Kullanıcı mesaj:Hasan Sami Bolak/Arşiv1

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Vikipedi, özgür ansiklopedi



Vikikaynak[kaynağı değiştir]

Vikipedi'nin kardeş projesi VikiKaynak'ta sizin desteğinize ihtiyaç var.
Gerekli uyarı şablonları oluşturulmalı,

Sayfalar düzenlenmeli,
Maddeler kategorilenmeli,
Madde sayısı arttırılmalı,
Amacımız VikiKaynak'ın da Vikipedi gibi başvuru kaynağı olmasıdır. Şu anki katkılar çok yetersiz ve kişiseldir. Lütfen VikiKaynak'ta da topluluk oluşumuna destek olalım

--AbSar 12:52, 22 Mayıs 2006 (UTC)

Bozkurtların Ölümü[kaynağı değiştir]

Sevgili Absar, Bozkurtların ölümü maddesi'ni kısaltıp romandan alınmış önemli bölümünü VikiKaynak'a taşımanın uygun olduğunu düşünüyoruz. (Ben ve renegade) ayni görüşte isen müsait bir zamanında ilgilenebilir misin? Teşekkürler.--Hasan Sami 06:40, 25 Temmuz 2006 (UTC)










Dreyfus davası[kaynağı değiştir]

Dreyfus Davasını Dreyfüs Davası olarak yönlendirdiğini görünce fransız kaynaklarından Dreyfus'u araştırdım. Kelimenin aslı böyle geçiyor. Gözümden kaçan bir şey mi var acaba? Ben, metindeki yanlışları düzelttim. Yaptıklarım doğruysa Başlık da Dreyfus Davası olarak değişmeli, diye düşünüyorum. Kolay gelsin.--Hasan Sami 05:10, 19 Temmuz 2006 (UTC)


Hasan Sami bey iyi günler,

Benim yaptığım değişiklik tamamen pratiklikti. İki yazılışı da gördüğümü hatırlıyorum, onun için u'lu olanı hazır varolan ü'lü olana yönlendirdim. Yeniden adlandırma konusunu siz zaten araştırmışsınız, doğrusunu benden daha iyi bilirsiniz.

İyi çalışmalar,

Aras 13:36, 19 Temmuz 2006 (UTC)










Ödül[kaynağı değiştir]

Engellenen bir kullanıcının, daha önce çalışmalarını takdir ettiği bir başka kullanıcıya verdiği ödülü üçüncü bir şahsın geçersiz saymasının hiç bir mantığı yoktur. Üstelik böyle bir düşünce tarzı etik de değildir.. Belki ödül veren kişi geçerli bir sebepten dolayı ödülünü geri isteyebilir veya ayni sebepten dolayı ödül verilen kişi bunu reddedebilir. Ama, kurallara uygun olarak verilmiş bir ödülün geri alıması veya reddi alan-veren dışında kimseyi ilgilendirmez. Böyle bir teklif hem etik açıdan çirkindir hem de "husumet" izleri taşımaktadır.. Bu bir nişan yüzüğü değildir ki, nişan bozulunca geri istenilsin veya iade edilsin. "Öküzüm öldü, kağnım sındı" sözü her zaman her yerde geçerli değildir. Kaldı ki, Ödül'ü veren kullanıcı bu ansiklopediye dünyanın maddesini eklemiştir.. Yöneticilerin takdir ve tasarrufu ile engellenmesi ayrı şey, ödül konusu ayrı şeydir. Bu bakımdan yönetici arkadaşlarımızdan birinin bu konuda jestini bekliyorum. "İNSÂFIN O YERDE NÂMI YOK MU?" --Hasan Sami 07:02, 13 Temmuz 2006 (UTC)


Merhabalar, Bugün bana karşı yazmış olduğunuz mesajda ne demek istediğinizi tam olarak anlamış değilim çünkü ben birincisi yönetici değilim ve hiçbir zaman da aday olmadım. İkincisi kimseye kişisel saldırıda bulunmadım ve LandSCape kullanıcısının da niye engellendiği konusunda hiçbir bilgim yok. Kimsenin başka kullancılar tarafından takdim edilen ödüllerini almaya veya dilenmeye kalkışmadım, LandSCape kullanıcısının bana uygun gördüğü ödül de yerli yerinde duruyor. Siz şimdi bana ne demeye çalışıyorsunuz bilmiyorum ama bu yazdıklarım yeterli bir yanıt olur herhalde ya da siz o mesajı yanlışlıkla bana gönderdiniz. Teşekkürler, Baharmesaj 09:39, 13 Temmuz 2006 (UTC)


Kullanıcı sayfanızın geçmişine bakın bakalım o mesajı yazdığım dakikalar da "...LandSCape kullanıcısının bana uygun gördüğü ödül de yerli yerinde duruyor." muymuş?. Ödülün silinmesini isteyen kullanıcıyla tartışmaya girmemek için sizi muhatap almıştım. Üstüme olmayan bir vazife yapmış olduğumu düşünüyorsanız özür dilerim.--Hasan Sami 05:50, 14 Temmuz 2006 (UTC)


Merhaba, Açıkçası kimsenin kullanıcı sayfasındaki mesajları okumadığımdan kullanıcılar arasında geçen sevinç, tartışma ve arşivlemelerden haberim yok. Eğer beni suçlamak yerine durumu izah etseydiniz iş bu kadar büyümezdi aramızda. Aslında bütün olanların nedeni bazı kullancıların başka kullanıcılarının kişisel sayfasına burnunu sokması, ellemesiydi. Engellenen kullanıcıların eskiden uygun gördüğü ödüllere ne olduğu hakkında da bir yazı yazılması gerekli. Öyle bir şey var mı bilmiyorum ama yöneticiler niye o kullanıcı(ları) engellediğini belirtmeli. Ayrıca kullanıcılardan ödül toplamak değil burada bulunmamın amacı, sadece çeviri yapmaktan hoşlandığım için ve çevirilerimden de başkaları yararlansın diye, kimse beni zorla tutmuyor nede olsa. Bence bunu hiç olmamış gibi düşünmek en iyisi yoksa burada bulunmamızın bir anlamı kalmaz. Eğer sizi herhangi bir şekilde incittiysem veya yanlış anlaşılma olduysa özür dilerim. Bir zamanlar hakkımda olan düşünceleriniz nedeniyle de teşekkür ederim. (Doğrusu hiç tanımadığım biriyle tartışmış olmam bana garip geliyor) Baharmesaj 11:15, 3 Ağustos 2006 (UTC) 10:56, 14 Temmuz 2006 (UTC)


Hatanızı görmüş fakat hepimizin sık sık yaptığı bu hatayı nedense pek önemsemiş olmalısınız ki cevaben gönderdiğim yukarıdaki mesajı silmişsiniz. Genellikle mesajlar silinmez, arşivlenir. Benim yaptığım size verilmiş bir ödülü, kullanıcı engellendi gerekçesiyle silen Simon Bolivar isimli kullanıcının hatasını göstermek ve ödülünüzün geri verilmesini sağlamaktı. Nitekim o mesajımdan hemen sonra sn. Tembelejderha müdahale edip ödülünüzün yarım saat sonra yerine konulmasını sağladı. Bu arada, Sn.LandSCape'den ayni ödülü kendisi de almış ama ayni gerekçe ile Che tarafından silinmiş bu ödülü kullanıcı Simon Bolivar da sayfasına geri koydu. Konuyu aydınlattıktan sonra size dostça söylemek istediğim husus şu: Başta en çok ben olmak üzere bu tip hataları hepimiz yaparız.. Önemli olan onu gizlemek değil, göğüslemek olmalıdır.. Dikkat ederseniz Mesaj sayfamın başındaki özür de içeren mesaj beş aydır silinmeden duruyor. Hatayı görüp kabullenerek düzeltmek fazilettir. Onun için "Kişi noksanını bilmek gibi irfan olamaz" denilmiştir..

Şahsi ve samimi duygularımı da öğrenmek istiyorsanız hemen belirteyim.. Katkılarınıza bakıyor ve sizi çok takdir ediyorum.. Aramızda bu tartışma (Daha dialog) geçmemiş olsaydı size ben de ayrıca bir "Takdirname" takdim etmek üzereydim. Ama bu saatten sonra yalakalık olur. Sevgiler, saygılar, ömür boyu mutluluklar sevgili güzel kardeşim. --Hasan Sami 10:32, 14 Temmuz 2006 (UTC)


Merhabalar, Özüre gerek yok..Kesinlikle incinmiş değilim. Dediğiniz gibi, "başkalarının kullanıcı sayfalarına burun sokması" hoş olmuyor.Yaptığımızı da tartışma değil, görüş belirtme olarak algılamaktayım. Güzel çalışmalarınızın devamını dilerim.--Hasan Sami 14:32, 14 Temmuz 2006 (UTC)

100 Temel Eser[kaynağı değiştir]

Belki haberiniz vardır, bir zamanlar açmış olduğum madde silinmek veya silinmemek üzere oylamada. Görüşleriniz benim için önemli olacağından lütfen oylamaya katılınız. --Bahar 13:05, 12 Eylül 2006 (UTC)


100 Temel Eser maddesinin oylamasına katılmamı isteyen mesajınız üzerine o maddeyi okudum ve Tartışma Sayfası'na da görüşlerimi yazdım ve ayrıca oyumu da kullandım. Diğer çalışmalarınızla birlikte bu madde için de tebriklerimi sunuyorum. İyi çalışmalar.--Hasan Sami 20:02, 13 Eylül 2006 (UTC)










Türk ocağı[kaynağı değiştir]

Sayın Cansız, Türk Ocağı maddesine katkınız için teşekkürler. Kısmet olursa bu maddeye yakında benim de katkılarım olacak. Kolay gelsin.--Hasan Sami 23:57, 31 Mayıs 2006 (UTC)


Asıl ben teşekkür ederim hocam, ne demek. Diğer katkılarınız gibi bunu da sabırsızlıkla bekleyeceğim. Sağlıcakla --Cansız 00:03, 1 Haziran 2006 (UTC)










Anket[kaynağı değiştir]

Kullanıcı sayfama anket sayfası açtım.Lütfen siz de soruları yanıtlarsanız bu ihtiyar sevinecek--Che 17:26, 20 Temmuz 2006 (UTC)


Selam kullanıcı sayfamdaki anket sayfama oyunuzu kullanmamıssınız.En yakın sürede kullanmanızı dilerim.Sizin oylarınız benim icin oldukca önemli--Che 21:47, 2 Ağustos 2006 (UTC)










Yasal konular[kaynağı değiştir]

TCK'ya göre bir suç işlenmiş veya işlenmeye devam ediyor ve bir cezayı gerektiriyorsa bunun yayın yoluyla yapılması cezayı ikiye katlar.. Basın kanununa göre gazete-dergi sahibinden ve hatta müstear isim kullanılması halinde yazarından önce ve her hal ü kârda Yazı İşleri Müdürü sorumlu tutulur. Tazminat davalarında yazar ve sahip o cezayı öder ama hürriyeti bağlayıcı ceza Yazı İşleri Müdürüne ve yazanın belli olması halinde yazarına birlikte verilir. Bir gazetenin internet sitesinde MÜSTEAR İSİMLE yazmış olmasına rağmen Türkiye Yazarlar Birliği Başkanı Mehmet Doğan hakkında, Genel Kurmay başkanı Org. Hilmi Özkök hariç diğer bütün generaller, dava açmışlar ve Mehmet Doğan hepsine hakaretten tazminat ödemeye mahkum olmuştur. Üstelik bu dava mevcut TCK hükümleri muvacehesinde cereyan etmiştir ve sadece bir hakaret davasıdır. Terörle Mücadele Yasası yürürlüğe girdiği takdirde, iş tazminatla falan geçiştirilemez. Ağır hapis cezaları gündemdedir. Eğer İnternet siteleri de bir yayın organı olarak niteleniyorsa(Bu konuda yeterli bilgi sahibi değilim ama Mehmet Doğan davasında öyle olduğu anlaşılıyor ) ayni uygulama burada da geçerli olabilir.. Bu yazdıklarım, TCK-Basın kanunu muvacehesinde ele alınması gereken husustur. Ama yeni çıkmakta olan Terörle Mücadele Yasası hükümleri oldukça farklı ve ağır cezalar getirmektedir.. Kimseyi itham, incitme veya küçük düşürme gibi bir niyetim kesinlikle olmamakla beraber, bu ülkenin sorumlu ve bu ansiklopedinin de kendi halinde bir kullanıcısı olarak bildiklerimi yazmak için kendimi mecbur hissetmekteyim.. Bir yerde Yetki varsa Sorumluluk da vardır.. "Yazan düşünsün" düşüncesi Basın Kanununda geçerli değildir.. Yazanla birlikte yazdıran veya yazıya müdahale etmeyen de sorumludur. Kaldıkı, sıradan bir hakaret-tazminat davası söz konusu olmayıp, Devlet aleyhine ve bütün dünyaya müteveccih YAYIN YOLU ile suç ikası bahis konusudur. Konu, dudak bükmeden ciddiye alınsa iyi olur, diye düşünüyorum. T.C. hudutları dahilinde T.C. aleyhine ve üstelik Yayın Yolu bir suç işleniyorsa, orada Wikipedi kuralları değil T.C. kanunları hükümdardır. O suçu def' etmek biz kullanıcılar dahil herkesin yasal görevidir. (Bu uyarımı samimi ve yapılması gereken bir uyarı olarak kabul edin lütfen, kimseyi kırmak, üzmek gibi bir niyetim yoktur. ) Hasan Sami Bolak --Hasan Sami 19:23, 6 Mayıs 2006 (UTC)


Yanlis yere yaziyorsunuz uyarinizi, ben vikipedinin binlerce editorunden biriyim ustelik bahasettiginiz konunun benimle alakasi yoktur. Eger bu konuda bir sikayetiniz varsa Vikipedi:Şikayet sayfasinda belirtebilirsiniz; Kim, nerede, ne zaman, nicin ve nedenleri ile birlikte.

Herhalde sayfamdaki yazismalari okumadiniz, bunlar oradakilerin tekrari. Herhalde okusaydiniz kendinizi bu yaziyi bana yazma zahmetinden de kurtulurdunuz. Vatandaslik goreviniz olarak yukaridakileri yapmaniz herkes icin daha hayirli olacaktir. Citrat 19:32, 6 Mayıs 2006 (UTC)

NOT: imzanizdan Vikipedi sayfa baglantinizi cikarmanizi hararet ile tavsiye ederim, keza kullanici sayfanizla karisiyor.


Sayın LandSCape'nin imzasını görünce o sayfaya o mesajı yanlışlıkla yazmışım. Bu doğru. Sonrada farkına vardım ve sadece Sayın LandSCape'nin sayfasına yeniden kopyaladım. Konu veya muhatap siz değilsiniz ki, size yazmış olayım... O kadar da dikkatli bir üslup kullanmama rağmen işin teknik kısmını yeterince bilmediğimdem bakın sizi üzmüşüm. Uyarılarınıza( Daha doğrusu yol gösterinize) teşekkür ederim. Yanlışlığı düzeltmek maksadı ile buraya yazdıklarımı siliyorum. Kimsenin dünyasına karışmak ne hakkım ne de haddim.. Şurada üçbeş kelimelik katkımız olsun istedik, klavyenin başına geçtik. Yoksa başkalarının köyünde horozlanmak gibi bir cüretimiz olamaz. Hoş görüle. --Hasan Sami 20:44, 6 Mayıs 2006 (UTC)


Sayin Hasan bey, uyariniz ilgin bir noktaya parmak basiyor ancak Wiki yapisi klasik gazete yada yayin gibi degil. Ayni yazinin (su an icin) onlarca katilimcisi olabilir ama bir kisinin katkilarindan diger vikipedistlerin sorumlu tutulmasi yada yoneticilerinde ansikopedinin resmi editorleri olarak gorulmesi soz konusu olmaz. Konu her ne kadar hukuk acisindan incelenebilirse de, o vakte kadar kasti bir tutum olmadigi surece bu konuda spekulasyonlara gitmenin bir anlami yok. Landscape ve sizin iyi niyetle uyardiginizin farkindayim, ancak bunu bana soylemeniz ne tum Vikipediye soylediginiz anlamina gelmektedir ne de bu tur maddeler ihlalalerine karsi hangi bir yaptirim sonucu getirir. Eger gercekten bu konuda yardimci olmak istiyosaniz, konuyu bahsedilen yerde net olacak belirtirsiniz ve gerekli islemler yapilir. Ilginiz ve duyarliliginiz icin teskkurler, Citrat 22:05, 6 Mayıs 2006 (UTC)


Sayın Citrat; karşılıklı birbirimizi anlamış olduk. Mesele yok. Çalışmalarımıza devam. Kolay gelsin.--Hasan Sami 05:46, 7 Mayıs 2006 (UTC)

Şikayet yazısı[kaynağı değiştir]

Merhaba Hasan Bey, Sikayet sayfanizda ki yazinizi okudum. Yaklasimini anlayabiliyorum ancak Nuomenon'un da bahsettigi gibi kendimizi ve Vikipedi'yi politikalardan korumamiz gerekiyor. Birisi politika yapiyor diye anti-politik davransa girmek hem tartismanin uzamasina hem de yeni yartismalara yol acacakdir. Herkesin politik, dini, milliyetci gorusleri kendine aittir; burada propaganda yapamaz. Bu gibi tartisma tuzaklarina dusmemenizi dilerim; bizi zor durumda birakir. Saygilar, Citrat 18:53, 16 Mayıs 2006 (UTC) Not:Sikayetin ortasinda yeni baslik acmak iyi bir fikir degil.


Samimi uyarınıza can kurban.. En hassas yerim, en karşı olduğum bir fikir veya hareketin sempatizanı olarak itham edilmek.. O yazımdaki mesajları sizin çok iyi anladığınızdan eminim.. Beni de anladığınızdan eminim ki bu dostça uyarıyı yapıyorsunuz. Ulu orta şahsıma hücum olunca "zemberekten boşalmışa" döndüm. Burada yazılacak çok şey var, gelin el birliği ile şu işi kotaralım, kavgayı bırakalım, diyorum.. Kibarca ve stratejik bir davette bulunuyorum ama muhatabım değilken biri bana ve çok saygı duyduğum bir yöneticimize ver yansın ediyor. Noumenon'un kullanıcı sayfasındaki şu söz ne kadar anlamlı: "Sükût etmek gibi âlemde, nâdâna cevâb olmaz." Ama,insanız işte.. bir yerde patlıyoruz. Uyarınıza tekrar teşekkürler.--Hasan Sami 19:59, 16 Mayıs 2006 (UTC)

Kayseri resimleri[kaynağı değiştir]

Sayın Citrat, şu anda değişiklik sayfasında faal olduğunuz için sizden bir istirhamım var: Yüklediğim resimlerden kendi çektiklerime {{PD-self}} ekledim.

