Tartışma:Mustafa Kemal Atatürk/Arşiv 6

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Atatürk'ün doğum tarihi

19 Mayıs olduğunu kaynaklı olarak bildirmemize rağmen siliniyor.Bakın bakalım diğer dildeki Vikipedilerin çoğuna.

19 Mayıs olduğu gerçek değildir Atatürk 'ün istediği manevi doğum günüdür. Esat38 (mesaj) 19:32, 28 Eylül 2016 (UTC)

Etnik kökeni hakkında

"1881 yılında Selanik de doğdu. Kökenleri konusunda Türkmen, Arnavut, Sabetaycı gibi iddialar bulunmaktadır".eski sayfa versiyonunda bu yazı mevcut fakat daha sonra kaldırılmış.Ayrıca İngilizce ve diğer dillerde kökeni hakkında farklı etnik kimlikler geçmektedir. Örn,İngilizce Wikipediya;
According to Andrew Mango, he was born into a family which was Muslim, Turkish-speaking and precariously middle-class.[5] Time magazine states that Mustafa Kemal's father was of Albanian and his mother was of Macedonian origin,[6] and Patrick Kinross wrote that he was "as fair as any Slav from beyond the Bulgarian frontier" with "fine white skin" and "eyes of a deep but clear light blue."[7] According to Encyclopaedia Judaica, one assertion that was commonly made by many Jews of Salonika was that Kemal Atatürk was of Doenmeh origin. Many of Atatürk’s religious opponents eagerly embraced this view; the Turkish government denied it.[8] His father Ali Rıza is thought to be of Albanian origin;[9][10][11][12][13]

Nasıl oluyorda Bir veya iki resmi tarihçinin yazdığı 2 ve 3 kitapla atatürk yörük yapılıyor,kaynaklar tamamen taraflı ve hayalden ibaret Hiç inandırıcı olmadığını aklı başında insanlar biliyor,Hemen düzeltilmeli.--88.227.45.30 19:20, 27 Ocak 2012 (UTC)

Pekiyi bu kaynakların geçerliliğinden ne kadar eminiz? Yabancı olunca kaynak doğru mu oluyor? Hele Patrick Kinross'un tezi evlere şenlik. Balkanlarda yaşamış bütün sarışın, mavi gözlü ve beyaz tenli insanları Bulgar yapalım o zaman? :) Bir insanın etnik kökenini artık bilimsel olarak tespit etmek mümkün. Bununla beraber, eğer bir insana DNA testi yapılarak etnisitesi net olarak belirlenmedi ise o insan kendisini ifade ettiği etnisite ile alınır. Atatürk gerçekten Türk müydü değil miydi tartışması tamamen ırkçılıktan ibaret. Safkan Türk demekle Türk değildi demek arasında ırkçılık açısından hiç bir fark yok. Türk değil deyince aydın olunmuyor yani :)

Atatürk'e hakaret!

İngilizce Wikipedia, Atatürk'e hakaret amaçlı kullanılıyor! "Türk" yazarlar da destek çıkıyor! "Eşek" ile Atatürk maddesinin ne alakası var! Biz kim "eşek" biliyoruz! Böri 18:22, 5 Kasım 2010 (UTC)

Geri gelmiş: He used Kamâl in his last years. (According to Cemal Granda) Atatürk said: "However many Kemals live on Earth, all of them are donky" (Dünyada ne kadar Kemal varsa hepsi eşektir...)[12]. Anyway in identifying reliable sources Mustafa Kemal Atatürk is used. We can give information about Kamâl, but we cannot change his common name. Takabeg (talk) 12:53, 5 November 2010 (UTC)

Bu sayfayı okuyan yok mu? Böri 10:40, 6 Kasım 2010 (UTC)

İngilizce sayfadaki propaganda

Arkadaşlar, İngilizce sayfada, Ali Rıza Efendi'nin Arnavut kökenli olduğunun düşünüldüğü yazılmış. Dikkate değer tüm kaynaklar babasının Kocacık'a yerleştirilmiş Türklerden olduğunu yazar. Fabio Grassi'nin yeni çıkan Atatürk biyografisinde de ailesinin Türkçe konuştuğunu ve muhtemelen Anadaolu'dan göç etmiş Türklerden oldugunu yazıyor. Fakat wikipedia yazısı yarı-korumalı ve bu kaynakları ekleyemiyorum. Lütfen bu saçma propagandayı kaldırtalım.

Atatürk'ün adını düzeltelim

Atatürkün tam adı şöyle: Mustafa Kamâl Atatürk http://www.ntvmsnbc.com/id/25157279/ --Zefro 19:25, 6 Aralık 2010 (UTC)

  • bu sadece bir iddia. kanıtlanmadığı veya yaygın olarak kabul görüp kullanılmadığı sürece, mevcut yazılışı geçerlidir elbette.. --ki bl 21:43, 6 Aralık 2010 (UTC)
Zaten önceden verdiğiniz adres de maddedeki nüfus hüvviyet cüzadının bir kısmı idi. Buna rağmen Google arama motorunda "Mustafa Kamâl Atatürk" 5.250 sonuç veriyor ve bunların çok büyük bir çoğunluğu İngilizce, neredeyse hiç Türkçe yok. buraya bakabilirsiniz. "Mustafa Kemal Atatürk" ise 13.200.000 sonuç veriyor buraya bakabilirsiniz, ayrıca popüler bir kullanımı var. Bu nedenle maddenin adının değiştirilmesi olası olmamalı. Aslında yukarıdaki yorum çok eski (2010 tarihli); ancak yine de görüş bildirmek istedim. Kolay gelsin Yâ bolum 19:08, 17 Nisan 2011 (UTC)

♦Kamâl denmesinin sebebi Dil Devrimi'dir. Kemal Arapça olduğu için Kamâl şeklinde yazılmasını bir kısım insanlar istemişlerdir. (Tamam Dostum Düzelttim. Ama kabul olması lazım.)

Hatırası Bölümü

Ataturk'un hatirasinin Turkiyede ne kadar canli bir sekilde yasatildigina dair bir bolum olusturulmali diye dusunuyorum.

Bu bolumde Ataturk'un hatirasinin yasatilmasi icin, ismi kendisine atfedilen stadyumlar, muzeler, okullar, universiteler, diger resmi kurumlar, resminin uzerinde bulundugu paralar, pullar, ve her sehir ve resmi kurumda bulunan heykellerden bahsedilmeli diye dusunuyorum. Birde her ders kitabi ve sinifta Ataturk resimlerinin bulundugu da onemli. Tabi ki dernekler ve partilerdende Ataturk un hatirasini nasil yasattiklarina dair tarafsiz bir sekilde bahsedilebilir.

Hatta bir cok yuttasimizin evlerinde Ataturk resimleri veya heykelleri bulundurdugunu, bu resimlerin portre ve takvim seklinde olabilecegini, Ataturk resimli kravatlar, sac bantlari, esarplar, bayraklar, sapkalar, masaustu heykelleri, yaka rozetleri vb. nin de kendini Ataturkcu hisseden yuttaslar tarafindan gururla bulunduruldugundan/giyildiginden de bahsedilebilir.

Anitkabir'de Ataturk'e ait bir hatira..

Ulke liderlerlerinin Turkiye resmi gezilerinde protokolde Anitkabir'i ziyaret etmeleri gerektigide bahsedilebilir.

Bunun yaninda 5816 nolu Ataturk'un hatirasi kanunuda bu baslik altina alinmali Yakamozlar 18:00, 8 Şubat 2011 (UTC)

Evet. bu çerçevede maddeye eklenebilecek çok şey var bence de. --E4024 (mesaj) 09:07, 30 Haziran 2014 (UTC)

taraflı madde

Bu madde şu haliyle çok taraflı görünüyor. Mesela Atatürk'ün, Kürt sorunu, Dersim olayları, Müslüman din adamları ve Masonlarla ilişkileri gibi tartışmalı konulardan hiç bahsedilmemiş. Yakamozlar 17:51, 22 Şubat 2011 (UTC)

Onlardan bahsetmedim diye bunun yanlış olduğu , taraf tuttuğum kanıtlanamaz. Çünkü yazım bilimseldir. --213.43.33.234 17:18, 16 Nisan 2011 (UTC) Diğer yönlerinden bahsetmememin nedeni diğer yönleri hakkında az çok bilinenler , söylenenler var ama bu yönünden pek bahsedilmemiş. --213.43.33.234 17:58, 16 Nisan 2011 (UTC)

Bilgi kutucuğundaki resim

Bilgi kutucuğuna Atatürk'ün daha güzel bir resmi konulamaz mı? -- FelecitaTRİleti 14:52, 16 Nisan 2011 (UTC)


  • Aşağıdaki resmi bilgi kutucuğuna ekledim. Daha güzel buldum. -- FelecitaTRİleti 14:52, 16 Nisan 2011 (UTC)

Atatürkçülüğün Bilinmeyen Yönü

Atatürk medeniyetlerde Türklerin payını bazen abartarakta belirtir.Gençliğe hitabesinde damarlarındaki asil kandan söz eder. Çankayaya gelenlerin kafatasını antropometrik pergelle ölçerek ve Sağlık Bakanlığına 64.000 Türkün kafatasını ölçtürüp brakisefalliğimizle övünmüştür. 5.08.1942' de Başbakan Saraçoğlu da "kana" yani ırka dayalı bir demeç vermiş ve bunu Atatürkçülük olarak anlatmıştı. Manevi kızı Prof. Afet İnan, Atatürk'ün millet tarifinde (4.madde) "Irkı ve Menşe Birliğini" saydığını belirtmiştir. Ancak şuna dikkat etmelidir.Atatürk bunları "ırkçı" olarak değil, "Türklerin ırk tipi nedir ?" şeklinde antropoloji ilmiyle ilgili merakından yapmıştır.

Ordinaryus Prof. Dr. Reha Oğuz Türkkan'ın Yükselen Milliyetçilik(21.yy Türk Milliyetçiliği) adlı kitabın 33. sayfasından alınmıştır

Reha Oğuz Türkkan'a göre ırkçılık başka milletlere nefret duyarak onları yok etme isteğidir. Reha Oğuz Türkkan 1920'de doğmuş 18 Şubat 2010'da vefat etmiştir.

--213.43.33.234 16:37, 16 Nisan 2011 (UTC)

Bu yazı tamamen taraflı. -- FelecitaTRİleti 17:04, 16 Nisan 2011 (UTC)

İnanmayan arşivlere insin baksın.Bu yazı taraflı değildir.Bilinmeyen gerçekleri gün ışığına çıkarmaktır.

Burada "kişisel araştırma" veya "kaynaksız bilgilere" yer vermiyoruz. Güvenilir kaynağınız varsa sayfaya koyabilirsiniz; ancak Atatürk şöyleydi böyleydi diye taraflı bir bakış açısı ile değil. Atatürk şunu demiştir "..." kaynak ..., Atatürk şöyle yapmıştır ... kaynak ... biçiminde. Aksi taktirde bu dedikleriniz ne yazık ki bir şeyi kanıtlamaz. Kaldı ki Atatürk'ün yaptığı şeyler onun düşüncesini (Atatürkçülüğü) bağlamaz. Atatürk milliyetçiliğinde kafatası yoktur. Ortak dil, tarih ve kültür vardır; birlik ve beraberlik vardır. Atatürk'ün kafatasına göre ırk ayırdığını hiç duymadım, bana saçma da geliyor; ancak kaynak getirirseniz inceleriz. Burası tarafsız olmaya çalışan bir ansiklopedi. İyi vikiler Yâ bolum 13:20, 20 Nisan 2011 (UTC)
Burası Atatürkçülüğü tartışma yeri değildir, bunları tartışmak için Tartışma:Atatürkçülük sayfasına bakabilirsiniz. İdeolojiden ileride çalışma sırasında koyacağım "mirası" başlığında bahsetmeyi planlıyorum, tabii devrimlerin anlatılığı bölümde de yer alacak; ama tartışma yeri burası olmamalı. --82 ~145 ileti 17:53, 20 Nisan 2011 (UTC)
Mustafa Kemal Atatürk 'ün 1938 de öldüğünü hatırlatırım yalan yanlış bilgiler vererek karalama yapmayınız ayrıca Atatürk 'ün doğum tarihinin ay ve günü bilinmemektedir. Bu imzasız yazı KonuşanCeset (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.


Giriş Hatası

Atatürkün ansiklopedik bilgisini yayınlayan bölümlerin ilk girişinde kaburga kemiklerinin savaşta kırılmasından bahis etmesi hatalı sonraki konularda bahis eedilebilir bu yüzden değiştirdim. Bu imzasız yazı İnsanlopedi (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

O cümle Atatürk Araştırma Merkezi'nin bir eseri ile kaynaklandırılmış. O kaynağa göre doğru olduğundan dolayı değişikliğinizi geri alıyorum. Aksini belirten, üstün başarıdan dolayı gazi unvanı aldığını belirten bir kaynak bulursanız lütfen maddeyi değiştiriniz. --82 ~145 ileti 12:32, 2 Haziran 2011 (UTC)
Bunun doğru olduğunu belirten pek çok kaynak var. Buradan görebilirsiniz. --82 ~145 ileti 12:35, 2 Haziran 2011 (UTC)

kaynaklandırmanın olması bu ifadenin girişte yer alması için yeterli bir sebep değil. beş satırlık bir girişten söz ediyoruz. kişinin hayatındaki en önemli konu bu mudur? belli ki, resmi tarihin yazdığının doğru olmadığı söylenmek istenmiş. ancak hem bütünlük açısından hem ifadenin insanda yarattığı 'hoppalaa' duygusunu gidermek için cümle düzeltilmeli, kaynaklı ifade de aşağıda gereken bir yere alınmalı. --ki bl 06:36, 3 Haziran 2011 (UTC)

Doğum günü

  • İlginç birşey dikkatimi çekti. Atatürk’ün doğum tarihinin kesin 1881 olmadığını biliyordum, ayrıca Hicri(Kameri) ve Mali (Rumi) takvimlerden sonra Miladi Takvim de kabul edilince en sonunda 1881 olarak kabul edilmiş sanırım. Ancak ölümünden sonra basılan pullardan birisine bakarsanız burada doğum tarihi 1880 yazıyor. Bu konuyla ilgili bir açıklama ilk yıllarına eklenmeli ve bu pul da bu çelişkiyi açıklamak için kullanılmalıdır kanımca. Mimar77 22:25, 13 Ağustos 2011 (UTC)

Bu pulu bulduğunuz için teşekkür ederim.Aslında 1880 olduğunu iddia eden birçok tarihçi var.Ancak kesin bir şey söylenemiyor.Zaten 1880 iddialarından madde de bahsedilmiş. Pulu da uygun bir şekilde ekleyebiliriz.---- Akhilleus ileti 05:33, 14 Ağustos 2011 (UTC)

Atatürk bir masondu

Anlamadigim bir sey vardir, neden ana sayfada hiç bir yerde mustafa kemalin bir masoncu/ilüminati oldugunu yazmiyorlar? Oysa çok sayida kaynak vardir. Diger wikilerde ingilizce fransizca almanca kemalin mansunu oldugu yaziriyor, nedense bu türkce wikide yok! Ekleyimmi??? --Alsace38 18:19, 10 Ocak 2012 (UTC)

İngilizce Vikipedi'de gerçekten "Atatürk masondur" mu diyor? Derse ben mi görmedim yoksa gizemli bir biçimde aniden maddeden kaldırıldı mı? Merak ediyorum bu kaynaklar hangileri? Bkz. dezenformasyon. Bkz. komplo teorisi. Bkz. propaganda. Bkz. VP:KÜRSÜ. --seksen 18:31, 10 Ocak 2012 (UTC)
alman haber kanali http://www.dokumentarfilm24.de/2008/04/20/mustafa-kemal-atatuerk-eine-biografie/
  • Dezenformasyon no. 1: Bahsedilen Vikipedilerde "Atatürk masondur" denilmemektedir.
  • Dezenformasyon no. 2: Şurada Atatürk masondur değil, masonlarla görüşmüştür deniyor.
  • Dezenformasyon no. 3: Şurada da Atatürk masondur değil, bir iddiaya göre mason locasına üye olmak istemiştir deniyor.

