Ebu Hureyre: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Nukteolog (mesaj | katkılar)
Gerekçe: + Hz vb ifadeler Tarafsız Bakış Açısı'na aykırıdır + telif hakkı ihlali: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/304456
14. satır: 14. satır:


Ebû Hüreyre’nin çok hadis rivayet etmesine karşı çıkanlardan biri olan Hz. Âişe onu yanına çağırarak görmediği ve duymadığı bazı rivayetlerin hesabını sormak istemiş, Ebû Hüreyre de, “Anacığım! Ayna, sürme ve güzel koku gibi şeyler beni oyalayıp da bu rivayetleri Resûlullah’tan duymama engel olmadı” deyince Âişe, “Belki de öyledir”<ref>Zehebî (d. H. 673/M.S. 1274), Aʿlâmü’n-nübelâʾ, II, 604-605</ref> diyerek kendisine hak verdiğini ifade etmiştir.
Ebû Hüreyre’nin çok hadis rivayet etmesine karşı çıkanlardan biri olan Hz. Âişe onu yanına çağırarak görmediği ve duymadığı bazı rivayetlerin hesabını sormak istemiş, Ebû Hüreyre de, “Anacığım! Ayna, sürme ve güzel koku gibi şeyler beni oyalayıp da bu rivayetleri Resûlullah’tan duymama engel olmadı” deyince Âişe, “Belki de öyledir”<ref>Zehebî (d. H. 673/M.S. 1274), Aʿlâmü’n-nübelâʾ, II, 604-605</ref> diyerek kendisine hak verdiğini ifade etmiştir.

Hz. Aişe’ye Ebû Hüreyre’nin: “Şu’m üç şeyde; evde, kadında ve attadır” haberini naklediyor denince, O; “Ebû Hüreyre iyi ezberleyememiş. Zira o girdiğinde Resûlullah:“Allah, Yahudileri kahretsin, zira onlar; ‘Şu’m üç şeyde; evde, kadında ve attadır’ derler” buyurmuştu. Ebû Hüreyre hadisin başını işitmemiş, sadece sonunu duymuştur” dediği de belirtilir.<ref>Ebu Dâvûd (ö. 204/819), et-Tayâlisî, Müsned,Haydarâbâd-1321, 215, H. No:1537; et-Taberânî (ö.360/971), Süleyman b. Ahmed, Müsnedu’ş-Şamiyyîn, thk. Hamdî b. Abdülmecid es-Selefî, Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 1405, IV/342, H. No:3505; ez-Zerkeşî, el-İcâbe, s.207-211.; İbrahim Sağlam, ‘Uğursuzluk Üç Şeydedir...’ Rivayetinin İsnad ve Metin Yönünden Tahlili</ref>


Tâbiîn fakihlerinden İbrâhim en-Nehaî (ö. 96/714), kendi zamanında bazı âlimlerin fakih olmadığı gerekçesiyle Ebû Hüreyre’nin ahkâma dair bir kısım rivayetlerini kabul etmediklerini ileri sürmüş, Nehaî’nin rivayetlerine ve görüşlerine büyük önem veren Ebû Hanîfe gibi âlimler de Ebû Hüreyre aleyhinde herhangi bir şey söylememekle beraber onun sahih kıyasa aykırı rivayetlerini kabul etmek istememişlerdir.<ref>TDV İslam Ansikyopedisi, Ebû Hüreyre maddesi. </ref>
Tâbiîn fakihlerinden İbrâhim en-Nehaî (ö. 96/714), kendi zamanında bazı âlimlerin fakih olmadığı gerekçesiyle Ebû Hüreyre’nin ahkâma dair bir kısım rivayetlerini kabul etmediklerini ileri sürmüş, Nehaî’nin rivayetlerine ve görüşlerine büyük önem veren Ebû Hanîfe gibi âlimler de Ebû Hüreyre aleyhinde herhangi bir şey söylememekle beraber onun sahih kıyasa aykırı rivayetlerini kabul etmek istememişlerdir.<ref>TDV İslam Ansikyopedisi, Ebû Hüreyre maddesi. </ref>

Sayfanın 18.15, 17 Ocak 2020 tarihindeki hâli

Ebu Hureyre (Arapça: أبو هريرة‎ ‎; ö. 678, Medine), (Ebû Hüreyre Abdurrahmân bin Sahr ed-Devsî) Yemen asıllı sahabe. Gerçek adı bilinmemekle birlikte Müslüman olmadan önceki adının Abdüamr, Sükeyn, Abdüşşems olduğu yönünde farklı rivayetler vardır. Sahipsiz kedi yavrularını besleyip büyütmesinden dolayı Kedicik babası anlamına gelen Ebu Hureyre ismiyle anılırdı.[1]

