Yenikaş, Aydıncık: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Murat Küçük (mesaj | katkılar)
Murat Küçük (mesaj | katkılar)
430. satır: 430. satır:
'''Yenikaş köyü''' halkının yegane geçim kaynağı genelde [[tarım]] üzerinedir. Önceleri halk tarım ve [[hayvancılık|hayvancılığı]] birlikte yapar ancak tarımsal uğraş, tamamen '''kuru tarım''' üzerinedir. Köyde 1950'li yıllarda köyün geleceğini etkileyecek çok önemli bir olayın gerçekleşmesiyle halkın '''yaşam tarzı''' ve buna bağlı olarak '''geçim kaynağı''' da değişir:
'''Yenikaş köyü''' halkının yegane geçim kaynağı genelde [[tarım]] üzerinedir. Önceleri halk tarım ve [[hayvancılık|hayvancılığı]] birlikte yapar ancak tarımsal uğraş, tamamen '''kuru tarım''' üzerinedir. Köyde 1950'li yıllarda köyün geleceğini etkileyecek çok önemli bir olayın gerçekleşmesiyle halkın '''yaşam tarzı''' ve buna bağlı olarak '''geçim kaynağı''' da değişir:


* '''Köyün Mıntıkalarına Göre Tüm (Kuru ve Sulu) Tarım Alanlarının Dağılımı'''
* '''Köyün Mıntıkalarına Göre Tüm (Kuru ve Sulu) Tarım Alanlarının Dağılımı (2005)'''


{| class="wikitable" width=200 align="middle"
{| class="wikitable" width=200 align="middle"

Sayfanın 14.04, 10 Şubat 2010 tarihindeki hâli

Şablon:Bilgikutusu Türkiye köy

Yenikaş, Akdeniz Bölgesi, Mersin ili Aydıncık ilçesine bağlı bir köydür.

Coğrafi konum, Nüfus ve Yönetim

Coğrafi konum

Yenikaş köyü; deniz kıyısında, Toros Dağları'nın kıyıyı seyreden kolunun güney yamaçlarına kurulmuş bir köy olup D-400 Mersin-Antalya Karayolu, köyün içinden geçmektedir. Köy, bağlı olduğu Aydıncık merkeze 3.5, komşusu bozyazı ilçesine ise 37 km. uzaklıktadır. Köy; kuzeyde Duruhan, batıda Karadere, doğuda Karaseki köyleri, güneyde ise masmavi görünümüyle Akdeniz ile çevrilidr.

Yenikaş köyü panaroması

Nüfus

Yenikaş'ın muhtarlık kayıtlarına göre nüfusu, 2007 yılı itibari ile 1137'dir. Köyün nüfusu, 2000'li yılların başlarından itibaren Aydıncık ve Gülnar'ın kırsal kesimlerindeki köylerinden göç alarak hızla artmaktadır. Gülnar ve Aydıncık ilçelerin kırsal kesimlerden bu ilçelerin kıyı kesimlerine göçlerin nedeni, sözü edilen ilçelerin kıyı kesimlerde yaşam koşullarının kırsal kesimlerine göre daha kolay olmasındandır.

Köy Nüfusunun Yıllara Göre Dağılımı
Yıl Nüfus
2007 1.137
1997 989
1990 1.251

Yerleşim

Yenikaş köyü halen, Soğuksu mıntıkasında biri Soğuksu (merkez), diğeri Kesme'de olmak üzere aynı isimle anılan 2 mahallesi var. Ancak; günümüzde köy Soğuksu mıntıkasının Mandıra ve Çaltılı kesimlerine doğru genişleme göstermektedir.

Yenikaş köyü'nün Soğuksu (merkez) Mahallesi'nde, köy tüzel kişliğine kayıtlı köy muhtarlık odası ile köy sulama kooperatifi bulunmaktadır. Köy muhtarlık odası; Soğuksu (merkez) Mahallesi'nde, köye ilişkin sorunların tartışılacağı bir köy toplantı odası, köy halkının geleneksel olarak kullana geldikleri çeşitli araç-gereçlerin sergileneceği bir müze, geleneksel eğlence ve oyunların yapılacağı bir köy tiyatro odası, halkın kitap, dergi, broşür gibi basılı yayımları kolayca ulaşmaları için, içinde bu tür yayınların bulunduğu bir köy kütüphane odası, evlenecek çiftler için de nişan ve düğün yapılacak birimlerden oluşan bir köy kültür sitesi yapma uğraşı içindedir. Ayrıca; muhtarlık köy halkı için köy merkezine yakın ve uygun bir bölgede, köy halkının piknik yapacağı bir köy aile parkı ile köy koruluğu kurma çalışmaları da yapmaktadır. Köyde bu uğraşıların yakın bir tarihte gerçekleşmesi beklenmektedr.

  • Alt ve üstyapı

Yenikaş köyü sulama suyuna 1964, elektriğe 1978, telefona 1987, içme suyuna ise 1993 yılında kavuşur. Köy, gereksinim duyulmasına karşın, henüz bir kanalizasyon şebekesine sahip değildir. Köyde kanalizasyon yerine foseptik çukurlar kullanılmaktadır. Köyün evsel atıkları Aydıncık Belediyesi'nce alınmaktadır. Köyün zirai bitki atıkları ise belediyenin belirlediği gün ve yerde kontrollu bir şekilde imha edilmektedir. Köyün Soğuksu (merkez) mahallesi'nde, köy tüzel kişiliğine ait aynı binada bir Sulama Kooperatifi ile İçme Suyu Yönetim Birimi vardır. Ayrıca; köye ait Soğuksu (Merkez) Mahallesi'nde, Atatürk'ün büstünün bulunduğu küçük bir Köy Meydanı, 400 kişilik Soğuksu Merkez Camisi, 8 derslikli Soğuksu İlköğretim Okulu vardır. Ayrıca, birer adet olmak üzere, köyün Kesme Mahallesi'nde 200 kişilik Kesme Mahelle Mesciti, Yağırat Mahallesi'nde ise 100 kişilik Yağırat Mahelle Mesciti bulunmaktadır. Köyde evlerin çoğu, köyün Suğuksu ve Kesme Mahallesi'nde bir arada bulunmakta, fakat bazılarınki, Köyün Soğuksu (merkez) Mahallesi'nden bir hayli uzakta oluop, kendilerine ait sebze ve meyve bahçelerinin içindedir. Köyde yerleşim, bu nedenle oldukça dağınıktır. Köyün Soğuksu (merkez) ile Kesme Mahallesi'nin ana ve ara yolları yapılmış olmasına rağmen, henüz bu yolların çift yönlü ve asfaltlı olmayışı, ulaşımda -özellikle meyve ve sebze taşımacılığında- bazı sorunlar yaratmaktadır.

İklim, Doğa (Tabiat) ve Bitki Örtüsü

İklim

Yenikaş'ta yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlı geçer. Yağış köyün kıyı kesimlerinde yağmur, yayla kesimlerinde ise yağmur veya yağmurla karışık kar yağışı şeklinde gerçekleşmektedir. Köyün kıyı kesiminden bir hayli yukarıda yer alan Örendüzü, Hasancık ve Yağırat mıntıkalarına doğru çıkıldıkça sıcaklık, kıyı bölgesine göre, gündüzleri pek değişmese de geceleri biraz düşmektedir. Köyün yayla kesiminde hava, kıyı (sahil) kesimine göre çok sıcak ve nemli olmamaktadır. Kış mevsimleri, köyün kıyı bölgesi genllilkle ılık ve yağmurlu olmasına karşın, yayla kesimleri, yağmurlu ve ara sıra kar yağışlı geçmektedir. Öte yandan, Taşeli Bölgesi'nin deniz kıyısında zaman zaman esen şiddetli lodos, bölgedeki seraları olumsuz etkilemektediir. Kışın bölgede poyraz, genelde yağmur yağdıktan 1-2 gün geçtikten sonra başlar ve aralıksız 3-4 gün, bazen de bir hafta esmektedir. Kışları poyrazlı günlerde hava diğer günlere göre daha soğuktur. Çünkü, kışları poyraz kuzeyden Toroslar'ın soğunu alarak gelmektedir. Esasen tüm Taşeli Yöresi'nde poyraz yazları da esmekte ancak, yazları soğuk değil ılık olarak esmektedir. Bu nedenle, yörede yazları esen poyraz sıkıcı ve bunaltıcı olmaktadır.