Ama diğer birçok resimleri genellikle www.kayseri.gov.tr 'den aldım. Burası Kayseri Valiliğine ait ve herkesin istifadesine sunulmuş bir site. Yani telif konusunda kısıtlayıcı bir kayıt yok. Bu bakımdan, buradan yüklediğim resimlerin altına hangi şablonu yerleştireyim ki bunca emek heba olmasın? Bu tür "mevzuat hazretleri" ile uğraşmaktan gına geldi doğrusu.. Bu işlerle uğraşmaktan, okuma ve elimdeki bir sürü yarım kalmış maddeleri yazmaya zaman yetmiyor. Yardımcı olursanız beni bu dertten kurtarmış olursunuz. Şimdiden Teşekkürler. --Hasan Sami 06:08, 30 Mayıs 2006 (UTC)


Ben sahsen cok gerekmedikce baska sitelerden (gov.tr) dahil resim alinmasindan taraf degilim; keza ornek gosterdiginiz manzara resimleri ise telafisi oldukca kolay. Ancak gov'larin telif durumu su an cok net degil; ABD icin resim telif etiketlerinde degisik secenekler var. Hangisi bize uygulanir, tartismali. Kusura bakmayin cok net bir cevap degil aam benim bildigim son durum bu. Citrat 06:14, 30 Mayıs 2006 (UTC)

Landscape[kaynağı değiştir]

Sayın Citrat , Sayın LandSCape 'nin durumu beni çok üzüyor. Arkadaşımızın bir hayli katkısı oldu. Yumuşatıp kalmasını ve değerli katkılarına devam etmesini sağlayabilecek bir yol bulabilir miyiz acaba? Saygılar.--Hasan Sami 06:35, 30 Mayıs 2006 (UTC)


Sayin landscape sahsen kendi talep edince silmek durumunda kaldik; kendisi bunu uzun zamandir talep ediyordu. VP:HS madde #6 tam savundugum bir fikir degil ama Vikipedi'nin teredutlere yer birakmamasi icin silinmeleri belki de daha iyi oldu. Sadece kendisinin katilimlarinin oldugu maddeler cikarildi; arkadasalarin ortak katilimlarin oldugu maddeler GNU geregi korundu. Zaten fikir ve duygularini kendi asagida net olarak aciklamis. Ben baska secenek goremedim. Citrat 13:41, 30 Mayıs 2006 (UTC)

Köy Çeşmesi'ndeki yazı[kaynağı değiştir]

Sayin Hasan Sami Bolak, sahsi goruslerinize saygim var ancak Koy Cesmesine eklediginiz yaziyi yersiz ve gereksiz buldum. Temel ilke ve kurallari tekrar gozden gecirmenizi rica edecegim. Bu kurallar "Vatanseverlik" ile catismamakla birlikte burada bu tur yazilimilari uygun gormemektedir. Yaptiginiz aciklama provoke edici, polemik ve hatta troll olarak gorulebilir. Bu tur aciklamari kendinize ait internet sayfalarinda yapabiliriniz. Bu uyariyi lutfen sahsi aglilamayiniz; amacimiz ortak bu yonde hareket edelim. Tesekkurler, Citrat 14:49, 16 Ekim 2006 (UTC)










Oylamada hata[kaynağı değiştir]

Sayın Özgür, Makedon dalgınlıkla Noumenon oylamasında 15 ve 21. sırada iki kez oy kullanmış.. Hepimizin başına gelen olay.. Ama bu arada siz sayemde başkasına kaptırdığınızı zannettiğiniz 25. sıraya tekrar oturmuş oldunuz. Bu iyiliği kimse yapmaz, haberiniz olsun. Hayırlı sabahlar.--Hasan Sami 06:07, 20 Haziran 2006 (UTC)


Dikkatiniz için teşekkürler. İkinci oyu sildim. Toplam oy da 25. olamadım çünkü negatif oylar vardı ama pozitiflerde 25 liğe çıktık evet. --Özgür 14:20, 20 Haziran 2006 (UTC)










Resimler[kaynağı değiştir]

Hasan Sami Bey merhaba! Vikipedi'ye çok güzel katkılarınız oluyor, devamını dilerim. Ancak yüklediğiniz bazı resimler başka sitelerden alınmış ve örneğin aruz.com sitesinde, içeriğin telif haklarının saklı tutulduğu açıkça belirtilmiş. Bu resimlerin yasal sebeplerle Vikipedi'den silinmesi gerekiyor, o yüzden telif sorunu olmayan bir kaynaktan o eski resimleri ikame edecek yenilerini bulup yüklemeniz mümkün mü? denisutku msj 10:01, 22 Nisan 2006 (UTC)


İltifat ve uyarınıza teşekkür ediyorum. Ansiklopedide resimsiz bir madde görünce o maddeyi boynu bükük bir öksüz gibi algılıyor ve hemen resimlemek istiyorum..Telif konusuna fazla dikkat etmediğim gerçekten doğru. Ama, daha doğru olanı ise: "Kurallar varsa, uyulmak içindir." Buraya çok resim yükledim. Kastetiğiniz telif sorunlu resim/resimler hangileri acaba? Araştırır, bulabilirsem yenilerini yüklerim. Yoksa, sileriz tabii ki. Tekrar teşekkürler.(Sitenizi hayranlık ve laf aramızda biraz da kıskanarak ziyaret ettim,haberiniz olsun,"Artistik çalışmalarınız" harika.. tebrikler sayın denisutku.) -- Hasan Sami 18:42, 22 Nisan 2006 (UTC)

Faruk Nafız Çamlıbel[kaynağı değiştir]

Faruk Nafiz Çamlıbel'in ölüm tarihi 1973.. 30 yılı geçmiş bir resmin telif hakkı kalmamış diye biliyorum. Zaten aruz.com için çekilmiş özel bir resim de değil.Bu, bazı açıkgöz esnafın dükkanlarının önündeki caddeye "Park yapılmaz" levhası koymak gibi bir şey.Buna rağmen şairin yeni bir resmini koydum. Mesele halledildi sanırım. Kolay gelsin.--Hasan Sami 21:06, 22 Nisan 2006 (UTC)

Eski Türk edebiyatçıları[kaynağı değiştir]

Denisutku, Eski Türk edebiyatçıları maddesindeki hassasiyetin için teşekkürler, iyi çalışmalar. Kolay gelsin. --Hasan Sami 21:27, 10 Mayıs 2006 (UTC)

Kocasinan resimleri[kaynağı değiştir]

Acemiliklerim sırasında yüklediğim bazı resimlere kaynak koymadığım için doğal olarak o resimlere bilinmiyor etiketi koymuşsun.. O resimlerden: Resim:Kocasinan Meydan,- Bürüngüz Camii.jpg; - Resim:Kocasinan haritası.jpg; - Erciyes Gazetesi.gif; olanlarına kaynak ekledim. Sence yeterli mi acaba? Söz, bundan sonra böyle acemilik yapmayacağım.... da daha başka durumda olan resimler varsa onlara nasıl ulaşabilirim.. Senin işaret ettiklerine yani? Çünkü o resimlerin her biri bir maddede yer alıyor.. Düzeltme imkanımız varsa düzeltelim de yazık olmasın. Sevgi, saygı kardeşim.--Hasan Sami 05:05, 15 Mayıs 2006 (UTC)


Sevgili Deniz kardeşim; yardımını rica ettiğim mesajıma cevap alamadığım gibi, kendi Gazete Büromda kendi fotoğrafçıma çektirdiğim yazarımız Vehbi Ecer'in resmine de telif ihlali koymuşsun. Gözünden kaçtığını sanıyorum. Bundan böyle ne türlü resim olursa olsun yüklemekten korkar oldum.. Bu arada, yarın, birgün günlerce okuyup araştırarak yazdığım fakat henüz bitiremediğim madde(makale)lere de böyle telif ihlali konulursa, endişesi taşımaya başladım.. Seni hem kibar hem de samimi bulduğum için bu samimi serzenişime ortak etmek için yazıyorum.. Kırmayacağımı umarım..Sevgi,saygı kardeşim. --Hasan Sami 19:17, 15 Mayıs 2006 (UTC)


Hasan Sami bey çok özür dilerim cevap yazamadım, çünkü haftasonu dışında pek işgilenemiyorum Vikipedi ile. Sizin yüklediğiniz bazı resimlerde şöyle bir sorun var; resimleri gazetenizin sitesinde daha önceden yayınlamaya başlamışsınız ve orada telif hakları saklı demişsiniz, o yüzden Vikipedi'ye serbest kullanım için yükleyemezsiniz. Yani ya gazetenin sitesinde telifle ilgili bir açıklama konması, ya da o tip resimlerin Vikipedi'den silinmesi gerekiyor.

Yüklediğiniz resimleri kendi katkılarınız sayfasında görebilirsiniz. Yanında (son) yazanlar, en son sizin değişiklik yaptığınız resimlerdir. Bu arada resimlerde telif çok daha bariz olduğu için, yazılarda aynı sorunla karşılaşmayacağınızı düşünüyorum. iyi çalışmalar. denisutku msj 10:14, 16 Mayıs 2006 (UTC)


Anladım Deniz, takma kafanı.. Bu arada, kısa bir seyahat için yarın akşam İtalya'ya gidiyorum. Bir hafta sonra dönüşte bu telif meselesini halletmeye çalışırım..Mesajından sonra gazetedeki siteye baktım ki gerçekten

"Copyright© BOLAK Medya Grubu Ltd.Şti./ " notu var. Yani kendi gazetemdeki nottan habersizim ve Deniz'e, "Niye kendi sitemizdeki kendi resmimize telif koydun arkadaşşş" diye fırça atıyorum.. Şimdiye kadar hep kendime, yazmadan önce iki kere düşün diye telkin ve tenbihde bulunurdum.. Anladım ki dört kere düşünmem gerek.. Ya senin yerine başkası olsa da bu ayıbımı şırrak diye yüzüme vursaydı.. İyi ki sana rastgelmiş. Lütfen hoş gör. Bir hafta sonra görüşmek üzere, hoşça kal.--Hasan Sami 19:20, 16 Mayıs 2006 (UTC)

Nerelerdesiniz[kaynağı değiştir]

Sevgili Deniz,

Özlendiniz, nerelerdesiniz? --Hasan Sami 04:27, 18 Temmuz 2006 (UTC)


Deniz,

Özlenmiştiniz. Hoş geldiniz!--Hasan Sami 08:48, 8 Eylül 2006 (UTC)

İtalya resimleri[kaynağı değiştir]

Deniz, tekrar hoş geldin. İtalyan kültürü deyince aklıma geldi. beş ay kadar önce, Milano, Floransa, Toskana vadisi...gibi yerlerde yüzlerce resim çektim. Gerek duyarsan yüklerim, kullanırsın. Selam, sevgi.--Hasan Sami 18:49, 20 Ekim 2006 (UTC)


Çok sağolun Hasan Sami Bey. Bende de 2-3 bin tane var :) Elinizdeki, bölgeyi tanımlayıcı fotoğrafları commons'a uygun bir lisansla koyarsanız daha iyi olur, herkes yararlanır. Ben de mümkün olduğunca oradan kullanmaya çalışacağım. Eğer özellikle ihtiyaç duyduğum bir foto olursa mesaj atarım size. denisutku msj 18:56, 20 Ekim 2006 (UTC)










Babalık tebriği[kaynağı değiştir]

Sayın Doruksal,

Tesadüfen, baba olduğunuzu öğrendim..Tebrik ederim. Bugün 12 günlük olması gerek.. Şunun şurasında konuşmasına, yürümesine ve buralara gelip, madde eklemesine ne kalmış ki.. Allah "analı-babalı" büyütsün. --Hasan Sami 17:19, 12 Mayıs 2006 (UTC


Güzel dilekleriniz için teşekkür ederim. Aslında, bizim ufaklığın doğumu 24 Nisan'daydı ve bugün (13 Mayıs) itibarı ile 19. gününde.

Tekrar teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim. :-)

--Doruk Salancı 06:20, 13 Mayıs 2006 (UTC)


Bu devirin "bebe" leri, ki torunum için ben "zamane" diyorum, bir haftada bilgisayar öğreniyorlar.. Bir haftalık gecikme için amcasından özür olsun.. Demek yürümeye başladı bile. Selam. --Hasan Sami 06:33, 13 Mayıs 2006 (UTC)


Yeğen kaç aylık oldu? Amcası merak ediyor.. Yürüyordur tabii? Ben de 18 günlük ikinci kez dedeyim, haberin olsun. Selam.--Hasan Sami 05:47, 8 Ağustos 2006 (UTC)

Yöneticilik oylaması[kaynağı değiştir]

Geçmiş olsun, demeyeceğim; gelecek olsun.. Hele yeğen biraz büyüsün. Ondan sonra gör seçimde neler olacak.. Yeğen bir taraftan, kel amcası bir taraftan seni oya boğacağız.. Selam.--Hasan Sami 16:15, 3 Temmuz 2006 (UTC)


Hasan Bey, size ve bana olumlu oy vermiş diğer arkadaşlara teşekkür ederim.

"Aynası iştir kişinin. Yaptıklarımdan ciddiyetim anlaşılmıyorsa, standart/klişe bir tanıtım yazısıyla hiç anlaşılmaz..." düşüncesiyle esprili (eh, hicivli de) bir tanıtım yazısıyla seçime girdik ama bu ters tepti ve "ciddiyetsizlik" ve "buranın Türkçe ansiklopedi olduğunu bilmemek" yorumlarıyla karşılaştık.

Demek ki, seçim böyle kazanılmıyormuş... :-D

Sağlık olsun; iyi çalışmalar.

--Doruk Salancı 14:16, 6 Temmuz 2006 (UTC)


Merhabalar sevgili Doruk,
Yeğen yürümeye başlamış da, maratona bile hazırlanıyormuş, doğru mu?
Özel bir sorum var, yazarsan sevinirim. Adresim: hasansamibolak@yahoo.com Selamlar.--Hasan Sami 07:09, 3 Aralık 2006 (UTC)








Tuzla gölü[kaynağı değiştir]

Merhaba Hasan Sami Bolak. Tuzla Gölü ile Palas Tuzla Gölü aynı göller mi? --Dreamer 14:48, 23 Ekim 2006 (UTC)


Sayın Dreamer, sorunuz üzerine ilgili kaynağa göz attım: Kayseri Valiliği internet sitesinde [[1]] bu göl ile ilgili madde: Tuzla Gölü, İç Anadolu da insanoğlunun olumsuz etkilerinden kısmen kurtulmayı başaran tek tuzlu göldür. Göl (25-35 km2) Kayserinin 40 km. kuzeydoğusunda bulunan Palas Ovasının (106 km2) bir parçasıdır. Cümleleriyle başlıyor.. Alanı, yaz ve kış dönemlerine göre değişiyor..Bu bilgileri maddeye ilave edeceğim. Bu vesile ile Bayramınızı kutluyorum. Selam.--Hasan Sami 15:07, 23 Ekim 2006 (UTC)


Sayın Dreamer, işler karıştı dostum.. Google'le baktım; Muğla'da da Tuzla gölü isminde bir göl daha var.. Yani, tuz çıkarılan göle tuzla gölü denilmiş bir zamanlar.. Benim, alan ve koordinat belirttiğim gölden başka bu ikinci (belki üçüncüsü de vardır) gölü birleştirmeli.. Mekan olarak birini alır öbürünün yanına mı götürürsüzüz, yoksa bir madde olarak mı birleştirirsiniz, size kalmış.. Benim bahsettiğim gölde gençliğimde çoook toy avlamışlığım vardır. (Yıllar oldu avcılığa tövbe ettim)..--Hasan Sami 15:29, 23 Ekim 2006 (UTC)


Karışıklığı biraz düzelteyim bari: Bahsettiğim Tuzla Gölü ile Palas Tuzla Gölü ayni.--Hasan Sami 15:36, 23 Ekim 2006 (UTC)










Türkçe karakter[kaynağı değiştir]

Geçmiş olsun Erdall.Kullanıcı sayfandaki,"uzun vadeli çalıçmalarım"daki "ç"yi "ş" yaptım.. Kızmazsın umarım.--Hasan Sami 04:03, 16 Ekim 2006 (UTC)


Ç icin sagol:-) Türkce harfleri hep sonradan ekledigim icin bazen hatalerim oluyor. Hayirli sabahlar --Erdall 04:05, 16 Ekim 2006 (UTC)










Landscape'in mesajı[kaynağı değiştir]

Sizce biz burada yazabileceklerimizi yazsak, kendi geleceğimiz olan gençlere de katkı sağlamış olmaz mıyız?

Şartlar bilinmemekle birlikte mahsur yoksa kalın derim bir büyüğümüz olarak. Saygılarımla.--LandSCape 20:57, 7 Mayıs 2006 (UTC)

Sayın Hasan Sami Bolak, yukarıdaki cümle bana göre önemli.Lütfen kalınız.--Erdemsenol 21:57, 8 Mayıs 2006 (UTC)


LandSCape'ye sözüm var, kalıyorum.Zaten gideceğim demedim ki. ...veda etmek zorunda bırakılabilirim, dedim. Zira herkes beni Yunus'un Taptuk Emre'nin dergahına taşıdığı 'doğru odun' gibi biliyor. Daha da doğrusu biraz da ucu sivriltilmiş odun! Yüreğinde nahif kelebeklerin uçuştuğu bir odun..(Bu halimden memnunum) Daha yeni geldik, karpuz kesilecek, udlar çalınacak ve ne fasıllar geçilecek, mahûr, hicaz ve hüzzam makamlarından. Sıkışan çıksın aradan. Gelişim bir keyifli günüme rastlamıştı.. Keyifli bir günüm de giderim ancak.. Yazacak bir çok madde var.. Matüridî'den sonra, Hipnotizma-Manyetizma-Spritüalizm konularına girecek ve belki de ruh bile çağıracağız. Parapsikolojik konular bakımından bu ansiklopediyi oldukça yavan buldum.. Türk San'at musıkisi yönünden de öyle.. Türkçe maddeler yetmez, Türk kültürünü de yansıtan özelliklere ağırlık vermek gerek. Bu iş çevirme kadar kolay değil ama emeksiz yemek olmaz. Saygılar..--Hasan Sami 07:40, 9 Mayıs 2006 (UTC)










Faruk Nafız Çamlıbel[kaynağı değiştir]

Telif şablonu koyduğunuz Faruk Nafiz Çamlıbel maddesini A'dan Z'ye denilebilecek şekilde yeniden yazdım.. Kullanıcı ismimi açmayı unuttuğum için en son -k- değişiklik yaptım ki, daha önceki yaptığım değişiklik bilinsin diye.. Siz bu maddenin son haline bir bakabilir misiniz?. İçinize siniyorsa, telif şablonunu kaldıralım derim.. Yok, biraz daha çalışılsın derseniz, biraz daha çalışalım da bence ansiklopedide bulunması gereken bu maddeye yazık olmasın. Saygılar. --Hasan Sami 04:18, 15 Mayıs 2006 (UTC)










Dede Efendi[kaynağı değiştir]

Hehehe :) -- (mesaj) farukahmet 23:30, 20 Temmuz 2006 (UTC) ¶ Dede Efendi tartışma sayfasında benim yazımın altına koyduğunuz bu mesaj neyi ifade ediyor, açıklar mısınız?--Hasan Sami 23:46, 20 Temmuz 2006 (UTC)


Açıklayayım: Sizin yazdığınıza bir karşılık değil o; sayın ahmetyuksel'in yorumu hoşuma gittiği ve katıldığım için gülüyordum. Sizle alay ettiğimi mi düşündünüz? Yazımı yerleştirmeyi daha dikkatli yapmalıydım demek ki. Rica ederim, Dede Efendi sevenle alay edilir mi? -- (talk) farukahmet 23:53, 20 Temmuz 2006 (UTC)


Teşekkür ederim. İyi çalışmalar. --Hasan Sami 23:56, 20 Temmuz 2006 (UTC)










Çeviri isteği[kaynağı değiştir]

Selam Hasan!

