Genel Emek Konfederasyonu (Fransa): Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Ahmet Turhan (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Ahmet Turhan (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
{{kaynaksız}}
{{kaynaksız}}
'''Genel Emek Konfederasyonu''', [[Fransa]]’da [[1968]] yılında, dönemin [[Fransa]] Genel Çalışma Konfederasyonuna (CGT) bir tepki niteliğinde ortaya çıkmıştır.
[[Dosya:La CGT logo.png|150px|right|thumb|Fransız CGT'nin logosu]]
[[Dosya:La CGT logo.png|150px|right|thumb|Fransız CGT'nin logosu]]
'''Genel Emek Konfederasyonu''', 1895 yılında [[Fransa]]’da kurulan örgüt.


Sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışında, [[proletarya]]nın nihai kurtuluşunun sınıfsız ve sömürüsüz bir toplumla mümkün olacağı amaç olarak ifade edilir ve propaganda niteliğinde olduğu vurgulanır. Belirlenen amacın tercihe bırakılması, sendikaların “kitle örgütü” olduğu belirlemelerine uygun düşmektedir. Sınıf ve kitle sendikacılığı, çalışma yaşamını ilgilendiren sorunların [[kapitalist]] sistemden kaynaklandığını açıklamaları açısından anti-kapitalisttir. Üyelerinin arasında herhangi bir ayrımın yapılmayacağı, örgüt içi demokrasi uygulanacağı, burjuvazi-sermaye ve devletten bağımsızlık, her türlü baskıya (ulusal, cinsel vs.) ilkesel karşıtlıkları bu anlayışın öne çıkarılan savunularıdır.
Sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışında, [[proletarya]]nın nihai kurtuluşunun sınıfsız ve sömürüsüz bir toplumla mümkün olacağı amaç olarak ifade edilir ve propaganda niteliğinde olduğu vurgulanır. Belirlenen amacın tercihe bırakılması, sendikaların “kitle örgütü” olduğu belirlemelerine uygun düşmektedir. Sınıf ve kitle sendikacılığı, çalışma yaşamını ilgilendiren sorunların [[kapitalist]] sistemden kaynaklandığını açıklamaları açısından anti-kapitalisttir. Üyelerinin arasında herhangi bir ayrımın yapılmayacağı, örgüt içi demokrasi uygulanacağı, burjuvazi-sermaye ve devletten bağımsızlık, her türlü baskıya (ulusal, cinsel vs.) ilkesel karşıtlıkları bu anlayışın öne çıkarılan savunularıdır.

Sayfanın 08.00, 23 Ağustos 2017 tarihindeki hâli

Fransız CGT'nin logosu

Genel Emek Konfederasyonu, 1895 yılında Fransa’da kurulan örgüt.

Sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışında, proletaryanın nihai kurtuluşunun sınıfsız ve sömürüsüz bir toplumla mümkün olacağı amaç olarak ifade edilir ve propaganda niteliğinde olduğu vurgulanır. Belirlenen amacın tercihe bırakılması, sendikaların “kitle örgütü” olduğu belirlemelerine uygun düşmektedir. Sınıf ve kitle sendikacılığı, çalışma yaşamını ilgilendiren sorunların kapitalist sistemden kaynaklandığını açıklamaları açısından anti-kapitalisttir. Üyelerinin arasında herhangi bir ayrımın yapılmayacağı, örgüt içi demokrasi uygulanacağı, burjuvazi-sermaye ve devletten bağımsızlık, her türlü baskıya (ulusal, cinsel vs.) ilkesel karşıtlıkları bu anlayışın öne çıkarılan savunularıdır.

