Mankurtlaştırma

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Cengiz Aytmatov'un Gün Olur Asra Bedel romanına göre oluşturulmuş kukla oyunu. Roman, 1953'te sonsuz Kazak bozkırlarında küçük bir istasyon köyüne atılan ailenin hayatına dayanmaktadır.

Mankurtlaştırma, bir dış gücün içerideki egemen sınıfla işbirliği yaparak ülkenin eğitim ve kültür politikalarını milletin aleyhine değiştirerek, ulusal kimliğinden uzaklaştırma, kendi toplumuna ve kültürüne yabancılaştırma, bilinçsizleştirme ve sömürüye açık hale getirme, sonra da yardım ediyormuş kanaati yaratarak toplumun zihnini yeniden kurgulayıp sömürgecilerin zihinsel kölesi durumuna getirmek için milleti kendi değerlerine düşman etmeyi anlatan sosyokültürel bir kavramdır.[1]

Cengiz Aytmatov’un ‘‘Gün Olur Asra Bedel’’ isimli romanında geçen bir efsanede barbar Juan-Juanlar’ın Orta Asya bozkırlarını işgal ettikleri dönemde, tutsaklarına korkunç işkenceler yaptığı, bu işkence yönteminin insanların hafızasını yitirmesine, deli olmasına sebep olduğu anlatılmıştır. Mankurtlaştırma olarak tanımlanan bu yöntemde barbar Juan-Juanlar, önce esirin başının kazınıp, saçlarının tek tek kökünden çıkardıkları, daha sonrasında taze kesilmiş devenin derisinin en kalın yeri olan boyun kısmının esirin kan içinde olan kazınmış başına sımsıkı sarıldığı anlatılmıştır. Efsaneye göre bu işkenceye maruz kalan tutsaklar ya ölür ya da hafızasını tamamen yitiren, ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan bir mankurt yani geçmişini bilmeyen bir köle olurmuş. Bir mankurt kim olduğunu, hangi soydan, hangi kabileden geldiğini, anasını, babasını çocukluğunu bilmezmiş.[2]

Gün Olur Asra Bedel kukla oyunu performansı

“Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek'i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek Juan-Juanlar’ın yaptığı işkenceleri anlatırlarmış. Ama asıl işkenceyi, genç ve güçlü oldukları için satmadıkları esirlere yaparlarmış. İnsanın hafızasını yitirmesine, deli olmasına yol açan bir işkence usulleri varmış. Önce esirin başını kazır, saçları tek tek kökünden çıkarırlarmış. Bunu yaparken usta bir kasap oracıkta bir deve yatırıp keser, derisini yüzermiş. Derinin en kalın yeri boyun kısmı imiş ve oradan başlarmış yüzmeye. Sonra bu deriyi parçalara ayırır, taze taze, esirin kan içinde olan kazınmış başına sımsıkı sararlarmış. Böylece sarılan deri, bugün yüzücülerin kullandığı kauçuk başlığa benzermiş. Buna "deri geçirme işkencesi" derlermiş. Böyle bir işkenceye maruz kalan tutsak ya acılar içinde kıvranarak ölür, ya da hafızasını tamamen yitiren, ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan bir «mankurt» yani geçmişini bilmeyen bir köle olurmuş. Bundan sonra, deri geçirilen tutsağın boynuna, başını yere sürtmesin diye, bir kütük ya da tahta kalıp bağlar, yürek parçalayan çığlıkları duyulmasın diye uzak, ıssız bir yere götürürler, elleri ayakları bağlı, aç, susuz, yakan güneşin altında öylece birkaç gün bırakırlarmış.”[3]

Günümüzde bireyleri ve toplumları mankurtlaştırmak için Aytmatov’un romanındaki gibi fiziksel bir işkence yapmaya gerek yoktur, geçmişe ait hafızasını silmek, efendisinin sözünü kesinlikle uygulanması gereken bir emir haline getirmek mankutlaştırma için yeterlidir.[4]

Modern mankurtlaştırma[değiştir | kaynağı değiştir]

Günümüzde bireylerin ve toplumların mankurtlaştırılmasında ateş suyu etkisine sebep olan nedenler şu şekilde sıralanmıştır:[1]

