Vikipedi:Günün maddeleri/Şubat 2018

Vikipedi, özgür ansiklopedi

1 Şubat
Yel değirmeni enerji üretmek için rüzgâr gücünden faydalanarak çalışan büyük pervaneli çarklı makine.

Çok eski zamanlardan beri yel değirmenleri, buğday öğütmek ve su pompalamak gibi işler için mekanik güç elde etmekte kullanılmıştır. Hollanda'da bulunan yel değirmenleri, karayı denizden ayırmak için su pompalamakla görevlidir. Gelişmekte olan ülkelerde halâ önemli güç kaynağı olmalarına rağmen endüstri bakımından gelişmiş ülkelerde rolleri azalmıştır. Elektrik enerjisi kaynağı olarak kullanılan ilk yel değirmeni 1890 yılında Danimarka'da yapılmıştı. Bu tarihten sonra rüzgârla çalışan değirmenler küçük ev ve çiftliklere elektrik sağlamak için kullanılmıştır. Yel değirmeninin model ve çalışması rüzgâr hızına, yönüne ve yüksekliğine bağlıdır. Rüzgârın saatteki hızı ortalama 29 – 40 km olan yerler yel değirmenleri için uygundur. Saatte 8 km hızı olan hafif rüzgârlar yel değirmenini çalıştıramazlar, güçlü rüzgârlar ve fırtınalar ise yel değirmenini hasara uğratabilirler. Yel değirmenleri genel olarak rüzgârla dönen bazı parçalardan meydana gelir. Başlıca iki çeşidi vardır; yatay eksenli ve dikey eksenli yel değirmenler. Bir yel değirmenini döndüren rüzgârın gücü, hızının küpü, yel değirmenini döndüren pervane çapının karesi ve havanın yoğunluğu ile doğru orantılıdır. Küçük çaptaki rüzgâr güç sistemleri, elektrik ve mekanik güç sağlamak bakımından ekonomik önem taşır. 6 kilowattlık bir rüzgâr jeneratörü, ortalama rüzgâr hızının saatte 16 km olduğu kabul edilirse, ayda 325 kilowatt saat (kWh) elektrik üretebilir. Bu da orta halli bir evin bütün elektrik ihtiyacını karşılamaya yeterlidir. Rüzgâr olmadığı zaman elektrik, rüzgâr enerjisinin kimyasal enerji olarak depolandığı akümülatörlerden sağlanır. (Devamı...)


Zoe Saldana ya da tam adıyla Zoe Yadira Zaldana Nazario (d. 19 Haziran 1978) Amerikalı aktris. Aynı zamanda Zoë Saldana, Zoe Saldaña ve Zoë Saldaña olarak da bilinmektedir.

Saldana New Jersey'de doğdu. Annesi Porto Rikolu babası ise Dominik Cumhuriyeti'ndendir. Queens, New York'ta büyüyen sanatçının ilk öğrendiği diller İngilizce ve İspanyolca oldu. Zoe, 9 yaşında iken babası bir trafik kazasında öldü. Bunun üzerine annesi Zoe'yi ve Zoe'nin kızkardeşini de alarak Dominik Cumhuriyeti'ne yerleşti. Orada, ülkenin en prestijli dans okuluna devam eden Zoe bale eğitimi aldı ve bir dansçı olmak için çalıştı. ABD'ye geri döndüklerinde lisede tiyatro programlarına yazıldı ve bir oyunculuk kursuna gitti. Aynı zamanda 1990'ların ortalarında Burger King'de kasiyer olarak çalıştı. Saldana, hala programın bir üyesi iken ilk kez bir televizyon yapımında rol aldı, Law & Order dizisinin 13 Ekim 1999 tarihli bölümünde göründü. Bir grup dansçının hikâyesini anlatan Center Stage filminde aldığı önemli rol sebebiyle okulu terketti ve 2000 yapımı bu filmde oynadı. 2002 yılında Britney Spears'ın Crossroads filminde ve Drumline adlı komedi filminde oynadı. Daha sonra Anamaria adlı bir korsanı canlandırdığı 2003 yapımı Pirates of the Caribbean: The Curse of the Black Pearl filminde rol aldı.Devamında birçok televizyon şovu ve filmlerinde rol aldıktan sonra 2004 yılında The Terminal ve 2005 yılında Guess Who filmlerinde oynadı. Juan Luis Guerra'nın "La llave de mi corazón" adlı şarkısının klibinde rol aldı. Uhura rolüyle Star Trek filminin kadrosunda yer aldı. 2009 yılında Neytiri adlı bir Na'vi prensesini canlandırdığı, James Cameron'un Avatar filminde başrollerden birini oynadı. (Devamı...)


2 Şubat
El Hamra Sarayı veya Elhamra Sarayı (Arapçaالقلعة الحمراء ya da Arapçaالقصر الحمراء, İspanyolca: Alhambra, Alambra) - Granada: İslam mimarisinin ulaşabileceği yüksek noktalardan biri olarak bugünlere ulaşmış bir şahit olan Elhamra Sarayı'nın temeli 1232 yılında, Gırnata Emirliği yani Beni Ahmer (Nasiriler) devletini kuran I. Muhammed (Muhammed bin Ahmer) zamanında atılmıştır. Saray, aynı sülaleden gelen çeşitli hükümdarlar (III. Ebu Abdullah Muhammed, I. Ebul Haccac Yusuf, V. Muhammed) tarafından yapılan ilavelerle genişletilmiştir. Elhamra'nın yapımı devam ederken Endülüs'ün diğer önemli iki şehri Kurtuba ve Sevilla (1236 ve 1248'de) Hıristiyan Kastilyalıların eline geçmiştir ve oradaki Müslüman halk çeşitli işkencelere uğramıştır. 1001 gece masallarındaki rüya sarayların gerçek alemdeki izdüşümü sayılabilecek olan Elhamra'nın doğal çevreye uyumu, girift yapısı, farklı süslemeleri ve yaşanan mekân ile su ve yeşili belli bir ahenk içinde buluşturabilmesi, kazandığı şöhretin hiç de haksız olmadığını gösterir. (Devamı...)

Mary Stuart I. Mary (İskoç Kraliçesi Mary olarak da bilinir; 8 Aralık 1542 - 8 Şubat 1587), 14 Aralık 1542-24 Temmuz 1567 tarihleri arasında İskoçya kraliçesidir. 1558-1560 yılları arasında Fransa Kralı II. François ile evlenerek Fransa Kraliçesi oldu. 1587 tarihinde I. Elizabeth döneminde vatana ihanetten suçlandı ve idam edildi.

Mary babası V. James'in erken ölümü üzerine daha dokuz aylıkken kraliçe olmuştur. Büyükannesi Margaret Tudor VIII. Henry'nin kardeşi oluyordu ve Mary'de bu nedenle Henry'nin çocuklarından sonra İngiliz tahtında hak iddia edebilecek ilk kişiydi. VIII. Henry İskoç ve İngiliz krallıklarını birleştirmek amacıyla oğlu Edward (Daha sonradan VI. Edward) ile Mary'i evlendirmek istemiş ama dönemin yüksek rahibinin bunu onaylamaması üzerine ve Mary 6 yaşında eğitim için Fransa'ya gönderilmiştir. Mary on altı yaşında Fransa Prensi II. François ile evlenmiştir ve kocası bir yıl sonra kral olunca kraliçe olmuştur. Mary güzel, yetenekli ve çalışkandı. İyi bir prenses portresi çiziyordu. Beyaz tenli, ela gözlü ve kızıl saçlıydı ve dikkat çekiciydi. Fransızca, Latince,Yunanca, İspanyolca ve İtalyancayı mükemmel şekilde konuşabiliyordu. Fransa Sarayının gözbebeğiydi. Fakat bu durum çok uzun sürmemiş, Mary evlendikten bir yıl sonra kocası Francois öldükten sonra ülkesi İskoçya'ya geri dönmüştür.Mary bir katolikti ve İskoçya'nın son katolik hükümdarı olma özelliğini taşıyordu. Fransa kralı ve kocası öldüğünde İskoçya'ya geri döndü ve Protestanların iyice arttığı bir ülke gördü. Mary daha sonra kuzeni katolik Henry Stuart ile evlenince üvey kardeşi Moray Dükü James Stuart ve diğer protestanların isyanıyla karşılaşan Mary bu isyanı bastırabilmiştir. Kocası Henry tahta ortak olmak istemiş ve kocası protestanlarla ortak olmuş ve Mary'ye suikast düzenlenmesine önayak olmuştur. Suikast girişimi başarısız olmuş ve Mary Stuart kocasının bu suikastla ilişkisinden haberi olmamış ve birkaç ay sonra Mary kocası ile birlikte Bothwell Dükü James Hepburn'un evine yerleşmiştir. İki ay sonra da oğlu VI. James'i (İngiltere için I. James) doğurmuştur. Daha sonra kocası Lord Darnley evinde gerçekleşen bir patlamayla hayatını kaybetmiştir. (Devamı...)


3 Şubat
Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti veya kısaca Nahçıvan (AzericeNaxçıvan Muxtar Respublikası), Azerbaycan'a bağlı özerk bir cumhuriyet.

Nahçıvan'ın, kuzeyi ve doğusu Ermenistan ile, güneyi ve batısı da İran topraklarıyla çevrilmiş olup, kuzeybatısında yer alan Türkiye ile kısa bir sınırı vardır. Bu sınır bölgesi Türkiye tarafından Dilucu olarak adlandırılmakta olup, Türkiye ile Nahçıvan'ı birbirine bağlayan yol Dilucu'nda Aras Nehri üzerine inşa edilen Hasret Köprüsü'nden geçmektedir. Azerbaycan’ın yaklaşık %6,3’ünü oluşturan Nahçıvan, 5.502,73 km² yüzölçümüne sahiptir (Nahçıvan şehri - 35.48 km², Kengerli İlçesi - 682 km², Culfa İlçesi - 995 km², Ordubad İlçesi - 972 km², Sederek İlçesi - 151.34 km², Şerur İlçesi - 707.5 km², Şahbuz İlçesi - 918 km² olmak üzere). Arazi yapısı dağlık bir nitelik gösteren Nahçıvan'da ovaların toplam araziye oranı % 20, ormanların oranı ise % 2 civarındadır. (Devamı...)


Edwin McMillan (d. 18 Eylül 1907 - 7 Eylül 1991) Nobel Kimya ödülü sahibi Amerikalı nükleer fizikci. 93. element neptünyum'u keşifinden dolayı Glenn T. Seaborg ile birlikte 1951 yılında Nobel ödülü ile onurlandırılmıştır.

18 Eylül 1907 yılında Redondo Beach Kaliforniya'da doğmuştur. Hekim olan babası Dr. Edwin Harbaugh McMillan İngiliz, annesi Anne Marie McMillan ise İskoç asılıydı. Çocukluk yıllarını Pasadena Kaliforniya'da geçirmiş ve eğitimini de yine orada almıştır. Lisan eğitimini California Institute of Technology'de 1928 yılında almıştır. Yine aynı üniversitede bir yıl sonra yüksek lisans yapmıştır. 1932 yılında Princeton Üniversitesi'nden doktora yapmaya başlamıştır. Aynı sene Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley'de de araştırma görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. (Devamı...)


