Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer ..., Alman yazar Heinrich Böll'ün (1917–1985) yazdığı bir kısa öyküdür. II. Dünya Savaşı'nda ağır yaralı bir adamın, üç ay önce bıraktığı ve şimdilerde bir süreliğine askerî hastane olarak hizmet veren okula, sedye üzerinde taşınmasının hikâyesini anlatıyor. Anlatıcı nerede olduğunu yavaş yavaş fark eder, ancak bu durumu kendi iç monologunda inkâr etmeye çalışır. Öykünün sonunda, acil ameliyat olması gereken yerde, okulun resim atölyesinde, aslında bir zamanlar okuduğu okulda olduğuna dair net kanıtlar bulur: Kara tahtada tebeşirle şunlar yazılmıştır: Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer….

Hikâye, ilk defa 1950 yılında Friedrich Middelhauve yayımevi tarafından yayınlanan kısa öykü koleksiyonunun kapak sayfasında yayımlandı. Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer… günümüzde yazarın ve yıkım edebiyatının en meşhur öykülerinden biridir. .

İçerik[değiştir | kaynağı değiştir]

Birinci şahıs anlatıcı, hikâyenin başında arabanın içerisindedir ve bir kısmı zaten yanmakta olan ve tanıyamadığı bir şehrin içinden geçmektedir. Kat edilen mesafenin yanı sıra, yolculuğun ne kadar süreceği de belirsizdir. Alelade bir okulda kurulan, derme çatma bir hastanenin önünde indirilir ve içeriye taşınır. Sedyeye uzanarak, koridor ve merdiven boşluklarından geçen yolu her ayrıntısına kadar takip eder; okul ona garip bir şekilde tanıdık gelmektedir, ancak bu tanıma hissini çektiği acıya ve ateşine bağlar. Belki de tüm okulların tamamen aynı şekilde dizayn edildiği düşüncesi de aklına gelir ki bu yüzden tüm tabloları ve kapılarda asılı tüm tabelaları tanıdığı düşüncesi ona şaşırtıcı gelmemektedir.

Doktoru beklemek zorunda olduğu resim atölyesinde, yanında bulunan silah arkadaşına nerede olduklarını sorar: Tam olarak Bendorf'ta, yani memleketinde olduğu öğrenir, ama şimdi bile hayatının sekiz yılını geçirdiği okulda olduğunu tam olarak anlayamamıştır. Eski Thomas Okulu - muhtemelen Thomas Aquinas'tan[1] şerefine adlandırıldı - Nasyolist Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin zaferinin ardından Büyük Frederick'i onurlandırmak için yeniden adlandırılmıştı. Nerede olduğu sorusuna ek olarak, kafasını karıştıran ikinci bir soru daha vardı: Aslında tam olarak neresi yaralanmıştı? Derme çatma ameliyat masasına yatırılırken, bu iki sorunun cevabı da kendiliğinden ortaya çıkmıştı: Bir zamanlar -üç ay önce- kendi eliyle yazdığı ve tahtaya sığdıramadığı için öğretmeninden azar yemesine neden olan yarım yamalak bir alıntı, hala kara tahtanın üzerinde yazılı duruyordu: "Yolcu Sparta'ya Varırsan Eğer". Bunu görür görmez, nerede olduğunu ve bedeninin ne durumda olduğunu anlamıştı : Artık kolları yoktu ve sadece bir bacağı vardı. Daha sonra anlatıcı, yanında bulunan itfaiyeciyi fark eder. Doktor gelene kadar ona göz kulak olan itfaiyeci, bir zamanlar okulun hizmetlisiydi ve uzun ders aralarında öğrencilere süt dağıtırdı. Doktorun gelmesi ve anlatıcının itfaiyeciye söylediği

"Süt," dedim sessizce ... (s. 202)[2]

cümlesiyle hikâye sona erer. Neredeyse hiçbir savaşa katılmamış olan anlatıcı, sadece çocukluğunun geçtiği yerlere değil, aynı zamanda çaresiz bir bebeğin durumuna da geri dönmüştür(kendisi bile aynadaki çarpık görüntüsünü bir embriyo ile karşılaştırıyor); ölmesi gerektiğini düşünüyordu - ama o bile bunu ne için yaptığını bilmiyordu. Birinci şahıs anlatıcı geçmiş zamanda ve geçmişteki olayları anlatsa da yaralarından kurtulup kurtulmadığı tam olarak anlaşılmamaktadır. Ayrıca anlatıcının, savaştan sağ kurtulamayan ve bu nedenle olaylara bakış açısını ifade edemeyip deneyimlerini hayatta kalanlara anlatma şansını bulamayan milyonlara bir ses verdiği sonucuna da varılabilir.

