Hülâgû: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
SieBot (mesaj | katkılar)
k robot Adding: sr:Хулагу-кан
Onbaşı pars (mesaj | katkılar)
Hülagû Han
1. satır: 1. satır:
{{düzenle|Aralık 2006}}[[Resim:Hulagu_1.jpg|thumb|300px||right|Hülagû Han]]
[[Resim:Hulagu_1.jpg|thumb|300px||right|Hülagû Han]]


'''Hülagû Han''' ([[1217]] - [[8 Şubat]], [[1265]]), [[İlhanlı İmparatorluğu]]'nun kurucusudur. [[Cengiz Han]]'ın torunu, ve diğer [[Moğol]] Büyük Han'larından [[Mengü Han]] ve [[Kubilay Han]]'ın da kardeşidir.
'''Hülagû Han''' ([[1217]] - [[8 Şubat]], [[1265]]), [[İlhanlı İmparatorluğu]]'nun kurucusudur. [[Cengiz Han]]'ın torunu, ve diğer [[Moğol]] Büyük Han'larından [[Mengü Han]] ve [[Kubilay Han]]'ın da kardeşidir.


Hülagü, [[1255]] yılında abisi [[Mengü Han]] tarafından [[Orta Doğu]]'da henüz ele geçirilmemiş toprakların fethini tamamlamak üzere görevlendirildi. Görevleri, güneydoğu [[İran]] halklarından olan [[Lurlar]]ı hakimiyet altına almak, [[Haşhaşi]] tarikatını ortadan kaldırmak, [[Abbasi Halifeliği]]'ni yıkmak, [[Eyyubi]] ve Suriye topraklarının istilası ve son olarak da Mısırdaki [[Memlük Devleti]]'ni yıkmaktı. [[Mengü Han]], Hülagü'ye teslim olanlara iyi davranmasını, karşı koyanları ise tamamen ortadan kaldırmasını emretti. Hülagü'nün ikinci emre uyduğuna şüphe yok.
Hülagü, [[1255]] yılında abisi [[Mengü Han]] tarafından [[Orta Doğu]]'da henüz ele geçirilmemiş toprakların fethini tamamlamak üzere görevlendirildi. Görevleri, güneydoğu [[İran]] halklarından olan [[Lurlar]]ı hakimiyet altına almak, [[Haşhaşi]] tarikatını ortadan kaldırmak, [[Abbasi Halifeliği]]'ni yıkmak, [[Eyyubi]] ve [[Suriye]] topraklarının istilası ve son olarak da [[Mısır]]'daki [[Memlük Devleti]]'ni yıkmaktı. [[Mengü Han]], Hülagü'ye teslim olanlara iyi davranmasını, karşı koyanları ise tamamen ortadan kaldırmasını emretti. Hülagü'nün ikinci emre uyduğuna şüphe yok.

Annesi [[Sorgotani Beki]] ve karısı [[Dotuz Hatun]] dinine bağlı birer [[hıristiyan]]dı tıpkı yakın arkadaşı ve komutanı olan [[Kitbuka]] gibi. [[Moğol İmparatorluğu]]'nun dinlere karşı alışılmış hoşgürüsüne karşın Hülagü'nün [[müslüman]]lara olan düşmanlığında bu üçünün etkisi olduğu düşünülüyor.
Annesi [[Sorgotani Beki]] ve karısı [[Dotuz Hatun]] dinine bağlı birer [[hıristiyan]]dı tıpkı yakın arkadaşı ve komutanı olan [[Kitbuka]] gibi. [[Moğol İmparatorluğu]]'nun dinlere karşı alışılmış hoşgürüsüne karşın Hülagü'nün [[müslüman]]lara olan düşmanlığında bu üçünün etkisi olduğu düşünülüyor.



Sayfanın 14.42, 20 Ağustos 2007 tarihindeki hâli

Hülagû Han

Hülagû Han (1217 - 8 Şubat, 1265), İlhanlı İmparatorluğu'nun kurucusudur. Cengiz Han'ın torunu, ve diğer Moğol Büyük Han'larından Mengü Han ve Kubilay Han'ın da kardeşidir.

