör (veya H1 reseptörü): Tüm vücutta yaygın olarak bulunmasına karşın en önemli bulundukları bölgeler damar endoteli ve damar duvarlarıdır. Bu reseptörler alerji vb immun yanıt veya yangısal olaylarda mast hücrelerinden ve nötrofillerden salgılanan histaminlerin bağlandığı başlıca reseptörlerdir.Bu reseptörlerin etkinliğine en güzel örnek alerjik reaksiyonlardır. H1 tipi antihistaminikler (veya antialerjikler) alerjik tepkilere ve taşıt tutmalarına karşı kullanılırlar ve esasta yatıştırıcılardır (örneğin klorfeniramin, meclizin, cetrizin).
  2. Tip-2 histaminik reseptör (veya H2 reseptörü): Bu tip reseptörlerin başlıca bulunduğu yerler mide mukozasına ait paryetal hücreler'dir. Histaminin bu reseptörlere bağlanması sonucu gastrik asit ve buna bağlı pepsin enzimi salınımı artarak mide faaliyetleri artırılır. H1 tipi antihistaminikler (H2 reseptör antagonistleri örneğin: ranitidin, cimetidin) bu asit ve enzim sekresyonunun azaltılması amacıyla kullanılır.
  3. Tip-3 histaminik reseptör (veya H3 reseptörü): Bu reseptörler yapılan çalışmalar sonucu beyinde bulunmuş, ancak işlevleri tam olarak açığa çıkarılamamıştır.