İçeriğe atla

On Binler

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Ahameniş İmparatorluğu'nda Ksenophon ve On Binler Rotası (kırmızı çizgi). Genç Kiros'un satraplığı yeşil renkle çizilmiştir.

On Binler (Grekçeοἱ Μύριοι, hoi Myrioi), esas olarak Yunanlılardan oluşan ve Genç Kiros'un, Pers İmparatorluğu tahtını kardeşi II. Artaserhas'ten almak için görevlendirilen paralı askerlerden oluşan bir güçtü. Cunaxa Muharebesi'ne gidişleri ve Yunanistan'a dönüşleri (MÖ 401–399), liderlerinden biri Yunan tarihçi ve asker olan Ksenofon tarafından Anabasis adlı eserinde kaydedilmiştir.

Ksenophon'un Anabasis'i[1]

MÖ 401-399 yılları arasında On Binler Anadolu üzerinden geçerek Cunaxa Muharebesi'ni yaptı ve ardından Yunanistan'a geri döndü.

Ksenofon, Anabasis'te Yunan ağır birliklerinin Cunaxa'da rakiplerini iki kez bozguna uğrattıklarını ve bu mücadelelerde sadece bir Yunan askerinin yaralandığını belirtir. Ancak, savaş bittikten sonra, Kiros'un öldürüldüğü haberini aldılar. Böylece zafer anlamsız, sefer başarısız olmuş oldu.[2]

On Binler kendilerini evlerinden çok uzakta, yiyeceksiz, sahipsiz ve güvenilir müttefiklerden uzakta buldular.

Pers müttefikleri general Ariaeus'u kral yapmayı teklif ettiler; ancak o, kraliyet kanından olmadığı ve tahtı elinde tutmak için Persler arasında yeterli desteği bulamayacağı gerekçesiyle bu teklifi reddetti.

Daha sonra II. Artaserhas'in önde gelen satraplarından Tissaphernes'e hizmetlerini sundular; ancak karşılık olarak teklifleri reddedildi ve teslim olmaları istendi. Bu durum Tissaphernes için de bir sorundu. Cepheden saldırıyla yenemeyeceği, ağır silahlı büyük bir orduyla uğraşmak istemiyordu. On Binler'e yiyecek sağlayarak kuzeye, evlerine dönmelerine izin vermek üzerine bir bekleyişe aldı. Bu arada Pers generali Ariaeus ve hafif birliklerini de kendi yanına çekmeyi başardı.

Bir davet düzenlendi. Yunanlı üst düzey subaylar Tissaphernes'in davetini kabul ettiler ancak burada esir alındılar, kralın huzuruna çıkarıldılar ve idam edildiler.[3]

Yunanlılar, hemen aralarında Ksenophon'un da bulunduğu yeni subaylar seçtiler ve Korduna ile Ermenistan'ı aşarak Karadeniz yönünde kuzeye doğru yürümeye başladılar.

Jean-Adrien Guignet'in Cunaxa Muharebesi'nde On Binlerin Geri Çekilmesi adlı eseri. Louvre

Ksenofon ve adamları başlangıçta küçük bir Pers süvari birliğinin taciz amaçlı yaylım atışlarıyla uğraşmak zorunda kaldılar. Günler geçtikte, On Binler'den belirgin bir direniş görmeyen bu süvari birliği, temkinli bir şekilde gittikçe yaklaşıyordu.

Bir gece Ksenophon okçulardan ve hafif süvarilerden oluşan bir birlik oluşturdu. Ertesi gün Pers süvarileri iyice yakınlarına geldiğinde, Xenophon aniden yeni süvarilerini hücuma geçirerek, sersemlemiş ve kafası karışmış düşmana saldırdı, çoğunu öldürdü ve geri kalanını da bozguna uğrattı.[4]