4 Şubat
Radiohead Oxfordshire'lı bir İngiliz alternatif rock grubudur. Grubun üyeleri Thom Yorke (baş vokal, ritim gitar, piyano ve elektronik ses işleme cihazları), Jonny Greenwood (baş gitarist, ve diğer enstrümanlar), Ed O'Brien (gitar, arka vokal), Colin Greenwood (bas gitar, synthesizer) ve Phil Selway'dır. (davul, perküsyon) Genellikle kendi dönemlerinin en yaratıcı grupları arasında gösterilirler. Bunun en büyük nedenleri de birkaç katmandan oluşan şarkıları ve bir albümlerinden diğerine müzik tarzlarındaki radikal değişikliklerdir. Albümlerini EMI gibi büyük bir plak şirketinden çıkarıyorlarsa da çoğunluk tarafından hem müzikal hem de politik bağımsızlıklarını korudukları düşünülmektedir. Albümleri dünya çapında 23 milyon satış rakamına ulaşmıştır.

1986'da okul arkadaşları arasında kurulan grubun ilk teklisi 1992 yılında piyasaya sürülen Creep'tir. Başlarda fazla ilgi görmeyen parça, grubun çıkış albümlü olan Pablo Honey (1993)'te de yayımlandıktan sonra dünya çapında bir hit haline geldi ve özellikle radyolardan fazlaca ilgi gördü. Radiohead kendi ülkelerinin dışında tek-hitlik mucize olarak görülmüş olsa da kendi ülkeleri Birleşik Krallık'ta ikinci albümleri The Bends (1995)'i çıkararak büyük bir hayran kitlesi elde ettiler. Bu ilginin büyük bir kısmını Thom Yorke'un etkileyici vokalleri ile grubun yoğun gitar atmosferlerine borçluydular. Thom Yorke'un falseto yorumlamaları hayranlar ve eleştirmenler tarafından beğeni topladı. Radiohead'in üçüncü albümü OK Computer (1997), grubun çok daha büyük ilgi görmesini sağladı. Hem zengin müziği hem de modern yaşamdaki yabancılaşma temalarıyla OK Computer, müzik eleştirmenleri tarafından 1990'ların en belirgin eserleri arasında gösterildi. Kid A (2000) ve Amnesiac (2001) yayınlandığında grup şöhretinin zirvesine ulaştı, fakat tarz değişiklikleri eleştirileri beraberinde getirdi. Grup, "Kid A" ve sonraki albümlerde deneysel elektronik müzik ve caza eğilim gösterdi. Altıncı albümleri Hail to the Thief (2003), gitar temelli rock müziği ve elektronik müziğin modern şarkı sözleriyle harmanlanmış halidir. (Devamı...)


Claude Lorrain (1600 - 21 veya 23 Kasım 1682), Barok dönemi Fransız ressam.

Lorrain'in sanat hayatı neredeyse bütün yüzyıla uzanır. En erken verdiği işler 1620'nin sonunda olanlardı. Roma'da kaldığı uzun süre boyunca neredeyse tüm artistik stillerle ve ana değişimlere tanıklık etti. Gençliğinde çok az orijinal sanatlarla ilgilendiği bilinmektedir. 13 yaşında yerlisi oldugu Roma'dan 1613'te ayrıldı. Sonraki yaşamında on yılını sanatını öğrenmek için çıraklıkla harcadı. Bu dönemden hiçbir zaman kurtulamadı. 1623'te bir yıl Claude Deruet'in çırağı oldu. Çıraklığını tamamladıktan sonra Roma'ya geri döndü. Lorrain'in yaptıgı resimler hakkında dikkatli kayıtların 1630 yılına kadar tutulmamasına rağmen, genellikle 1630 civarında tarihlenmişti. Sonra her yaptığı resmin kaydını tutmaya karar verdi. Bu formlar Liber Veritatis'in içindedir. Bir resmi bitirdiğinde, çekilişteki her alıcıyı dikkatlice işaretledi ve her kompozisyonuna bir anlam verdi. (Devamı...)


5 Şubat
Serbest Cumhuriyet Fırkası Cumhuriyet döneminde kurulan ve çok partili siyasal yaşama geçiş yolunda ikinci deneme olan siyasi partidir.

Ali Fethi Bey, Paris Büyükelçiliği’nden dönüşünde Gazi Mustafa Kemal’in önerisi ve onayıyla Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdu (12 Ağustos 1930). Programında, partinin cumhuriyetçilik, milliyetçilik ve lâiklik ilkelerine bağlı olduğu vurgulanıyor, yabancı sermayenin ülkeye girmesinin özendirilmesi isteniyor, ekonomik yaşamda sürekli devlet müdahalesine karşı çıkılıyordu. SCF kısa sürede geniş bir destek kazanarak Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) yönetimini kaygılandırdı. SCF’nin iktidara ancak cumhurbaşkanıyla çatışarak gelebileceğini kavrayan Fethi Bey bunun çok ağır sonuçlar yaratacağı inancıyla, 17 Kasım 1930'da Dahiliye Vekâleti’ne başvurarak SCF’nin feshedildiğini açıkladı. Türkiye'de ekonomik kriz daha milliyetçi elitler fark etmeden önce ülkeye yayılmıştı. 1927 yılında tarımsal ürünlerin fiyatlarının düşüşü ile başlayan Türkiye krizi 1929'daki Büyük Buhran'dan sonra Üçüncü Dünya'ya kredi akışının zayıflamasıyla birlikte yeni bir evreye girdi. Bu noktadan sonra, Türkiye’de ekonomik buhran çok yüzlü ve çeşitli gruplar üzerinde farklı sonuçları olan toplumsal bir olaya dönüştü. Anadolu köylüsü ekonomik krizi vergiler, borçlar ve kredi yokluğundan dolayı tefeci sermayesine artan bağımlılık olarak yaşadı. Krizin niteliği ise coğrafi bölgelerin piyasayla kurdukları farklı ilişki biçimleri üzerinden şekillendi. Dış piyasalar için üretim yapan bölgeler krizden en çok etkilenen yerler olurken, iç pazara yönelik üretim yapan köylüler onları izledi. (Devamı...)


Miletli Aspasia (yak. MÖ 470 –yak. MÖ 400, Grekçe: Ἀσπασία) Atinalı devlet adamı Perikles'le olan ilişkisiyle ünlenmiş olan Miletli bir kadındır. Yaşamı hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. Erişkin döneminin büyük kısmını Atina’da geçiren Aspasia, Perikles'i ve Atina siyasetini etkilemiş olabilir. Platon, Aristophanes, Xenophon ile birlikte dönemin diğer yazarlarının eserlerinde adından söz edilmiştir.

Antik yazarlar Aspasia'nın aynı zamanda bir genelev işlettiğini ve fahişe olduğunu da yazar. Ancak bu bilgiler günümüz bilim insaları tarafından, Perikles'i küçük düşürmeye çalışan komik yazarlarca ileri sürüldüğü aktarılmakta ve bu konu halen tartışmalı bir konu olarak görülmektedir. Hatta bazı araştırmacılar Aspasia’nın hetaera ya da fahişe olduğu yönündeki tarihsel geleneği de sorgulayarak, Perikles ile evlenmiş olabileceğini de ileri sürmektedir. Aspasia'nın Perikles’ten olan oğlu Genç Perikles daha sonra Atina'da general olmuş ve Arginusae Savaşı'ndan sonra idam edilmiştir. Perikles'in ölümünden sonra, Aspasia'nın başka bir Atinalı devletadamı ve general olan Lysikles ile birlikte olduğuna inanılır. Aspasia, günümüzde Aydın ili sınırları içinde yer alan, antik Yunan dönemindeki İyonya şehri Milet’de doğmuştur. Babasının adının Axiochus olduğu dışında ailesi hakkında fazla bir bilgi yoktur ancak aldığı mükemmel eğitimi yalnızca zengin ailelerin sağlayabileceği düşünülürse, böyle bir aileden geldiği açıktır. Bazı antik kaynaklar ise Aspasia’nın Karya'lı bir savaş esiri olduğunu belirtir ancak bu bilgiler genellikle yanlış olarak kabul edilir. Atina’ya ilk olarak ne şartlar altında gittiği bilinmemektedir. 4. yüzyıla ait ve üzerinde Axiochus ile Aspasius’un adları bulunan bir mezartaşının bulunması, tarihçi Peter K. Bicknell’ın Aspasia’nın aile geçmişini ve Atina ile olan bağlantılarını yeniden ortaya çıkartmasına öncülük etmiştir. (Devamı...)


6 Şubat
Kaykay ekstrem bir spor dalı ve bu amaç için kullanılan spor aleti. Kaykay, 20. yüzyılın ortalarından sonra, ABD'nin Kaliforniya eyaletinin sahil kentlerinde, rüzgârsız günlerde sörf yapamayan gençler tarafından, tahta bloklara tekerlek takmak suretiyle icat edilmiştir. Sporcu ilerleyen veya durağan durumdaki kaykayın üzerinde dengede durarak çeşitli akrobatik hareketler gerçekleştirir. Başlangıcından bugüne popülaritesi sürekli değişen bu spor dünyanın hemen her köşesinde çok sayıda amatör ve profesyonel sporcu tarafından yapılmaktadır.

Kaykay sporu; kaykayı oluşturan parçalar, kendisine özel ayakkabı, kıyafet ve aksesuarların üretimi ve pazarlanması yanı sıra kaykay parkları'nın kurulması ve işletmesi, yerel ve uluslararası yarışma organizasyonları ile çok büyük bir endüstri, ekonomi ve kültür haline gelmiştir. Kaykay tahtası kaykayın gövdesini şekillendirir ve ayakta duracak alanı oluşturur. Kaykaycının ayağına daha çok sürtünme oluşturarak ayağının altından kolayca kaymasını önlemek için kendinden yapışkanlı zımpara ile kaplanır. Çoğu tahta 7 kat çapraz iliştirilmiş Kuzey Amerika maple ağacından yapılmıştır. Zaman zaman tahtanın yapımında fiberglas, bambu, karbon lifi gibi daha egzotik maddeler tahtayı daha sağlamlaştırmak, hafifletmek ve performansını artırmak amacıyla hammaddesine eklenir. Genelde tahtalar 19 ila 20,5 cm genişliktedir. Tekerler, genellikle poliüretandan yapılır ve kayış stillerine göre değişik şekil ve ölçülerde olur. 65–90 mm gibi daha geniş ölçülerde olanlar daha hızlı döner ve güzergahtaki ufak taşlar gibi engeller üzerinde daha rahat hareket ederler. 48–54 mm gibi daha küçük ölçüde olanlar tahtayı yere daha yakın tutar , ivmelenmek için daha az enerjiye ihtiyaç duyar ve daha alçak bir yerçekim merkezi oluştururlar ancak büyük ölçülü olanlar kadar hızlı değildirler. (Devamı...)


Harold Lloyd ya da tam adıyla Harold Clayton Lloyd, (d. 20 Nisan 1893 – ö. 8 Mart 1971) Amerikalı oyuncu ve yönetmen. Sessiz film döneminde ünlü olmuş ve pek çok başarılı komedi filmine imza atmıştır. Oyuncu Mildred Davis' in eşidir. Özellikle Safety Last! filmiyle ünlüdür.