Bu kaynakların ne kadar güvenilir olduğuna da okuyanlar karar verebilir, göz attım ama şimdi bunları yazarak vakit harcayamayacağım. Alsace38 kullanıcısı bu tür komplo teorilerini devamlı olarak gündeme getirmeye çalışmaktadır, buyrun bakın. Kullanıcının amacının ne olduğu gayet net ortadadır. --seksen 14:01, 11 Ocak 2012 (UTC)

Burada kemal masoncu nizam selaminda poz veriyor (dersim katliaminda) http://www.dersimsoykirimi.org/jenoside_dersim.pdf (foto sayfa 38) Alsace38 16:12, 11 Ocak 2012 (UTC)
Verdiğiniz kaynak sayfası oldukça taraflı bir sayfa. Kaldı ki yukarıda oldukça yorumsal yaklaşımınız mevcut. Kaynak olarak neleri kullanabileceğiniz ile ilgili bilgileri Vikipedi:Kaynak gösterme, Vikipedi:Güvenilir kaynaklar gibi sayfalardan edinebilirsiniz. Vikipedi:Tarafsız bakış açısı ve Vikipedi:Vikipedi ne değildir?#Vikipedi özgür kürsü değildir sayfalarına bakmanızı salık ederim. Daha önce de benzer konularda uyarılıp, neticesinde engellenmişsiniz. Vikipedi:Vikipedi ne değildir?#Vikipedi özgür kürsü değildir sayfasına bakmanızı önemle salık veriyorum. Daha önce de bu konuda defalarca uyarıldığınızı hatırlatırım. Lütfen öncelikle vikipediyi tanıyınız.--Merube 89msj 16:32, 11 Ocak 2012 (UTC)
ama sayin merube89, hey verdigim kürt kaynaklari, simdiye kadar hep ayni sey söylendi "tarafi kaynak". O yüzden bakarsaniz bu tutmlar yüzünden, nerdese kürt kaynaklari türkce vikide yok denecek kadar! Sonuç da resim önemli ve bir mason durusmasidir! Alsace38 17:10, 11 Ocak 2012 (UTC)
Kaynakları kürt-türk gibi etnik adlarla adlandırıyorsunuz, bu başlı başına bir sorun. Burası taraflı kaynakların yeri değildir, kürt-türk-çerkes vs. diye ayırt etmeyiz edemeyiz kaynakları. Irkçı, etnik yaklaşımlarla değil bilimsel kabullere göre kaynak seçimi ve katkı yapılacak bir ortam burası. Hangi etnik köken olduğu fark etmez. Ancak siz tarafsız bilimsel kaynaklar yerine "kürt kaynakları" (!) sunup, vikide kabulünü bekliyorsunuz. Bu mümkün değil. Burada kimsenin taraflı kaynağı yer alamaz. Burası bir ansiklopedi dolayısıyla taraflılık söz konusu olamaz. Bilimsel makalelerin -tarafsız-, bilimsel araştırmaların kaynaklarla yer alabileceği bir ortam burası. Sorunun farkında olmadığınıza göre vikipediyi tanımadığınız açık. Lütfen öncelikle vikipediyi tanıyınız.--Merube 89msj 17:16, 11 Ocak 2012 (UTC)
  • Biraz sonra birileri gelir ve şu şu fotoğrafta elini cebine sokarak poz vermiş, masondu der. Sonra Napoléon, G. Washington'un benzer resimleri gösterilir falan...--RapsarEfendim? 20:25, 11 Ocak 2012 (UTC)
http://www.youtube.com/watch?v=qbxcwt0VzAg yâni bu resimler bir uydurmami yôksa?? Alsace38 11:57, 12 Ocak 2012 (UTC)
Neden olmasın? Videoya ulaşılamıyor; ama ulaşılsa bile buradaki resimler o yukarıdaki PDF'teki gibi Atatürk'ün mason olduğu anlamına gelmeyebilir. "İşte, bakın, burada mason selamı vermiş" demeyle bir kişiyi mason yapamazsınız. Propaganda yapmamanız için defalarca uyarıldığınıza göre bu sözümü ciddiye almayacağınızı ve devam edeceğinizi tahmin edebiliyorum; ama yine de söyleyeyim, tamamen kaynaksız olan, hiçbir güvenilir kaynağa dayandıramadığınız bu komplo teorileriyle daha fazla vakit çalmayınız. --seksen 16:05, 12 Ocak 2012 (UTC)
  • Yanlıştır. Öncelikle sizin düşünme şekliniz yanlıştır. "masoncu/ilüminatici" demek , tamamen mantık hatasıdır.Masonluk bir görüştür ama masonculuk diye bir şey yoktur. Her neyse , illuminati isimli örgütün , dünyayı yönetme amacı olduğu iddia edilmektedir.Eğer , Mustafa Kemal İlluminati üyesi olsaydı , Türk Halkı'na bağımsızlığını vermezdi , yönetirdi.

Masonluğun varolduğu bir gerçektir ama illuminati gibi hayal ürünü, gerçekliği kanıtlanmamış bir oluşuma Atatürk'ü dahil olmakla suçlamak saçmalıktır.ayrıca belirttiğiniz kaynaklar yabancı kaynaklar, eğer Mustafa Kemal onların adamı olsaydı bunu asla açığa vurmaz, toz kondurmazlardı.ama gariptir ki, ülkemin muhafazakarı müslüman olmayana küfür eder, ama onların kanıtlanmamış belgelerini kaynak ve delil olarak gösterir.ayrıca teorilere göre Müslüman olan milletlere düşman olan bir örgütün bölgede müslüman tabanlı bir milletin devlet kurulmasına iyi gözle bakamayacağı aşikar.siz, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran adamı hainlikle suçluyorsunuz. Teşkilatın Yeni Silahşoru (mesaj) 21:16, 4 Nisan 2016 (UTC)

Resim

Şu resim sonradan renklendirme olan şu resimle değiştirilmiş. Bu resim bilindiği gibi orijinal değil, sonradan renklendirme olması haricinde bayrak da arkaya sonradan eklenmiş. Üstelik resmin Atatürk meclise hitap etmeden önce çekildiği iddia edilmiş; ama aynı resmin şu versiyonunda Atatürk'ün tren penceresinden dışarı baktığı belirtilmiş. Orijinal resimler varken renklendirilmiş, değiştirilerek "ikonlaştırılmış", nerede ne zaman çekildiği bile belli olmayan bu resmi kullanmamamız gerektiğini düşünüyor, eskiden kullanılan resmi geri getirmeyi öneriyorum. --seksen 12:44, 25 Mayıs 2012 (UTC)

Katılıyorum.–h.çağrımsj 12:49, 25 Mayıs 2012 (UTC)
  • Sanırım o değişikliği ben yaptım. Geri aldım değişikliğimi ama ondan bir önce Cemal Işıksel'in çektiği bir fotoğrafı eklemiştim, şu an maddede o gözüküyor. İtiraz yoksa kalmasını tercih ederim...Vikiçizer (mesaj) 12:53, 25 Mayıs 2012 (UTC)
Uygundur. --seksen 12:56, 25 Mayıs 2012 (UTC)

Babası ve annesinin kökenleri

Babası ve annesinin kökenleri hakkında çeşitli iddialar mevcuttur. Yaygın görüş: babasının sülalesinin Arnavut, annesinin sülalesinin Türkmen (TÜrkmenistanlı değil Oğuzlar) olduğu yönündedir. Söke'den gelme hikayesi ise İsmail Fazıl Paşa'dan kopya çekmiştir. Bunlar Ali Rıza Efendi, Zübeyde Hanım maddelerinde anlatılsın. Bu maddede ise Mango'nun yazdığı he was born into a family which was Muslim, Turkish-speaking. bilgisinin yeterli olduğunu düşünüyorum. Zira bildiğim kadarıyla TÜrkçe konuşan müsliman ailesinden olduğunu (Sabetaycı tezi savunanlar hariç) herkesçe kabul edilmekte. Ya sırf "Türkçe konuşan müsliman ailesinden" yapalım. Ya her iddiaları ekleyelim. Eninde sonunda bir iddianın vurgulanmasıyla VP:TBA kuralına aykırı bir şekilde yazılması uygun değildir. Takabeg ileti 01:51, 13 Haziran 2012 (UTC)

Sabetayist kökenli olduğu iddiası konusunda bir şeyler söylemek gerekirse. Atatürk'ün uşaklığını yapmış olan Cemal Granda'nın Atatürk'ün Uşağı İdim eserini okuyanlar dolaylı da olsa Atatürk'ün kendisinin Sabetay kökenli aileden geldiğini söylediğine inanabilirler. Bu köken inancı bazı Yahudi çevrelerce de paylaşılıyor. Mesela bu kaynaklar arasında Eliezer Ben-Yehuda'nın oğlu Itamar Ben-Avi gösterilebilir. Fakat belirtildiği gibi sadece iddialar. --Vitruvian 02:01, 13 Haziran 2012 (UTC)

Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun

Kanunun tam metninin yeri Vikikaynak, burası değil. İçeriği özetlenip düz yazı halinde yeniden yazılırsa daha iyi olacaktır diye düşünüyorum. Bölümdeki İngilizce içeriği de gizledim. İlgilenen olursa dikkatine. --seksen 13:15, 23 Haziran 2012 (UTC)

Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun da varmis.Takabeg ileti 13:42, 23 Haziran 2012 (UTC)

Bir karikatür

[[Dosya:Mustafa Kemal golden scoop political caricature of single party system.png|thumb| [[Türkiye Cumhuriyeti'nin tek partili dönemi|Tek partili dönemde]] milletvekilerinin Atatürk tarafından seçilmesini eleştiren, 1920 sonlarında yayınlanmış bir karikatür. Eleği elinde bulunduran kişinin kolunda [[Halk Fırkası]] binada ise [[Millet Meclisi]] yazmaktadır. ]]

Maddenin tarafsız olması için farklı bakış açılarını yansıtan bilgilerin de olması şart. Ne yazıkki şu anda madde "Atatürkçü" bir görüşe hakim, VP tarafsız olmalı. Bu yüzden elimden geldiğince bazı düzenlemeler yaptım, bu çerçevede yaptığım değişikliklerden biri de İngilizce Viki dahil birçok viki de bulunan ve tarihi değeri bulunan yandaki karikatürü eklemek oldu. Karikatürdeki kişinin kolunda 'Halk fırkası', binada ise 'Millet Meclisi' yazıyor. O zamanlar Halk fırkasının 'Millet Meclisi'ne milletvekili gönderebilen tek parti olduğunu ve Atatürk'ün de 'Halk Fırkası'nın başkanı olduğunu düşündüğümüzde bu karikatür daha iyi anlaşılacaktır. Bu arada bu karikatür muhtemelen Türkiye'deki bir yayımda, 1920 sonlarında yayınlanmış.| ɾɐsǝɯ zoɯɐʞɐʎ | 06:22, 2 Temmuz 2012 (UTC)

Tarafsızlık hem x tarafını tutan hem de y tarafını tutan taraflı bilgilere mi yer vermektir? Yoksa tam ortadaki bilgilere yer vermek mi?--RapsarEfendim? 09:17, 3 Temmuz 2012 (UTC)
Bence tarafsızlık hem x tarafını tutan hem de y tarafını tutan bilgilere yer vermektir. Böylece "orta"ya yazan değil okuyan karar verir.| ɾɐsǝɯ zoɯɐʞɐʎ | 11:11, 5 Temmuz 2012 (UTC)
Yandaki karikatür, yayımlandığı yer (Türkiye) ve dönem (iki büyük savaş arası Avrupa'sı) itibarıyla, bazılarınca "diktatör"ler kategorisine sokulmaya çalışılan aydınlanmacı bir ulusal liderin, kendi toplumuna onyıllarca geriden bile nasıl etkili bir siyasal hoşgörü mesajı verebildiğini gösteren güzel bir örnek. Maddeye eklendiği iyi olmuş; teşekkürler. --E4024 (mesaj) 11:56, 5 Temmuz 2012 (UTC)
Kesinlikle katılıyorum, E4024. Aynı karikatürden başka birisi tam ters mana da çıkarabilir, tabii ki (bana yanlış görünse de). Bizim görevimiz büyük resmi vermek olmalı, okuyucuya kendi düşündüğümüz "orta"yı dayatmak olmamalı. | ɾɐsǝɯ zoɯɐʞɐʎ | 08:34, 6 Temmuz 2012 (UTC)
Siyasi tavırlardan bahsedilebilir ancak karikatür hakarettir. Bir halkın önderinden bahsediyoruz. Ansiklopedide birkaç fotoğrafının arasında çirkin bir karikatürün yer alması saldırıdır. Tarafsız ve marjinal olacağız diye insanların önderiyle dalga geçilemez. Ansiklopedi de bunun yeri olamaz.--Kafkasmurat- 11:28, 9 Nisan 2014 (UTC)

Seçkin Madde

Mustafa Kemal Atatürk maddesi 2 yabancı dilde seçkin madde olmuş. Gördüğüm kadarıyla türkçe maddede bilgiler çok dolgun, kırmızılık neredeyse hiç yok ve kaynakları iyi. Türkçe Atatürk neden seçkin madde olamadı bilen biri açıklayabilir mi? Ona göre o yönde çalışabiliriz.--Pinkmlover (mesaj) 19:47, 2 Temmuz 2012 (UTC)