Tissaphernes daha büyük bir kuvvetle Ksenophon'un peşine düşer ve Yunanlıları geniş ve derin Büyük Zap nehrine ulaştıklarında çevreleyerek kıstırdığını düşünür. Rodoslulardan biri bir talent karşılığında bir plan önerir; bütün keçi, sığır, koyun ve eşekler kesilecek, cesetleri samanla doldurulacak, nehrin karşısına yatırılacak, dikilecek ve kaygan olmaması için toprakla örtülecekti. Uygulaması zor olan bu plan reddedildi ve Yunanlılar geri çekildi. Ancak, Persler de takip etmeyi bıraktılar.[5]

Ksenophon'un düşman halkların yaşadığı geniş bir coğrafyanın ortasında askerlerini besleyebilmesi şaşırtıcı olarak değerlendirilir. Amerikalı subay, askeri tarihçi ve yazar Theodore Ayrault Dodge'un notları:

Bu geri çekilme sürecinde ilk kez, takip edecek düşmanı engellemek için, geçilen bölgenin sistematik olarak tahrip edilmesi ve düşmanı yiyecek ve barınaktan mahrum bırakmak için köylerin yok edilmesi, her ne kadar acımasız olsa da, uygulandı. Ayrıca Ksenophon, falanksın gerisinde, hattın zayıf noktalarını istediği zaman takviye edebileceği bir yedek güç konuşlandıran ilk kişidir.

On Binler sonunda, günümüz Türkiye'sinde Güneydoğu Anadolu dağlarında yaşayan bir kabile olan Karduya topraklarına ulaşırlar.

... asla fethedilemeyen, savaşçı ve vahşi bir ırk. Büyük Kral bir zamanlar onları bastırmak için ülkelerine 120.000 kişilik bir ordu göndermişti, ancak bu büyük ordudan kimse bir daha evini görmemişti.

Karduya Defilesi Muharebesi planı

On Binler Karduya topraklarına girdikten sonra ana Karduya ordusunun bulunduğu geçide ulaşana kadar birkaç gün boyunca taş ve oklarla saldırıya uğradılar. Karduya Defilesi Muharebesi'nde, Ksenophon, 8.000 askeriyle bir karşı şaşırtma saldırısı düzenledi. Bu arada kendisi de kalan 2.000 askeri bir esirin ortaya çıkardığı dar bir geçide doğru bir ok sağanağı altında yürüttü ve

... Sabahın erken saatlerinde, sabah sisinin örtüsü altında ana geçidin arkasına doğru yol aldıktan sonra, şaşkın Karduklulara doğru cesurca ilerlediler. Çok sayıda trompetin sesi, düşmanın şaşkınlığını artırmanın yanı sıra, başarılı bir şekilde dolanmaya devam ettiklerini de Ksenophon'a bildiriyordu. Ana ordu hemen vadi tarafından saldırıya katıldı ve Karduklular mevzilerinden sürüldüler.[6]

Dağlarda geçen yoğun çatışmalarının ardından On Binler, Centrites Nehri (Botan çayı) kıyısındaki dağların kuzey eteklerine doğru ilerlediler. Ancak burada, kuzeye giden yolu engelleyen büyük bir Pers kuvvetiyle karşılaştılar. Karduklular, Yunanlıların gerisine doğru ilerlerken, Ksenophon bir kez daha savaşta tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

Ksenophon'un öncü keşif birlikleri hemen nehrin karşı yakasında bir geçit daha keşfettiler, ancak Persler daha hızlı hareket ederek burayı da kapattı. Ksenophon küçük bir kuvveti diğer sığlığa doğru geri gönderdi ve bu durum huzursuz Perslerin kuvvetlerinin büyük bir kısmını geri çekmesine neden oldu. Ksenophon hemen hücum ederek sığlıkta kalan kuvvetleri tamamen alt ederken, Yunan müfrezesi köprübaşına doğru zorlayıcı bir yürüyüşe geçti.

Bu olay, derinlemesine saldırı taktiğinin, Delium'dan 23 yıl sonra ve Epaminondas'ın Leuctra'da bu tarzı meşhur etmesinden 30 yıl önce, bilinen ilk kullanımlarından biriydi.

Artık kış gelmişti ve Yunanlılar Ermenistan'dan "böyle bir havaya uygun giysi olmadan tamamen hazırlıksız" bir şekilde geçerken,[7] soğuk ve zorlu koşullar onlara düşmanlarıyla yaptıkları mücadelelerde yaşadıklarından daha büyük kayıplar yaşattı.

