İçeriğe atla

Yeni Cami (Lefkoşa): Revizyonlar arasındaki fark

Koordinatlar: 35°10′43″K 33°21′59″D / 35.17861°K 33.36639°D / 35.17861; 33.36639
Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎Kaynakça: + dış bağlantı
→‎Kaynakça: + kaynaklar
99. satır: 99. satır:
* {{Kaynak |soyadı=Bağışkan |ad=Tuncer |yıl=2019 |başlık=Kıbrıs'ta Türk, İslam ve İslamlaştırılan Eserler |yayıncı=Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı Yayınları |yayınyeri=Lefkoşa |url= |erişimtarihi= }}
* {{Kaynak |soyadı=Bağışkan |ad=Tuncer |yıl=2019 |başlık=Kıbrıs'ta Türk, İslam ve İslamlaştırılan Eserler |yayıncı=Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı Yayınları |yayınyeri=Lefkoşa |url= |erişimtarihi= }}
* {{Kitap kaynağı |soyadı1=Jennings |ad1=Ronald C. |başlık=Christians and Muslims in Ottoman Cyprus and the Mediterranean World, 1571-1640 |tarih=1993 |yayıncı=New York University Press |yer=New York ve Londra |kaynak={{SfnRef|Jennings|1993}}}}
* {{Kitap kaynağı |soyadı1=Jennings |ad1=Ronald C. |başlık=Christians and Muslims in Ottoman Cyprus and the Mediterranean World, 1571-1640 |tarih=1993 |yayıncı=New York University Press |yer=New York ve Londra |kaynak={{SfnRef|Jennings|1993}}}}
* {{Kitap kaynağı |soyadı1=Kaffenberger|ad1=Thomas|editör1-soyadı=Barnes|editör1-ad=Aneilya|editör2-soyadı=Salerno|editör2-ad=Mariarosaria|başlık=Symbols and Models in the Mediterranean: Perceiving through Cultures |tarih=2017|yayıncı=Cambridge Scholars Publishing |yer=|isbn=|bölüm=Evoking a Distant Past? The Chevron Motif as an Emblematic Relic of Crusader Architecture in Late Medieval Cyprus|kaynak={{SfnRef|Kaffenberger|2017}}}}
* {{Kitap kaynağı |soyadı1=Köse|ad1=Muhamed|soyadı2=Lokmacı|ad2=Süleyman|editör1-soyadı=Eğilmez |editör1-ad=Mehmet Mahfuz|başlık=Osmanlı Döneminde Kıbrıs Vakıfları |tarih=2017 |yayıncı=Yakın Doğu Üniversitesi |yer=Lefkoşa|isbn=9789963610440 |bölüm=Arşiv Belgelerine Göre XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Kıbrıs Vakıflarının İdari, Sosyal ve İktisadi Yapısı|kaynak={{SfnRef|Köse ve Lokmacı|2017}}}}
* {{Kitap kaynağı |soyadı1=Köse|ad1=Muhamed|soyadı2=Lokmacı|ad2=Süleyman|editör1-soyadı=Eğilmez |editör1-ad=Mehmet Mahfuz|başlık=Osmanlı Döneminde Kıbrıs Vakıfları |tarih=2017 |yayıncı=Yakın Doğu Üniversitesi |yer=Lefkoşa|isbn=9789963610440 |bölüm=Arşiv Belgelerine Göre XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Kıbrıs Vakıflarının İdari, Sosyal ve İktisadi Yapısı|kaynak={{SfnRef|Köse ve Lokmacı|2017}}}}
* {{Kitap kaynağı |soyadı1=Olympios|ad1=Michalis |başlık=Bulding the Sacred in a Crusader Kingdom: Gothic Church Architecture in Lusignan Cyprus c. 1209 - c. 1373 |tarih=2018|yayıncı=Brepols |yer=Turnhout|isbn=978-2-503-53606-4|kaynak={{SfnRef|Olympios|2018}}}}
* {{Kitap kaynağı |soyadı1=Olympios|ad1=Michalis |başlık=Bulding the Sacred in a Crusader Kingdom: Gothic Church Architecture in Lusignan Cyprus c. 1209 - c. 1373 |tarih=2018|yayıncı=Brepols |yer=Turnhout|isbn=978-2-503-53606-4|kaynak={{SfnRef|Olympios|2018}}}}
* {{kitap kaynağı |soyadı1=Plagnieux |ad1=Philippe |soyadı2=Soulard |ad2=Thierry |editör1-soyadı=de Vaivre |editör1-ad=Jean-Bernard |editör2-soyadı=Plagnieux |editör2-ad=Philippe |başlık=L'art gothique en Chypre |tarih=2006 |yayıncı=L'Académie des inscriptions et belles-lettres |yer=Paris|bölüm=Cathédrale Sainte-Sophie|kaynak={{SfnRef|Plagnieux ve Soulard|2006}}}}
* {{kitap kaynağı |soyadı1=Plagnieux |ad1=Philippe |soyadı2=Soulard |ad2=Thierry |editör1-soyadı=de Vaivre |editör1-ad=Jean-Bernard |editör2-soyadı=Plagnieux |editör2-ad=Philippe |başlık=L'art gothique en Chypre |tarih=2006 |yayıncı=L'Académie des inscriptions et belles-lettres |yer=Paris|bölüm=Cathédrale Sainte-Sophie|kaynak={{SfnRef|Plagnieux ve Soulard|2006}}}}
* {{Kitap kaynağı |soyadı1=Sabri|ad1=Reyhan|başlık=The Imperial Politics of Architectural Conservation: The Case of Waqf in Cyprus |tarih=2019|yayıncı=Palgrave Macmillan|yer=|isbn=978-3-030-18231-1|kaynak={{SfnRef|Sabri|2019}}}}
* {{Kitap kaynağı |soyadı1=Schabel |ad1=Chris |editör1-soyadı=Michaelides |editör1-ad=Demetrios |başlık=Historic Nicosia |tarih=2012 |yayıncı=Rimal Publications |yer=Lefkoşa|isbn=9789963610440 |bölüm=Frankish & Venetian Nicosia 1191-1570: Ecclesiastical Monuments and Topography|kaynak={{SfnRef|Schabel|2012}}}}
* {{Kitap kaynağı |soyadı1=Schabel |ad1=Chris |editör1-soyadı=Michaelides |editör1-ad=Demetrios |başlık=Historic Nicosia |tarih=2012 |yayıncı=Rimal Publications |yer=Lefkoşa|isbn=9789963610440 |bölüm=Frankish & Venetian Nicosia 1191-1570: Ecclesiastical Monuments and Topography|kaynak={{SfnRef|Schabel|2012}}}}