Çok az Türkçe biliyorum. Bunu hollandacadan Türkçeye çevirebilir misiniz ?

Nebahat Albayrak , Emine Bozkurt, Fadime Örgü, Nihat Eski, Coşkun Çörüz, Fatma Koser Kaya

Çok teşekkürler! --Henggax 12:26, 12 Ekim 2006 (UTC) (hollandaca wikipedia)


Selam Henggax,

Hollanda ile ilgili katkılarımdan dolayı sizin dilinizi iyi bildiğimi zannettiniz herhalde. Maalesef Hollandaca'yı, ansiklopedi içinçeviri yapacak kadari iyi bilmiyorum. Hollanda'da; bir kaç yıl önce bir ay kadar, geçtiğimiz mayıs da da bir hafta kalmışlığım var. Bu bakımdan üzgünüm.. Bu mesajınızı görüp de çeviri yapacak bir kullanıcı bulunur sanıyorum. Ama, halen Apeldorn'da oturan, yıllar önce oraya gitmiş çok yakın bir dostum var.. Ona ulaşabilirsem ricamı kırmaz sanırım. selamlar.--Hasan Sami 14:04, 13 Ekim 2006 (UTC)










Dağdağan[kaynağı değiştir]

Selâmlar. Resmin yaprak biçimi benziyor.Ama dağdağanın meyvasının sap bağlantısı dışında uç kısmındaki o çıkıntılar yok. Yani misket gibi her yanı pürüzsüz ve sert. Sizin resimdeki meyveler yeşil-sarı-kahverengi. Dağdağanın meyveleri baharda toptan yeşil, yaz sonrası sararmaya ve güz mevsiminde de kahverengi olamaya başlarlar. Meyveler kış başlangıcına kadar dallarda 'çok sık' ve hepsi homojen renkli olarak kalırlar. Çapları da 6 mm'yi bulmaz. Meyvelerin yenilen kısmı çok az ve çekirdek kısmı meyve cüssesine göre fazla iri olduğu için bu meyveler dibekte(havan) dövülerek çekirdeği ile birlikte yenilir ve çekirdek içleri acı veya buruk bir tadda olmadığından, dövülmüş karışım oldukça lezzetlidir.. İki- üç ay sonra size dalı ile meyvelerinin resmini göndermeyi umuyorum.

Zahmet ve ilginize teşekkür ediyorum.Hasan Sami 21:34, 14 Nisan 2006 (UTC)


Bu adda bir ağaç adı ben bilmiyorum hiç duymadım. Ancak yaptığınız tanımlama çitlenbik olma ihtimalini artıyor. Olgunlaşmadan önce yeşil renkli olması, sonradan kahverengiye dönmesi ilk etapta çitlenbik olabilir diyorum ama görmem lazım. Resimdeki ağaca benziyormu tıkla:[[2]] --ormanbotanigi 15:55, 14 Nisan 2006 (UTC)


Sevgili Karduelis, Nisan ortalarında sizden Dağdağan (bitkisi) hakkında bilgi istemiş, Çitlenbik olabileceği cevabını almış, 2-3 ay sonra ağacın bitkisiyle birlikte resmini göndereceğim sözünü vermiştir.. Şu kadar ömrüm boyunca Kayseri'de, Eğribucak Bağlarında Dağdağan ile " Eğribucak kadayıfı" diye anılan akdutu ikinci kez soğuk aldı.. Birincisinin yılını hatırlamıyorum ama o yıl da dut ağaçlarının yaprakları soğuktan kül rengini almıştı.. Dağdağanın ki de öyle.. Diğer bazı meyvalar, kaysı, üzüm, kiraz, elma,armut... burada soğuğa karşı daha az dayanıklı bitkiler.. Onlardan soğuk yüzünden sık sık mahrum kalırız ama dut ve dağdağan daha geç çiçek açtıklarından onlara kolay kolay soğuk vurmazdı. Yani bu sene bizim bağlarda meyva namına bir şey kalmadı.. Diktiğimiz sebzelerle yetiniyoruz. Kısmet olur, ömür vefa eder ve yine bir azizlik vukubulmazsa gelecek yıl dağdağanın yapraklı-meyvalı dalının resmini göndereceğim.. Şayet sadece yaprakları yeter diyorsan, ağaç soğuk aldıktan sonra yeniden yapraklandığı için bu bir sorun değil..İstersen yapraklı ama meyvasız dalının resmini göndereyim. Üzgünüm. Selamlar.--Hasan Sami 14:47, 23 Temmuz 2006 (UTC)


Kısmet bizde olanla yetiniriz. Resmi bekliyorum. --Carduelis 19:31, 23 Temmuz 2006 (UTC)


Sn. Karduelis,

Bahsettiğim Dağdağanı iki resim halinde Commons'a yükledim. Teknik bilgim yeterli olmadığı için kısa yol veremedim, kusura bakmayın lütfen. Image:Dağdağan ağacı.jpg ve Image:Dağdağan ağacı(yaprakları büyütülmüş).jpg Meyvalısı gelecek yıla.. Yani 12 ay kadar sonra. İyi beklemeler..--Hasan Sami 20:15, 12 Ağustos 2006 (UTC)

Vandalizm[kaynağı değiştir]

Sn. Karduelis,

Milliyetçi Hareket Partisi maddesinde vandallık yapılmış. Farkına varmadan maddeye katkı yapmıştım. Yetkimi aşmamak için bir bakar mısın? Teşekkürler.--Hasan Sami 21:34, 24 Ekim 2006 (UTC)










Davet[kaynağı değiştir]

Sn.Katpatuka, Davet içeren bir e-mail göndermiştim. Aldınız mı acaba. Viele grüsse.--Hasan Sami 20:19, 5 Temmuz 2006 (UTC)


Hani ? Halen bekliyorum...

Uzatırsa ben hanımı alıp Avanos'a gidecek ve tepesine dikileceğim: Sen gelmezsen ben gelirim arkadaş! diye.. iyi çalışmaları ;-) --katpatuka 10:41, 19 Eylül 2006 (UTC)


Merhaba Katpatuka,

Sözümde duruyor ve 22 Eylül 2006 cuma günü jeeple, hanım ve kızımı da alıp geliyorum.. Kayseri pastırması sever misin? Başka isteğin(iz) varsa çekinmeyin lütfen. O bölgede Jeep'lik yerler varsa beraberce gezebiliriz. Gelince sizi nasıl bulabilirim?. Gtn abend!--Hasan Sami 19:52, 20 Eylül 2006 (UTC)


email attım... --katpatuka 20:11, 20 Eylül 2006 (UTC)


Ich habe deine e-maill genommen. Fertig. Danke schön. Ich werde telefonieren.--Hasan Sami 20:44, 20 Eylül 2006 (UTC)


Avanos'ta her şey çok güzeldi...Teşekkürler. Ailece Kayseri'ye bekliyoruz. Resimleri de ..--Hasan Sami 19:54, 22 Eylül 2006 (UTC)


Ohooo, resimler çoktan gelmişler bile.. e-maile bakmadan yazmışım yukardaki mesajı. Bu ne hızlılık? Teşekkürler dostum.--Hasan Sami 20:04, 22 Eylül 2006 (UTC)


-== Kar geliyor, kar.. ==

Nerdeyse kar yağacak yollar kapanacak.. Bağın tadı kaçmaya başladı haberin olsun.. Mesela bu hafta sonu (Veya hafta içi benim için farketmez) yengeyi, Natali'yi al gel.. Gündüz bağda, soğuk dersen gecede şehirdeki evimizde kalırsınız. Ev müsait. Bildiğin gibi Nihan da Ankara'da. Biz de "bir edi-bir büdü"yüz. Siz gelince "iki edi-iki büdü + Natali," oluruz. Bağdaki sobada kestane patlatırız.. (Vito duymasın, senden evvel gelir, kestaneleri çuvalıyla götürür) Bekleniyorsunuz mein freund.. Viele grüsse..--Hasan Sami 20:25, 12 Kasım 2006 (UTC) --- -== bir edi-bir büdü ==

Yahoo'ya yeni baktım. Hemen telefon ediyorum. Tamamdır. Bekliyorum.--Hasan Sami 18:47, 16 Kasım 2006 (UTC)


  • O telefon numarasına ulaşamıyorum. Telefonlaşmak için vakit çok. C.tesi dediğiniz saatte terminaldeyim. Selam.--Hasan Sami 19:00, 16 Kasım 2006 (UTC)

---





Tartışmalar[kaynağı değiştir]

"Ben açıkcası cahil kavgalarınızdan sıkıldım" cümlenizin dışında - ki bu cümlenizde de haklı olduğunuzu da düşünerek - yukarıdaki tesbit ve görüşlerinize noktasına kadar katılıyorum. Ne zamandır yazıp burada yayınlamayı düşündüğüm "İslâmda Maturidilik" maddesini (ve benzerlerini) sırf bu tür tartışmalardan dolayı buraya koymaya tereddüt ediyor, kendi kendime "....tazyi-i nefes eyleme, tebdil-i makam et" telkininde bulunuyorum. Dolayısı ile yemek yerine çerezle iktifa edilsin, tavrımı sürdürüyorum. Hemen hepimiz farklı kültürlerin insanları olarak ister istemez o kültürün etkisini taşıdığımızdan olsa gerek, zaman zaman duygusal ve bencil olabiliyoruz. Kimimiz kafalarımızdaki ideolojilerin baskısı ve onları bir şekilde empoze etme çabalarımızı, kimimiz de ehil olmadığımız konularda da 'ahkâm' kesme tavrımızı sürdürdüğümüzden olsa gerek, bazan tarafsızlığımızı kaybedebiliyor, -kendim için kullanıyorum - çizmeyi aşabiliyoruz. "Nâmevcutlar dâima haksızdır" cümlesindeki ifadeyi ve .....gülüstanı işgal ettiğinde bülbüller siner ve susar, şeklindeki sözün özünü göz önüne alınca, Men sabere; zafere diyoruz. Buradaki "zafer" herbirimizin birer köşe taşı ile olmasa bile, bir helik veya bir kürek toprakla katkıda bulunmaya çalıştığımız Ansiklopedinin, şimdiki ve gelecekteki nesillere seviyeli, yeterli bir kaynak olmasını sağlama anlamındadır. Hepimiz bilgimiz oranında sorumluluk altındayız.. Kitap yüklü .... olmak marifet değildir. O kitapları topluma okumak zorundayız. Bu cümleler sadece düşüncelerimin sesli hâlidir. Yoksa size veya kepenek altında yatan erlere akıl vermek anlamını taşımaz. Saygılar sunuyor, katkılarınızı beklediğimi ifade etmek istiyorum.

Hasan Sami Bolak --Hasan Sami 09:32, 6 Mayıs 2006 (UTC)


Sayın Hasan Sami Bolak Bey, yazdığınız iletiyi okudum ve teşekkür ederim. İslam Felsefesi bağlamında Maturidi Akaid'ini ele alırsanız öncelikle ben sevineceğim. İlk kez ülkemizde toplumun alt katmanlarına kadar bu konu inmeye başlamış olması nedeniyle de ayrı bir öneme de sahiptir. Felsefi anlamda bu konuyu bilmeden ülkemizin hemen her yerinde bir irani göndermesi yapılır ki bu tek başına bu ülkenin felsefi temellerini bilmemekten başka bu değerlendirmeyi yapanların kültürel aczidir de... Maturidi Felsefesi bir anlamda neden Türkiye'nin hiçbir zaman İran gibi olamayacağının da teminatıdır! Bu ve başka bağlamlarda bu konuyu ele alıp yazabilirseniz öncelikle ben sevineceğim ve teşekkür edeceğim. Uzun süredir yaşadığım yerde (kütüphanem burada değil) bu konulara internet dışında ulaşma imkanımda yok, internet üzerinde de takdir edersiniz ki doyurucu bilgilerde bulunamamaktadır. Sizden tekrar talebim lütfen bu konularda birikiminizi bu ortam kanalıyla bizlerle paylaşınız ki bizlerde yoksun kalmayalım kültürel ve entellektüel yemeklerden. Saygılarımla.--LandSCape 10:05, 6 Mayıs 2006 (UTC)


TCK'ya göre bir suç işlenmiş veya işlenmeye devam ediyor ve bir cezayı gerektiriyorsa bunun yayın yoluyla yapılması cezayı ikiye katlar.. Basın kanununa göre gazete-dergi sahibinden ve hatta müstear isim kullanılması halinde yazarından önce ve her hal ü kârda Yazı İşleri Müdürü sorumlu tutulur. Tazminat davalarında yazar ve sahip o cezayı öder ama hürriyeti bağlayıcı ceza Yazı İşleri Müdürüne ve yazanın belli olması halinde yazarına birlikte verilir. Bir gazetenin internet sitesinde MÜSTEAR İSİMLE yazmış olmasına rağmen Türkiye Yazarlar Birliği Başkanı Mehmet Doğan hakkında, Genel Kurmay başkanı Org. Hilmi Özkök hariç diğer bütün generaller, dava açmışlar ve Mehmet Doğan hepsine hakaretten tazminat ödemeye mahkum olmuştur. Üstelik bu dava mevcut TCK hükümleri muvacehesinde cereyan etmiştir ve sadece bir hakaret davasıdır. Terörle Mücadele Yasası yürürlüğe girdiği takdirde, iş tazminatla falan geçiştirilemez. Ağır hapis cezaları gündemdedir. Eğer İnternet siteleri de bir yayın organı olarak niteleniyorsa(Bu konuda yeterli bilgi sahibi değilim ama Mehmet Doğan davasında öyle olduğu anlaşılıyor ) ayni uygulama burada da geçerli olabilir.. Bu yazdıklarım, TCK-Basın kanunu muvacehesinde ele alınması gereken husustur. Ama yeni çıkmakta olan Terörle Mücadele Yasası hükümleri oldukça farklı ve ağır cezalar getirmektedir.. Kimseyi itham, incitme veya küçük düşürme gibi bir niyetim kesinlikle olmamakla beraber, bu ülkenin sorumlu ve bu ansiklopedinin de kendi halinde bir kullanıcısı olarak bildiklerimi yazmak için kendimi mecbur hissetmekteyim.. Bir yerde Yetki varsa Sorumluluk da vardır.. "Yazan düşünsün" düşüncesi Basın Kanununda geçerli değildir.. Yazanla birlikte yazdıran veya yazıya müdahale etmeyen de sorumludur. Kaldıkı, sıradan bir hakaret-tazminat davası söz konusu olmayıp, Devlet aleyhine ve bütün dünyaya müteveccih YAYIN YOLU ile suç ikası bahis konusudur. Konu, dudak bükmeden ciddiye alınsa iyi olur, diye düşünüyorum. T.C. hudutları dahilinde T.C. aleyhine ve üstelik Yayın Yolu bir suç işleniyorsa, orada Wikipedi kuralları değil T.C. kanunları hükümrandır. O suçu def' etmek biz kullanıcılar dahil herkesin yasal görevidir. (Bu uyarımı samimi ve yapılması gereken bir uyarı olarak kabul edin lütfen, kimseyi kırmak, üzmek gibi bir niyetim yoktur. ) --Hasan Sami 19:23, 6 Mayıs 2006 (UTC)


Sayın LandSCape, sayın Citrat'ın sayfasında sizin imzanızı görünce bu mesajı size hitaben yazmış ve fakat sizin sayfanız yerine Sayın Citrat'ın sayfasına kaydetmişim. Sonradan farkına vardım ve mesajı size kopyaladım. Ama bu arada Sn. Citratı da üzmüş oldum. Benim ki sadece bildiğimi zannettiğim bir konuda bildiklerimi ortaya koymaktır. Yoksa, sığıntı gibi bulunduğumuz bir yerde kimseyi üzmek ne hakkımız, ne de haddimiz. Biz buralarda öğretmekten ziyade öğrenmek için varız. Yitik malımız varsa onu bulup almak için. Eğer siz de alındıysanız yukarıdaki uyarıyı yok sayın. İletinizdeki halis dileklerinize teşekkürler.İki gün önceki halet-i ruhiyenizin benzeri şu anda sırtımda ağır bir palto sanki. --Hasan Sami 21:12, 6 Mayıs 2006 (UTC)


Hayat işte, riski göstermekte bazan suç gibi algılanabiliyor. Ben ki devletle her tür ilişkisini 4 yıl önce sadece nüfus cüzdanına indirgemiş yalın bir dünya 'kul'u olarak ve bu ülkenin devlet yapısını bilen olarak sadece arkadaşları uyarmak istedim. Sizde hatırlarsınız ki bu ülkede Hz. İsa ve Hz. Muhammed dava konusu olup mahkemelere celp ettirilmesi için çaba harcanmıştır... Devletin iç yapısını ve tarzını bilememek ayıp değil bu ülkede kağıt olup devletin masasına düşen evrak işleme konur bazan da kendi kendine konulur! Arkadaşların bazıları benim onları düşündüğümü anlamamaları ise daha da ilginç olanıdır. Elin Viki Vakıf'ından bana ne burada türkçe yazan kardeşlerimizin sağlık ve güvenliği öncelikli konumken. Yoksa entellektüel anlamda Viki Vakfı güzel bir fikir ama arada böyle suistimal edenler olmasa. Hayat ve onun eylem hali yaşam içinde bu tür olaylar hep oalcaktır bu nedenle yaşça büyüğüm olarak ne siz üzülün ne de genç kardeşlerimiz zarar görsün. Ben ki hayatımın tehir edilememiş tehirini yaşıyorum belki o yüzden hüznü seviyorum. Aklımdayken Yansımalar diye bir grup var onların Vuslat albümünde Elli Yaş diye bir çalışmaları var dinlememişseniz dinleyin derim. Şimdi ben onu dinleyeceğim; hüznü, sevgiyi, insanlığı, mutluluğu ve yaradanı bu kadar iyi imgeleyen bir şeyi daha önce keşfetmemiştim. Saygılarımla.--LandSCape 21:48, 6 Mayıs 2006 (UTC)


Sayın LandSCape, sizi, hayatınızın tehir edilememiş tehirinden, kullanıcı sayfanızdaki şifrelerden yeterince tanıdığımı sanıyorum.. Bu tehir belki dört yıl ve belki de daha uzun zamana yaygın gibi görünüyor. Bense 28 yıldır o tehirin içindeyim. Mamak'ı yırtmam sayılmazsa, dört kez kılpayı kurtuldum. Demek ki, kader de buralara kadar düşmek varmış. Necip Fazıl deyince aklıma hep "Öz yurdunda garip, öz vatanında parya" olanlar gelir..Hasret yükünüz oldukça ağır olsa gerek.