On Binler, yiyecek sıkıntısı çektikleri bir sırada, erzak deposu olduğu bilinen ahşap bir kaleye saldırmaya karar verirler. Kale, ormanlarla çevrili bir tepenin üzerindedir. Ksenophon, adamlarından oluşan küçük grupların tepe yolunda belirmesini emreder; ve kaleyi savunanlar yukarıdan her taş yuvarladıklarında hemen yoldan ağaçların arasına atlayıp, ardından yeniden ortaya çıkarak bu şekilde ilerlemeye devam ederler.

Taşlar artık tükendiğinde, askerler yolun kalan kısmında hızla ilerleyerek neredeyse savunmasız hale gelmiş olan garnizonun büyük çoğunluğunun zorlukla direndiği kaleye saldırdılar. Kaledekiler, erkekler ve kadınlar olarak, kendilerini ölüme atmadan önce çocuklarını duvarların üzerinden attılar.[8]

Thalatta! Thalatta! (Θάλαττα! θάλαττα!, "Deniz! Deniz!"). - Trapezus (Trabzon), On Binler'in İran'ın iç kesimlerinden çekilirken ulaştıkları ilk Yunan şehriydi. Herman Vogel'in çizimi, 19. yüzyıl

Ksenofon, On Binlerin (o zamana kadar aslında sayıları epeyi azalmıştı), Theches Dağı'nın (Madur Dağı) zirvelerinden denizi ve kıyıdaki dost Yunan kolonilerini gördükleri o sevinçli anı kaydeder; bu, kaçışlarının başarıyla gerçekleştiğini gösteriyordu ve bunun üzerine Θάλαττα! θάλαττα!: Thalatta! Thalatta! ("Deniz! Deniz!") diye çığlıklar attılar.[9]

Kısa bir süre sonra Ksenophon'un adamları Karadeniz kıyısındaki Trapezus'a (Trabzon) ulaştılar (Anabasis 4.8.22). Yunanlılar, tekrar yola çıkmadan önce yerli halkla ittifak kurarak, Perslerin vasalları olan Kolhislilere karşı dağlık bir bölgede son bir savaş daha vermek zorunda kaldılar. Ksenofon, adamlarına düşmanı kuşatabilmek için hatlarını son derece ince bir şekilde yaymalarını emretti ve güçlü bir yedek kuvveti de muhafaza etti.

Kolhisliler, kanatlarından kuşatıldıklarını görünce, Yunanlıların konuşlanmasını kontrol etmek için ordularını böldüler ve hatlarında bir boşluk açtılar. Ksenofon bu boşluktan yedek kuvvetleriyle içeri daldı ve bir zafer daha elde etti.[10]

Avrupa'ya gemiyle ulaşma planlarının başarısız olması

[değiştir | kaynağı değiştir]

Trapezus'ta Euksine'ye (Karadeniz) ulaştıklarında, Yunan paralı askerler, Avrupa'ya taşınmaları için yeterli sayıda gemi temin etmek üzere Spartalı generalleri Cheirisophus'u MÖ 400'de Bizans'ta bulunan Spartalı amiral Anaxibius'a gönderdiler.[11]

Ancak Cheirisophus onlarla Sinope'ta (Sinop) tekrar karşılaştığında Anaxibius'tan bazı medeni sözler ve Euxine'den çıktıklarında bir iş ve ücret vaadi dışında eli boş dönmüştü.[12]

Pharnabazus ile son çatışma (MÖ 399)

[değiştir | kaynağı değiştir]
Ahameniş satrapı Farnabazus, On Binler'in Bitinya ve Hellespontos Frigyası'nı (Hellespontos Frigyası, antik dönemde, günümüzde Çanakkale ve çevresini kapsayan bölgede bulunan bir satraplıktı. Satraplık, Pers İmparatorluğu'nun bir eyaletiydi ve Hellespontos (Çanakkale Boğazı) adını taşıyordu.) yağmalamasını önlemek için onlarla savaştı.