Sayfanın 01.13, 30 Ocak 2021 tarihindeki hâli

Yeni Cami
1870'lerde Yeni Cami
Harita
Temel bilgiler
KonumKuzey Lefkoşa, KKTC
Koordinatlar35°10′43″K 33°21′59″D / 35.17861°K 33.36639°D / 35.17861; 33.36639
İnançİslam
MezhepSünnilik
Açılış18. yüzyılın ortaları
DurumAktif
Özellikler
Minare sayısıBir

Yeni Cami, Lefkoşa'nın kuzey kesiminde yer alan bir camidir.

Konum

Cami üzerinde bulunduğu sokağa ve içinde bulunduğu mahalleye adını vermiştir.[1] Adresi 8, Yenicami Sokak'tır.[2]

Tarihçe

Frenk dönemi

Alandaki ilk bina, 14. yüzyılda Gotik mimariye sahip bir kilise olarak inşa edilmiş, Osmanlılarca şehrin fethinden sonra 1571'de camiye çevrilmiştir.[3] Binaya dair Camille Enlart ve George Jeffery tarafından yapılan ilk incelemelerde günümüzde Haydarpaşa Camii olan Azize Katerina Kilisesi'nden eski olabileceği düşünülmüştü. Ancak çağdaş mimari incelemeler sonrasında, binanın mimarisinin bu kiliseden etkilenmiş olmasından hareketle Mihalis Olimpios, 14. yüzyılın ikinci yarısında, 1350'lerin sonu veya 1360'ların başında yapıldığını tahmin ettiği Azize Katerina Kilisesi'nden daha geç bir inşa tarihi olduğunu savunur.[4]

Kilise olarak tarihçesi veya kimliğiyle ilgili herhangi bir doğrudan kanıt günümüze ulaşmamıştır. Adanın Osmanlı İmparatorluğu tarafından ele geçirilmesine ağıt olarak yazılmış Yunanca bir şiir olan Thrinos tis Kipru ("Kıbrıs'a Ağıt") eserinde camiye çevrilmiş kiliselerin listesi verilirken, Ayasofya Katedrali ve Azize Katerina Kilisesi yakınlarında Eleusa'ya (Merhametli Meryem Ana) adanmış bir kilise olduğundan bahsedilir. Bununla birlikte, Frenk döneminde Meryem'in bu sıfatına adanmış olduğu bilinen iki kilisenin konumu ve tarihsel dönemleri, Yeni Cami'yle örtüşmez. Bu nedenle Mihalis Olimpios, arkeolojik veya belgesel bir kanıt olmadan kesin bir sonuca ulaşılamayacağı görüşünü paylaşır.[5]