Doğa (Tabiat)

  • Doğa (Arazi)

Köyün kurulu olduğu Soğuksu mıntıkasında doğa, değişik biçimlere girerek doğal güzellikler sergilemiştir. Öyle ki, Orta Toroslar’ın kıyıyı takip eden bir kolu, köyün halen kurulu olduğu yerde, denize doğru usulca yanaşarak Boynuice Yarımadası'nı; Akdeniz ise yarımadanın hemen ilerisinde yer alan Mandıra ve Kesme Koyağı'nın içlerine doğru sokulmasıyla da Soğuksu Koyu'nu oluşturmuştur. Her iki koyağın birleşme yeri cıvarında doğan Soğuksu Çayı, aynı isimle anılan Soğuksu Deresi'nde kısa bir yolculuk yaptıktan sonra Akdeniz ile buluşur. Yaz aylarınında bu derede, gündüzleri kıyıdan iç kesimlere doğru esen deniz meltemi, geceleri ise karadan denize doğru esen kara meltemi oluşur. Koyakta oluşan bu hava akımı, sıcak yaz aylarında, Soğuksu Koyu'nu bir nebze serinletir. Soğuksu Çayı yatağında akarken, yatağının kenarında bulunan alüvyonlu yeşil alandaki büyük ve gür yapraklı ağaçlar, bu koya ayrı bir güzellik katmıştır. Örneğin; burada aile veya arkadaş gruplarıyla gezmek, piknik yapmak; gür yapraklı ağaçların altında oturup sohbet etmek, bir şeyler yiyip içmek vb. birçok etkinlik yapılmaktadır. Yenikaş köyünün halen kurulu olduğu Soğuksu mıntıkasının Soğuksu merkez (Eğeli), Kesme, Çaltılı ve Mandıra mıntıkalarından yukarıya, Örendüzü, Hasancık ve Yağırat mıntıkalarına doğru çıkıldıkça, maki ve diğer tür fundaların yanı sıra meşe, kara çam, yaban armutu, alıç vb. ağaçlar yer alır.

  • Bitki Dünyası (Flora)

Yenikaş köyü'nün meraları ve dağları, 4 mevsim yeşil kalan defne, harnup, zeytin, mersin (murt) pırnal meşesi, püren, kesme, develik gibi maki; tespih, alıç, yaban armutu, melengiç (çırtlık), azgan, deve dikeni, çoban çırası gibi çalılar, sahil katranı (Akdeniz servisi), kızılçam, karaçam ağaçları ile kaplıdır.

Bitki Dünyası (Flora) Albümü

  • Köyün Hayvan Dünyası (Fauna)

Köyün kıyı ve kara kesiminde değişik türde bir çok hayvan yaşamaktadır. Kıyı kesiminde martı, karabatak gibi denizcil hayvanlar; kara kesiminde ise kablumbağa (tosbağa), koçmar, kertenkele, salyangoz (araptaşağı), sırtıkılıç (bukelamun), dirik (sincap gibi sürüngenler; karatavuk (yaban tavuğu), üyü (puhu), keklik, tıkdelen (ağaçkakan), gukgumavık (baykuş), imanısarı, kumru, şahin, doğan, kartal, üveyik, alakabak gibi kuşlar; yaban keçisi, tilki, kurt, çakal, domuz, tavşan gibi değişk yaban hayvanları yaşamaktadır. Köyde denizin kıyıya yakın yerlerinde ise lilloz, salpa, kefal, sokar gibi balıkların yanı sıra nesli tükenmekte olan deniz kaplumbağası, Akdeniz foku gibi deniz hayvanları yaşamaktadır. Ayrıca köyün yala kesiminde sığırcık, çulluk, bıldırcın gibi göçmen kuşlar da bir süreliğine burada kalıp sonra da ayrılmaktadır.

Tarihçe

Taşeli yöresi; günümüzdeki sınırları itibari ile güneyde Alanya'nın doğu kesimi, Gazipaşa, Anamur, Bozyazı, Aydıncık'ın tamamı ile Silifke’nin batı kesimine kadar olan bölge ile kuzeyde Gülnar ve Ermenek'i tamamen, Mut'un ise güney kesimlerini içine alan oldukça geniş bir alanı kapsar. Taşeli yöresi'nin tarihi çok eskilere -Hititlere kadar iner. Hitileri Fenikeliler, Persler, Selefkoslar, Romalılar, Selçuklular, Karaman oğulları ve Osmanlı Devleti takip etmiştir.

Uzak Tarih

Helenistik dönemde (MÖ. 280) Ptelomusların egemenliğine giren Taşeli Yöresi’ne daha sonra (MÖ. 64), Romalılar egemen olmuştur. Bir süre de Bizans egemenliğinde kalan yöre, MS. VII. yy ortalarında Arapların egemenliğine, bu yüzyılın sonlarına doğru ise yeniden Bizansların egemenliğine girmiştir. Sonraki yıllarda Bizanslar ile Araplar arasında sık sık el değiştiren yöreye, X-XII yy'lar arasında Ermeni Krallığı egemen olumuştur.

Oğuzların Kayı boyundan olan Karakeçililer, Orta Asya ve Kafkasya'dan Anadolu'ya geldiklerinde, ilkin Anadolu'nun orta kesimlerinde yer alan Ankara ve Kırşehir yöresine yerleşmişler fakat sonraları, buradan Anadolu'nun çeşitli bölgelerine dağılarak, o bölgelerde önce göçebe (yörük), daha sonraları ise yerleşik-yaşam tarzında yaşamışlar.

Anadolu; Selçuklular'ın eğemeliği altında olduğu zamanlar, Anadolu'ya birçok Türkmen aşireti göç etmiştir. Bunlardan biri, Antalya'ya daha sonra buradan Taşeli yöresi'ne göç eden Karakeçili aşiretidir.

Selçukları Devleti'nin yıkılışından sonra yöreye Karaman Oğulları hakim olmuştur. Bu dönemde Ermeniler yöreden tamamen temizlenmiştir. Yöre, 1461'de Fatih Sultan Mehmet'in komutanlarından Gedik Ahmet Paşa tarafından alınıp Osamnlı topraklarına'a katılmıştır. Osmanlı sultanlarından II. Beyazıt yöreye bir çok konar-göçer aşiret yerleştirmiştir. Bunlardan bazıları, Beydili, Yıvalı, Avşarlar ve Hocayunuslar gibi göçmen aşiretlerdir. Bu aşiretler bölgede zaman içinde yarı-yerleşik yaşam biçiminden tam-yerleşik yaşam biçimine geçmişler.

Halen günümüzde, Karakeçili aşireti'ne mensup topluluklar, Taşeli yöresi'nde yaşamlarını sürdürmektedirler.

Yakın Tarih

Karakeçili aşiretine mensup bir grup, uzunca bir süre Akdeniz Bölgesi'nin Antalya ve Taşeli Yöresi'nde yaşamışlardır.[1]. Oğuz'ların Kayı boyundan olan Karakeçililer, Anadolu'ya geldiklerinde, ilkin Orta Anadolu'da, sonraları Anadolu'nun çeşitli bölgelerine dağılıp oralarda bir süre göçebe (yörük) yaşam tarzında yaşamışlar[2]. Anadolu'nun çeşitli bölgelerine dağılan Karakeçililerin bir bölümü de Antalya yöresine göç etmişler[2][3] ve içlerinden bir bölümü Antalya yöresi'nden doğuya Taşeli yöresi'ne doğru dağılmışlardır ve bu yörelerde günümüze değin, konar-göçer (yörük) yaşam biçiminden yarı-yerleşik veya tam-yerleşik yaşam biçimine geçerek yaşamaktadırlar.

Karakeçililer Antalya cıvarında yaşarlarken, yörede bazı sorunlarla karşılaşırlar. Bunun üzerine, yöreninin daha doğu kesiminde olan Gazipaşa ve Anamur yöresine doğru göç ederler. Anamur ve Gazipaşa yöresine gelen karakeçililer yazları, yöreninnin kuzey taraflarında yer alan Kırkkuyu ve Kervanalanı mıntıkasındaki yaylaklara çıkıp bu yaylaklarda yaylamışlar; kışları ise, bu yaylaklardan göçedip sahil kesiminde yer alan Gazipaşa’ya inerek Gazipaşa ve anamur'un kışlaklarında kışlamışlar. Bir süre sonra bu yöreden de, daha doğuda yer alan Gülnar ve Aydıncık yöresine doğru göç ederek, yörenin Kürücük, Belkuyu, Akçaoluk, Çıldırkuyu, Ayaş, Bolyaran,Belenova, Akova mıntıkalarına yerleşirler. İşte bu oba'lardan Uzunoğulları Kalebeleni'ne; Daloğulları, Arpalık'a; Azgınoğulları, Köyyıkığı'na; Çırak'lar, Senitbeli'ne; Kocabağ'lar, Ahırini'ne; Koca Mustafa'lar Enişdibi'ne; Güdükoğulları, Direkliin'e; Köşkoğulları, Sele'ye; Arı'lar, Hazna'ya; Öz'ler, Bayamalanı'na; Kaşobası'nı oluşturan sulalelerden Dur'lar, Günay'lar ve Yapar'lar Yenikaş’ın Soğuksu mıntıkasının kuzeyinde bulunan Mandıra'ya; Bekar Ali'ler (Kaş'lar), Çolaklı'lar (Kale'ler), Saraç'lar ve Boz'lar Kesme Koyağı'na; Avşar Ali Keya'lar (Dilli'ler), Çıngı'lar ve Yel'ler Kesme Burun'a (Kömürlük'e); Tazı'lar (Toz'lar), Şafak'lar, Düz'ler ve Cirililer (Aşı'lar) Kesmeburun'un kuzeybatısında yer alan Eğeli'ye, Molla Hasan'lar (Tural'lar), Ak Koca'lar (Göbülü'ler), Yangöz'ler ve (Avcı'lar) Çaltılı'ya; Gökgöz'ler (Keskin'ler) Sandalçatı'na; Kaba'lar, Ebeli'ler, Kırışık'lar, Ören'ler, Sulu'lar (Küçük'ler) ve Hacıbiş'ler (Ateş'ler), Örendüzü'nde Sarnıç, Tekavit'ler (Büyük'ler) ve çöçen'ler (Işık'lar) Sekmek, Sert'ler Kuyugediği, Çalıklar (Yeni'ler) Yenikuyu, Vadı'lar (Kaleboyun'lar) ise Yelligedik semtine, Sümbüller ile Karahan'lar ise köyün Karadere mahallesine yerleşirler.