Yemen’de doğan Ebu Hureyre'nin doğum tarihi bilinmemekte olup, Ezd kabilesinin Devs koluna mensuptur. 628 yılında Muhammed'in Hayber'de bulunduğu sırada yanına gelerek Müslüman oldu. Kuşatmadaki Hayber fethine ve daha sonra yapılan savaşların hepsine katıldı.[2]

Hadis Rivayetleri

Bu tarihten ölümüne kadar üç yıl boyunca Muhammed'in yanından ayrılmadı.[3] Bu sebeple en çok hadis nakleden sahabe olduğu söylenmektedir.[4] 5.375 adet hadis aktardığı tahmin edilmektedir.[5] Ebû Hureyre, diğer sahabilere nisbetle çok hadis rivayet etmekle beraber, onun, işitmiş olduğu bu hadisleri yazıp yazmadığı bilinmemektedir. Kendisinden nakledilen bir habere göre "Ebû Hurayra yazmaz ve gizlemez" denilmektedir.[6] Buna mukabil bazı haberlerde de Ebu Hureyre, "biz hadis yazarken Hazreti Peygamber yanımıza geldi" demekte,[7] bir diğerinde ise, kendisine bir hadis soran şahsa "eğer bu hadisi ben rivayet etti isem yanımda yazılıdır" deyip o şahsı evine götürdüğü, orada, birçok kitaplar içerisinden istenilen hadisi bulup çıkardığı belirtilmektedir.[8]

Ebu Hureyre'ye ait 140 kadar hadis rivayeti ihtiva eden ve talebesi Hemmam İbn Munebbih tarafından yazılan es-Sahîfe es-Sahîha adlı kitabın zamanımıza kadar muhafaza edilmiş olduğu belirtilse de[9] 1953 senesinde Prof. M. Hamidullah tarafından bulunarak neşredilen Şam ve Berlin nüshalarından eski olanı Şam nüshası hicrî 6. yy.'dan (miladî 12. yy'dan) kalmadır.[10]

Bişr b. Sa'îd’in: "Allah'a yemin olsun ki biz Ebû Hureyre'nin meclisinde bulunurduk, O bize Rasûlullah’tan ve Ka'b el-Ahbâr'dan rivayet ederdi. Ebû Hureyre kalkıp gittikten sonra bizimle birlikte oturan bazı insanların, Rasûlullah’ın hadisini Ka'b'ın sözü, Ka’b’ın sözünü de Rasûlullah’ın hadisi diye naklettiğini işitirdim. Allah'tan korkun ve hadis konusunda korunun!" dediği belirtilir. [11]

Kaynaklarda Hz. Ömer’in Ebû Hureyre'ye çok hadis rivayet etmemesi konusunda uyarıda bulunmasının yanısıra, hadis rivayetinden vazgeçmemesi halinde kendisini Devs denilen bir yere süreceği tehdidinde bulunması[12] ve naklettiği rivayetlerin doğruluğunu kontrol ettiği de yer alan bilgilerdendir. Ebû Hureyre’nin kendisi hadis rivayetiyle ilgili Hz. Ömer’le arasında geçen bir diyaloğu şöyle nakleder: "Hadis rivayet ettiğim, Ömer'e ulaşınca, beni çağırdı ve şöyle dedi: ‘Falanca gün, filancanın evinde sen bizimle beraber miydin?’ Ben: ‘Evet, o gün Rasûlullah: 'Her kim bana yalan isnad ederse cehennemdeki yerini hazırlasın’ dedi, dedim. Bunun üzerine Ömer: ‘O halde git, hadis rivayet et.’ dedi."[13]

Ebû Hüreyre’nin çok hadis rivayet etmesine karşı çıkanlardan biri olan Hz. Âişe onu yanına çağırarak görmediği ve duymadığı bazı rivayetlerin hesabını sormak istemiş, Ebû Hüreyre de, “Anacığım! Ayna, sürme ve güzel koku gibi şeyler beni oyalayıp da bu rivayetleri Resûlullah’tan duymama engel olmadı” deyince Âişe, “Belki de öyledir”[14] diyerek kendisine hak verdiğini ifade etmiştir.

