Muhammed bin Abdullah el-Mehdî: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
5. satır: 5. satır:


== İbrahim bin ʿAbd Allâh isyânı ==
== İbrahim bin ʿAbd Allâh isyânı ==
Hemen akabinde olayların kanlı bir biçimde gelişmesi ve [[Abbâsîler]]’in gittikçe artan zulmü karşısında, [[Alevîler]] yeni bir huruç hareketi başlattılar. Nefs’üz-Zekiyye’nin kardeşi “İbrahim bin ʿAbd Allâh” [[Ehl-i Beyt]] nâmına hilafeti ele geçirmek amacıyla [[Ebu Hanife|İmâm-ı Â’zam Ebû Hanîfe]]’nin de fetvâsını alarak, [[Abbâsîler]] aleyhine kendi hayatına mâl olan başarısız bir isyân girişiminde bulundu.<ref>''Meri-yü’t Tevârih,'' Cilt 1, Sayfa 212.</ref>
Hemen akabinde olayların kanlı bir biçimde gelişmesi ve [[Abbâsîler]]’in gittikçe artan zulmü karşısında, [[Alevîler]] yeni bir huruç hareketi başlattılar. N[[efs’üz-Zekiyye]]’nin kardeşi “İbrahim bin ʿAbd Allâh” [[Ehl-i Beyt]] nâmına hilafeti ele geçirmek amacıyla [[Ebu Hanife|İmâm-ı Â’zam Ebû Hanîfe]]’nin de fetvâsını alarak, [[Abbâsîler]] aleyhine kendi hayatına mâl olan başarısız bir isyân girişiminde bulundu.<ref>''Meri-yü’t Tevârih,'' Cilt 1, Sayfa 212.</ref>
{{Ayrıca bakınız|İmam Malik|İmam-ı Azam Ebu Hanife}}
{{Ayrıca bakınız|İmam Malik|İmam-ı Azam Ebu Hanife}}
== Yahyâ bin ʿAbd Allâh isyânı ==
== Yahyâ bin ʿAbd Allâh isyânı ==
İkinci hicrî yüzyılın ortalarında [[Deylem]]’de yeni bir önderin yıldızının parladığı görüldü. Bu, Alevîler’in en mümtaz şahsiyetlerinden Nefs’üz-Zekiyye’nin diğer kardeşi olan “Yahyâ bin ʿAbd Allâh” idi. H. 176 / M. 793 yılında hilâfetini ilân etti. Dehşetli bir telâşa kapılan [[Abbâsî]] [[Hâlife]]si [[Hârûn er-Reşîd]] Bermekîler’den Fazl’ı Yahyâ’nın başlattığı ihtilâli bastırmakla görevlendirdi. Bermekîler ise, Alevîler’e son derece sevgi ve hürmet beslemekte ve [[Hârûn Reşîd]]’in Alevîler’e karşı yürütmekte olduğu zulüm ve baskı politikalarına şiddetle muhalefet etmekteydiler.<ref>İbn-î Esîr, Cilt 6, Sahife 47.</ref> Sonunda Fazl, [[Hârûn Reşîd]] ile Yahyâ’yı barıştırmayı başardı. Bütün [[Haşimoğulları|Haşimî]] hanedanının imzalarını taşıyan bir imân-nâme ile “Yahyâ bin ʿAbd Allâh” serbes bırakıldı. Fakat, daha sonra [[Hârûn Reşîd]] sözünde durmayarak Yahyâ’yı öldürttü.<ref>İbn-î Esîr, Cilt 6, Sahife 50 ve 70.</ref><ref name=''Hanife''>[[Yaşar Nuri Öztürk|Öztürk, Yaşar Nuri]], ''[[Ebu Hanife|İmâm-ı Â’zam]] Savunması, <small>Şehid bir önder için Apolocya,</small> – Sahabe ve tâbiûn nesline yapılan muameleyi zûlüm olarak gösterdi,'' Sahife 167, İnkılâp, İstanbul, 2010.</ref>
İkinci hicrî yüzyılın ortalarında [[Deylem]]’de yeni bir önderin yıldızının parladığı görüldü. Bu, Alevîler’in en mümtaz şahsiyetlerinden [[Nefs’üz-Zekiyye]]’nin diğer kardeşi olan “Yahyâ bin ʿAbd Allâh” idi. H. 176 / M. 793 yılında hilâfetini ilân etti. Dehşetli bir telâşa kapılan [[Abbâsî]] [[Hâlife]]si [[Hârûn er-Reşîd]] Bermekîler’den Fazl’ı Yahyâ’nın başlattığı ihtilâli bastırmakla görevlendirdi. Bermekîler ise, Alevîler’e son derece sevgi ve hürmet beslemekte ve [[Hârûn Reşîd]]’in Alevîler’e karşı yürütmekte olduğu zulüm ve baskı politikalarına şiddetle muhalefet etmekteydiler.<ref>İbn-î Esîr, Cilt 6, Sahife 47.</ref> Sonunda Fazl, [[Hârûn Reşîd]] ile Yahyâ’yı barıştırmayı başardı. Bütün [[Haşimoğulları|Haşimî]] hanedanının imzalarını taşıyan bir imân-nâme ile “Yahyâ bin ʿAbd Allâh” serbes bırakıldı. Fakat, daha sonra [[Hârûn Reşîd]] sözünde durmayarak Yahyâ’yı öldürttü.<ref>İbn-î Esîr, Cilt 6, Sahife 50 ve 70.</ref><ref name=''Hanife''>[[Yaşar Nuri Öztürk|Öztürk, Yaşar Nuri]], ''[[Ebu Hanife|İmâm-ı Â’zam]] Savunması, <small>Şehid bir önder için Apolocya,</small> – Sahabe ve tâbiûn nesline yapılan muameleyi zûlüm olarak gösterdi,'' Sahife 167, İnkılâp, İstanbul, 2010.</ref>
{{Ayrıca bakınız|Hârûn er-Reşîd}}
{{Ayrıca bakınız|Hârûn er-Reşîd}}
== Kaynakça ==
== Kaynakça ==