Daha önceki adaylıkları ile ilgili şu sayfalara göz atabilirsiniz: 1. seçkin madde adaylığı, 2. seçkin madde adaylığı, kaliteli madde adaylığı.–h.çağrımsj 22:38, 2 Temmuz 2012 (UTC)

Kaynak

Madde Kamâl Atatürk olarak taşınmalı

  • Şuradan da anlaşılacağı üzere Atatürk'ün kendisi bile Mustafa ismini kullanmamış ve reddetmiştir. Kemal ismini de kale anlamına geldiği için Kamâl olarak değiştirmiştir. Eğer burası halk arasında bilinen adıyla kalıp Kamâl Atatürk olarak taşınmazsa Muhammed maddesi de Hazreti Muhammed olarak taşınmalıdır. TBA politasını da göz ardı etmeyelim. J.M.P Jumpeax ye yaz 13:35, 1 Temmuz 2013 (UTC)
    • Mesaj sayfamdaki yazışmamızdan kısa bir alıntı: "Kamâl Atatürk" ve "Kemal Atatürk" yazımları ile, "Muhammed bin Abdullah" (Yanlış olmadı umarım.) ile "Hazreti Muhammed"in taraflılık bakımından birbiriyle denk örnekler olması mümkün değil. Atatürk örneğinde taraflılığa dair hiçbir unsur yok. Tavsiyem, "hazret"in ne olduğundan yola çıkararak bu konuyu değerlendirmeniz olacaktır. Diğer yandan, konunun daha önce gündeme getirildiği şu başlığı okumanızı öneririm. Utku Tanrıveremesaj 17:43, 1 Temmuz 2013 (UTC)
Sayın Utku Tanrıvere çok çelişkilisiniz. linkini verdiğiniz şu tartışmada Kibele'nin söylediği bu sadece bir iddia. kanıtlanmadığı ve yaygın olarak kabul görüp kullanılmadığı sürece, mevcut yazılışı geçerlidir elbette.. ve vikipedi'de yaygın kullanımlara yer veriyoruz. bu kaynaklı bir bilgi ise maddede yer verilir. ancak isim değiştirilmez sözleri tamamen TBA'ya aykırıdır. Eğer yaygın olanlar kullanılacaksa Muhammed maddesi de en yaygın kullanımına taşınıp Hazreti Muhammed olarak taşınmalıdır. Tarafsız değilsiniz. Bu madde mutlaka Kamâl Atatürk olarak taşınmalıdır. Eğer bu madde böyle kalırsa, Muhammed maddesi de en yaygın kullanımı olan Hazreti Muhammed olarak taşınmalıdır. İşte şu anda gerçekleştirilen TBA ihlali de giderilmiş olur. J.M.P Jumpeax ye yaz 20:46, 1 Temmuz 2013 (UTC)
Jumpeax dostum, Vikipedi:Adlandırma kuralları politikasını okudunuz mu? Alexandre M. 23:57, 1 Temmuz 2013 (UTC)
Benim önüme politika sürüp durmayın! Siz VP:TBA'yı okudunuz mu dostum? J.M.P Jumpeax ye yaz 12:02, 2 Temmuz 2013 (UTC)
Anlıyorum. O politikanın son kısmında tartışmalı adlardan bahsediyor. Soruların cevabının orada olduğunu düşünüyorum. Hz. Muhammed (s.a.v) bu konuyla ilgili sağlıklı bir örnek teşkil etmiyor. Hazreti bir ünvan. Kemal, Atatürk, Mustafa bunlar ünvan değil. Madde isimlerinde Hazreti, Papa, Aziz, Profesör, Mareşal, Gazi gibi ünvanları kullanmıyoruz. O yüzden TBA ile ilgili bir durum olduğunu düşünmüyorum. Kamâl Atatürk argumanı ve Atatürk'ün ismiyle ilgili geniş bilgi içeren bir link dış bağlantılara da eklenebilir. Sizin bahsettiğiniz konuyu doğruluyor. Alexandre M. 03:36, 3 Temmuz 2013 (UTC)

Sakarya ile Büyük Taarruz arasında yaşananlar

13 Eylül 1921'de Sakarya Muharebesi kazanıldı. Büyük Taarruz 26 Ağustos 1922'de başlatıldı. Düzenli ordu Sakarya'dan bir sene önce kurulmuştu. Bu iki savaş arasında Türk ordusu taarruza geçmek için dinçti. Bunun için bazı komutanlar Kemal Paşa'ya taarruza geçme emrini vermesi konusunda haklı olarak baskı yaptılar. Ancak Kemal Paşa bu itirazlara ret çekti. Büyük Taarruz'a kadar geçen yaklaşık bir yıllık sürede Yunan Mezalimi devam etti ve öldürülen Türklerin sayısı bir milyona yetişti. 5 Ağustos 1921'de Başkomutanlık yetkisini elde eden Mustafa Kemal Paşa, adı konulmamışsa da o sırada bir diktatörün sahip olduğu bütün güce sahipti. O yasadan beri onun "Hayır" dediği "Evet" olmuyordu. Ona itiraz eden komutanlar Türk ordusunun saldıracak güce sahip olduğunu savunuyordu, sadece Paşa mı ordunun saldıramayacak güçte olduğunu, daha beklemek gerektiğini görebilecek görüşe sahipti? Ege'de Yunan Ordusu'nun bir milyona yakın Türk'ü türlü işkencelerle katledişinin haberleri Ankara'ya ulaşıp vekilleri kahrediyordu. Bunları Mustafa Kemal Paşa'nın kulağı duyuyordu tabi ki. Ancak mezalim anlaşılan onun içini pek de sızlatmıyordu. Çünkü tek yapması gereken "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!" emrini bir yıl önce vermekti... Velhasıl, Mustafa Kemal Paşa'nın Yunan Mezalimi'nin ikinci dereceden tek başına sorumlusu olmasıyla ilgili muhalif komutanların ithamları da kaynaklandırılıp Hakimiyetin Sağlanması başlığı altına uygun bir şekilde yerleştirilmeli. Yanlışım varsa düzeltin. İki seçenek var yanılmıyorsam. Birisi, Kemal Paşa'nın savunduğu gibi Türk ordusunun savaşacak güçte olmadığı, bunun için de bir sene boyunca toparlanmak için beklemesi gerektiği (Sakarya Muharebesi'ni sanki biz mi kaybettik de toparlanacağız?), diğer ihtimal de ona itiraz edenlerin savunduğu gibi ordunun saldırıya hazır olduğu. Eğer ordunun savaşa hazır olmadığı ispatlanmazsa, Kemal Paşa gibi bir dahinin bu gerçeği farketmemesinin imkansız olması sebebiyle, onun bile bile belki de herhangi bir hesaptan dolayı, Yunan Mezalimi'ne göz yumduğunu düşünmeye başlayabiliriz. Yunan kurbanı yüzbinlerce Türk'ün kanı onun sırtında olacağı için, onun iddiası ispatlanamazsa, onu Kurtuluş Savaşı'nın bir numaralı vatan haini olarak yargılamamız gerekir. Venizelos onu niye bu kadar sevdi anlamaya çalışıyorum sadece. Bunları işte Vikipedi bilgisi haline getirmenin yollarını düşünelim. --SeyitCmesaj 02:57, 3 Temmuz 2013 (UTC)

Git güzelce kapan odacığına, öyle anlamaya çalış Venizelos'un neden senin yerine haince Mustafa Kemal'i bu kadar sevdiğini yeni yetme apriori çıkarsama yöntemlerinle. Amacın var olan bilgi birikimini de nefret ve cehaletle bulamaksa eğer, ülkemizin cemaatine şerefle teşrif edebileceğin nice Kadir Mısıroğluları, Fatih Tezcanları mevcut çok şükür. Şayet Vikipedi'nin misyon ve vizyonunu anlamamaktan degil de manipüle etme hevesinden kaynaklanıyorsa bu kıvranışın, uğrunda yandığın o kapsamlı yargılamanın doğru yerinin nazar boncuklu forum siteleri olduğu gerçeğinin de halihazırda ardındasın demektir. Biz tutmayalım seni... Batuhan Erdoğan (mesaj) 22:39, 18 Ocak 2014 (UTC)

Atatürk ve dini inanç

Maddede görüleceği üzere Atatürk'ün dini inancı olarak "İslam" olarak gösterilmiş ve bunun maddeden çıkarılması sonrasında kaynak istenilmiştir. Herhangi bir yorum yapmaksızın sadece bu konunun zannedildiği kadar netlik kazanmış bir konu olmadığını kaynaklardan örnekler ile birlikte göstermeye çalışacağım. Afet İnan imzasıyla çıkan ve Maarif Vekaleti, Milli Talim ve Terbiye Dairesinin 7.9.1931 tarih ve 2197 sayılı kararıyla orta okul ve liselerde ders kitabı olarak okutulan Medeni Bilgiler adlı eserde Atatürk'ün el yazısıyla kaleme aldığı notların "Millet" bölümünden satırları aşağıda sıralıyorum:

  • "Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arapların dinini kabul ettikten sonra bu din Arapların Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu."
  • "Türk milleti birçok asırlar, bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kur'an'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndü."
  • "Türk milletini Allah için, Peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, Allah'la mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular."
  • "...Din hissi, dünyanın acısı duyulan tokadıyla derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. Artık Türk, cenneti değil, son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milletinde bıraktığı hatıra..."

Can Dündar'ın da ifade ettiği gibi yukarıdaki satırların çoğu, Türk Tarih Kurumu tarafından 1969 ve 1988'de basılan "Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk'ün El Yazıları" kitabında yer almıyor. Çünkü sansür uygulanmış idi. Kime? Atatürk'e ve onun düşüncelerine. bkz.

Aynı zamanda ulusalcı kimliğiyle tanınan Doğu Perinçek bu gerçeklerin yayılmasında, bilinmesinde büyük rol oynamıştır. Doğu Perinçek, 2000'e Doğru dergisindeki 1987 tarihli bir sayısında Atatürk'ün gizlenen el yazıları ile din hakkındaki görüşlerini açıklamış idi. Ayrıca Perinçek yukarıdaki yazılanları köşesinde yazıp onaylamıştı. bkz.

Hatta aklıma gelmişken göstereyim, Ataol Behramoğlu da Perinçek'in bu yazısı üzerine "okunmakla kalmayıp ezberlenmesi gereken bir yazı" demiş idi Twitter hesabından. Bildiğim kadarıyla hesap kendisine ait. Onaylıyor anlayacağınız. bkz.

Rifat Bali şuradaki raporun samimiyetine katılmakta. Kısaca Atatürk'ün Müslüman olduğunu düşünenlerle aynı görüşte değil. Bu konu nedeniyle Ruhat Mengi ile bir polemik de yaşamışlardı. bkz.

Taha Akyol konu üzerine şunları söyler:

  • "1923 sonrası Cumhuriyet döneminde, Atatürk artık, "Biz ilhamımızı gökten indiği zannedilen kitaplardan almadık. Hayattan aldık" diyor. Özel, toplumsal ya da siyasi, hayatın hiçbir alanında dinî bir referans kabul etmiyor. Anlayacağınız, dindar bir Atatürk portresi çizmeye çalışan muhafazakârların kullandıkları olayların hepsi 1923 öncesinin M. Kemal'ine aittir."
  • Atatürk'ün ideolojisi, Jön Türklerin pozitivist, materyalist ideolojisidir. Bu yüzden Atatürk'ün laiklik tatbikatı çok sert oldu. bkz.

Köşe yazarı ve tarihiçi Ayşe Hür katıldığı bir tv programında konu ile ilgili "(Atatürk) olsa olsa en fazla yaratıcıya inanıp dinlere inanmayan biri olabilir" ifadesini kullanmıştı. [1]

Yaşar Nuri Öztürk Atatürk'ün deist olduğunu bir sohbetinde belirtiyor görülebileceği gibi:bkz.

Prof. Mete Tunçay, İnönü Üniversitesindeki 'Batı Düşüncesine Eleştirel Bakış' konferansında, "Atatürk'ün deist olduğunu" düşündüğünü ifade etmişti. [2]

Prof. Dr. Zafer Toprak'a göre; Atatürk dine karşı mesafeli ve dinle ilgili sorunları vardı. Ayrıca Toprak, bu ülkede din karşıtı çizginin İnönü zamanında değil, Atatürk zamanında başladığını ifade etmiştir. bkz.

Son olarak Atatürk'ün bu konudaki düşünce yapısını anlatan iki sözünü de burada belirtelim.

  • "Biz, ilhamlarımızı gökten ve gâipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. (Devlet Adamı Atatürk, Turhan Feyzioğlu)
  • "Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hıristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir Dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiye kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren «birleşik bir Dünya devleti» kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz. bkz.