Ülkemin geleceği için kaygıdayım.. En büyük ıstırabım, anlaşılmamaktır. Akif'in Seyfi Baba'sının son mısraında ki gibi; Ya hamiyetsiz olsaydım, yahut param olsa idi.. Bazan, sitem edesim geliyor: Elim silah tutacak idiyse gönlümdeki duygu cephaneliğinin işi ne, diye! Beni, ya tek ya hiç yaratmasaydın, diye! İnsanın doğru bildiklerini yazıp söylemesi ne kadar doğru ise bunu yaparken etrafını kırıp dökmesi de o derece zararlı oluyor. Bu sakarlık, yaratandan dolayı sevmek zorunda olduğumuz yaratılanların gönüllerini kırabiliyor, üzebiliyor.

Benim, hiç okumamış bir büyükannem vardı.. Bize öyle öğütler verirdi ki, cümlesi bir kitap olur: Bir bağdan bir bağa geçerken ayaklarına bulaşan kumları silkele ki, bu bağın hakkını öbür bağa taşımayasın! Hep bu ilkeye bağlı kalmaya çalıştım ve çocuklarıma da sık sık ayni öğüdü verdim..Ama başarı şansım ne, bilemiyorum. Kul hakkı denince materyalist dünya da akla hep madde gelir.. Ya gönül hakkı? İşte bunun için kendi kemdime "Doğru bildiklerin senin doğruların, doğrularını kendine sakla" diye telkinde bulunuyorum ama bazan, iş şirazeden çıkıyor.. Sıkılmış macunu tekrar tüpe doldurmak mümkün mü?

Dediğiniz gibi yapmalı, "Günaydın hüzün" diye müziğin dünyasında kulaç atmalıyım; zira "Mâni oluyor hâlimi takrire hicâbım.." --Hasan Sami 05:25, 7 Mayıs 2006 (UTC)


Tevazu gösteriyorsak, bu durum gerçek mi sanılıyor.. Sabrımız, kibarlığımız, tevazu gösterişimiz, Pele'nin mahalle takımında oynama zorunluluğundandır. Konu, ülkemizin bölünmesine geldi mi, namluda susan mermi gibiyiz. Bu devlet, eşkiya başını kuyruğundan tutup getiriyor da, yüz paralık kalemşörler karşısında mı aciz kalacak? Yalnız değilsiniz , Sayın LandSCape! Sesimizi çıkarmıyorsak karşımızdakinin boyunu posunu bir görelim diyedir. Dört beş aydır buradayım, bir çoğunun ciğerini okudum. Kim saf ve samimi, kim görevli, kim maaşlı ajan.. ayan beyan ortada! Aptalı oynuyorsak, kedinin fare ile oynayarak kafa bulmasındandır. Hepimizi BOP'un birer aktörü mü sanıyorlar? Böyle ihanet günlerinde de susacaksak hangi gün konuşacağız? Kesilecek başımız olabilir ama maaşımız yoktur. Kemiğin hatırı için köpekleşen, neslini inkar eden haramzade değiliz! Paslaşmaları, ahbap-çavuş ilişkilerini çözecek kadar da gerekli zekaya sahibiz. Amerika'nın köleliğini Türkiye'deki sahiplikten üstün tutanlar yarın görürler nasıl idare edildiklerini. Zira, "Toplumlar lâyık oldukları şekilde idare edilirler". Saygılar sayın LandSCape ve benim gibi düşünenler.. (Bu mesajımdan sonra veda etmiş durumda bırakılabilirim. Şimdiden helâlleşmiş olalım!) --Hasan Sami 20:04, 7 Mayıs 2006 (UTC)


Sayın Hasan Sami Bolak Bey, öncelikle son mesajınızı almış durumdayım. Viki ağır açıldığı için biraz gecikmeli dönebildim, özür dilerim. Yazdıklarınıza katılıyorum... Ancak; (Bu mesajımdan sonra veda etmiş durumda bırakılabilirim. Şimdiden helâlleşmiş olalım!) demişsiniz sonda, nedenlerini bilmemekle birlikte öncelikle hakkımız varsa helali hoş olsun. Önceki yazınız bağlamında Necip Fazıl'ın şiirine gönderme olacak belki de ama ben şunu derim kendime Kendi Yurdunda Sürgün. Gönüllü sürgünlük olsa gerek tekil olma hali, ruhum nerede huzur bulursa oradayım. İnsanlardan ya yada hayattan bir beklenti olmama hali kendi varlığımızın dışında. Başka da bir neden yada mania yok aslında, sadece kalabalıkların içinde tek başına olmayı tercih ettim. Yazmak için gözlem birikim hali de belki, kimbilir. Kaderim ve cüzi iradem arasında bir savaş belki de. Başka bir durum yok kısacası. Burada kendi insanımızın geleceğine katkı yapabilme dışında birşey düşünmesek sanırım daha iyi olacak bizler için. Sizce biz burada yazabileceklerimizi yazsak, kendi geleceğimiz olan gençlere de katkı sağlamış olmaz mıyız? Şartlar bilinmemekle birlikte mahsur yoksa kalın derim bir büyüğümüz olarak. Saygılarımla.--LandSCape 20:57, 7 Mayıs 2006 (UTC)


Sevgili LandSCape, Yanınızdayım, dedim bir kere, nasıl gidebilirim? "... veda etmiş durumda bırakılabilirim." diyorum sadece. Atsız'ın bir beyti var ki, tam yeri ama, keskin sirke gibi görünmek istemediğimden yazmaktan vazgeçiyorum.. "Kültür çığlığı" isimli bir şiirimi size ulaştırmak istiyorum. Nasıl yapabilirim? 'Yansımalar'ı bulamadım, araştırıyor, çocuklar. Şimdilik, Yahya Kemâl'in; "Dalınır hayâle, zevk alınır - Belki halâ o besteler çalınır - Gemiler geçmeyen bir ummanda ' dediği Itri'nin besteleri ile iktifa etmekteyim. Mesajınızdaki sıcak, samimi ifadelere teşekkür ediyorum. --Hasan Sami 06:23, 8 Mayıs 2006 (UTC)

Kuantum fiziği[kaynağı değiştir]

Sayın LandSCape, "İskilip" çalışmanız bittikten sonra Kuantum fiziği konusunu ele alsanız da bu konuda ben de biraz (Biraz) katkıda bulunsam. Zira ilgi duyduğum bir konu.. Selamlar.--Hasan Sami 22:51, 16 Mayıs 2006 (UTC)


Sayın Hasan Sami Bey; katkı yapmak istediğim çok konu var aslında ama sorunum gelip kütüphanemin yanımda olmamasında kilitleniyor kalıyor. İskilip konusu sanırım tümden üzerime kaldı gibi belki bu çalışmaların sonucu ortaya bir kitap bile çıkabilir. Cumhuriyet döneminin iyice idari anlamda bilmeden / bilemeden tırpanladığı bir bir coğrafya. Çeşitli alanlarıyla ele almakta bende yarar gördüm en azından bu ülkede kendini Türk olarak kabul edenlerin aslında bu ülkede ne kadar süredir var olduğunun da delilidir de orası. Viki bağlamında bazı ayrıntılara fazla giremiyorum ama Hititlerin tanrılarının kökeni orası malum ondan sonra bu tanrılar güneye ve batıya giden kültürlerin içinde yer almış... Günümüzde Yunan tanrıları sanılıyor ama aslında hepsi köken olarak Ön Türk kültürünün parçası. İskilip'in tarihi genelde tüm anadolu kentlerinin tarihini yakından ilgilendiriyor. (Malatya, Kayseri, Afyon, Amasya, Kastamonu, Çankırı, Ankara, Çorum, Bartın, Sinop, Balıkesir, Isparta, Kütahya...) Örneğin bu yörelerde yaşayan ve kendini Çerkez sananların çoğu Kadı Burhanneddin döneminde İskilip'ten ayrılan Kıpçak Türklerinin torunu olarak karşımıza çıktı... Bizim yaptığımız çalışmalarda oradan bizansa, farsçaya ve arapçaya geçen kelimeler bulduk. Hemen her yiyecek demek iddialı olacak ama bir çok temel yemek kök olarak oradan yayılmış anadoluya ve dünyaya. Bunu da bilim adamları oranın dünya lezzet kuşağı üzerinde olmasına bağlıyorlar yani coğrafyası ve iklimi (mikro klima iklim)... Elimizdeki bilgiler bağlamında İskilip = Hatti demek mümkün. 20. yüzyılda kendilerini bile unutmuşlar geçim dertleri kapalı bir havzada kalmak gibi nedenlerle. En azından bunların bilinmesi adına burada yazdıklarım muhtemel bir kitap çalışmasının da temeli olacak gibi gözüküyor bu kapsamda sanırım sağlık sorunum olmazsa bölgeye bir gezi yapmak niyetimde var. Allah nasip ederse. Etnolojik ve sosyal antropolojik mukayeseler için daha çok veri gerekecek. Kendini Unutturan Uygarlık diyorum kısaca ben o bölgeye... Bu çalışmalarım buranın formatına uyacak biçimde biterse diğer konulara da aklımda kalanlar bağlamında katkı sağlayacağım.

Denis ve Uğur bağlamında telif konusuna değinmem gerek siz sahip olarak sitenizden tek yada çok resmi verebilirsiniz kamu kullanımına ama bu sizin siteyi herkese açık yapmanızı yasal olarak gerektirmez. Sanırım orada genç kardeşimiz Denis'in yasal durumu farklı yorumlaması var kazuistik bir yorum. Dün bende sizin olyaı örnek olarak Uğur ile konuştum IRC kanalında (çoğu zaman bende IRC viki kanlında oluyorum) ama yapacak şu an bir şey yok bu işlemleri yapmak için BOT kullanılıyor o da ne var ne yok seçiyor... Saygılarımla.--LandSCape 23:24, 16 Mayıs 2006 (UTC)


Telif konusunda Sayın Uğur Başak'a da ricada bulundum. Sahibi olduğum gazetenin arşivinden yüklediğim resimlere gazetenin sitesini kaynak gösterdim. Konuyu siz biliyorsunuz. Sitedeki her hakkın mahfuz olduğuna dair kayıt, aslında anlaşmalı olduğumuz diğer haber ajanslarının haber ve resimlerine aittir. Yani, dolar verip ödediğimiz ajansların haber ve resimlerini başkaları kullanamazlar. Ama benim yüklediklerim, bizzat muhabirlerimizin çektikleri(Bazılarını da bizzat çektim) veya ajanslar dışında temin ettikleri resimlerdir. Bu resimleri için gazetenin hukuki sahibi olarak ben İZİN veriyorum. Yani Telif sorunu diye bir şey yok. Sizden ricam, bu yazıyı yazdıktan iki saat kadar sonra bir haftalığına, yurtdışına çıkıyorum..(İtalya-Hollanda v.s.) Oralarda bu konulara eğilecek imkanım olmayabilir. Ben gelinceye kadar resimleri silmezlerse çok iyi olur. Aksi takdirde hem çok üzülürüm, hem de bir çok emek verdiğim o maddelere yazık olur. Teşekkürler. Allahaısmarladık, hoşça kalın.Saygılar.--Hasan Sami 03:33, 18 Mayıs 2006 (UTC)


İyi yolculuklar dilerim. Saygılarımla.--LandSCape 03:37, 18 Mayıs 2006 (UTC)

Sitem[kaynağı değiştir]

Sayin Lanscape, "Sizce biz burada yazabileceklerimizi yazsak, kendi geleceğimiz olan gençlere de katkı sağlamış olmaz mıyız?" talebiniz benim için çok değer ifade ettiğinden ben size verdiğim sözü tutuyorum, buradayım.. Ayni cümleyi size yöneltiyorum: Sizce biz burada yazabileceklerimizi yazsak, kendi geleceğimiz olan gençlere de katkı sağlamış olmaz mıyız?

Üzüntümü dile getirecek kelime, cümle.. bulamıyorum.. Hayırlısı neyse, o olsun. Selam, saygı ve DOSTÇA sitem.. --Hasan Sami 06:23, 30 Mayıs 2006 (UTC)


Sayın Bolak, bir yere gitmişliğim yok sadece bazı konuları geri çektim. Şüphecilik olgusunu yanlış algılayanların olduğu kadar başka nedenlerde var elbette işin içinde. Ben var olan herşeye şüphe ile bakarım bu nedenle Herodot gibi insanların yazdıklarını da ciddiye almam ve önemsemem ama onlar alır ve önemserler ondan sonra da geri kalan şeylere şüpheyle bakarlar! Gençlerin ve bazı insanların evrene tarafgir bakmaları da bunda önemli etken oldu kısacası. Kendileri gibi düşünmeyenleri yaftalama ve referans gösterdikleri kaynağın verisini bile tahrif yoluna giden küçük düşünen beyinler olduğu kadar onlara çanak tutan büyüklerinin de olması manidar göründü tarafıma. Başka nedenlerde olabilir ama fazla detaya girmek istemiyorum artık ama sabır sanırım bazan erdem bizim gibi toplumlarda. Saygılarımla.--LandSCape 06:35, 30 Mayıs 2006 (UTC)


Teşekkür ederim. Rahatladım. Yazdıklarınızı silerseniz, çocuklarımızdan önce bizleri bilgiden mahrum etmiş olursunuz, desem... İyi sabahlar.. --Hasan Sami 06:40, 30 Mayıs 2006 (UTC)

Matüridî[kaynağı değiştir]

Matüridî maddesine katkılarınız için teşekkürler sayın LandSCape.. Henüz yazılacak konular var ama, sanki hep ben yazıyormuşum gibi görünmesin diye biraz ara vermiştim.. Eklentilerin iyi oldu. Kısmet olursa yarın devam ederim.. Bitirince de önce şekli düzenlemeleri yapıp kaynakları ekleyecek ve"Benden bu kadar, haydi şimdi eksiği-gediği ne varsa hep birlikte bu maddeyi tamamlayalım " diyeceğim ve sizin ve diğer arkadaşlarımızın katkılarıyla arzu ettiğimiz bir şekli vermiş olacağız. Selâmlar. --Hasan Sami 23:14, 31 Mayıs 2006 (UTC)


Sayın LandSCape "Maturidilik, Türkiye Cumhuriyetinin itikadi mezhebidir." hükmü, T.C. nin lâiklik ilkesi ile ters düşmüş olmaz mı?.. Yani lâik devletin dini-mezhebi...? Ama, bu hükmü %99 'u müslüman olan insanların diyelim ki çoğunluğuna teşmil etsek daha doğru olabilir mi acaba? Benim ki bir arayış..--Hasan Sami 23:53, 31 Mayıs 2006 (UTC)


Milletten saklanan gerçek bu aslında Türkiyenin laikliği=maturidiliktir. Laiklik ile ters bir yanı yok bunun zaten benim referansım Atatürk'ün yaptıklarıdır. Diğer katoliklerin, masonların, dinsizlerin yada eşaricilerin dedikleri değil! Zaten insanların bilmek ve öğrenmek istemedikleri konu Atatürk neden Maturidiliği devletin mezhebi yaptı noktasıdır. Ancak bu mezheple birlikte laiklik olgusu öne çıkabilmiştir...Saygılarımla--LandSCape 00:00, 1 Haziran 2006 (UTC)


Ayrıca şu maddeye bakınız İtikadi Mezhepler biraz bilgi girdim...--LandSCape 00:05, 1 Haziran 2006 (UTC)


Yorumlarınızda haklı olabilirsiniz, ona bir diyeceğim yok.. Kaygım şu: İlmi bir makale hazırlıyoruz ve bu makalede Lâik, yani dinî şerâitle ilişkisi olmayan veya olmaması gereken) bir "Devlet" e dini bir sıfat vermiş oluyoruz. Oysa bu sıfatı taşıyan veya taşıması gerek olanın "tebâ" olması gerekir, diye düşünüyorum. Şu an çok yorgunum, sıhhatli düşünemiyor da olabilirim.. Benim kaygım, ilmî kavramlar yönünden bir yanlışlık yapmam ihtimali. Saygılar --Hasan Sami 00:23, 1 Haziran 2006 (UTC)


Maturidilik, Atatürk ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının itikadi mezhebidir << şeklinde değiştirdim, sanırım bu yeterlidir. Türkiye'de en çok yanlış kullanılan ve suistimal edilen kavram aslında Türkiye'nin Laikliğidir. İşin tuhaf tarafı anti laikçiler eşari çizgisindeler, laikçiler ise farkında değiller ama Atatürkçü iseler (!) maturidi çizgisindeler!!! Türkiyenin laikliği diğer ülkelere ve bilinen kataolik kavramlara benzemez. En büyük hatamız zaten Katolik mantıkla olguya bakmamız zaten. Aslında bilinenin aksine laiklik kavramı Fransız devriminin ürünü değil Vatikan Katolik kilisesinin Fransadaki Cizvit Papazlarını ekarta etme ve mallarını ele geçirme komplosudur. Akıllı (!) fransızlar ve diğerleri başarı saydıkları şey farkında olmadan Vatikan'a esaretleridir. Bu yada diğer konularda Dünyadan Türkiye'ye bakarken yaptığımız hataalrdan biri de Vatikan komploları ile vücut bulan laiklik ile bakmaktır. Örnek: Osmanlı da neden hem şeri hemde örfi hukuk vardı? Osmanlı din devleti miydi acaba? Türklerinin (bizlerin) yürüyeceği daha çok yol var kısacası... Saygılarımla.--LandSCape 00:29, 1 Haziran 2006 (UTC)


Kanaatlerim ayni, fazlası var eksiği yok.. Değişiklik için teşekkür ederim. Bu tip makalelerde en çok dikkat ettiğim konu, kavram kargaşası yaratmamak.. Herşey metedolojik olsun, istiyorum. Rahmetli Prof.Dr.Z.F.Fındıkoğlu v e Ord.Prof.DR. A.Fuat Başgil hocalarımdan kalma bir alışkanlık. Saygılar, iyi geceler.--Hasan Sami 00:39, 1 Haziran 2006 (UTC)

İnternet ve MP3[kaynağı değiştir]