Yukarıda söz konusu edilen bu sülaleler, Yeniyörük'ü oluşturan obalar veya oymaklar olup Gülnar, Aydıncık ile Anamur'un bir kısmını içine alan oldukça geniş bir alana yerleşirler. Zaman içinde söz konusu bu oymak ya da obalarından kopmalar başlar. İlkin; Yeniyörük'ten Yeniyörükkaş ve Teknecik, daha sonra, Yeniyörükkaş’tan da Yenikaş koparak her biri ayrı birer köy olurlar. Yakın zamanda ise (1984'te), Yenikaş köyünden Karadere mahallesi ayrılarak Aydıncık ilçesine bağlı bir köy olur.


Yenikaş'ı oluşturan oba veya oymaklar, köy olarak Arıobası'ndan ayrılmışlar, Arıobası'ndan ayrılıp deniz kıyısındaki dağların tepelerine yakın yerlerinde bulunan, insan kaşlarına benzeyen kaya dizilerinin cıvarlarına yerleştiklerinden dolayı önceleri "Kaşobası" olarak adlandırılır. Kaşobası, bir süre sonra köy satüsüne geçince, "Yenikaş" adını almıştır. Yenikaş köyünün adındaki "yeni" sıfatı, köy halkının önceleri Gülnar'ın yayla kesiminde yaşadıkları çevresine göre "kaş" diye adlandırılan yerlerden ayrılarak Torosların deniz kıyısını takip eden dağların "kaş"larına yeniden yerleştiklerinden dolayıdır. Kaşobası, Arıobası’dan ayrıldıklarında sadece 30 hanedir. Köy sonraları, Melemenciler'den -ki, bunların çoğu Mersin'in Tarsus ilçesine göçmüştür- kalan 6 hane ile Hasancık mıntıkasında yaşayan Keçe Veli hanesi de katılınca toplam 37 hane olmuştur.


Kaşobası halkının Aydıncık'ın "Yenikaş" diye adlandırılan ve oldukça geniş bir arazi kesimine ilk yerleşmeleri, 19. yy.'ın 3. çeyreğinde (?) olduğu tahmin edilmektedir. Önceleri kıl çadırlarda konar-göçer (yörük) gelenekleriyle yaşayan köy halkı, daha sonraları, toprak damlı taş evler yapmışlar ve bu evlerde oturmaya başlamışlar. Kaşobası’nın Yenikaş’a ilk yerleşen sulalesi, Gökgöz (Keskin) sulalesidir. Önceleri kıl çadırlarda yaşayan köy halkı, toprak damlı taş evler yaparak yarı-yerleşik bir yaşam tarzına geçmişlerdir. Yenikaş'ta ilk toprak damlı taş ev, Yenikaş'ın Soğuksu mıntıkasında yer alan Çaltılı semtinin kuzey-batı kesimindeki Sandalçatı'da, Gökgöz sulalesinden Çolak Süleyman'ın oğlu Çolak Osman'ın evidir. Evin kalıntıları hala oradadır.


Susuzluk nedeniyle, 1940'lı yıllarda, halkın bir kısmı Yenikaş köyünün Karadere semtine yerleşirler. Karadere'nin sulak kesimlerinin bol olduğu ancak derin bir vadi içinde yer aldığından bahçecilikte verim düşüktür. Ancak buna rağmen Kaşobası halkının bir kısmı Karadere'ye yerleşip orada evler ve meyve bahçeleri yaparlar. Köy halkı, o zamanlarda tarım ve hayvancılık ile geçinirler. Ayrıca gündelik işçi olarak Gözsüzce Ovası'ndaki yer fıstığı tarlalarına çalışmaya da giderler. O yıllarda köy halkının gelir seviyesi düşük olduğundan, aileler ancak kendi yağlarıyla kavrulmaya çalışırlar.


Önceleri büyük bir çoğunluğu Örendüzü, Hasancık ve Karadere'de yaşayan köy halkı, 1960'lı yıllardan itibaren, köyün Çaltılı, Soğuksu merkez (Eğeli), Kesme ve Mandıra semtlerini içine alan Soğuksu mıntıkasına yavaş yavaş yerleşmeye başlar. Çünkü o yıllarda köy halkı kuru tarımdan hızla sulu tarım'a geçmeye başlar. Köyün diğer mıntıkalardan ayrılıp Soğuksu'ya asıl yerleşimi, 1964 yılından sonra olur. O tarihte, köyün bugün kurulu olduğu Soğuksu merkez mahallesinden Eğeli sırtlarına doğru olan yer, fundalık bir arazidir. Bu fundalık bölgenin denize yakın olan kısmı, fundalardan temizlenerek yerleşime açılır. Yeni bölgeye yerleşim; önce fundalık araziden köy meydanı, köy odası, köy çeşmesi, köy çarşısı, cami, okul ile tüm yerleşim bölgesinde ana ve ara yollar, gibi ortak kullanım yerleri ayrılır; geri kalan bölümü de hane başı paylaşılmasıyla gerçekleşir. Köye, köy odası ve köy camisi 1965-66 yıllarında yapılır. Köy halkı 1968 yılında Devlet Su İşleri tarafından yapılan 1. Sulama Kanalı ile kuru tarımdan sulu tarıma geçtiğinden, köyde hayvancılık uğraşısı eski cazibesini kaybeder. Köy halkı böylece 1960'lı yıllarda başlayıp 1970'li ylların ortalrına değin yarı yerleşik yaşamdan tam yerleşik yaşama geçmişlerdir. 1970'li yılların sonlarında (1978), köyün sulanamayan kesimindeki tarla sahiplerinden Abdurrahman Birkan, şahsi girişimleriyle Soğuksu Çayı'nın batı yakasındaki kaynağına bir tadil edilmiş BMC araç moturu gücü ile su, 175 m. yukarıya pompalanmak suretiyle kuru tarım arazilerinin bir kısmı daha sulanabilir arazi durumuna gelir. Çok geçmeden (1983 yılında) Devlet Su İşleri, 2. Sulama Kanalı'nı hizmete sokmak suretiyle suyu 200 m. yukarıya pompalar. Böylece Yenikaş'ın Soğuksu (merkez), Kesme, hatta Çaltılı ve Mandıra semtlerindeki tüm araziler sulanabilir hale gelir. Halkın Soğuksu'da artık 1980'li yıllarının sonlarında halkın tam yerleşik yaşama geçme süreci tamamlanır.

Halkın temel geçim kaynağı, 1970'li yıllardan sonra seracılık olmuştur. Önceleri plastik seralar yoğunluktayken 1980'lerden sonra bunların yerini hızla cam seralar almıştır. Cam seralarda halk, kış ve ilkbahar mevsiminde sebze yetiştirirler; hasat sonu yaz dönemine girdiklerinde ise, seralarını söküp, eski konar-göçer alışkanlıklarından olsa gerek, Karagöl ve Yağırat ile Aydıncık'ın komşu ilçesi Gülnar'ın Akçayayla mıntıkasına yaylamak üzere göçerler.

