Türk tarihi: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
en doğrusu bu
By erdo can (mesaj | katkılar)
Gerekçe:: özgün araştırma
12. satır: 12. satır:


Türklerin atalarının MÖ 2500 ile MÖ 1700 yılları arasındaki [[Afanasiyevo kültürü]] ile başlayan ve MÖ 1700 ile MÖ 1200 yılları arasındaki [[Andronovo Kültürü]] ile devam ettiğini savunurlar. Bu ırkın savaşçı ve göçebe kültüre sahip olduğu, MÖ 1700 yılları sonrasında kitleler halinde [[Altay Dağları]] ile [[Tanrı Dağları]] arasındaki bölgeye yayıldığı bilinmektedir.<ref name="LarousseTürkler"/>
Türklerin atalarının MÖ 2500 ile MÖ 1700 yılları arasındaki [[Afanasiyevo kültürü]] ile başlayan ve MÖ 1700 ile MÖ 1200 yılları arasındaki [[Andronovo Kültürü]] ile devam ettiğini savunurlar. Bu ırkın savaşçı ve göçebe kültüre sahip olduğu, MÖ 1700 yılları sonrasında kitleler halinde [[Altay Dağları]] ile [[Tanrı Dağları]] arasındaki bölgeye yayıldığı bilinmektedir.<ref name="LarousseTürkler"/>
Bilinen ilk Türk devleti [[İskitler]]'dir.([[Sakalar (anlam ayrımı)|Sakalar]])<ref name="ref708" /><ref>Tarhan, M. Taner - "Ön Asya Dünyası'nda İlk Türkler Kimmerler ve İskitler" Türkler Ansiklopedisi, C. I, Ankara 2002, s. 597</ref><ref>Kazi Laypanov/ İsmail Miziyev Türk Halklarının kökeni Selenge yaınları 2008 syf 77-101</ref><ref>GÜLER, Ali 2001 Türklük Bilgisi, Tamga Yayıncılık, ANKARA 34</ref><ref>MEMİŞ, Ekrem1987 İskitler’ in Tarihi, Selçuk Üniversitesi Yayınları, KONYA syf 79-80</ref>
Bilinen ilk Türk devleti [[İskitler]]'dir.([[Sakalar (anlam ayrımı)|Sakalar]])<ref name="ref708" /><ref>Tarhan, M. Taner - "Ön Asya Dünyası'nda İlk Türkler Kimmerler ve İskitler" Türkler Ansiklopedisi, C. I, Ankara 2002, s. 597</ref><ref>Kazi Laypanov/ İsmail Miziyev Türk Halklarının kökeni Selenge yaınları 2008 syf 77-101</ref><ref>GÜLER, Ali 2001 Türklük Bilgisi, Tamga Yayıncılık, ANKARA 34</ref><ref>MEMİŞ, Ekrem1987 İskitler’ in Tarihi, Selçuk Üniversitesi Yayınları, KONYA syf 79-80</ref>


[[Dosya:Türk Tarihi M.Ö.3'ncüYY2.jpg|thumb|380px]]
Türk’lük kavramının ortaya çıkışı bugün Türk olarak tanımladığımız toplumların tarih sahnesine çıkması ile neredeyse yaşıttır. Bunun yanında “Türk” ifadesinin nasıl ve ne zaman kullanılmaya başlandığı ile ilgili yoğun bir handikap ve bilgi kirliliği mevcuttur. Araştırılması ve bu araştırmaların arkeolojik çalışmalarla teyit edilmesi çok zor olan Asya tarihi maalesef kimi tarihçilerin keyfe keder yorumlarlarıyla ciddiyetsiz bir hal almış durumdadır. Günümüzde yapılan detaylı araştırmalarda ve Türk’lerin ilişkide bulunduğu toplumların tarihlerinde kendi Tarihimizin izlerine rahatlıkla ulaşabiliyoruz.