Atatürk'ün dininin İslam olduğu konusu özetle oldukça tartışmalıdır. Benim kişisel kanaatim, elbette ki İslam dinine mensup olmasının imkansız olduğu yönündedir. Yukarıda yazılanlar ise benim söylediklerim değildir ve bunlar istenilen kaynaklardan, göstergelerden sadece ve sadece küçük bir kısmıdır. Yukarıdaki bu kaynaklar ışığında maddedeki değişiklik düzeltilmelidir. Sonradan bir ek: Revizyon reddedildi, geri alınmadı. İlgili kullanıcılar gerekli değişikliği yapacaktır bu durumda. Vitruvian (mesaj) 21:09, 18 Mayıs 2014 (UTC)

Araştırma ve emek için teşekkürler. Ellerinize sağlım ancak bence tartışma hala Vikipedi:Özgün araştırmalara yer vermemek kapsamına giriyor. Başka mecralar uygun olsa da, bence bu bizim meselemiz değil. Her ne kadar Vikipedi:Yaşayan insanların biyografileri politikasında, doğrulanamayan içeriğin çıkarılması öneriliyor olsa da; Atatürk'ün müslüman olduğunu yazmak, özgün araştırmaya girmez diye düşünüyorum.--i.e.msj 00:24, 19 Mayıs 2014 (UTC)
İlginç bir yorum. Çok da yanlış bir değerlendirme. Politikada deniliyor ki: "Bu şu demektir ki, Vikipedi sizin kendi düşünce ve kanılarınızı, deneyimlerinizi, akıl yürütme sonucu çıkardığınız sonuçları yayımlama yeri değildir." Yukarıdaki örnekleri verip kendi görüşlerimi arka planda tutma sebebim de bu idi zaten. Yine denildiği gibi: "...özgün araştırma yapmadığınızı göstermenin tek yolu, maddenin konusu ile doğrudan ilişkili olan güvenilir kaynaklara atıfta bulunmak". Evet, ben de bunu yapmaya çalışıyorum farklı kaynakları ve doğrudan Atatürk'ün payı olan eseri vererek. Yukarıda örnek olarak verilen isimleri hem Türkiye tarihini değerlendirme bakımından hem de siyaseten birbirleriyle pek de alakalı olmadıklarından bilerek seçtiğimi de ifade edeyim. Her neyse, istenilen kaynakları ortaya koyarak meselenin farklı bir boyutu olduğunu da hatırlatmış veya göstermiş olduk. "Dini" kısmında bir şey yazamayız bu durumda ancak Atatürk ve din başlıklı bir madde açılıp konuya değinilmesi oldukça faydalı olacaktır. Son olarak "Atatürk'ün müslüman olduğunu yazmak, özgün araştırmaya girmez diye düşünüyorum" demişsiniz. Anlayamadım? Vitruvian (mesaj) 17:41, 19 Mayıs 2014 (UTC)
İyi güzel hoş. Fakat, Erzurum tartışmasında iki kaynağı kabul etmediğinizi görmüştüm; burada verdiğiniz kaynaklardaki kişilerin de, bunlar kendi fikirleri. Yani, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu olmaz mı? Bu durumda.--i.e.msj 19:04, 19 Mayıs 2014 (UTC)
Vitruvian'a tamamen katılıyorum. Atatürk'ün Müslüman olup olmadığını tartışmak çok anlamsız ve vakit kaybı. Olması gereken şablondaki "Dini" kısmının boş bırakılması ve "Atatürk'ün dini görüşleri" adlı bir başlık açılarak konunun burada değerlendirilmesi. Tıpkı İngilizce Vikipedide olduğu gibi. --Mavrikantmsj 18:24, 19 Mayıs 2014 (UTC)
"Atatürk ve din" adında ayrı bir madde açmak tamamen gereksiz. başlıbaşına ele alınmaya değer bir konu olduğunu da düşünmüyorum. Şimdi kontrol ettim; evet, yayınlarda genel kanı ateist veya agnostik olduğu yönünde olmuş. Yine de kesin bir şey söylemek sağlıklı değil. Bu durumda "Din" bölümünün boş bırakılması ortada bir karar olacaktır. Kendisinin din hakkında söylediği öne sürülen "görüşlerinin" doğrulanabilirliği kuşkulu. Ayrıca belirtilmesi yanlış ve tartışmaya sebep olacak. Sorun, din kısmı boş bırakılarak çözülebilir. Yagmurlukorfez (mesaj) 19:35, 19 Mayıs 2014 (UTC)
Yağmurlukörfez: Bu konu İngilizce Vikipedi'de "Mustafa Kemal Atatürk's personal life" maddesi altındaki "Religious beliefs" başlığında değerlendirilmiştir. Türkiye'yi birinci dereceden ilgilendiren bir konunun Türkçe Vikipedi'de en az İngilizce Vikipedi'deki kadar ve hatta daha fazla bir şekilde yer alması gerekir. Ayrıca Vikisöz'de yer alan Atatürk'ün Din ile ilgili sözlerinin doğruluğunda veya doğrulanabilirliğinden şüpheniz varsa değiştirmekten çekinmeyiniz. Bu arada konunun daha iyi anlaşılması için bu sözlerin ansiklopedik olarak değilde tarihe göre sıralanması gerektiğini düşünüyorum. --Mavrikantmsj 20:08, 19 Mayıs 2014 (UTC)
Şimdi de bu durum. Dediğim dedik, çaldığım düdük atasözüne benzedi. Bu değişikliği geriye almayacağım ama inanın, bu değişikliğiniz sayfada çocuk oyuncağı gibi olacak. --i.e.msj 14:26, 20 Mayıs 2014 (UTC)
Hiç de öyle değil. Ben kaynaklar ile konuşuyorum sizse kişisel kanaatiniz harici hiçbir şeyi daha söyleyebilmiş değilsiniz. Üstelik TBA dolayısıyla tartıştığımız bir konudan (Erzurum) örneği getirip özgün araştırma ile ilgili bir durum olduğunu söylediğiniz bu konuyla ilişkilendirme yapıyorsunuz. Erzurum maddesi ile ilgili olarak kullanıcıya politikada çok açık olan bir gerçekliği hatırlatmış bulunuyorum. Siz de burada bana özgün araştırma ile ilgili birtakım şeyler söylüyorsunuz ve ben de politikadan alıntılarla ve yukarıdaki birincil örnekleri de göstererek gerekli yanıtı verdim. Ayrıca Eğitmen Mahmut bir diğer kaynak olarak da Gülen Cemaati ile bağlantılı Zaman gazetesini gösteriyor. Ben size küçük bir tavsiyede bulanayım. Gülen'in "Prizma 1" adlı kitabını temin ediniz ve Ermenilerle ilgili görüşünü yakından görünüz. Kitabın arka sayfalarına dikkat edin yeter. Sadece Gülen değil, Cemaat de aynı görüşleri paylaşmakta. Tıpkı Şia mezhebi, Nusayrilik ve Dersim Alevilerine olduğu gibi Ermenilere karşı da görüşleri dikkate değerdir. Vitruvian (mesaj) 14:49, 20 Mayıs 2014 (UTC)
  • Sizin bağlantılarınız ile devam edelim. Çünkü ben Atatürk'ün net olarak müslüman olmadığına dair özgün araştırma bulamam. Bulsam bile buna kişisel yorum katmak benim görevim değildir. Müslüman olmadığını açık bir şekilde onun zamanını bırakın, günümüzde bile hele Atatürk gibi birisi apaçık bugün bile söyleyemez. İlk verdiğiniz link, Can Dündar'a ait ve bu yazının herhangi bir yerinde müslüman değildir yazıyor mu? Yoksa öylemi anlaşılıyor? İkinci bağlantı, Doğu Perinçek'in de bunları doğruladığını ve kendi el yazıları olduğunu yazıyor. Ben yazılanlarda, müslüman değilim ibaresini göremiyorum. Ben hanefi müslümanım mesela, Allah yok deyip, yarın ölürken kelime-i şehadet getirsem müslüman oluyorum bildiğiniz gibi. (Yoruma yorum katıyorum dikkat ederseniz ve bu durum özgün araştırmaya girer) Hatta bu yazıyı Ataol Behramoğlu'nun da desteklediğini belirtiyorsunuz ki yine bir özgün araştırma. Çünkü metinde müslüman olmadığına dair bir ibare geçmiyor. Bu doküman ise yine dine bakışını anlatıyor. Bundan müslüman olmadığını çıkarmak bize kalıyor. Aynı şekilde bu doküman doğrulanabilir fakat yine net bir bilgi yok. Yine bu yazı ve Atatürk'e ait "Biz ilhamımızı gökten indiği zannedilen kitaplardan almadık. Hayattan aldık" sözü de müslüman olmadığını doğrulamaz. Köşe yazarı ve tarihçi Ayşe Hür'ün yazısı biraz daha net ve anlaşılır ama yine Atatürk'ün fazla dindar olmadığını belirtiyor. İslam'a göre sadece Allah'ı ve peygamberini bilmek yeterli müslüman olmak için ama bu konuya sonda yer vereceğim. Yanlış hatırlamıyorsam Yaşar Nuri Öztürk'ü desteklemiyordunuz ki, Yaşar Nuri bu konularda daha açık ve net ama kaynaksız olduğunu hepimiz biliyoruz. Prof. Dr. Zafer Toprak'a göre; Atatürk dine karşı mesafeli ve dinle ilgili sorunları vardı diyor bundan müslüman olmadığı anlamını çıkarmak sanırım yine bize kalıyor. Son alıntınızda yine müslüman olmadığına dair bir ibare yazıyor ve zurnanın son deliğine geliyoruz. Hemen arkasından yazdığınız benim kişisel kanaatim. İşte bu noktada kalıyoruz. Sonuç olarak, Atatürk müslümandır veya müslüman değildir de diyemeyiz anlaşılıyor. Fakat, size göre araştırma sonucunuz böyleyse; o halde benim bundan çıkardığım kişisel kanaatim; Allah'ı bile kabul etse müslüman olacağı yönündedir. Çünkü küçük bir örnek olan Sadece kelime-i şahadet yeter mi? yazısında da görülebileceği gibi; "KELİME-i şahadet getiren herkesi Müslüman kabul ederiz. Bunu belgelemek için de nüfus kimliğimizde "Dini" hanesine "İslam" yazdırırız." şeklinde açıkça belirtiliyor. Aslında bu tartışmanın sonu yok. Çünkü benim yaptığım özgün araştırma doğrultusunda Atatürk'e budist, hristiyan, yahudi gibi din etiketini de yapıştırabilir miyiz? Elbette. Çünkü neye inandığını bilmiyoruz. Aynı açık bir şekilde hangi dine mensup olduğunu belirtmeyen tüm liderler gibi. Fakat tüm Vikipedi'lerde tartışmalı din konusunda herkese aynı muameleyi yapmıyoruz. Örneğin Elizabeth I of England, Napolyon Bonapart, Winston Churchill vb. pek çok kişide bunun tartışmasını bile yapmazken, kendi kendimize dinleri hakkında kuşku duyduğumuz Adolf Hitler, Mustafa Kemal Atatürk gibi kişilerde bunu tartışma haline getiriyoruz. Dilerseniz, bu konuda İngilizce Adolf Hitler'deki benzer şekilde herkes arasında bir çözüm bulalım; Şablondaki dini hanesine bakınız:Atatürk'ün dini inancı yazıp, bunu yine bu sayfanın alt başlığında Dini inancı yazılı bir başlık oluşturalım ve konuyla ilgili tüm bilgileri bu başlıkta toplayalım. Alt başlığa bağlantı vermekte kolay çünkü. Yani başından bu yana söylediğim, söz sizin özgün araştırma yaptığınız ve tüm bu bağlantılardan kendi ifadenizi çıkardığınızdır. Umarım anlatabilmişimdir.--i.e.msj 15:59, 20 Mayıs 2014 (UTC)
İncelemeelamanı, yukarıdaki yazınıza kısa bir cevap vereceğim. Çünkü sıkıldım, müzik dinleyeceğim ve gerekli cevapları zaten verdim. Madem Can Dündar dediniz, buyrun o halde görün Dündar ne diyor: "Son zamanlarda "Atatürk'ün de iyi bir müslüman olduğunu" anlatan nutuklar türedi. Yapmayın dostlar; bu yolla Atatürk'ü Refah'a sevdiremeyeceğiniz gibi, halka da yanlış tanıtmış olursunuz. Benim önerim şu: Herkes anneannesinin nasıl giyindiği bilgisini kendine saklasın. Kenan Evren, Kur'an'dan ayetler okumayı seviyorsa kürsüde değil, evinde okusun. Tansu Çiller, ezan sesi seviyorsa yalısının bahçesine cami yaptırsın. Ama kimse laiklik adına bize dini masallar anlatmasın. Atatürkçüler ille İslam tartışacaksa hadi gelin Mustafa Kemal'in yıllarca gizlenen konuşmalarını raflardan indirelim. Göze alabiliyorsanız, O'nun Kâzım Karabekir'e "herşeyden önce din anlayışını kaldırmalıyız" dediğini ortaokul din kitaplarına koyalım. Bir İngiliz yazara söylediği "benim dinim yok. Bazen bütün dinler denizin dibine batsın istiyorum" sözlerini Diyanet İşleri Başkanlığı'nın girişine asalım." Kaynak. -Vitruvian (mesaj) 16:25, 20 Mayıs 2014 (UTC)
Vitruvian, ben sizin zaman, zaman özgün görüşler ifade ettiğinizi belirtmek için bu cevabı yazmıştım. Söylediğim gibi; Vikipedi özgün fikirlerimize yer verebileceğimiz, yani şundan şu çıkar diyebileceğimiz bir yer değil. Ben bağlantılarınızı Mustafa_Kemal_Atatürk#Dini_inanc.C4.B1 bölümünde belirttim. Keşke, buraya değil de; benim yaptığım gibi maddeye ekleseydiniz. Daha az tartışırdık. Şimdi, Atatürk'ün hangi dine mensup olduğunu artık kim nasıl istiyorsa öyle düşünsün. Sizde, müziğin keyfini çıkarın. --i.e.msj 16:33, 20 Mayıs 2014 (UTC)
Sayın İncelemeelemanı: Atatürk : "Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum." Kaynak: Andrew Mango – Atatürk Remzi Kitabevi 3.Baskı Sayfa: 532 Bu söz açık bir şekilde gösteriyor ki Atatürk Müslüman değildir. Bu açık nettir bunun herhangi bir tartışması olamaz. Maddeye eklediğiniz "Dini inancı" başlığı için teşekkür ederim. Şimdi yapmamız gereken bu başlığı geliştirmek. Yeterince geliştikten sonrada ayrı bir madde haline getirmek. --Mavrikantmsj 18:03, 20 Mayıs 2014 (UTC)
Hiç el açıp dua eden bir ateist (!) görmemiştim...--B.S.R.F. 💬 18:45, 20 Mayıs 2014 (UTC)
Sayın BSRF: (...) Ciddi bir cevap vermek yerine Japonya Başbakanını şu resmini hediye ediyorum. [3] --Mavrikantmsj 19:40, 20 Mayıs 2014 (UTC)
(..). Ama size öğrenmenizi tavsiye ederim. (Vikipedi:Trol nedir?, Vikipedi:Özgün araştırmalara yer vermemek) (...). Ayrıca el açan ateist görmedim demem üzerine Abe'nin resmini vererek Abe'ye ateist demiş oldunuz bilmem farkında mısınız. Burada yaşanan politika ihlalleri nedeniyle de hizmetlileri göreve çağrıyorum.--B.S.R.F. 💬 19:50, 20 Mayıs 2014 (UTC)
Abe ateist değilmiş, Şintoistmiş. (...). --Mavrikantmsj 21:08, 20 Mayıs 2014 (UTC)
Kullanıcı:BSRF ve Kullanıcı:Mavrikant lütfen içerik üzerine yorum yapınız, birbiriniz hakkında değil. Bunu hatırlatmama dahi gerek olmadığını çok iyi biliyorsunuz. Tekrar etmeyeceğinize inanıyorum... --Théoden ileti 21:26, 20 Mayıs 2014 (UTC)