Sosyal, Kültürel ve Sosyo-kültürel Yapı

Köy halkı 1960'lı ve önceki yıllarda, yalnızca kuru tarım ve hayvancılık ile meşgul olduklarından oldukça geniş bir alana yerleşirler. Bu nedenle 1960'lı yıllara değin köyde sosyal ilişkiler fazla gelişmemiştir. Köy halkı 1960'lıyıllardan itibaren -özellikle 1970'lı yıllardan sonra, yavaş yavaş "yarı-yerleşik yaşam"dan "tam-yerleşik yaşam" biçimine geçmeye başlar. Bu yıllardan sonra köyde sosyal ilişkiler doğal olarak giderek artar.

Köy halkı 1960'lı -özellikle de 70'li yıllardan sonra, hızlı bir şekilde hayvancılık ve kuru tarım bırakıp sulu tarıma geçer, buna bağlı olarak da köyde tam yerleşik hayat başlar. Sulu tarım bu yıllarda daha çok plastik örtü altı, sonraki yıllarda ise cam örtü altı sebze yetiştiriciliği şeklinde yapılır. Köyde sebze ve meyve yetiştiriciliği ile ilgili işleri genelde sabahları ya da öğle sonları (ikindi üzeri), özellikle bayanlar komşu bayanları evlerine davet ederek "ikindi oturmaları" düzenler. Bu davetlerde, genellikle batırık, kısır, gömme çörek, sıkma gibi yerel yiyecekler eşliğinde çay içilip sohbet edilir. Bu sırada beyler, kahvehanelere gidip arkadaşlarıyla ya sohbet ederler ya da bir-iki el oyun oynarlar.

Köyde sebze sezonu, aşağı yukarı yaz mevsiminin ilk ayı olan haziran ayı başlarında son bulur. Haziran ayı içinde köy halkının çoğu Yağrat, Karagöl ve Akçayayla yaylalarına göçerler. Köy halkının yaylalara göç etmesinin nedeni, hem eski konar-göçer alışkanlıklarını bir süreliğine yeniden yaşamak hem kış ve sonbaharın yorgunluğunu atmak için dinlenmek, yaylamak hem de kaliteli bir yaşam için gerekli olan bir ek gelir olanağına kavuşma düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Bu yaylalarda aileler hem yaylalamakta hem de yaptıkları ek bir iş ile yaz aylarını iyi değerlendirmeye çalışmaktalar. Yaylalarda halk, sahilde sonbahar ve kış mevsimi boyunca yaptıkları emek-yoğun işlerin sitresini, zaman zaman şenlikler düzenlemek suretiyle atarlar.

Dil

Köy halkı duygu ve düşüncelerini ifade ederken kullandıkları bazı sözcük ve sözcük öbekleri yereldir. Halk çoğu zaman ifadelerinde Taşeli yöresinde kullanılan deyim ve atasözlerini sıkça kullanır. Köy halkı Türkçe'ye giren yabancı kökenli sözcükleri pek kullanmazlar, ancak Türkçe'ye girmiş olan bazı yabancı kökenli sözcüklerin yapısını Türkçe'deki büyük ünlü uyumuna göre değiştirmek suretiyle kullanır. Örneğin, köy halkı Türkçe'de "beraber" sözcüğünü, yapısını değiştirip "barabar" şeklinde söyler: "Ahmet bey, yaylaya her yıl komşularıyla barabar göçer". Aşağıda bu tür sözcüklere bir kaç örnek verilmiştir.

  • Yapısı Değiştirilen Yabancı Kökenli Sözcükler

Köy halkı, Türkçe'ye girmiş bazı yabancı kökenli sözcüklerin yapısını büyük ünlü uyumu kuralına göre değiştirirler. Köy halkının Türkçe'de büyük ünlü uyumuna göre yapısını değiştirdikleri bazı sözcükler aşağıdadır.

alev → alaf: "Alaf bir kaç ağacı tamamen kaplamıştı."

afet → afat: "Meydana gelen afatta can ve mal kaybı oldu."

ateş → ataş: "Ataş düştüğü yeri yakar."

avera → avara: "Avara kalınca insanın canı sıkılıyor."

bahçe → bahça: "Akşama dek bahçada çalıştılar."

bazen → bazan: "Bazan okula gitmezdi."

civar → cıvar: "O cıvarda çok kızılçam olması gerekir."

cemadan → camadan: "Cep saati camadanına yandan kösteklydi."

fakir → fakır: "O, oldukça fakırdı."

çare → çara: "Başka çaramız kalmamıştı."

güya → goya: "Goya arkadaşını atlatacak!"

haciz → hiciz: "Borcunu ödemeyen adamın arabasına hiciz kondu."

hani → hanı: "Hala buradasın. Hanı, dün yaylaya çıkacaktın?"

helva → halva: "Öğlen olunca Ali emmi, somun ekmeğin içine halva koyup yedi"

helal → halal: "Arkadaşım, kakkını halal etmeyeceğini söyleyip oradan ayrıldı."

hakikat → hakkat: "Ne diyorsun!? Hakkat gitti mi?"

kardeş → kardaş: "O'nun hiç kardaşı yoktu."

ladin → iledin: "Sakız toplamak için iledin ağacına çıktmıştı."

leyla → leyli: "Çocuğun adı Leyli'ydi."

merhaba → marhaba: "Marhaba arkadaşlar! Bugün nasılsınız bakayım?"

mazeret → maruzat: "Söze 'Bir maruzatım var.' diyerek başladı."

sahil → sehil: "Yayldan sehile göç her yıl eylül ayında başlar ekimde sonbulur."

şahin → şahın: "Bir şahın gökyüzünden aşağıya doğru hızla iniyordu."

tahin → tahın: "En çok sevdiği tatlı tahınlı pekmezdi."

tenha → tehne: "Muhtar azalarını tehne bir yere çekip onlarla bir süre konuştu."

tiryaki → tiryeki: "Hasan Ağa, tiryeki gençlerden hiç hoşlanmazdı."

vakit → vakıt: "vakıtla büyür, serpilir."

zalim → zalım: "O çok zalım biriydi".

  • Kullanılan Yerel Sözcükler

Köy halkı henüz Türkçe sözlükte yer almayan bazı sözcükleri günlük hayatlarında sıkça kullanırlar. Bunların bazıları aşağıdadır.

alan is. Arazinin düzlük kesimi, ova veya platonun küçüğü: "Bugün yakada çalıştık, yarın ise alanda çalışacağız."

çalpak is. Denizin kıyıda karayı yaladığı kesim, kıyı: "Denizin çalpağında çıplak ayaklarla yürümek çok hoştur."

çimmek f. Yıkanmak: "Köyde yazları hergün öğleden sonraları arakadaşlarla saatlerce denizde çimerdik."

çıkkın / gündüzyeli is. Deniz meltemi: "Çay bahçesine çıkın çıkınca gdeceklermiş."

çalpakkaya is. Denizi kıyısında dalgaların ufalayamadığı büyükçe kaya parçası: "Çalpakkayaya oturmuş olta ile balık avlıyordu."

çalpakkum is. Drniz kıyısında dalga hareketleriyle oluşmuş kumsal bölge, plaj: "Çocukların çalpakukumda oynamasına gözkulak oluyordu."

dökkün / geceyeli is. Kara meltemi: "Çayı dökkün çıkınca içeceğiz, dediler."

esik is. Arazinin çevresine göre çukurda kalan kesimi: "Esikte bir kaç defne ile bir kaç keçiboynuzu ağacı vardı."

eplemek f. İlave temek: "Sepete bir kaç meyve de epledi."

hoyn ünl. Bir ünleme, haber verme sözcüğü: "Hoyn! Evde kimse yok mu?"

kerey / kaşkaya is. Dağların zirvesine yakın kesimlerinde bulunan sarp kaya dizileri: "Toros Dağları'nın Akdeniz'e (güneye) bakan yamaçlarında çok sayıda kerey vardır."

meh Al, buyur anlamında bir davet sözcüğü: "Ev sahibesi misafire 'Meh, size ayran hazırladım.' dedi."

keh is. 1. Uçurum bir yerin kenar, uç noktası: "Yalıyarın kehine oturup bir süre denizi seyrettiler." 2. Bir cismin ya da nesnenin kenarı. "Bardağı masanın kehine koydun. Eğer masa sallanırsa bardak oradan yere düşebilir."

suçuk is. Suçu üslenme hali: "Ali, yemekte okuldaki kavga konusu açılınca suçuklandı."

yaka is. Arazinin eğimli kesimi, yamaç: "Bugün yakada çalıştık, yarın ise alanda çalışacağız."

yalıyar / yalıkaya is. Deniz kıyısında kıyıya paralel uzanan sarp kaya, falez: "Onlar yalıkayada oturmuş denizi seyrediyorlardı."

  • Kullanılan Birleşik sözcükler

Halk 2 ya da 2'den çok bazı sözcükleri önce birleştirip sonra da kısaltma yaparak telaffuz etmektedir. Yapısı değiştirilip kısaltılmış bazı birleşik sözcükler aşağıdadır.