Tâbiîn fakihlerinden İbrâhim en-Nehaî (ö. 96/714), kendi zamanında bazı âlimlerin fakih olmadığı gerekçesiyle Ebû Hüreyre’nin ahkâma dair bir kısım rivayetlerini kabul etmediklerini ileri sürmüş, Nehaî’nin rivayetlerine ve görüşlerine büyük önem veren Ebû Hanîfe gibi âlimler de Ebû Hüreyre aleyhinde herhangi bir şey söylememekle beraber onun sahih kıyasa aykırı rivayetlerini kabul etmek istememişlerdir.[15]

Devlet Adamlığı

Halife Ömer tarafından görev yaptığı Bahreyn’e iki defa vali olarak tayin edildi. Ebu Hüreyre valilikten ayrılarak Medine’ye döndüğü zaman Halife tarafından hakkında tahkikat yapılmıştır. Bazı rivayetlere göre Ömer tarafından hakkında ithamlarda bulunulduğu ve bunun sonucunda onun malının yarısına veya tamamına el koyduğu ileri sürülmektedir. Ancak daha sonra Ebu Hüreyre’nin dürüstlüğü ortaya çıkmasıyla Halife Ömer onu tekrar vali tayin etmek istemiş, ancak Ebu Hüreyre bir daha görev kabul etmemiştir. Osman’ın hilafetini destekleyen Ebu Hüreyre, Halife Ali ile Muaviye arasında çıkan mücadele de hiçbir tarafı desteklemedi. Ebu Hüreyre'nin Muaviye döneminde zaman zaman Medine valiliği ya da vali Mervân'ın bulunmadığı dönemlerde vekil olarak Medine valiliği yaptığı ifade edilmektedir.[16]


Kaynakça

  1. ^ Ez-Zehebî (1956). Tezkiretü'l-Huffâz. I. Haydarâbâd. s. 32.  Tarih değerini gözden geçirin: Tarih ve yıl parametreleri birlikte kullanılmamalı (yardım);
  2. ^ TDV İslam Ansiklopedisi, cilt: 10, sayfa: 160-167
  3. ^ İbn Kesîr (1966). el-Bidâye ve'n Nihâye. VIII. Beyrut. ss. 108, 113. 
  4. ^ "Portre: Ebu Hüreyre (r.a.) (?-678)". 12 Ağustos 2000. 2 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından (HTML) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mayıs 2013. 
  5. ^ Shorter Urdu Encyclopedia of Islam, University of the Punjab, Lahore, 1997, pg. 65.
  6. ^ el-Hatîb el-Bağdâdî (d. H. 392/M.S. 1071), Taqyîdu'l-ilm, s. 42; Dr. Talât Koçyiğit, Hadîs Usûlü, 1967
  7. ^ el-Hatîb el-Bağdâdî, a.g.e.
  8. ^ İbn Abdi'l-Barr (ö. H. 463/M.S. 1071), Câmi` beyâni'l-dm I. 74.; Dr. Talât Koçyiğit, Hadîs Usûlü, 1967, s.30
  9. ^ Dr. Talât Koçyiğit, Hadîs Usûlü, 1967, s.31
  10. ^ Dr. Talât Koçyiğit, Halen elde mevcut en eski Hadis eseri HEMMÂM İBN MUNEBBİH'İN SAHİFESİ (Prof. Muhammed Hamidullah), 1967, s. 66
  11. ^ İbn Kesîr, Ebu'l-Fidâ İmâduddîn İsmail b. Ömer (774/1372), el-Bidâye ve'n-nihâye, thk. Ahmed Abdülvehhâb Fetih, ( Kahire: Dâru'l-Hadîs, 1414/1993), VIII: 112.; Sema Tombul, Bir Devlet Politikası Olarak Hz. Ömer'in Hadis Rivayetleriyle İlgili Tutumu (Bişr b. Sa'îd isminin yanında parantez içinde soru işareti bulunmaktadır.)
  12. ^ İbn Asâkir (d. H. 499/M.S. 1105), Târîhu Dimaşk, L: 172, LXVII: 343; Zehebî (d. H.673/M.S. 1274), Siyeru A'lâmi'n-nübelâ, II: 600-601; İbn Kesîr (d. H. 701/M.S. 1301-1302), el-Bidâye ve'n-nihâye, VIII: 110.; Sema Tombul, Bir Devlet Politikası Olarak Hz. Ömer'in Hadis Rivayetleriyle İlgili Tutumu
  13. ^ İbn Hacer (d. H. 773/M.S. 1372), el-İsâbe fî temyîzi's-sahâbe, thk. Ali Muhammed el-Becâvî (Beyrut: Dâru'l-Cîl, 1412/1992), IV: 209; Sıbai, Sünnet, 73.
  14. ^ Zehebî (d. H. 673/M.S. 1274), Aʿlâmü’n-nübelâʾ, II, 604-605
  15. ^ TDV İslam Ansikyopedisi, Ebû Hüreyre maddesi.
  16. ^ İslam Ansiklopedisi, M. Yaşar Kandemir