Sayın Bolak, bu gece rahat uyuyun derim. Hergün yazılarınızı netten okuduğumu bilmenizde yarar var. Saygılarımla.--LandSCape 21:27, 19 Haziran 2006 (UTC)


sizin gazete mail adresine daha önce bahsettiğim müzik eserinin mp3 sürümünü gönderebilir miyim diye düşünüyorum eğer hala bulamamışsanız. Saygılarımla.--LandSCape 04:14, 23 Haziran 2006 (UTC)


Size de günaydın.Nazik davranışınıza teşekkür ederim. Gazetedeki adresime gönderirseniz sevinirim. Ben de, elimdeki bitmemiş maddeler tamamlanınca buradaki yoğunluğumu azaltmak zorunda kalacağım.. Eski uğraşlarımdan birine (tv'ye) dönüyorum. Matüridi konusunda katkı yapmanızda ısrarlıyım. Yoksa o madde orada sadece benim eserimmiş gibi sırıtacak, haberiniz olsun.Selamlar.--Hasan Sami 04:29, 23 Haziran 2006 (UTC)










Başsağlığı[kaynağı değiştir]

Babanıza Allah'tan rahmet dilerim. Başınız sağolsun... Hasan Sami BolakHasan Sami 19:21, 27 Mart 2006 (UTC)










Oylamada dalgınlık[kaynağı değiştir]

Sayın Makedon, oylamalarınızdan birinde mükerrerlik var.. Kabul edin ki benim gibi siz de biraz dalgınsınız herhalde. --Hasan Sami 20:43, 19 Haziran 2006 (UTC)


Sayın Makedon, İki ayrı adaya verdiğiniz oyları süratli tarama yapmam sonucu tek kişiye verilmiş gibi algılamışım. Demek ki asıl ve yegane dalgın benmişim.. Rezil oldum. Özür dilerim. Kusura bakmayın, affedin lütfen..(Ben bu gece nasıl uyuyacağım yahu?) --Hasan Sami 21:14, 19 Haziran 2006 (UTC)


Merhaba sayın Hasan Sami. Hangi oylamada olduğunu bulamadım. Dalgınlık işte :) Belirtirseniz, düzeltme yoluna giderim. Uyarınız için teşekkürler. İyi çalışmalar ve esenlikler dilerim Makedon 22:52, 19 Haziran 2006


Sayın Noumenon'a ait oylamada 15 ve 21. sıralarda 9 ve 10 haziran tarihlerinde iki kere oy kullanmışsınız. Gece yorgunluktan yanlış gördüğümü sanıp özür dilemiştim. Özürüm özür de, sabaha kadar bu yanlışlığı niye yaptım diye uykumdan oldum. Bu gece de siz uyumayın dalgınlığınızdan dolayı.. (Şaka tabii, hepimizin başına sık sık gelir böyle dalgınlıklar.) İyi sabahlar. --Hasan Sami 06:00, 20 Haziran 2006 (UTC)


Vay be:) Uyardığınız için teşekkür ederim. Sonuçları pek etkilemeyecek bereket. Saygılarımla Makedon 14:58, 20 Haziran 2006


Bu işleri pek anlamadım ben sayın Hasan Sami. Size bir önceki mesajımı yazarken sayın LanSCape'nin mesajı vardı. Şimdi ise eski tarihli olmasına karşın benimkinden sonra yazılmış gibi görünüyor. Ayrıca size dün akşam gönderdiğim mesaj da görünmüyor. Fotodak maddesinin sil oylaması sayfasına yazdığım oyum da "geçersiz oylar"a yazmışım gibi görünüyor. Çok iyi hatırlıyorum, yazdığımda geçersiz oylar yoktu. Ben bu işi pek anlamadım, ne yalan söyleyim. Bazen mesajlarımı göremiyorum, yeniden yazıyorum. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete :) Galiba bu bilgisayar, internet işleri, gençlere göre :) Dalgın olmadığımı anlatmaya falan çalışmıyorum, dalgınımdır, aceleciyimdir, aynı anda iki işle uyraşmıyorsam, zamanı boşa harcadığım gibi safsatalara kapılırım. Saygılarımla. Makedon 16:41, 20 Haziran 2006










Gitmeyin[kaynağı değiştir]

Saygıdeğer dost Metal Militia, Ben yeni geldiğimde siz buranın kıdemlisi ve diğer bazı arkadaşlar gibi "Örnek" aldığım birisiydiniz. Aradan hayli zaman geçti. İsminiz hep aklımda kaldı ama imzanız ortalarda yoktu.. Uğur'a yazdığınız mesajdan çok etkilendim. Yaşınızı bilmiyorum ama, benden çoook genç birisiniz. Acaba, diyorum, beni tanımadığınız halde yaşımı baskı unsuru olarak kullanmaya kalkıp, kendi yuvanızda oturun-yazın, bir yere gitmeye hakkınız yok, desem fazla laubalilik etmiş olur muyum? Bilirsiniz ki "namevcutlar daima haksız addedilirler" "Lütfen"i nadir kullananlardan biriyim: LÜTFEN--Hasan Sami 21:39, 8 Haziran 2006 (UTC)


Merhabalar Hasan Sami bey, Estağfurullah, o nasıl söz? Samimiyetle kaleme aldığınız satırlarınızdan taşan bir dilek olarak değerlendirdim ben zaten. Evet, namevcutların haksız addedildikleri malumumdur. Fakat bir yerde “mevcut” olabilmek için o kişide azim, istek, heves, gayret gibi birtakım hislerin olması gerekir değil mi? Ne yazık ki bu sayfalardan ayrıldığım günlerin kısa bir süre öncesinde şahit olduğum menfi olaylardan sonra, bunların hiçbirini şu an taşımıyorum. Şimdilik dükkanı tekrar tümden kapatıp gitmesem de, bu sayfaları göz ucuyla bir kenardan takip etmeyi ve sadece bilime, evrensel doğrulara aykırı karalamaları gördüğümde müdahil olmayı düşünüyorum. Bu arada, siz benden 15 sene"cik" daha olgunmuşunuz. Çok kelimesini üç o ile yazacak kadar değil yani yaş farkımız :)... İçten satırlarınız için tekrar çok teşekkür ediyor, iyi çalışmalar diliyorum. Saygılarımla. Metal Militia 17:29, 9 Haziran 2006 (UTC)

Yaş[kaynağı değiştir]

Ben sizden kaç yaş büyüktüm? Selâm...--Hasan Sami 10:24, 6 Ekim 2006 (UTC)


Merhabalar Hasan Sami bey, 15 sene"cik" daha olgundunuz. Merakımı bağışlayın ama sorunuzun esbab-ı mucibesini öğrenmek için sabırsızlanıyorum :) Saygılar. Metal Militia 10:42, 6 Ekim 2006 (UTC)


Sakal koymayı düşünüyorum da. Selâmlar.--Hasan Sami 13:10, 6 Ekim 2006 (UTC)


İlâhi Hasan Sami bey, şimdi mi söylenir bu? Şöyle üç hafta kadar önce sakal bırakmış olacak ve bana o halinizin resmi ile birlikte "Bak kardeşim..." diyesiye bir mesaj yollayacaktınız ki... :) Saygılar, selâmlar. Metal Militia 13:50, 6 Ekim 2006 (UTC)


İnsaf..Daha leb.. bile dememiştim. Ayni frekansta olmak ne güzel. Saygı, selâm bizden.--Hasan Sami 14:11, 6 Ekim 2006 (UTC)

Bunalım tarihçesi[kaynağı değiştir]

Vikipedi Türkçe Bunalım Tarihçesi nde sana(size) bir soru sordum. Görmediğin(iz) belli. "Niçin bana?" mı?. Belki beni akıllı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz diye.. Selâm.--Hasan Sami 03:40, 18 Ekim 2006 (UTC)


Merhabalar üstadım, bahsettiğin yazıyı görmedim tahmin ettiğin gibi. Taa yaz başları mı neydi, o sayfa ilk açıldığında şöyle bir okumuştum yazılanları, bir daha da rastgelmedim açıkçası. Şimdi mesajını okuyunca gidip baktım, ki o ne güzel üsluptur öyle, o ne esprili, hoş ve lezzetli anlatımdır. Bayıldım vallahi, aşkolsun. Landscape adlı bir kullanıcı vardı vaktiyle, hatırlarsın. O kullanmıştı galiba "akıl tutulması" tabirini bu sayfalarda, aslında pek öyle de değil bu seninkisi, "sınırlarda akıl gezinmeleri" mi desek? Yanılmak şöyle dursun, ufuk zaviyesinin üstünden bakabilen, engin bir edebi kültür ve birikimle donanmış ve çevik sinyallerle bu olgunluğun işaretini gayet güzel veren, âkil bir kişi olduğuna hiç şüphem yok. (Bu arada, affına sığınarak senin o parantezleri kaldırdım, göreceğin üzre. Lütfen sen de bana yazar(ken)san ihmal ediver :) Saygılar, sevgiler. Metal Militia 09:26, 18 Ekim 2006 (UTC)










İngilizce Wikipedia[kaynağı değiştir]

Sayın Hasan Sami Bolak, Sizi burada ve Türkmen vikide görüyorum. İngilizce de de varmısınız. Eğer o rada da kullanıcı iseniz lütfen admin oylamasına katılın.;

Yunan milliyetçisi ve böyle bir gurup lideri olan(Muhtemelen finanse edilip profesyonelce çalışıyorlar),en:User:Khoikhoi admin olmak istiyor. Oylamada da epey önde. Aşağıda nenim oyumu ve görüşlerimi sunuyorum.Bu mesajı orada birçok Türk ve tarafsız kullanıcıyada gönderdim Kampanya yapmakla suçlanıyorum belkide Bloke edileceğim.

"Strong Oppose User:Khoikhoi is leading a group of user, menaging and communicating among group genarally by e-mails not in talk pages directly.This group acting in a systematic way to revert articles, when one of member make 3rv reverts than one another continue with 4rv(against punishment for violating 3rv rule). All member of group are very radical nationalist. They are working generally Turk/Turkey and Religion related articles to put anti-Turk POV and anti-Islam POV. Some of the member are suspected as Suck poppet, one is clear; User:Tekleni and User:Tzkeai, till to 03 Oct.2006 there were two users , at that date User:Tzkeai redirected to User:Tekleni.No need like an Administrator in WIKIPEDIA Mustafa AkalpTC 11:13, 19 October 2006 (UTC)"

Kolay gelsin. İlgili link: Wikipedia:Requests_for_adminship/Khoikhoi_2#.5B.5BWikipedia:Requests_for_adminship.2FKhoikhoi Mustafa AkalpTC 13:36, 19 Ekim 2006 (UTC)


Sayın Mustafa Akalp

  • Vikipedi ağırlıklı olmak üzere, Vikikaynak, Commos, Azerbaycan, Türkmen ve Alman vikilere katkıda bulunuyorum. İngilizcem yeterli olmadığı için isteğinizi maalesef yerine getiremeyeceğim. Üzgünüm.. Umarım bahsettiğiniz konuda başarılı olursunuz. Selamlar.--Hasan Sami 17:19, 19 Ekim 2006 (UTC)

Sayın Hasan Sami, Seni bu konuda rahatsız ettiğim için özür. Maalesef başarılı olamadım. Anti-Türk görüşlerle davranan bir çok admin var. Beni 48 saatliğine bloke ettiler. Seni burada sergilediğin görüşlerden dolayı tanıyorum. Bir çoğunun altına imzamı atarım. Bu Türkçe wikideki mantığı anlamakta güçlük çekiyorum. Terörist kategorisini bile koyduramadım.Burada bazıları, Türk mü Türkiyelimi tartışmaları ile vakit geçirirken ingilizce vikide korkunç bir saldırı var. Yunanlılar çok iyi organize olmuşlar(Ermeniler de yardıma geliyor). Kullanıcıların bir kısmı hangi saat olursa olsun oradalar. Benden daha iyi Türkçe biliyorlar. Bu hemen insanın aklına bu işe profesyonelce (finanse edilerek-tam zamanlı görevli) katıldıklarını getiriyor. Benzer bir organizasyonu bizim de başarmamız lazım diye düşünüyorum. Harekete geçirebileceğin kurum/kuruluş olursa bilgim olsun. İngilizceyi iyi bilmek şart değil. O konu takviye edilerek çözülebilir. Görüşlerini bekliyorum. Sağlıcakla kal. Mustafa AkalpTC 18:05, 19 Ekim 2006 (UTC)


e-mail adresimi yazmayı unutmuşum. Kusura bakmayın, lütfen : hasansamibolak@yahoo.com --Hasan Sami 19:23, 19 Ekim 2006 (UTC)










Ömer Hayyam ve şiir[kaynağı değiştir]

Saygıdeğer Nihan,

Ömer Hayyam maddesinin ismi konusundaki hassasiyetim sadece teknik olarak algılansın isterim.. Ansiklopedide 'Ömer Hayyam' diye çağrılması daha kolay olamaz mı, demek istedim.. 'Cahilim' kelimesini de tecahül olarak yazdım ki sizler gibi, bu kadar genç olmalarına rağmen bu kadar dolu insanlar karşısında ukalâlık yapıyormuş gibi olmayayım, diye. Yoksa, Öğretmenliğim sırasında Lise'de öğrencilerimle Ömer Hayyam konusunda bilgi-alışverişim olmuştur.. * Hz.Muhammed ve * Hz.Mevlana maddelerindeki başlık değişiklikleri hakkındaki tartışmaları yakından izliyorum. Şimdilik tartışmalara katılmıyorum ki, hiç bir karşılık beklemeden dağarcığımızdaki azığı ortaya koymaya çalıştığımız bu ansiklopediye kimlerle, nereye ve ne kadar hizmet edebiliriz, görelim, diye. Filozofun ifadesiyle, her ne kadar bilmediğimi bilmek benim için de en büyük kazanımsa, yani kişi noksanını bilmek gibi irfan olamaz ise de, 'Küfre rıza'nın küfür olduğunun da şuurundayım.(Kimse bu cümlemi, Şunlar şu tavırlarıyla küfür içerisindeler, şeklinde anlamasınlar lütfen!)

Tekrarlarsam; Belirttiğim üzere benim ki sadece teknik bir konu idi.. Yoksa ne sizin Ömer Hayyam için imalı dahi olsa bir ifadeniz var, ne de benim bu konuda imalı bir ithamım.İnsanın, sevmediği bir şair hakkında fazla bilgi sahibi olmasının zaten anlamı olmaz ki. Üzdüğümü düşünerek, çok üzüldüm.Bu mesajımdan ne en ufak bir riyâkarlık ne de en ufak bir tâviz algılamamanı istirham ederim.. Sizin yaşınızda iken ben de 'O denizlerde heyecanlı kulaçlar' atmaktaydım.. Sizin yaşınızdan biraz küçük ve şu günlerde ismi ile müsemma benim de bir Nihan'ım var. Umarım, O'nun da sizler gibi eli kalem tutar ve 'amcalarıyla' böyle mesajlaşır. Şairliğime verin ve bana kızmayın sakın.. Saygılar,sevgiler ve başarılar güzel kardeşim. Hasan Sami Bolak -- Hasan Sami 09:17, 21 Nisan 2006 (UTC)


Yönlendirme yapılsın o zaman.Günlerce Muhammed konusu Muhammed bin Abdullah olarak kaldı.Şimdi ise Muhammed Celaleddin-i Rumi tartışması var.Bu durumda objektif olunacaksa Hayyam değildir ismi.Omer bin İbrahimdir.Bende Hayyam olmasını isterim ama burada birşeylerin inatlaşma ve bilmişlik taslama olarak gösterilmesi üzerine ismi o şekilde yaptım.Üstelik ömer hayyamı çok severim.Cahil oldugunuza da inanmıyorum...--Nihan 21:53, 20 Nisan 2006 (UTC)


İsminin Ömer Hayyam olması gerekiyor,sizin dediğiniz gibi ansiklopedide çok kolay erişilebilir.Çok doğru söylüyorsunuz fakat bunu benim tepkisel yaklaşımım olarak görürseniz sevinirim.Zira kişisel düşüncelerimize göre insanların isimlerini değiştiremeyiz,alışılagelmiş isimlerini.Bir nevi yanlışı gösterme taktiği olarak kabul edin.Zaten Ömer Hayyam konusunda telif problemi varmış.Daha özgün hale gelince ismini Ömer Hayyam yapabiliriz.Ama bu keşmekeşin arasında doğruyu bulmak için atılan bir adım benim yaptığım.Her şahsın ismi çeşitli bahanelerle değiştiriliyor ve detaylarla uğraşmaktan özüne inemiyoruz.Adaşıma başarılı bir ömür diliyorum...

