Roma Cumhuriyeti Anayasası

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Cumhuriyetin kurucusu ve ilk konsüllerinden Lucius Junius Brutus'a ait olduğu düşünülen büst

Roma Cumhuriyeti'nin anayasası, Roma Cumhuriyeti'nin prosedürel adalet yönetimine rehberlik eden öncelikle yazılı olmayan, fakat daha sonra yazılı hale gelen, bir dizi kural ve geleneklerden oluşur.[1] Anayasa, Roma Krallığı zamanında oluşmuş, fakat cumhuriyet boyunca önemli ölçüde değişmiştir.[2] MÖ 133'ten itibaren cumhuriyetin kural ve normlarının çökmeye başlaması rejimi önce otokrasi, daha sonra ise mutlak monarşiye götürecekti.[3] Cumhuriyet anayasası üç ana kola ayrılabilir:[4]

  • İktidarın en yüksek merci olarak hizmet eden ve magistratusları seçme, yasaları kabul etme veya reddetme, adaleti uygulama ve savaş veya barış ilan etme yetkisine sahip olan, halktan oluşan meclis,[5]
  • Pleb konseyine tavsiyede bulunan Senato,[6]
  • Cumhuriyeti, halk meclisi adına yönetmek için seçilen, dini, askeri ve yargı yetkilerini kullanan ve meclislere başkanlık etme ve toplantıya çağırma hakkını bulunan Magistratus. [7]

Bu üç kol arasında karmaşık bir denge kontrol mekanizması geliştirildi. Örneğin, meclisler teorik olarak tüm gücü elinde tutuyordu, ancak tartışmayı kontrol eden, onlar üzerinde hakim etki uygulayan magistratuslardı.[8] Magistratus meclisin önündeki yargılamaları veto edebilirdi. Benzer şekilde, magistratusun gücünü kontrol etmek için, onun eylemlerini veto edebilecek olan plebler tarafından seçilen, halk tribünleri vardı.[9]

Cumhuriyetin anayasası, değişken olsa da, sağlam ve yerleşik normlara sahipti. Konsül, senato ve tribünler gibi kurumlar erken cumhuriyet döneminde önemli ölçüde gelişti, ancak MÖ 4. yüzyıl sonrası nispeten daha sabit kaldı. MÖ. 287'ye kadar devam eden Emirlerin Çatışması sonunda pleb vatandaşlarına eşit siyasi haklar verip, Roma'nın pleblerinden oluşan bir meclis olan tam yasama yetkisine sahip bir pleb meclisini oluşturulurken, aynı zamanda patrici gücüne zarar gelmemesi tribün kurumu yaratıldı.[10]

Cumhuriyetin ilerleyen zamanlarında, iktidarın eyalet valilerinin elinde merkezileşme,[11] siyasi değişiklikleri uygulamak için yer yer askeri güc kullanma[12] ve genel şiddet kullanımında artış görüldü. Meclis tarafından, galip komutanlara rüşvet karşılığı üstün yetkiler verildi.[13] Şiddetin giderek daha fazla meşrulaşması ve otoritenin giderek daha az erkte birleşmesi, cumhuriyet kurumlarına olan güvenin çökmesine neden oldu.[13] Ardından gelen iç savaş ile Cumhuriyet Augustus tarafından otokratik bir rejime dönüştürülecektir.[14]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ Lintott 2003, s. 2.
  2. ^ Flower 2010, s. 9.
  3. ^ Flower 2010, s. 81.
  4. ^ Lintott 2003, s. vii.
  5. ^ Lintott 2003, s. 40.
  6. ^ Lintott 2003, s. 66.
  7. ^ Abbott 1963, ss. 157-65.
  8. ^ Lintott 2003, s. 202.
  9. ^ Abbott 1963, s. 155.
  10. ^ Lintott 2003, ss. 121-122.
  11. ^ Abbott 1963, s. 44.
  12. ^ Lintott 2003, s. 212.
  13. ^ a b Lintott 2003, s. 213.
  14. ^ Flower 2010, s. 14.