İç monolog
İç monolog, oyun, roman ve öyküde, kahramanların aklından geçen düşünceleri açığa vuran anlatı tekniğidir.
Niteliği
İç monologda, oyun, roman ya da öykü kahramanının aklından geçen düşünceler serbest çağrışıma yaklaşan, birbiriyle ilişkisi zayıf izlenimler ya da ussal kavramlaştırmalar biçiminde olabilir. Değişik biçimleri arasında, dramatize edilmiş iç çatışmalar, kendini analiz etme ve zihinde canlandırılan diyaloglar yer alır. İç monolog, doğrudan birinci kişi ağzından aktarılabileceği gibi, "düşündü," "düşünceleri ... değişti" gibi ifadelerle üçüncü kişi anlatımı ile de verilebilir. İç monolog terimi sık sık bilinç akışı yerine kullanılır. Oysa, karakterin bilincini etkileyen tam oluşmamış düşünceler, izlenimler ve çağrışımları yansıtabilen iç monolog, ussal düşüncelerin düzenli biçimde sunulmasıyla da sınırlı kalabilir. Monolog ve dramatik monolog ile yakın benzerliği olan iç monolog, kapsamlı olarak ilk kez Les Lauriers sont coupés (1888; Defneler Kesildi) adlı yapıtında Edouard Dujardin tarafından kullanılmış, daha sonra 20. yüzyıl psikolojik romanlarının tipik tekniği olarak yaygınlaşmıştır.
Batı edebiyatındaki örnekleri
Edouard Dujardin'in Les Lauriers sont coupéssi (1888; Defneler Kesildi), T. S. Eliot'ın "The Love Song of J. Alfred Prufrock" ("J. Alfred Prufroc'un Aşk Şarkısı") adlı şiiri, James Joyce'un Ulysses'i, Virginia Woolf'un Mrs. Dalloway'i Arthur Schnitzler'in öyküleri, iç monolog tekniğinin kullanıldığı eserlerden bazılarıdır.
Türk edebiyatında iç monolog
Recaizade Mahmud Ekrem'in Araba Sevdası, Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ı ve Orhan Pamuk'un Sessiz Ev'i iç monolog ve bilinç akışı tekniklerinin kullanıldığı romanlar arasında sayılabilir.
Kaynakça
Bu maddenin hazırlanmasında yararlanılan kaynaklar:
- AnaBritannica'nın iç monolog maddesi ve
- İngilizce monolog maddesi