Tartışma:John Titor

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Vikiproje İnternet (C-sınıf, Az-önem)
VikiProje simgesi Bu madde, Vikipedi'deki İnternet maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje İnternet kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz. İş birliğine katılarak da projeye katkıda bulunabilirsiniz.
 C  Bu madde C-sınıf olarak değerlendirilmiştir.
 Az  Bu madde Az-önemli olarak değerlendirilmiştir.
 

resmin altindaki bilgisayar modelinin ismiyle yazidaki ayni degil--Veni, vidi, vici 21:07, 2 Mart 2007 (UTC)

zaman yolculuğu hakkında[kaynağı değiştir]

john titor eğer gerçekten var olsaydı ve 2037'den 2000lere dönseydi şu an ve hatta o iddiada bulunduğu dönemlerde abd nüfus kayıtlarına geçilmiş bir çocuk olması gerekirdi. eğer bu karşıgörüş "35 yaşından küçük bir askere zaman yolculuğu yaptırıldı" şeklinde savunuluyorsa da kendi kendini çürütmekte. çünkü bir insan kendi doğumundan öncesine gidemez. kendi doğumundan sonrasına da gidemez. yaratacağı en ufak etki, geçmişine attıracağı tek eksik adım bile kaos teorisine göre hayatını baştan aşağı değiştirir böylece o kişi zaman yolculuğu yapamaz böylece bir şey değiştirmez böylece bu kişi zaman yolculuğu yapıp geçmişe gider ve kendi geçmişini etkiler o zaman hayatı değişir o yolculuğu yapamaz, yapsa bile o değişikliğin olduğu anda orada olamaz, o zaman geçmişini etkileyemez o zaman o yolculuğu tekrar gerçekleştirir o zaman kendini yine etkileyip geçmişini etkiler böylece o yolculuğu yapamaz... bu paradoksun adı neydi hatırlamıyorum ama var böyle bişey. bide "kendi büyükbabasının ölümüne neden olan çocuk" teorisi ve bu teorinin modern (1980ler) hollywood uyarlaması geleceğe dönüş'te martin mcfly'ın annesiyle babasının aşık olmalarını engelleyip annesini kendisine aşık etmesi bu konuya örnek verilebilir. tabi bunların hepsi oldukça fantastiktir, mcfly'ın babasının yaşanmış geçmişle değişmiş geçmiş arasıonda fark teşkil edecek şekilde attığı her adım, gördüğü her görüntü, yaşadığı her milisaniye hiçbir şeyi etkilemese de yine kaos teorisine göre eşiyle birlikte martin'i yapmak üzere birleşecekleri anı, saniyeyi kim bilir belki de evlenecekleri günü ve geceyi dahi değiştirir böylece martin doğamaz. öyleyse dr. e. brown'la martin hiç tanışmaz ve geçmişe dönemez. annesiyle babasının ilişkilerini etkileyemez. geçmiş etkilenmezse martin doğar, doktorun zaman makinesiyle geçmişe dönüp kendi doğumunu engeller... yine aynı paradoks. ilgisi yok belki bu maddeyle ama içimden geldi yazdım öyle. kısaca bence zaman yolculuğu imkansız değil ama "olabilemez"


- 2015 J - : T

Üstteki yazıya yorumlar[kaynağı değiştir]

eğer dediğin gibiyse seninde hataların var. 1'cisi ABD nüfusuna kayıt geçmez. Öncelikle adamın bir yerden alışveriş yaptığına dağir kanıt dahi yok. Eğer yapsaydı en azından birinde yakalanıp kimlik falan sorarlardı.