Harold Lloyd, Charlie Chaplin ve Buster Keaton gibi sessiz film döneminin özgün ve etkili sanatçılardan biriydi. 1914 ve 1947 yılları arasında 200'e yakın film çekti. Bunların bir kısmı sessiz film, bir diğer kısmı da "talkies" diye adlandırılan sesli filmlerden oluşur. Yarattığı "Glasses Character" olarak da bilinen becerikli, tuttuğunu koparan azimli genç adam karakteri 1920'lerin Amerikasının ruhuna bir hayli uyunca başarılı olmuş ve Lloyd'u alanında özgün bir isim haline getirmiştir. Harold Loyd filmleri, bugünün izleyicisinde bile heyecan yaratabilecek, gözüpek bir fiziksel beceriyi gerekli kılan ustalıklı sahneleri ile hatırlanmaya devam etmektedir. Haunted Spooks adlı filminin çekimleri sırasında bir patlayıcı nedeniyle sağ elinin baş ve işaret parmaklarıni kaybetmesine rağmen filmlerindeki beceri gerektiren tehlikeli tırmanış sahnelerinin pek çoğunda yine de kendisi oynamış ve çekimlerde elindeki sorunu gizlemek için protezli özel bir eldiven kullanmıştır. Harold Lloyd'un Safety Last! filminde bir gökdelenin tepesindeki saatin yelkovanına tutunmuş haldeki görüntüsü, sinema dünyasının en unutulmaz karelerinden biri haline gelmiştir. Ortalamaya vurulduğunda, Lloyd'un bireysel filmleri Chaplin'inkilere kıyasla ticari olarak daha az başarı kazanmışa da, Chaplin'in toplamdaki 10.5 milyon dolarına karşılık Lloyd 15.7 milyon dolar kazanmıştır. Bunun sebebi de Lloyd'un sürekli çalışması ve film çekmesidir; zira Lloyd 1920'ler boyunca uzun metrajlı yirmi film yapmışken, Chaplin'in sadece üç filmi gösterime girmiştir. Lloyd, James Darsie Lloyd ve Elizabeth Fraser çiftinin çocuğu olarak Burchard, Nebraska'da doğdu. Baba tarafından ataları Amerika'ya İngiltere'nin Galler bölgesinden gelmişti. Babasının sayısız iş girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından aile ülkenin batısına taşındı. (Devamı...)


7 Şubat
Telgraf iki merkez arasında, kararlaştırılmış işaretlerin yardımıyla yazılı haberlerin veya belgelerin iletimini sağlayan bir telekomünikasyon düzenidir.

Elektrikli telgraflar, bir verici, bir alıcı ve ikisi arasına çekilmiş elektrik hattından meydana gelir. Vericiye maniple denir. Maniple, telgraf şebekesindeki elektrik akımını açıp kapayan anahtarlardır. Manipleye basınca devre tamamlanır ve telgraf şebekesinden akım geçer. Karşı tarafta ise alıcılar vardır. Alıcılar, elektro mıknatıs bobinlerden yapılmışlardır. Elektro mıknatısın karşısında ileri geri hareket edebilen madeni bir çubuk vardır. Bu çubuk elektro mıknatıstan akım geçtiği zaman hareket eder. Çubuğun ucundaki mürekkepli kalem bir kâğıt şerit üzerine nokta (.) veya çizgi (-) şeklinde şekiller çizer. Sesle çalışan alıcılar da vardır. Bunlar kâğıt bir şeride yazı yazmak yerine, sert bir cisme vurarak tıkırtı çıkarırlar. Tecrübeli telgraf operatörleri, bu tıkırtıları dinleyerek mesajı çözerler. Burada kısa tıkırtı nokta (.), uzun tıkırtı çizgi (-) anlamına gelmektedir. Claude Chappe, 1792 yılında telgraf adında bir sistem ortaya attı. Tepelerin üzerine kurulmuş kulelerden bir oluşturuldu ve her kulenin üzerinde 49 değişik konuma ayarlanabilen iki uzun kola sahip bir makine vardı. Her konum bir harfe veya bir rakama karşılık geliyordu. Bu sistem çok başarılı oldu. 19. yüzyılın ortalarında Fransa'daki kule ağı yaklaşık olarak 4828 kilometreydi. 1830 yılında ABD'li Joseph Henry (1797-1878), elektrik akımını teller vasıtasıyla uzaklara taşıyıp, oradaki bir zili çalıştırdı. Zil bir elektromıknatısa bağlıydı. Bu elektrikli telgrafın doğuşuydu. (Devamı...)


Li Shimin İmparator Taizong ya da Tai Tsung (Çince: 唐太宗, táng tàizōng, d. 23 Ocak 599 - ö. 10 Temmuz 649, tahta geçmeden önceki adı Li Shimin (Çince: 李世民, lǐ shìmín) olarak da tanılır.

626-649 yılları arasında iktidarda kalmıştır. Li Shimin 617 yılında babası Li Yuan önderliğinde en önemli rakiplerini yenerek Sui Hanedanı'nı devirerek Tang Hanedanı'nı kurmuştur. Sonradan tören ile babası Li Yuan ve Li Shimin hanedanın ortak kurucu olarak anılmıştır. Çin'in en önemli hükümdarları arasında kişi olarak en fazla çekici olanı Li Şimin'dir. Sui döneminin son yıllarında, Çin'in birçok yerinde haydutlar ve asiler cirit atarken, o, babası olan Tang beyi Li Yuan'ı kendini imparator ilan etmeye ikna etti. O zaman Şimin sadece 16 yaşındaydı ve 24 yaşına kadar savaşarak barışı kurmaya ve hanedanı güvenli kılmaya çalıştı. Kendisi hem merhametli ve halkın yaşam koşullarıyla ilgili, hem de korku ve yorulmak bilmezdi. Çok zaman savaşlara bizzat kendisi komuta eder, askerlerinin ön saflarında, at değiştirerek koşturur, düşman komutanlarla savaşır, pazarlık ederdi. Siyasal lider olarak, etrafında ermiş ve geniş görüş açısına sahip insanlar toplamıştı. Tang kurumlarının çoğu Sui örneğini devam ettirmişse de, bunların işleyiş tarzı, 23 yıl sürmüş olan Li Şimin döneminin uygulamalarıyla şekillendi. Tang kurumları zamanın en mükemmeli haline gelmişti. Bunun önemli bir kısmı bu genç ve Tang Hanedanı'nın gerçek kurucusu olan Şimin sayesinde gerçekleşmişti. Babası tahtta iken ülke iç karışıklıklar ve devrilen Sui Hanedanı'ndan kalan derebeylerin kışkırtmaları ve çıkan isyanlar bunu pekiştiren Göktürk akınlarıyla zor günler geçirmekteydi. (Devamı...)


8 Şubat
Rüzgâr sörfü genellikle iki ile beş metre arasında yüzer bir tahta ve hareketini tek bir yelken ile sağlayan su üzerinde yapılan bir yelken sporu dur. Yelken grubu tahtaya her yönde serbestçe dönebilen esnek bir mafsal ile bağlıdır. Dümen ile yönlendirilen bir yelkenli den farklı olarak rüzgâr sörfü direk ve yelkeni döndürülerek, eğilerek ve tahtasının üzerine basılarak yönlendirilir.

Rüzgâr sörfü sporu hem yelkenli hem de sörf sporlarının temel öğelerini birleştiren ve kaykay, snowboard, su kayağı, wakeboard gibi diğer bazı sporların da atletik olarak belirli bazı öğelerini paylaşan bir spordur. Her ne kadar bir yelkenli teknenin küçültülmüş hali gibi bir görüntü verse de, rüzgâr sörfü başka hiçbir yelkenli tekne tasarımının teklif edemeyeceği deneyimler sunar. Rüzgâr sörfü yelkenli tekneler arasında dünya hız rekorunu elinde tutmaktadır. Rüzgâr sörfünde zıplanabilir, ters taklalar atılabilir, kişi kendi etrafında hızlı dönüşler yapabilir ve diğer başka hiçbir yelkenlinin yapamayacağı serbest stil hareketler gerçekleştirilebilir. Her ne kadar rüzgâr sörfü yapabilmek için dalga gerekmese de dünyanın en büyük dalgalarına ilk binenler yine rüzgâr sörfçüleri olmuştur. Rüzgâr sörfü hız, slalom, etap yarışı, dalga, süperX, ve serbest stil olmak üzere birbirinden farklı bazı disiplinleri içerir. Rüzgâr sörfü her ne kadar 0 ile 95 km / saat hızında esen rüzgârlarda yapılabilse de birçok eğlence maksatlı yelkenci için 25 ile 45 km / saat arası hızlarda esen rüzgârlar ideal olarak suyla teması en aza indiren kızaklama şeklinde seyir şartları sağlar. Daha hafif esen rüzgârlar yer değiştirme şeklinde seyir ile sonuçlanır. (Devamı...)


George Stephenson (9 Haziran 1781 - 12 Ağustos 1848) ilk buharlı lokomotif olan "Rocket"i tasarlayan İngiliz makine mühendisidir. Demir yollarının babası olarak da bilinir. Tasarladığı "Rocket" adlı lokomotif, 1829 yılında, Liverpool-Manchester hattında, saatte 22 km hızla, 12942 kg yükü çekti.

Stephenson ilk olarak Newcastle'da bir kömür madeninde işe başladı. Burada kömür yüklü kantarları çekecek lokomotifler inşa etti. İlk olarak kömür ile çalışan lokomotifleri inceledi. Daha sonra buharlı makineler hakkında bilgisi arttı ve on yıl içinde bunları da inşa etmeye başladı. Stephenson 1814'te kömürle çalışan bir seyahat lokomotifi tasarladı. Bu 30 tonu çekebilirdi. Kömürle çalışan flanşlı ve rayları tam kavrayabilen tekerleri icad etti. Daha sonra bunu buharlı lokomotiflerine uygulayacaktır. Birçok tasarım yaptı. (Devamı...)


9 Şubat
Araguaia nehir yunusu veya Araguaian boto (Inia araguaiaensis), Güney Amerika nehir yunusu. 2014 yılında, Amazon nehir yunusu ile benzer olarak tür tanımlaması ayrı yapılmıştır. Brezilya'da yer alan Araguia Nehri ve Tocantins Nehri doğal yaşam alanıdır.

Ekim 2014 itibarıyla I. araguaiaensis "Deniz Memelileri Komitesi" tarafından ayrı bir tür olarak kabul edilmemektedir. Komitenin yayınladığı taksonomiye göre I. araguaiaensis bağımsız bir tür değildir. I. araguaiaensis'' ayrı bir tür olarak ilk kez 22 Ocak 2014 tarihinde tanımlanmıştır. Bu tanınmada temel nükleer mikrosatelit ve mitokondriyal DNA verileri rol oynamıştır. Ayrıca benzer canlılar olan Amazon nehir yunusu ve Bolivya nehir yunusu'na göre diş sayısının farklı olduğu tespit edilmiştir.

Cinsin üyeleri gri-pembe bir renge sahip olup 153 ila 2,6 m (502 ila 8,5 ft) arasında vücut uzunluğuna sahiptir. Dorsal sırt bölgesinde yüzgeç bulunur. Boyun omurları başlarını döndürmek için kaynaşmıştır. Bu durum onları keskin dönüş yapmalarını sağlamaktadır. Diğer nehir yunusları gibi I. araguaiaensis de göze çarpan bir alına ve uzun bir buruna sahiptir, buna karşın deniz yunuslarına oranla küçük gözleri vardır. Çünkü yaşadığı ortam genellikle bulanıktır ve görüş alanları bu sebeple gelişmemiştir. Ana besin kaynakları ekolokasyon kullanarak buldukları balıklardır. (Devamı...)


Franz Brentano (d. 16 Ocak 1838 - ö. 17 Mart 1917), Alman psikolog ve filozof.

(Devamı...)