Atatürk'ün dini konusunda ki, söz konusu köşe yazarlarının görüşleri, bağlantı verilen twitter ve haber siteleri, Can Dündar, Perinçek gibi günümüz yazarları, siyasetçilerinin makale ve kitapları, teoriler ve kanıtlanmamış iddialar.. Bunların bu konuyu tartışmaya açacak ve kaliteli madde statüsü'nde ki bir maddeye "Dini inancı" başlığı açacak kadar değerli ve güvenilir kaynaklar olmadığı düşüncesindeyim. Yukarıda belirtilen resim bile aslında bir görsel kanıtı teşkil ediyor (elbette, fotoğrafın Japonya Başbakanı ile kıyaslanması ise doğru bir yöntem değil). O dönemde ki, Atatürk'ün yakın çalışma arkadaşları, siyasetçiler eşi Latife Hanım ve ya devlet kurumları gibi..bunların yazdıkları makale, kitap, resim, arşiv gibi somut kanıtlar olması halinde bu konu daha iyi anlaşılır ve açıklığa kavuşur. Bilgi kutusu'ndan din başlığına yönlendirme durumu, daha o başlığı ve içeriğini okumadan Atatürk'ün dininin ihtilaflı olduğunu belirtmek olur. Maurice Flesier msj 22:12, 20 Mayıs 2014 (UTC)
Bir kişinin ellerini açıp ayakta beklemesi onu Müslüman yapmaz. Zaten bunu göstermek için Abe'nin resmini paylaşmıştım. Atatürk'ün müslüman olması ile ilgili kimse kanıt gösterme gereği duymamış. Bende sizin kullanabileceğiniz argümanlara baktım. En güzel örnek şu; "Bizim dinimiz en tabii ve mâkul dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dînin tabii olmasi için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lâzımdır. Bizim dînimiz bunlara tamamen uygundur.(1923)" Tabi bu sözün söylendiği dönemi dikkate alırsak Atatürk'ün gerçek görüşlerini gizlemek zorunda kaldığını düşünüyorum. Yada bunu gerçekten kabul etmiş, fikirlerini sonradan değiştirmiş olabilir. O yüzden daha güncel bir sözünü inceleyelim. Yukarıda paylaştığım Atatürk'ün 1926 yıllarında söyledi sözün tamamı; "Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Hükumetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir. Âdetâ halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini, gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. İsteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır." Fikirlerini bu açık belli etmediği başka bir konuşması 1 Kasım 1937 tarihli Meclis açış konuşmasıdır: "Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı siyasetler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. Fakat bu prensipler gökten indirildiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutulmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz." Ve örnek gösterilebilecek daha bir çok konuşması sözü vardır. Atatürk'ün kendi sözlerinden başka daha nasıl bir somut kanıt arıyorsunuz? Bu açık, yorum gerektirmeyen sözlere rağmen Atatürk'ün dini nasıl ihtilaflı olabilir? EK: Can Dündar'ın belgeselinden bir kısım. --Mavrikantmsj 23:40, 20 Mayıs 2014 (UTC)
Sadece "ellerini açıp ayakta beklemiyormuş." Kaldı ki bu konu iki kullanıcının oldu bittiye getirebileceği bir konu değil. Yukarıda da defalarca belirttiğiniz gibi "kendi görüş ve düşünceleriniz" doğrultusunda Atatürk'ün dinsiz olduğu sonucuna varıyorsunuz. Maddeye eklenen alt başlıkta sadece Atatürk'ün dininin olmadığına yönelik görüşlere yer verilmiş. ÖAY'ye aykırı olduğu gibi TBA'ya da aykırı. Maurice'in de belirttiği gibi bu bir kaliteli madde. Vikipedi:Kaliteli madde nedir? sayfasında yazanlara da aykırı.--B.S.R.F. 💬 03:46, 21 Mayıs 2014 (UTC)
Sayın BSRF: Atatürk'ün kendi sözlerini hakkında hiçbir yorum yapmıyorsunuz. Bu tartışmanın bir sonuca varacağını sanmıyorum. Bu son cevabımdır. Katkılarınızın madde üzerinde devam etmesi dileğiyle. --Mavrikantmsj 13:20, 21 Mayıs 2014 (UTC)
BSRF, Kılıçdaroğlu'nun eliyle bozkurt işareti yaptığını ilk gördüğünüzde onun için ülkücü hareketin yeni simalarından biri mi dediniz yoksa konuya politik nedenlere dayalı bir izah getirerek Ankara'daki seçimler dolayısıyla konjonktürel bir davranış olarak mı gördünüz? Atatürk'e büyük bir saygı ve hayranlık duyan isimlerden bir tanesi olan Mahmut Esat Bozkurt'un anlattığı bir olay ile yandaki resme bir cevap verelim de biraz aydınlansın konu. Bir de kısaca şunu da söyleyeyim, 1924-1930 yılları arası adalet bakanı olarak görev yapan Mahmut Esat Bozkurt'un "Atatürk'ün İhtilali" adlı eserinde, Atatürk'ü diğer liderlele mukayese ederken Atatürk için imkansızı başaran, dünyayı karşısına alarak yenen bir lider ifadelerini kullanması Bozkurt'un Atatürk'e dair ne derece bir hayranlık beslediğini anlatıyor olsa gerek. Neyse madem konumuz dua eden biri, o halde Mahmut Esat Bozkurt'un anlattığı o olayı verelim: "Meclis’te müezzin beş vakit ezan okur, imam cemaatle namaz kıldırırdı. Dikkate değer ki, Kurtuluş Savaşları zaferle taçlandıktan sonra Atatürk Ankara’ya döndü. Meclis kapısı önünde resmî üniformasıyla bekleyen imam efendi Atatürk’ü durdurdu, ellerini kaldırdı. Fakat duaya başlar başlamaz Atatürk hiddetle, ‘Burada böyle şeylere lüzum yoktur, bunları camide yapabilirsiniz. Biz savaşı dua ile değil, Mehmetçiğin kanı ile kazandık!’ dedi ve imamı kovdu." Kaynak Vitruvian (mesaj) 17:30, 21 Mayıs 2014 (UTC)
Anlatılan bu olay olsa olsa Atatürk'ün laikliğe verdiği önemi gösterir, onun dinsiz olduğunu göstermez. Siyaset yapma yeri ile ibadet yapma yeri farklıdır. Sadece duayla da savaş kazanılmaz. Öyle olsa bugün Filistin sorunu olmazdı. Yukarıdaki fotoğraf Abe'yle, Kılıçdaroğlu'yla karşılaştırılarak itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor ama 3. kişilerin yorumlarından daha değerli bir kaynak özelliği taşıyor. En kısa zamanda maddedeki tek yanlı ve TBA'ya aykırı içeriği dengeleyeceğim. Siz maddenin bu hâlini nasıl içinize sindiriyorsunuz anlayamıyorum.--B.S.R.F. 💬 17:49, 21 Mayıs 2014 (UTC)
Laiklikle ilgili olduğu da çok doğru, gene de hiddetli bir şekilde "Biz savaşı dua ile değil, Mehmetçiğin kanı ile kazandık!" deyip imamı kovması size bir resimden çok daha fazla şey anlatması gerekirdi. Dönemsellik vurgusu yapmaya çalıştığımdan Kılıçdaroğlu örneği ile bu konu gayet benzer bir durumdadır. Bir ülke düşünün, daha yeni oluşturuluyor, yapılmak istenilen reformlar var ve bu reformlar karşısında ne yurtta ne de siyasi kimseler arasına henüz taassupluk, tutuculuk aşılabilmiş değil ve işte tam da o aşamada dini hususlarda zaman zaman siyasi davranmak kadar olağan bir şey olamaz. Bunun iyi kavranması gerekiyor bana kalırsa. Benim içime sindiremeyeceğim tek şey, tarihsel bir gerçekliği gizlemek olabilir ancak. Vitruvian (mesaj) 18:09, 21 Mayıs 2014 (UTC)
Ben görüntü açısından rahatsız olduğum bir noktayı belirtmek istiyorum. Tartışmayı da üstün körü okuduğumu söylemeliyim. Bilgi kutusundaki bkz:Dini inancı kısmı güzel durmamış bence, hiçbir maddede böyle bir kullanım da görmedim. Bilgi kutusunda kişinin dini yazmak zorunda mıdır? (Zorundaysa bilmiyorum) Madem tartışmalı M.Kemal'in dini, bir alt başlıkta incelensin işte (ki açılmış öyle bir başlık) bilgi kutusunda hiçbir şey yazmasın. - Seyit mesaj 12:21, 22 Mayıs 2014 (UTC)
  • @Vitruvian, son değişiklikleriniz ile ilgili yorum yapma gereği duydum. "Geniş anlatım sağlandı." gerekçesiyle kaynaklı ifadeleri maddeden kaldırmanızı doğru bulmuyorum. Kur'an hediye edilmesinden sonra verdiği yanıtta Atatürk, "en derin ve hürmetkâr din duygularımla muhafaza edeceğim" diyerek dinî inancına vurgu yapmaktadır. Ayrıca çıkardığınız ve değişiklik özetinizde dahi değinmediğiniz Kur'an'ın Türkçeye çevrilmesi emri önemlidir. Atatürk'ün Kur'an'ın anlaşılarak okunmasına verdiği önemi gösterir. Ayrıca alt başlığın devamında sizin eklediğiniz veya Mavrikant'ın eklediği "Türk milleti birçok asırlar, bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kur'an'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndü." sözünün gerekçesini teşkil etmektedir. Dikkat çekmek istediğim bir başka nokta ise "geniş anlatım" adı altında karşıt görüşleri birbirine karıştırıyorsunuz. Zaten gereğinden uzun olan alt başlığın 3/4'ü sizin eklediğiniz ifadelerle dolu. Benim eklediğim bir paragrafa bile tahammülünüz yok mu?--B.S.R.F. 💬 13:50, 26 Mayıs 2014 (UTC)
  • BSRF, Kur'an'ın anlaşılarak okunmasına verdiği önemden dolayı çevirdiğini düşünmek doğru ancak eksik. Örneğin pek ehemmiyetli bir kaynakta Atatürk'ün Kur'an'ı Türkçeye çevrilmesini istemesinin altında yatan sebebin, Kur'an okunduktan sonra Türk milletinin İslamla olan bağlarının zayıflayacağına olan görüşü olduğu dikkat çekilir. Bu kaynak madde de yer alan Kazım Karabekir'dir ve Atatürk Karabekir'e şunları söylemiştir bu ciddi kaynağa göre: "Evet Karabekir, Arap oğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur'ân'ı Türkçeye tercüme ettireceğim. Ve böylece de okutacağım. Ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etsinler..." Vitruvian (mesaj) 14:09, 26 Mayıs 2014 (UTC)
  • Neden geniş bir anlatımla anlatmaya çalıştığıma gelince. Örneğin maddede şöyle demişsiniz: "Dini "lüzumlu bir müessese" olarak gören Atatürk, pek çok sözünde İslam için "bizim dinimiz" ve "büyük dinimiz" gibi ifadeler kullanmıştır."
    Dini lüzumlu bir müessese olarak görmediğine dair hatta ve hatta dinin fakirliğin kaynağı olarak gördüğüne dair bir görüşü dahi yer alıyorken maddede nasıl olur da bu gibi dar bir anlatım yer alabilir? Dolayısıyla geniş bir anlatımı tercih etmek gerekecek bir yorum gibi kalmaması için. Vitruvian (mesaj) 14:15, 26 Mayıs 2014 (UTC)
Kur'an'ın Türkçeye çevrilmesi ile ilgili olan içeriği maddeden neden çıkardığınızı öğrenemedim ama bunun önemli olduğunu teyit ettiğiniz için teşekkürler. Yukarıda belirttiğiniz ifadeleri söylediğiniz gibi kaynağı da varsa maddeye ekleyin. TBA gereği karşıt görüşlere yer vermek gerek. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi bu alt başlık çok uzamaya başladı. Yeni bir madde açıp burada özeti verilse veya alt başlıkta adı geçen kişilerin görüşleri birleştirilerek verilse daha iyi olabilir. Zaten Atatürk'ün sözleri dışında üçüncü kişilerin görüşleri iddiadan öteye geçemez. Bir kişinin dinini bir başkası tayin edemez. Geniş anlatım meselesine gelirsem, araya başka görüşler sıkıştırılınca akış bozuluyor. Bu sözlerin söylendiği kronolojik sıraya da ters düşüyor. Ayrıca bunu yaparken tırnak içindeki sözleri karıştırmıştınız. Örneğin Atatürk, "şanı büyük" ifadesini Kur'an için kullanmış ancak siz Allah için kullandığını yazmışsınız.--B.S.R.F. 💬 14:27, 26 Mayıs 2014 (UTC)
Çünkü kaynakta Balıkesir Hutbesini gördüm ve o hutbede şöyle deniliyor: ""Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür." BSRF bence uzlaşmacı ve anlayışlı davranabilen bir kullanıcısın, dolayısıyla bir orta yol bulmak zor olmayacak bizim için. Şöyle bir şey yapabiliriz: "Müslüman olduğuna dair görüşler" şeklinde bir alt başlık açar ve orada kaynaklarıyla beraber veririz bilgileri. Bir de altında dini inancı olmadığına dair görüşleri veren bir alt başlık da açabiliriz. Böyle olacak ise kabulümdür. İnsanlar başlıklara tıklayıp kendileri değerlendirsin, konunun giriş kısmı okuyup maddeden çıkmış olmazlar böylelikle. Zira bizim insanımız normalde bunu yapardı. Şimdi pek müsait olmadığından ilgilenemeyeceğim ancak "dini inanç" konusunu geliştirmemiz güzel, faydalı olacaktır merak edenlere. Vitruvian (mesaj) 14:37, 26 Mayıs 2014 (UTC)
Vikipedi'yi kendi görüşlerimi empoze edebileceğim bir platform olarak görmüyorum ve tarafsızlığımı korumayı başarabildiğimi düşünüyorum. Dolayısıyla haklısınız, uzlaşmacıyımdır. Dediğiniz gibi === Dinî inancı === alt başlığının altına ==== (...) ==== şeklinde iki alt başlık daha eklenebilir. Ancak şu anki hâlinde de ilk paragraf iki farklı görüş olduğunu belirtmekte. Yani durum endişe ettiğiniz gibi değil.--B.S.R.F. 💬 14:55, 26 Mayıs 2014 (UTC)
  • "Din dediği şey, bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir. Tarih bize öğretir ki, bütün dinler, milletlerin cehaletlerinin yardımıyla, utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur. Tüm dönemlerde toplumun kutsallaştırdığı boş düşüncelerden tehlikesizce sıyrılmak imkansızdır." Sözü Atatürk'ün liselerde okutulması için yazdığı Tarih kitabında geçiyormuş. Karışıklık için özür dilerim. Birçok yere bakmama rağmen kitabın orijinaline ulaşamadım. Sadece şurada birkaç sayfası var. Belki sahaflardan bulabiliriz yada elinde olan vardır. --Mavrikantmsj 14:31, 26 Mayıs 2014 (UTC)