Sayfanın 18.33, 3 Nisan 2013 tarihindeki hâli

Muhammed bin ʿAbd Allâh (Nefs’üz-Zekiyye) ( d. ? - ö. H. 145 / M. 763 ) Hasan bin Ali’nin oğlu olan Hasan el-Mu’tenâ’nın torunudur. Emevîler’in son günlerinde Medine toplantısında hazır bulunan bütün Ehl-i Beyt’in ve hattâ Abbâsîler’in dahi biâtleriyle hilâfet makâmına seçilmiş olan bir şahsiyettir.[1]

Muhammed bin ʿAbd Allâh isyânı

“İmâm Dâr ül-Hicre” adıyla da tanınan İmâm Mâlik’in bir fetvâsıyla, hilâfetin vaktiyle Alevîler arasında “Nefs’üz-Zekiyye” nâmıyla tanınan Hasan el-Mûctebâ’nin oğlu Hasan el-Mu’tenâ’nın torunlarından Muhammed bin ʿAbd Allâh’a ait olduğu tüm Abbâsî aleyhtarı fırkalara duyurulmuştu. Hattâ, Muhammed bin bin ʿAbd Allâh’ın lehine İmâm-ı Â’zam Ebû Hanîfe Nu’man İbn-i Sâbit[2] te fetvâ vermişti. Bu hâdise üzerine, Abbâsîler tüm şiddetleriyle Alevîler aleyhine harekete geçtiler. H. 145 / M. 763 yılında “Hasan el-Mu’tenâ’nın torunu Muhammed bin ʿAbd Allâh” Medine’de Halife Mansûr’un amcası İsa tarafından öldürüldü.[3]

İbrahim bin ʿAbd Allâh isyânı

Hemen akabinde olayların kanlı bir biçimde gelişmesi ve Abbâsîler’in gittikçe artan zulmü karşısında, Alevîler yeni bir huruç hareketi başlattılar. Nefs’üz-Zekiyye’nin kardeşi “İbrahim bin ʿAbd Allâh” Ehl-i Beyt nâmına hilafeti ele geçirmek amacıyla İmâm-ı Â’zam Ebû Hanîfe’nin de fetvâsını alarak, Abbâsîler aleyhine kendi hayatına mâl olan başarısız bir isyân girişiminde bulundu.[4]

Yahyâ bin ʿAbd Allâh isyânı

İkinci hicrî yüzyılın ortalarında Deylem’de yeni bir önderin yıldızının parladığı görüldü. Bu, Alevîler’in en mümtaz şahsiyetlerinden Nefs’üz-Zekiyye’nin diğer kardeşi olan “Yahyâ bin ʿAbd Allâh” idi. H. 176 / M. 793 yılında hilâfetini ilân etti. Dehşetli bir telâşa kapılan Abbâsî Hâlifesi Hârûn er-Reşîd Bermekîler’den Fazl’ı Yahyâ’nın başlattığı ihtilâli bastırmakla görevlendirdi. Bermekîler ise, Alevîler’e son derece sevgi ve hürmet beslemekte ve Hârûn Reşîd’in Alevîler’e karşı yürütmekte olduğu zulüm ve baskı politikalarına şiddetle muhalefet etmekteydiler.[5] Sonunda Fazl, Hârûn Reşîd ile Yahyâ’yı barıştırmayı başardı. Bütün Haşimî hanedanının imzalarını taşıyan bir imân-nâme ile “Yahyâ bin ʿAbd Allâh” serbes bırakıldı. Fakat, daha sonra Hârûn Reşîd sözünde durmayarak Yahyâ’yı öldürttü.[6][7]

Kaynakça

  1. ^ Balcıoğlu, Tahir Harimi, Mezhep Cereyanları. Hilmi Ziyâ Neşriyâtı, Ahmet Sait Tab’ı, 1940.
  2. ^ Öztürk, Yaşar Nuri, İmâm-ı Â’zam Savunması, Şehid bir önder için Apolocya, – Ortak kaderli iki deha: Sokrat ve İmâm-ı Â’zam, Sahife 246, İnkılâp, İstanbul, 2010.
  3. ^ İbn-i Esir, Cilt 5, Sayfa 251.
  4. ^ Meri-yü’t Tevârih, Cilt 1, Sayfa 212.
  5. ^ İbn-î Esîr, Cilt 6, Sahife 47.
  6. ^ İbn-î Esîr, Cilt 6, Sahife 50 ve 70.
  7. ^ Öztürk, Yaşar Nuri, İmâm-ı Â’zam Savunması, Şehid bir önder için Apolocya, – Sahabe ve tâbiûn nesline yapılan muameleyi zûlüm olarak gösterdi, Sahife 167, İnkılâp, İstanbul, 2010.