Türk toplumlarını teşkil eden “Amerind - Beyaz Irk” melezi Ön Türk’ler,  tarih sahnesine iki koldan (Aral Gölü ve Tanrı Dağları) çıkmış, bu iki kol 4.000 Yıl önce ÖTÜKEN’de birleşerek yeni bir toplum oluşturmuştu. M.ö. 2.000 li yıllarda ortaya çıkan bu toplum artık Kendisine “Türk” demeye başlamıştır. Zira Aral’dan gelen Ön Türk kolu, buraya göç etmeden önce kendilerine “Türk” demekteydiler. Aral Kolundan gelen Ön Türk’lerin kendilerine Türk demeleri, Tanrı dağlarındaki buluşmadan 1000 yıl önce başlar. Dolayısıyla Türklük kavramının kaynağına ulaşmamız için Kendilerine ilk Türk diyen Aral’lı Ön Türk kolunun üzerinde yoğunlaşmamız gerekecektir.

Aral’lı Ön Türk’ler tarih sahnesine -8.000’li yıllarda çıkmışlardı. Kuzeyden inen Amerind’ler ile Aral Gölünün yerlileri olan Beyaz Irk mensubu iki toplum burada akrabalık bağı kurarak uzun yıllar yaşamış ve en eski Ön Türk toplumunun temellerini oluşturmuşlardı. Kendilerine henüz “Türk” demeyen bu toplum, binlerce yıl yaşadıkları Aral Gölü, Hazar Denizi ve Doğu Kafkasya bölgelerindeki müstakil yaşantılarını şartların gereği olarak medeni yaşama dönüştürmeye başladılar. Boylar ve Aşiretler halinde yaklaşık 4 Bin yıl yaşayan bu toplumlar yaşamın kaynağı olan sulak bölgeler üzerinden göç hareketlerine giriştiler. Bu göç hareketleriyle birlikte ulaştıkları Mezopotamya’da yeni bir otoriter sistem inşa ettiler. M.ö. 4.000’li yıllarda giriştikleri bu göç hareketi ile Dünya Medeniyetin temellerini atan Sümer Devletler topluluğunun kurucu unsuru oldular.

Sümerleri tek başına bir ülke yada müstakil bir toplum olarak değerlendirmek yanlış olacaktır. Kuzeyden gelen Ön Türk kolları, bu bölgede Mezopotamya’nın yerli unsurları ile birlikte yaşayarak teşkilatlı bir yönetim düzeni oluşturdular. Bu tarihe kadar Mezopotamya’da bir medeniyet kurulmamıştı ve belli bir toplumun vatanı olarak kabul edilmemekteydi. Daha önce Devlet ve Medeniyet tecrübesi olmayan bu toplumlar bir nevi Birleşmiş Milletler halinde kurallara dayalı, birbirleri ile iyi komşuluk ilişkilerini esas almış bir ortak yönetim biçimi oluşturdular. Tarihçiler, günümüzde bu yönetime “Site Devletleri” adını verirler. Bu yönetim biçiminde her toplum kendi Şehrinde yaşıyor, kendi Kralı tarafından yönetiliyor ve diğer toplumların yönetimlerine karışmıyordu. Bunun yanında tüm Sümer Şehir Devletleri aynı dini inanışlara sahip, aynı dili konuşan, aynı toplumsal kurallar ve birbirine çok benzeyen yaşayış şekilleri ile varlıklarını devam ettirmekteydiler. Bu yönetim biçimi binlerce yıl ayakta durmuş, medeniyetin temeli olan Yazıyı keşfetmiş ve kullanmaya başlamış, toplum olarak güçlendikçe sayıları hızla artmıştır.

Pek çok tarihçi Sümer Devletinin kurucularının Asya’lı olduğunu kabul eder. Asya’dan göç ettikleri ve Beyaz Irk’a mensup Yuvarlak Başlı (Brakisefal) bir ırk olduğu kesin olarak tespit edilen Sümer toplumunun Türk Alfabesi ve Türkçe ile çok yakın bağıda Sümerlerin Ön Türk kökenli bir devlete sahip olduğunu açıkça ortaya koyar.