1. Nere → Hangıra → (Hangi + yer):

"Nere" sözcüğü, yerine genellikle bu sözcüğün eşanlamlısı olan "hangıra" sözcüğü kullanılmaktadır. "Hangıra" sözcüğü zamir olduğundan ismin hal eklerini alır.

Örnek kullanım:

-e hali: Hangıraya (hangi + yer + -e) → Hangıraya: "Onu hangıraya götüreyim?"

-i hali: Hangırayı (hangi + yer + -i) → Hangıraya: "Sözlü sınavda hoca hangırayı sordu?"

-de hali: Hangırada (hangi + yer + -de) → Hangıraya: "Onu hangırada aradı?"

-den hali: Hangıraya (hangi + yer + -den) → Hangıraya: "Onu hangıradan getirmiş"


2. Hangi Şekilde / Nasıl ? → Hangöyle? → Hangöyle (hangi + öyle):

"Hangi şekilde" sözcüğü yerine genellikle "hangi" ve "öyle" sözcüklerinin birleşimi ile oluşan hangöyle (hangi + öyle)" sözcüğü kullanılır. Hangöyle sözcüğü cümlede zarf olarak kullanılır.

Örnek Kullanım:

"Hangi şekilde " (Hangöyle) → (Hangi + öyle):

"Aynayı duvara hangöyle asmalı"


3. Nasıl?Nahal (Ne + hal):

"Nasıl" sözcüğü yerine genellikle "ne" ve "hal" sözcüklerinin birleşiminden oluşan "nahıl (Ne + hal)" sözcüğü kullanılır.

Örnek Kullanım:"Onlar nahılmışlar anlat bakayım?"


4. Ne ve Etmek / Yapmak:

"Ne" ve "etmek" / "yapmak" sözcüklerinin çeşitli kiplerde birleştirilmesi aşağıda gösterilmiştir.

Örnek Kullanımlar:

- Geçmiş Zaman Kipi: "Ali, n'ettin / n'aptın onu?"

- Geniş Zaman Kipi: "Merak ediyorum, o buradan giderse sen n'edersin? / n'atarım?"

- Gelecek Zaman Kipi: "Onu n'edecek? / N'atacak acaba?"


5. Ne ve Görmek:

Ne" ve "-ile meşgul olmak", "-ile uğraşmak" anlamında kullanılan "görmek" sözcüklerinin birleştirilmiş biçimi, şimdiki zaman ve şimdiki zamanın hikaye kipi aşağıda gösterilmiştir.

Örnek Kullanımlar:

- Şimdiki Zaman Kipi: "N'örüyorsun bakayım orada?"

- Şimdiki Zamanın Hikaye Kipi: "N'örüyordunuz orada?"

Giyim-Kuşam

Yenikaş köyü'nün erkekleri eskiden bahar ve yazları, giysi olarak altlarına şalvar, üstlerine hakim yaka gömlek, başlarına şapka, ayaklarına çarık; kışları ise baharın ve yazın giydikleri giyselere ek olarak soğuktan korunmak üzere bellerine kuşak, gömlek üzerine camadan, camadanın üzerine de ceket ya da palto giyerler, boyunlarına ise boyun bağı, takarlar, ayaklarına çarık yerine çizme giyerledi. Bayanlara gelince, bahar ve yazları normal günlerde altta şalvar, üstte uzun kolu bluz, özel günlerde ise altta çulfalıklarda dokunmuş bezlerden şalvar (bolca ve uzunca don), üstte ise "üçetek" veya tek parçadan ibaret "entari" ya da "fistan" denilen elbise; kışları ise, yazın ve baharın giydikleri elbiselere ek olarak uzun kollu bluz üzerine yün "hırka" ya da "kazak" giyerler, başlarına kenarları oyalı ve boncuklu "tülbent" ya da "yağlık", ayaklarına da "çarık" denilen ayakkabı giyerlerdi. Günümüzde köyün kadınları ve erkekleri, eskiden kullandıkları bu geleneksel giysileri artık pek kullanmamaktadırlar. Ancak çocuklar ve gençler bu giysileri bayramlarda, sosyal ve kültürel etkinliklerde giyerler.

Sosyal, Kültürel ve Sosyo-kültürel Etkinlikler

Köy halkı sonbahar ve kış mevsiminin yorgunluğunu, yazları yaylalara çıktılarında orada düzenledikleri yayla şenliklerinde atarlar. Yaylarda kırlarda bir kaç aile birleşerek kırlarda piknik yaparlar. Piknikte yöresel yiyeceklerden batırık, kısır ve özellikle oğlak çevirme ve oğlak şiş yapılıp sohbet eşliğinde birlikte tüketilir. Bu arada çocuklar ve gençler çıngırdak (gıcırdak), güvercin taklası, seksek, beştaş (eltaşı), mendil kapmaca, arakesti, birdirbir, yakantop, voleybol vb. oyunlar oynarlar.

Eğitim

Dosya:IM000370.JPG
Soğuksu İlköğretim Okulu

Yenikaş'ta ilk ilkokul 1964 yılında acilmistir. Bu nedenle köyün okuma-yazma oranı, o yıllara değin düşük seviyelerde seyretmiş, ancak ilkokul açıldıktan sonra hızla yükselir.

Köye 1960'lara değin en yakın ilkokul, köyün bağlı olduğu Aydıncık merkezdedir. Köy; 1970'lı yıllara kadar, 9 mahalleli bir köydür. Köyün Soğuksu'da (merkez'de) bulunan Kesme, Mandıra ve Çaltılı mahalleleri, ilçe olarak bağlı olduğu Aydıncık merkeze'e yaklaşık 3-4 km. uzaklıkta olup, köyün eğitim çağına gelmiş çocukları Aydıncık İlkokulu'na çok zor koşullarda ve yaya olarak gidebilmektedir. Yenikaş köyünün yukarı kesimlerinde, yaya olarak 1,5-2 saat yürüme mesefaseinde bulunan Sarnıç, Sekmek, Kuyugediği, Hasancık ve Karadere mahalleleri ise, Aydıncık İlkokulu'na 5-10 km. arasında değişen uzaklıklarda ve çocukların bu okula yaya olarak gitmeleri pek mümkün değildir. İşte o yıllarda, sırf uzaklıkları nedeniyle, köyün Aydıncık merkeze çok uzak olan yukarıda sözü edilen mahallelerinde oturan aileler, çocuklarını Aydıncık İlkokulu'na ne yazık ki gönderememektedirler. Bu semtlerde oturan yalnız bir kaç aile, çocuklarını Aydıncık İlkokulu'na, orada bir kiralık ev tutmak suretiyle okutabilmektedirler. Öte yandan, Aydıncık merkezde bir ilkokul var ancak bir ortaokul yoktur. İlokulu, Aydıncık İlkokulu'nda türlü zorluklarla okuyan köyün gençleri, ortaokul ve lise eğitimlerini komşu ilçeleri Gülnar, Anamur, Silifke ilçelerin birinde almak zorundadırlar.

1950'lı yılların sonlarına doğru (1957 yılında), köyün Soğuksu semtinde, Soğuksu koyuna dökülen Soğuksu çayı, önce şahıs sonra devlet eliyle yukarı pompalanarak Soğuksu'daki arazilerde sulu tarım yapılmaya başlanır. Artık bu tarihten sonra, Yenikaş'ın Sekmek, Kuyugediği ve hasancık gibi uzak semtlerdeki oturan aileler, Soğuksu mıntıkasına göç etmeye başlar. Bu göçler 1970'li yıllarda da sürer. 1980'li yılların başlarına gelindiğinde, Karedere hariç, bahse konu bu semtlerde oturan tüm aileler, köyün sahil kesimindeki Soğuksu ve Kesme semtlerine yerleşirler. Yenikaş'ın Soğuksu semtine, 1964-65 yıllarında Soğuksu İlkokulu yapılıp hizmete girer. Daha önceki yıllarda, Yenikaş'ın Soğuksu semtine yakın olan Çaltılı, Kesme ve Mandıra semtlerinde oturan ailelerin çocukları, Soğuksu İlkokulu'na gitmektedir. 1969 yılında Yenikaş'ın Hasancık ve Karadere semtlerine de birer ilkokul yapılır. Bu okullardan Hasancık İlkokulu'na; Hasancık, Kuyugediği, Sarnıç, Sekmek; Karadere İlkokulu'na ise Karadere semtinde oturan ailelerin çocukları gider. 1980'li yıllarda köyün mahalle sayısı sadece Kesme ve Soğuksu olmak üzere 2'ye iner. Bu durum, o tarihlerde Hasancık ve Karadere'deki ilkokulların 1982 yılında kapatılmasına neden olur. Böylece Yenikaş köyünde, 1980'li yıllara gelindiğinde, köyün ilk öğretim sorunu tamamen ortadan kalkar.