Ksenophon komutasındaki On Binler, kısmen gemilerle, ama çoğunluğu kara yoluyla batıya doğru ilerlediler ve sayısız çatışma ve yağmalamanın ardından Bitinya'ya ulaştılar. Hellespontos Frigyası'nın satrapı olan II. Pharnabazus, On Binler'in yağma saldırılarına karşı Bitinyalılara yardım etmekle meşguldü. Ayrıca onların Hellespontos Frigyası'na girmelerini de engellemeye çalışıyordu. Yunan paralı askerlerine birkaç baskın düzenleyen süvarilerinin yaklaşık 500 kişiyi öldürdüğü söylenir.[13]

Bir Atinalı paralı asker peltast (solda) Hellespontine Frigyalı bir Ahameniş şövalyesine (ortada) destek veriyor ve bir Yunan psilosuna (sağda) saldırıyor, Altıkulaç Lahdi, MÖ IV. yüzyılın başları[14][15]

Pharnabazus daha sonra On Binler'in geri kalanının Bizans'a gönderilmesi için Spartalı Anaxibius ile anlaştı.[16] Boğaz'ın Asya kıyısındaki Hrisopolis'e (Üsküdar) vardıklarında, Anaksibius, Pharnabazus'un paralı askerleri satraplığından çekmesi yönünde büyük ödemeler yapacağı sözünü vererek onları Bizans'a getirdi. Burada Anaksibius, anlaşmayı yerine getirmeden onları daha ileriye doğru götürmeye çalıştı. Ancak büyük bir kavga çıktı ve Anaxibius Akropolis'e sığınmak zorunda kaldı. Kavga ancak Ksenophon'un müdahalesiyle bastırıldı.[17]

Kısa bir süre sonra Yunanlılar maceracı Coeratades komutası altında Bizans şehrini terk ederler. Ancak, Anaxibius, daha sonra harmost Aristarchus tarafından hayata geçirilen bir bildiri yayınlar. Buna göre Bizans'ta bulunan tüm eski Kyros askerleri (yani paralı Yunan askerleri) yakalanıp köle olarak satılacaktı.[18]

Ksenophon'un geri çekilişi yönetmesi, özgünlüğü ve taktiksel dehası göz önüne alındığında, Dodge'un bu Atinalı askeri, Büyük İskender'den önceki en büyük general olarak ilan etmesine neden oldu.[19]

Ksenofon'a göre On Binler şunlardan oluşuyordu:

  • Suriyede terkedilene kadar Arcadialı Xenias komutasında 4.000 hoplit.
  • Böotyalı Coxusenus komutasında 1.500 hoplit ve 500 hafif piyade
  • Stymfalialı Sophaenetus idaresinde 1.000 Hoplit
  • Ahayalı Sokrates komutasında 500 hoplit (filozofla karıştırılmamalıdır)
  • Suriye'de terk edilene kadar Megaralı Pasion idaresinde 300 hoplit ve 300 peltast
  • Spartalı Clearchus idaresinde 1.000 hoplit, 800 Trakyalı Peltast ve 200 Girit okçusu (ve terk ettiklerinde Xenias ve Pasion'dan gelen 2.000'den fazla adam)
  • Siraküzalı Sosis yönetiminde 300 hoplit[20]
  • Spartalı Cheirisophus'un idaresinde 700 Spartalı Hoplites
  • General Meno idaresinde 1.000 hoplit ve 500 Teselyalı Peltast[21]
  • Artaserhas'ın ordusu'ndan terk edilmiş 400 Yunan paralı askeri

Ayrıca, Spartalı Pisagor komutasındaki 35 trireme ve Mısırlı Tamos komutasındaki 25 triremden oluşan bir filonun yanı sıra, Persli Ariaeus komutasındaki 20.000 kişilik Pers askeri de onlara destek veriyordu. (Ksenophon bunların sayısını 100.000 olarak listelese de, çoğu modern tarihçi Ariaeus'un birliklerinin yalnızca 20.000 civarında olduğunu belirtmektedir.)