Analiz[değiştir | kaynağı değiştir]

Başlık[değiştir | kaynağı değiştir]

Metnin başlığı, Schiller'in çevirisinden alınmıştır ve Antik Yunan'ın en ünlü kentlerinden birinin tarihini anlatan bir beyit içermektedir:

" Yolcu, Sparta'ya varırsan eğer, oradakilere şunu söyle:
Kanunun emrettiği gibi burada yatan bizleri gördün.
"[3]

Keos'lu şair Simonides'in bu beyiti - Antik Yunanca'daki orijinalinde - MÖ 480 yılında yaşayan Spartalılar'ın Thermopylae Muharebesi'nde son adama kadar savaşarak yazdıkları kahramanlık hikâyesini onurlandırmak için inşa edilen bir dikili taşın üzerinde bulunmaktadır.. Bu beyit aslında, ana yurdu savunurken ölenleri yüceltmek için kullanılıyordu.

Bu başlık, anlatıcının yazım derslerinde yaptığı alıştırmaları göstermek için veya tesadüfen seçilmedi, aksine genç erkekleri savaşta ölüme hazırlamak için seçildi. Alıntılanan başlık gibi, okulun içinde bulunduğu durum ve geldiği hal de, eğitimdeki hedeflerin artık “hümanist” bir yaklaşım sergileyemeyeceğini göstermektedir. Parthenon Frizi ve Dikenli Çocuk gibi denenmiş ve test edilmiş okul aksesuarlarının yanı sıra, hikâyenin ağır yaralı baş kahramanı, Togo'daki sömürge yaşamını tasvir eden bir tabloyu da görmektedir ve okulun duvarlarında asılı eski filozofların portrelerinin arasında, Nasyonal Sosyalist ırkçı ideoloji örneklerini bulmak da mümkündür.

Hikâyenin başlığı, aynı zamanda Belçika'nın Spa kentini de çağrıştırmaktadır. Ancak Manuel Baumbach'a göre, okul binası açıkça Koblenz yakınlarındaki Bendorf'ta yer aldığından ve metnin kahramanının Spa' da yaralandığına dair açık bir referans olmadığından, kentin metinle doğrudan bir ilişkisi bulunmamaktadır[4] Ancak JH Reid, Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Spa kentinden bahsedildiğine işaret ediyor ve Alman karargahının kentte bulunduğu zamana ve Kaiser II. Willhelm' in tahttan çekilmek zorunda kalmasına vurgu yapıyor. Böll böylelikle Alman tarihindeki “savaş suçlarının ve savaşın sonuçlarının olumsuz geri dönüşlerini” ele alıyor.[5] Slavija Kabić, Belçika'nın kaplıca kenti Spa'yı bir “yaşam yeri”, Sparta'yı ise anlamsız ölümün sembolü olarak karşılaştırıyor.[6]

Metnin Yapısı[değiştir | kaynağı değiştir]

Hikâye, iki ana bölüme ayrılabilir: Birinci bölümde, anlatıcı lisenin resim atölyesine getirilir. Bu bölüm, daha hızlı bir olay örgüsü ve heyecanlı sahne değişiklikleriyle karakterize edilmiştir. Anlatıcı devamlı hareket halindedir ve düşünmek için neredeyse hiç zamanı yoktur. Bu yüzden, hikâyenin bu ilk bölümünde, düşüncelerini hiçbir zaman sonuca bağlayamamıştır. Hamalların, hastaneye dönüştürülen resim atölyesine sedye ile girmeleriyle birlikte hikâyenin ikinci bölümü başlar. Ağır yaralı adamı oraya bırakırlar ve böylece anlatıcı, içinde bulunduğu okulu ve durumu düşünmek için gereken zamana kavuşur, hatta artık sigara içmek için bile vakti vardır, fakat bunun için onu buraya getiren hamalların yardımı gerekmektedir. Bunu altı sahne daha takip etmektedir.[7]