Osmanlı dönemi

1570 yılında Lefkoşa'nın Osmanlılar tarafından ele geçirilmesinin ardından bina camiye çevrildi. Camiye çevrilmesi sırasında alt katına duvarların yapısını zayıflatan pencereler açıldı. Sonrasında eski binanın döner basamaklarından da yararlanılarak bir minare ilave edildi.[6] Osmanlı döneminde "Cami-i Cedid" veya aynı anlama gelen "Yeni Cami" ismiyle anıldı. 5 Mayıs 1637 tarihli bir belgede, yeni mütevelli Süleyman Bey'in döneminde Cami-i Cedid Vakfının 128.000 akçe gelir elde ettiği; gelir kaynakları arasında eski mütevelliler ve mirasçılardan bağışlar, kiraya verilen bir değirmen ve bir bahçe olduğu kaydedildi.[7]

Bu ilk cami, 1740-41 yıllarında yıkıldı. Sözlü tarihte aktarıldığına göre, Menteşzade Hacı İsmail Ağa isimli zengin bir Lefkoşalı, bir gece rüyasında Yeni Cami'nin temelinde hazine olduğunu gördükten sonra hocaları yanına çağırıp akıl danıştı. Menteşzade Hacı İsmail Ağa'nın gerçek bir kişilik olduğu, Lefkoşa'nın muhtelif yerlerinde mülkleri olduğu ve bunların bir kısmını hayır işi olarak vakfettiği arşiv belgelerinde kayıtlıdır. Rivayete göre, hocalar rüyanın gerçek olup olmadığının öğrenilmesi için caminin altının kazılmasını önerdikten sonra duvarların altı kazılmaya başlandı. Bu kazı sırasında, önceden açılan pencerelerden dolayı duvarları zayıflayan bina yıkıldı. Mahalle sakinlerinin konu hakkındaki şikâyeti İstanbul'da padişaha dek uzandı. Bunun üzerine, ağa caminin 20 metre güneydoğusuna yeni bir cami, yolun üzerine bir de sıbyan mektebi yaptırıp olayın üzerini örtmeye çalıştı; ancak başarılı olamadı ve padişah ağanın boynunun vurulması fermanı çıkarıp Kıbrıs valisine gönderdi. Kıbrıs valisi ağanın dostu olduğu için ağaya olay yatışana dek caminin önündeki çeşmenin içine girip saklanmasını öğütledi, sonra da İstanbul'a ağanın bulunamadığına dair bir mektup gönderdi. Buna kızan padişah, ağanın idam edilmemesi durumunda valinin idamını emreden bir ferman gönderdi. Bunun üzerine mecbur kalan vali, önce baldıran ile zehirlediği ağanın boynunu vurdurtup, kellesini İstanbul'a yolladı, bedeninin kalanını ise cami önündeki bir türbeye gömdü.[8] Eski camiden günümüze sadece güneybatı köşesi ve minaresi erişebilmiştir. Bu nedenle caminin minaresi ana yapıdan ayrı durumdaydı.[9]

12 Mayıs 1851 tarihli Evkaf defterinde, Cami-i Cedid adıyla geçen caminin vakfının 18.229,5 kuruş geliri, 2.205 kuruş gideri olduğu ve 16.624 kuruş paranın arta kaldığı kaydedildi.[10]

1878-günümüz

Menteşzade Hacı İsmail Ağa tarafından yaptırılan cami de günümüze ulaşamadı. Bunun yerine, 1898-1899 yıllarında Evkaf Murahhaslığı bütçesinden £150 harcanarak günümüzdeki cami inşa edildi. Mevcut caminin konumu, eskisinden 20 metre uzaklıktadır.[11]

Caminin çevresinde dört adet türbe yer alır. Caminin sol tarafında yer alan kubbeli bir binanın bir türbe olduğu düşünülmektedir. Bu yapının içinde iki mezar taşı bulunur. Bu mezar taşlarının kime ait olduğu ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır. Bazı rivayetlere göre, mezar taşlarından birisi,[9] ilk caminin yıkılmasına sebep olan paşaya aittir. Benzer şekilde, giriş kapısının sağ tarafından da iki adet mezar taşı bulunur. Bu mezar taşlarının da kime ait olduğu ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır.