Köy; ilkokuluna 1964 yılında kavuşunca aileler, o tarhe kadar çeşitli nedenlerle bir ilkokula gönderemedikleri 6-12 yaş arası çocuklarını, yeni yapılan Soğuksu İlkokulu'na kayıt yaptırırlar. Böylece 5 yıl sonra köydeki çocukların tamamı en azından bir ilkokul mezunu olur. Köye Soğuksu İlkokulu yapılınca, Yenikaş'ın çok uzak olan semtlerinde oturan ailelerin çocukları, köye en yakın olan Soğuksu ilkokulu'na gelmek durumundadırlar. İlkokulu bitiren köyün gençleri, ortaokul ve lise eğitimi için ancak Anamur, Gülnar ya da Silifke' de okumak zorundadırlar. Çünkü köye en yakın ortaokul ve lise buralardadır. Soğuksu İlkokulu'nu bitiren köy gençlerinden çok azı, o yıllarda Aydıncık merkezde henüz bir ortaokul olmadığından, ne yazık ki, bir ortaokula gidememektedir. O yıllarda köye en yakın ortaokul ve lise; Anamur, Silifke ve Gülnar'dadır. Ne var ki, çocuklar buralarda okutmak Yenikaşlı her ailenin harcı değildir. Köyde çocuklarını uzak yerlerde okutabilen ailelerin sayısı, o yıllarda parmakla gösterilecek kadar azdır. Neyse ki, 1968 yılında Aydıncık merkeze Aydıncık Ortaokulu yapılır. Soğuksu İlkokulu'nu bitirip bir ortaokula devam etmek isteyen Yenikaş köyünün gençleri, Soğuksu semtinden 3,5 km. ötede yeni yapılan Aydıncık Ortaokulu'na giderler. Böylece köydeki gençlerin orta öğretim sorunu 1970'li yıllarının başından itibaren yavaş yavaş çözülmeye başlar. Çünkü köyün gençleri hala lise eğitimini alamamaktalar. Nihayet, Aydıncık merkeze 1980'li yıllarda bir lise yapılınca, gençlerinin orta öğretim sorunu tamamen ortadan kalkar. İlk başlarda, köyün liseyi bitiren gençlerinin çok azı, fakat son zamanlarda büyük çoğunluğu, bir üniversiteye giderek mezun olmaktalar. 2000'li yılların başlarından itibaren köyedeki gençlerin yüksek öğretim sorunu büyük ölçüde sonbulur.

El sanatları

Dokuma

Yenikaş'ta halk yerleşik yaşam biçimine geçmezden önce, keçi kılından yapılan kara çadırlarda yaşarlar. Daha çok keçi yetiştiriciliği yaptıkları için, keçi kılından ıstar adı verilen dokuma tezgahlarında çul, çuval ve heybe dokurlar. Çulfalık diye adlandırılan dokuma tezgahlarında ise, kendileri için giysi ve kilim, yolluk, örtü gibi çeşitli yaygılar dokurlar. Bu dokumalar, çeşitli renklerdeki kök boyaları ile boyanmış keçi kılı ve keçi yapağından yapılmış olup ve her biri, farklı geleneksel yörük desenleriyle bezenmiştir. Eskisi kadar olmasa da, köyde hala 50-60 yıl öncesinden kalan bol dokuma örnekleri mevcuttur.

  • Köy Dokuma Ürünleri Albümü

Ağaç işleri

Önceleri köyde her aile, gereksinim duyduğu bazı tarım ve mutfak eşyalarını ağaçtan -özellikle şimşir, pınar ve meşe ağaçlarından, ya kendileri imal eder ya da köyde bu işin ustalarına, diğer bir ifade ile sanatkarları imal ettirirler. Örneğin köylüler tarımsal uğraşlarda çok kullandıkları kara saban, düven, dirgen, yaba gibi tarım aletlerini; çark, yay, çulfalık, ıstar gibi dokuma tezgahı malzemelerini; kaşık, delikız, çomça, senit, oklava gibi mutfak malzemelerini ustalıkla ağaçtan imal etmişler. Bu aletleri imali sırasında aletlerin uygun yerlerine geleneksel yörük motiflerini ahşap oyma tekniği ile işlemişler.

  • Ağaç İşleri Albümü

Mutfak

Yenikaş'ta, özellikle ev hanımları, diğer yörelere göre malzemeleri ve yapılışları, dolaysıyla lezzetleri de farklılı birçok yerel yiyecek yaparlar. Köyde ev hanımlarının yaptığı bu yöresel yiyecekler evlerde ya da köy meydanlarında genellikle bayramlarda, düğünlerde ya da asker uğurlamaları gibi etkinliklerde yer sofrası üstünde bakır kap-kacak içinde ve bakır ya da ağaç kaşık kullanılmak suretiyle yapılır. Günümüzde, köye özgü bu gelenek ve görenekler hala devam etmekte ancak bakır kap-kacaklar yerini, çelik veya porselen kap-kacaklara, ahşap altlıklar üzerine konulan bakır siniler ise ahşap yemek masalarına bırakmıştır. Köyde yapılan yerel yiyecekleri tatlılar, börekler-çörekler, yemekler ve özel yiyecekler olarak 4 grup altında toplamak mümkündür.

  • Tatlılar

Cızlama, akıtma, oklava tatlısı, gül tatlısı, öküz helvası, tel helvası ve incirli.

  • Börekler, çörekler

Sıkma, gömme (külbastı), bişi, purç.

  • Yemekler

Çorbalardan ayranlı çorba, (yayla çorbası), ekmek çorbası, tahrana çorbası; yemeklerden ise nohutlu yahni, keşkek, kaburga dolması (boş), göleviz, topalak ve boz bulamaç.

  • Turşular

Yaban eriği (dağ eriği) ve kayakoruğu.

  • Eğlenti yiyecekler

Batırık, kısır, ovmaç ve arapaşı.

Ekonomik Yapı

Tarım

Yenikaş köyü halkının yegane geçim kaynağı genelde tarım üzerinedir. Önceleri halk tarım ve hayvancılığı birlikte yapar ancak tarımsal uğraş, tamamen kuru tarım üzerinedir. Köyde 1950'li yıllarda köyün geleceğini etkileyecek çok önemli bir olayın gerçekleşmesiyle halkın yaşam tarzı ve buna bağlı olarak geçim kaynağı da değişir:

  • Köyün Mıntıkalarına Göre Tüm (Kuru ve Sulu) Tarım Alanlarının Dağılımı (2005)
Mıntıka Miktar (Dönüm)
Soğuksu (Merkez) 2.400
Örendüzü 1.600
Hasancık 1.200
Yağırat 3.200
Tarımsal Uğraşının Türü / Tarımsal Uğraşının Mıntıkası Soğuksu Örendüzü Hasancık Yağırat
Sulak (Sualtında bulunan) - - - -
Kurak (Sualtında bulunmayan) - - - -
Toplam 2.100 1.600 1.200 3.200


1950'lı yılların sonlarına doğru ya da 1960'lı yıllarının başlarında, köyün Soğuksu semtinde, Soğuksu Koyu'na dökülen Soğuksu Çayı'nı Gülnar'lı Ali Divit isimli şahıs, Soğuksu'daki arazilerin bir bölümünü suya kavuşturmak maksadıyla, burada arazisi olan Çıngı'lardan Durmuş ve Helim, Tural'lardan Abdullah ve Mustafa, Saraç'lardan Osman Bey ile bir anlaşma yapar. Anlaşma gereği Ali Divit, Soğuksu Çayı'nın batı kesimindeki kaynağına çıkama bir BMC araç motoru atıp ona bir de santrifuj ekleyerek suyu kaynağından 35 m. kadar yukarıya pompalamayı başarır. Böylece buradaki arazilerin bir bölümünde sulu tarım yapılmaya başlanır. Bir süre sonra (1964 yılında), Soğuksu çayı bu kez, Toprak Su tarafından 70 m. yukarıya pompalanır ve sulu tarım yapılan arazi bir miktar daha artar. Ancak köyde hala Soğuksu'nun yukarı kesimleri ile Kesme Koyağı'nda kuru tarım yapılan yaklaşık 1.000 dönüm kadar arazi vardır. Arazileri henüz suya kavuşmayan arazi sahiplerinden Abdurrahman Birkan' (Toz'un) girişimleriyle, Soğuksu Çayı'nın batı kolundaki kaynağınına bir su motoru atılır ve su bu kez 175 m. yukarıya pompalanır. Bir müddet sonra da (1983 yılında), Devlet Su İşleri köyde 2. Sulama Kanalı'nı hizmete sokar ve suyu 200 m. kadar yukarıya pompalar. Bu arada Kesme Koyağı'ndaki arazi sahiplerinin ilgili yerlere müracaatları sonucu 2. Sulama Suyu projesi'ne ek bir proje ile Soğuksu'nun yukarı kesimleri ile Kesme mıntıkasındaki araziler kısa bir zaman sonra suya kavuşur. Günümüzde, yakın bir tarihte, artık Yenikaş'ın Çaltılı ve Mandıra mıntıkasındaki araziler de sulanabilecektir.