Hülagü, 1255 yılında abisi Mengü Han tarafından Orta Doğu'da henüz ele geçirilmemiş toprakların fethini tamamlamak üzere görevlendirildi. Görevleri, güneydoğu İran halklarından olan Lurları hakimiyet altına almak, Haşhaşi tarikatını ortadan kaldırmak, Abbasi Halifeliği'ni yıkmak, Eyyubi ve Suriye topraklarının istilası ve son olarak da Mısır'daki Memlük Devleti'ni yıkmaktı. Mengü Han, Hülagü'ye teslim olanlara iyi davranmasını, karşı koyanları ise tamamen ortadan kaldırmasını emretti. Hülagü'nün ikinci emre uyduğuna şüphe yok.

Annesi Sorgotani Beki ve karısı Dotuz Hatun dinine bağlı birer hıristiyandı tıpkı yakın arkadaşı ve komutanı olan Kitbuka gibi. Moğol İmparatorluğu'nun dinlere karşı alışılmış hoşgürüsüne karşın Hülagü'nün müslümanlara olan düşmanlığında bu üçünün etkisi olduğu düşünülüyor.

Haşhaşiler ve Bağdat Seferi

Mengü Han'ın emriyle her on Moğol erkeğinden ikisi, emrindeki orduya alınan Hülagü, belkide o zamana kadarki en büyük Moğol ordusunun başında sefere çıktı. Lurlar kolayca ele geçirildi. Hülagü'nün ünü öylesi korkutucuydu ki Haşhaşiler alınması imkansız Alamut Kalesini savaşmadan teslim ettiler. Hülagü, belkide hep Bağdatı almak istemişti, Moğollar da yaklaşık on senedir bu şehri hakimiyet altına almayı planlıyordu ama abisi büyük hanın emrine de aykırı hareket etmemek için halifeye yaptığı teslim ol çağrısına olumsuz yanıt verilmesini fetih bahanesi olarak kullandı.

Bağdat Savaşı

Hülagû Han halifeden teslim olmasını istediğinde, Halife Mustasım, eğer kendisine saldırırsa Allah'ın gazabına uğrayacağını söyleyerek teslim olmayı reddetti. Birçok kaynak Halife'nin saldırı için yeterli önlem almadığını yazıyor, ne ordusunu güçlendirdi, ne de Bağdat'ı çevreleyen surları. Aslında, en yapmaması gerekenleri yapmıştı; Hülagü'yü kızdırmıştı, bu da Hülagü'nün kuşatma için aradığı mazeretti. Bağdat'a vardığında Hülagü orduyu bölümlere ayırdı. Böylece şehir her taraftan tehdit edilecekti. Abbasi ordusu, batıdan saldıran Moğol kuvvetlerinin bi kısmını geri püskürtmeyi başardı fakat sonraki çarpışmalarda yenildiler. Moğollar Dicle Nehri'ndeki setleri yıkarak Abbasi ordusunu tuzağa düşürdüler, askerlerin neredeyse tamamı kılıçtan geçirildi ya da boğuldu. Daha sonra şehir kuşatıldı ve birkaç gün içinde de şehri çevreleyen surların tamamı Moğol ordusunun kontrolüne girdi. Mustasım anlaşma teklif etti fakat kabul edilmedi. Moğollar 13 Şubatta şehre girdi ve şehir bir hafta boyunca yağmalandı, halk katledildi.

Bağdat İstilası

Moğolların Bağdat'ı istilasıyla karşılaştırıldığında Alaric'in Roma istilası oldukça nazik görünür. Bağdat Kütüphanesi'ndeki sayısız tarihi belgeler ve tıptan astronomiye birçok değişik alanlardaki kitaplar yok edildi. Dicle Nehri'ne atılan kitapalardan dolayı nehir suyunun o günlerde siyaha döndüğü söylenir. Kaçmaya çalışanlar yakalanıp öldürüldü. Ölü sayısı hakkında tahimnde bulunmak oldukça güç olsada değişik yaklaşımlar var. Bazıları yaklaşık 90000 kadar olduğunu savunurken, Müslüman tarihçi Abdullah Wassaf birkaç yüzbin veya daha fazla Bağdatlının öldürüldüğünü tahmin ediyor. Hülagü Han, zamanın Fransa kralı 9. Lui'ye mektubunda ordusunun yaklaşık 200.000 kişiyi öldürdüğünü söylemektedir. Yapımı nesiller boyu süren cami, saray, kütüphane ve hastaneler yağmalandı ve yok edildi. Halife yakalandı ve öldürülmeden önce halkının katledilmesi ve şehrinin talan edilmesi izletildi. Bozkır kültürüne göre asil kan yere akarsa, tüm alem düşmanınız olur. Bu yüzden Halife keçeye sarılıp atlar tarafından çiğnetilmişti. Bir oğlu hariç tüm oğulları da öldürüldü.

