İçeriğe atla

Sahne ışıklandırması

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Sahne ışığı, tiyatro, dans, opera gibi sahne sanatlarında kullanılan bir aydınlatma sistemidir. Farklı türde sahne aydınlatma aygıtları ve teknik ilkeler doğrultusunda uygulanır. Sahne ışığı; görünürlüğü sağlama, atmosfer yaratma, dramatik etkiyi artırma ve sahne öğelerini vurgulama gibi amaçlarla kullanılır.

Antik Yunan ve Roma tiyatrolarında ışık kaynağı Güneş idi. Oyunlar genellikle gün ışığında oynanır, hava kararmadan tamamlanırdı. Gece oynandığı düşünülen oyunlarda büyük yanarcalar ve çıra gibi ateşli kaynaklar kullanılmış olabilir.

Kapalı salon tiyatrosunun Batı'da saray ve soylu konaklarına taşınmasıyla yapay ışık ihtiyacı doğmuştur. İtalya ve Fransa'da Rönesans, İngiltere'de ise Restorasyon döneminde mumlar, yağ kandilleri ve tunç yanarcalar sahneleri aydınlatmakta kullanılmıştır.

Bizans İmparatorluğu’nda, I. Justinianus dönemindeki gösterilerde renkli camlar ve altın levhalar aracılığıyla sahneye yansıtılan ışık efektleri kullanıldığı bilinmektedir. Orta Çağ kilise tiyatrosunda da bu tür görsel ışık efektleri yer almıştır.

17. yüzyılda, sahnelerde özel şamdanlar ve sıra hâlindeki mumlar kullanılmıştır. 18. yüzyılda ise gaz yağı lambaları sahne aydınlatmasında yerini almıştır.

19. yüzyılda havagazı lambaları kullanılmaya başlanmış, sahneyi önden ve yanlardan aydınlatmak için birden fazla lamba yan yana dizilmiştir. Ancak bu sistem yüksek ısı, is, duman ve yangın riski gibi ciddi dezavantajlara sahipti. Aynı dönemde sahne ışıkları bir merkezden denetlenmeye başlamış, gaz muslukları ve borularla donatılmış kontrol masaları geliştirilmiştir.

    • Limelight (kireç ışığı)**, 1803’te Drummond tarafından geliştirilen kalsiyum lambası ile ortaya çıkmıştır. Bu teknik, 1860’lardan itibaren tiyatrolarda yaygınlaşmıştır. Charlie Chaplin’in *Limelight* adlı filmine de adını veren bu sistem, sahne ışığının simgelerinden biri hâline gelmiştir.

1809’da Davy tarafından geliştirilen ark lambası da önemli bir yenilik olmuştur. 19. yüzyıl sonunda kalsiyum lambaları ve elektrik arkı en yaygın kullanılan kaynaklardı.

1879’da Thomas Edison ve İngiltere’de Joseph Swan’ın birbirlerinden bağımsız olarak geliştirdikleri elektrik ampulüyle sahne aydınlatmasında büyük bir devrim yaşanmıştır. Elektrik ışığı, diğer tüm kaynakların yerini alarak modern sahne aydınlatmasının temelini oluşturmuştur.

Işığın denetimi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Elektrik ampulünün yaygınlaşması, sahne aydınlatmasını köklü biçimde değiştirmiştir. Ancak aşırı parlak ve homojen ışıklar, sahnede atmosferin kaybolmasına neden olmuş, görsel derinlik ve dramatik etki zayıflamıştır. Bu durum, ışığın daha kontrollü ve sanatsal biçimde kullanılmasını zorunlu kılmıştır.

20. yüzyıl boyunca tiyatro sahneleri, ışık deneylerinin yapıldığı birer laboratuvara dönüşmüştür. Sahneye özgü geliştirilen birçok ışık aygıtı, başka sanat alanlarında da kullanılmaya başlanmıştır. Örneğin, 1896’da John H. Kliegl tarafından kurulan firma kısa sürede çok çeşitli aydınlatma aygıtları üretmeye başlamıştır.

Tiyatro, sinema ve televizyon gibi alanlarla etkileşim hâlinde olmuş, özellikle projektör teknolojileri ve hassas ışık kontrol sistemleri bu gelişim sürecine önemli katkılar sağlamıştır.

Katkıda bulunan sanatçılar

[değiştir | kaynağı değiştir]

Sahne ışığının amaçları

[değiştir | kaynağı değiştir]

Oyuncuların ve sahne üzerindeki öğelerin izleyici tarafından rahatça algılanabilmesi gerekir. Yetersiz ışık, yalnızca görmeyi değil, diyalogların anlaşılmasını da zorlaştırabilir.

İnandırıcılık

[değiştir | kaynağı değiştir]

Işık, sahneleme biçimine uygun olmalıdır. Gerçekçi bir sahnede ışığın yönü ve niteliği, doğal kaynakları taklit etmelidir (örneğin pencere ışığı gibi).

Aydınlatma, sahne üzerindeki öğeleri anlamlı bir bütün olarak sunmalı, görsel dengenin korunmasına katkı sağlamalıdır.

Işık, sahnenin duygusal tonunu belirler. Renk, parlaklık ve gölge oyunlarıyla atmosfer oluşturularak izleyici üzerinde psikolojik etki yaratılır.