İçeriğe atla

Mar İlyas Şakir

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Mar İlyas Şakir
ܐܝܓܢܛܝܘܣ ܐܠܝܐܣ ܬܠܝܬܝܐ
Eygilios Alyas Şakirya
DoğumNasri Şakir
13 Ekim 1867
Mardin, Diyarbekir Vilayeti, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm13 Şubat 1932
Manjanikkara Dayara , Travancore , Britanya Hindistanı
Defin yeriAziz Stephen Katedrali, Manjanikkara, Hindistan
MilliyetSüryani Türk
MeslekSüryani Ortodoks Kilisesi Patriği
Ebeveyn(ler)Korepiskopo İbrahim ve Meryem

Mar İlyas Şakir, Mar İgnatius Elias yada Hindistandaki İsmi İle Manjinikkara Bava ( Süryaniceܐܝܓܢܛܝܘܣ ܐܠܝܐܣ ܬܠܝܬܝܐ)[1] Antakya Patriği ve 1917'den 1932'deki ölümüne kadar Süryani Ortodoks Kilisesi'nin başıydı.[2][3]

Süryani Ortodoks Patriği Patrik Elias III Şakir, 13 Ekim 1867 tarihinde Mardin’de doğdu. Küçük yaşta kimsesiz kalan Elias III Şakir, çalışmaya başladı, kısa bir süre ise Osmanlı memuru olarak görev yaptı.[3][4]

Elias, 1892'de Osthatheos Saleeba ile birlikte IV. Petro tarafından rahip olarak atandı. Ve 1895'teki Diyarbakır Katliamları sırasında Elias, Mor Quryaqos Manastırı'nda yaklaşık 7000 Ermeni mülteciye sığınma hakkı verdi. Bundan sonra Elias, Mor Quryaqos Manastırı ve Mor Hananyo Manastırı'nın Şefi olarak atandı. 1908'de Elias, Patrik Ignatius Abded Aloho II tarafından Amid piskoposu olarak kutsandı ve ardından Iwanius adını aldı.[4][5]

Daha sonra ise önce Mardin Kırklar Semineri, ardından Deyrulzafaran Manastırı’nda görev yaptı. 1895 Diyarbakır Pogromu esnasında Mor Kuryakos Manastırı’nda 7 bin Ermeniyi manastıra alarak güvenliklerini sağladı.[4][6]

1912'de Musul'a nakledildi ve 1917'de patrikliğe yükselene kadar burada görev yaptı. Patrik Abded Aloho II'nin 1915'te ölümünden sonra, Mor Iwanius patrik seçildi ve 1917'de tahta çıktı. Kararname, Osmanlı Sultanı VI. Mehmed tarafından yayınlandı ve İlyas'ın 1919'da İstanbul'a yaptığı ziyarette teyit edildi; bu ziyaret sırasında aynı zamanda İsmania madalyasını da aldı. İlyas, Asur soykırımının ardından Orta Doğu'daki hayatta kalan Süryani Ortodoks topluluklarını ziyaret etmek için 1919'da kapsamlı seyahatler yaptı . 1922'de Türk Kurtuluş Savaşı'nın sona ermesinin bir sonucu olarak , İlyas, Mor Hananyo Manastırı'ndaki geleneksel patrik ikametgahından üç ay boyunca ikamet ettiği Kudüs'e kaçmak zorunda kaldı. Bu dönemde Elias kilise için bir matbaa kurdu ve 1925'te Elias Halep ve Musul'a giderek orada da matbaalar kurdu.[6][7]

Patrik, “Azınlık hukuku meselesi, bu dakikaya kadar mümessili bulunduğumuz cemaatin ne akıl ne de hayaline gelmiştir, ne de gelmesi ihtimali vardır. Biz, bunu olanca kuvvetimizle protesto ederiz. Ben cemaatim namına ne böyle haklar talebinde bulundum, ne de bulunacağım. Süryaniler, Misak-ı Milli hudutları için yaşayan milletin bir azınlığıdır. Biricik arzuları ise, iyi günlerde de fena günlerde de birlikte bulunmaktır” sözleriyle Mustafa Kemal Atatürk’e mesaj gönderdi.[4][6]