  1. Alkol ve Uyuşturucu Bağımlılığı: Emperyalistler sömürgeleştirmek istedikleri ülkelerde bireyleri maddelerin etkisiyle uyuşturarak, düşünmekten uzaklaştırırlar ve böylelikle o ülkeyi daha kolay sömürgeleştirmeyi, mankurtlaştırmayı başarırlar.
  2. Kültürsüzleştirmek: Emperyalistler mankurtlaştırdıkları bireyleri kullanarak hedef ülkelerin medya araç gereçleri ile o ülkenin ananelerine ters düşen durumları vatandaşlarına yansıtmakta ve bir süre sonra vatandaşların kendi örf, adetlerine ters düşen durumların normalleşmesini ve bireylerin bu yeni durumları benimseyerek kendi kültürel değerlerinden uzak davranışlarda bulunmasını sağlarlar. Bunun bir diğer adı kültür emperyalizmidir.
  3. Yabancı Dilde Eğitim: Emperyalist güçler kendi dillerini hedef ülkelere pazarlayarak o ülkedeki toplum bireylerini ana dillerine yabancılaştırmayı amaçlarlar. Mankurtlaştırılması amaçlanan ülkelerse, bu yabancı dilleri ülkelerinin en seçkin okullarında kullanmaktadır. Böylelikle kendi yetişmiş insan gücünün yabancılara hizmet etmesine, dilini konuştukları ülkelerden kültür/yozlaşma ithal etmesine ve bireylerin o ülkelerde yaşama hayalleriyle çırpınmasına sebebiyet vererek mankurtlar yetiştirmektedir.
  4. Cinselliğin Yozlaştırılması: Kültürel bozulma ile birlikte edebiyat, sinema, televizyon, gazete ve dergilerde cinsel açlık duygusu yaratılmakta, insanların odak noktası cinselliğe çekilmeye çalışılmakta, evlilik sistemi basitleştirilerek farklı cinsel arayışlara sebebiyet verilmektedir. Böyle bir ortamda enerjisini cinsellik düşüncesine harcayan bireyler mankurtlaştırıldıklarını fark dahi etmemektedirler.
  5. İdeoloji ve Kavramların Saptırılması: Mankurtlaştırıcılar olaylara bütüncül açıklamalar getirerek bireyi bilinçlendiren, ilkeler koyan ve hedef gösteren ideolojileri tam tersi bir işleve büründürüp, sorunlara doğru saptama yapanların seslerini kısıp, yanlış amaçlar üzerine kurulmuş ideolojiler oluşturmaktadırlar. Bu ideolojilerin belirlediği hedeflerin ülkesel sorunları çözeceğine inanan samimi insanlar ise beyhude bir uğraş içinde sorunların daha kötüye gidişini izlerler.
  6. Bilimsel Bilgiden Uzaklaştırma: Mankurtlaştırılan toplulukların bilimsel bilgi yerine bilimdışı, gündelik, dinsel ya da örgütlenmemiş bilgilere başvurdukları; algıları ve olayları açıklarken, kulaktan dolma bilgileri veya falcılar, medyumlar ya da şarlatanlardan edindiklerini kullandıkları bilinmektedir. Eğitimsiz, bilimsel bilgiden uzaklaşmış toplumların kararları başkaları/ mankurtlaştırıcıları tarafından verilir.
  7. Mürtecilik ve Teokültürel Taciz: Hedef ülkede din konusu üzerinden tartışmalar çıkarılarak dinbaz ve dine karşı kesimlerin ortaya çıkması ve aynı ülkenin evlatlarının kavgaya tutuşması üzerinden fayda sağlamak mankurtlaştırıcı güçlerin izlediği bir yoldur.
  8. Yapay Gündem: Mankurtlaştırıcı güçler bir takım medya toplumunu kullanarak insanları bilgilendirmekten ziyade biçimlendirme siyaseti izlemektedir. Bu sayede futbol, evlenme programı, yemek, magazin ya da benzeri programlarla toplumun düşünmesini engellerken; yabancı veya yerli dizilerle, çizgi filmlerle insanları kendilerine, yaşam biçimlerine, kültürlerine yabancılaştırmakta yapay gündemlerle/tartışmalarla ise düşünebilen bireylerin algılarını mühim konulardan uzak tutmaya çalışmaktadır.
  9. Tarihi Çarpıtmak: Mankurtlaştırıcılar hedef ülkelerde, tarih öğretiminde zaferlerin yerine hüsranların öğretilmesini, anlatılmasını istemektedir, bu yöntemle toplumdaki bireylerin olumsuz benlik kavrayışı benimsemesini, öğrenilmiş çaresizlik yaşamasını hedeflemektedirler.
  10. Kızılelmasız/Ütopyasız bırakma: Ülkelerin vizyon ve misyon sahibi olması, kızılelma gibi hayalleri olan insanların o ülkede yaşaması ile mümkündür. Hayal kuran topluluklar o hayallere ulaşmak için kendilerine hedefler belirler, o hedeflere ulaşmak için çaba sarf ederler. Mankurtlaştırıcı güçler çeşitli yöntemlerle hedef ülkenin fertlerinin ülkelerinin geleceğine yönelik olumlu hayaller kurmasını, bu hayalleri için çabalamasını engelleyerek hedef ülkenin ilerlemesine engel olur.
  11. İnsanı Yalnızlaştırma: Mankurtlaştırıcılar toplumun sosyal, siyasal, kültürel, milli bağlarını kopararak ve toplumları bölerek insanların yalnızlaşmasına sebep olmaktadırlar. Böylelikle toplumların psikolojik sıkıntılarının ve antidepresan türü ilaçların kullanımının artmasına; yetişmiş insan gücünün donuklaştırılmasına; üretimden ve milli sorunlar hakkında düşünmekten uzak kalmasına sebebiyet verirken ihraç ettikleri ilaçlar ile zenginliklerine zenginlik katmaktadırlar.

İlgili maddeler[değiştir | kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ a b Çınar, İkram (Nisan 2018). Neden ve Nasıl Mankurtlaştırılıyoruz?. İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık. s. 18. ISBN 978-975-255-487-0. 
  2. ^ Aitmatov, Chingiz. (2001). Gün olur asra bedel. Özdek, Refik. Beyoğlu, İstanbul: Ötüken. ISBN 975-437-053-2. OCLC 51296991. 
  3. ^ Gün Olur Asra Bedel. Cengiz Aytmayov. s. 142. 
  4. ^ "Tanrı Dağları'nın Karlı Doruklarından Aral Gölüne Akan Irmak; Cengiz Aytmatov". Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi (24). Ramazan Durmaz. 2007.