  • Atatürk'ün dininin İslam olarak gösterilmesi çok taraflı bir durum, Atatürk'ün hayatı boyunca yapmış olduğu açıklamalara bakılırsa İslam'dan agnostisizme doğru bir kayma görülmekte, ancak tam anlamıyla kendisinin incancını bilmemiz olanaksız. Bence din kısmı bilgi kutusundan kaldırılmalı.--Ail Subway (mesaj) 08:26, 24 Haziran 2015 (UTC)
Ail Subway, Tartışma sonucunda kaldırılması karar verildi zaten. Eklendiğini gördüğünüz an kaldırmaktan çekinmeyiniz. --Mavrikantmsj 13:05, 24 Haziran 2015 (UTC)
İlgili başlıkda bu haberden de yararlanıla bilinir.--samral mesaj 23:21, 29 Mart 2016 (UTC)

"gökten indigi sanılan kitapların dogmaları " dedigi, meclis konuşmasını da eklemenizi rica edecegim bu kaynak olarak görülür umarım. kasıtlı olarak bu sözler çarpıtılıyro yok sayılıyor zira. https://www.youtube.com/watch?v=lZ-KajhkqMU

Zaten mevcut. - Ullierlich 07:03, 21 Mayıs 2017 (UTC)

Bilgi Kutusu Dini İnancı

Bu tartışmalar neye göre yapılıyor? Kim neye göre karar vermiş belli değil. (...) Böyle bir bölümü maddeye eklediğiniz andan itibaren madde bir tartışma sayfasına döner. Çünkü siz dinsiz olduğunu yazdıkça başkaları da aksini ispata çalışır ve madde kısır bir döngüye girer. Madem kişinin biyografisiyle doğrudan ilişkisi olmadığı gerekçesiyle dini bilgi kutusu kaldırılıyor o halde bütün maddelerden kaldırılsın. Bu şekilde yüzlerce madde var. Mesela Fatih Sultan Mehmet'in dini inancı İslam yazıyor. (...) Ne de olsa o da biyografisiyle doğrudan ilgili değil. Çok isteniyorsa onunla ilgili ayrı madde açılsın ve bütün görüşler o maddeye yazılsın. Bu şekilde bu madde de bu kısır döngüden kurtulsun.---- Akhilleis ileti 07:27, 25 Haziran 2015 (UTC)

her madde kendi içinde değerlendirilir. biyografiyle doğrudan ilişkili olmayan ibareler kaldırılıyor, bunu siz de yapabilirsiniz. --kibele 10:06, 25 Haziran 2015 (UTC)

Ben de aynısını söylüyorum zaten. Dini inancı kısmı maddeden kaldırılsın. Böyle olmuyor. Gerekirse ayrı bir madde açılabilir konuyla ilgili. Madem öyle sizin belirttiğiniz doğrultuda hareket edelim ve dini inancı kısmını kaldıralım.---- Akhilleis ileti 10:44, 25 Haziran 2015 (UTC)

ben bilgi kutusundaki 'dini' ibaresini kastetmiştim. maddeyi buşekilde boşaltmanız doğru değil. ilgili kullanıcılarla konuşun lütfen. --kibele 11:00, 25 Haziran 2015 (UTC)

Maddeyi boşaltmıyoruz. Sadece taşıma işlemini gerçekleştirdim. İlgili kullanıcılarla daha önce konuşmuştuk. Kaynaklı bilginin çıkartılmasının doğru olmadığını belirtmiştim. Ayrıca ateist kelimesini hakaret olarak algılamak doğru değil. Kullanıcı kendisini ateist olarak kendi kullanıcı sayfasında tanımlıyor.---- Akhilleis ileti 11:04, 25 Haziran 2015 (UTC)

Bilindiği gibi konu hakkında çeşitli tartışmaların sürdüğü bir esnada tartışma sayfasına eklenen bilgi ve kaynakları bir kullanıcının ivedilikle madde sayfasına da aktarmasıyla, anlatılmaya çalışılan şey açısından bulanık bir görüntüyle maddede yer bulmuş oldu malum kısım. Öncelikle böyle bir madde açısından son derece uzun kalan bir konu kısmı olduğunu kabul etmemiz gerek. Sonra, şunu da söylemeli ki iyi bir tartışma süreci ve çalışmanın ardından, bölüm eğer maddeye eklenecekse daha özenli bir şekilde eklenme imkanını bulacaktı. Bunu kaçırdık, hızlı davranıldı. Şimdi, bölümü kaldırarak daha detaylı bir tartışma ile -belki çok daha ileride eklenecek şekilde- bir yol haritasına başvurabiliriz. Bu konu hakkında ne dersiniz? Lütfen fikir belirtme konusunda imtina etmeyiniz ki iyi bir adım atabilelim bu meselede. Vitruvian (mesaj) 19:29, 1 Şubat 2016 (UTC)
atatürk müslümandı. din hakkındaki sözlerini okuyunuz. bilgi kutusundan din hanesinin kaldırılmasını yanlış buluyor ve tartışmaya açıyorum. bana göre din hanesine islam yazılmalı.--FMFmsj 14:30, 7 Mart 2016 (UTC)

hakimiyetin sağlanması ile ilgili olan kısımda

hakimiyetin sağlanması ile ilgili olan kısımda İtalya'nın Yunanistan'ı kıskandığı yazmaktadır ne zamandan beri devletlerin kıskançlık gibi bir huyu bulunmaktadır merak ettim doğrusu.Quirkshifter (mesaj) 14:34, 25 Şubat 2016 (UTC)quirkshifter

Kıskanma ifadesinin ansiklopedik olmadığını düşünerek değiştirdim.---- Akhilleis ileti 10:33, 26 Temmuz 2016 (UTC)

Atatürk'ü Ne Kadar Anlayabiliyoruz?

Kartopunun Annesi (mesaj) 16:14, 15 Mart 2016 (UTC)Yirminci yüzyılın en büyük dehası Atatürk'ü özellikle Türkiye topraklarında yaşayanların gerçek anlamda anlayabildiklerini zannetmiyorum. Çünkü çağının çok çok ötesinde bir akla, ruha sahip olan Atatürk'ü anlayabilecek olgunluğa, eğitime gelebilmemiz için maalesef bir 100 yıl daha geçmeli. Siz ne düşünüyorsunuz, yurdum insanı Atatürk'ü anlayabildi mi?Kartopunun Annesi (mesaj) 16:14, 15 Mart 2016 (UTC)

Kartopunun Annesi

Samsuna gitmesi için vize.

Bu videoda söylenenler doğruysa maddeye eklene bilirmi?--samral mesaj 21:45, 29 Mart 2016 (UTC)

Tabii ki de doğru. Bennett'in bu söylediklerine ilk zamanlar pek inanan olmamıştı, yanlış hatırlamıyorsam daha sonraları Nezih Uzel bunun üzerine bir kitap da yazdı. Fakat bu hadisede çarpıtılan bir şey daima oldu ve halen de sürüyor. O dönemde İngilizlerin vizesi olmaksızın böyle bir işe girişmek neredeyse imkansızdı, kimileri bunu bilmediği için "aa bakın Atatürk İngiliz elemanı imiş" gibi palavralar üzerinden meseleyi okur oldular. Bu tuzağa düşmemek lazım katkı yaparken. Bana kalırsa kayda değer bir bilgi değil bu. Sanki çok tuhafmış gibi yansıtılması ise birilerinin abarttığı bir durumdan ibaret. Vitruvian (mesaj) 21:55, 29 Mart 2016 (UTC)
"O günlerde Boğazlardan çıkış için İngilizlerden "vize" almak gerekiyordu." (Bilal N. Şimşir, Atatürk Dönemi, Atatürk Araştırma Merkezi, 2006, s. 8.) Vitruvian (mesaj) 22:34, 29 Mart 2016 (UTC)
Ben vikipedide tarih üzerine yorum yapmayı sevmem. Burası arkadaşlarla sohbet yeri veya facebook falan değil ki mesela. Sadece doğruysa maddeye eklene bilirmi diyorum. Çünkü bu maddede belirtilmemiş mesela.--samral mesaj 22:38, 29 Mart 2016 (UTC)
"İstanbul yarı işgal altında bulunduğundan o sıralarda başkentten ayrılacak herkes için İngilizlerden vize almak zorunluluğu konulmuştu." (Şerafettin Turan, Mustafa Kemal Atatürk, Bilgi Yayınları, s. 201.) Vitruvian (mesaj) 22:40, 29 Mart 2016 (UTC)
Ha o maddede kullanılabilir bir bilgi bence de ama yukarıda alıntıladıklarımı kullarsanız faydalı olur. İyi çalışmalar. Vitruvian (mesaj) 22:42, 29 Mart 2016 (UTC)
Vitruvian peki Rıza Nurun Hayat ve Hatıratım kitabının IV cildinde Atatürkle ilgili belirtdiklerini de ekleye bilir miyiz maddeye? Mesele eşcinsel olduğu iddiası ve s.--samral mesaj 23:01, 29 Mart 2016 (UTC)
Şurada sorunuzun cevabı mevcut Samral. Ne yazık ki Akşin Somel'in "Osmanlı Tarihi Sahasında Türkçe Başvuru Eserleri" gibi az çalışma var bu memlekette. Rıza Nur'un güvenilirliği konusunda önce gösterdiğim linkteki kısmı sonra da Somel'i okuyabilirsiniz. Nette mevcuttur. Vitruvian (mesaj) 23:27, 29 Mart 2016 (UTC)

çelişkiler

Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe, onun savaşa giderken ellerini açıp "Allah'ım sen Türk milletini hiçbir zaman esir etme." diye dua ettiğini belirtmiştir.[154] Atatürk, Türk milletinin dinî inancı ile ilgili bir sözünde şu ifadeleri kullanmıştır: ( Ülkü Adatepe 1932 doğumlu. Hangi savaş merak ediyorum. ) Ers62 (mesaj) 23:49, 9 Mayıs 2016 (UTC)

Metin için verilen kaynakta şu ifade yer alıyor: "...Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'nda zaman zaman yakın dostlarıyla bir araya geldiğini ve kendisinin de bu ziyaretlere katıldığını anlatan Adatepe, Atatürk bazen efkarlanır, eski hikayelerini anlatırdı. Mesela harbe giderken daima dua ettiğini, iki elini açıp 'Allah'ım sen Türk milletini hiçbir zaman esir etme' diye dua ettiğini söylerdi dedi." Ben bundan Adatepe'nin olaya şahit olmadığını, anlatılanları naklettiğini anlıyorum. - Ullierlich 10:31, 10 Mayıs 2016 (UTC)

Atatürk Turancı mıydı?

@Vitruvian, Turancılık kategorisini geri aldığınızı gördüm. Sizden ricam Atatürk'ün 1933 de yani, Cumhuriyet'in 10.yıl konuşmasında ki Sovyetler Birliği ile ilgili bölümleri incelemenizi rica ediyorum. Zaten inceledikten sonra kategorinin neden konulduğunu anlayacaksınız.--Kant 23:25, 20 Mayıs 2016 (UTC)

Okumuştum, belki gözden kaçan bir nokta olabilir ancak kategorinin eklenmesi için bir neden bilmiyorum. İzah edilirse neden olmasın. Vitruvian (mesaj) 23:33, 20 Mayıs 2016 (UTC)
Atatürk çoğu konuşmasında Sovyetler Birliği'nin dağılacağını dile getirmişti, malumunuz. Tarih bilginiz var belli. 1933'de yaptığı bu konuşmada Sovyetler dağılırsa Türk devletlerine karşı bir politikamız olmalı vs demiştir. Ha diyecekseniz ki bu yeterli midir? Size kalmış. Turancı olmasa bunu dile bile getirmezdi. Hatta "Dili bir, kanı bir." gibisinden cümleler olduğunu hatırlıyorum. Okuyalı bayağı oluyor. Yine de sorun değil. Altı üstü bir kategori.--Kant 23:38, 20 Mayıs 2016 (UTC)
Yalnız şöyle bir durum var; çeşitli sözler üzerinden çıkarım yapmak, isabetli ya da isabetsiz olsun özgün araştırma kapsamında sayılacağı için ilgili telakki ile bağlantı kurmamız doğru olmaz. Ben de zamanında çok fena özgün araştırmalar yaptım fakat hiç farkında değildim o zamanlar. :) Atatürk'ün olası bazı durumlarda Türk alemi için neler yapılabilir diye düşünmesi, Türklerin faydası için bir hesap tutması, manevi köprüler kurmanın önemini görmesi onun Turancılığına işaret eder şeyler midir yoksa değil midir diye tartışmak fayda vermeyeceği için makul kaçmaz. Kaynaklar ne diyor bu konuda diye bakılacak olursa Turancılığa gayet karşı bir gerçekçi politikadan yana olduğu üzerinde durulur ki doğrudur da bu. Ancak bizim görüşlerimizin çok önemi olmuyor böyle durumlarda. Çok sayıda kaynak, dahası alanlarında en güçlü kaynaklar olacak şekilde aksi görüşü burada verebilirim eserlerden. Eğer tabii ki talep edilirse. Vitruvian (mesaj) 23:52, 20 Mayıs 2016 (UTC)
Enver Paşa ile nasıl ters düştüğü hakkında bilgiye sahibim. Atatürk'ün hayalci birisi olmadığı açık bunu hayalle değil, yavaş yavaş, kademe kademe, adım adım yapmak istediğini görmekte zor değil en azından kendi açımdan, kimse böyle görmek zorunda değil fakat keşke biraz daha yaşayabilseydi. En azından İkinci Dünya Savaşı'nı görebilseydi, o zaman daha net konuşabilirdik. Kendinizi yormayın bir kategori için. Dünya'nın sonu değil. Böyle kalsın. İyi çalışmalar.--Kant 23:59, 20 Mayıs 2016 (UTC)

Gaziantep Bey ilçesi

Atatürk ün nüfusa kayıtlı olduğu yer Antep in Şahinbey ilçesidir. Yirmiüçellisekiz (mesaj) 00:38, 19 Haziran 2016 (UTC)

Atatürk ve Turancılık

Maddenin İslamcılık ve Turancılık hakkındaki görüşleri başlığına Atatürk'ün devrinde basılmış gazetelerde yer alan ve aynı zamanda Nutuk'ta yer alan görüşlerini yazdım. Ayrıca akaemisyenler tarafından hazırlanan Atatürk'ün Bütün Eserleri adlı kitabı kaynak gösterdim. Bunları yazdıktan sonra Atatürkçü olduğunu iddia eden Kullanıcı:Unknowledge yeni bilgiler eklemiş. Eklediği bilgilerin hiçbiri birincil kaynak değil. Eklediği bilgilerin hiçbiri Atatürk döneminde bir gazetede veya resmi bir açıklamada yer almamış Atatürk'e izafe edilen cümleler. Rica ediyorum bir gazete haberi delil olabilir mi Atatürk'ün sözü için? Atatürkçü olduğunu söyleyen birisi Atatürk hakkında objektif bir ansiklopedi hazırlayabilir mi? Bu durum ahlâkî midir? Atatürk hepimiz için modern devletimizn kurucusu önemli bir önderdir ancak ansiklopedi maddesi yazarken hissi davranamayız? Bu durumun hizmetliler (Kullanıcı:Sakhalinio) tarafından kontrol edilmesini talep ediyorum. --Umitk aydin (mesaj) 17:39, 20 Kasım 2016 (UTC)

