Mezhepleşme

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Avrupa'da reform sonrası mezhepleşme, 1620

Mezhepleşme, Avrupa'da 1540-1649 yılları arasına tarihlendirilen Reform sonrası kilise, devlet ve toplumun birbirinden doğrudan etkilenerek gelişmesi ve değişmesi sürecini ifade eden kavramdır. Avrupa tarihi'nde Erken Modern Çağ'ı yorumlarken ele alınan bir olgudur.

Protestan Reformu tarihinde mezhepleşme, Augsburg Barışı (1555) ile Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) arasında Avrupa'da meydana gelen "mezhep inşası" ile paralel giden bir süreçtir. Otuz Yıl Savaşları arifesindeki bu dönemde her iki mezhep de kendi mensuplarının yaşadığı yerlerde kendi itikadi inançlarını daha sağlam bir biçimde egemen kılmaya çabaladıkları için Protestan ve Katolik mezhepleri arasında göstermelik bir barış mevcuttu. Bu mezhep inşası, hem Protestan hem de Katolik Hristiyanların yaşadığı yerlerdeki egemen kliseler inananların hayatlarına dair tüm konularda kendi özgül kurallarını daha katı bir biçimde uyguladığı için "toplumsal disiplin" aracılığıyla gerçekleşmiştir. Bu olgu daha sonrasında kilise dogmalarını, inanç oluşumunu, ayinleri ve üniversitelerin gelişimini etkileyen ayrışmış mezhepsel kimliklerin oluşmasına neden olmuştur.

1950'lerde, Alman tarihçi Ernst Walter Zeeden 'mezhep inşası' (Konfessionsbildung) olgusunu ilk kez tanımlayan kişidir. 1970'lerde, Wolfgang Reinhard ve Heinz Schilling ayrı ayrı bu düşünceyi daha da ileri götürmüş ve kendi fikirlerini Kutsal Roma İmparatorluğu'nda Roma Katolik ve Lüterci bağlamlarda kilise-devlet oluşumunu açılamada uygulamışlardır

Jean Calvin'in önderliğinde protestanların toplandığı bir üs konumunda olan Cenevre'de reform geçirmiş bir Hristiyan inanışı altında ileri derecede bir toplumsal kontrol, birlik ve homojenlik olduğu için mezhepleşme dönemi için bir model vaka konumundaydı. Cenevre modeli Erasmus'un hümanizminin bir yorumundan ilham almıştır. Reform, Kuzey Avrupa'nın Katolik ortodoksiyi kabule direnerek Hristiyan dünyanın birliğinin de sonunu getiren bağımsız karakterini ortaya koymuştur. Bu yeni model, kişinin kendi yorumlayıcı teolojisinin sahih ve yeterli olduğu inanışından kaynaklanan ademimerkeziyetçi bir Hristiyan cemaati kurmayı hedeflemiştir.

Mezhepleşme olgusu, kendi egemenlikleri altında bulunan kiliseleri üzerinde kontrol gücü verdiği ve katı bir dinî itaate zorlayarak kendi tebaaları üzerinde daha fazla güç uygulayabildikleri için genel olarak hükümdarlar ve yöneticiler tarafından desteklenmiştir. Bu baskı kurallarının uygulanmasında kullanılan ana araçlar "asayiş düzenlemeleri"dir. Bunlar katı cezalarla tehdit edilen sıradan vatandaşların uymak zorunda olduğu dini, toplumsal ve ekonomik hayata dair davranış kurallarıdır.

Zaman içerisinde, seküler yönetimler (kontrol ettikleri kiliselerle bazen birlikte bazen çatışma halinde olarak) fakir ve ihtiyaç sahiplerine maddi yardım sağlamaya başlamış ve böylece tebaalarından daha fazla itaat ve vergi talep etmiştir. Bu nedenle mezhepleşme sıklıkla 18. yüzyılın merkezileşmiş mutlakiyetçi devletleri ve çağdaş refah devletlerine doğru giden yolda bir aşama olarak da görülmüştür.

Konuyla ilgili yayınlar[değiştir | kaynağı değiştir]