1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
5. satır: 5. satır:
|başlık=
|başlık=
|tarih= [[1623]] - [[1629]]
|tarih= [[1623]] - [[1629]]
|yer= [[İran]]
|yer= [[Kafkaslar]], [[Irak]]
|casus=
|casus=
|bölge=
|bölge=

Sayfanın 14.41, 13 Mayıs 2011 tarihindeki hâli

Şablon:Bilgi Kutusu Savaş

1622-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı Osmanlı Devleti ile Safevî Devleti arasında, Irak meselesi için bu savaşlar çıkmıştır. Sultan IV. Murat, Lehistan seferinden sonra, bu sorunu halletmek üzere sefer düzenlemiştir. Önce Revan, sonra da Bağdat seferleri yapılmıştır. Ancak, Revan seferinden sonra tekrar bu vilayet kaybedilmiştir. Bu nedenle Bağdat seferi de yapılır ve Kasr-ı Şirin Antlaşması ile sorun halledilmiştir.

Revan Seferi

Osmanlı Devleti, Lehistan ile olan sorunu hallettikten sonra, artık doğuda ki Safevilerle olan bu probleme çözüm getirebilirdi. Osmanlı Ordusu, hazır olduktan sonra başında sultan IV.Murat ile Revan'a doğru yürüyüşe geçtiler. Yaklaşık 3 aylık uzun yürüyüşte, disiplin tamdı. Revan kalesi önlerine varıldı. 8 günlük kuşatma ile Revan ve civarı ele geçirildi. (1635) Bu kale kısa sürede ve az kayıpla ele geçirildiği için Sultan IV.Murat'ın halk arasında üstünlüğü arttı.

Ancak, Osmanlı Ordusu, İstanbul'a dönerken Revan tekrar kaybedildi. Bunun üzerine, ikinci bir sefer gerekli oldu.

Bağdat Seferi

Revan kalesinin tekrar kaybedilmesi ve Safevi Devleti'nin yeniden sorunlar çıkarması üzerine tekrar sefer yapıldı. Uzun ve disiplinli yürüyüşten sonra, nihayet Bağdat kalesine varıldı. Ancak, bu kale çok stratejik ve iyi savunuyordu. Nihayet, gedikler açıldı ve kaleye girildi. Ancak, o sırada Sadrazam Tayyar Paşa şehit düştü. Bunun üzerine Sultan IV.Murat:"Ah Tayyar! Bağdat gibi bin kaleye bedeldin" demiştir. Bağdat'ın alınmasıyla barış sağlandı ve Kasr-ı Şirin Antlaşması (1639) yapıldı.

Kasr-ı Şirin Antlaşması

Revan ve Bağdat seferlerinden sonra, iki tarafta barışdan yanaydı. Böylece Kasr-ı Şirin Antlaşması yapıldı. Bu antlaşmanın başlıca hükümleri şunlar idi:

Bu antlaşmanın, önemli bir yanı şu idi: Osmanlı Devleti ile Türkiye'nin İran'a olan sınırları, hep bu antlaşmadaki gibi kalmıştır.

Kaynakça

  • Türklerin Altın Kitabı - 3.cilt - s.644-647 - Refik Özdek