Tartışma:Adli dilbilim

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Konu ekle
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Vikiproje Dilbilim (Taslak-sınıf, Orta-önem)
VikiProje simgesi Bu madde, Vikipedi'deki Dilbilim maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje Dilbilim kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
 Taslak  Bu madde Taslak-sınıf olarak değerlendirilmiştir.
 Orta  Bu madde Orta-önemli olarak değerlendirilmiştir.
 

"Adli dil bilimi"[kaynağı değiştir]

Merhabalar, başlık "adli dil bilimi" olarak değiştirilmiş; ancak bu durumda "adli" sıfatı "dilbilim"i değil, "dil"i niteler ve dilin adli olması gerekir. Dolayısıyla değişiklik yapmadan önce lütfen biraz daha dikkatli olalım. Saygılarımla. Utku Tanrivere 18:11, 5 Ekim 2011 (UTC)

Türkçenin Kuralı[kaynağı değiştir]

Türk dilinin tamlama mantığı belli. Şimdilik herhangi bir yayından kaynak almayacağım. Bilimsel sohbet havasında anlatmaya çalışayım. Sıfat, isim veya ne olursa olsun tamlamadaki sıra ve işleyiş belli. "Adli dil bilimi", "bayağı dil bilimi", "genç dil bilimi" veya başka mantıklı mantıksız bu gibi herhangi bir tamlamada adli, bayağı, genç gibi sıfatların neyi belirttiği açıktır. Burada adli sıfatı, dile değil dil bilimine; bayağı sıfatı, dile değil dil bilimine; genç sıfatı, dile değil dil bilimine bağlıdır. Çünkü bu örneklerde sıfat ve isim ögelerinin birleşik kullanımı, grup oluşturması söz konusudur. Her şeyden önce, dil bilimi yapısı bir isim tamlamasıdır. Burada bir tereddüt yoktur herhalde. Dil bilim veya dilbilim kullanımı da zaten Türkçenin mantığına aykırı olduğu için yanlıştır. Dil sıfat mıdır? Değildir. Öyleyse sıfat yapısı kurar gibi bilim sözünü tamlayamaz. Burada dil(in) bilim(i) söz konusudur ve bu yüzden de bilim sözüne iyelik eki eklenir: Bilim+i. Şimdi, buraya kadar olan kısım açıktır ve bir görecelilik arz etmez. Yani bana göre değil, Türkçenin mantığına göre durumu anlatmaya çalıştım, naçizane.
Dil bilimi tamlama yapısı açık olduğuna göre, bu yapı nerede kullanılırsa kullanılsın aynı şekilde eklemlenir. Yoksa Türkçede tamlamalar, durumlara göre imla ve yapı mı değiştiriyor? Kırmızı çalışma masası dendiğinde siz ne anlarsınız? “Kırmızı” olan bir “çalışma masası”nı mı, “kırmızı çalışma” “masası”nı mı? Kırmızı çalışmanın ne olduğunu bilmiyorum. Eğer ikincisini anlıyorsanız bana kırmızı çalışma nedir, nasıl olur, bunu anlatmanız gerekecek. Buna dair bir yayın varsa, bilmek, okumak isterim. Bu yüzden de, dil bilimi konusunun kapsamındaki yan bilim dalları mı diyelim, ne dersek diyelim, adli dil bilimi, nicel dil bilimi vb. dil bilimini tamlar, onlara sıfat olur. İmlası da bu yüzden adli dil bilimi, nicel dil bilimi şeklinde olur.
Sözün özü; bu kısa, özet tarzındaki yazımdan sonra, bilimsel üslup gereği olarak size sormak isterim. Adli dil bilimi değil adli dilbilim yazılmalı demenizdeki bilimsel fikri dinlemek isterim. Buna dair bir nitelikli yayın var mıdır? Mesela endeksli bir dergide yer alan bir yayın… Yani, Türkçenin tamlama mantığını benim anlattığım şeklin dışında anlatan, sizin dediğiniz gibi, bir yerde dil bilimi, bir yerde dilbilim kullanılır diyen bir nitelikli yayın var mı? Öğrenmek, okumak isterim.