Cunaxa Muharebesi'nden kısa bir süre sonrasına kadar, Spartalı general Clearchus ordunun komutanı olarak kabul ediliyordu. Tissaphernes, Clearchus, Proxenus, Menon, Agias (muhtemelen Sophaenetus ile aynı kişi) ve Socrates'i tutuklayıp idam ettiğinde, onların yerini Atinalı Ksenofon, Dardanyalı Timasion, Akalı Xanthicles, Orchomenuslu Cleanor ve Akalı Philesius aldı ve Spartalı Cheirisophus genel komutan oldu.

On Binler MÖ 401 yılında yola çıktıklarında sayılarının 10.400 civarında olduğunu Ksenophon bildirmiştir. Ksenophon iki yıl sonra onlardan ayrıldığında sayıları 6.000'in biraz altına düşmüştü.

Kültürel etkiler

[değiştir | kaynağı değiştir]
  • Sol Yurick'in 1965 tarihli "The Warriors" adlı romanı, Anabasis'ten esinlenmiştir. New York'un Coney Island bölgesinden bir çetenin (Dominators), tüm şehirdeki çete toplantısında, bir çete birleştiricisi öldürüldükten sonra, Dominators suçlanıp liderlerini kaybettiklerinde, Bronx'tan evlerine savaşarak gitmek zorunda kalmalarını anlatır. Roman, 1979 yapımı "The Warriors" filmine de uyarlandı. Filmde, birleştirici figürü Cyrus olarak adlandırılırken, Coney Island çetesinin ölen liderinin adı Cleon'dur ve filmin son sahneleri denizin kenarında geçer.
  • 1978 Booker Ödülü'nü kazanan Iris Murdoch'un The Sea, the Sea adlı romanı[22] bu olaya ithafen adlandırılmıştır.
  • David Drake'in 1988 tarihli romanı The Forlorn Hope, düşman hatlarının gerisinde kalan ve buradan kurtulmak için savaşmak zorunda kalan bir grup paralı askerin hikayesini konu alıyor. Drake'in kendi yazılarında kitabın ilk bölümünün modeli olarak Ksenophon'un Anabasis'i gösteriliyor.
  • Harold Coyle'un 1993 tarihli romanı The Ten Thousand, Almanların Ukrayna'dan alınan nükleer silahları çalmasının ardından, modern Avrupa'daki ABD güçlerinin büyük kısmının Almanya'ya girip çıkmak için savaşmasını konu alıyor.
  • 1997 yapımı Age of Empires adlı video oyununda bu olaydan esinlenilerek "Xenophon's March" adında bir görev hikayesi yer alıyor. Oyuncunun bu görevde, düşman topraklarından geçerek eve ulaşmak için bir grup Yunan askerine liderlik etmesi gerekiyor.
  • Michael Curtis Ford'un 2001 tarihli The Ten Thousand adlı romanı bu grubun maceralarının kurgusal bir anlatımıdır.[23][24]
  • Shane Brennan'ın In the Tracks of the Ten Thousand: A Journey on Foot through Turkey, Syria and Iraq (Londra: Robert Hale, 2005) adlı kitabı, On Binlerin izlerini sürmek için 2000 yılında yaptığı yolculuğun öyküsünü anlatıyor.
  • Valerio Massimo Manfredi'nin 2007 tarihli romanı L'armata perduta (Kayıp Ordu), ordunun hikayesini, Xeno (Xenophon) adında bir Yunan savaşçısını takip etmeye karar veren Suriyeli bir kız olan Abira aracılığıyla anlatıyor.
  • John G. Hemry'nin The Lost Fleet serisi, Anabasis ve Arthur efsanesine dayanmaktadır. Düşman uzayının derinliklerinde kaybedilen bir savaşın ardından, ittifak filosunun liderleri yakalanıp idam edilir ve uzun süredir kayıp olan kahraman, çaresiz filosunu güvenli bir yere götürmek zorundadır.
  • Paul Kearney'nin 2008 tarihli romanı The Ten Thousand, Xenophon'un tarihi On Bin kayıtlarına dayanan bir fantezi dünyasında geçmektedir.
  • John Ringo'nun 2008 tarihli romanı The Last Centurion dünya çapında bir salgın hastalıktan sonra İran'da kalan ve On Binler'in yolculuğunu tekrarlamak zorunda kalan bir ABD Stryker şirketinin hikayesini anlatıyor. Onbinler ve Anabasis'ten sıkça söz edilir.
  • Finlandiyalı sanatçı Petri Hiltunen, seferi "Anabasis" adlı iki bölümlük çizgi roman albümünde canlandırmıştır. Arktinen Banaani tarafından 2011 (Anabasis: 1. Osa, Kyyroksen sotaretki) ve 2013 (Anabasis: 2. Osa, Tuhanten miesten marssi) tarafından yayımlanmıştır.
  • İngiliz yazar Conn Iggulden'in 2018 tarihli The Falcon of Sparta adlı romanı, On Binler'in içinde bulunduğu zor durumu kurgusal bir dille anlatıyor.
  • 2018 tarihli The Terror adlı dizide Anabasis, Franklin seferine çıkan adamların zorlu yürüyüşünün edebi bir paraleli olarak öneriliyor.