1.Dünya Savaşı Ve Kurtulus Savaşı

[değiştir | kaynağı değiştir]

30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi sonrasında, Arap asıllı nüfusun yoğun yaşadığı Mardin hakkında verilmiş bir karar yoktu. İngilizler ve Fransızlardan hangisi daha ikna edici olursa, bölge o tarafın payına bırakılacaktı. Önce Irak’taki İngiliz yetkilisi Binbaşı E. W. Corbett Noel geldi şehre. 11 Mayıs 1919’da V. Kolordu Komutanı Miralay Kenan Paşa ile görüştü, ardından kenti teslim etmeleri için şehrin ileri gelenlerini ikna etmeye çalıştı. Suriye ve diğer Arap toprakları İngiliz ve Fransızların idaresine geçmişti. Bir yandan üstün bir güce sahip olan İngiliz ve Fransızlar, öte yandan dağılmakta olan bir Osmanlı Devleti vardı. Mardin de bir karar vermek durumundaydı. Rivayete göre Müslüman Araplar, Kürtler ve Süryanilerin ileri gelenlerinin katıldığı istişare toplantısında alınan kararı Süryani Kadim Kilisesi Patriği İlyas Şakir Efendi açıklamıştı: "Biz Araplar, Kürtler ve Süryaniler olarak Osmanlı idaresinden ayrılmak istemiyoruz. Halifeye bağlıyız ve Türk kardeşlerimizin yanında kalmaya devam edeceğiz. Gerekirse mallarımız ve canlarımızla savaşacağız."[6][8][9]

Olumsuz cevabı alan Binbaşı Noel, bu sefer Derik kazasına gitti ve Deriklileri kazanmaya çalıştı ancak, orada da başarılı olamadığı için 28 Mayıs 1919’da Mardin’i terk etti. 21 Kasım 1919’da Mardin’e gelen Fransız Albay Normand da şehirde pek hoş karşılanmamış, Müslüman ve Hıristiyan halkın tepkisiyle karşılanınca aynı gün şehri terk etmişti.[6][8][9]

İlyas Şakir Efendi, sözünün arkasında durdu ve 18 Nisan 1919’da Süryani nüfusun yoğun olduğu yerlere uzun bir geziye çıktı. Esas olarak Urfa gibi yerlerde Ermenilerle işbirliği yapma eğiliminde olan cemaat üyelerini ikna etme amacı taşıdığı anlaşılan gezi Diyarbakır, Siverek, Urfa, Halep, Humus, Hama, Şam, Zahle ve Beyrut’un ziyaret edilmesinden sonra İstanbul’da son bulmuştu. 26 Eylül 1919’da Sultan Vahdettin ile görüşen İlyas Şakir Efendi’nin 1915’te Ermenilerle birlikte Suriye’ye göçürülen Süryanilerin yeniden memleketlerine dönmelerine izin verilmesi ve Mardin’de yapımına başlanan okulun inşası ile yetim ve dullarının iaşesi için örtülü ödenekten (tahsisat-ı mesture) yardım yapılmasını talep ettiği biliniyor. (1914 yılı Ağustos ayında, o dönemki Süryani Patriği Mar Şamun ile Van valisi Cevdet Bey irtibata geçmiş, Süryanilerin savaş sırasında yansız kalmalarına karşılığında mali, idari ve dini sorunlarına çözüm getirileceği sözü verilmişti.[6][8][9]