CGT lideri Hennri Krasucki'nin görüşleri

Sınıf ve kitle sendikası kavramını, ilk olarak CGT’nin lideri olan Hennri Krasucki kullanmıştır. Krasucki yayınlanan bir röportajında CGT'yi şöyle tanımlar:

Krasicki'ye tepkiler

Krasucki’nin bu görüşü yıllar öncesinden eleştirilmişti. III. Enternasyonal'in kararlarında şöyle denilmekteydi :

Sınıf ve kitle sendikacılığının ilkeleri

  • Sendikalar üyelerinin hak ve çıkarları için mücadele ederken bu hak ve çıkarların toplumun genelinden bağımsız olmadığını, toplumsal değişim ve gelişme ile doğrudan ilişkili olduğunu gözden çıkarmamaktadır.
  • Gönüllülük temelinde ve üyelerinin çıkarlarını korumak amacıyla kurulan sendikalar; sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışına göre;

bağımsız olmalıdırlar.

  • Emek sermaye arasında uzlaşmaz bir çatışma vardır. Bu emek sermaye çatışması içinde emeğin çıkarlarını savunmak amacıyla kurulan sendikalar, kuruluş amaçları gereği emekten yana tavır almak ve karşıtı sınıftan bağımsız olmak durumundadır.
  • Sermaye sendika kavramını yozlaştırmak ve içini boşaltmak amacıyla sendika adı verdiği (TİSK vb), ancak sendikal nitelik taşımayan örgütler kurabileceği gibi, sermayenin çıkarlarını savunan ve emek-sermaye çatışmasında üyelerinin hak kayıplarına rağmen uzlaşmacı tavır alan sendikalar da (sarı sendikalar) kurulabilir, kurdurulabilir.
  • Devlet, bir sınıfın bir başka sınıf üzerinde egemenlik kurma aygıtıdır. Kapitalist toplumlarda da devlet sermayenin egemenliğindedir ve sermaye karşıtları üzerinde baskı aracıdır. Bu özelliğinden dolayı emek örgütü olan sendikalarında devletten bağımsız olmaları zorunluluktur. Emek- sermaye çatışmasında emekçilerin mücadelelerini bölmek, parçalamak, zayıflatmak, geriletmek ve hatta emekçilerin hak ve çıkarları aleyhinde çaba içinde olan, devletin desteği ve onayı ile kurulan uzlaşmacı-sarı sendikalar bu tanımlamaların dışında tutulmalıdır.
  • Sınıf ve kitle sendikacılığı, sendika ile siyasi partiler arasında doğrudan-organik bağı reddeder. Sınıflı toplumlarda emek sermaye arasındaki çatışmada iki temel siyaset vardır. Bunlardan birincisi burjuvazinin (sermayenin) çıkarlarını savunan burjuva siyaseti, diğeri ise emeğin ve emekçilerin hak ve çıkarlarını savunan, buna yönelik politikalar üreten emeğin siyasetidir. Burada sözü edilen bağımsızlık, örgütsel bağımsızlıktır ve herhangi bir siyasi partinin yan örgütü olmama durumudur. Elbette emek örgütü olan sendikalar emeğin politikalarından yana olan siyasi parti ve siyasi yapılardan etkilenecek, mücadele birlikteliği içinde olacak, karşılıklı olarak sendikalar ve bu siyasi partilerle ideolojik-politik etkileşim içinde olacaklardır.
  • Sınıf ve kitle sendikacılığında, sendikalar ile partilerin örgütsel-organik bağlılığı, sendikalar için yapılabilecek en büyük kötülük olarak görülür. Sendikanın herhangi bir partinin kontrolünde olması onun kitleselleşmesinin önündeki en büyük engellerdendir.
  • Sendikaların siyasi partilerden bağımsızlığı; onların, ülkenin ekonomik, demokratik, sosyal ve siyasal sorunlarıyla mücadelede ve çözüm önerileri üretmede birlikte olamayacağı anlamına gelmez.

Türkiye'de sınıf ve kitle sendikacılığı

Sınıf ve kitle sendikacılığı kavramı Türkiye sendikal hareketine 1975 yılında DİSK tarafından taşınmıştır. Bu tarihten itibaren, sendikal alanda bulunan birçok kişi ve siyasal çevre bu kavramı sahiplenmişlerdir.