Uyumsuz tiyatro: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmemiş revizyon] | [kontrol edilmemiş revizyon] |
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
⚫ | |||
⚫ | |||
⚫ | Absürd Tiyatro ortaya çıkmıştır. 2. Dünya Savaşına gelene kadar Sanayi devrimini, I. Dünya savaşını yaşayan [[Avrupa]]'da Nietzcheden başlayarak ciddi çığlıklar çıkmaya başlamıştır. Nietzche Tanrı öldü diye bağırırken aslında yaşamı anlamlandıramayan Batı insanın önemli bir derdini dile getirmeye başlamıştır. Daha sonra Jung gibi Batı aydınlarının aklın insanlığı getirdiği durum hakkında önemli yazılar yazmışTIR. II. Dünya savaşının patlamasından sonra bu çığlıklar artık tüm Avrupa'nın ortak derdi olmuş, yaklaşık elli milyon kişinin öldüğü insanlığın en büyük yıkım döneminden sonra yaşamın anlamı üstüne ciddi bir sorun baş göstermiştir, ve işte tam bu anda Avrupa'nın çeşitli sahnelerinde birbirlerinden de etkilenerek uyumsuz tiyatronun öncüleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu anda karşımıza iki önemli yazar çıkmakta biri Samuel Beckett diğeri Eugene Ionesco. Beckett'in " Godoyu Beklerken " ve Ionesco'nun "Kel Şarkıcı" adlı oyunları bu tiyatronun ilk örnekleridir. |
||
⚫ | |||
⚫ | |||
⚫ | Absürd Tiyatro ortaya çıkmıştır. 2. Dünya Savaşına gelene kadar Sanayi devrimini, |
||
Absürd Tiyatroyu "Saçma Tiyatro" olarak adlandırmak bu konudaki ciddi bir cehaleti göstermektir. Çünkü bu tiyatronun temelinde yatan şey insanlıkla ilgili çok ciddi ve derin yaralardır. Bu oyunlarda saçmalayalım gibi bir dertle yazmamışlardır. Oyunların temelinde çok önemli dramatik ve zihinsel altyapılar bulunmaktadır. |
Sayfanın 09.06, 10 Mayıs 2006 tarihindeki hâli
Uyumsuz tiyatro, Absürd tiyatro olarak da bilinir, uyumsuz tiyatronun anlaşılması için çıktığı dönem ve coğrafyanın bilinmesi şarttır. II. Dünya savaşından sonra patlak veren sanatın her alanındaki değişik yansımalar, tiyatro alanında da kendini göstermiş ve Absürd Tiyatro ortaya çıkmıştır. 2. Dünya Savaşına gelene kadar Sanayi devrimini, I. Dünya savaşını yaşayan Avrupa'da Nietzcheden başlayarak ciddi çığlıklar çıkmaya başlamıştır. Nietzche Tanrı öldü diye bağırırken aslında yaşamı anlamlandıramayan Batı insanın önemli bir derdini dile getirmeye başlamıştır. Daha sonra Jung gibi Batı aydınlarının aklın insanlığı getirdiği durum hakkında önemli yazılar yazmışTIR. II. Dünya savaşının patlamasından sonra bu çığlıklar artık tüm Avrupa'nın ortak derdi olmuş, yaklaşık elli milyon kişinin öldüğü insanlığın en büyük yıkım döneminden sonra yaşamın anlamı üstüne ciddi bir sorun baş göstermiştir, ve işte tam bu anda Avrupa'nın çeşitli sahnelerinde birbirlerinden de etkilenerek uyumsuz tiyatronun öncüleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu anda karşımıza iki önemli yazar çıkmakta biri Samuel Beckett diğeri Eugene Ionesco. Beckett'in " Godoyu Beklerken " ve Ionesco'nun "Kel Şarkıcı" adlı oyunları bu tiyatronun ilk örnekleridir.