Birinci Dünya Savaşı’nı bitirmek üzere Ocak 1919-Ocak 1920 arasında toplanan Paris Barış Konferansı’na bizzat kendisi gitmek yerine Suriye Metropoliti Severios I. Afram Barsavm başkanlığında bir heyeti göndermeyi tercih etti. Barsavm’ın konferansta “Orada halkımın başına gelen bin bir türlü felaketi tek tek açıkladım. Baskı ve zulmü ayrıntılı olarak anlattım. Özellikle de savaşta hunharca katledilen, açlıktan ve soğuktan telef olan ölülerimizin resimlerini önlerinde sergilememe rağmen, konferansa katılan delegelerin hiç birinin gözyaşı akıtmadığını ve hatta delegelerin bize acımadıklarını görünce, orada taştan heykellere konuşma yaptığımı hissettim “ demesine bakılırsa Süryaniler hayal kırıklığına uğramışlardı.[10]

Ancak, 18-26 Nisan 1920 tarihleri arasında yapılan San Remo Konferansı’nın 19 Nisan günkü oturumunda İngiliz Başbakanı Lloyd George Kürt sorununun çözümüne ilişkin görüşünü açıklarken, Kürdistan’ın Ermenistan’a komşu olduğunu ve geleceğinin Süryani ve Keldani Hıristiyanları ilgilendirdiğini söyledi. 10 Ağustos 1920 tarihli Sevr Anlaşması’nın 62. Maddesi’nde ise Kürtlerin çoğunlukta bulunduğu bölgede yerel özerklik gerçekleştirileceğini, özerklik planının, Süryani ve Keldanilerin yanı sıra bölgedeki diğer etnik ve dinsel azınlıkların korunması için bütün güvenceleri içereceğini belirtildi. Bunlar, azınlıklara karşı sürekli kuşku duymayı adet edinmiş olan Ankara’nın kulağına kar suyu kaçırmış olmalıydı.[6][9]

arşılama tarihi Lozan barış görüşmelerine ara verildiği günlere denk gelmektedir. 9 Şubat 1923’te Mustafa Kemal’e yakınlığı ile tanınan sahibi Celal Nuri (İleri) Bey’in İleri Gazetesi’ne bir röportaj veren İlyas Şakir Efendi “Azınlık hukuku meselesi, bu dakikaya kadar mümessili bulunduğumuz cemaatin ne akıl ne de hayaline gelmiştir, ne de gelmesi ihtimali vardır. Biz, bunu olanca kuvvetimizle protesto ederiz. Ben cemaatim namına ne böyle haklar talebinde bulundum, ne de bulunacağım. Süryaniler, Misak-ı Milli hudutları için yaşayan milletin bir azınlığıdır. Biricik arzuları ise, iyi günlerde de fena günlerde de birlikte bulunmaktır” diyerek Mustafa Kemal’e mesaj göndermişti. Ancak, Ankara’da iki ay daha kalan İlyas Şakir Efendi, (her ne kadar Süryani kaynaklarında aksi iddia edilse de) Mustafa Kemal’le görüşemeden, 19 Mayıs 1923 tarihinde Diyarbakır üzerinden Mardin’e dönmek zorunda kaldı.[9]

Şeyh Said İsyanı ve Tedirginlikler

[değiştir | kaynağı değiştir]

Süryaniler Lozan Barış Anlaşması’nın sunduğu azınlık haklarını kullanmaktan feragat ettiler ama, Ağustos-Eylül 1924’te bölgede bir keşif gezisi yapan Hakkari Valisi başkanlığındaki heyete yönelik Nasturi saldırı ile 13 Şubat 1925’te patlak veren Şeyh Said İsyanı’na bir grup Midyat Süryanisi ile Nasturi’nin destek verdiğinin iddia edilmesi, Süryaniler için zor günlerin başlamasına neden oldu. Patrik İlyas Şakir Efendi’nin Şeyh Said İsyanı’na katılanları yargılayan Diyarbakır Şark İstiklâl Mahkemesi heyetini ziyaret etmesi, heyetin Deyrulzafaran (Deyrü’z-Zafaran) Manastırı’na mukabil ziyarette bulunması, hatta Mahkeme Reisi Mazhar Müfit Kansu’nun manastırın hatıra defterine övücü sözler yazması, bile cemaati rahatlatmamış olmalıydı, çünkü 1925 yılının sonlarında Halep’e giden İlyas Şakir Efendi bir daha dönmedi.[6][9][10]