Kiliseden dönüşme eski camiye Osmanlı döneminde ilave edilen ve yıkımı atlatan, günümüz camisinden ayrık duran minarenin külahı 1890 yılında yenilenmiştir. Bu minare 1979 yılında güvenli olmadığı gerekçesiyle yıkılmış ve günümüze gelememiştir. Bunun yerine aynı yıl binanın güneydoğusunda yeni bir minare inşa edilmiştir.

Mimari

Günümüzdeki yapı

Mevcut bina, kesme taştan inşa edilmiştir. Geniş bir ibadet alanına sahiptir ve son cemaat yeri revakları ile dikkat çekmektedir. Dikdörtgen planlıdır. Kuzey ile batı yönlerini, Turunçlu Camii'nde olduğu gibi L şeklinde bir son cemaat alanı çevreler. Bu alanın kuzeyinde dört, batısında ise üç kemerli açıklık bulunur. Batıdaki kemerler, mihrabın bulunduğu duvarla son bulur. Son cemaat alanındaki mihrap ile ana ibadet alanındaki (harim) mihrabın kıble duvarına paralel olmaması, caminin kıble yönünün isabetli olmaması, harime girişin bir Orta Çağ kemeri ile sağlanması, bu yapının da bir kiliseden çevrilmiş olabileceği fikrini oluşturmaktadır. Cami bahçesinde, daha büyük bir yapıya ait olabileceği düşünülen kalıntılar yer almaktadır, bu da caminin yerinde eskiden bir kilisenin var olduğu fikrini güçlendirmektedir. Ancak bununla ilgili başka herhangi bir ize ulaşılamamaktadır. Harime girişi sağlayan giriş kapısının üstünde bir kitabe bulunmaktadır.

Mezarlık, şadırvan ve türbeler

Caminin kuzeyinde tarihsel olarak bir mezarlık ve şadırvan bulunmaktaydı. Şadırvan Silihtar suyundan beslenmekteydi. Bunların varlığına dair ilk gösterge, ressam Edmond Duthoit'ın 1862'de yaptığı bir tablodaki tasvirindendir. Bu tabloda şadırvanın çatısının altı kolon üzerinde bulunduğu, üst kısmının ahşap kafesli panolarla çevrili olduğu ve su deposunun sekizgen şeklinde olduğu tablodan anlaşılmaktadır. 1873 yılında Lefkoşa'ya gelen Arşidük Ludwig Salvator camiyi çizdiği karakalem resimde mezarlığı da işledi, yazılarında caminin "Lefkoşa'nın en güzel mezarlarının bulunduğu" mezarlığın ortasında olduğunu kaydetti. Çizimlerde bazı mezarların bezemeleri de yer aldı.[12] Doğu yarısında Menteşzade ailelerinin üyelerinin, batı yarısında diğer kimselerin medfun olduğu bu mezarlık İngiliz döneminde ortadan kaldırıldı.[13] Şadırvan ise 22 Ocak 1959 tarihinde tamamen yıktırıldı. Tekrar inşası için 2002 yılında proje üretilen şadırvan, Vakıflar İdaresi tarafından 2003 yılında özgün hâline sadık şekilde tekrardan yapıldı.[14]

Caminin doğu ve kuzeydoğusunda kesme taştan yapılma dört adet türbe bulunur. Bu türbelerden kuzeydoğuda yer alan ikisi caminin bitişiğinde yer alır, doğuda yer alan ikisiyse yolun karşı tarafındadır.[13]