Bu arada özgeçmişinizi okudum.Şiirlerinizi öğretmeninizin isteği üzerine yakmışsınız.Özel bir nedeni yoksa neden yaktığınızı soracaktım?--Nihan 22:13, 21 Nisan 2006 (UTC)


Öğretmenim o dönemde bana Necip Fazıl Kısakürek 'in 'Kadın Bacakları' isimli çok güzel bir şiirini okudu ve 'Bugün bu şiirine sahiplenmiyor.. senin yazdıkların da yarın sana zarar verir.' Dedi. Şiirlerin hem konusu, hem de ileride çok 'yavan kalacağı' endişesini taşıyordu.. Nitekim, buna benzer bir olay da rahmetli Ümit Yaşar Oğuzcan 'la benim aramda geçmişti. Galiba 1984'ün kasım veya aralık ayı idi. Çıkardığım SEL Dergisi'nde Ümit Yaşar'ın 'Ajanstürk Şiir Antolojisi 'nden iktibas ettiğim bir şiiri vardı: Ulan Ümit Oğuzcan - Ulan hergele - Ulan ekşimiş ayran- Ulan düdüklü tencere... diye başlıyordu.. Rahmetli o günlerde ciddi hasta imiş. Bana avukatı vasıtası ile telefonda "Senin eskiden hiç böyle şiirlerin olmadı mı? Yaptığını beğeniyor musun?" mesajını gönderdi. Çok üzülmüş ve utanmıştım. Kendisini ziyarete gidip özür dilemeye hazırlanıyordum ki ustanın 'Göç' haberini aldım. Geçenlerde O'nunla ilgili maddeye Biraz kül biraz duman..O,benim işte mısraı ile başlayan rübaisini eklerken yaptığım "densizliğin" bir kere daha farkına vardım ve şairin dediği gibi "Utanmasam ağlayacaktım" Bu olaydan sonra eski öğretmenime bir kere daha hak verdim. Yahya Kemal'in ancak ölümünden sonra şiir kitabının bastırıldığını öğrendikten sonra da en modern baskı tesisleri imkanım olmasına rağmen bu yüzden olsa gerek halen şiirlerimi kitap haline getiremedim.. Rahmetli Ahmet Kabaklı hoca bir gün bunun için beni azarladı ve bazılarını zorla alarak Türk Edebiyatı 'nda yayınladı ve TRT spiker ve proğramcısı Tarık Gürcan'a da vererek, 'Şunları TRT'deki proğramında (Bir Şiirdir Yaşamak) oku da aklı başına gelsin dedi. Tarık Gürcan onları okudu ama hala benim aklım başıma gelmedi galiba..Aslında bütün bunlar tembelliğin bahanesi. Saygılar.--Hasan Sami 23:03, 21 Nisan 2006 (UTC)


Yazdıklarınız Türk Edebiyat tarihinin kısa bir özeti olmuş :)Ben Türk şairleri pek sevmem.Belki de okullarda her sene aynı şairleri okutmalarından kaynaklıdır bu durum, sevemedim.Behçet Necatigil'in öğrencisi bir öğretmenim vardı ve üslubu çok sertti,bu yüzden bile olabilir.Fransız şiirinden vazgecemedim hiç.Rimabud'da tıpkı sizin gibi şiirlerini yakmıştı,ama daha sonra başka yerlerden bulup bastılar kitaplarına...Ümit Yaşar Oğuzcan'ın şiirleri sanırım oğlunu kaybettikten sonra tamamen farklı bir hava aldı.Avrupa edebiyatından etkilenmiş buluyorum ilk dönem şairleri.Bu yüzden de sevmiyor olabilirim.Bana Cemal Süreyya gibi şairlerin şiirleri daha yakın geliyor.Umarım sizde yakın bir zamanda,tembellik etmeyip bastırabilirsiniz şiirlerinizi..İyi çalışmalar.--Nihan 17:25, 22 Nisan 2006 (UTC)


Ümit Yaşar Oğuzcan, 1960'larda, istisnalar dışında, genellikle şiirlerini serbest yazardı.. Tabir uygun olur mu bilmem, bunlar "hercai şiirler"di.."Beni Unutma" o yıllarda birçoğumuzun şiir defterinda kayıtlıydı. Oğlu Vedat'ın ölümü ve zamanın birikim ve olgunluğu ile hece ve aruza yönelerek daha mistik ve lirik eserler vermeye başladı."Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın.. Denizler ortasında bak, yelkensiz bıraktın.." gibi. Ümit Yaşar gibi oğlunun ölümünden çok etkilenen iki edebi şahsiyet daha aklıma geldi ki bunlardan biri Recaizade Mahmut Ekrem , diğeri de Peyami Safa'dır. Recaizade Mahmut Ekrem'in, oğlu Nijad için yazdığı şiirinde, "Gözüm nûru, oğulcuğum, Nijad'ım" derken ağladığını hissedebilirsiniz. Peyami Safa ise, asteğmenliği sırasında kaybettiği oğlu Merve'nin acısına dayanamayarak bir kaç ay sonra vefat etti..(1961'de..Ben lise sondaydım..Mantık dokusu üzerine kurulu köşe yazılarını hiç kaçırmazdım,Ölümünden sonra kendimi bir süre boşlukta hissetttim.Daha sonra o formdaki yazıları ile Galip Erdem imdadıma yetişmişti.) Peyami Safa da, babası Şair İsmail Safa 'yı küçük yaşta kaybetmişti.. Konu nerden nereye geldi? Her neyse, saygılar Nihan hanım..--Hasan Sami 19:54, 22 Nisan 2006 (UTC)


Yeni bir Ömer Hayyam maddesi görünce merak ettim ve Sputnik'in sahibesine sorayım dedim: Eski Ömer Hayyam'a ne oldu?.. Yoksa ben yurt dışında iken O maddenin defterini mi dürdünüz? Selam.--Hasan Sami 16:29, 25 Mayıs 2006 (UTC)

Nürnberg[kaynağı değiştir]

Merhabalar Nihan, Ya sen bir süre nihandın buralardan ya ben.. Son katkılarını görünce aklımdaki soruyu aydınlatır mısın diyecektim.. Şu Nürnberg-Nürmberg konusu.. Almanca metinlerde bu yerin adı hem Nürnberg hem de Nürmberg olarak geçiyor.. Benim Almanya'ya gidip gelmelerim toplam beş-alt ayı bulmaz. Tarihini kesin olarak hatırlamıyorum ama (Kesin sen doğmadan öncedir..) Nürnberg davası diye Türkçe bir çeviri okumuştum..(Sen bu maddeye henüz başlamamışsın, haberin olsun..) Oradan aklımda kaldığı ve (bazı) haritalar da da böyle okuduğum için bu yeri hep Nürnberg olarak yazdım bazı yazılarımda.. Senin sayfandaki yazılış şeklini arama motorları vasıtasıyla araştırınca bazı metinlerde her iki kelimenin de yer aldığını gördüm.. Bu konuda senin daha ehil olduğunu bildiğim için beni aydınlatırsan memnun olurum. Zira yanlış bilmek neyse de, yanlışda ısrar iyi bir şey değil: Ayni anlamı taşıyan iki ayrı kelime mi, yukarı ile aşağı Almanya arasındaki şive farkı mı yoksa mahiyet farkı mı var? Bu vesile ile selâmlar. (Adaşın hazırlık'ı geçti. Dört yıl sonra işletmeci olacak ablası..)--Hasan Sami 04:32, 28 Eylül 2006 (UTC)


Merhaba Hasan Sami Bey; Şehrin adı Nürnberg'tir.Hitler'in en fazla oy aldığı,en çok bombalanan ve Antalya'nın kardeş kenti :)Almanca vikide deş Nürnberg şeklinde geçiyor.Nürmberg(Nuremberg) Mahkemeleri olmasının sebebi Amerikalılar Nürnberg'e Nuremberg diyorlar.Davada Amerika,İngiltere ülkeleri tarafından açıldığı için Nuremberg olarak geçiyor.Ama yinede aynı kapıya çıkıyor.Yukarı Almanya,aşağı Almanya farkı değil Amerika farkı.Sadece bir telafuz yada daha doğrusu yazım değişikliği,amerikanca :) En yaygın ve doğru biçimiyle kullanmaya çalışacağım.Kapsamlı bir konu olduğu için neresinden başlayayım diye düşünüyorum :)Bir süredir vikiye katılmıyordum.Birkaç gündür uğraşıyorum.Epey gelişme var.Yeni kurallar,kategoriler,şablonlar eklenmiş,yeni kullanıcılar gelmiş alışmaya çalışıyorum.Nihan'ın hazırlığı geçmesine çok sevindim,4 yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçer size ve Nihan'a selamlar..--Nihan 19:21, 28 Eylül 2006 (UTC)

Soykırım şablonu[kaynağı değiştir]

Sevgili Nihan

Ermeni Soykırımı yoktur şablonu hazırladığın için seni kutluyorum, kutlıyorum seni.. İznini almadan (belki de ilk önce ben) sayfamda kullanıyorum. Çok teşekkürler güzel kardeşim.--Hasan Sami 05:43, 13 Ekim 2006 (UTC)


Tabi Hasan abi kullanabilirsin,sormana gerek yok hatta herkes kullanırsa daha iyi olur :) Rica ederim ayrıca burda bişeyler yapıyorsak bu meseleyide unutmamak lazım..İnsan hakları diyip duruyorlar ifade özgürlüğünü yokediyorlar.Üstelik Fransa gibi bir ülkede..Orhan Pamuk bile bu sayede dün nobel aldı artık dur demek lazım...Babile |soykırım diye ekleyebilirsin, kategorilemedim...İyi çalışmalar--Nihan 05:58, 13 Ekim 2006 (UTC)










Promete[kaynağı değiştir]

Daha önce ve tafsilatlı Prometheus maddesi mevcut olduğuna göre benim yazdığım Promete maddesi tamamen silinmelidir, diye düşünüyorum. Maddeyi Türkçe yazılıp okunuşundan önce, orijinal hali ile çağırmam gerekiyordu.Acemiliğim hoş görülsün. Özür diliyorum.Hasan Sami 20:02, 25 Mart 2006 (UTC)


Özüre gerek yok. Zamanla alışkanlık kazanılıyor. Hali hazırda eklediğiniz maddeyi silmektense, çünkü güzel bir giriş o da, {{çift madde}} şablonu koyarız (ki öyle yaptık) böylece gelen kişi iki maddeyi daha ayrıntılı olan maddenin içinde birleştirerek daha güzel bir tek maddeye indirger konuyu. Vikipedi'deki şablonlar vb. hakkında daha fazla bilgi için yardım kısımlarına da göz atabilirsiniz. - Noumenon 20:07, 25 Mart 2006 (UTC)

Şehrîbana Kurdî[kaynağı değiştir]

Sayın Noumenon,"Şehrîbana Kurdî" maddesi için gösterdiğiniz hassasiyet ve silme işleminiz için teşekkürler. İyi çalışmalar. --Hasan Sami 21:43, 8 Mayıs 2006 (UTC)


Merhabalar; Sayın Noumenon Değişiklikler sayfasında rahatsız edici, majüskül bir küfür var. Ne yapmalı? saygılar.--Hasan Sami 07:12, 9 Mayıs 2006 (UTC)


Merhabalar; Sayın Noumenon Değişiklikler sayfasında rahatsız edici, majüskül bir küfür var. Ne yapmalı? saygılar.--Hasan Sami 07:12, 9 Mayıs 2006 (UTC)

Demişsiniz fakat kastınız ne olduğunu tam anlayamadım. Tam olarak nerede küfür var? - Noumenon 10:28, 9 Mayıs 2006 (UTC)


Sayın Noumenon, ¶ yukarıdaki mesajı yazdığım saatlerde(7.12 lerde) IP'le giren bir kullanıcının Son Değişiklikler sayfasındaki küfürden bahsediyorum. Şimdi ben o sayfaya gitmeye çalıştım ama o saatlere kadar gidemedim nedense. Sabah ben bilgisayarı kapattıktan sonra belki bir başka arkadaş silmiş olabilir. Galiba Sakaryasporla ilgili bir yazıydı. O küfrü silmek Yönetici yetkisinde olabilir, yetki tecavüzünde bulunmuş olmayayım diye müdahale etmemiştim. Saygılar.--Hasan Sami 16:09, 9 Mayıs 2006 (UTC)


Maddeleri silmek zaten yöneticilerin fonksiyonu, kullanıcılar yapamıyorlar. Ama söz konusu küfürlü değişikliği değiştir sekmesine tıklayarak boşaltabilir, temizleyebilirsiniz. Yerine silinmesi gerekiyorsa sil koyabilirsin. Yok geçmişi olan bir maddeye küfürlü değişiklik yapılmışsa, geri alabilirsiniz: Yardım:Sayfayı eski sürüme döndürmek. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - Noumenon 16:24, 9 Mayıs 2006 (UTC)

Matüridî[kaynağı değiştir]

Sayın Noumenon, Matüridî maddesi hakkındaki düşünceleriniz için teşekkürler. Mesajdan yeni haberim oldu.. Kalın yazı ikazınızı madde bitince dikkate alacak, baştan sona maddeyi elden geçireceğim. Daha sonra da bu konuya vakıf arkadaşları katkı yapmaya çalışacağım ki tek kişinin bir çalışması gibi olmasın, daha güzel bir madde çıksın ortaya. Sağolun.--Hasan Sami 21:57, 16 Mayıs 2006 (UTC)


Anlayışınız için teşekkürler. Maddedeki çalışmanızı bitirince ilgilenen herkes göz atar, bir yanından tutar; madde sonunda güzel ve tamam bir hal alır. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - Noumenon 08:19, 17 Mayıs 2006 (UTC)


Sayın Noumenon, Matüridi maddesi tamamlanmak üzere.. Sıra Kaynakçaya geldi. Başka yerdeki günlük yazılarımdan dolayı bir hayli uzadı..Mesajlarınızdaki konuları dikkate alıyorum: vurgulamalar oldukça yumuşatıldı. Ayrıca maddenin uzunluğu dolayısı ile iki ayrı madde haline getirmek istiyorum: Matüridî ve Matüridîlik. Daha önce de bahsettiğim üzere, maddelerin anonim olmasını teminen bu konu ile ilgilenen bütün arkadaşların katkılarını temin babında zaman zaman Son değişiklikler sayfasında afişe etmeyi düşünüyorum. Görüş ve katkılarınızı beklerin. Hayırlı sabahlar.--Hasan Sami 05:46, 20 Haziran 2006 (UTC)


Merhabalar, Madde güzel gidiyor, tebrikler. Metodu kısmı, özellikle itikadi konulardaki fikirleri biraz uzun olmuş, o kısmı en azından bu boyutta tutmaya çalışırsanız bir de hayatı kısmını (girişte yer verilmiş ve cidden kısa) biraz genşiletebilirsiniz daha iyi olur. Zira sonuçta bu maddenin konusu her şeyden önce Matüridî'nin kendisi, başlattığı itikadi mezhep değil... maddeyi bölme fikri olabilir, mezhebin pek tabii ki ayrı bir maddesi olacaktır. Fakat sonuçta orada Matüridî'nin ilk başta ortaya koyduğu düşüncelerin yanı sıra Matüridî'nin izinden gitmiş kelamcıların da fikirleri ve eserleri yer alacağı için konu birebir Matüridî odaklı olmayacaktır. Siz çalışmanızı bitirdikten sonra son rötuşları ilgili arkadaşlar atacaktır. Diğer madde hususunda ise eğer istekliyseniz siz ufak bir taslak girerek başlatabilirsiniz, zamanla ilgili kullanıcılar geliştirecektir; veya doğrudan Matüridî maddesinde yaptığınız gibi çalışma başlatmayı da düşünebilirsiniz, size kalmış. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - Noumenon mesajkatkılar 07:02, 20 Haziran 2006 (UTC)


Sayın Noumenon, Matüridî maddesini teklifiniz üzerine iki ayrı madde haline getirdim: Matüridî ve Matüridilik olarak.. Bold'ları mümkün olduğu kadar değiştirdim. Boş bir zamanınızda göz atabilirseniz memnun olurum.--Hasan Sami 06:08, 5 Temmuz 2006 (UTC)


Merhabalar, Birkaç değişiklik yaptım. Öncelikle uğraşınız ve emeğiniz sebebiyle sizi takdir ederim. Bazı değişiklikleri ve fikirlerimi Matüridî'nin tartışmasında belirttim, ayrıca maddenin ismini Ebu Mansur el-Matüridî yaptım - sonuçta şahsın ismi o ve Matüridî sözcüğü mezhebe mensub bireyleri tanımlamakta da kullanılıyor. Matüridiliğe aktarmış olduğunuz Matüridî'nin akaid, fıkıh ve tefsir metodlarını geri Matüridî'ye taşıdım - bunlar birebir mezhep ile ilgili değil şahıs ile ilgili fakat itikadi konulardaki düşüncelerine mezhepte yer verdim. Aslında bu düşünceleri Matüridî'nin İtikadi düşüncesi diye ayırmak daha yerli olabilir, sonuçta Matüridilik sadece Matüridî'nin görüşlerini değil sonraki önemli alimlerin görüşlerini de içeriyor, ama bence şimdilik böyle kalması çok daha iyi. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - Noumenon mesajkatkılar 08:43, 5 Temmuz 2006 (UTC)

Kamu malı[kaynağı değiştir]

Merhabalar, Belirsiz şablonunu kaldırıp yerine kaynakça veya PD ikonu giriyorsunuz ama bu doğru bir davranış değil, zira koyduklarınız birer resim telif etiketi değil. Belirsiz şablonunu kaldırmak ve gerçekte resmin sahip olduğu telif durumunu yansıtacak resim telif etiketi koyabilirsiniz, ama kaldırıp yerine hiçbir şey koyarsanız resimler büyük ihtimalle eski hallerine (belirsiz şablonu içeren) geri alınacaktır. Vikipedi:Resim telif etiketleri sayfasında telif etiketlerinin tüm listesini görebilirsiniz. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - Noumenon 07:18, 28 Mayıs 2006 (UTC)

Landscape[kaynağı değiştir]

Sayın Noumenon, Sayın LandSCape 'nin konumu beni çok üzüyor. Arkadaşımızın bir hayli katkısı oldu. Yumuşatıp kalmasını ve değerli katkılarına devam etmesini sağlayabilecek bir yol bulabilir miyiz acaba? Saygılar.--Hasan Sami 06:32, 30 Mayıs 2006 (UTC)










Teşekkür[kaynağı değiştir]

Kullanıcı:Alperen konusundaki tartışmada gösterdiğiniz yapıcı tavır ve iyi niyetli yaklaşımınız için teşekkür ediyorum. Burayı geliştirmek için sizin gibi daha çok kullanıcıya ihtiyacımız var. Saygılar.nozulani 10:17, 19 Eylül 2006 (UTC)










Teşekkür[kaynağı değiştir]

Sayın Pınar, Kayseri basını ve Kayseri il sayfasında yaptığınız düzenleme için teşekkür ederim.Hasan Sami 07:24, 7 Nisan 2006 (UTC)


Biraz duzenlemeler yaptim ama icerigi gelistirmeye devam etmek lazim. Size de kolay gelsin. --Pinar 07:31, 7 Nisan 2006 (UTC)

Yöneticilik tebriği[kaynağı değiştir]

Merhabalar Pınar; Yöneticiliğinizi tebrik ediyorum. Son zamanlarda istemeyerek bazı tartışmalara katıldığım için size ve Vito'ya oy kullanmadım..( Maddelerin özü dışındaki tartışmalardan sıkılıyorum açıkcası, sizinle ve Vito ile ilgisi yok.)Tekrar tebrikler ve iyi çalışmalar.--Hasan Sami 07:17, 28 Ekim 2006 (UTC)


Rica ederim Hasan Sami Bey, tebrik ettiğiniz için teşekkürler :-) --Pinar 07:23, 28 Ekim 2006 (UTC)










Teşekkür[kaynağı değiştir]

Teşekkürler Mehmet Bey.Acemiliklerimi atmama yardım ediyorsunuz.Hasan Sami 04:49, 13 Nisan 2006 (UTC)


Eğer yardımım olabiliyorsa sevinirim. Bilinçli kullanıcıların artması burası için katma değerdir. İyi çalışmalar.--renegademsj 21:54, 13 Nisan 2006 (UTC)

Telifli resimler[kaynağı değiştir]

Telif konusunda Sayın Uğur Başak'a da ricada bulundum. Sahibi olduğum gazetenin arşivinden yüklediğim resimlere gazetenin sitesini kaynak gösterdim. Konuyu siz biliyorsunuz. Sitedeki her hakkın mahfuz olduğuna dair kayıt, aslında anlaşmalı olduğumuz diğer haber ajanslarının haber ve resimlerine aittir. Yani, dolar verip ödediğimiz ajansların haber ve resimlerini başkaları kullanamazlar. Ama benim yüklediklerim, bizzat muhabirlerimizin çektikleri(Bazılarını da bizzat çektim) veya ajanslar dışında temin ettikleri resimlerdir. Bu resimleri için gazetenin hukuki sahibi olarak ben İZİN veriyorum. Yani Telif sorunu diye bir şey yok. Sizden ricam, bu yazıyı yazdıktan iki saat kadar sonra bir haftalığına, yurtdışına çıkıyorum..(İtalya-Hollanda v.s.) Oralarda bu konulara eğilecek imkanım olmayabilir. Ben gelinceye kadar resimleri silmezlerse çok iyi olur. Aksi takdirde hem çok üzülürüm, hem de bir çok emek verdiğim o maddelere yazık olur.(Bu mesajı biraz önce sayın LandSCape 'ye de gönderdim. Şu anda O ve siz aktif olduğunuz için.) Teşekkürler. Allahaısmarladık, hoşça kalın.Saygılar.--Hasan Sami 03:42, 18 Mayıs 2006 (UTC)


Merak etmeyin Uğur şu anda botu çalıştırıyor, bot her kullanıcının yüklediği resimlerle ilgili telif ihlali olmadığına dair etiketleme yapması için mesaj sayfalarına uyarı mesajı bırakıyor. Uyarı mesajı geldikten sonra size resimleri etiketlemeniz için mutlaka süre tanınacaktır.Resimlerin etiketlenmesi konusunda da isterseniz yardımcı olabilirim. Yanılmıyorsam, kendi çektiğiniz resimleri buraya GFDL yani özgür yazılım lisanslı olarak yükleyebilirsiniz. Fakat unutmayın, GFDL lisansı verildikten sonra geri alınmıyor. İlerde bu resimleri başka yerlerde de görebilir ve hiç bir hak iddia edemezsiniz. Size iyi yolculuklar, döndüğünüzde tekrar görüşür bu işin üstüne düşeriz. Teşekkürler--renegademsj 04:23, 18 Mayıs 2006 (UTC)

Yöneticilik tebriği[kaynağı değiştir]

Tebrik ediyorum Renegade, hayırlı olsun.--Hasan Sami 08:10, 21 Temmuz 2006 (UTC










Alparslan Türkeş[kaynağı değiştir]

Alparslan Türkeş maddesinin tartışma bölümüne kimse bir cevap yazmamış. Ayrıca kaynak göstermeden yapılan iddialar, eğer tersi iddialar sağlam kanıtlarıyla ortada ise , silinebilir.

