Nâilî: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Fatih8172 (mesaj | katkılar)
Bilgi daha detaylanmıştırıldır kaçıncı yüzyıl oldugu ve divan edebiyatı şairi oldugu eklenmiştir
Fatih8172 (mesaj | katkılar)
k Anlatım Akışındaki bozukluk düzeltildi
1. satır: 1. satır:
17. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Nâ'ilî, Nâ'ilî-i Kadîm diye de tanınır. Hayatı hakkında bilinenler azdır. İstanbullu'dur. Katiplik yapmış, ömrünün son yıllarını doğup büyüdüğü İstanbul'dan uzakta, sürgüne gönderildiği Edirne'de sıkıntı içinde geçirmiştir. Ölümünden kısa bir süre önce İstanbul'a dönen Nâ'ilî 1666 yılında İstanbul'da ölmüştür.Osman Karakaşdan ders almışdır. Şiirlerinden, iyi yetişmiş, kültürlü, olgun bir kişi olduğu anlaşılmaktadır. Nâ'ilî, tasavvufun etkisinde kalmış, Halvetiye tarikatına girmiştir.
17. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Nâ'ilî, Nâ'ilî-i Kadîm diye de tanınır. Hayatı hakkında bilinenler azdır. İstanbullu'dur. Katiplik yapmış, ömrünün son yıllarını doğup büyüdüğü İstanbul'dan uzakta, sürgüne gönderildiği Edirne'de sıkıntı içinde geçirmiştir. Osman Karakaşdan ders almışdır. Ölümünden kısa bir süre önce İstanbul'a dönen Nâ'ilî 1666 yılında İstanbul'da ölmüştür. Şiirlerinden, iyi yetişmiş, kültürlü, olgun bir kişi olduğu anlaşılmaktadır. Nâ'ilî, tasavvufun etkisinde kalmış, Halvetiye tarikatına girmiştir.


     Nâ'ilî 17. yüzyılın gazel ustalarındandır. Kendisinden söz eden bütün kaynaklar, onun şiirde yeni bir çığır açtığı görüşünde birleşirler. Nâ'ilî, Neşâtî'yle birlikte "Sebk-i Hindî"nin edebiyatımızdaki en başarılı temsilcisi olarak tanınır. "Sebk-i Hindî" şiirinde görülen anlam derinliği, hayal genişliği dilde yabancı kelime ve uzun tamlama kullanımı Nâ'ilî'nin şiirlerinin de başlıca özelliklerindendir. Ufak tefek, zayıf, hastalıklı bir insan olması, mesleğinde ilerleyememesi ve şairliğiyle kendisine rahat bir geçim sağlayamaması yüzünden şiirlerinde karamsar bir ruh hali sezilir. Karamsar duyguların, ıztırabın anlatımı belirttiğimiz bu nedenlerden dolayı kişiliğine uygun düştüğü gibi "Sebk-i Hindî"nin de başlıca özelliklerindendir. Nâ'ilî, ruhundaki bu kötümserliği, tasavvufun mistik huzuru içerisinde eriterek şiirlerinde vermeye çalışmıştır. Nâ'ilî'nin şiirlerine konu olan aşk, çoğunlukla ilahî aşktır. Sanatçı tasavvufu daha çok gazellerinde ve müseddeslerinde işlemiştir. Şiirlerinde ilahi aşkı işlemesi nedeniyle tasavvufa düşkünlüğü görülmekle birlikte Nâ'ilî, kendisinin de şiirlerinde belirttiğine göre dünyayla olan bağını kesememiş, dolayısıyla gerçek bir mutasavvıf olamamıştır. Nâ'ilî bu durumdan şiirlerinde yakınır.
     Nâ'ilî 17. yüzyılın gazel ustalarındandır. Kendisinden söz eden bütün kaynaklar, onun şiirde yeni bir çığır açtığı görüşünde birleşirler. Nâ'ilî, Neşâtî'yle birlikte "Sebk-i Hindî"nin edebiyatımızdaki en başarılı temsilcisi olarak tanınır. "Sebk-i Hindî" şiirinde görülen anlam derinliği, hayal genişliği dilde yabancı kelime ve uzun tamlama kullanımı Nâ'ilî'nin şiirlerinin de başlıca özelliklerindendir. Ufak tefek, zayıf, hastalıklı bir insan olması, mesleğinde ilerleyememesi ve şairliğiyle kendisine rahat bir geçim sağlayamaması yüzünden şiirlerinde karamsar bir ruh hali sezilir. Karamsar duyguların, ıztırabın anlatımı belirttiğimiz bu nedenlerden dolayı kişiliğine uygun düştüğü gibi "Sebk-i Hindî"nin de başlıca özelliklerindendir. Nâ'ilî, ruhundaki bu kötümserliği, tasavvufun mistik huzuru içerisinde eriterek şiirlerinde vermeye çalışmıştır. Nâ'ilî'nin şiirlerine konu olan aşk, çoğunlukla ilahî aşktır. Sanatçı tasavvufu daha çok gazellerinde ve müseddeslerinde işlemiştir. Şiirlerinde ilahi aşkı işlemesi nedeniyle tasavvufa düşkünlüğü görülmekle birlikte Nâ'ilî, kendisinin de şiirlerinde belirttiğine göre dünyayla olan bağını kesememiş, dolayısıyla gerçek bir mutasavvıf olamamıştır. Nâ'ilî bu durumdan şiirlerinde yakınır.