Kuzeyden inen Ön Türk toplulukları da bu Site Devleti içerisinde Kurucu Unsur olarak yer almış ve varlıklarını Sümer Medeniyeti içerisinde devam ettirmişlerdir. Bu toplumun kendisine TÜRK demesi de, Sümer Site Devletlerine katılmasından birkaç yüz yıl sonra gerçekleşir. Zira Sümerlerin son dönemlerinde TÜRKİ adlı bir Şehir Devletinin var olduğu ortaya çıkmıştır. Sümer Devletini yıkan Akadların (Arapların Ataları) Kralı Naramsin, Sümer Devletlerine açtığı savaşta mücadele ettiği Şehir Devletlerinin ve Krallarının isimlerini yazıya dökerek kayıt altına almıştı. Bu kayıtlarda TÜRKİ adlı bir Şehir devleti olduğu, Kralının adının İL-şu Nail olduğu belirtilir. Hem ülkenin isminin TÜRKİ olması, hemde Kralın unvanının Türkçe olması bu şehir devletinin ilk TÜRK devleti olduğunu ortaya çıkartmaktadır.

Sümerlerdeki TÜRKİ adlı Site devletinin varlığı ve halkının Türkçe konuşuyor olması bu toplumun ilk Türk Devleti olduğunu ortaya koyuyor. Peki Sümerlerin son dönemlerinde varlığı kesin olarak ortaya çıkan TÜRKİ Devleti ne zaman vücut buldu ve tarih sahnesine çıktı?

Sümer araştırmacıları, Sümerlerin kurulduğu ilk dönemlerde TÜRKİ adlı bir Şehir Devletinin var olmadığını belirtiyor. Yani Sümerlerin ortaya çıktığı -3.500 lü yıllarda TÜRKİ adlı bir toplum yoktu. Aral boylarındaki Ön Türkler, Sümer devletinin kuruluşunda asli unsur olarak rol oynadığında kendisine TÜRK unvanı vermemişti. Bu unvanı birkaç yüz yıl sonra Büyük Tufan sonrasında edindiler.

Sümerler, kurulduktan yaklaşık 500 yıl sonra Mezopotamya topraklarında büyük bir Tufan meydana gelmişti. Bu tufan, geniş bir coğrafyada etkili olmuş, çok sayıda insan sular altında kalarak ölmüş, medeniyetler ve şehirler önemli ölçüde yok olmuştu. Bulgulara göre bu Tufan -3.000 yılları civarında gerçekleşti. Zira Tufan’a ait bilgiler Tufanın Sümerler döneminde yaşandığını ortaya koymaktadır. Tufandan ilk bahseden yazılı kayıtlar -2.500 yılına aittir. Yani Tufan -2.500 lü yıllardan daha önce meydana gelmiştir. Sümerlerin yazıyı -3.200 lerde kullanmaya başladığını ve pek çok yazılı eser bıraktığını düşünürsek Tufanın yaklaşık olarak -3.000 yıllarında meydana gelmiş olduğu sonucuna varabiliriz. Bu Tufan, aslında pek çok kişinin bildiği Nuh Tufanıdır. Zira Tufan ile ilgili destanlar, hikayeler ve kayıtlar Kuran’da belirtilen Nuh Tufanı ile birebir örtüşmektedir.

Yaşanan Tufan sonrası Sümer Devletler topluluğu halen ayaktaydı ve güçlü bir yapıya sahipti. Düşünülen odur ki, Aral gölünden Mezopotamya’ya inen Ön Türk’ler burada kurdukları Şehir Devletini Tufan sonrasında yeni bir inanışa göre yeniden adlandırdılar. -3.000 lerde yaşandığı düşünülen Tufan’dan sonra Hz. Nuh, çocuklarını toplumların başına Lider olarak göndermişti. Arap Tarihçilerinin bu konuda yaptıkları araştırmalar oldukça ilginçtir. Bu araştırmanın sonuçları bizi Aral Gölünden Mezopotamya’ya göç eden toplumların tufandan sonra kendilerine TÜRK ünvanı verdiği gerçeğine ulaştırıyor.