Sadece sözlerini tek tek, alt alta yazmak daha çok Vikisöz'e uygun olmuş. Ayrıca bir başlığa tek bir altbaşlık açılması da çok doğru değil diye düşünüyorum. Bence sözlerinin yanı sıra İslamcılık ve Turancılık hakkındaki görüşlerini inceleyen bağımsız kaynaklardan derlenmiş, ansiklopedik bir yazı yazmanız çok daha yerinde olurdu. Ayrıca sizin eklediğiniz kısımda İslamcılıkla ilgili bir ifade göremedim. Benim mi gözümden kaçmış? --Neolegen (mesaj) 18:09, 20 Kasım 2016 (UTC)
Vikisöz'e uygun olarak ben yazdım başlangıçta.Panislamizm ve İslam birliğinden bahsediyor. Dikkatlice son üç maddeyi okursanız görürsünüz. Bu konuya dair çok detaylı bilgi yok. Başka bir konuşmasında Yavuz Sultan Selim'e serzenişte bulunuyordu. Onu da tekrar okuyup eklemeyi düşünüyorum. Saygılar. --Umitk aydin (mesaj) 20:09, 20 Kasım 2016 (UTC)
Kusura bakmayın, son üçünü sizin şikayet ettiğiniz ekleme zannettim. Sayfa geçmişine bakınca bakınca bahsettiğiniz değişikliği gördüm. İyi çalışmalar. --Neolegen (mesaj) 20:18, 20 Kasım 2016 (UTC)
Eklediğim sözler açıkçası bana da şüpheli geliyor çünkü Atatürk'e atfedilen çok fazla uydurma ya da saptırılmış sözler var. Ayrıca Atatürkçü olmak neden Atatürk hakkında yazmaya engel olsun? Tarih her zaman bir nebze de olsa subjektifir. unknowledge (mesaj) 00:52, 21 Kasım 2016 (UTC)
Ayrıca Atatürk'ü irdelerken daha genel bakmak lazım. Birkaç sözüyle Atatürk'ün görüşü bu diyemeyiz çünkü Atatürk de bir politikacıydı ve politika gereği siyasi konjonktüre göre çeşitli görüşler dile getirmiştir.unknowledge (mesaj) 01:15, 21 Kasım 2016 (UTC)
Atatürk tarihi süreç içerisinde siyasi olaylara bağlı olarak farklı yorumlarda bulunmuş. Bu yorumlarını aktarmak daha mantıklı. Çünkü Atatürk gibi şahsiyetler her yöne çekilmek ve ideolojilere dayanak yapılmak isteniyor. Sizden ricam yazmış olduğunuz sözlerini silmenizdir çünkü birincil kaynak yok sadece iddiadan ibaret. Saygılar. --Umitk aydin (mesaj) 17:28, 24 Kasım 2016 (UTC)

Hizmet yılları

Bilgi kutusunda askerî hizmetinin 1927'ye kadar sürdüğü yazılmış. Bildiğim kadarıyla Başkomutanlık yetkisi 1923'te Cumhurbaşkanı seçilene kadar devam ediyor. Daha sonrasındaysa bir askerî hizmeti yok. Kesin olarak bilen biri varsa aydınlatsın. Verilen bilgi yanlışsa düzeltelim. --Neolegen (mesaj) 23:15, 20 Kasım 2016 (UTC)

Zaten bu sayfada da 1923'e kadar başkomutanlık yaptığı yazıyor. Başka kaynaklardan daha sonra askeri bir görev üstlendiğene dair bir bilgi de bulamadım. 24 Anayasası'yla da başkomutanlık günümüzdeki haline getirilmiş. Hizmet yıllarını 23'e kadar yazmak en mantıklısı olacak. --Neolegen (mesaj) 00:03, 23 Kasım 2016 (UTC)

Bağlılığı

Bilgi kutusundaki bağlılığı kısmında önceden sadece Osmanlı ve Türkiye yazılıyken, bu bilgi 1919'da cumhuriyet henüz ilan edilmediği için Osmanlı, BMM, TBMM ve Türkiye olarak değiştirilmiş. TBMM 1920'de kurulduğu için BMM'yi kaldırdım; ama Türkiye adı 1921'de de kullanımdaydı. Hatta Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun üçüncü maddesindeki "Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur [...]" şeklindeki hüküm, devletin resmî adı olarak da kullanıldığını gösteriyor. Ayrıca hem Osmanlı hem Cumhuriyet döneminde görev yapmış tüm subaylarda bağlılık kısmı aynı şekilde yazılmış. Eğer Osmanlı, TBMM ve Türkiye diye yazılacaksa, hepsini tek tek bulup değiştirmemiz gerekecek. Tüm bu sebeplerden yeniden sadece Osmanlı ve Türkiye olarak yazılmasını öneriyorum. --Neolegen (mesaj) 23:41, 20 Kasım 2016 (UTC) --00:33, 21 Kasım 2016 (UTC)

Aynı kanaatteyim. Umitk aydin Kurtuluş Savaşı'nın Saltanatı ve Hilafeti kurtarmak amacıyla başladığından bahsetti. Ancak saltanatı kaldıran da Cumhuriyet'i kuran da Kurtuluş Savaşı'nı veren 1.Meclis'tir. unknowledge (mesaj) 00:56, 21 Kasım 2016 (UTC)

Türkiye Cumhuriyeti 1. Cumhurbaşkanı olmalı

Atatürk'ün fotoğrafı altındaki ibarenin Türkiye Cumhuriyeti 1. Cumhurbaşkanı olarak değiştirilmesini talep ediyorum. --Bekir umut (mesaj) 05:10, 5 Ocak 2017 (UTC)

Atatürk'ün fotoğrafı altındaki ibarenin Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olarak değiştirilmesini talep ediyorum. Qwxoduerw (mesaj) 09:49, 17 Nisan 2017 (UTC)

Unvanları

Bilgi kutusunda Atatürk'ün unvanlarının Mareşal, Gazi ve Ebedi Şef olduğu yazılmış. İlk olarak, mareşal unvandan ziyade bir rütbedir. Zaten Kanun'da da "Gazilik unvanı" ve "rütbei müşir" tabirleri kullanılmış. Diğer askerlerin sayfalarında rütbeleri unvan olarak en tepeye yazılmamış. Standardize edilmesi açısından bu sayfada da bu şekilde kullanılmaması taraftarıyım. --Neolegen (mesaj) 00:09, 15 Ocak 2017 (UTC) - 01:14, 15 Ocak 2017 (UTC)

Dini inancı hakkında yapılan yorumların çıkarılması

Değerli @Unknowledge, orada kesinlikle ifadeleri yer almıyor. Tarihçilerin yorumlarını içeren bir bölüm fakat siz ansiklopedik olmadığını düşünerek "bireysel" bir yorumla kaldırdınız. Bunun topluluk tarafından tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Neye göre bu bölümü çıkardığınızı merak ediyorum.--Tuğkan (mesaj) 21:46, 23 Şubat 2017 (UTC)

Tuğkan, Vikipedi:Beş temel taş 1.maddeye göre ansiklopedik değil. unknowledge (mesaj) 00:16, 24 Şubat 2017 (UTC)

Çıkarılması doğru. Dini inancı hakkında çok fazla yorum yapılan bir lider Atatürk. Bazıları dönemsel, siyasal özellikler de taşıyabiliyor. Örneğin, siyasi faaliyetler kapsamıda Yalova köylerinde dolaşırken Mustafa Kemal hakkında "o namaz kılmaz, onu benden iyi bilmezsiniz", "din elden gidiyor" gibi laflar eden kız kardeşi Makbule'ninki gibi davranışları bile kaydetti tarih. Gelgelelim bu gibi yorumların ne anlamı ve değeri olabilir maddenin gelişimi açısından. Sıfır. Maddedeki dini görüşler bölümü de ayrıca özgün araştırmadır. Bir ara maddedeki bir kelimenin çıkması için öyle aklıma gelenleri sıralamıştım ve bir kullanıcı bunları alıp maddeye aktardı olduğu gibi. Asıl o bölümü bütünüyle tartışmalıyız. Kalkmalı bence. Vitruvian (mesaj) 22:37, 8 Mart 2017 (UTC)

Ben dini inancı konusundaki yorumların sadeleştirilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu kısmın çok uzun tutulmasının maddeye ansiklopedik bir değer katmadığını ancak kısır tartışmaları körüklediğini düşünüyorum. Eğer istenirse Atatürk'ün dini inancı maddesinde konu ayrıntılı bir şekilde ele alınabilir. Atatürk maddesinde dini inancı kısmında en fazla 1-2 paragraflık bir özetin yeterli olacağı kanaatindeyim. Bu konunun Tuğkan'ın söylediği gibi topluluk tarafından tartışılmasının ve hatta oylamaya sunulmasının faydalı olacağını düşünüyorum.-- Akhilleis ileti 07:52, 9 Mart 2017 (UTC)

Madem çeşitli "yorumlar" üzerinden ele alınan bu konu aynı zamanda şurada yer almış, burada niçin bu denli uzun yer kaplayıp kaliteli maddeye yakışmayan bir şekilde tutulsun ki? Yanlış mı düşünüyorum, nedir fikriniz? Vitruvian (mesaj) 17:16, 9 Mart 2017 (UTC)

Atatürk gibi dünya çapında tanınan ve pek çok ideolojik tartışmanın odak noktası olan bir şahsın dini inancı üzerine sayısız yorum yapılmaktadır. Bu yorumların sayfada yer alması gereksizdir ve ansiklopedik değildir. --Nushirevan11 ☾★ 01:10, 11 Mart 2017 (UTC)

Önceki Türkiye Cumhurbaşkanı

Atatürk önceki Türkiye Cumhurbaşkanı değil Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusudur lütfen düzeltin!! MelihcAn (mesaj) 10:43, 17 Nisan 2017 (UTC

Böyle bir şey kabul olunamaz derhal değiştirilmesini talep ediyorum. Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sonsuza kadar kurucusu ve cumhurbaşkanı olarak kalacaktır. Pelin Su (mesaj) 11:25, 17 Nisan 2017 (UTC)

@Pelin Su ve @MelihcAn, bahsedilen durum Vikipedi ile alakalı bir durum değil, google ile alakalı bir durum. Sadece Türkiye değil, çoğu eski liderde önceki x cumhurbaşkanı/başbakanı yazar. Çıkan gogogle sonucunda geri bildirim gönder bağlantısını kullanmanız gerekli.--Kingbjelica (mesaj) 08:19, 19 Nisan 2017 (UTC)

Neden eleştiriler bölümü yok

Kingbjelica, daha açıklayıcı bir neden sunarmısın, mesela neden kayda değer olmadığını?— Bu imzasız görüş ErdoğanTR (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

Merhaba @ErdoğanTR, Kazım Karabekir elestirisini vermissiniz ama yanlis yoldan gitmissiniz. Oncelikle malum tarihcinin kitaplarini kaynak olarak ele alamayiz, daha akademik ve alaninda sayin kisiler gerekli. Ikinci olarak sanki Ataturk ile K. Karabekir arasindaki tek iliski buymus gibi elestiriler basligini olusturamamalisiniz. Bu algi yaratmaya girecektir. Sahsi iliskiler kisminda detaylo ve surec dahilinde ikili iliskileri vermeniz gerekir. Yani milli mucadaledeki iyi iliskiler, mektuplasmalar ve cumhuriyetin ilani sonrasina deginmelisiniz. Devrimlerin hizli gerceklesmesinden rahatsiz olmasi ve kitaplara "kansiz tafsiye" diye gecen gelismeleri ele almalisiniz. Kingbjelica (mesaj) 10:40, 24 Nisan 2017 (UTC)
Bir düzeltme: Kingbjelica, birtakım niyetlerle tarihi bilgileri sık sık çarpıtan Mustafa Armağan bir tarihçi değil, köşe yazarı ve kitap yazarıdır. Vitruvian (mesaj) 17:38, 24 Nisan 2017 (UTC)
Ülkedeki araştırmacılar ve gazeteciler "tarih" alanına pek meraklı oldukları için kimin neci olduğu karışıyor, ama hemfikir olduğumuz şeyler yeterli bence :)--Kingbjelica (mesaj) 20:51, 24 Nisan 2017 (UTC)
Kişisel görüşleriniz kimseyi ilgilendirmiyor ancak madem söylediniz bana da cevap hakkı düşer. Mustafa Armağan'ın tarihi çarpıttığı yok çünkü zaten bilinen şeyleri söylüyor çok eski bir tarihten bahsetmiyoruz 1 asır dahi olmadı neyin ne olduğunu herkes görüyor (...).--Erdoğan 09:05, 25 Nisan 2017 (UTC)
@ErdoğanTR, Vikipedi:Güvenilir kaynaklar sayfasını okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Armağan herhangi bir akademik özelliğe sahip bir kaynak değil ve Atatürk'ü değerlendiren sayısız akademik makale ve profesörlerce yazılmış kitaplar varken Armağan'ın eleştirisine burada yer vermek temel içerik politikalarımıza ters düşer. Katkıda bulunma isteğiniz için teşekkür ederim ve devamını dilerim; ancak bu gibi güvenilir olmayan kaynaklarda ısrar ederseniz pek hoş karşılanan bir durum olmayacağını peşinen belirtmeliyim. Bunun yanı sıra katılımcı değil içerik üzerine yorum yapmanızı rica edeceğim, bu bağlamda kişisel yorumunuzu çıkardım. Beşer şaşar elbet, bu konuda herhangi bir nokta aklınıza takılırsa mesaj atmaktan çekinmeyiniz. İyi çalışmalar... --Seksen iki yüz kırk beş / GGT (mesaj) 14:01, 25 Nisan 2017 (UTC)
  • Kişi maddelerine eleştiriler başlığı ekliyor muyuz ki? Atatürk eleştirilerini toplasak ayrı bir "ansiklopedi" olur sanki.--RapsarEfendim? 17:04, 25 Nisan 2017 (UTC)

@Seksen iki yüz kırk beş, kaynak konusunda sizinle hemfikirim göründüğü gibi tartışmaya devam etmedim zaten.--Erdoğan 17:25, 25 Nisan 2017 (UTC)

Eleştiriler ve Tarafsızlık

Maddenin tarafsız olmadığını düşünmekteyim. Örnek verecek olursa "Barışa giden yol ancak bu ciddi askeri ve politik baskılarla mücadeleye devam sonucu kazanılmıştır." mesela bu söz Atatürk'ün söylediği veya o dönemde söylemiş bir söz değildir. Sonradan birileri kendi kafalarına göre eklemiş ve tarafız bir söz değildir.

