Nuri İyem

Vikipedi, özgür ansiklopedi
20.51, 18 Temmuz 2016 tarihinde Hiroşi (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 17376939 numaralı sürüm
Nuri İyem
Nuri İyem
Genel bilgiler
Doğum1915
Osmanlı İmparatorluğu İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm18 Haziran 2005
Türkiye İstanbul, Türkiye
Evlilik(ler)iNasip Özçapan
ÇocuklarıÜmit İyem
AlanıResim
Sanat eğitimiİstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi
Katıldığı akımlarToplumcu gerçekçilik
Ödüller
1973 Cumhuriyet’in 50.Yılı Resim Ödülü,
1989 Sedat Simavi Görsel Sanatlar Ödülü,
1997 Tüyap İstanbul Sanat Fuarı Onur Ödülü
Dosya:Nuri İyem Portre.jpg
Nuri İyem’in imzası niteliğine bürünen portre adlı yapıtı TÜYB 1984 70x90 cm

Nuri İyem toplumsal-gerçekçi sanat akımının önde gelen ressamlarındandır.

Anadolulu kadın portreleriyle tanınmıştır. 3500 civarında resmi vardır. 1941 yılında Avni Arbaş, Agop Arad, Turgut Atalay, Haşmet Akal, Kemal Sönmezler, Selim Turan, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa, Mümtaz Yener ile beraber "Yeniler" grubunu oluşturmuş ve "Liman" adlı bir sergi ile toplumsal-gerçekçi sanat görüşünü ortaya koymuştur.

Hayatı

Henüz üç yaşında iken 1918 yılında annesi ve ablası ile birlikte babasının görevi gereği bulunduğu Mardin’e bağlı bir ilçe olan Cizre’ye gitti. İleriki yıllarda gözleri sanat yaşamının portrelerine konu olacak ve kendisi ile çok yakından ilgilenen ablasını 1922 yılında kaybetti. İlkokula Mardin’de başladı. Ailesiyle geldiği İstanbul’dan 1923 yılında annesi ve teyzesiyle gittiği Arnavutluk İşkodra’da mahalle mektebine ardından da İtalyan İlkokulu’na devam etti. Ortaokulu, tekrar döndüğü İstanbul’da okuyan Nuri İyem, Pertevniyal Lisesi öğrencisi iken yaptığı resimlerini dönemin Akademi hocası Nazmi Ziya Güran’a gösterince, Akademi’ye kabul edilebileceği yanıtını aldı. 1933 yılında girdiği Akademi’de öğreniminin ilk yılında Nazmi Ziya Güran’ın öğrencisi oldu. Daha sonraki yıllarda Hikmet Onat, İbrahim Çallı ve Leopold Levy ile çalıştı. Estetik derslerini ise daha sonraki yıllarda yakın dostu olacak olan Ahmet Hamdi Tanpınar’dan aldı. 1937 yılında birinciliği dönem arkadaşı Ragıp Gürcan ile paylaşarak mezun oldu. 1938 yılında yani II. Dünya Savaşı sıralarında asteğmen olarak Trakya’ya gitti. Askerliğini yaptıktan sonra Giresun’a resim öğretmeni olarak atandı. Mezun olduğu okula 1940 yılında “Yüksek Resim Bölümü”nde okumak üzere tekrar geri döndü. Leopold Levy’nin öğrencisi oldu. 1944 yılında “Yüksek Resim Bölümü”nü Nalbant adlı çalışması ile ikinci kez birincikle ilk mezun olarak bitiren sanatçı, aynı yıl Nasip Özçapan’la evlendi.

Dosya:Nuri İyem Nalbant.jpg
Nuri İyem’in Akademi’den birincilikle mezuniyetini sağlayan Nalbant adlı başyapıtı. TÜYB 1944 120x100 cm

1941 yılında Avni Arbaş, Agop Arad, Turgut Atalay, Haşmet Akal, Kemal Sönmezler, Selim Turan, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa ve Mümtaz Yener gibi toplumcu-gerçekçi sanat anlayışını paylaştığı arkadaşları ile Yeniler Grubu’nun kurucusu oldu. Grup, “Liman Kenti İstanbul” konulu ilk sergisini Beyoğlu Matbuat Umum Müdürlüğü binasında açtı. Türkiye’nin ilk özel resim dersanesini Beyoğlu Asmalımescit S. Önay Apartmanı çatı katında Fethi Karakaş ve Ferruh Başağa ile birlikte kurdu. Buradan yetişen öğrencilerin ilerleyen yıllarda Tavanarası Ressamları adlı bir grup kurduklarına şahit oldu.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Bir heykel kadar sımsıkı, yeşil mehtap aydınlığı kadar zarif, geçmiş zamanın havasını içinde taşıyan eski fresk ve ikonalar kadar yalın dediği kadın yüzleri, köyden kente göçün yoğunlaştığı, bireye ait sosyal hakların kadınlar aleyhine işlediği bir dönemin ürünüdür. Mahur, çekingen, güzel, utangaç ve melankolik halleri ile bu yüzler, hem ölen ablasının hayali imgesi hem de zamanı aşan ikonik bir sembol olarak Nuri İyem’in sanatının billurlaşmış bir örneğidir. Sanatçının aynı tarihlerde gerçekleştirdiği, Anadolu gerçeğine ulusalcı bir bakışla yaklaştığı ‘göç’ resimlerinde de, çalışan, emeğini topraktan çıkaran kadınlar sembolize edildi.

