Granülomlu yangı

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Granülomlu yangı (granülomatöz yangı), ortadan kaldırılamayan canlı etkenleri (mikobakteri, mantar, parazit) sınırlandırılmak ya da yabancı cisimlerin (silisyum, talk, sütür, vb) olumsuz etkilerini önlemek amacıyla oluşan bir kronik yangı türüdür.[1][2][3][4]

Yangısal tepkiye neden olan partiküllere ilk yanıt nötrofil polimorflardan gelir. Nötrofiller fagosite ettikleri yabancı partikülleri ortadan kaldırmaya çabalar. Başarılı olurlarsa hedeflerine ulaşırlar. Bir nötrofil polimorf fagosite ettiği partikülü ortadan kaldıramazsa ölür, fagosite ettiği partiküller doku içinde serbest kalır. Serbest kalan partiküller çevredeki sağlıklı nötrofiller tarafından yeniden fagosite edilir. Bu tablo bir süre kısır döngü biçiminde sürer gider. Söz konusu kısır döngü yangının kronikleşmesiyle son bulur. Ortadan kaldırılamayan canlı etkenleri ya da yabancı cisimleri ortadan kaldırmak için makrofajlar devreye girer.

Makrofajlar, doku makrofajları ve kandan gelerek dokulara giren monositlerin değişimleri sonrasında ortaya çıkan fagositlerdir. Makrofajlar fagosite ettikleri partikülleri sindiremezlerse hareket yeteneklerini yitirirler. Eritilemeyen partiküllerin bulunduğu bölgedeki makrofajların sayısı olağanüstü artar. Bir süre sonra özellikle ortadan kaldırılamayan canlı etkenleri (mikobakteri, leishmania, aspergillus, vd) fagosite eden makrofajlarda sitoplazma ince granüllü pembemsi bir görünüm alır. Bu değişimi gösteren makrofajlara “epiteloid hücre” ya da “epiteloid histiosit” adı verilir (bu tür hücreler epitel hücreleri gibi yan yana gelirler). Yangı bölgesinde makrofajlardan ya da epiteloid hücrelerden oluşan genellikle yuvarlakça-oval kümelere "granülom"; bu tür yapıları içeren yangılara ise "granülomlu yangı (granülomatöz yangı)" adı verilmektedir.

Bu tür granülomların bir bölümünde çok çekirdekli dev hücreleri görülür. Dev hücrelerinin makrofajların veya epiteloid hücrelerin sitoplazmalarının kaynaşmasıyla ya da sitoplazma bölünmeksizin çekirdek bölünmesiyle ortaya çıktıkları varsayılır. Bir dev hücrede çekirdek sayısı 30’u bulabilir. Geniş eozinofil bir sitoplazma içinde atnalı biçiminde dizilen çekirdekleri içeren dev hücrelerine “Langhans dev hücreleri” adı verilir; tüberküloz ve lepra enfeksiyonları için tipiktir. Dev hücrelerinin bir bölümünde ise çekirdekler sitoplazmanın ortasında kümeleşir; bunlara ise “yabancı cisim dev hücresi” denir.

Dev hücrelerin oluşumu

Granülomlu yangılardaki yabancı cisim ve Langhans dev hücrelerinin oluşumunda fagositlerin (makrofajlar, histiositler) birbirleriyle kaynaştığı ya da sitoplazma bölünmeksizin çekirdek sayısının arttığı izlenir;

  • Non-immun granülomlarda enfekte olmayan büyükçe bir yabancı cismi yakalayan fagositler onun çevresinde toplanırken dev hücresine dönüşerek tam kuşatma çabasını gösterirler.
  • İmmun granülomlardaki dev hücreleri, bakterilerin (tüberküloz) ve virüslerin (HPV) içeriğindeki proteinler ve lipidler ile yangı ortamına salınan γ-IFN'nun etkisiyle oluşurlar.

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015
  2. ^ Goljan EF. Rapid Review Pathology. 5th edt., Elsevier, Philadelphia, 2019
  3. ^ Tahsinoğlu M, Çöloğlu AS, Erseven G. Dişhekimleri için Genel Patoloji, Altın Matbaacılık, İstanbul, 1981
  4. ^ Cohen MS, Isturiz RE, Malech HL, et al. Fungal infection in chronic granulomatous disease: The importance of the phagocyte in defense against fungi. American Journal of Medicine, 71(1):59-66, 1981