Nuh Tufanına ait bilgiler hem kulaktan kulağa yayılan ve masallaştırılan efsanelerde, hem Tarih araştırmacılarının elde ettiği muhtelif tespitlerde, hem Tevrat ve İncil’de, hem de Kur-an’ı Kerim’de geçmektedir. Bu kaynaklardan elde edilen bilgiler Hz. Nuh’un oğullarından yeni nesiller türediğini belirtiyor. Burada “Türemek” kavramı muhtemeldir ki hem kendi soyunu devam ettirmek hem de toplumların liderliğini üslenmek olarak edebi bir dille ifade edilmiş. Zira Tufandan önce varolan kavimlerin birçoğu Tufandan sonrada varlıklarını devam ettirmiştir. Arap tarihçi ve yazar Said bin El-Müseyyeb Nuh’un Ham, Sam ve Yafes adında üç oğlunun olduğunu ve bu oğullarının soylarından kavimler meydana geldiğini belirtir. Bunun yanında Nuh’un oğullarının soyundan gelenlerin isimleri de bu araştırmalarda ulaşılan önemli bilgilerdendir. Bu bilgiler bize hem Türk toplumunun hem de komşusu olan diğer toplumların nasıl kimliklerini kazandıklarına dair önemli ipuçları verecektir.

Gılgamış Destanı, Hatti Kayıtları, Sümer Yazıtları, Tevrat, İncil ve Kur-an’ı Kerim’de elde edilen bilgiler ışığında ortaya çıkan bilgiler, Hz. Nuh’un çocuklarının ve  çocuklarından olan çocuklarının (Torunlarının) isimlerini şu şekilde tespit etmiştir ;

'''''Hz. Nuh’un oğulları Ham, Sam ve Yafes.'''''

'''''Ham’ın Oğulları ;''' Kuş, Mizraim, Put, Kenan.''

'''''Sam’ın Oğulları ;''' Elam, Asşur, Arpaçşad, Lud ve Aram.''

'''''Yafes’in Oğulları ;''' Türk, Gomer, Mogog, Madai, Javan, Tubal, Meşeç, Tiras.'' 

Hz. Nuh’un çocuk ve torunlarının isimleri mutlaka tanıdık gelecektir. Zira Türk kavmine olduğu gibi pek çok kavme isim babalığı yapan bu isimler, hem dünya medeniyetini yeniden inşa etmiş, hem temel kültürleri oluşturmuş hem de Dünyanın demografik temellerini atmıştır. Bu isimlerden en tanıdık gelenleri  Elam’ın başına geçtiği kavim Elamlılar olarak anılmış, Asşur’un başına geçtiği kavim Asurlular olarak anılmış, Aram’ın başına geçtiği kavim Aramiler olarak anılmış, Arpaçşad’ın başına geçtiği kavim Araplar olarak anılmış, Türk’ün başına geçtiği kavimde Türkler olarak günümüze kadar varlığını devam ettirmiştir.

Aslında bu bilgi yakın zamanda ortaya çıkmamıştır. Binlerce yıldır bilinen, Bozkır Türk’lerince efsane olarak babadan oğula anlatılan bir mitdir ve Selçuklu döneminde Anadolu ya giren Türkler içerisinde bile anlatıla gelmiştir. Öyle ki Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda Atatürk tarafından kurulan Türk Tarih Kurumu da bu bilgiyi Halk dilinden kaleme almış ve gerçekliği üzerinde araştırmalar yaparak itibar etmiştir.  Bu bulgular ışığında Atatürk de Türk’lerin kökenini Nuh’un torunu Türk’e dayandırmıştır. Bunun yanında ilginçtir ki Bozkır efsanelerinde söz edilen unsurlara Arap efsanelerinde de rastlanmaktadır. Birbirleriyle ilk teması M.s. 8. Yüzyılda gerçekleşen Türkler ve Araplar, aynı efsaneyi bu ilk temastan yüzlerce yıl önce yazıya dökmüştü. Elbette literatür tarihçileri bu bilgiye efsane ve masal olarak bakmış, itibar etmeyerek ciddiye almamıştır. Oysaki yakın zamanda ortaya çıkartılan Sümer yazıtları, Hatti yazıtları, Gılgamış destanı, Arap tarihçilerinin araştırmaları, Etimolojik ve Arkeolojik bulgular her halükarda bu tezi desteklemekte ve gerçekliğini ortaya çıkartmaktadır.

