Pınarbaşı, Karaman Höyüğü

Koordinatlar: 37°29′38″N 33°01′09″E / 37.493889°K 33.01917°D / 37.493889; 33.01917
Vikipedi, özgür ansiklopedi
22.00, 22 Mart 2016 tarihinde Teacher0691 (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 16833350 numaralı sürüm (düzenleme AWB ile)
Düz Yerleşme
Adı: Pınarbaşı, Karaman Höyüğü
il: Karaman
İlçe: Merkez
Köy: Ortaoba
Türü: Düz yerleşme / kaya sığınağı
Tahribat: Kaçak kazı[1]
Tescil durumu: Tescilli[1]
Tescil No ve derece: 1917 / 1
Tescil tarihi: 23.03.1994
Araştırma yöntemi: Kazı

'Pınarbaşı, Karaman İl merkezinin 39 km. kuzey-kuzeybatısında, Ortaoba Köyü'nün yaklaşık 7 km. kuzey-kuzeydoğusunda yer alan bir düz yerleşmedir. Karaman'ın kuzeyindeki Karadağ kuzeybatı uzantısı olan Bozdağ'ın kuzeybatı ucunda bulunmaktadır. Günümüzde kısmen kurutulmuş durumdaki eski Hotamış Gölü'nün kıyısındaki bu düz yerleşme ve kaya sığınağı, göle ve bataklığa yakın konumda olup hemen yakınında bir pınar bulunmaktaydı. İskan gördüğü dönemde civarın av hayvanı yönünden çok zengin ve yabanıl tahılların yaygın olduğu belirtilmektedir.[2]

Kazılar

Yerleşim, 1993 yılında Çatalhöyük kazılarının ikinci dönemi başladıktan sonra, bu yerleşimdeki Neolitik kültürün çevresel kaynaklarını saptamak amacıyla, esas olarak doğu yaklaşımları üzerinde yürütülen yüzey araştırmaları sırasında saptanmıştır. Höyük, yüzey araştırmalarında çok zengin buluntu vermesiyle özellikle dikkati çekmiştir. Bunun üzerinde 1994 ve 1995 yıllarında Karaman Müzesi ve Edinburg Üniversitesi'nin girişimiyla, aynı üniversiteden Trevor Watkins başkanlığında kazılar yapılmıştır. Ardından Pınarbaşı ve çevresinin MÖ 11 bin – 5 bin yıl öncesi ekolojik durumunun belirlenebilmesi amacıyla kaya sığınağı ve çevresi ile Süleymanhacı Gölü'nden örnekler toplanmıştır. İkinci dönem kazılar 2003 yılında Douglas Baird başkanlığında, özellikle MÖ 9 bin yıllarındaki yerleşim hakkındaki bilgileri genişletmek amacıyla ve Erken Tunç Çağı ile Roma - Bizans yerleşimleri hakkında ayrıntılara inilmek için başlatılmıştır.[2]

Tabakalanma

Pınarbaşı'nda, açık alan yerleşmesi ve kaya sığınağı olmak üzere iki alanda kazı çalışması yapılmıştır. A Alanı olarak adlandırılan açık alan yerleşmesinde, ilk üç evresi Erken Neolitik Çağ'a ait olmak üzere dokuz evre belirlenmiştir. B Alanı olarak adlandırılan kaya sığınağında yapılan çalışmalarda ise kültür dolgularının üst kısmı MÖ 5-4. binyıllara, alt kısımlar ise Geç Neolitik Çağ'a tarihlenen yedi evre saptanmıştır.[2] Höyük kısmında (A Alanı) Epipaleolitik buluntuların yanı sıra ayrıca bir Erken Tunç Çağı yerleşimi, taş ve kerpiç kullanılarak yapılan sanduka mezarlar içeren bir mezarlık alanı, muhtemelen MS 4. yüzyıla ait Roma – Bizans yerleşimi, Orta Bizans ya da Selçuklu mezarlığı ortaya çıkarılmıştır. Kaya sığınağı (B Alanı) Epipaleolitik ve Geç neolitik çağ yerleşimi olarak görülmektedir.[3]

Buluntular

Kaya sığınağının batısında yapılan çalışmalarda yaklaşık olarak çeyrek hektarlık bir alana yayılan ve MÖ 9. binyıla (günümüzden 11 bin yıl öncesine) tarihlenen bir yerleşim açığa çıkarılmıştır. Yaklaşık olarak 70 cm. kadar bir kültür toprağı vardır. Yapılar birden fazla elemandan oluşmaktadır ancak, hiçbir yapı tam olarak açığa çıkarılamadığından bu elemanlar tanımlanamamıştır. Diğer yandan A Alanı'nın güneybatı köşesinde saz, kamış ve tahta izleri olan kil-kireç parçalarından oluşan bir kalıntı kitlesi ortaya çıkarılmıştır. Bunlardan da yapılarda dal-örgü tekniğinden yararlanıldığı anlaşılmaktadır. Buradaki bir çukurda yaban öküzü ve yabani at kemikleri bulunmuştur. B Alanı'nda küçük ocak ve ateş çukurları buluntuları tabakasının C-14 sonuçları günümüzden 7-6 binyıl öncesini vermektedir.[2]

A Alanı'nın ilk üç evresinde ele geçen yontmataş aletler obsidiyen ve çakmaktaşından yapılmıştır. B Alanı'nda ise obsidiyen ağırlıktadır. Sürtmetaş malzeme olarak öğütme taşları ve havan parçaları bulunmuştur.[2] Obsidiyenin 150 km. mesafeden, Kapadokya'dan getirildiği belirtilmektedir. Dışarıdan gelen diğer malzeme ise Akdeniz Bölgesi'nden gelen denizkabuğundan yapılma boncuklarla Toroslar'dan gelen kumtaşı ve şist aletlerdir.[3]

İnsan kalıntılarının incelenmesinde erkeklerin oldukça kaslı olduğu, bir iskelete ait dişlerin aşınmasından, dişleri alet gibi kullanma alışkanlığı gözlenmiştir.[2]

Kazılarda yabanıl tahıl türlerine ilişkin bir kanıt bulunamamıştır. Yerleşme sakinlerinin kara avcılığı, tatlısu avcılığı ve ağırlıklı olarak kabuklu yemişler toplayıcılığı yaptığı öne sürülmektedir. Dolayısıyla yerleşik yaşama geçişin tarımla ilişkili olmadığı anlaşılmaktadır.[3]

Değerlendirme ve tarihlendirme

A Alanı'nın kalibre edilmemiş C-14 tarihlendirmesi MÖ 8 binin ikinci yarısını, B Alanı ise MÖ 6 bini vermektedir.[2] Bununla birlikte höyük kesiminin MÖ 9. binyıl sonuna tarihlenmesi önerilmektedir.[3]

Dış bağlantılar

Kaynakça