Köy halkı günümüzde, tamamen sulu tarıma geçerek daha çok örtü altı sebze yetiştiriciliği ile açık alan meyve yetiştiriciliği yapmaya başlar.


Sebze Yetiştiriciliği

Köyün bulunduğu konum itibariyle iklimin uygun, sahil kesimindeki arazilerin de su altında bulunması, köyde örtü altı sebze yetiştiriciliğini olanaklı kılmıştır. Köy halkı, seralarında daha çok domates, patlıcan, biber ve salatalıkın yanı sıra, az da olsa fasulye, bakla, kabak, enginar, marul, lahana vb. sebzeler de yetiştirmektedirler. Halk, köyün yukarı -yayla, kesimindeki su altı arazilerde, sahilde yetiştirdikleri sebzeleri, ya açık alanda ya da plastik örtü altında yetiştirmektedir.

Köyün Soğuksu, Kesme, Çaltılı ve Mandıra mıntıkalarındaki arazilerin tamamı sulanabilir olmasına karşın, bu arazilerin hala hazır yarıya yakın bir kısmı sulanabilmektedir. Öyle ki, Çaltılı ve Mandıra'da arziler henüz suya kavuşmuş değil. Ancak yakın bir tarihte, köyün sulanabilir arazilerinin tümünün, hazırlanan ek projelerle suya kavuşması beklenmektedir. Bu konuda çalışmalar sürdürülmektedir.

  • Köyün Mıntıkalarına Göre Örtüaltı Sebze Yetiştiriciliği Yapılan Yerlerin Dağılımı (2005)
Ekildiği Semtler / Sebze Türleri Salatalık Patlıcan Domates Biber Fasulye Roka Maydonoz Lahana Havuç Turp Tere Marul
Soğuksu 100 160 15 8 6 5 3 2 0.5 0.5 0.5 0.5
Örendüzü - - - 1 2 - - - - - - -
Hasancık 4 - - - - - - - - - - -
Yağırat 12 - - - - - - - - - - -

Not: Tablodaki miktarı ifade eden rakamlar yaklaşık olup birimi dönümdür.

Meyve Yetiştiriciliği

Köylüler köyün sahil kesimlerinde ve açık alanlarında, az da olsa, portakal, mandalina, limon, kayısı, erik, yenidünya, nar, ayva, üzüm, incir; ancak yayla kesimlerdeki sulak arazilerde bol miktarda şeftali, elma, ceviz, kiraz; kurak arazilerde ise sulama yapmaksızın, yani, sadece dikildiği topraktaki nem ile yetinebilen badem, armut, incir, üzüm gibi meyveler yetiştirilmektedir.

Köylüler yaylalarında sebze ve meyve yetiştiriciliğini yalnız yazları yapmaktadır. Çünkü köy halkı kış ve ilkbaharda asıl işlerini yapmak üzere, sonbahar mevsiminin başlarına doğru yaylalarından sahile inerler. Köylülerin sahildeki uğraşları yaz mevsimi başlarına kadar devam eder. Böylece köy halkı, yılın tamamında tarımsal uğraşlarını aralıksız sürdürmekte


  • Köyün Mıntıkalarına Göre Meyve Yetiştiriciliği Yapılan Yerlerin Dağılımı (2005)
Ekildiği Semtler / Meyve Türleri Narinciye Yenidünya Şeftali İncir Badem Elma Üzüm Kiraz Ceviz Zeytin Muz Harnup Armut Avakoda Papaya Erik
Soğuksu 3 4 - 1 4 - 1.5 - - 1 - 182 - - - -
Örendüzü - - - 1 2 - - - - - - - - - - -
Hasancık - - - 1 3 - 2 - - - - - - - - 3
Yağırat - - 2 2 8 2 2 2 0.5 - - - - - - -

Not: Tablodaki miktarı ifade eden rakamlar yaklaşık değerler olup birimi dönümdür.

Hayvancılık

Köy halkı sulu tarıma geçmezden önce (1960'lı ve önceki yıllarda), köyde hayvancılık -özellikle küçük baş hayvancılığı, oldukça gelişir. Köyde her aile sadece 1 çift olmak üzere ve tarla sürmek maksadıyla büyük baş hayvan yetiştiriciliği de yaparlar. Buna karşın her ailenin ortalama 50-60 kadar küçük baş hayvanlardan keçisi olur. Ne var ki, 1960'lı yıllardan sonra, köyün Soğuksu semtinde birçok aile sulu tarım yapılmaya başlayınca, hayvancılıkla uğraşan köylüller ellerindeki büyük ve küçük baş hayvanları satıp Soğuksu'dan tarla almaya başlar. 2000'li yıllara gelindiğinde ise köyde sadece küçük baş hayvan yetiştiriciliği yapan bir kaç aile kalır. Köylüler hayvancılığı terk edince Örendüzü, Kuyugediği, Hasancık ve Yağırat ile komşu köylerdeki Karagöl, Tahtayükseği semtlerindeki kuru tarım arazilerine gitmez olurlar. Bu nedenle köylülerin çok uzun bir zaman (yaklaşık 40 yıl) hiç gitmedikleri Karagöl ve Tahtayükseğindeki kuru tarım arazileri orman olur. Bunun yanında köylülerin arasıra gittikleri, bir kısmı kuru bir kısmı da sulu tarım arazisi olan Yağırat, Hasancık, Kuyugediği ve Örendüzü mıntıkalarındaki arazileri orman olmaktan kısmen kurtarılmıştır.

Köyde tarımsal uğraşların yanı sıra bir kaç aile arıcılık, bir kaç aile de balıkçılık -özellikle olta balıkçılığı- yapmakktadır.

Küçük ve Büyükbaş Hayvan Yetiştiriciliği

Köyde halen bazı aileler küçük baş hayvanlardan özellikle keçi yetiştiriciliği yapmaktalar. Ailelerin bu uğraşısı, ticari amaçlarla değil, sadece kendilerinin et, süt, yoğurt, peynir ve yağ gibi gereksinimlerini karşılamak içindir. Son zamanlarda küçükbaş hayvan yetiştireiciği yapan aile sayısı iyice azalmıştır. Köy halkı önceleri, kırsaldaki tarım arazilerini sürmek (ekmek) için en azından 1 çift büyükbaş hayvana sahip olmak zorundaydılar. Ancak Soğuksu'da tam yerleşik hayata geçip sahildeki arazilerde sebze ve meyve tetiştiriciliği yapmaya başlayınca bu hayvanları satarlar. günümüzde köyde hemen hemen hiç bir ailenin, büyükbaş hayvanı yoktur. Çünkü tüm araziler günümüzde traktör ya da çapa motorları ile sürülmektedir. Kırsaldaki araziler alternatif uğraşı için büyükbaş hayvan yetiştiriciliği açısından büyük bir potansiyeldir.

Arıcılık

Köyde bazı aileler sebze ve meyve yetiştiriciliğinin yanı sıra arıcılık da yapmaktadır. Arıcılık, hem karakovan hem de fenni kovanlarda yapılmaktadır. Kovanlarda üretilen bal cinsleri; yörede bol miktarda çam, püren, çakşır, kekik vb. bitkiler olduğundan daha çok bu tür bitki balları üretilmektedir ömer ali melek.

Balıkçılık

Köyün bulunduğu yerleşim yerinin deniz kıyısında olması ve kıyıdaki yalıkayaların fazla sarp ve yüksek olmması, denizi suyunun temiz olması gibi nedenlerden dolayı balıkçılık önemli bir potansiyeldir. Kıyıda şimdilerde daha çok olta balıkçılığı yapılmaktadır ancak ileride bu kıyılar, tekne ile balıkçılık yapmaya oldukça elverişlidir.