Kos koca bir devlet adamına 1900 yılından 2017 yılında kadar hiç bir tarihçi, yazar, gazeteci, siyasetçi eleştiride bulunmadı mı? Neden eleştiriler başlığı mevcut değil? --Hile19 11:08, 6 Ağustos 2017 (UTC)

Eleştiriler kısmı konulamaz değil ama konulduğu taktirde madde tarafsızlığını kaybeder. Her kendine tarihçi, yazar, gazeteci ya da siyasetçi diyen kişinin eleştirisini bu maddeye koyarsak bu olay fazlasıyla büyür. Maddenin tarafsızlığını koruması için bu başlığın koyulmaması gerektiğini düşünüyorum. Saygılar. -SunSoldiers (mesaj) 13:38, 6 Ağustos 2017 (UTC)
Tarafsızlıktan söz edip eleştiriler isimli bir başlık açmak nasıl bir mantıktır acaba oldu olacak bir de eleştirmeyip savunanlar içinde bir madde açalım da madde ansiklopedik değerini kaybetsin. Bu kadar büyük ve önemli bir kişiyi elbette çok insan eleştirir ama onu tutupta buraya koyamayız biz forum sitesi değiliz biz objebtif bir ansiklopediyiz. Lütfen politika ve yönergeleri de iyice öğrenin. Saygılar--By erdo can • msj 22:44, 6 Ağustos 2017 (UTC)
Efendim benim söylediklerimi çarpıtmayın lütfen. Bugün bir köprü açılıyor onunla ilgili wiki sayfasında eleştiriler bölümü var yada bugünkü bir devlet adamının sayfasında eleştiriler sayfası var. Tabi kide eleştiriler sayfasına kahvedeki mehmet ağanın eleştirisi eklenmeyecek. Önemli kişilerin eleştirileri eklenecek. Biz forum sitesi değilsek bütün sayfalardaki eleştiriler bölümünü kaldıralım sadece hayatı ve yaptığı işler bölümü kalsın ne dersiniz? --Hile19 09:38, 7 Ağustos 2017 (UTC)

venizelosun gönderdigi mektup

Çaresiz bir haykırış olacak bu ama yine de deniyeyim. zamanın yunanistan başbakanı venizelos atatürkle ilgili nobel ödül komitesine bir mektup gönderiyor atatürkün dünya barışına sagladıgı katkı dolayısıyla ödül verilmesi gerekliligi yönünde bir içerigin oldugu. fakat bu konuyla ilgili türk yunan ilişkileri başlıgında venizelos atatürkü nobel barış ödülüne aday göstermiştir diyip geçiliyor, şimdi ben o mektubu bilmiyorsam ve bu adaylıgın gerçek olup olmadıgını sorgulamak istersem ne yapmalıyım. her cümlenin sonunda bir referans kaynagı varken bu aşırı tarihi konu için neden herhangi bir kaynak paylaşımı yapılmıyor. ekstradan cümle de istemiyorum, mektupla ilgili neden link paylaşmıyor.. umarım bu yakarışım da silinmez, hayır silinme gerekçesini de bilmiyorum ki bir daha aynı şeyi yapmıyaım, ne olur tartışma başlıgındaki yorumlarımızı dahi silerken bir mesaj falan atın problemin ne olduguna dair..

(Andrestander46 (mesaj) 16:29, 13 Ekim 2017 (UTC))

Algı yaratma ve "tecrübesizlik"

Çıkardığım bu içerik ne güvenilir bir kaynağa dayanıyor ne de ansiklopedik bir dile sahip. Kullanicinin dil problemi var, bir seyleri sorgulamadan "sirf bir yerde geciyor" diye ekleme yapiyor. Iddialar surekliligi olan guclu kaynaklarca "akademik" olarak desteklenmiyor. Lutfen bir seyleri kotulemek veya yuceltmek icin Vikipedinin politikalari ihlal edilmesin

"Navbox orphans"

Sayfanın en altında, kategoriler kısmında "Navbox orphans" diye bir şey var. Bu nedir? Kaldırılabilir mi? - Ullierlich 07.32, 8 Şubat 2019 (UTC)[yanıtla]

Düzeltildi. --Superyetkinileti 16.03, 8 Şubat 2019 (UTC)[yanıtla]

"Dini İnancı" başlığı altında algı yaratma ve asılsız kaynak gösterme

Aşağıda yer alan sözler asılsız olup ilgili kaynaklarda bulunmamaktadır. Yazım dili nesnellikten uzaktır ve yorum içermektedir. Vikipedinin politikası gereği kaldırılması gerekmektedir:

"Atatürk'ün, dini "lüzumlu bir müessese" olarak gördüğünü belirttiğine ilişkin sözüne karşın "dini olanların fakir kalmaya mahkûm oldukları" ve bu nedenle "öncelikle din anlayışını kaldırmak" gerektiğine inandığına ilişkin görüşleri için de kaynaklar mevcuttur. Kâzım Karabekir'in belirttiğine göre, Atatürk ona din ile ilgili olarak dini olanların kazanamayacağını ve fakir kalmaya mahkûm olduklarını söyleyip netice olarak önce din anlayışını kaldırmak gerektiğini söylemiş[172] ve bu sebeple Kur'an'ın anlaşılarak okunmasına önem verip Türkçeye çevrilmesini emretmiştir.[169][173] Ayrıca İslam'a ilişkin olumsuz sözleri de bulunmaktadır. Karabekir'in anlattığı üzere, Atatürk Balıkesir'de hutbe okumasına karşın daha sonra Kur'an ve Muhammed ile ilgili olumsuz sözler etmiştir.[174][175]" SchwarzerAdlerE (mesaj) 18.59, 27 Şubat 2019 (UTC)SchwarzerAdlerE[yanıtla]

Tartışma sayfasındaki SAS arşivi

Tartışma sayfasından SAS arşivi sayfasına bağlantı olması doğru mu? 2 sene önce kayda değerliği açık olan bir sayfayı kuralları eksik bildiğimden silinmeye aday göstermiştim, ve tartışma sayfasına SAS arşivi eklenmemişti. Bunun gibi birçok örnek gördüğümden dolayı, "kayda değerliğinin tartışılması gereksiz olan sayfaların SAS arşivleri tartışma sayfasına eklenmez" gibi bir kural olduğunu düşünmüştüm. Kısacası buradaki SAS arşivi bağlantısının kaldırılması gerekmez mi? Cem 53 mesaj 11.14, 7 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]

Sonuç itibarıyla bir SAS süreci yaşanmış, bunun belirtilmesi elzem. Eklenmeyenlere de eklenmesi lazım. --𐰇𐱅𐰚𐰤 (mesaj) 13.22, 7 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]
Yapılmaması gereken bir sayfa silme tartışması olmuş. Kayda değerliği bariz olan maddelerle ilgili başlatılan tartışma sayfalarının dahi silindiği oldu. Bunun da silinmesinde hiçbir sakınca yok. --esc2003 (mesaj) 14.13, 7 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]

Bence gerekmez, yani bir editör olarak o SAS adaylığından Vikipedi'nin yaşadığı değişimi, geçerli olan uygulamaları okuyabilirim. Günümüzde böylesi bir SAS tartışmasının olabileceğini öngörmüyorum çünkü SAS gerekçesideki durum için gerekli uyarı şablonlarımız var, madde yazımları daha gelişti vs. Buraya ön yargıları olan bir okuyucu ne düşünür bilmiyorum ama çok kişinin dikkatini çekeceğini sanmıyorum.--Kingbjelica (mesaj) 19.48, 7 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]

  • Bu gibi durumlar olmasın diye SAS tartışmalarını "hızlı kalsın" diye kapama seçeneği geldi (tartışma yokmuş var sayılıyor). Ama geçmiş geçmişte kalmış, bence de hoş değil ve trollük yapılmış ama ta ne zaman olmuş.--RapsarEfendim? 03.52, 8 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]
  • Normal bir SAS süreci yaşanmış gibi maddenin tartışma sayfasında buna yer verilmesinin mantığını biri açıklayabilir mi? --esc2003 (mesaj) 20.40, 8 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]
SAS'a aday gösterildiği günkü durumuna bakıldığında çoğu yerde gerekçedeki ansiklopedik olmayan dil ve duygusal yorumlara gerçekten rastlıyoruz. Zaten silinmesine karşı çıkılan yorumların da tamamı duygusal, "madde şu halde, şöyle yaparsak şu nedenden dolayı silinmemeli" diyen çıkmamış Ryesiloglu haricinde. Tabii SAS'a göndermek yerine ilgili kısımlar silinebilirmiş, garip bir dönemden geçmiş sanırım Vikipedi o zamanlar. Geçmiş incelenirse SAS'tan sonra yoğun bir düzenleme çalışması olduğunu, maddenin dilinin ansiklopedik bir şekil aldığını görüyoruz. SAS gerekçesi haklı, SAS'a götürülmesi tröllük, SAS sonrası farkındalık ve yapılan değişiklikler yapıcı. Belki iyi niyetle SAS'a gidilmemiş ama sonuçta Vikipedi'ye katkı sağlamış. Stalin'in gözden düşen siyasileri fotoğraflardan sildirmesi gibi "bakın bu adam kuklacı diye engel almış, ona dair olan her şeyi sorgusuz sualsiz silebiliriz." diye bir yaklaşım olamaz. Kingbjelica'nın dediği gibi Vikipedi'nin nerelerden nerelere geldiğinin okunmasına yardımcı olması bile yeterli. --𐰇𐱅𐰚𐰤 (mesaj) 09.47, 9 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]
Ders verir nitelikteki yorumun için teşekkürler. tartışmaya katılan kullanıcılar SAS'a çıkarılmasını trollük olarak yorumlamışlar. SAS'ı başlatan kullanıcının vandalizmden süresiz engellendiğini ve engeli delmek için kuklacılığa da başvurduğunu göz önünde bulundurunca iyi niyetin söz konusu olamayacağını, trol değerlendirmesinde haklılık payı olduğunu kolay anlıyoruz. "Ona dair her şeyi sorgusuz sualsiz silebiliriz" şeklindeki ifade olsa olsa felaket bir çıkarsamadır. Sözleri bağlamından bu kadar koparmayalım. Vikipedi'nin nerelerden nerelere geldiğinin okunmasına yardımcı olması bile yeterli. Gerçekten Vikipedi tarihimize ışık tutan bir arşiv. Basit bir trollüğe fazla önem addedilmiş "bile yeterli" pekiştirmesiyle hem de. SAS gerekçesi haklı, SAS'a götürülmesi tröllük, SAS sonrası farkındalık ve yapılan değişiklikler yapıcı. SAS gerekçesine haklılık payı veriyorsak, SAS'a çıkarılması nasıl trollük oluyor? Çelişkili bir yorum. SAS, maddelerin gelişmesi için geçmesi gereken bir süreç değildir, en az bin kere tekrar edildi, buradan da haklılık payı hiç çıkarmayalım. @Kingbjelica Günümüzde böylesi bir SAS tartışmasının olabileceğini öngörmüyorum demişsin ama maalesef kehanete gerek bile kalmadan gerçekleşiyor. @Sakhalinio'nun bizzat ilgilendiği adaylıklar oldu. Belki konuyla ilgili de açıklama yapabilir. --esc2003 (mesaj) 16.31, 9 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]
SAS gerekçesi haklı fakat KD olduğu ortada olan maddeyi düzeltmek yerine tamamen silinmesini istemek tröllük. Düşününce o kadar da çelişkili değilmiş değil mi? Her neyse, ortamı germeye devam edin, benden bu kadar. --𐰇𐱅𐰚𐰤 (mesaj) 21.04, 9 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]
SAS gerekçesi diye nitelendirilirse çelişkili olur elbet. İçerikle ilgili problemin dile getirilmesi olarak değerlendirebiliriz demek istedin öyleyse. Buna itirazımız yok zaten. Problem bu SAS'ın saklanmasında. "İyi ya da kötü bu bizim tarihimiz" gibi duygusal yaklaşımlara gerek yok bence. --esc2003 (mesaj) 22.05, 9 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]
  • Geçmişe yönelik bu tip "temizlik"ler yapacaksak bunun sonu gelmez, sınırı olmaz, tartışmalar çıkar. Üstte dediğim gibi zamanında "hızlı kalsın" seçeneği olsaydı öyle olabilirdi ama yoktu, yapılmamış. Hoşuma gitmese de, ileride bu tip uygulamaların önünü alamama ya da benzer taleplerde bulunma ihtimali de göz önüne alınarak olumlu görmediğimi belirtmek isterim.--RapsarEfendim? 22.23, 9 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]
    Tartışma arşivlerinde ve terk edilmiş kullanıcı sayfalarındaki uygunsuz yorumlar gibi şeyler için geçmişe yönelik temizlik yapıyorduk zaten. Arşivlerle ilgili böyle bir şeyin mümkün olduğu bilgisini alınca kendim de temizlik yapmıştım bir ara. Bir de problem yalnızca silinip silinmemesi değil. SAS arşivi bağlantısı olarak belirtmenin gereği nedir? Misal, şu an Türk (anlam ayrımı) sayfasına yönlendirilen başlıklar üzerinden yapılmış SAS tartışmalarının arşivleri eklenmeli midir? Benzer durumda çok fazla örnek var. Konuyla ilgili bir prosedür varsa (arkadaş da onu sormuş) bunların her birini de ekleyelim. --esc2003 (mesaj) 22.48, 9 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]
  • Tartışma sayfasında geçmiş SAS olarak kalıp kalmaması konusunda kararımız nedir? Diğer maddelerin tartışma sayfalarına örnek olması açısından bir karar almak gerekiyor. --esc2003 (mesaj) 13.34, 13 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]
Yukarıda görüşüm duruyor, Cobija benim yazdığımı biraz daha açmış, katılıyorum yorumuna.--Kingbjelica (mesaj) 18.53, 13 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]
Bu sayfa 4 Haziran 2006 günü silinmeye aday gösterilmiştir. Tartışmanın sonucunda kalmasına karar verilmiştir. diyen bağlantı kalsın deniliyorsa bütün maddelerin vesairenin tartışma sayfalarına SAS arşivleri eklenmeli. Kastettiğiniz bu değil mi @Kingbjelica? --esc2003 (mesaj) 23.44, 13 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]
Tartışma sayfalarına SAS arşivleri ekleniyor takip edebildiğim kadarıyla. Belki SAS'a gelen sürümü ilgili şablonda belirtilebilir.--Kingbjelica (mesaj) 10.25, 14 Eylül 2019 (UTC)[yanıtla]