Atina (şehir devleti): Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
24. satır: 24. satır:
[[Kategori:Yunan tarihi]]
[[Kategori:Yunan tarihi]]
[[Kategori:Uygarlıklar]]
[[Kategori:Uygarlıklar]]
[[Kategori:MÖ 6. yüzyılda kurulan bölgeler ve ülkeler]]
<!--
<!--
[[Category:States and territories established in 510 BC]]
[[Category:States and territories established in 510 BC]]

Sayfanın 21.04, 1 Temmuz 2012 tarihindeki hâli

Atina Uygarlığı, 2500 kilometrekare büyüklüğündeki "Attika yarımadası"nda kurulmuş olup denize yakın ve tek bir nehir tarafından (Sefis) sulanan verimli bir ova üzerindeydi. Liman olarak şimdiki Pire limanını kullanırlardı. Atina'daki Akropol ülkenin yönetim merkezi olarak kullanılmıştır. Yaşlılar Kurulu" ise az ötede Ares tepesi denen tepede toplantı yaparlardı. Halk Meclisi Phyx Tepesinde ama bu kez tepenin eteklerinde toplantı yaparlardı. Atina uygarlığında bu düzeni sağlayan kral, belgelerde Theseus olarak görülmektedir.

Atina Uygarlığında toplum 3 sınıfa ayrılmıştı:

  • Öpatridler (soylular)
  • Geomoreler (burjuva)
  • Köleler ve metekler

Ancak bir süre sonra burjuva sınıfını kendilerine borçlarından öpatridler zamanla bu sınıfın ortadan kalkmasını sağladılar ve ülkede çok az sayıdaki soylular tüm toprakların ve kölelerin sahibi haline geldiler. 7. yüzyılın sonlarında soylular kralın da yetkisini sınırlandırarak 10 kişiden oluşan ve yürütme organı görevi üstlenen "arhont" adı verilen bir meclis kurarlar. MÖ 620 yılında kölelerin dışarıdan fethedilen toprakların halklarından oluşmasını isteyen köleler ayaklandığında başlarındaki Kylon adındaki köle lideri yakalnıp öldürülür çünkü Kylon tam bir halk desteği alamamıştır arkasına. Ancak bu gelişme "Arhont" meclisi içinde bir anayasa yazma gereksinimi doğurur. Bir arhont üyeri olan Drakon bu işle görevlendirilir. En küçük suçlara bile ölüm cezası getirdiği için sonraları Drakon'un hazırladığı bu anayasa ile ilgili olarak "mürekkeple değil kanla yazılmış" denecektir.

Bu anayasa köylülerin ve kölelerin durumunu daha da kötüye götürünce bir şair olan Solon hakem olması için Arhont meclisine getirilir. Solon yepyeni bir süreç başlatır ülkede. Önce köylülerin develete olan tüm borçlarını siler bir toprak reformu yapar ve ülkede işler yoluna girmeye başlar. Ancak çok sonraları Solon'un bu icraatları soylular tarafından kalıba uydurulacaktır.

560 yılında ise Pisistrates ülkede bir baskınla yönetimi el geçirdi. Pisistrates bir halk haraketi önderidir ve onun önderliği en çok köylüleri ve köleleri sevindirmiştir. Pisitrates 527 yılında ölünce yerine geçen 3 oğlundan 2 si soyluların komploları ve Atina uygarlığının bu köylüsever "tiran"ına düşman Sparta Uygarlığı safdışı bırakıldılar. (Biri öldürüldü diğeri ülkeden kovuldu) Sağ kalan Thessalos zamanında ülke 4 bir yandan kuşatılmış müttefik ülke kralları öldürülmüştü. Nihayet bir gün Spartalılar gelip Atina sokaklarında terör estirmeye başladı. Ancak çok güçlü ve öfkeli bir halk hareketi başladı ve Spartalılar Atina'yı terk etmek zorunda kaldılar.

506 yılında başa geçen Klistenes ülkede geniş çaplı demokratik değişimler yaptı.Önce Attika yı özerk mahallelere ayırdı. Bu birimlere "deme" adı veriliyordu. Burada yerel işlere bakan görevliler oluşturuldu. Bu görevlilere "demos" adı veriliyordu. Anayasa'yı da değiştirerek Atina'nın en yüksek kurulu olan 400'ler meclisi üye sayısını 500'e çıkardı. Son olarak tamamen halk egemenliğini sağladığı bu düzeni yıkmaya yönelik girişimleri önlemek amacıyla ostraizm sistemini getirdi. Buna göre rejime tehdit olarak görülen kişiler 10 yıllığına sürgüne gönderiliyordu. Bu sistem Halk Meclisinde her yurttaşın bir midye kabuğuna o site içinde tehlikeli gördüğü kişinin adını yazması ile çalışıyordu.

Yine de Klistenes reformları köleler için ek bir hak getiremeiş dha çok ekonomik ve siyasal alanda reformlar olarak kalmıştır. Klistenes 100 yıl süren bunalımlı Atina uygarlığı dönemine son vermiş ve adeta ülkeyi yeniden canlandırmıştır. Köylüler bu dönemde üretici özelliklerini kazanmışlar ve köle sınıfı ile bütünleşmişlerdir. Soylular ise neredeyse tüm hakları elleinden alınmış basit vatandaşlara dönüştürülmüşlerdir.