Buna karşılık cemaatin devletle uzlaşma çabaları aralıksız sürdü. Örneğin 1926’da Mardin’deki sivil ve din adamı Süryaniler Medeni Kanun’un getirmiş olduğu kılık kıyafet değişikliğine uygun giysiler giyinmiş halde çarşıya inerek rejime bağlılıklarını göstermişlerdi. (Süryani ruhanilerin halen fötr şapka giymeleri geleneği bundan kalma bir gelenek.) Ayrıca ayin metinlerinden bir bölümü ve yazışmalar Türkçe yapılmaya başlamıştı. Ancak azınlıkların en uyumlusu bile, bu ülkede kendisine yer olmadığını hissetmiş olmalı ki, Patriklik Merkezi, 1933’te “cemaatin arzusu doğrultusunda”, “görülen lüzum üzerine” ve “muvakkaten” (geçici olarak) Mardin’den Humus’a, 1959’da ise Şam’a nakledildi ve orada kaldı. (Patriklik makamının daha 1925 yılında İlyas Şakir Efendi ile birlikte yurt dışına gittiğini ancak, bu tarihin zaman içinde ileri çekildiğini ileri süren kaynaklar da vardır.) Bazıları bu kararla Süryani Kadim cemaatinin Patriklik Merkezi’nin Mardin’in elinden çıktığını söylerken, bazıları Patriklik Merkezi unvanını Mardin’e bahşeden Antakya’dan getirilen Kutsal Taş’ın Deyrulzafaran Manastırı’nda bulunmasından hareketle, Mardin’in hala Patriklik Merkezi olduğunu ileri sürer. O tarihten sonra Mardin’de sadece bir metropolit bulunuyor.[6][8][9]

Asıl adı Nasri Şakir olan İlyas Şakir Efendi ise 13 Şubat 1932 günü İngilizlerin daveti üzerine gittiği Hindistan’ın Malabar Eyaleti’ndeki Kerela kentine bağlı Manjanikkara köyünde vefat etmiştir.[1][2][9]

  1. ^ a b Peder Rev Boutros, Touma Issa (2007). "Çok Görkemli Patriğin Hayatından Parlak Bir Işık". DSS Süryani Patrikhanesi. 
  2. ^ a b Kiraz George A. "Eliya III Şakir (1867–1932)". 26 Nisan 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Nisan 2025. 
  3. ^ a b "Aziz Ignatius Elias III (13 Ekim 1867 – 13 Şubat 1932)". 3 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  4. ^ a b c d Vergili, David. "Türkiye'den sürgün edilen son Süryani Ortodoks Patriği: Elias III Şakir". 13 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Nisan 2025. 
  5. ^ "Patrik Mor Ignatios İlyas III Şakir (1867-1932)". 12 Şubat 2003. 
  6. ^ a b c d e f g h i Mustafa Oral (2007). “Mardin’in Son Süryani Kadim Patriği Mar İgnatios III. İlyas Şakir Efendi”. 
  7. ^ The Armenian Review. 1982. 
  8. ^ a b c d M. Hanna Dolapönü (1972). Tarihte Mardin (Itr-El-Nardin fi Tarih Merdin). Hilal Matbaası. 
  9. ^ a b c d e f g h ""Hoşgörü Tarihimizden Bir Yaprak"". 13 Mayıs 2008. 26 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Nisan 2025. 
  10. ^ a b Mar Ignatiyos I. Afrem Bet-Barşawmo (1996). “Lozan Anlaşması Öncesinde ve Sonrasında Süryani Eğitim Kurumları”.