Sayfada değişiklik yapmadan çekinmeyin ne de olsa özgür Ansiklopedi. Eğer diğer kullanıcılar sizin yazdıklarınıza katılmazlarsa tartışma sayfasında belirtirler.

Ruzgarmesaj 01:42, 30 Mayıs 2006 (UTC)

Ülkücülük[kaynağı değiştir]

Sayın Rüzgar, şu "Ülkücülük" sayfasına ciddi şekilde el atıp, düzenleyecek vaktin olabilir mi? Bu haliyle (Son kısımları özellikle) tamire muhtaç gibi görünüyor. İyi çalışmalar.--Hasan Sami 21:15, 18 Temmuz 2006 (UTC)










Ödül[kaynağı değiştir]

Ödül konusundaki jestinden dolayı Teşekkürler dostum.--Hasan Sami 07:06, 13 Temmuz 2006 (UTC)

Yöneticilik tebriği[kaynağı değiştir]

Tebrikler, hayırlı olsun. Zaten bir yönetici gibi sorumluluk duyarak çalışıyordunuz. --Hasan Sami 04:44, 18 Temmuz 2006 (UTC)

Irkçılık[kaynağı değiştir]

Selamlar Hasan Sami bey, Irkçılık maddesinin tartışma sayfasındaki yazınızı gördükten sonra maddenin telifli olduğunu farkettim, tümünü sildim. Bilginize, Saygılar. -Tembelejderha 07:23, 30 Eylül 2006 (UTC)


Sayın "Çalışkan", (Tembel diye benim gibilere denir ve bu sıfatı öyle hak etmeden kullananlara da kızarım! Ne zaman buraya gelsem seni görüyorum be kardeşim. Sizin oralarda uyku, dinlenme, istirahat, tatil diye bir şey yok mu?) "Irkçılık"la ilgili telifli maddeyi silmenden dolayı teşekkür ederim.. Sil şablonu koymak istedim ama elim varmadı. Tartışmayı sürdüren olur diye bir sürü kitabı önüme almıştım ki, senin mesajını gördüm. Sevgili Vito'nun resimlerimi silmelerine için için kızar gibi oluyorum da (Aslında bir çoğunda haklıdır ha!) seninkilere "şimdilik" eyvallah. İyi çalışmalar.--Hasan Sami 07:40, 30 Eylül 2006 (UTC)


Teşekkür ederim, size de iyi çalışmalar.. :) -Tembelejderha 07:47, 30 Eylül 2006 (UTC)










Akmescit[kaynağı değiştir]

Sevgili Timurberk,

Sizi, Wikipedi'de başlattığım Cengiz Dağcı maddesi'ne katkıda bulunmanız vesilesiyle tanıdım. Cengiz Dağcı vesilesiyle de Akmescit'i tanımam gibi. Dağcı'nın kırkbeş yıl önce okumaya başladığım romanlarının bazılarında anlata anlata bitiremediği Akmescit'i - ki böyle Ak ve Mescit gibi iki güzel kelimenin birleşiminin cazibesinden de olabilir - sanki 'Çoook eskilerden kaybettiğim bir vatan gibi' tahayyül ettim yıllarca. İçimde ukde olarak kaldı Akmescit. Belki muhteva ile tam uyuşmasa da, geliştirmeye devam etmeyi düşündüğüm Cengiz Dağcı maddesine Akmescit'in, romanlarının bazılarında bahsettiği Akmescit aha budur, takdimi ile resmini koymak istiyorum. Sözün kısası, bana Akmescit'in panoramik renkli bir resmi gerek sevgili kardeşim. Yardımcı olursan sevinirim. Selam, sevgi ve saygıyla.--Hasan Sami 23:16, 1 Mayıs 2006 (UTC)










Özvatan, Kayseri[kaynağı değiştir]

Sevgili Uğur bey, Özvatan, Kayseri maddesindeki son eklentinin 'Ansiklopedik olup olmadığı' konusunda tereddütüm var. Ayrıca, kullanıcı kendi e-mail adresini de eklemiş ki, bu da reklama giriyor diye düşünüyorum. Ben yanlış bir şey yapmaktan çekindiğim için sizin adı geçen maddeye bir göz atmanızı rica etsem... Teşekkürler.Hasan Sami 15:59, 1 Nisan 2006 (UTC)


Fazla ansiklopedik değildi, yorumsal bir yazı olmuş eski haline getirdim. İyi çalışmalar --Ugur Basakmesaj 19:42, 1 Nisan 2006 (UTC)

12 Eylül[kaynağı değiştir]

Sevgili Uğur bey, 12 Eylül maddesinde, aşağıya kopyaladığım bir cümlede bir anlamsızlık var gibi.Acaba değişiklikler sırasında mı böyle bir kayıt ortaya çıktı? İlgilenebilir misiniz? (Hep böyle 'yük'leri size yüklüyoruz ama ne yapalım, siz de Uğur Başak olmasaydınız..)

"Darbe" nin lügat anlamı 12 Eylül'le ilgili maddenin mahiyetinden uzak olduğu gibi ıstılahda da 'darbe'(daha doğrusu Hükümet darbesi veya darbe-i hükümet) sadece, zor kullanarak iktidarı ele geçirmeyi hedefliyen bir hareket olarak tanımlanabilir. Darbe'nin hukuki olması beklenilemez.Zaten hukuki olsa onun adı darbe olmaz. Oysa 12 Eylül, TSK'nin uyarıları siyasi iktidar ve muhalefet tarafından dikkate alınmadığı için TSK İç Hizmet Kanunu'nun görev ve salahiyeti dahilinde "Cumhuriyeti korumak ve kollamak maksadıyla" yapılmış bir 'askerî harekât' tır. Bazı arkadaşlarımız bunu "süreç" olarak teklif ediyorlar ki bu tâbir bile 'darbe'den daha uygun olur, diye düşünüyorum. Yani, adı geçen maddenin isminin "12 Eylül askerî harekâtı" en uygunudur. Burada "askerî" ve "harekât" kelimeleri eski oldukları için "darbe" kullanılıyorsa bu kelime de arapçadır ve anlamı "vuruş, çarpış" demektir. Tabii ki, neticede maddenin isminin ne olacağını kararlaştırmak siz uzman yetkililere aittir. 12 Eylül'ün içinden gelen birisi olarak, bunlar benim düşüncem sadece.. Anlamsızlığını bahsettiğim cümle ise :"...1977 seçimlerinden sonra istikrarlı bir hükümet kurulamadığı gibi, iki büyük parti CHP ve Kemal Türkler (1926 - 1980) MSP destekli AP azınlık hükümetinin kurulması da siyasal istikrarsızlığı sona erdirmeye yetmedi."Selamlar. - Hasan Sami 14:46, 10 Nisan 2006 (UTC)


Merhaba Hasan Bey, sayfayı ve geçmişini size cevap vermeden önce gözden geçirdim. Sayfanın ismi daha önce 12 Eylül süreci olarak değiştirilmiş fakat daha sonra tekrar bu hale getirilmiş, nedenlerini şu anda bilmiyorum. Fakat ismi hakkında ve madde hakkındaki düşüncelerinizi ilgili tartışma sayfasında belirtebilirsiniz, bu arada o metnin ilk paragrafı hariç diğer kısımları kısa süre içersinde zaten silinebilir telif sorunu var. Söylemiş olduğunuz cümlede telifli içeriğin içinde yer alıyor. Kolay gelsin --Ugur Basakmesaj 15:09, 10 Nisan 2006 (UTC)

Doğum günü[kaynağı değiştir]

...diye başlar ve devam eder şarkı: aşka inanmazdım.. Ben de burada ilk önce seni tanıdım ve sayende diğer arkadaşlara da ısındım.. 2 Gün sonra da olsa, iyi ki doğdun Uğur, desem mazur görür müsün? Doğum gününü kutluyor, (sırf konu ile ilgili olduğu için) mesaj sırasını bozduğumdam dolayı da diğer arkadaşlardan özür diliyorum. Nice yıllara sevgili Uğur'umuz! Hasan Sami 17:09, 17 Nisan 2006 (UTC)


Doğum günü mesajı için teşekkür ederim. Bu mesajın olması, olmaması veya geç olması hiç önemli değil. Kolay gelsin --Ugur Basakmesaj 18:46, 17 Nisan 2006 (UTC)

İmza[kaynağı değiştir]

"Kırım Tatarları" maddesinin başında yazar ismi vardı.. Kural gereği diye düşünüp kaldırdım. Oldukça emek verilmiş, telif sorunu da olmayan bir madde olduğu için yanlışlık veya haksızlık mı yaptım acaba, diye endişeye kapıldım. Ne yapmalıydım? Selamlar. --Hasan Sami 23:44, 9 Mayıs 2006 (UTC)


Benim görebildiğim bir sorun yok, sonuçta yazımızın altına imza atmıyoruz. Ama madde biraz telifli gibi durmuyor da değil, çok uzun ve bir seferde girilmiş bir madde. Şu an için bir şey yapmanız gerekmiyor. İlginiz için teşekkürler. --Ugur Basakmesaj 08:35, 10 Mayıs 2006 (UTC)

Telifli resimler[kaynağı değiştir]

Sahibi olduğum gazetenin arşivlerinden almış olmama rağmen yüklediğim resimlerin bir kısmında telif sorunu çıkmış. Bu yüklemeler yüzünden sevgili Deniz'e de haksız olarak (fakat bilmeyerek) yüklendim. denisutku msj 'nun ikazından sonra anladım ki bizim gazetenin sitesinde gerçekten Copyright© BOLAK Medya Grubu Ltd.Şti. kaydı var.. Bir hafta yurt dışında olacağım. Dönünce o meseleyi halledeceğim.Yani, Erciyes Gazetesi http://www.erciyesgazetesi.com kaynaklı resimlerim için bir haftalık tolerans lütfen. İyi çalışmalar.Bu imzasız yazı Hasan Sami Bolak (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.


Merhaba Hasan Bey, ben elimden geldiği kadar göz kulak olmaya çalışırım. Resim telifleri konusunda öncelikle ayrıntılı bilgiye sahip olmadığımı belirtmek isterim, yine aynı şekilde şu anda türkçe vikide yeterli şablonumuzda yok. O nedenle en:wikiden kontrol ettim ajanslara ait fotoğraflar ile ilgili bir kaç şablona rastladım, bazılarında telif altındadır ama isteyen kullanabilir gibi bir ifade vardı. Size bağlantıyı vereyim bir de siz kontrol edin, en:Wikipedia:Image_copyright_tag#.22Any-purpose.22_copyright. Bu arada bir arkadaşa yazdığınız mesajda, başka bir kullanıcıdan aldığım(ız) talihsiz suçlamalara karşı yaptığınız (benim için) olumlu yorum için teşekkür ederim. Kolay gelsin --Ugur Basakmesaj 17:31, 18 Mayıs 2006 (UTC)

Kayseri basını[kaynağı değiştir]

Sevgili Uğur bey',

Yurt dışında olduğum için mesajını cevaplıyamadım, kusuruma bakma.. Bu arada resimlerim yerinde duruyor, sana ve diğer göz-kulak olan arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler. Bir hafta ayrı kalınca anladım buraları nasıl özlediğimi.. Bu arada bir de ricam var, şayet yerinde ise: Kayseri Basını maddesinde gerçek dışı bir değiştirme olmuş.. Maddeye dokunmadan Tartışma sayfasında gerekçelerini teferruatı ile açıkladım. İlgilenirsen sevinirim. Selamlar.--Hasan Sami 15:48, 25 Mayıs 2006 (UTC)


Merhaba Hasan Bey, tartışma sayfasını şimdi okudum, haklı olabilirsiniz bu değişikliği sizde yapabilirsiniz, hatta konu ile ilgili bilgi sahibi olduğunuz için sizi yapmanız daha doğru olabilir. Şayet siz yapın derseniz tartışma sayfasını referans göstererek ben eski haline getirebilirim. --Ugur Basakmesaj 18:41, 25 Mayıs 2006 (UTC)


Uğur bey, Ben bir dereceye kadar taraf sayılırım, o bakımdan sizin eski haline getirmeniz daha doğru olabilir diye düşünüyorum. Teşekkürler.Bu imzasız yazı Hasan Sami Bolak (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.


Tartışma sayfasını gerekçe göstererek eski haline getiriyorum o zaman. İyi akşamlar --Ugur Basakmesaj 19:22, 25 Mayıs 2006 (UTC)










Resim telif uyarıları[kaynağı değiştir]

  • Resim:Osman kavuncu.jpg
  • Resim:Kapuzbaşı şelalesi.jpg
  • Resim:Kayseri-Eğribucak'ta organik tarım.jpg
  • Resim:Yağmurda Ocakbaşı.JPG
  • Resim:Hacer vadisi-Yahyalı.jpg
  • Resim:Ihlaravadisi.jpg
  • Resim:Kayseri Saat kulesi.jpg
  • Resim:Kayseri pastırması.jpg
  • Resim:Kayseri kaya yazitlari FRAKTİN.jpg
  • Resim:Kayseri soganli bebekleri.jpg
  • Resim:Melikgazi kalesi.jpg
  • Resim:Melikgazi Türbesi-Kayseri.jpg
  • Resim:Mimarsinan.jpg
  • Resim:Sultanhanı-Kayseri.jpg
  • Resim:Sultansazlıgında flamingolar.jpg
  • Resim:Talas kilise kule.jpg
  • Resim:Manyas(Ballıkuyu tarafı).jpg
  • Resim:Neyzen Tevfik.jpg
  • Resim:Arif Nihat Asya.jpg
  • Resim:Cemil-Baba-evi.jpg
  • Resim:Esma-Hanım-turbesi1(Talas-Kayseri).jpg
  • Resim:Kayseri Lisesi.jpg
  • Resim:Pozantı Haritası.gif
  • Resim:Erciyes ve tepeleri.jpg
  • Resim:Yamula Barajı.jpg
  • Resim:Kovali.jpg
  • Resim:Agcasar.jpg
  • Resim:Efkere.jpg
  • Resim:Sayfa14 3.jpg
  • Resim:Atatürk Barajı.jpg
  • Resim:Menzelet.jpg
  • Resim:Adiguzel.jpg
  • Resim:Ozluce.jpg
  • Resim:Hasanugurlu.jpg
  • Resim:Tomarza haritası.gif
  • Resim:Tomarza.jpg
  • Resim:Nihat Genç.jpg
  • Resim:Söğütözü kulübesi.jpg
  • Resim:Ozvatan.jpg
  • Resim:Celikhan-2.jpg
  • Resim:Bjk2.jpg
  • Resim:Yesilhisar.jpg
  • Resim:Talas-015h.jpg
  • Resim:Ali dagi.jpg
  • Resim:Felahiye.jpg
  • Resim:Pinarbasi genel gorunum.jpg
  • Resim:İncesu, Karamustafapaşa Kervansarayı.jpg
  • Resim:Erciyes 07.jpg
  • Resim:Erciyes 15.jpg
  • Resim:Müzeyyen Senar.jpg
  • Resim:KARATAY MEDRESESI.jpg
  • Resim:Karatay Medresesi Kapısı.jpg
  • Resim:Taş islemeciligi- Sultanhani1.jpg
  • Resim:Ahşap işlemeciliği.jpg
  • Resim:Hunat Hatun Medresesi Kapısı.jpg
  • Resim:Hunat Hatun Medresesi dış cephe.jpg
  • Resim:Akkisla.jpg









Telif sorunu[kaynağı değiştir]

Selamlar,

Yüklediğiniz resim veya resimlerin telif durumunun belirsiz olduğuna karar verilmiş ve bu doğrultuda etiketlenmiş. Söz konusu resmin adını ve adresini dosya yoğunluğundan dolayı veremiyoruz. Şu an için Kategori:Durumu 5 Eylül 2006'dan beri belirsiz resimler'de bu resmi bulmanız mümkün. Resim yığını arasında kaybolmanız da olası olduğu için, tavsiyemiz şu adresteki fasiliteye kullanıcı adınızı girerek, resim sekmesinden yüklediğiniz resimleri incelemeniz, gelecekte herhangi bir yanlışlığa meydan vermemek için etiketi eksik veya yanlış olan resimlerinizi yenilenen Vikipedi:Resim telif etiketleri sayfasındaki etiketlerin uygun olanıyla etiketlemenizdir.

Resim size ait olan bir resimse (bu tanım bilgisayarınızda bulunan resimlerden ziyade, sizin ürettiğiniz resimleri kapsamaktadır) uygun olan kişisel etiketlerden biriyle etiketlemeniz gerekmektedir. Gelecekte "O resmi ben bizim balkondan çektiydim" tarzı açıklamalar giden resmi geri getirmeyebilir.

Resminizin durumu netleşmediği takdirde, "Vikipedi:Hızlı silme#Resim/Medya Kural-4" nedeniyle 7 gün sonunda silinecektir. Sistemin sağlıklı işleyebilmesi ve kontrol edilebilmesi açısından resim etiketini düzeltseniz de "Belirsiz" etiketini resimden çıkarmamanız rica olunur.