2'cisi; "kendi doğumundan sonrasına da gidemez. yaratacağı en ufak etki, geçmişine attıracağı tek eksik adım bile kaos teorisine göre hayatını baştan aşağı değiştirir böylece o kişi zaman yolculuğu yapamaz böylece bir şey değiştirmez böylece bu kişi zaman yolculuğu yapıp geçmişe gider ve kendi geçmişini etkiler o zaman hayatı değişir o yolculuğu yapamaz, yapsa bile o değişikliğin olduğu anda orada olamaz, o zaman geçmişini etkileyemez o zaman o yolculuğu tekrar gerçekleştirir o zaman kendini yine etkileyip geçmişini etkiler böylece o yolculuğu yapamaz." bu sözünüz olduğu gibi yanlıştır. ya herşey zaten olmuşsa ve biz olmuşları yapıyorsak. mesela bir çocuk küçükken evi yandı ve ailesini kaybetti ama evinin nasıl yanığı da ailesini nasıl kabettiğide bilinmiyor. çocuk 35 yaşına geliyor ve zaman makinesini buluyor. geriye gidip ailesini kurtarmaya çalışıyor ve aslında o çocuk kendi evini yakıcak bir şey yapıyor ve ev yanıyor. ailesini kaybediyor. demek istediğim herşey önceden zaten olmuşsa ve biz olucakları yaşıyorsak niye olmasın. ve üstelik şimdiki fizik geleceğe ve geçmişe gitmeyi inkar etmiyor üstüne destekliyor.

3'cüsü son cümleniz;

"kısaca bence zaman yolculuğu imkansız değil ama "olabilemez"" zaman yolculuğunu inkar etmiyorsunuz ama kabul ediyorsunuz. ?? nasıl oluyor..

- 2015 - - RyuSora -

Peki neden olayların tek bir evrende yaşandığını düşünüyoruz?[kaynağı değiştir]

"Büyükbaba paradoksu" denen paradoks, olayların tek bir evrende yaşandığını düşündüğümüzde gayet mantıklıdır. Fakat ya "zaman yolculuğu" denen olay, yalnızca gitmeyi hedeflediğimiz zamanın henüz yeni yaşanmaya başlandığı farklı bir paralel evrene gitmekten ibaretse?

Büyükbabam 1944 yılında doğdu. Ben onu bebekken öldürmek istiyorum diyelim. Zaman makineme bindim, tarihi 1944 olarak ayarladım, 1944'e gittim ve büyükbabamı öldürdüm. Normal bir bakış açısıyla: Eğer büyükbabam ölürse, teknik olarak babamın hiç doğmamış olması gerekir ve benim de hiç doğmamış olmam gerekir. Eğer hiç doğmadıysam, zamanda yolculuk yapıp büyükbabamı öldürememiş olurum. Fakat büyükbabamı öldürememiş olursam, babam doğmuş olur ve ben doğmuş olurum. Bu durumda geçmişe gidip büyükbabamı öldürmüş olurum.

Peki neden bu kadar dar düşünüyoruz? Ben zaman makineme atladığım anda, gösterge paneline "1944" diye yazıp aleti çalıştırdığım anda; belki de sadece 1944 yılının henüz yeni yaşanmaya başlandığı bir paralel evrene gidiyorumdur? Bu duruma büyükbabamı öldürürsem, yalnızca gittiğim paralel evrendeki şahsım doğmamış olur. Asıl geldiğim evrendeki ben, bu durumdan etkilemeyeceğim için paradoks oluşmaz.

Diyelim ki anneniz ve babanız boşandı. Siz henüz bir çocuksunuz. Ve size sordular: "Annenin yanında mı kalmak istersin? Yoksa babanın yanında mı kalmak istersin?"

Siz annenizin yanında kalmak istediniz. Taşındınız. Anneniz para kazanabilmek için temizlik işlerine gitmeye başladı.. Bir süre sonra anneniz yaşlandığından ve siz onun için üzüldüğünüzden, onun çalışmayı bırakmasını söylediniz. Okulu bıraktınız ve bir manavda çalışmaya başladınız. Çıraklık, kalfalık, ustalık derken; kendi manav dükkanınızı açtınız. Bir gün, hayatınızın aşkını gördünüz. Sizden limon almaya gelmiş o kişiyi. Bu şekilde tanıştınız onunla, 2 yıl sonra kendinizi nikah masasında buldunuz.

Bir gün yaşlı anneniz, eşiniz ve siz mutlu mutlu yemek yerken; aniden aklınıza babanız geldi. "Kim bilir şimdi nerelerdedir?" diye düşündünüz. "Acaba onunla kalsaydım, şimdi nasıl bir hayatım olurdu?"