Turizm

Köy, deniz ve doğa turizmi için uygun yerlere sahiptir. Çünkü köy, deniz kıyısında doğal yapısı bozulmamış irili ufaklı temiz ve kumsallı bir kaç koycuğa sahiptir. Ayrıca köyün halen yerleşim bölgesi olan Soğuksu Koyu doğal bir koydur. Koyun doğal olması, burayı yat turizmi için önemli kılmaktadır. Öte yandan köyün, özellikle kıyı kesiminin, doğal yaban hayvanları alemi (fauna) ve doğal bitki örtüsü alemi (flora) hiç bozulmamıştır. Köyün kıyıdan iç kesimlere doğru biri Püren deresi (Mandıra deresi) diğeri Karadere (Suuçtu) olarak bilinen 2 büyük, Kesme ve Çaltılı deresi diye bilinen 2 de küçük deresi var, ki bu derelere gezi için patika yollar yapılması durumunda doğa yürüyüşü için oldukça uygun yerler. Adında da anlaşılacağı üzere Suuçtu deresinin bir de şelalesi var. Su uçtu deresinde akan sudan, hem köyün Yağırat mahallesinin içme suyu hem de altındaki arazilerin sulanması mümkündür. Köyün Suuçtu deresi ve bu derde akan suyun derede oluşturduğu şelale, yakın gelecekte kuşku yok tur ki, köyün kıyı kesimlerinde deniz turizmi, yukarı (iç) kesimlerinde ise doğa turizmi yapılmasını olanaklı kılacaktır. Öte yandan, köyün kıyı boyu uzanan dağlarının yamaçlarında bulunan sarp ve yalçın kaya dizileri -yöresel adıyla "kaş / kaşkaya"ların varlığı, doğa turizmi kapsamında değerlendirildiğinde, doğa sporlarından yürüyüş, tırmanma gibi sporların yapılmasını sağlayacak yerler olacaktır. Günümüzde köyün kırsal alanlarında tarımsal ve hayvancılık faaliyetleri yapılmadığından, yaşamlarını Yenikaş köyü ile Yenikaş'ın komşuları Pembecik, Duruhan ve Karaseki köylerinin dağalarında sürdüren dağ keçileri son yıllarda, yaşam alanlarını Yenikaş köyünün Yağırat, Hasancık, Kuyugediği ve Örendüzü'ye doğru kaydırdıklarından buralar avcılık turizmi için oldukça uygun yerler olmaktadır. Bu dağlarda sadece Dağ (yaban) keçileri değil, kınalı keklikler, yaban tavukları, boz tavşanlar, üveyikler, bıldırcınlar gibi bir çok av hayvanları da yaşamaktadır.

Ticaret

Köyde ticari faaliyet pek canlı olmasa da bir kaç tane bakkal, lokanta, fırın ile bir market işletilmektedir. Ayrıca halkın seralarda sebze ve meyveler için gereksinim duydukları zirai ilaçların satıldığı bir de dükkan işletilmekedir. Köy halkı gereksinimlerini daha çok Aydıncık merkezde bulunan çarşıdan temin etmektedir. Öte yandan, Aydıncık merkezde işletilen sebze ve meyve halinde çalışan çoğu komisyoncu Yenikaş köyündendir.

Doğa (Tabiat) ve Kültür Varlıkları

Yenikaş, gelişme ve kalkınmada tarımsal uğraşlara elverişli arazilerin yanı sıra, birçok doğa (tabiat) ve kültür varlıklarına da sahiptir.

Köyün denizi ve deniz kıyısı, vadileri, derleri, düzlükleri, dağları, tepeleri... kısacası coğrafyası ve coğrafyasına özgü hayvanlar alemi (fauna) ile bitkiler alemi (flora) dikkat çekicidir. Köy ayrıca, coğrafyasını oluşturduğu denizi ve deniz kıyısı, dereleri, çayları, koyakları (vadileri), düzlükleri (platoları), görkemli dağları ve tepeleri; coğrafyasının kaplı olduğu bitki örtüsü, özellikle yerli ve yabancı turistler için görmeğe değer yerlerdir. Köyün dağları ve meraları, yapraklarını 4 mevsim hep yeşil gördüğümüz defne, harnup, zeytin, mersin (murt), zakkum gibi maki grubu fundalarla ile servi, çam gibi iğne yapraklı, meşe, yaban armutu, ağaçlarıyla kaplı olması, yörenin vadilerine ya da dere boylarına, yaya yolu (patika) yapılması durumunda, halkın doğa sporları, kır gezisi vb. sosyal, kültürel ve sosyo-kültürel etkinlikler düzenlenmek açısından önemli bir potansiyeldir.

Köyün Doğa (Tabiat) ve Kültür Varlıkları:

  • Soğuksu Çayı ve Soğuksu Deresi
Dosya:IM000621.JPG
Soğuksu Çayı ve Soğuksu Deresi

Yenikaş köyüne doğu tarafından girişte, köyün ve ilçe merkezinin su gereksinimini karşılayan Soğuksu çayı bulunmaktadır. Bu nedenle köy, çevrede Soğuksu olarak da adlandırılır. Çay, denizden 200-250 m. kadar yukarıda Kesme deresi ile Mandıra deresinin birleşme yerine yakın bir noktadan doğmaktadır. Bu çay, adeta Aydıncık'ın merkez mahalleleri ile Yenikaş ve Hacıbahattin köylerine hayat vermektedir. Çay, halen bölgedeki tarım alanlarının düşük bir bölümünü (yaklaşık %25'ini) sulamaktadır. Çayın debisi, ileride bölgenin tüm tarım alanlarının sulanmasına yetecek seviyedeir.





  • Mandıra Deresi (Püren Deresi)
Dosya:IM000598(2).JPG
Mandıra Deresi

Mandıra deresi, aşağı kesiminde, Kesme deresi ile birleştiği yerde Soğuksu çayının çıkıp 250 m. sonra da denize döküldüğü deredir. Dere, bölgede güney-kuzey doğrultusunda uzanmakta olup kıyıdan yukarıya doğru çıkıldığında, köyün Mandıra mıntıkasını geçtikten 300-350 m. kadar sonra tekrar 2 kola ayrılır. Kollardan biri Hasancık mıntıkasına diğeri ise Yağırat'ın Kızılgöl mıntıkası cıvarına çıkar. Derenin kendine özgü zengin hayvan (fauna) ve bitki (flora) alemi vardır.







  • Karadere
Dosya:IM000749.JPG
Karadere (Aşşaoluğu Deresi)

Bölgede güney-kuzey doğrultuda uzanan Karadere'nin aşağısı "Karadere", yukarıya doğru suyun kaynağının bulunduğu kesim "Suçtu", en yukarı kesimi ise "Aşşaoluğu" diye adlandırılmıştır. Derenin Suuçtu ve Aşşaoluğu kesimleri tamamen Yenikaş köyü sınırları içindedir. Yakın bir gelecekte Suuçtuderesi'nin kaynağına baraj yapılarak Karadere ve Yenikaş köylerinin içme ve sulama suyu gereksinimlerinin karşılaması mümkün olabilecektir. Bu nedenle Karadere'nin Suçtu ve Aşşaoluğu kesimleri oldukça stratejik öneme sahiptir.





  • Çaltılı deresi
Dosya:IM000423.JPG
Çaltılı Deresi

Çaltılı deresi, köyün batı kesiminde Çaltılı mıntıkasında, deniz kıyısından kuzey-güney doğrultusunda kuzeye doğru Örendüzü mıntıkasına kadar uzanan bir deredir. Derenin suyu düzensizdir olup yaz aylarında oldukça azalır kış aylarında ise biraz çoğalır. Derenin hayvanlar alemi (fauna) ve bitkiler alemi (flora) açısından çevresine kıyasla zengindir. Bu nedenle dere doğa turizmi açısından önemli bir yer.





  • Saplıada (Boynuince)
Dosya:IM000468.JPG
Saplıada

Saplıada -diğer bir ismi ile Boynuince yarımadası, köyün hemen güneyinde yer alan Soğuksu koyunun batı yakasını oluşturmakta ve üzerinde Antik Çağlara ait kale kalıntıları mevcuttur. Yarımada tamamiyle sit bölgesi kapsamındadır. Yarımadada bugüne kadar henüz bir kazı çalışması yapılmamasına rağmen yarımada ve çevresi, önemli bir turizm potansiyeli olarak değerlendirilmektedir.





  • Hamamkoy (Kalekoy)
Dosya:IM000509.JPG
Hamamkoy (Kalekoy)

Hamamkoy ya da diğer adıyla Kalekoy, Yenikaş köyün güneyinde Soğuksu koyunun orta kesimlerinde denize girmeye elverişli küçük bir kumsalı olan koycuktur. Hamam ve kale kalıntılarından dolayı buyaya hamamkoy ya da kalekoy dense de günümüze bunlara değin görünürde ayakta kalmış kalıntı yoktur.







  • Köyün Doğa (Tabiat) ve Kültür Varlıkları Albümü

Kaynakça

  1. ^ Yenikaş köyü eski muhtarlarından Yusuf Keskin'in büyüklerinden öğrendiklerinin sözlü aktarımı
  2. ^ a b http://www.turkforum.net/showthread.php?t=629098
  3. ^ http://www.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFA781CAA92714FCE065CF8C20586EFFEC

Dış bağlantılar

Şablon:Aydıncık, Mersin belde ve köyleri