Artık bugün, tarafgir nitelikleri açıkça ortaya çıkmış, yanlı tezleri birer birer çürütülmüş batılı politik tarihçilerin literatüre geçirdiği kusurlu ve yanıltıcı bilgilere itibar etmek yerine tarihsel bulguların ve kesinlik kazanmış delillerin bizi ulaştırdığı mantıkla ortaya çıkan ve bizzat Halkın Tarihiyle teyitlenen bu bilgiye itibar etmeli ve sahip çıkmalıyız.[[Dosya:Türk Tarihi M.Ö.3'ncüYY2.jpg|thumb|380px]]
=== Milattan Önce 3. yüzyıl ===
=== Milattan Önce 3. yüzyıl ===
Çu Devleti MÖ 1200
Çu Devleti MÖ 1200
604. satır: 568. satır:


=== Türkçe kitaplar ===
=== Türkçe kitaplar ===
* Hasan Bulent Paksoy kitaplari [https://baker.academia.edu/HBPaksoy ]
* Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca ''Türkler Ansiklopedisi'', Adana, 2002.
* Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca ''Türkler Ansiklopedisi'', Adana, 2002.
* İbrahim Kafesoğlu, ''[[Türk Millî Kültürü]]'', Ankara, 1983.
* İbrahim Kafesoğlu, ''[[Türk Millî Kültürü]]'', Ankara, 1983.

Sayfanın 15.19, 21 Eylül 2016 tarihindeki hâli

Selçuk Bey'e ait olduğu düşünülen ve İran'da bulunan bir heykelin kafası. New York Sanat müzesinde sergilenmektedir.
Hiung nu'lardan kalan altın bir kemer bağı (M.Ö.300)

Türk tarihi, günümüzdeki Türk halklar'ın ve yabancı halkların arasında zamanla erimeden önce Türk dilini konuşmuş olan Türk topluluklarının ortak tarihidir. Göktürklerden önce varolmuş Türk dili konuşan topluluklar bazı tarihçiler tarafından, Türk tabiri yerine Ön Türk tabiri ile anılır.

Türkler'in siyasi bir topluluk olarak ilk tarih sahnesine çıkmalarının Hun (Hiung-nu'lar veya Şiongnu'lar) hükümdarlığı ile olduğuna dair iddialar vardır.[1][2]. Başlangıcı hususunda tartışmalar olsa da Türklerin tarihi, dünya tarihinin önemli bir parçasıdır. Avrasya ve Kuzey Afrika'da ortaya çıkan her halkın tarihi uzaktan veya yakından Türklerin hareketlerinden etkilenmiştir. Türkler doğu kültürlerini batıya ve batı kültürlerini doğuya taşımakla da önemli bir rol oynamışlardır. Kendi dinleri Tengricilik'ten sonra benimsedikleri yabancı dinlerinde çok kez öncüsü ve savunucusu olmuş ve yayılmalarını ve gelişmelerini sağlamışlardır (Mani dini, Musevilik, Budizm, Ortodoks ve Nasturi Hristiyanlığı, İslam).

Türk tarihinin başlangıcı

Dünya üzerinde yaşayan insan topluluklarının milletleşme süreci onların avcı-toplayıclıktan çiftçi-çobancılığa geçimesi ile başlar.[3]. Türkleri oluşturacak insan topluluklarının MÖ 6000'lerde koyun yetiştiriciliğine başladığı düşünülmektedir.[4] Bu tarih atlı göçebe Türk kültürünün başlangıcı olarak kabul edilebilir. Bu değişiklikler ile ilk Türk kültürü olan Anav kültürü ortaya çıkmıştır.

