İçeriğe atla

Kullanıcı mesaj:Sabiha Rana

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Konu ekle
Vikipedi, özgür ansiklopedi
             SABİHA RANA

  Ben Sabiha Rana İstanbul 1960 doğumluyum.         
  Beyaz Düşler İs temişler… Tan  yerinden
  Bul  muşlar can evimde İstanbul'u.. 
  Sende   doğdum.. Sende büyüdüm..Sende yaşıyorum...
  Göbeğim Eyüp  Sultan’ da gömülü 
  Bende  ölmeyeceksin.. İstanbul !
  Yaşarken dünyayı dolaşmayı,
  Topraktan güneşe el uzatanlarla
  Sevgimi paylaşmayı ve denizi,
  Yunuslarla karışlamayı severim..
  Her insan ayrı bir dünya.içinde yüzülesi kadar derin.
  İnsan dünyalara ulaşarak evrenin öteki yüzüne geçip
  Yıldızları bir de oradan izlemeyi düşlerim..
  Yaradan’ın yarattığı her canlıyla
  İyi geçinip, ebedi âlemde sınıf geçmek isterim..  
  Ben yüreğimin hissettiği, beynimin emrettiği olanım...
  Allah'ım seven kalpleri korusun.. 
  Sadece yüreğim biline! Bu bana sonsuz hayat...
  Ölüm tarihi ....... ( Yeniden Doğacağım ) 
       ZILGITLA BENİ İSTANBUL 
  İstanbul!İki yakan..Boğazımda..Hışmınla.. Zılgıtla. 
  Neredeyim ben?  
  Vesile İstanbul'du cümlenizi kalbimledim dostlar.. 
  Sadece yüreğim biline ! Bu bana sonsuz hayat...
  Ayrık otlu bir bahçe ..
  Hayatın..Buruk  büyüsüdür  sonbahar, 
  Terkettiği  yazdan, yaprakların  can  çekişmesidir..
  Gökkuşağının  yedi   rengiyle… Serilirler  yerlere..
  Topraktan  son  bir   kez...Güç  almak  istercesine.
  Kıyısına  uçuşurlar  yolların..Rüzgârın  bestelediği.. 
  Hüznün  serinliğiyle.. Daralır  ağaçların  nefesi. 
  Soğukla  rüzgâr,  ahiretlik  olup, geçirirler  sonbaharı,  
  Gizli beyaz bahçeye..Sonra…Düşünür  insanoğlu,
  Seyreder sanki,  gözlerinin  önünde
  Aylara, yıllara  bölünmüş, bütün  yaşamı..
  Ayrık otlu bir bahçe…Ve dört  mevsim  içinde..
  Kazan zaman içinde,insan kazan içinde..
  Dünya,çok mu güzel olurdun? Canlar yakılıp,yanılmasa                      
  Ölüm denen, gerçek olmasa!  
  Dünya,çok mu rahat olurdun,mal da mülk de Kaybolmasa Şeytan alıp çalmasa !
  Dünya..Sen kazan..Ben sazan olsam
  Çok mu çiğ kalırdım..İçinde kaynamasam?  
  Zaman içinde insan kaynar,yanar,kaybolur... 
  Kendi koynuma girdim… Dün gece…Yine
  Kendi koynuma girdim...Sen diye.                          
  Aşkım…Al …Sar beni..
             Tarih 2003 Dünya Zamanı/ Her Zamanki sensizliğimde


        KIRIK DÜŞLER 
  Gönül  gözümün önünden ayrı  düşmeye  göreyim,
  Kalbim hızla  çarpmaya  başlar. 
  Üvey duygularım  ayaklanıp, fırtınalar  koparır.
  Nöbetçi bulutlar  yardıma çağırır  gözyaşlarımı 
  Bir hikmet-i ilâhî, yürek kafesim aralanır
  Gönül kuşum uçuverir,mekân  dışı  zamanlara..
  Bastırırım  olanca  gücümle iliklerime, 
  Zamansız  gelmiş  deccal  sevgimi…
  Çekerim, çekerim hışımla berime sen diye… 
  Benliğimdeki hokkabazlar sokaklara fırlar,
  Azgınca dans edip..
  Hünerlerini gösterirler  tüm  dünyaya..
  Büyürüm küçülürüm .küçülürüm, büyürüm arzularımdan…
  Okyanuslar da kandırmaz o  zaman,  
  Her şey  susar  birbirinin  içinde.
  Serap  görmeye  başlarım dünyanın  gözüyle;
  Aynalar aynaları  açar, kızgın  kumlar çöllerle  yadigar Yaşar,
  Sıcaklaşır yeryüzüyle bütün aşklar..
  Torak gökyüzüyle hırçınlaşır,yalvarırlar birlikte 
          ALLAH’ A…
   Her  duada buz  keser  ateşi içimde…
   Sabır,sabır,sabır yağdır  kahır dağlarının  üstüne, 
   Sonsuzluk satın alsın ruhlardan susuzluğu kanmak için aşka..
   Sıcacık huzurlu bir aydınlıkla ellerinde çiçeklerle 
   Gülümseyerek sevgiyle ağlarını atar tüm melekler  evrene…
   Güneş  tutuşur  kendinden, Mevlâm döndürür   canlıları 
   Cehenneme giden her  günahkâr  ölümden..
   Sonsuz  sevgiler çarpıyor kalbimin  orta  yerinden,
   Sanmayın akan  gözyaşlarım,ruhum çaresizlikten  kanıyor…  
   Çünkü, gündüzü ve gecesi  olmayan  günlerde... 
   Yasaklı  kaldık  biz….
   Benim  seni  beklememi  dahi  istemedin, 
   Yaşayabileceğimiz hayatı  dahi hayal edemedin....
  “ Kim ne  derse  desin, hepimiz  bir gün  parasız, pulsuz  
   Sevgimize  çobanlık  yaparız, aşağılık  duygulardan iyi yürek  
   Beklemek  senin  neyine  be  kızım “derdi  ninem….”
   Sadece dua  et,Sessiz sesleri daha  iyi duyar  RABB’İM….
   Zamanın  ve hayatın getirdiği ayrılık ıstırabını, 
   Hafifletmeyi  hiç  düşünmedin.. 
   Varabilseydik  birbirimize tatlı bir  lezzet yaşadığımız,
   Kavuşma yolculuğundaki zahmetleri unuttururdu  bilirim…
   Gurbet  acısı da  çekseydik  zahmetlere de düşseydik... 
   O  şehirden  o şehire  göç  ederken yüreğimiz  inan ki ... 
   Sevgi  kavuşmuşluğunda hacı  olurduk  biz, 
   Aşkımızı  tavaf  ederken….
   Seçme  özgürlüğüm olmadığı  için, 
    Senin sevginin  senin aklının ve  sabrının   kollarındayım     
      
                                 (yine düşmedim)  

   Uçur bizi aşkım,  dibi  düşmüş dünyadan…
   Şimdi güneş gölgesiyim melek kanatlarında,  
   Gökyüzüne çevirirsen yüzünü, 
   Gördüğün bulutun  ardındayım…
   Uykular sardı  ruhumu, gece içim  gibi  ayaz,
   Gözlerim buğusunda rüyaların,
   Öyle  beyaz  öyle  güzel ki  gelecek 
   Kırık  düşlerim uzak  kalsın  biraz 
   İyi geceler  mutlu  BEYAZ  DÜŞLERİM…