Sayfanın 15.25, 2 Ocak 2014 tarihindeki hâli

17. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Nâ'ilî, Nâ'ilî-i Kadîm diye de tanınır. Hayatı hakkında bilinenler azdır. İstanbullu'dur. Katiplik yapmış, ömrünün son yıllarını doğup büyüdüğü İstanbul'dan uzakta, sürgüne gönderildiği Edirne'de sıkıntı içinde geçirmiştir. Osman Karakaşdan ders almışdır. Ölümünden kısa bir süre önce İstanbul'a dönen Nâ'ilî 1666 yılında İstanbul'da ölmüştür. Şiirlerinden, iyi yetişmiş, kültürlü, olgun bir kişi olduğu anlaşılmaktadır. Nâ'ilî, tasavvufun etkisinde kalmış, Halvetiye tarikatına girmiştir.

     Nâ'ilî 17. yüzyılın gazel ustalarındandır. Kendisinden söz eden bütün kaynaklar, onun şiirde yeni bir çığır açtığı görüşünde birleşirler. Nâ'ilî, Neşâtî'yle birlikte "Sebk-i Hindî"nin edebiyatımızdaki en başarılı temsilcisi olarak tanınır. "Sebk-i Hindî" şiirinde görülen anlam derinliği, hayal genişliği dilde yabancı kelime ve uzun tamlama kullanımı Nâ'ilî'nin şiirlerinin de başlıca özelliklerindendir. Ufak tefek, zayıf, hastalıklı bir insan olması, mesleğinde ilerleyememesi ve şairliğiyle kendisine rahat bir geçim sağlayamaması yüzünden şiirlerinde karamsar bir ruh hali sezilir. Karamsar duyguların, ıztırabın anlatımı belirttiğimiz bu nedenlerden dolayı kişiliğine uygun düştüğü gibi "Sebk-i Hindî"nin de başlıca özelliklerindendir. Nâ'ilî, ruhundaki bu kötümserliği, tasavvufun mistik huzuru içerisinde eriterek şiirlerinde vermeye çalışmıştır. Nâ'ilî'nin şiirlerine konu olan aşk, çoğunlukla ilahî aşktır. Sanatçı tasavvufu daha çok gazellerinde ve müseddeslerinde işlemiştir. Şiirlerinde ilahi aşkı işlemesi nedeniyle tasavvufa düşkünlüğü görülmekle birlikte Nâ'ilî, kendisinin de şiirlerinde belirttiğine göre dünyayla olan bağını kesememiş, dolayısıyla gerçek bir mutasavvıf olamamıştır. Nâ'ilî bu durumdan şiirlerinde yakınır.

Daha sonraki yüzyıllarda da etkisini sürdüren Nâ'ilî, Tanzimat Dönemi'nde de divan edebiyatı geleneğini sürdüren Leskofçalı Galip, Yenişehirli Avnî ve Arif Hikmet üzerinde etkili olmuştur.

     Bilinen tek eseri Dîvân’ıdır.