10 Şubat
Tac Mahal Babür İmparatorluğu 5. hükümdarı Şah Cihan (Şah-ı Cihan:Dünyanın Şahı) (1593-1666) tarafından, o zamanki imparatorluğun başkenti olan Hindistan'ın Agra şehrinde, Jumna (Yamuna) Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır. (Babür Şah'ın Hindistan'da kurduğu Türk İmparatorluğu, Hindistan'da 332 yıl (1526-1858) egemen oldu.)

Bir isyanı bastırmak için ordularıyla Burhanpur'a giden Şah Cihan'a, dokuz aylık hamile olmasına rağmen her zamanki gibi eşi Mümtaz Mahal (Ercümend Banu Begüm) de eşlik etmişti. Mümtaz Mahal, 14. çocuklarını doğurduktan sonra kanama sebebiyle öldü.(1631) Şah Cihan, eşinin ölümünden sonra 2 yıl yas tuttu. Artık devlet işlerine ilgisini kaybeden hükümdar, teselliyi sanat ve mimaride buldu. Eşinin ölümünün ertesi yılı 1632'de Tac Mahal'in temeli atıldı. Efsaneye göre yapımı bittikten sonra, türbe işçilerinin kolları aynı yapıttan bir tane daha yapılmaması için kesilmiştir. Bugün Hindistan'ın en fazla turist çeken bölgesi. Ancak çevresinde oluşan çarpık yapılaşma, bu tarihi yapıtın geleceğini tehdit ediyor. Bulunduğu şehrin birçok noktasından açıkça görülebilen Tac Mahal, Türk-İslam Mimarisi'nin en önemli yapıtları arasında yer almaktadır. (Devamı...)


Václav Havel (d. 5 Ekim 1936 - ö. 18 Aralık 2011), Çek tiyatro yazarı, düşünce adamı, siyasetçi.

1936'da Prag'da doğdu. Prag Sanat Akademisi'nde drama üzerine eğitim gören Havel, en bilinen tiyatro eseri The Garden Party'yi 1963 yılında yayımladı. 1968'deki Prag Baharı'ndan sonra gerçekleşen Varşova Paktı'nın Çekoslovakya'yı İşgali'nden sonra kara listeye alınarak siyasi faaliyetlerde bulunması ve yazı yazması yasaklanan Havel, yaklaşık 4 yıl cezaevinde yattı. Ancak çalışmalarını ve fikirlerini açıklamayı sürdüren Havel, 18 gün süren kitlesel gösterilerden oluşan ve hükümetin devrilmesiyle sonuçlanan, 1989'daki Kadife Devrim'in öncüsü oldu. 29 Aralık 1989'da devrimi gerçekleştiren Yurtaşlık Forumu tarafından Çekoslovakya Devlet Başkanlığı'na getirildi. 1990'da yapılan serbest seçimlerde Cumhurbaşkanı oldu. 1992'nin Aralık ayında ülkenin Çekya ve Slovakya olarak barışçıl bir şekilde ikiye bölünmesinde de önemli rol oynayan Havel, yeni Çek Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı seçildi. (Devamı...)


11 Şubat
Fermuar (Fransızca: 'fermoir', kilit, kopça'dan), iki kumaş türü yakanın geçici olarak birleştirilmesine yarayan bağlantı türü.

1891 yılında Whitcomb Judson adlı Amerikalı mucit tarafından icat edildi. 1913 yılında Gideon Sundback tarafından geliştirilerek bugünkü modern fermuar icat edildi. 1918 yılına kadar yalnızca kovboy çizmelerinde kullanıldı. Elbise, valiz, çanta, çadır, uyku tulumu gibi tekstil ürünlerinde sıkça kullanılır. Yerine düğme, çıtçıt, bağcık, cırt-cırt da kullanılabilir. Günümüzde metal ya da plastikten oldukça ucuza imal edilebilmesine rağmen, tek bir dişin bozulmasıyla ürün fonksiyon dışı kalabilir. Çünkü bir diş kırılınca diğerleri de kullanılamaz hale gelir. Fermuar kullanılarak bitiştirilecek iki yaka, genelde sayıları 10 ile 100 arasında değişen ve birbiri içine geçebilen özel dişler içeren kumaş bantla donatılır. Fermuar, iki yaka arasında gidip gelebilen ve elle kontrol edilen özel bir sürgü sayesinde açılır ya da kapanır. Sürgünun içinde yer alan Y-şeklindeki kanal, dişleri sıkıştırarak birleştirir ya da ayırır. (Devamı...)


Nicolaus Copernicus (Lehçe: Mikolaj Kopernik; Almanca: Nikolaus Kopernikus; Türkçe: Nikolas Kopernik; 19 Şubat 1473 - 24 Mayıs 1543), rönesans matematikçisi ve Dünya yerine Güneş'in merkezde bulunduğu Güneş merkezli evren modelini formülleştiren astronom.

1543 yılında ölümünden kısa bir süre önce yayımlanan kitabı De revolutionibus orbium coelestium (Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine) bilim tarihinde önemli bir olay olarak kabul edilmektedir. Bu kitap Kopernik Devrimini başlatmıştır ve bilimsel devrime önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Kopernik, 1466 yılından beri Polonya Krallığı'nda bir bölge olan Royal Prussia'da doğmuş ve ölmüştür. Kopernik’in kilise hukuku üzerine doktorası vardı ve aynı zamanda diplomasız olarak bir doktor, polyglot (çok dil bilen insan), klasik âlim, vali, diplomat ve ekonomide günümüze kadar temel bir kavram olan Miktar Teorisi’ni yazıya döken ve Gresham Yasasının bir versiyonunu Gresham’dan önce 1519 yılında formülleştiren bir ekonomistti. Nikolas Kopernik, 19 Şubat 1473'te bir Prusya şehri olan Thorn'da doğdu. Babası Krakovlu bir tüccar, annesi de varlıklı bir ailenin kızıydı. Nikolas dört çocuklu bir ailenin en küçüğü idi. Kardeşi Andreas (Andrew) Frauenburg’da Augustinyan rahipti. Kız kardeşi Barbara Benedikt'in rahibesiydi ve son yıllarında Kulm’daki manastırın baş rahibesi oldu. 1517 yılından sonra öldü. Diğer kız kardeşi Katharina ise hem iş adamı hem de Thorn valisi olan Barthel Gertner ile evliydi. Barthel erken yaşlarda ölünce geride bıraktığı beş çocuğuna Kopernik baktı. Kendisi hiç evlenmemiş ve çocuk sahibi olmamıştır. (Devamı...)


12 Şubat
Napolyon Savaşları Fransız Devrim Savaşları'nın ardından Napolyon önderliğindeki Fransa ile Avrupa'nın diğer güçlü devletlerinin oluşturduğu koalisyon arasında gerçekleşen savaş dönemi. Başlangıç tarihinin hangi yıl olduğuna dair tarihçiler ve araştırmacılar arasında fikir birliği yoktur. 1800-1815 yılları arasında, yaklaşık 15 yıl sürmüştür.

Napolyon Savaşları, Fransız Devrimi’nin ardından, monarşiye karşı fikirlerin ve siyasal etkinliklerin Avrupa’nın bütününe yayılmasını engellemeye çalışan Fransa dışındaki devletlerin oluşturduğu Koalisyon güçleriyle Fransız Devrim Orduları arasında Napolyon’un siyasi ve askeri liderliği altında sürmüş çatışmalardır.

I. Koalisyon, 1792 yılında 1. Fransa Cumhuriyeti’ne karşı Büyük Britanya, Avusturya Arşidüklüğü, Prusya Krallığı, Sicilya ve Piemonte tarafından oluşturulan ilk koalisyondur.

1796 yılında, Alpler Ordusu'nun başkomutanlığına atanan Napolyon, yetersiz donatılmış ve her türlü ikmal malzemesi açısından ihmal edilmiş olan bu orduyu kısa süre içinde savaşabilecek bir duruma getirdi. Aslında Napolyon’un İtalya Seferi için emrine verilmiş olan ordu, bu çapta bir harekat için yetersiz bir askeri güçtür. Emrindeki üst rütbeli subaylar, kendisi gibi Fransız Devrimi sonrasında hızla terfi etmiş, ama deneyimsiz subaylardır. Hızlı terfi etmelerinde, savaş alanlarında gösterdikleri beceri ve yeteneğin payı büyüktür, ama bu çapta birliklere komuta etmeleri yeni bir deneyim olacaktır. İtalya Seferi’nde Napolyon’un kurmayları, daha sonraki muharebelerde de birlikte çarpışacağı subayları olacaktı. (Devamı...)


Edge (d. 30 Ekim 1973; Ontario, Kanada), WWE'deki kariyeri ile tanınan Kanadalı emekli profesyonel güreşçi. 1996-2000 arası Christian'la takım kurmuş, zamanla takımlı ve tekli kariyeri boyunca birçok başarıya imza atmıştır. 2012'de WWE Şeref Kürsüsüne seçilmiştir.

30 Ekim 1973'te, Orangeville, Ontario, Kanada'da doğan Edge'in annesi Judy Edge, oğlunu yetiştirmek için iki ayrı işte çalışmış bekar bir anne idi. Edge, babası ile hiç tanışmamış, bir fotoğrafını bile görmemiştir. Mr. Perfect, Randy Savage, Hulk Hogan, Ricky Steamboat, Shawn Michaels ve Bret Hart en sevdiği güreşçilerin arasındadır. 18 yaşına geldiğinde profesyonel güreşçi olma isteği ile ilgili bir kompozisyon yarışmasını kazanan Edge, ödül olarak Sully's Gym'de ücretsiz güreş eğitimi teklifi aldı. Kazanması sonucunda Toronto'da Sweet Daddy Siki ve Ron Hutchinson tarafından eğitildi. Güreş isteklerini bir kenara bırakarak faturalarını ödemeye yardımcı olan Edge, güreş dışında çeşitli işlerde çalışmış ve Humber Kolejinden radyo yayıncılığı konusunda diploma alarak mezun olmuştur.

1990'lara doğru Edge, Sexton Hardcastle adı altında Ontario ve ABD'nin Büyük Göller yöresi'ndeki çeşitli bağımsız alanlarda yer aldı. Joe Legend ile Sex and Violence (Seks ve Şiddet) bağ takımının bir parçası olmuştur. 1997'de Sex and Violence; Christian Cage (Edge'ın çocukluk arkadaşı Jason Reso), Bill Skullion ve Rhino Richards'ı da alarak "Thug Life" adında bir takıma dönüşmüştür. Bu bağımsız kariyeri boyunca Legend ile ICW/MWCW Ortabatı Birleştirilmiş Bağ Unvanı'nı kazanmıştır.

Parlamaya başladığı 1990'lı yıllardan itibaren güreşe ortak ilgi duydukları lise arkadaşı Christian ile tam 7 kere Tag Team kemeri kazanmıştır. Sonra hikâye gereği Christian, Edge'e saldırmıştır. Edge bundan sonra tek başına başarı göstermeye çalışmış Rey Mysterio, Hulk Hogan, Chris Benoit gibi isimlerle takım olmuş ve önemli başarılara imza atmıştır. Eylül 2004'te geçirdiği sakatlıktan dolayı Kıtalararası Kemerini bırakmak zorunda kalmış, sakatlık sonunda iyi adam rolü tutmadığı için o da "Rated R Superstar" olmuştur. Ekim 2004 başlarında takım arkadaşları Chris Benoit ve Shawn Michaels'a saldırmıştır. (Devamı...)