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ Brownson, Carlson L. (Carleton Lewis) (1886). Xenophon;. Cambridge, Mass. : Harvard University Press. 
  2. ^ Bigwood, J. M. (1983). "The Ancient Accounts of the Battle of Cunaxa". The American Journal of Philology. 104 (4): 341. doi:10.2307/294560. ISSN 0002-9475. The Greek mercenaries were victorious, but the cause was lost. 
  3. ^ "Clearchus of Sparta". Encyclopedia Iranica. 8 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Haziran 2021. 
  4. ^ Witt, p. 123
  5. ^ Anabasis III.5
  6. ^ Dodge, p. 109
  7. ^ Witt, s. 166
  8. ^ Witt, ss. 175-176
  9. ^ Xenophon (1904) [c. 370 BCE]. Anabasis. Oxford, UK: Clarendon Press (1961 tarihinde yayınlandı). 9 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2014. 
  10. ^ Witt, ss. 181-184
  11. ^ Xenophon, Anabasis v. 1. ~ 4
  12. ^ Xenophon, Anabasis v. 1. ~ 16
  13. ^ Brownson, Carlson L. (Carleton Lewis) (1883). Xenophon. Cambridge, Mass.: Harvard University Press. s. 479. 
  14. ^ Campbell, Brian; Tritle, Lawrence A. (2012). The Oxford Handbook of Warfare in the Classical World (İngilizce). Oxford University Press. s. 150. ISBN 9780199719556. 
  15. ^ Rose, Charles Brian (2014). The Archaeology of Greek and Roman Troy (İngilizce). Cambridge University Press. ss. 137-140. ISBN 9780521762076. 
  16. ^ Brownson, Carlson L. (Carleton Lewis) (1886). Xenophon;. Cambridge, Mass.: Harvard University Press. s. 513. 
  17. ^ Xenophon, Anabasis vii. 1. ~ 1-32
  18. ^ Xenophon, Anabasis vii. 1. ~ 36, 2. ~ 6
  19. ^ Dodge, Theodore Ayrault. Great Captains: A Course of Six Lectures on the Art of War. Houghton Mifflin Company, Boston and New York: 1890. s. 7
  20. ^ Xenophon. Anabasis kitap 1, bölüm 2, IX
  21. ^ Xenophon. Anabasis book 1, chapter 2, XI
  22. ^ Jordison, Sam (11 Şubat 2009). "Booker Club: The Sea, the Sea". The Guardian. 30 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2014. 
  23. ^ Tuplin, Christopher (2005). Tsetskhladze, Gocha R. (Ed.). Ancient West & East, Issue 1. Brill. ss. 212-213. ISBN 9004141766. Erişim tarihi: 3 Ocak 2014.  r eksik |soyadı1= (yardım)
  24. ^ Curtis Ford, Michael (2002). The Ten Thousand: A Novel of Ancient Greece. St. Martin's Griffin. ISBN 978-1250062567. 

Daha fazla okuma

[değiştir | kaynağı değiştir]