Küçük bir paylaşım: Türkiye'de Türkolojinin özellikle gramer/dil bilgisi konusunda bazı akademisyenler, Türkçenin yapısını düşünmeden, ya yabancı dillerden bire bir çeviri yöntemiyle veya bir çeşit siyasi sebeple, terimleri sıkıntılı hâle saldıklarını, tartışmaların da senli benli formda sürdüğünü gözlemlemiştim. Vikipedi'de de esas alanım olmasına rağmen Türkçeye dair konulara yönelirken hep "öff" demişimdir. Çünkü ben bilimsel üslupla bir şeye yönelirken, çeşitli sebeplerle birilerinin kavga etmeye meyilli olduklarını gördüm. Bilimde hiçbir zaman kavga etmeyi düşünmeyecek bir kişi olarak bunlardan kendimi yalıttım. Türkolojinin üst mecralarında bu dilin bilinmeyen dönemlerine dair yeniden kurma çalışmaları, Sümerce ile olan ilişkisi gibi büyük konular tartışılırken birileri, yazılarda “insan” sözünü silip “kişi” yazarak Türkçecilik yaptığını sanıyorsa ben artık bir şey demem. Türkçe dünyanın en eski dillerinden birisidir. Böyle basit tartışmaları hak etmeyecek kadar sağlam bir söz varlığı ve dil bilgisi yapısı vardır. Bunlar size değil, genel bir paylaşımdı. Geri almayı iptal ediyorum ve gerekli görürseniz konuşmaya devam ederiz. Bu konuda ikna ettiğiniz, yayınlarla desteklediğiniz anda kendim o maddenin adını değiştireceğim. İyi çalışmalar… taglıgalpileti 10:56, 8 Ekim 2011 (UTC)
  • An itibariyle eklediğim kaynakçayı müsait olduğunuzda incelerseniz, sonrasında konuyla ilgili fikir paylaşımlarımıza devam edebilmeyi dilerim, tabi vakit ayırabildiğiniz zaman elbette. Saygılarımla. Utku TanrıvereMesaj 11:20, 6 Kasım 2011 (UTC)
Zamanım, uzun soluklu cevap yazmamı engellese de yazmak istedim. En azından ilk fikir olsun. Türkçenin gramerine dair hemen her alt başlıkta, konuda olduğu gibi, burada da temel bir yaklaşım görülüyor. Dil bilimi / dilbilim sözünün yazımı, bu maddenin adını doğrudan doğruya etkiler. Kaynaklarda da bunun örnekleri var. Yani, örneklendirilen yazıların sahipleri tarafından dilbilim yazımı tercih edilmiş ve dolayısıyla o kaynaklarda bu sonuçlar görülmüştür. Dil Derneği'nin kaynağında dilbilim yazması zaten ilgili derneğin yazım yaklaşımının sonucudur. Dil Derneği ve bu derneği merkeze koymaya çalışarak yayın yapanlar bu gibi gramer terimlerini birleşik ve iyeliksiz yazmaktalar: Dilbilim, anlambilim, önek... Bu sözler, Türk Dil Kurumu sitesinde dil bilimi, anlam bilimi, ön ek şekillerinde görülecektir.
Küçük bir paylaşımda bulunayım. Öğrencilik dönemimde bir hocam (alanında saygın bir dilci profesör) "ön ek sözünü "önek" olarak birleşik yazan bir kitapta bu sözü görünce grafik hafızam ve söz dağarcığım bana ekten ziyade inek sözünü çağrıştırmıştı" diyerek fikrini ve yaklaşımını belirmişti. Çünkü beyinde "önek" diye bir kod yoktu ve ses olarak ona en yakın söz olan inek çağrışım alanındaydı. Hoca, bu örneği dalga geçmek için değil, yazım konusunda bir sonucu paylaşmak için vermişti.
Bu gibi bir durumda tercihler devrededir. Türkiye Türkçesinin yazımı konusunda Türkoloji için kaynak noktası Türk Dil Kurumudur. Bu yüzden de kurum çatısında karar verilen yazımda ortaklaşmak tercih edilir. Yazım konusunda birden fazla kaynak alırsak karıştıracağımız kesin. Buradan teklik her zaman Türkçenin yararınadır. Yukarıda daha önce belirtildiği gibi, Türkçenin gramer yapısı da Türk Dil Kurumunun yazımını doğrulamaktadır. Şimdilik bunlar yetsin :) Saygılar... taglıgalpileti 22:10, 6 Kasım 2011 (UTC)