Daha önceki örneklere baktığımızda Moğollar sadece dirençle karşılaştıkları şehirlerde, ele geçirdikten sonra halkıyla birlikte büyük bir yağma ve katliam yapıyorlardı. Eğer şehir savaşmadan teslim alınmışsa halkı bağışlanıyordu, Bağdat kuşatmasında da olduğu gibi kısa süren çarpışmalar sonucunda alınmışsa yağma yapılmakla birlikte bu kadar büyük bi vahşet olmuyordu. Bağdat'ın yağma edilirken sergilenen vahşet Moğol tarihinin de en acımasız olanıydı. Bazı Çin şehirlerinin de Bağdatla aynı kaderi paylaştığı söylenir fakat bunlar belgelenmemiştir. Bundan yüzyıllar sonra bile Bağdat terkedilmiş, harabe şehir görünümünden kurtulamadı. Tüm bu anlatılanlar Hülagü'nün Moğol hanları arasında niye en korkulan ve en büyük kan dökücülerden olduğunu açıklamaktadır.

Son Dönem

Bağdat'ın alınmasından sonra çevredeki daha küçük şehirler Hülagü Han'a bağlılıklarını bildirdiler ve Moğol ordusu Suriye'ye Eyyubiler üzerine döndü ve Akdeniz kıyılarına kadar birlikler gönderildi. Mısır da bir sonraki hedef gibi görünüyordu fakat Büyük Han Mengü'nün ölümü Hülagü Han ve ordusunun büyük kısmını bu seferlerden vazgeçmek zorunda bıraktı. Arkasından gelen taht kavgaları bir kardeşinin hapse girmesi ve diğerinin de Büyük Han seçilmesiyle sonuçlandı. Fakat Mengü Han'ın ölümünden sonra Moğol birliğinden bahsetmek güçtür. İmparatorluk dört bölüme parçalanmıştır ve Hülagü Han'ın kurduğu İlhanlı Devleti bunlardan biridir. Orta Doğu'da kalıp sefere devam eden Moğol ordusu Ayn Calut'ta Memlük ordusuna yenildi. Filistin ve Suriye toprakları kaybedilmişti. 1262'de Hülagü hakimiyetindeki bölgeye döndü fakat yokluğundaki mağlubiyetlerin intikamını alma fırsatı bulamadı. Batu Han'ın ölümü üzerine Altın Ordu Devleti'nin tahtına çıkan Berke Han müslümandı ve Bağdat kuşatması yüzünden Hülagü'yü cezalandırmaya ant içmişti. Bağdat yağmalanmasından sonra Berke Han, Mengü Han'a mektup göndererek Bağdat'ta olanlardan ötürü tepkisini dile getirmişti. Mesajın Mengü Han'a ölümünden önce ulaşıp ulaşmadığı bilinmiyor. Mektupta Berke Han " Hülagü tüm müslüman yurtlarını yok etti ve halifeyi öldürdü, Allah'ın izniyle döktüğü onca masum kanın hesabını soracağım." diyordu. Hülagü Han ordusunu toplayıp Ayn Calut yenilgisinin intikamını almak üzere sefere çıktığı sırada Berke Han, Nogay Han komutasındaki ordusunu İlhanlılar üzerine göndermişti. Bunun üzerine Hülagü Han seferden vazgeçip kuzeye döndü. Kafkasların kuzeyindeki bölgeyi alma girişimleri sonuç vermedi ve Nogay Han tarafından bozguna uğradı. Bu Moğol orduları arasındaki ilk savaştı ve imparatorluk birliğinin bozulmasının açık göstergesiydi.

Hülagü Han 1265 yılında öldü ve atı ve cariyeleri kurban edilerek onunla birlikte gömüldü. Cenazesi şamanist geleneklerine göre yapılan son Moğol-Türk hükümdarıdır. Mezarı Urmiye Gölü'ndeki bir adadadır. En büyük oğlu Abaka Han yerine geçti ve babasının politikasını devam ettirdi.

Kaynakça