Boyut ve soyut sonrası olmak üzere iki dönem altında biçimlenen sanatı akademi merkezli sanat görüşlerine karşıt bir seçenek üzerinde kimliğini oluşturan sanatçının 2001 yılında Evin Sanat Galerisi tarafından resimlerinin yer aldığı koleksiyonlar tespit edilerek görselleri arşivledi. Projenin devamı olarak, 1504 resimden oluşan "Dünden Yarına Nuri İyem”" Retrospektif sergisi açılan ve sergiye gelen tüm yapıtların yer aldığı iki ciltlik kitabı yayımlanan sanatçı, Ulus’taki evinde 90 yaşında 18 Haziran 2005 tarihinde vefat etti.

Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilen sanatçı, aralarında kendisi gibi sanatçı eşi ve hayat arkadaşı Nasip İyem’in de bulunduğu cenaze törenine katılanların yakalarına, sanatçıyı "Anadolu Kadınları" temalı bir tablosunun önünde gösteren fotoğrafı takıldı.

Resim tutkusu

Dosya:Göreme Güvercin ve kadınlar.jpg
Göreme Güvercin ve Kadınlar. TÜYB 1970
Dosya:Nuri İyem Sokak 1949.jpg
Nuri İyem’in Sokak adlı yapıtı TÜYB 1949

Resme olan tutkusu ile anne ve babasının ona karşı olan tutumunu kendi sözleri ile şöyle aktarır:

Resme olan tutkum yüzünden babamdan yediğim tokatlarla , söze başlamam gerekiyor önce: Mardin’de ilkokuldaydım. Bir tatil günü evde renkli kalemlerle resim yapıyordum. O zamanlar kullandığımız renkli kalemler kalitesiz olduklarından uçları hemen kırılıyordu. Külüstür bir çakı ile kırılan uçları açmak için uğraşıyordum. Ama kalemleri yontmak çok zor oluyordu. İşte, tam bu sırada duvara gömülü dolap içinde bir kutuda duran babamın usturaları geldi, aklıma. Çoktandır o usturaları kullanmadığını da biliyordum. Ama usturaları almaya korkuyordum. Babam evde olmadığı zamanlar, berbere gittiğinde almak daha kolayıma geliyordu, tabii. Usturalarla, renkli uçları kırılıveren kalemleri daha kolay yontabiliyordum. Yontabiliyordum ama usturaların o keskin ağızları da çabucak kırılıyordu. Resim yaptıktan sonra usturaları kutuya koyup dolaba kaldırdım. Kopacak fırtınayı bekliyordum. Şimdi bunları hatırladığımda yaşananların üzerinden sadece bir iki ay geçmiş gibi geliyor, bana. Babam dolabın kapısın açmış, elinde usturalarla önünde durmuş ve beni çağırıyordu. Yanına gittiğimde hiçbir şey söylemeden tokatları indirmeye başladı. Yeterince tokatladığına inanınca da usturaları bu hale niçin getirdiğimi sordu. Olayı olduğu gibi anlattım. Usturaları çok uzun zaman önce gördüğümü, kalemlerin uçunu açarken bu kadar kolay kırılacaklarını hiç sanmadığımı ve kendisinin de kullanmadığına göre lüzumlu olmadığını düşündüğümü söyledim. Babamın usturalarını kullanarak yaptığım resme ne oldu şimdi hatırlamıyorum. Ama resim yapmak, öylesine heyecan ve keyif verici bir şeydi işte. [1]

Ödülleri

  • 1973 Cumhuriyet’in 50.Yılı Resim Ödülü,
  • 1989 Sedat Simavi Görsel Sanatlar Ödülü
  • 1997 Tüyap İstanbul Sanat Fuarı Onur Ödülü

Ölümünden sonraki sergilerinden seçmeler

  • 2008 Doku Sanat Galerisi
  • 2008 Evin Sanat Galerisi
  • 2008 Derinlikler Sanat Merkezi
  • 2008 Olcay Art
  • 2008 Antik Park Fine Art and Antiques
  • 2007 Antik Park Fine Art and Antiques
  • 2007 Valör Sanat Galerisi, Artistanbul 2007, İstanbul
  • 2007 Evin Sanat Galerisi, Artist 2007, Tüyap-İstanbul
  • 2007 Evin Sanat Galerisi
  • 2007 Doku Sanat Galerisi
  • 2007 Rezan Has Müzesi
  • 2007 Mart Kolleksiyon
  • 2006 Evin Sanat Galerisi
  • 2006 Cumalı Sanat Galerisi
  • 2005 Artı Mezat
  • 2005 Evin Sanat Galerisi
  • 2005 Artı Mezat

Ölümünden bir yıl önceki sergileri

  • 2004 Evin Sanat Galerisi
  • 2004 Cream Art Gallery
  • 2004 Nurol Sanat Galerisi
  • 2004 Ada Antik
  • 2004 Galeri Ortaköy

Dış bağlantılar

Nuri İyem'in Retrospektifi