Türklerin atalarının MÖ 2500 ile MÖ 1700 yılları arasındaki Afanasiyevo kültürü ile başlayan ve MÖ 1700 ile MÖ 1200 yılları arasındaki Andronovo Kültürü ile devam ettiğini savunurlar. Bu ırkın savaşçı ve göçebe kültüre sahip olduğu, MÖ 1700 yılları sonrasında kitleler halinde Altay Dağları ile Tanrı Dağları arasındaki bölgeye yayıldığı bilinmektedir.[2] Bilinen ilk Türk devleti İskitler'dir.(Sakalar)[4][5][6][7][8]

Milattan Önce 3. yüzyıl

Çu Devleti MÖ 1200

  • MÖ 312: Büyük Hun Devleti'nin (Huing nu) kuruluşu ve Çin/Hiung nu arasında Kuzey Şansi Savaşı
  • MÖ 240: Bozkır halklarına karşı Çin'in duvar inşası: Çin Seddi
  • MÖ 209: Hiung nu lideri Teoman'ın ölümü ve Mete'nin Hiung-nu'ların (Hunların) lideri olması
  • MÖ 201: Kırgız halkından ilk kez söz edilmesi

MÖ 201: Pe-Teng Kuşatması

MÖ 2. yüzyıl

  • MÖ 187: Çin'in Hiung nu üzerine Pa-i-Teng seferi
  • MÖ 177-MÖ 165: Yue-çilerin Hiung nu'lar tarafından Kansu'dan Baktriane'ye sürülmeleri ve oradaki Helen Krallığını ortadan kaldırmaları
  • MÖ 177-MÖ 165: Hiung nu'ların Çin'e akınları
  • MÖ 138-MÖ 126: Baktria'da Çang Kien elçiliği. Çin-İran ilişkileri
  • MÖ 2. yüzyılda: Asya Hun Devleti(Büyük Hun Devleti) yıkıldı

MÖ 1. yüzyıl

1. yüzyıl

2. yüzyıl

3. yüzyıl

4. yüzyıl

5. yüzyıl

Orta Çağ/Türkler

6`ncı yüzyıl

  • 531-578: Kafkas Surları'nın İranlı Hüsrev tarafından dikilmesi
  • 534: Tabgaçların (Vey Hanedanlığı) dağılması
  • 552: Tu-kiu'lerin (Türküt'ler/Göktürkler) Rouran egemenliğe karşı ayaklanması. Birinci Göktürk Kağanlığı'nın kuruluşu.
  • 565: Ak Hunların (Eftalitler) Göktürkler tarafından ortadan kaldırılmaları
  • 582: Birinci Göktürk Kağanlığının bölünmesi

7. yüzyıl

Orta Asya

Doğu Avrupa

Bulgarların bölünmesi:

8. yüzyıl

Orta Asya

Doğu Avrupa

  • 713-737 Hazar-Arap Savaşı, Hazarların Kafkasya'yı kaybı
  • 716: Tuna Bulgar Hanlığı'nın Bizans İmparatorluğu ile ilk yazılı anlaşması ve vergi almaya başlaması
  • 717-718: Arapların İstanbul Kuşatması'na karşı Bulgarların Bizans'a yardımı
  • 740: Hazarların Yahudiliği resmi din olarak kabulü
  • 745-775: Bulgar-Bizans mücadelesi
  • 764: Hazarların Abbasiler'i yenerek Kafkasya ve İran'ın batısını istilası
  • 780: İtil Bulgar Hanlığı'nın kuruluşu
  • 792: Markeli Muharebesi sonrası Bizans'ın Bulgarlara tekrar vergi vermeye başlaması
  • 796: Macar ovasına sıkışmış Avar Kağanlığı'nın Franklar tarafından işgali

9. yüzyıl

Hazar Hanlığı gücünün zirvesindeyken

Orta Asya

Doğu Avrupa

Ön Asya ve Afrika

  • 833-842: Halife Mutasım döneminde Türk kölemen askerlerin Abbasi sarayında etkilerinin artması
  • 836: Abbasilerin başkentinin Bağdat'tan Türk kölemen garnizonunun bulunduğu Samerra'ya taşınması
  • 868: Tolunoğulları'nın Abbasi halifesine bağlı kalarak Mısır, Suriye, Filistin ve Irak'ın kuzeyine egemenlikleri

10. yüzyıl

Orta Asya

Doğu Avrupa

Ön Asya ve Afrika

11. yüzyıl

Orta Asya

Doğu Avrupa

Ön Asya

Güney Asya

12. yüzyıl

Ön Asya

İran ve Orta Asya

Güney Asya

Doğu Avrupa

Moğol İmparatorluğu'nun yayılmasından önce son durum

13. yüzyıl

13'ncü yüzyılda Moğol İmparatorluğu'nun yayılması

Ön Asya ve Ortadoğu

Orta Asya

Güney Asya

Doğu Avrupa

Moğol İmparatorluğu'nun bölünmesinden sonra Altın Ordu devleti Türkleşiyor

.