Gotik yapı

Günümüze ulaşan bulgular

Gotik yapıdan geriye kalan, güneybatı köşesinden günümüze ulaşan kule şeklindeki yıkıntıdır. Yıkıntıda Osmanlı döneminde uzatılarak minareye çevrilmiş olan bir merdiven, batı ve güney duvarların merdivenin yanındaki köşeleri ve güney duvarın alt kısmının buna ekli olarak uzanan bir bölümüdür. Merdivende farklı katlara açılan, yandaki yapının yıkılmasıyla açıkta kalmış olan kapılar mevcuttur.[5] Merdivene günümüzde çıkmak mümkün değildir, kapının alt yarısı zemin seviyesinin altında olup üst yarısı da örülerek kapatılmıştır. Bu kapı, batı duvarına dik ve güney duvarıyla aynı aks üzerinde yer alan, ancak güney duvarına kıyasla ince olan bir duvar içerisinde bulunur. Bu duvarın işlevi bilinmese de, yukarıda yer alan ve günümüzde kapatılmış bir kapıdan üst katının da olduğu anlaşılmaktadır. Batı duvarında tonoz kalıntısı anlamına gelebilecek izlerin olmaması ve tahta yerleştirmek için kullanılabilecek gediklerin yer alması, ikinci katın tavanının taş tonozdan değil, ahşaptan yapılmış olabileceğini gösterir. Merdivenin yukarısında güneye doğru açılan kapı, bunun hemen altında yer alan konsol, güney tarafta nispeten daha batıda yer alan kemer başlangıçları, bu tarafta binanın devamının olduğu anlamına gelir. Bunun daha yukarısında, konsollarla desteklenmiş olan bir geçit, kuleyle güney duvarının üst kısmını birbirine bağlar. Olimpios, buradan eskiden kapı aracılığıyla konsol üzerinde desteklenmiş ahşap bir galeriye geçildiğini düşünür.[15] 19. yüzyılda doğu cepheden yapılmış olan çizimlerde, kuleden kiliseye geçiş sağlayan bir kapı daha görülür.[16]

Mihalis Olimpios'a göre bu bulgular, özgün yapının batı ve güney yönlerinde bulunan farklı binaların yer aldığı bir kompleksin parçası olduğu yönündedir.[5] Olimpios'a göre bu "Kıbrıs standartlarına göre yenilikçi bir tasarım" teşkil eder, zira aynı kompleks içerisindeki farklı binaların tek bir merdiven odağı etrafına inşa edilip erişimin bu merdivenden sağlanması, Kıbrıs'taki başka binalarda görülen bir mimari uygulama değildir. Ayasofya Katedrali'nde (günümüzde Selimiye Camii) batı merdiveninden hem içeride hem dışarıda farklı katlara erişim sağlanabilmektedir. Bu nedenle erişim planı açısından Olimpios bu yapının en yakın paralelinin Ayasofya Katedrali olduğunu düşünür.[16]

Bunların yanı sıra eski Gotik yapıdan günümüze ulaşan bir parça Taş Eserler Müzesi'nde bulunur. Bu, iki parça hâlinde bulunmuş, mermerden yapılma bir lentodur. Bu lentoda rozet motiflerinin etrafında birbirlerine karşılıklı olarak bakan kanatlı hayvan figürleri bulunur. Bu süslemeler, Azize Katerina Kilisesi'nin batı kapısındaki üslubu tekrarlar.[4]

Genel plan ve mimari üslup

Philippe Plagnieux ve Thierry Soulard, yapının genel planının Azize Katerina Kilisesi'yle (günümüzde Haydarpaşa Camii) aynı olduğunu tahmin eder.[17] Olimpios da kilisenin mimari üslubunun Azize Katerina Kilisesi'nin ağır etkisini taşıdığını belirtir.[18] Genel mimari detaylar açısından kilisenin "kompleksin alışıldık dışı organizasyonuna rağmen Azize Katerina Kilisesi'nde mevcut olan özgünlük ve tazelikten mahrum" bir mimarisi olduğunu savunur. Kıbrıs mimarlığı tarihi açısından Ayasofya Katedrali'nin etkisinin artık zayıfladığı bir dönemi yansıttığını, Bellapais Manastırı'nda başlayıp Azize Katerina Kilisesi'nde yansıtılmış mimari gelişmeleri temsil ettiğini ifade eder.[4]

Güney ve doğu duvalarından geriye kalanlar, yapının Kıbrıs geleneksel mimarisinde tipik olan tek nefli kilise planında olduğunu gösterir. Olimpios'a göre bu nefte kaburgalı tonozla örtülü en az iki bölme olduğu anlaşılır ve batı tarafında da beş köşeli bir Apsis ile kapatıldığı tahmin edilir. Kilisenin esas girişine dair günümüze ulaşan, batı duvarında yer alan, silmeli kenarlara sahip bir kapıdır. Bunun yanında güney duvarda, ikinci bölmede bir giriş olduğu düşünülür. Başka girişlerin olup olmadığına dair günümüze ulaşan bir bulgu yoktur.[19]

