Status quo ante bellum

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Status quo ante bellum, bir olgunun günümüzdeki durumunu belirten bir Latince deyiştir.[1] "Statükoyu sürdürmek var olan durumu olduğu gibi korumak" veya "savaş öncesi durumu aynen korumak" veya "savaş öncesi durumu aynen tesis etmek" anlamına gelir.

Örnekler[değiştir | kaynağı değiştir]

  • Katalon Muharebesi, 20 Haziran 451 tarihinde gerçekleşen bu savaşta her iki taraf da ağır kayıplar verip geri çekilmek zorunda kalmıştır. Aetius Attila'yı durdurmayı başarmış ancak verdiği ağır zayiatlar yüzünden gözden düşmüştür. Eyaletleri bir bir ülkesinden kopmuş, Attila ise tekrar toparlanmak için Galya'dan geri çekilmek zorunda kalmıştır.
  • Bizans-Sasani Savaşı (602-628), M.S 602-629 yılları arasındaki Bizans İmparatorluğu-Sasani İmparatorluğu arasındaki büyük savaşta Sasaniler ilk başta Anadolu, Mezopotamya, Filistin ve hatta Mısır'ı ele geçirse de Bizans İmparatorluğu savaşın sonlarına doğru başarılı bir karşı saldırı ile Sasanilerin ele geçirdiği bütün toprakları geri almış ve neticede yapılan antlaşma ile savaş öncesi 602 yılında tesis edilen durum aynen korunmuştur. İki İmparatorluğu ve halklarını tüketen ve yorgun düşüren bu savaş İslamiyet'in yayılmasına ve İslam güçlerinin Irak, İran, Mısır'ı ele geçirip Anadolu'ya kadar ilerlemesine zemin hazırlamıştır.
  • Sıffin Muharebesi, Ali, Suriye valisi ve Osman'ın akrabası Muaviye ile Sıffin Savaşı'nda karşılaştı (Mayıs-Temmuz 657). Muaviye'nin ordusu daha fazla kayıp vermesine rağmen savaş sonuçlandırılamadı. Yaklaşık üç aya yayılan ve en büyük muharebesi 26-28 Temmuz 657 tarihlerinde gerçekleşen savaşta da bir sonuca ulaşılamadı. Her iki tarafın razı olması ile kurulan hakem heyetinden de bir sonuç alınamadı.
  • Ceneviz-Venedik savaşları (1256-1381) Venedikliler, 1256-1270 yıllarındaki ilk savaşta daha iyi savaştılar, ancak Bizans ve Karadeniz'deki Ceneviz çıkarlarının ilerlemesini engelleyemediler. Cenevizliler, 1294-1299 arasındaki ikinci savaşta ezici çoğunlukla galip geldi. Çatışma, Venedik'in Aragon ile birlikte savaştığı ve çatışmanın daha dengeli olduğu üçüncü 1350-1355'te olduğu gibi sonuçsuz bir şekilde sona erdi.
  • Osmanlı-Memlûk Savaşı, 1485-1491 yılları arasında yapılan bir dizi savaştır. Savaş sırasında Osmanlılar, Memlûkluların Anadolu ve Suriye'deki topraklarını ele geçirdi. Ama Memlukler daha sonra birkaç karşı saldırı yaparak kaybettikleri yerlerin çoğunu Osmanlılardan geri almayı başardılar. 1491 yılında yapılan barış antlaşmasıyla, savaştan önceki sınırlara geri dönüldü.
  • Yedi Yıl Savaşı, Avrupa'da yapılan savaşlarda her iki tarafta kesin bir üstünlük elde edememiştir.
  • 1812-1814 İngiliz-Amerikan Savaşında, Amerikalıların başlangıçtaki başarılarına karşın İngilizler Kanada'yı işgal eden ABD güçlerini püskürtmekle kalmamış ardı ardına bozguna uğratıp ABD topraklarında ilerlemeye başlamıştır. Gent Anlaşması esnasına İngiliz Diplomatlar uti possidetis (savaşta hangi taraf hangi toprağı almışsa onda kalması ilkesi) ilkesi ile ele geçirdikleri toprakların onlarda kalmasını istemişlerse de ABD'nin görüşmeler sürerken kazandığı kritik öneme sahip Plattsburgh ve New Orleans zaferleri ve antlaşmadan iki gün önce İngilizlerin kazandığı 2. Fort Bowyer zaferi ile bu durum savaş öncesi duruma geri dönmek şeklinde değişmiştir.
  • 1620-1621 Osmanlı-Lehistan Savaşı, Bu savaşta her iki taraf da üstünlük sağlayamamış ve Hotin Antlaşması yapılarak savaş öncesi durum aynen korunmuştur.
  • 1633-1634 Osmanlı-Lehistan Savaşı, her iki taraf da üstünlük sağlayamamış ve barış yapılmıştır.
  • II. Hindistan-Pakistan Savaşı, Ağustos-Eylül 1965 tarihlerinde Hindistan ve Pakistan arasında meydana gelen silahlı çatışmalardır. 17 gün süren savaş, her iki tarafta da binlerce kayba neden oldu.
  • Futbol Savaşı, 1970 FIFA Dünya Kupası elemelerinde karşılaşan iki komşu ülke El Salvador ve Honduras arasındaki üçüncü maç sonrası çıkan ve 100 saat süren savaş, dünya literatürüne Futbol savaşı olarak geçmiştir. Bilançosu 2,100 ölü ve 10 binden fazla yaralı olan bu savaş, araya giren Amerikan Devletleri Örgütü'nün müdahalesiyle son bulmuştur.
  • İran-Irak Savaşı, Irak'ın zaferleri ile başlayan savaş, İran'ın direnmesiyle yıpratma savaşına dönüşmüş ve galibi olmadan sonuçlanmıştır. Irak, İran'da devrimden sonra yaşanan kaotik ortama güvenerek, hiçbir resmî uyarı yapmadan başlattığı saldırıda çok az ilerleme kaydetmiştir. İran kısa sürede Irak güçlerini püskürterek, Haziran 1982'ye değin, kaybettiği toprakların neredeyse tamamını geri almıştır.

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ status quo 31 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. The American Heritage® İngilizce Ansiklopedisi: 4. Baskı. 2000