13 Şubat
Unutmabeni (Unutma beni olarak da yazılır), bilimsel ismi ile Myosotis (Yunanca: "fare kulağı") olan bir çiçekli bitki cinsidir. Boraginaceae familyasından olan cinsin bilimsel adı Yunanca "fare kulağı" anlamına gelir ki bu isim çiçeğin yapraklarının şekline atıfta bulunur. Yaygın ismi olan Unutma Beni isminin kökeni çiçeğin Fransızcada yaygın bir şekilde ne m'oubliez pas (Türkçesi: "Beni unutma" veya "Unutma beni") deyişiyle anılmasıdır ki Fransızcadan bu kullanım İngilizceye de geçmiş ve Orta Çağ'dan beri çiçek İngilizcede de "unutma beni" anlamına gelen Forget-me-not olarak anılmaktadır. Birçok başka dilde de çiçeğe benzeri isimler verilmiştir. Özellikle bahçelerde yetiştirilen, kültive edilmiş formlarında birkaç renk birden görülebilir. Mavinin dışında yaygın Unutmabeni renkleri beyaz ve pembedir.

Yaklaşık elli tür barındıran cins oldukça çeşitlidir. Türlerin büyük bir kısmı küçük (yaklaşık 1 cm veya daha küçük çapta) ve yassı 5 mavi taçyaprağa sahip çiçekler açarlar. Baharda açan çiçeklerde renk çeşitliliği sıklıkla görülebilir; genel olan mavi rengin dışında beyaz ve pembe renkler de sıklıkla görülebilir. Gölgeyi tercih eden bitki bahçelerde oldukça yaygındır ve kültive edilmiş olanları sıklıkla birkaç renkte çiçek açarlar. Oldukça geniş bir alana dağılmış olan cinsin birçok çeşidi Yeni Zelanda'ya özgüyken, birkaç Avrupa türü mevcuttur. Çiçeğin bazı türleri, özellikle de Myosotis sylvatica, Avrupa, Asya ve Amerika'daki ılıman bölgelere götürülmüştür ve buralarda da görülebilir. ABD'de Myosotis alpestris Alaska eyaletinin resmi çiçeğidir. (Devamı...)


Hakuşaku (Kont) Kuroda Kiyotaka (Japonca Japonca黒田清隆; d. 21 Kasım 1840, Satsuma - ö. 25 Ağustos 1900, Tokyo, Japonya), Japonya'da imparatorluk yönetiminin yeniden kurulmasıyla sonuçlanan Meici Restorasyonu'nda (1868) önemli rol oynayan ve Nisan 1888 - Ekim 1889 arasında başbakanlık yapan devlet adamı. Meici Anayasası'nın yürürlüğe girmesinden (1889), 1930'ların başına değin Japon hükümetine egemen olan genro'nun ilk üyelerinden biridir.

Boshin Savaşı'nda (1868-69), Meici hükümeti adına ülkenin kuzeyindeki Hokkaido Adasını ele geçiren imparatorluk kuvvetlerine komuta etti. 1870'te bu geri kalmış bölgeyi yerleşime açıp kalkındırmakla görevlendirildi. Adaya Amerikalı tarım uzmanları getirip göçmenlere mali kaynak sağlayan ve yeni sanayilerin kurulmasını özendiren Kuroda'nın çabaları sonucu, 10 yıl içinde nüfus dört katına çıktı ve üretimde önemli artışlar sağlandı. Böylece Hokkaido, Rus yayılmacılığına karşı en iyi korunan Japon adalarından biri surumuna geldi. Hükümette hızla yükselen Kuroda, 1879'da halkın temsilcilerinden oluşan bir meclis kurulmasını engellemeye çalışmış tek hükümet üyesi olmasına karşın, 1888'de başbakanlığa getirildi. Ama Japonya'nın Avrupa devletlerinin baskıları karşısında 1850'lerde imzalamak zorunda kaldığı "eşitsiz antlaşmalar"ın gözden geçirilmesi konusunda doğan bir anlaşmazlık nedeniyle 18 ay sonra başbakanlıktan istifa etti. Bununla birlikte hükümette başka görevler üstlenmeyi sürdürdü ve genro'nun önde gelen bir üyesi olarak ölümüne değin hükümetin izlediği politikalar üzerindeki etkisini korudu. (Devamı...)


14 Şubat
Estergon Kuşatması Avusturya Arşidüklüğü'nün elindeki Estergon'un Osmanlı İmparatorluğu tarafından, 25 Temmuz-8 Ağustos 1543 tarihleri arasında kuşatılmasıdır. Yaklaşık iki hafta süren kuşatma sonrasında şehir Osmanlı egemenliğine girdi. Habsburg Hanedanı'na bağlı Avusturya Arşidüklüğü'nün kontrolündeki Estergon, Padişah I. Süleyman'ın önderliğindeki Osmanlı kuvvetleri tarafından Eylül 1529'da ele geçirilmişti. Ordunun İstanbul'a dönmesinin ardından Süleyman'a gönderdiği elçi aracılığıyla Macaristan Krallığı'nın kendisine verilmesini isteyen Avusturya Arşidükü Ferdinand, bu talebinin reddedilmesi üzerine birkaç yerleşim yerinin yanında Estergon'u da topraklarına kattı. Bu gelişmeler sonrasında Macaristan üzerine bir kez daha sefere çıkan Süleyman liderliğindeki Osmanlı ordusu bazı yerleri ele geçirse de Estergon Avusturya'nın elinde kaldı. Haziran 1533'te imzalanan İstanbul Antlaşması ile birlikte Avusturya'nın Macaristan üzerindeki hak iddiası sona erse de, Süleyman'ın atadığı Macaristan Kralı I. János'un Temmuz 1540'ta ölmesinden yaklaşık üç ay sonra Ferdinand Budin'i kuşattı. Avusturya güçlerince ele geçirilen şehir, başında Süleyman'ın bulunduğu Osmanlı güçlerince Ağustos 1541'de geri alındı. Süleyman'ın İstanbul'a dönmesinin ardından Ferdinand'ın bir kez daha Macaristan'a saldırması nedeniyle bölgeye bir sefer daha düzenlenmesi kararlaştırıldı. (Devamı...)

İZBAN Türkiye'nin üçüncü büyük şehri İzmir'de hizmet veren banliyö treni sistemidir. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ortaklığında hayata geçirildi. Aliağa ile Selçuk ilçeleri arasında yolcu taşıyan İZBAN, 1856'da hizmete giren ve Anadolu'daki ilk demir yolu hattı olan İzmir-Aydın Demiryolu (ORC) ile 1863'te hizmete giren İzmir-Kasaba Demiryolu (SCP) hatlarının üzerinde inşa edildi. Hattın ilk kısmı 30 Ağustos 2010'da açıldı. Hattaki son genişletme 8 Eylül 2017'de tamamlandı. Hatta 2017'de 98 milyon yolcu taşındı. Son genişletme ile uzunluğu 136 kilometreye ve istasyon sayısı kırka çıkan İZBAN, Türkiye'nin en uzun şehir içi banliyö hattı konumundadır. İstasyonların dördü yer altında, geri kalanı yer üstündedir. Günümüzde 73 set ve 219 vagon ile hizmet vermektedir. İZBAN'ın metro, tramvay ve havalimanı bağlantısı mevcuttur. Hattın 2030'a kadar kuzeyde Bergama'ya, güneyde ise Tire, Ödemiş ve Bayındır'a uzatılması planlanmaktadır. (Devamı...)

15 Şubat
Özel Alman Lisesi (AlmancaDeutsche Schule Istanbul, kısaca DSI), Türkiye'nin İstanbul ilinin Beyoğlu ilçesinde bulunan özel yabancı lise. Hem Almanya'nın Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığına hem de Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığına bağlı olarak faaliyetlerini yürütmektedir. 1868'de, Eşitlik İlkesine Dayalı Alman ve İsviçre Yurttaş Okulu adıyla, şehirdeki Almanca konuşan topluluğa hizmet verme amacıyla kuruldu. 1871'de, Galata Kulesi yakınlarında, yalnızca okulun kullanımına özgü bir bina yaptırıldı. 1894'teki depremde bu binanın hasar görmesi sebebiyle 1897'de günümüzdeki binaya geçiş yapıldı. İlerleyen dönemlerde yalnızca Almanca konuşan öğrenciler değil, Türk öğrenciler de okul bünyesine katılmaya başladı. 1918 yılında, I. Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle beraber okul kapandı ve binası işgal kuvvetleri tarafından kullanılmaya başlandı. Cumhuriyetin ilanı sonrasında, 1924 yılında tekrar eğitime başlanırken 1925'te esas binaya dönüş yapıldı. 1945'te bir kez daha kapatılarak binada Beyoğlu Kız Lisesi faaliyet göstermeye başladı. 1953'te bina tekrar Alman Lisesi'ne tahsis edildi ve bu tarihten beri aynı binada faaliyetlerini sürdürmektedir. Okuldan mezun olan lise öğrencileri, tâbi tutulacakları Yüksek Olgunluk Sınavı'nı geçmeleri hâlinde Abitur diploması kazanmakta ve bu diploma sayesinde Almanya, Avusturya veya İsviçre'de üniversitede okumak için başvuru yapabilmektedir. Özel Alman Lisesi, İstanbul Lisesi ile birlikte Türkiye'de bu diplomayı veren iki okuldan biridir. (Devamı...)

Sovyetler Birliği'nde LGBT tarihi üç ana dönemde incelenir. Ekim Devrimi sonrası dönemde 1917-1933 arasında eşcinsellik suç olmaktan çıkarılarak eşcinseller kanun önünde önceki ve sonraki döneme göre daha avantajlı bir konuma sahip olmuştur. Bu yılların akabinde Josef Stalin döneminden itibaren kanunlarca "hastalık" olarak nitelendirilmiştir. 1934-1986 yılları arasında yeniden suç kapsamına alınarak kamuoyuna duyurulmaksızın kovuşturma ve hukuki süreçlere tabi tutulmuştur. 1987-1990 yılları arasında ise kamuya açık tartışmalara izin verilmiş; bilim, akademi ve edebiyatta çeşitli konularla ele alınmıştır. Günümüzde eşcinsellik eski Sovyet cumhuriyetlerinden olan Türkmenistan ve Özbekistan'da yasal olarak suçtur. Azerbaycan, Belarus, Ermenistan, Estonya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Litvanya, Letonya, Rusya, Tacikistan ve Ukrayna'da ise eşcinsellik suç kapsamında değildir ve yasaldır. (Devamı...)

16 Şubat
Kamran Aziz (1922-7 Mart 2017), Kıbrıslı Türk müzisyen ve eczacı. Kıbrıs Türk halk müziğine yaptığı katkılarıyla bu müzik türünün çağdaş anlamda başlamasının öncüsü oldu. Kıbrıs Türk halkının ilk kadın bestecisi ve ilk kadın eczacısıydı. Bunun yanında halk içinde müzik icra eden ilk kadınlardan biri olarak Jale Derviş'le birlikte Batı müziğinin icrasını ve öğrenimini yaydı. Sıtmanın adada ortadan kaldırılmasını sağlayan doktor Mehmet Aziz'in kızı olarak 1922'de dünyaya geldi. Sekiz yaşında piyano çalarak müziğe başladı. Orta ve lise öğrenimini American Academy Lefkoşa'da tamamladı. Kıbrıs hükûmetinin eczacılık programında eğitim gördü. 1944'te Ayşe Dana'yla beraber Kıbrıs Türk toplumunun ilk kadın eczacısı olarak mezun oldu. Müzik yayınlarına 1945'te İngiliz Askerî Radyosu'ndan başladı. Aynı yıl, benzer çevirilerin Türkiye'de gerçekleşmesinden yıllar önce, klasik parçaları Türkçeye çevirdi. (Devamı...)