Artan düşünmeler, olay örgüsündeki kesintiler (örneğin sigara içerek) ve anlatıcının hareket etmeden sessizce yatması nedeniyle, resim atölyesinde geçen hikâyenin ikinci bölümü çok daha sakin ve yavaştır. İç monolog ve anlatıcının düşünceleri nedeniyle, ikinci bölümdeki anlatım hızı birincisine göre çok daha yavaştır; anlatım zamanı ile anlatılan zaman arasındaki fark giderek artar. Hikâye, hareketli ve hızlı bir şekilde başlamakta ve sona doğru -anlatıcının ölümüne doğru - gitgide yavaşlamakta ve sakinleşmektedir.

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  • Wanderer, Spa'ya geliyor musun… . İçinde: Heinrich Böll: Wanderer, Spa'ya geliyor musun… . Verlag Friedrich Middelhauve, Opladen 1950, s. 47-59 (kısa öyküler koleksiyonunun kapak öyküsü).
  • Wanderer, Spa'ya geliyor musun… . İçinde: Frankfurter Hefte . Cilt 5, 1950, Sayı 11, s. 1176–1181 (ilk baskıdan biraz farklı sürüm).
  • Wanderer, Spa'ya geliyor musun… . In: Heinrich Böll: Çalışır. Romanlar ve Hikayeler 1: 1947–1951 . Bernd Balzer tarafından düzenlenmiştir. Middelhauve / Kiepenheuer & Witsch, 1977, s. 194-202.
  • Wanderer, Spa'ya geliyor musun… . In: Heinrich Böll: Çalışır. Romanlar ve Hikayeler 1: 1947–1951 . Bernd Balzer tarafından düzenlenmiştir. Yeni baskı tamamlandı. Lamuv Verlag / Kiepenheuer & Witsch, Bornheim-Mertzen / Köln 1987, s. 487-497.
  • Wanderer, Spa'ya geliyor musun… . In: Heinrich Böll: Hikayeler . Viktor Böll ve Karl Heiner Busse tarafından düzenlenmiştir. Kiepenheuer & Witsch, Köln 1994, s. 296-305.
  • Heinrich Böll: Works (Köln baskısı). Cilt 4, Kiepenheuer & Witsch, Köln 2002, ISBN 978-3-462-03258-1
  • Wanderer, Spa'ya geliyor musun… . In: Heinrich Böll: Bıçaklı adam, hikâyeler. Otobiyografik bir son sözle. Ditzingen / Reclam 2018, s. 25–37.

İnternet linkleri[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ J. H. Reid: Heinrich Böll, „Wanderer, kommst du nach Spa…“. In: Werner Bellmann (Hrsg.): Klassische deutsche Kurzgeschichten. Interpretationen. Stuttgart 2004, S. 102.
  2. ^ Im Folgenden wird zit. nach: Wanderer, kommst du nach Spa…. In: Heinrich Böll: Werke. Romane und Erzählungen 1: 1947–1951, hrsg. von Bernd Balzer. Middelhauve/Kiepenheuer & Witsch, 1977, S. 194–202.
  3. ^ Friedrich Schiller: Der Spaziergang. (Wikisource)
  4. ^ Manuel Baumbach: „Wanderer kommst du nach Sparta…“ Zur Rezeption eines Simonides-Epigramms. In: Poetica. Zeitschrift für Sprach- und Literaturwissenschaft, Band 32. Fink, München 2000, S. 2.
  5. ^ J. H. Reid: Heinrich Böll, „Wanderer, kommst du nach Spa…“. In: Werner Bellmann (Hrsg.): Klassische deutsche Kurzgeschichten. Interpretationen. Stuttgart 2004, S. 98.
  6. ^ Slavija Kabić: Ein Königreich für ein Kind. Kindheit und Jugend in der deutschsprachigen Kurzgeschichte zwischen 1945 und 1989. Saxa, Köln 2007, ISBN 978-3-939060-04-8, S. 102.
  7. ^ Zu den Reflexionen vgl. Tabelle bei Sowinski, Wanderer, kommst du nach Spa…, S. 49; allgemein zum Erzähltempo: ebd. S. 45 f.