Hüseyinzade Ali Turan: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Etiketler: Mobil değişiklik mobil uygulama değişikliği
Nicat49 (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
{{Yazar bilgi kutusu
{{Yazar bilgi kutusu
| adı = Hüseyinzade Ali Turan
| adı = Hüseyinzade Ali Turan
| resim = Alibek Huseynzade.jpg
| resim = Ali bey Huseynzade.jpg
| resim_boyutu =
| resim_boyutu =
| takma_adı =
| takma_adı =

Sayfanın 23.06, 28 Mart 2018 tarihindeki hâli

Hüseyinzade Ali Turan
Doğum24 Şubat 1864(1864-02-24)
Salyan, Bakü, Azerbaycan
Ölüm17 Mart 1940
İstanbul, Türkiye
MeslekDoktor, Profesör, Yazar, Bilimadamı , Şair , Ressam
DilTürkçe, Arapça, Farsça, Rusça, Almanca, İngilizce, Yunanca
MilliyetTürk
VatandaşlıkAzerbaycan Azerbaycan Türkiye Türkiye
EğitimFizik - Matematik
Önemli eserTürkler Kimdir ve Kimlerden İbarettir?, Bize Hangi İlimler Lazımdır?

Etkilendikleri

Hüseyinzade Ali Turan (24 Şubat 1864, Salyan, Bakü – 3 Mart 1940, İstanbul), Türk doktor, profesör ve yazar.

Gençlik yılları

Azerbaycan'da Bakü şehrinin Salyan kasabasında dünya'ya gelen Hüseyinzade Ali Turan henüz küçük bir çocuk iken annesi Hatice Hanım ve babası Molla Hüseyn Hüseynzad vefat etmiştir. Kafkasya'da şeyhülislam olan dedesi Şeyh Ahmet Salyani torununa sahip çıkarak onu büyütüp yetiştirdi. Hüseyinzade Ali Turan Tiflis'de lise öğrenimini tamamlamaya çalışırken bir taraftan da diğer milletlerin dilini öğrenmeye çalışıyordu. Lise öğrenimini tamamladığında artık Rusça, Arapça ve Farsça'yı edebiyatını yapacak kadar iyi biliyordu.[1]

Lise öğrenimini tamamladıktan sonra 1885 yılında Petersburg Üniversitesi'nde fizik ve matematik bölümünü okumaya başladı. Aynı zamanda dedesinden gelen Türklük sevgisi onu kimliğini arama arayışına itmiş ve üniversitesi de bölümünden ayrı olarak Türkoloji derslerine de girmiştir. Bu sıralarda dil bildiği için Batı Klasiklerini de ayrıntılı olarak incelemiştir. Üniversite yıllarında okul arkadaşı Ahmet Sedat bey ile tanışması, derslerinde hocalarından duyduğu Türklerin vatan ülküsü ve dedesinden dinlediği hikâyeler Hüseyinzade Ali Turan'da Türkiye'ye gitme isteği uyandırdı.1899'da Üniversite'den mezun olduktan sonra Türkiye'nin bütün Türklerin Anavatan'ı olduğunu düşünerek Rusya'daki kendisine yöneltilen iş tekliflerini kabul etmeyerek İstanbul'a geldi. Okuduğu bölüm olan fizik ve matematik için Türkiye'de iş girişimlerinde bulunup netice alamayınca Askeri Tıbbıye'ye girdi.

İş Hayatı

Askeri Tıbbıye'de 1894 yılında Tabib Yüzbaşı rütbesini alarak mezun oldu. O yıllarda Ziya Gökalp ile tanışması onu etkilemiş ve Türkçülük fikri kendisine aşılanmıştır. 1897 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve Yunanistan arasında çıkan savaşta tabib yüzbaşı olarak Osmanlı İmparatorluğu'nda görev almıştır. Savaşın bitmesinin ardından Askeri Tıp Okulunu sınava girerek kazanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda cilt ve frengi hastalıkları profesör yardımcısı olarak çalışmaya başlamıştır. Bu görevinden 1903 yılında Türk pasaportu olmadığı için polisler tarafından sınır dışı edilmiştir. Bakü'de Rusça yayımlanan Kaspi gazetesinde bir müddet yazmıştır. 1904 yılında çıkan Rus - Japon Savaşı'ndan sonra ülkede yaşayan milletlerde hürriyetçilik dalgalanmasıyla birlikte Hüseyinzade Ali Turan'da Hayat Gazetesi 'nde yazılar yazmaya başlamıştır. Hayat Gazetesi'nin 1906 yılında yayın hayatına son verilmesiyle bu sefer Füyuzat dergisinde yazılarına devam etmiştir. Bu dergi'nin yayın hayatı da uzun sürmeyip 1907 yılında kapanmıştır.[2] Ama Azerbaycan'da büyük bir Türklük şuuru yaratmıştır.

Siyasi Yaşamı

Osmanlı İmparatorluğu'nda İkinci Meşrutiyet'in ilanı sonucunda Hüseyinzade Ali Turan, sınır dışı edildiği ülkeye geri gelerek İttihat ve Terakki Partisi’nin faaliyetlerine katılmıştır. Hüseyinzade Ali Turan aynı zamanda Türk Derneği, Türk Yurdu Cemiyeti ve Türk Ocakları gibi teşkilatlarda da faal olarak hizmet vermiştir. Yusuf Akçura'nın İstanbul'da kurduğu Rusya Mahkumu Müslüman Türk-Tatarların Hukukunu Müdafaa Komitesi'nde önemli işler yapmıştır. 28 Mayıs 1918'de Azerbaycan Cumhuriyeti'nin ilanı sonucunda ülkesine geri dönmüştür.

Ölümü

27 Nisan 1920'da Rusların Azerbaycan'ı işgal etmesi üzerine Türkiye'ye geri dönüş yapan Hüseyinzade Ali Turan doktorluk görevini devam ettirmiş 1931 yılında emekli olmuştur. 9 yıl sonra[İstanbul'da vefat etmiştir.

Eserleri

  • Veba ve Mikrobu (1890)
  • Mektub-i Mahsus (1904)
  • Türkler Kimdir ve Kimlerden İbarettir (1905)
  • Abd-ı Gılaf ve Mahfaz (1906)
  • Ebedî Güzellik

Çevirileri

  • Kefalet Yahut Vefakar Dostlar (1923)
  • Garbın İki Destanında Türk (1926)
  • Faust (1932)

Kaynakça