Damdaki Kemancı (İngilizce: Fiddler on the Roof) aynı adlı müzikal tiyatro eserinden uyarlanan, 1971 yapımı müzikal film. Film, Sholom Aleichem hikâyelerinden Sütçü Tevye veya Tevye ve Kızları adıyla bilinen hikâyenin Broadway'de sahnelenen 1964 yapımı müzikal gösterisinin, müzikal film olarak çekilmiş hâlidir. 1905 yılında Rus Çarlığı topraklarındaki bir Yahudi köyü olan Anatevka'da yaşayan fakir, geleneklerine bağlı Sütçü Tevye ve onun kızlarının başından geçen hikâyeleri anlatan film, arka planda da Rus toplumundaki değişimleri ve Yahudi toplumunun yaşadığı zorlukları ve pogromları anlatmaktadır. Filmin başrolü olan Tevye karakteri için Haim Topol tercih edilmiştir. Filmin büyük üne kavuşmasında önemli payı olan ve Damdaki Kemancı karakterinin canlandırdığı sololar da dâhil olmak üzere filmin müziklerinde kemanıyla katkı yapan sanatçı ise Isaac Stern'dir. Norman Jewison filmin hem yapımcılığını üstlenmiş hem de yönetmenliğini yapmıştır, filmin senaryosunu ise Joseph Stein hazırlamıştır. Aynı adla 1972 yılında çekilmiş Türkçe bir sinema uyarlaması ve 2000'li yıllarda benzer konuyu işleyen dizi uyarlaması da mevcuttur. Hikâyenin baş karakteri Sütçü Tevye, Anatevka'da yaşayan diğer Yahudiler gibi çok fakir, geleneklerine bağlı ve çalışkandır. Karısı Golde (Norma Crane) ve beş kızından oluşan ailesi vardır. Karısı Golde kızlarını zengin kişilerle evlendirmek istemektedir, fakat kasabadaki geleneklere göre kızların evliliği ancak Çöpçatan Yente'nin uygun bir eşleşmeyi sağlayacak eşi seçmesiyle yapılmaktadır. Oysaki Tevye zengin değil, kızlarını mutlu edecek zeki bir damadı tercih etmektedir. (Devamı...)

17 Şubat
Nellie Bly gerçek adıyla Elizabeth Jane Cochran (5 Mayıs 1864 – 27 Ocak 1922), Amerikalı gazeteci. Nellie Bly, soruşturmacı gazetecilik tarihinin önde gelen gazetecilerindendir. Farklı kimliklere bürünerek yaptığı haberlerle tanındı. Özellikle 1887 yılında Kadınlar Akıl Hastanesi ile ilgili bir haber yapmak için heyeti kandırıp hastaymış gibi hastanede kalması ile meşhur oldu. Yazı dili, günümüzde eleştirilen sarı gazetecilik kavramını ortaya çıkartan tartışmaların da başlangıcını oluşturur. 1889'da Jules Verne'nin Seksen Günde Devr-i Âlem eserinden esinlenerek çıktığı dünya turunu 72 günde tamamlamış öncü bir kadın gezgindir. (Devamı...)

El-Kaide Kürt Taburları (Arapçaتنظيم القاعدة الكتائب الكردية), Irak'taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde, el-Kaide'ye bağlı bir şekilde faaliyet gösteren Kürt-cihatçı Selefi yasadışı silahlı örgüt. Mart 2007'de kurulmuş olup Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı ve Kanada hükûmeti tarafından terör örgütü olarak tanımlanmaktadır. El-Kaide tarafından Mart 2007'de yayımlanan "Dağlara Dönüş" adlı videoyla birlikte kuruluşu duyuruldu. Videoda yapılanmayla birlikte; Irak'taki Kürt halkı, seküler ideolojisi nedeniyle el-Kaide tarafından İslam'a ihanet ettiği öne sürülen Kürt siyasi liderlere karşı mücadeleye çağrılmaktaydı. Örgüt üyelerinin çoğunluğunu, Kürdistan İslami Hareketi'nin bazı eski üyelerinin oluşturduğu öne sürülmüştü. (Devamı...)

18 Şubat
Salem cadı mahkemeleri Massachusetts'e bağlı Essex, Suffolk ve Middlesex kontluklarında Şubat 1692 ile Mayıs 1693 arasında gerçekleştirilen ve sonrasında cadılık ile suçlanan bir grup insan için sulh yargıçları tarafından yönetilen yerel mahkeme duruşmaları ile devam eden dinletilerdir. Duruşmalar sırasında birçok kişi yetkililer tarafından aranmamasına rağmen suçlanmış, yüz elliden fazla insan tutuklanmış ve hapse atılmıştır. Duruşmalara bakan iki mahkeme, yirmi dokuz kişiyi suçlu bulmuş ve cadılıktan ölüme mahkûm etmiştir. Suçlananlardan on dördü kadın, beşi erkek on dokuz kişi asılarak idam edilmiştir. Suçlananlardan bir adam yalvarmayı reddettiğinden dolayı ağır kayalar altında sıkıştırılarak idam edilmiştir. Suçlananlardan en az beş kişi hapishanede ölmüştür. (Devamı...)

2012 Sultangazi saldırısı 11 Eylül 2012'de Türkiye'nin İstanbul ilinin Sultangazi ilçesindeki 75. Yıl Polis Merkezi'nde düzenlenen intihar saldırısıdır. Karakola gelen ve karakola girmeye çalışan Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (DHKP-C) mensubu İbrahim Çuhadar'ın, polislerin engellemesi sonucu içeri girememesi sonrasında üzerindeki patlayıcıları karakolun giriş kısmında patlatmasıyla gerçekleştirildi. Patlama sonucunda saldırgan ve bir polis hayatını kaybetti, yedi kişi de yaralandı. (Devamı...)

19 Şubat
Levni (d. 17. yüzyıl sonları, Edirne - ö. 1732, İstanbul), asıl adı Abdülcelil Çelebi olan Osmanlı minyatür sanatçısı ve halk şairi. Lale Devri'ni yaşamış sanatçı, Osmanlı minyatür sanatının son büyük temsilcisidir. 17. yüzyılda duraklamış olan Osmanlı minyatür sanatına renk, perspektif, betimleme anlayışı ve natüralist ögeleriyle yenilikler getirmiştir. Eserleri, iki boyutlu bir yüzey sanatı olan minyatürle, perspektifi ve ışık gölgeyi kullanan Avrupa resmi arasında bir geçit olarak kabul edilir. Padişah portrelerinin yer aldığı Silsilename, tek tek sayfalardan oluşan Murakkalar, III. Ahmed'in şehzadelerinin 1720'deki sünnet düğününü anlatan Surname-i Vehbi adlı mensur eseri süsleyen minyatürleri Levni'nin en ünlü eserleri arasındadır. II. Mustafa zamanında Osmanlı sarayının başnakkaşlığına getirilen Levni, aynı zamanda bir halk şairidir; yirmi kadar şiiri günümüze ulaşmıştır. (Devamı...)

Potemkin Zırhlısı Sergey Ayzenştayn tarafından yönetilen 1925 yapımı Sovyetler Birliği sessiz filmdir. Özgün adı Bronyenosyets Potyomkin (Броненосец «Потёмкин») olan film, 1905'te gerçekleşen Potemkin zırhlısı ayaklanmasını konu almaktadır. Ayaklanma, 1917'de gerçekleşecek olan Ekim Devrimi'nin bir provası niteliğinde olduğu için film, 1925 yılında Sovyet hükûmeti tarafından bir devrim propagandası filmi olması için özellikle ısmarlandı. Ama yönetmen Ayzenştayn, bunun çok ötesine geçerek filmde kurgu ile ilgili kuramlarının tamamını deneme fırsatı buldu. Ortaya sinemasal açıdan da devrimci bir film çıktı, artık sinemada kurgunun hayati bir önemi olduğu anlaşılmıştı. (Devamı...)

20 Şubat
Çin yargı sistemi Çin'deki yargı düzenini ifade etmektedir. Adalet işleri, merkezî ve yerel yönetim esaslarına uygun bir şekilde teşkilatlanmıştır. Çin anayasasına göre, kaza ve kontrol yetkileri iki ayrı, ama bir arada çalışan ve sırası ile Yüksek Halk Mahkemesi'ne ve Yüksek Halk Savcılığı'na kadar uzanan iki hiyerarşide toplanmıştır. Bunların her ikisi de son olarak Ulusal Halk Kongresi'ne karşı sorumludurlar. Ayrıca hükûmetin yürütme organı olarak, devlet konseyinde de, kanunların ve kamu düzeninin korunması yönünden geniş yetkileri vardır. Konseye bağlı İçişleri Bakanlığı, köy kademesine kadar medeni hukukla ilgili işlerden ve Halk Güvenliği Bakanlığı da Halkın Silahlı Polisi teşkilatının görevlerinin yürütülmesinden sorumludur. Çin anayasası, bütün yurttaşların; ırkı, cinsi, mesleği, sosyal kökü, dinî inancı ve Çin'de oturma süresine bakılmaksızın kanunlar önünde eşit olduklarını hükme bağlar. Ayrıca bir halk mahkemesinin veya halk savcılığının kararı olmaksızın, hiçbir yurttaşın tutuklanamayacağını da belirtir. Her yurttaşın bir mahkeme önünde açık olarak yargılanmayı isteme hakkı bulunmaktadır. Diğer taraftan, yurttaşların mecburiyetleri ile ilgili maddeler de yer alır. Bu maddelere göre yurttaşlar; kamu düzenini ve devlet mallarını korumak, çalışma disiplinine birinci derecede önem vermek, sosyal törenlere saygılı olmak gibi kurallara bağlı olmak zorundadırlar. (Devamı...)

Darülbedayi 27 Ekim 1914 tarihinde İstanbul Belediyesi bünyesinde konservatuvar olarak açıldıktan sonra okul hüviyetinden çıkıp bir tiyatro topluluğuna dönüşen sanat kurumudur. Osmanlı İmparatorluğu'nda kurulan ilk konservatuvardır. 1934 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları adını alan kurum, Türkiye'de Batılı anlamda tiyatronun gelişmesinde önemli bir değişimi sağlamıştır. Türk tiyatrosunun en uzun ömürlü tiyatro topluluğu olarak günümüzde faaliyetlerini İstanbul'da on sahnede sürdürmektedir. (Devamı...)

21 Şubat
Rusya Federasyonu İç Birlikleri (Rusça: Внутренние войска Министерства внутренних дел, Vnutrenniye Voiska Ministerstva Vnutrennikh Del; kısaca ВВ veya VV), Rusya hükûmetine bağlı jandarma benzeri paramiliter kolluk kuvveti. 5 Nisan 2016'da iç yapısı değiştirilerek İçişleri Bakanlığı'ndan ayrılmış ve "Rusya Ulusal Muhafızları" adını almıştır. İç Birlikler, ayaklanmalar ve iç çatışmaları önleme ile birlikte nükleer santraller gibi önemli tesislerin korunmasından sorumluydu. Bu kapsamda Birinci Çeçen Savaşı ve İkinci Çeçen Savaşı'nda aktif görev aldı. Bunun yanında Rusya'daki birçok çatışmanın bastırılmasında rol oynadı. Bu birlikler savaş sırasında Rusya Silahlı Kuvvetleri'ne girmiş, yerel savunma ve arka alan güvenliği görevlerini yerine getirmişlerdir. İç Birlikler'in komutanı, Nisan 2016'da dağılana kadar Viktor Zolotov idi. İç Birlikler, hem gönüllülerden hem de askerlik yapan kişilerden oluşmaktaydı. Bu nedenle aktif üye sayısı değişkendi. İç Birlikler ilk kez 27 Mart 1811'de kuruldu. Ekim Devrimi'nin ardından 1918'de Tüm Rusya Merkezi Yönetim Komitesi'nce NKVD'nin bir parçası olarak kurulması gündeme getirildi. 1919'da "İç Güvenlik Güçleri" (Voyska vnutrenney okhrany Respubliki, VOHR) ismiyle örgütlendi. Bu birlikler aynı yıl Çeka'ya, 1922-23'te ise OGPU'ya devredildi. (Devamı...)