Olimpios'un tahminine göre binanın dış cephesi uzun, dikdörtgen şeklindeki payandaların arasında düzenli olarak yer alan taş örgülü pencerelerin bulunmasıyla "tipik" bir görünüm sergilemekteydi. Batı tarafındaki duvarın kalıntıları, kapının üzerinde taş örgülü bir pencere olmasının ihtimalini azaltır. Burada Kıbrıs'ta ilk örneği Bellapais Manastırı'nda görülen ve Azize Katerina Manastırı'nın da batı duvarında yer alan cinsten bir oculus bulunmuş olması mümkündür.[20]

Binanın güneybatısında günümüze ulaşan sütunun süslemeleri Azize Katerina Kilisesi'nde görülen sütun süslemelerinin basitleştirilmiş bir versiyonudur.[4]

Kaynakça

Özel
  1. ^ Bozkurt, 20 Eylül 1962.
  2. ^ Lefkoşa Türk Belediyesi.
  3. ^ Schabel 2012, s. 153.
  4. ^ a b c d Olympios 2018, s. 300.
  5. ^ a b c Olympios 2018, s. 295.
  6. ^ Bağışkan 2019, s. 157.
  7. ^ Jennings 1993, s. 45.
  8. ^ Bağışkan 2019, ss. 157-158.
  9. ^ a b Atun, Prof. Dr. Ata (2012). LEFKOŞA TARİHİ - Cilt 3: Sevdası, Krallıklardan Bir Kent, Lefkoşa, Leucosia. Gazimağusa, KKTC: Mağusa Tarihini Araştırma ve Yazın Vakfı Yayını. ss. 30-31. ISBN 975-6653-56-2 |isbn= değerini kontrol edin: checksum (yardım). Erişim tarihi: 18 Şubat 2019. 
  10. ^ Köse ve Lokmacı 2017, s. 192.
  11. ^ Bağışkan 2019, s. 158.
  12. ^ Bağışkan 2019, ss. 156-160.
  13. ^ a b Bağışkan 2019, s. 161.
  14. ^ Bağışkan 2019, s. 160.
  15. ^ Olympios 2018, s. 296.
  16. ^ a b Olympios 2018, s. 297.
  17. ^ Plagnieux ve Soulard 2006, s. 168.
  18. ^ Olymipos 2018, s. 299.
  19. ^ Olymipos 2018, s. 298.
  20. ^ Olympios 2018, s. 298.
Genel
  • "Bir semte ismini veren Yeni Cami". Bozkurt. 20 Eylül 1962. s. 3. 
  • "Yeni Camii". Lefkoşa Türk Belediyesi. 25 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2021. 
  • Bağışkan, Tuncer (2019), Kıbrıs'ta Türk, İslam ve İslamlaştırılan Eserler, Lefkoşa: Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı Yayınları 
  • Jennings, Ronald C. (1993). Christians and Muslims in Ottoman Cyprus and the Mediterranean World, 1571-1640. New York ve Londra: New York University Press. 
  • Kaffenberger, Thomas (2017). "Evoking a Distant Past? The Chevron Motif as an Emblematic Relic of Crusader Architecture in Late Medieval Cyprus". Barnes, Aneilya; Salerno, Mariarosaria (Ed.). Symbols and Models in the Mediterranean: Perceiving through Cultures. Cambridge Scholars Publishing. 
  • Köse, Muhamed; Lokmacı, Süleyman (2017). "Arşiv Belgelerine Göre XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Kıbrıs Vakıflarının İdari, Sosyal ve İktisadi Yapısı". Eğilmez, Mehmet Mahfuz (Ed.). Osmanlı Döneminde Kıbrıs Vakıfları. Lefkoşa: Yakın Doğu Üniversitesi. ISBN 9789963610440. 
  • Olympios, Michalis (2018). Bulding the Sacred in a Crusader Kingdom: Gothic Church Architecture in Lusignan Cyprus c. 1209 - c. 1373. Turnhout: Brepols. ISBN 978-2-503-53606-4. 
  • Plagnieux, Philippe; Soulard, Thierry (2006). "Cathédrale Sainte-Sophie". de Vaivre, Jean-Bernard; Plagnieux, Philippe (Ed.). L'art gothique en Chypre. Paris: L'Académie des inscriptions et belles-lettres. 
  • Sabri, Reyhan (2019). The Imperial Politics of Architectural Conservation: The Case of Waqf in Cyprus. Palgrave Macmillan. ISBN 978-3-030-18231-1. 
  • Schabel, Chris (2012). "Frankish & Venetian Nicosia 1191-1570: Ecclesiastical Monuments and Topography". Michaelides, Demetrios (Ed.). Historic Nicosia. Lefkoşa: Rimal Publications. ISBN 9789963610440. 

Dış bağlantılar