14. yüzyıl

Çağatay Hanlığı 1350 yılından itibaren tamamen Türkleşmiş oluyor.

15. yüzyıl

Ön Asya

Orta Asya

Güney Asya

Doğu Avrupa

Yeni Çağ

16. yüzyıl

Doğu Avrupa

Orta Asya

Ön Asya

Güney Asya

Afrika

  • 1516: Cezayir'de Osmanlı idaresinin kuruluşu
  • 1516-1517: Osmanlıların Kölemen Devleti'ni yıkması, Mısır'da Osmanlı egemenliği
  • 1551: Libya'da Osmanlı egemenliğinin başlangıcı
  • 1557: Osmanlıların Habeş Eyaleti'ni kurması
  • 1574: Tunus'ta Osmanlı egemenliğinin başlangıcı
  • 1577: Osmanlı egemenliğinin Fizan'a yayılması
  • 1576-1580: Fas'ta Osmanlı nüfuzu

17. yüzyıl

Doğu Avrupa

Ön Asya

Orta Asya

Güney Asya

Afrika

18. yüzyıl

Doğu Avrupa

Ön Asya

Orta Asya

Güney Asya

Afrika

19. yüzyıl

Doğu Avrupa

  • 1829: Yunanistan'ın bağımsız olması
  • 1878: Berlin Antlaşması, Sırbistan, Karadağ, Romanya'nın bağımsızlıklarını, Bulgaristan'ın özerkliğini kazanması
  • 1881: Yunanistan'ın Tesalya'yı ilhakı
  • 1885: Bulgaristan'ın Şarkî Rumeli'yi ilhakı

Ön Asya

Orta Asya

Güney Asya

Afrika

  • 1801-1815: ABD'nin Garp ocakları ile mücadelesi
  • 1822: Sudan'ın Osmanlı idaresine girmesi
  • 1830-1842: Fransa'nın Cezayir'i işgali
  • 1831-1840: Osmanlı-Mısır mücadelesi, Mısır'ın özerklik kazanması
  • 1869: Süveyş Kanalı'nın açılması
  • 1881':Fransa'nın Cezayir'i işgali
  • 1882: İngiltere'nin Mısır'ı işgali
  • 1885: İtalya'nın Habeş Eyaleti'ni işgali
  • 1885: Sudan'daki Türk yönetiminin sonu
  • 1888: İngiltere'nin Somali'yi işgali, Afrika Boynuzu'nda Türk varlığının sonu

20. yüzyıl

Anadolu Türkleri 60 yıl kadar bir zaman için tek uzun ömürlü, bağımsız bir devlete sahip Türk topluluğu olarak kalmıştır.

21. yüzyıl

  • 2005: Kırgızistan'da Lale devrimi.
  • 2005: Kazak lider Nursultan Nazarbayev'in yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında Orta Asya'da ortak pazar kurulması teklifi.
  • 2005: Özbekistan'da Andican olayları
  • 2006: Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının hizmete girmesi.
  • 2007: Hazar denizinin statüsünün belirlenmesi için kıyıdaş ülkelerin ilk defa bir araya gelmesi.
  • 2008: 21 Kasım 2008 tarihinde Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan arasında Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi kurulması.

Kitaplar

Kanuni Sultan Süleyman'ın Nahçivan'a yürüyüşünü gösteren bir minyatur.