Biseksüellik hem eril hem dişilere yönelik romantik çekim, cinsel çekim veya cinsel davranış, ya da herhangi bir cins veya cinsiyet kimliğinden kişilere duyulan romantik veya cinsel çekim; bu ikinci görüş, bazen panseksüellik olarak da adlandırılır. Biseksüellik terimi, çoğunlukla hem kadınlara hem erkeklere yönelik romantik veya cinsel hisleri belirtmek için insan çekimi bağlamında kullanılır ve heteroseksüel-homoseksüel sürekliliğin birer parçası olan karşıcinsellik (heteroseksüellik) ve eşcinsellikle beraber cinsel yönelimin üç ana sınıflandırmasından biridir. Bir biseksüel kimlik, her iki cinse eşit cinsel çekim hissetmek zorunda değildir; çoğunlukla bir cinse daha yoğun ilgi duyan kişiler de kendilerini biseksüel olarak tanımlar. Biseksüellik tarih boyunca çeşitli insan topluluklarında ve hayvanlar aleminde de gözlenmiştir. Ancak biseksüellik terimi, hetero- ve homoseksüellik gibi, 19. yüzyılda ortaya atıldı. (Devamı...)

22 Şubat
Koza Han 15. yüzyıl sonlarında II. Bayezid tarafından İstanbul'daki eserlerine vakıf olarak Bursa'da yaptırılmış handır. Ulu Cami ile Orhan Camii arasında bulunan yapının mimarı, Abdül ula bin Pulat Şah'tır. Geçmişte Yeni Han, Han-ı Cedid, Han-ı Cedid-i Evvel (Pirinç Han'ın yapılmasından sonra), Han-ı Cedid-i Amire, Yeni Kervansaray, Beylik Han, Beylik Kervansaray, Simkeş Han, Sırmakeş Han gibi birçok adla anılmış; ipek kozası ticareti bu handa yapıldığından zamanla Koza Han adıyla anılır olmuştur. Koza ticareti için Bursa'ya gelen ipek tüccarları konaklama hizmeti veren handa altlı üstlü iki oda tutmuşlar; üstteki odayı ticari işlerini görmek ve konaklamak, alttaki odayı da ticaret mallarını depolamak için kullanmışlardır. Avlu ortasında, bazı Selçuklu kervansaraylarında oluğu gibi ayrı bir mescit bulunur. Mescidin altında havuzlu bir şadırvan vardır. Hayvan ahırı olarak inşa edilen ikinci avlu bölümü "İç Koza Han" olarak adlandırılır. (Devamı...)

Alman İşçi Partisi I. Dünya Savaşı'ndan sonra Weimar Cumhuriyeti'nde kurulan ilk siyasi partilerden biridir. 5 Ocak 1919'da kurulmuş olan ve ömrü kısa süren Alman İşçi Partisi sadece bir yıl etkin kalmıştır. Ekim 1918'de "Thule Cemiyeti" tarafından, cemiyetin iki üyesi olan gazeteci Karl Harrer ve çilingir Anton Drexler'e bu siyasi topluluğun etkisini işçiler arasında artırmak için özel siyasi dernek oluşturmaları söylenir. Bunun üzerine Drexler, Alman İşçi Partisi'ni kurar. 12 Eylül 1919'da parti toplantısında yer alan Adolf Hitler de partinin sloganlarını beğenir. Ardından Hitler ile tanışan Ernst Röhm, Hitler'e Alman İşçi Partisi'ne dâhil olması ve parti yönetimini kendi eline alması konusunda görüş bildirir. Hitler ilk defa 16 Ekim 1919'da 111 kişiden oluşan izleyici karşısında görülür. Öncelikle Hitler, "Büyük Almanya" hakkındaki kendi görüşlerini bildirir, sonra ise Almanya'nın mağlubiyetinden Marksistleri, sosyalistleri ve Yahudileri sorumlu tutar. Hitler, Alman İşçi Partisi'nin toplantılarında Versay Antlaşması'nın Almanya'ya kaybettirdiği toprakların geri alınması gerektiğini ve antlaşmanın barbarlık olduğunu bildirmiştir. (Devamı...)

23 Şubat
Vincent van Gogh'un ölümü 29 Temmuz 1890 sabahı erken saatlerde, Fransa'nın kuzeyinde Auvers-sur-Oise köyünde Auberge Ravoux'daki odasında gerçekleşmiştir. 27 Temmuz 1890 günü van Gogh'un tarlalarda iken kendini tabanca ile vurduğuna genel olarak inanılmaktadır. 1889'da Vincent'ın zihin sağlığı kötüleşti. Arles'da gelişen olaylar sonrasında kasabalıların dilekçesiyle hastaneye yatırıldı. Durumu iyileşme gösterdikten sonra kardeşi Theo ile Johanna Bonger'ın evlenmesi ile aynı zamanda Mart 1889'da hastaneden taburcu edilmeye hazırdı. Ancak son anda hastanede Protestan hastalara yardımcı olan Frédéric Salles'e bir akıl hastanesine yatmak istediğini söyledi. Salles'in önerisi ile van Gogh Saint-Rémy yakınlarında bir akıl hastanesini seçti. Başlangıçta bu fikre karşı çıkan Theo, Vincent'ın Pont Aven'de Paul Gauguin'in yanına gitmesini önerdi ancak sonunda razı gelerek akıl hastanesi masraflarını üstlenmeyi kabul etti. Vincent akıl hastanesine Mayıs 1889'da yattı. Zihinsel durumu bir süreliğine dengeli duruma gelen van Gogh, açık havada çalışarak bu dönem içinde Yıldızlı Gece gibi en tanınmış resimlerini üretmiştir. Ancak Temmuz sonunda, Arles'ı ziyaret etmesinin ardından bir ay sürecek ciddi bir nöbet geçirdi. (Devamı...)

İnsan baş bitinin tedavisi saç biti parazitlerinin insan saçından uzaklaştırılması için bir süreçtir ve yüzyıllar boyunca tartışılarak incelenmiştir. Bununla birlikte, insan biti enfestasyonları vakalarının sayısı 1960'lı yılların ortalarından beri dünya çapında artmış ve her yıl yüz milyonlarca kişiye ulaşmış durumdadır. Günümüzde hâlâ tek bir işlemin ardında bit yumurtalarının ve saç arasına saklanmış bitlerin tamamen yok edilmesi mümkün değildir. Bununla birlikte, değişik başarı derecelerine sahip uygulanabilen çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Bu yöntemler kimyasal işlemler, doğal ürünler, taraklar, tıraş, sıcak hava ve silikon bazlı losyonları içerir. (Devamı...)

24 Şubat
Geliştirilmiş sorgulama teknikleri dünya genelindeki "kara bölge" adı verilen gizli hapishanelerde bulunan tutukluları sorgulamak amacıyla Merkezî İstihbarat Teşkilatı (CIA), Savunma İstihbarat Teşkilatı (DIA) ve Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetlerine bağlı çeşitli birimler aracılığıyla Amerika Birleşik Devletleri federal hükûmeti tarafından sistematik olarak uygulanan işkenceleri tanımlamak için kullanılan tabir. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush döneminde uygulanan teknikler arasında uzun süreli baskı pozisyonu, kafaya bir başlık geçirerek kapama, sağır edecek derecede yüksek sesler verme, halüsinasyon görülecek kadar uykusuz bırakma, yiyecek ve içecek vermeme, waterboarding, walling, çıplak bırakma, aşırı soğuk suyla ıslatma, tutukluları küçük kutulara koyma ve sürekli olarak tokat atma veya dövme bulunmaktaydı. Bazı durumlarda ise tutuklular, aile fertlerine zarar vermekle tehdit edilmişti. Tekniklerin uygulandığı tutuklu sayısıyla ilgili herhangi bir resmî açıklama yapılmadı. CIA tarafından yapılan açıklamayla, 11 Eylül saldırıları ile ilişkisi olduğunu tespit ettikleri Ebu Zübeyde, Halid Şeyh Muhammed ve Muhammed el-Kahtani'ye waterboarding uygulandığını kabul etti. Öte yandan CIA'in waterboarding tekniğinin kullanılmadığını belirttiği Afganistan'daki kara bölgede de, waterboarding tekniğinin uygulanması için gereken tahta platform ile çevresindeki kovaların bir resmi çekilmişti. (Devamı...)

Feodal sosyalizm anti-kapitalist toplumsal bir demagoji yardımıyla işçi sınıfını feodal sınıfların yanına çekmeye ve onları feodal sınıfların burjuvaziye karşı savaşımında kullanmaya çalışan eğilim. Bilimsel sosyalizmin aksine, bilimsel yöntemler kullanılmadan literatüre geçirilen bu sosyalizm fikrinde feodal sınıflar, işçi sınıfını kendi sınıf çıkarları gereği kullanmıştır. "Feodal sosyalizm" terimi ilk kez Karl Marx ve Friedrich Engels'in Komünist Parti Manifestosu eserinde kullanılmıştır. Tarihsel ve felsefik olarak büyük oranda Thomas Carlyle tarafından teorize edilen bu düşüncenin kökenleri Katolik fikirlere dayanmaktadır. Fransa'da 1830 yılındaki Temmuz Devrimi döneminde Bourbon Hanedanı taraftarı mutlak monarşi yanlılarından bir bölümü böyle bir propaganda yapmıştır. İngiltere'de ise 1832 yılındaki parlamento reformu döneminde, soylulardan ve edebiyatçılardan oluşan ve liberalizm yanlılarına (Benjamin Disraeli, Thomas Carlyle vb.) yakın olan "Genç İngiltere" grubunun işi oldu. Bu eğilimin Prusyalı köy soylularının feodal partisinin bazı öğeleri üzerinde belli bir etkisi oldu. Görüşleri Almanya'da L'Observateur rhénan adlı gazete ile yayılıyordu. Karl Marx bu gazetede yer alan görüşlere karşı "devrimci sosyalizmi" savunmuş ve "L'Observateur rhénan'ın Komünizmi" adlı bir makale yayınlamıştır. (Devamı...)