Ağlıyorsunuz. Anneniz ve babanız yeni boşandı. Hakim size soruyor: "Annenin yanında mı kalmak istersin? Yoksa babanın yanında mı kalmak istersin?" Dönüp annenize bakıyorsunuz. Geçen gün size attığı dayak aklınıza geliyor. Çocuk değil misiniz? Soğuyorsunuz birden. "Babamla kalmak istiyorum." cümleleri dökülüyor ağzınızdan. Anneniz taşınıyor. Eskiden mutlu mutlu kahvaltı ettiğiniz sofrada, bir anne sesi yok şimdi. Babanız pek konuşmuyor. İşten geldiği gibi yatak odasına gidip uyuyor. Ev sessiz. Siz yalnız... Bir gün yalnızlık babanız için dayanılmaz bir hâl alıyor ve birkaç ay sonra da işyerindeki mevkisinden ötürü sürekli babanıza yazan o sekreteri üvey anneniz olarak buluyorsunuz. Sizi hiç sevmiyor. Sürekli aşağılamaları, hırpalamaları... Babanız artık sizinle hiç konuşmaz oluyor. Üvey annenizden çok çekiyorsunuz. Ve bir gün evden kaçıp gidiyorsunuz. Uzaklara... Çok uzaklara... Bir köprü altında tanışıyorsunuz o insanlarla. Torbacının teki olup çıkıyorsunuz. Yaşıtlarınız evlenmiş, iş kurmuş, kariyer yapmışken siz... Gözleriniz çökmüş, uyuşturucu bağımlısı ve kaç kez gözaltına alındığı belirsiz birisiniz. Bir gün yine nezarete girdiğinizde, saatlerin geçmek bilmediği 4 duvar arasında sorgulanmayı beklerken anneniz geliyor aklınıza. "Kim bilir şimdi nerelerdedir?" diye düşünüyorsunuz. "Acaba onunla kalsaydım, şimdi nasıl bir hayatım olurdu?"

Mahkeme salonu, bütün kasvetiyle sizi bunaltıyor. Çocuk aklınızla bile bir şeylerin ters gittiğinin farkındasınız. Gözyaşlarınızı silerken hakim size dönüyor ve soruyor: "Annenin yanında mı kalmak istersin? Yoksa babanın yanında mı kalmak istersin?"

Peki az önce ne oldu? Az önce bir paralel evren doğdu. A evreninde siz annenizin yanında kalmayı tercih ederken, B evreninde babanızın yanında kalmayı tercih ettiniz. Tam bu noktaya kadar tüm hayatınız tek bir çizgi üzerinde ilerlemişken; tam bu noktada ömrünüz ikiye ayrıldı ve 2 ayrı çizgi olarak devam etti. Bu 2 çizgi asla tekrar buluşmayacaktır, bunun için paralel evren denir. Sizin şu anki yaşadığınız hayatı hiç yaşamayan, çok farklı bir şehire, belki çok farklı bir ülkeye taşınmış; şu anki sizden daha farklı bir kişiliği oluşmuş olan bir başka siz vardır belki bir başka evrende? Küçükken araba çarpmasından kurtardığınız o çocuk, büyüdüğünde bir Adolf Hitler olarak milyonlarca yaşamı ve aileyi katletmiş olabilir. Tam o anda, o çocuğu kurtarmadığınız/kurtaramadığınız diğer evrende ise; milyonlarca aile mutlu mesut yaşamına devam ediyor olabilir. Bkz. Çoklu dünyalar yorumu

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, nasıl kendimizden emin olarak "Geçmişe gidip babanı öldüremezsin." gibi bir cümle kurabiliriz ki? Nasıl John Titor'un gerçek olmadığından %100 emin olabiliriz? John Titor, iddia ettiği olayların gerçekleştiği bir paralel evrende zaman makinesine binmiş, gösterge paneline "2000" yazmış ve o sırada 2000 yılını yeni yaşamaya başlamakta olan bizim evrenimize gelmiş olamaz mı? John Titor'un "2015 yılının sonunda 3. Dünya Savaşı başlıyor." iddiasını ele alalım. Türkiye, Rus uçağını vurduğu zaman; bizim şu anki yaşadığımız evrende 3. Dünya Savaşı falan başlamamış fakat John Titor'un geldiği paralel evrende başlamış olamaz mı?

- 18/12/2015 - ultrayer6