Türkçe kitaplar

  • Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca Türkler Ansiklopedisi, Adana, 2002.
  • İbrahim Kafesoğlu, Türk Millî Kültürü, Ankara, 1983.
  • Zeki. Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, İstanbul, 1970.
  • Faruk Sümer, Oğuzlar, İstanbul, 1980.
  • Bahaeddin Ögel, İslamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi, Ankara, 1962.
  • Bahaeddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, İstanbul, 1978.
  • Bahaeddin Ögel, Büyük Hun İmparatorluğu Tarihi, Ankara, 1981.
  • Çeçen Anıl, Tarihte Türk Devletleri, İstanbul, 1986.
  • O. Esad Arseven, Türk Sanat Tarihi, İstanbul, 1955.
  • Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, İstanbul, 1977.
  • Erol Güngör, Tarihte Türkler, İstanbul, 1989.
  • Abdülkadir İnan, Eski Türk Dini Tarihi, İstanbul, 1976.
  • A. Nimet Kurat, Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara, 1972.
  • Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, İstanbul, 1986.
  • Hüseyin Namık Orkun, Türk Tarihi, Ankara, 1946.
  • Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefrukesi Tarihi, İstanbul, 1978.
  • Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, Ankara, 1971.
  • Yusuf Hikmet Bayur, Hindistan Tarihi, Ankara, 1946.
  • İbrahim Kafesoğlu, Selçuklu Tarihi, İstanbul, 1972.
  • İbrahim Kafesoğlu, Harzemşahlar Devleti Tarihi, Ankara, 1956.
  • M. Altay Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Ankara, 1954.
  • Çağatay Uluçay, İlk Müslüman Türk Devletleri, İstanbul, 1977.
  • Faruk Sümer, Karakoyunlular, Ankara, 1984.
  • A.N. Kurat, Peçenek Tarihi, İstanbul, 1937.
  • B. Yenilmez, Yenilmez, Rize, 2002.

Yabancı kitaplar

  • R. Grousset, L'Empire des steppes, Paris, 1960 (Türkçe çevirisi: Reşat Uzmen-Bozkır İmparatorluğu, 1996.)
  • DE. Guignes, Histoire generale des Huns des Turcs et des Mongols, Paris, 1756.
  • Jean-Paul Roux, Historie des Turcs, 1984.
  • Jean-Paul Roux, Timur, 1994.
  • Fayard Paris, Historie des Turcs, 1984.
  • D.Sinor, Aspects of Altaic Civilization, 1963.
  • M. Barthold, Turkestan down to the Mongol Invansıon, Londra, 1968.
  • E. Berl, Historie de l'Europe d'Attila a Tamerlan, Paris, 1946.
  • M.A. Czaplıcka, The Turks of Central Asia in History and at the Present Day, Oxford, 1918.
  • W. Eberhard, Kultur und Siedlung der Randvölker China, 1942.
  • L. Hambis, La Haute-Asie, Paris, 1953.
  • Hammer-Purgstall, Von, Historie de l'Empire ottoman depuis son origine jusqu!a nos jours, Paris, 1835.
  • H.H. Howorth, History of the Mongols, Londra, 1876.
  • Jean-Paul Roux, Türklerin Tarihi - Pazifikten Akdenize 2000 Yıl, 2004

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Sina Akşin, Ana Çizgileriyle Türkiyenin Yakın Tarihi, İmaj Yayınevi, Ankara, 1996, ISBN 975-7852-18-X, s.1.
  2. ^ a b Büyük Larousse, Türkler maddesi, İnterpress
  3. ^ Jared Diamond Tüfek, Mikrop ve Çelik Tübitak yayınları ISBN 975-403-271-81997
  4. ^ a b Mirfatih Zekiyev Türklerin ve Tatarların kökeni syf; 143-178 Selenge yayınları Ağustos 2007
  5. ^ Tarhan, M. Taner - "Ön Asya Dünyası'nda İlk Türkler Kimmerler ve İskitler" Türkler Ansiklopedisi, C. I, Ankara 2002, s. 597
  6. ^ Kazi Laypanov/ İsmail Miziyev Türk Halklarının kökeni Selenge yaınları 2008 syf 77-101
  7. ^ GÜLER, Ali 2001 Türklük Bilgisi, Tamga Yayıncılık, ANKARA 34
  8. ^ MEMİŞ, Ekrem1987 İskitler’ in Tarihi, Selçuk Üniversitesi Yayınları, KONYA syf 79-80