25 Şubat
Ankara Zafer Anıtı Ankara'nın Altındağ ilçesinin Ulus Meydanı'nda cumhuriyetin ilk yıllarında yaptırılmış anıttır. Kurtuluş Savaşı kahramanlarının anısına Yenigün Gazetesi öncülüğünde Türk halkı tarafından yaptırılmıştır. Türk hükûmetince açılan uluslararası yarışmada birinci olan Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel'in eseri olan anıt, 24 Kasım 1927’de açıldı. Anıtkabir inşa edilinceye kadar, Ankara'nın devlet merasimlerinin yapıldığı resmî olmayan simgesi olarak işlev gördü. Mustafa Kemal Atatürk, anıtta asker kıyafetleri içinde, -adını zafer kazanılan savaşın yapıldığı meydandan alan- "Sakarya" isimli atının üzerinde gösterilmiştir. Kaide üzerindeki kabartmalarda Türk halkının kökeni, kazandığı Kurtuluş Savaşı, Atatürk'ün Ankara'ya gelişi gibi konular anlatılır. Kaidenin ön tarafında Namık Kemal'in Vatan Mersiyesi'nden Atatürk'ün hafifçe değiştirerek alıntıladığı bir satır yer alır: "Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara maderini." (Devamı...)

Ekim'de Lenin (Rusça: Ленин в Октябре), yönetmenliğini Mihail Romm'un yaptığı 1937 yapımı Sovyetler Birliği filmidir. Yakov Sverdlov'un hayatını konu alan film, Tüm Rusya Merkezi Yönetim Komitesi başkanlığı sırasında meydana gelen olayları anlatmaktadır. Şubat 1936'da Ekim Devrimi'nin 20. yılı sebebiyle Ekim Devrimi ve Vladimir Lenin'in konu alındığı bir film yarışması düzenleneceği açıklanmıştır. Yarışma katılan filmler Stalin'in başkanlık ettiği ülkenin önde gelen film yapımcılarının oluşturduğu bir komisyon tarafından denetlenir. Bu zaman zarfında Mosfilm ve Lenfilm arasında bir rekabet doğmuş, en gerçekçi Lenin imajını yaratmak için bir yarışa girmişlerdir. Yarışmaya katılan çoğu film Sergey Ayzenştayn'ın 1928 yapımı Ekim filmini büyük ölçüde referans almış, bununla birlikte dönemin ses eklentisi teknolojisi ile geliştirilmiştir. Filmin hikâyesi 1917 yılında gerçekleşen Ekim Devrimi'ni ve devrimde Bolşevik lider Lenin'in rölü üzerine kuruludur. Lenin Sankt-Peterburg'daki işlerin ayaklanmasına önayak olur. Bu zaman diliminde Stalin ile bir araya gelir ve yakın bir müttefik olurlar. Ardından Bolşevik Parti, yakın zamanda gerçekleşecek bir ayaklanma için gizli bir toplantı yapar. Filmde Lev Kamenev ve Grigori Zinoviyev'in bu gizli toplantıdaki planları açıklaması üzerine yaptığı ihanet de konu alınır. (Devamı...)

26 Şubat
Sosyal biliş sosyal etkileşimde rol oynayan bilgiyi işleme, kodlama, depolama ve hatırlama gibi bilişsel süreçlerdir. Sosyal psikoloji alanında sosyal biliş, sosyal psikolojik süreçlerin bilişsel psikoloji ve bilgi işleme kuramının önermelerine ve metotlarına bağlı olarak çalışıldığı bir yaklaşımdır. Bu yaklaşıma göre, sosyal biliş sosyal psikolojik olguyu altındaki bilişsel süreçleri araştırarak anlamayı amaçlayan bir analiz düzeyidir. Yaklaşım laboratuvar deneylerine ağırlık vermektedir. Metaforik modeller kullanarak zihinsel temsilleri incelemektedir. 1960'ların sonu ve 1970'lerin başlarında bilişsel psikoloji alanındaki gelişmelere bağlı olarak önem kazanmaya başlamıştır. Alanda biriken laboratuvar deneylerinin dış dünyadaki birçok olguyu açıklamakta yetersiz kalması nedeniyle 1970'lerde ortaya çıkan güven bunalımının ardından oluşturulan alternatif kuramsal ve metodolojik çerçeveyi içermektedir. Ana akım sosyal psikolojide kullanılan hâkim model ve yaklaşımdır. (Devamı...)

"Otorite Üzerine" Friedrich Engels'in her türlü otoriteyi reddeden Mihail Bakunin önderliğindeki anarşistlerin görüşlerini eleştirdiği ve proleter devrimin devlet karşısındaki tutumu sorununa ilişkin marksist görüşlere bir temel getiren makalesidir. Ekim 1872-Mart 1873 tarihleri arasında yazılan makale; Aralık 1873'te, 1874 yılı için hazırlanan Almanca Repubblicano adlı derlemede yayımlanmıştır. Engels, devleti yaratmış olan toplumsal ilişkileri kaldırmadan "devleti kaldırmak"tan söz eden anarşist düşüncenin bilim dışı ve karşı devrimci olduğunu vurgulamakta, ayrıca anarşist dogmacılığı ve sekterliği de şiddetli bir şekilde eleştirmektedir. Engels, söz konusu eserinde "anti-otoriterciler" olarak tanımladığı bir kesimin otoriter siyasal devletin, onu yaratmış olan toplumsal şartlar yok olmadan önce derhâl kaldırılmasını istemekle suçlamakta ve buna karşılık Paris Komünü'nü örnek göstererek "Bu baylar hiçbir devrim görmüşler midir? Paris Komünü, silahlı halkın otoritesini burjuvaziye karşı kullanmamış olsaydı, bir gün olsun dayanabilir miydi?" demektedir. (Devamı...)

27 Şubat
Suzan Lütfullah (1909, İstanbul - 11 Ocak 1932), Türk opera sanatçısı. Türkiye'nin ilk profesyonel Müslüman primadonnasıdır. II. Abdülhamid'in kilercibaşısı İbrahim Bey'in torunu Suzan Lütfullah, 17 yaşında iken Kadıköy Şehbal Tiyatrosu'nda o yıl kurulan Yeni Operet Heyeti'nin ilk oyunu Balo Kaçakları'nda başrol oynadı ve bu yaşta sahneye çıkan ilk Türk kızı oldu. Muhlis Sabahattin Ezgi'nin kurduğu Muhlis'in Çocukları Operet Topluluğu ile Ayşe operetinde rol aldı ve Ayşe operetinin prömiyerinin yapıldığı Samsun'da sahneye çıkarak büyük başarı kazandı. Ayşe operetinden sonra Telefoncu Kız, Şen Dul, Franz Lehár, Çardaş Fürstin, Emmerich Kálmán, Bayadere, Asaletmaab operalarında rol aldı. Türkiye'nin ilk tenorlarından Lütfullah Sururi Bey'le evlenen Suzan Hanım, eşi ile Almanya'da bir dizi plak doldurmuş; bu taş plaklarda operetlerin yanı sıra, "Gözler Sözler", "İstanbul Hatırası", "Seven Kalp Böyle Yanar", "Memleketim", "Rita Tango", "Bir Martı Gibi", "Ben bir Çingeneyim", "Vatan Hatırası" ve "Bulvardaki Küçük Bar" adlı tangoları seslendirmiştir. (Devamı...)

Riya Teze (kiril alfabesiyle Р’йа т'әзә; Türkçe: Yeni Yol), Mart 1930'da Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nde Ermenistan'daki Kürtler için Kürtçe dilinde yayımlanmaya başlayan gazete. Ermenistan Komünist Partisi'nin Kürtçe yayın organıydı. Riya Teze, latin alfabesi ile çıkarılan ilk Kürtçe gazete olma özelliği taşır. Bununla birlikte gazetede Ermenistan SSC hükûmetinin kararıyla Erebê Şemo ve İshak Marogulov tarafından hazırlanan Şemo-Marogulov alfabesi kullanılmıştır. İlk sayısı dört sayfalık olarak basılan gazete, iki haftada bir 600 kopya ile yayımlanmaktaydı. İlk editörü Cerdoyê Genco'dur. Gazete 1937 yılına kadar Latin alfabesiyle yayımlanmaya devam etmiştir. Riya Teze'nin basımından bir yıl sonra 1931'de, Kürt dili ve edebiyatı öğretmenleri yetiştirmek üzere Erivan'da Trans Kafkasya Eğitim Akademisi açılmıştır. Sovyetler Birliği'ndeki Büyük Temizlik döneminden hemen önce, 1937 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Josef Stalin önderliğindeki heyetin aldığı karar doğrultusunda yayını durduruldu. Ardından Stalin'in ölümünden iki yıl sonra, 1955 yılında Miroyi Asad editörlüğünde tekrar yayın hayatına başlamıştır. Bu tarihten itibaren Heciyê Cindî'nin Kürtçeye uyarlamış olduğu kiril alfabesi ile yayın hayatını sürdürdü. 1976 yılında tirajı 5.000'i bulmuştu. 1980'li yılarda haftalık tirajı yaklaşık 4.000 olan gazete, Sovyetler Birliği'nde ve Avrupa'da yaşayan Kürtler tarafından da okunmaktaydı. Özellikle Doğu Almanya ve İsveç'te de yayımlanmıştır. Gazetenin editörlüğünü 1989'da Tital Muradov, 1991'de Emirike Serdar sürdürmüştür. (Devamı...)

28 Şubat
Milgram deneyi insanların otorite sahibi bir kişi veya kurumun isteklerine, kendi vicdani değerleriyle çelişmesine rağmen itaat etmeye ne ölçüde istekli olduklarını ölçme amacını güden bir deneyler dizisinin adıdır. İlk deney, Yale Üniversitesi'nde görevli psikolog Stanley Milgram tarafından 1961'de gerçekleştirilmiştir. Yale Üniversitesi'nde sıradan bir insanın sadece bir araştırmacıdan aldığı emirle başka bir insana ne kadar acı çektireceğini ölçmek üzere düzenlenmiştir. Bu deneyde katılımcılara bir öğrenme deneyinde "öğretmen" rolü verilir ve onlardan öğrenci rolündeki kişiye elektroşok uygulamaları istenir; böylelikle otoriteye uymakla vicdanları arasında seçim yapmak zorunda kalırlar. Milgram'ın ilk deney dizisinde öndeneklerin %65'inin deneydeki en yüksek gerilim olan 450 voltu, her ne kadar epey huzursuzluk hissetmiş olsalar da, uyguladıkları görülmüştür. Hepsi deneyin bir noktasında durup deneyi sorgulamış, hatta bazıları kendilerine ödenen parayı geri vereceklerini söylemişlerdi. Katılımcılardan hiçbiri 300 volt seviyesinden önce şok uygulamaktan tereddütsüzce vazgeçmedi. (Devamı...)

Zafer Sancağı (Rusça: Знамя Победы, Znamya Pobedy), 1 Mayıs 1945 günü, Adolf Hitler'in intihar ettiği günden bir gün sonra, Berlin'deki Reichstag binası üzerine Kızıl Ordu askerleri tarafından göndere çekilen 188 × 82 cm boyutlarında orak, çekiç ve kızıl yıldız amblemlerini taşıyan sancaktır. Alexei Berest, Meliton Kantaria ve Mikhail Yegorov isimli üç Sovyet askeri tarafından göndere çekilen sancak, II. Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği'nin Nazi Almanyası'nı yenmesinin resmî sembolüdür. Günümüzdeki eski SSCB ülkeleri ve Rusya'da hâlen resmî törenlerde, özellikle Zafer Günü kutlamalarında kullanılmaktadır. Aynı zamanda 1996'dan beri Belarus ve 2009'dan beri Transdinyester'in resmî sembollerinden birisidir. Orijinal sancak Moskova'da bulunan Merkezi Silahlı Kuvvetler Müzesi'nde sergilenmektedir. Zafer Sancağı, Rusya Federasyonu Anayasası'nda güvenliği sağlanması gereken ve sonsuza kadar kamuya açık bir yerde saklanması gereken bir nesne olarak tanımlanmıştır. (Devamı...)