Bu otomatik bir mesajdır. Resimle ilgili görüşlerinizi Kategori tartışma:Durumu 5 Eylül 2006'dan beri belirsiz resimler sayfasında belirtmeniz yerinde olacaktır.

Kolay gelsin!

Vito Genovese 16:59, 6 Eylül 2006 (UTC)

Resimler[kaynağı değiştir]

Sayın kullanıcı

Aylar önce yüklediğim, kaynağı uzun uzun belirtilmiş resimlerin silinmek üzere olduğunu esefle görüyorum.. İhtimal vermemekle beraber bunda yöneticiliğin konusunda verdiğim olumsuz oyun etkisi var mı diye düşünmeye başladım maalesef. Eğer öyle ise aramaya zahmet etme bütün madde ve resimlerin listesini vereyim de gönül rahatlığı ile sil. İnşallah yanılıyorum. İyi çalışmalar dilerim!--Hasan Sami 10:10, 21 Eylül 2006 (UTC)


Merhabalar Hasan Sami,

Oldukça yanılıyorsun, onu belirteyim ilk başta. Resim ayırmadığımı, durumu net olmayan her türlü resme aynı muameleyi yaptığımı son değişikliklerimden görebilirsin. Yöneticiliğe gelince, yöneticiliğin bana bir faydası olmayacak, herkes gibi büyüttüğüm bir pozisyon da değil. O yüzden olumsuz oy vermesi, Vikipedi'ye olumlu katkıları olan birine duyduğum otomatik sevgi ve saygıyı baltalayamaz.

Resimlere gelince; sen de tahmin edersin ki, resimlere gazete için izin verilmesiyle Viki için izin verilmesi arasında farklar var. Resimlerin ilk başta lisans çakışması yaratmamaları gerekiyor. Erciyes Gazetesi ticari bir oluşum ve gazetede yer alan resimlerin de telif hakkı doğal olarak saklı. Sen gazetenin sahibisin ve "İzin veriyorum" diyorsun, bunu biliyorum. Ancak yasak olarak Vikipedi'nin elinde "Hasan Sami Bolak adlı, şu ve şu kurumların yöneticisi olan şahsiyetin bize verdiği izin şudur" diyebileceğimiz bir veri yok.

Sana tavsiyem; Vikipedi'de kullanılmasını istediğin tüm resimleri Creative Commons lisanslarıyla etiketlemen. {{CC-A-BP-2.5}} etiketini (by-sa olarak da geçiyor) kullanman durumunda sorun kalmayacaktır. Tabi bu etiketin neler getireceğini de kısaca açıklıyım. Bu etiket resim üzerindeki haklarının bazılarını tutarak diğerlerinden vazgeçtiğini deklare ediyor. Ancak resmi kullanmak isteyen resmin sana ait olduğunu her kullanımda belirtmek zorunda ve resmi keçip biçse de yeni oluşan dosyaları da aynı lisansla yayınlamak zorunda. Şartlar bunlar.

Tabi bu sadece gazetene ait olan resimler için geçerli. "Falan şahsiyet resimlerin burada kullanılması için bana izin verdi" diye açıklama yaptığın resimler için de resmin sahibinin aynı tür bir açıklama yapması gerekiyor. Bu açıklamaları sen alabilir ve bu şartları onayladıklarını konfirme edebilirsin sanıyorum.

Burada amaç Vikipedi'nin legal bir problemle sekteye uğramasını engellemek ve projeyi duraklatacak her türlü problemi daha var olmadan önlemek için ihtiyatlı davranmak. Sadece bizim değil, tüm Wikipedia projelerinin dikkat ettikleri bir konu. Bu konudaki kaygılarıma senin gibi kendini kanıtlamış bir Vikipedist de ortak olacaktır sanıyorum.

Umarım yardımcı olabilmiş ve bazı yanlış anlaşılmaları giderebilmişimdir.

Sevgiler

Vito Genovese 10:23, 21 Eylül 2006 (UTC)


Nezaket ve açıklamalarınıza teşekkür ederim, ikna oldum. Yarın Avanos'ta, daha sonra da üç-dört gün yurtdışında olacağım. Döner dönmez o resimleri de tavsiyeniz doğrultusunda etiketlerim.. İyi çalışmalar, sevgiler.--Hasan Sami 10:37, 21 Eylül 2006 (UTC)


Ben teşekkür ederim. İyi yolculuklar ve iyi eğlenceler.

Vito Genovese 10:40, 21 Eylül 2006 (UTC)


Söğütözü_kulübesi.jpg‎ resmi için duvara bir çivi çakmışsınız. Teşekkür ederim.--Hasan Sami 18:58, 26 Eylül 2006 (UTC)


Adil kullanım kapsamına sokabildiğim resmi etiketliyorum, keşke daha sık uydurabiliyor olsam.

Ben teşekkür ettim. Sevgiler

Vito Genovese 19:13, 26 Eylül 2006 (UTC)

Yöneticilik tebriği[kaynağı değiştir]

Tebrikler Vito.. "Madde"lerin özü dışında yaptığım(ız) tartışmalar beni hem sıkıyor, hem de üzülüyorum. daha önceki bir mesajımda da belirttiğim gibi bu oylamada sana ve genel bir tutum çerçevesinde de sn. Pınar'a oy kullanmadım..Sanki ödünç sırt kaşıyormuşum gibi geliyordu bana. Bir daha dünyaya gelir ve buralarda sizlerle buluşursam yöneticilik için adaylığımı koyacak ve ilk önce sizlerden oy istyeceğim, haberiniz ola! Tekrar tebrikler, iyi çalışmalar.--Hasan Sami 07:38, 28 Ekim 2006 (UTC)


Merhaba Hasan Sami,

Çok teşekkürler öncelikle.

Altı üstü bir imza atıp atmamayı bu kadar kendine dert etmeyesin ayrıca. Kaşağı kırıldığı an babama ispiyonlamaya gideceğim gerçeği bir yana; bir daha dünyaya gelirsek ben Lamborghini Diablo olmayı planlıyorum, makam araban olarak hizmetten gurur duyarım ama. :)

Şaka bir yana; oylamada atacağın bir imza, benim için ekleyeceğin güzel bir maddeden daha önemli değil, deneyimlerinden ikiyüzelli gram daha fazla faydalanabilirsek de ne mutlu bize!

Sevgiler

Vito Genovese 12:14, 28 Ekim 2006 (UTC)


"Kurnaz" üslûbunla beni iki madde borçlandırmış oldun. (1-Osman Batur, 2-Doğu Türkistan) Borçlu borcunu edâ etmekle borcundan kurtulur, diye okuttular okulda.. Borçlu kalmak istemem. --Hasan Sami 16:40, 28 Ekim 2006 (UTC)

Haldun Hakman[kaynağı değiştir]

Sevgili Vito,

Halen yazılmakta olan Haldun Hakman maddesinin VP:OTO 'ya aykırı olduğunu düşünüyorum. Yanılıyor muyum acaba? (Cansız 'ın yukarıdaki canlı mesajı da çok hoşuma gitti, haberin olsun..) Selam.--Hasan Sami 05:54, 4 Kasım 2006 (UTC)


Merhaba Hasan Sami,

Evet, IP adresi doğru söylüyorsa eğer; madde, konu aldığı kişi tarafından düzenleniyor demektir. Lakin VP:OTO bir yönerge sadece, direkt bir silinme gerekçesi değil ne yazık ki. VP:SAM yapabiliriz buna istersen. Ben şimdilik bir tashih etiketi koydum, gerçekten de iyi bir temizliğe ihtiyacı var şu haliyle.

Sevgiler

Vito Genovese 08:43, 4 Kasım 2006 (UTC)

Mesaj sayfası[kaynağı değiştir]

Sevgili Vito, benim mesajlarımın yer aldığı sayfa, doğumu yaklaşmış bir "Skoda" görünümü arzediyor. Daha açığı, "Kel Alinin bağı"na dönmüş. Ciddi işerinden artan zamanın olur da bu mesajları bir torbaya koyup ağzını büzersen, söz verdiğim üzere öbür sefer dünyaya gelişimde sana yöneticilik için oy vereceğim. (Nasıl da elime düştün ama... deyişini duyar gibi oluyorum!) Teşekkürümü peşin vereyim de fiyattan iskonto yap! (Bunun adı Kayseri pazarlığıdır, herkesi bu sırrı söylemem ha!)TEŞEKKÜRLER..--Hasan Sami 00:16, 8 Kasım 2006 (UTC)


Sevgili Hasan Sami,

Nasıl bir düzen hayal ettiğini, hangi mesajların tepesine balyoz gibi inmemi beklediğini kestiremediğimden, öncelikle bir fikir almak istedim.

Başlıkların derli toplu ama değiştirilmeden durduğu basit bir düzenlemeyi mi, yoksa şurada yarım kalmış bir örneğini görebileceğin kullanıcı adına ve alt konulara göre sıralanmış komplike bir karmaşayı mı tercih edersin?

Sevgiler

Vito Genovese 06:57, 8 Kasım 2006 (UTC)


Başlıkların derli toplu ama değiştirilmeden durduğu basit bir düzenlemeyi mi, yoksa şurada yarım kalmış bir örneğini görebileceğin kullanıcı adına ve alt konulara göre sıralanmış komplike bir karmaşayı mı tercih edersin?" deki gibi olabilir. Bu kadar işin arasında hangisi kolaysa öyle olsun, derim. Prometüre bir doğumla heryer berbat olmadan olsun da.. Bağış atın dişine bakılmaz. Tekrar teşekkürler. Bu saatte "Günaydınım, nar çiçeğim, sevgilim" şarkısını da ödül olarak kabul et de borçlu kalmayayım--Hasan Sami 07:14, 8 Kasım 2006 (UTC)!


"....bir daha dünyaya gelirsek ben Lamborghini Diablo olmayı planlıyorum, makam araban olarak hizmetten gurur duyarım ama. :)"

Diyorsun bana gönderdiğin bir mesajında..Ben de:

"Bir daha geldiğinde ne şoför ol, ne oto;
Hani verdiğin sözler, nerde kaldı be Vito?"

diye soruyorum bu mesajımda: Tartışma sayfam'daki mesajları özellikle şu Vito adlı balyozcunun anasını bellediği resimleri bir torbaya koyup, ağzını da istenildiği zaman açılacak şekilde büz de, ikide bir gözüm görmesin artık.. Bu konudaki mesajıma, "hayhay" dedin, tepelerine balyoz gibi ineyim, dedin..Çekiç bile olmadın! Mesleğimden bilirim, bir çok cinayet haberlerinin kaynağı ve sebebi böyle "hiç"ten konulardır. Üstelik herkes duysun bilsin de biraz "başın öne eğilsin" diye yazıyorum: Yapacağın işin bedelini, sana borçlu kalmayayım diye peşin de ödedim: "Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim" şarkısını ithaf ederek.. Bu kadar yeter mi? Şu işi bitir, bu sefer Şevki Bey 'den bir uşşak, Dede Efendi 'den bir mâhûr hediyem olacak.. Başkaları gibi sayfana konulacak ödüller vermeye gücüm yok.. Ne demişler: Adım Hıdır, elimden gelen budur. Varını veren utanmamış..(Kimse duymadan sorayım:Pastırma sever misin? Evde, kıyıda köşe de bir-iki dilim kalmıştır belki.) Sevgiler sabah sabah..

(Önemli ve ciddi bir NOT: Cansız'ın yukarıdaki mesajını yok sayarsan çok sevinirim. Bu tür mesajlaşmalardan gerçekten çok üzülüyorum. Kendisine de bu konuda bir ricada bulunacağım) .--Hasan Sami 05:09, 11 Kasım 2006 (UTC)


Valla ne yalan söyliyim, utanç içerisindeyim. Enerjimi çok fazla yöne dağıttığımdan biraz tembellik edivermişim, affola. Bugün; olmadı yarın hallediyorum.

Sevgiler

Vito Genovese 05:13, 11 Kasım 2006 (UTC)


-== Kestane partisi ==

Pazar günü (Öbürgün Eğribucak Bağları nda "Kestane partisi" var. Katpatuka'lar geliyor. "En sivrisinden bıçak hazırladım" demek yetmez. İzmir-Kayseri direkt uçak seferleri var. Atla gel. Sakın sivri bıçağı yanına alma, havaalanında metal dişler bile "Teliflidir" diye düüüt sesi veriyor.. Burdan da Maraş'a geçersin--Hasan Sami 04:54, 17 Kasım 2006 (UTC)---








Ozluce.jpg[kaynağı değiştir]

Hello and günaydin,

some days ago I made a copy of your picture "ozluce.jpg" for the german wiki, but somebody told me it is not allowed when some further informations are not given. Do you have more information about this foto? Maybe you know the name of the photographer, and maybe you can tell us that he gave the rights to publish it worldwide as public domain. Unfortunately we don't speak turkish. So may be it is all OK but we don't understand it. Please see also here: [3] Thank you for your help! 195.93.60.34 18:30, 28 Haziran 2006 (UTC) (ProfessorX}


Dear (ProfessorX ,

Thank you for your polite email,I add the information about the picture you mentioned: Kaynak: http://www.kayseri.gov.tr

Whenever you want you can email me about every similar subjects but if you mail me in German it is easier for me.--Hasan Sami 11:48, 29 Haziran 2006 (UTC)










Deniz Gezmiş[kaynağı değiştir]

Deniz Gezmiş terörist değildir. Deniz Gezmiş, yurtsever bir devrimcidir. Düşüncelerini de zorla, tehditle değil, örgütlenip-örgütleyip eylemler düzenleyerek yaymaya çalışan biriydi. Dönemin savcı iddianamesi bile sizin yönelttiğiniz suçlamaları yöneltmedi. Ne savcı onu cinayetle suçladı, ne de sonunda yaralamadan ve öldürmeden hüküm giydi. Sizin de aslında bal gibi bildiğiniz üzere, AP'nin Menderes intikamından başka bir şey değildi. Meclis, "3'e 3!" sesleriyle inliyordu idam kararları tartışması sırasında.

Öte yandan, senin teröristin-benim teröristim ayrımı olmaması gerektiği görüşünüze katılıyorum. Başkaları üzerine yıldırma, tehdit, zor kullanma, zorbalık uygulayarak, özellikle de karşı görüşten olanları öldürme yoluyla sözümona görüşünü benimsetmeye çalışan solcu olmaz. Ona solcu değil, olsa olsa terörist denir. Zor kullanma solun tanımına ve doğasına aykırıdır.

Saygılar...

81.215.249.254 23:14, 20 Eylül 2006 (UTC)










Mevlana[kaynağı değiştir]

Sayın kullanıcı bu ansiklopedide bir takım kişile tarfsızlık adına ilk önce Hz. eklerini kaldırdılar şimdide Mevlananın adını değiştirdiler bu gidişle tarihimiz tanınmaz hale gelecek adeta yolunumuş kaza dönecek lütfen bu konudaki fikirlerinizi belirtin.--85.97.95.213 03:31, 20 Nisan 2006 (UTC)










Kamu malı[kaynağı değiştir]

Merhaba, başka sayfalardan aldığınız resimler için kamu malı lisansı ilan edemezsiniz. O resimleri yapan siz değilsiniz ki lisansı siz koyuyorsunuz :) --85.102.105.151 11:16, 28 Mayıs 2006 (UTC)




Merhaba Hasan Sami,

Şu an bakmakta olduğun karmaşa benden bir şey istemekle yaptığın hatanın kaçınılmaz sonucu :)

Mesajımın nerde olduğunu rahatlıkla görebilesin diye en alta bırakıyorum bu notu. Bahsettiğim kullanıcı adına ve alt konulara göre düzeni uyguladım. Sadece senin sayfanda bulunan mesajları değil, diğer kullanıcılara attığın mesajları da taradım, tek tek ayıkladım ve diyalog şeklinde bu sayfada birleştirdim.

Doğal olarak 68 kb'lık sayfa 125 kb oluverdi birden. Sayfayı şu haliyle arşivlemeni öneriyorum. İçeriği kopyala yapıştırla yeni yaratacağın bir alt sayfaya (Örnek "Kullanıcı mesaj:Hasan Sami Bolak/Arşiv1") taşıyabilir veya direkt olarak sayfada adını değiştir sekmesinden sayfayı oraya yönlendirebilirsin (benim tercih ettiğim yöntem ikincisi mesela).

Güle güle kullan!

Vito Genovese 10:55, 11 Kasım 2006 (UTC)

Teşekkürler, teşekkürler,teşekkürler..[kaynağı değiştir]

Sevgili Vito, Mesaj sayfamı duman etmişsin.. Umduğumdan güzel olmuş..Belli ki hayli zaman harcamışsın..Eee..Şimdi n'olacak? Şevki Bey ve Dede Efendi 'den şarkı sözü verdim ama "telif meselesi" var dostum. (Hep sen telif diye tutturacak değilsinya!) Evdeki bir-iki dilim pastırmayı da kedi yemiş ve Kayseri Belediyesi de Kayseri'de üretilen pastırmaların Kayseri dışına çıkarılmasını veya Kayserili olmayan bir başkasının yemesini "telif" kanununa aykırı bulmuş.. Bu durumda borcumu ödeyebilmem için senin Kayseri'ye gelmen ve muhtardan ikametgah ilmühaberi alman gerekiyor.."Tamam gelirim öyleyse" deme sakın ona da bir kulp bulur, ne edip eyler, yaptığın bunca değişikliği yine de bedavaya getiririm. Yoksa Kayserililik karizmam çizilmiş olur!

Gerçekten sayfa derli toplu olmuş. Sağolasın. --Hasan Sami 20:49, 11 Kasım 2006 (UTC)


Valla tesadüfen görüyorum mesajı da araya sıkıştırıyorum bu mesajımı. Benim memleket de Maraş zaten aslen, tası tarağı satıp Maraş'a yerleştiğimde Erciyes'te bir odacılık pozisyonu garantisi istiyorum. Yoksa mesajlarını göremezsin bir daha. Polis yok, anladın mı polis yok!

Vito Genovese 21:24, 11 Kasım 2006 (UTC)

  • merhaba, hollanda maddesine eklediğiniz fotoğrafla ilgili bir yorum bırakılmış. amsterdam değil rotterdam olduğuna ilişkin. ben maddede değişikliği yaptım. resim etiketini düzeltebilirseniz iyi olur. teşekkürler. --kibele 16:03, 11 Kasım 2006 (UTC)
rica ederim, sizin çektiğinizi görünce tahmin ettim nasıl bir karışıklık olduğunu. farkettikçe düzeltiriz. iyi çalışmalar. --kibele 21:07, 11 Kasım 2006 (UTC)

vallahi geçmem billahi geçmem[kaynağı değiştir]

Hasan abi (kardeş desem de olur mu acep) hayatta ta sizin mahalleden geçmem, kapağı fabrikaya attım kapıda 4 tane kurt köpeği de var , ofis de dip tarafta, hayatta da artık postu deldirmem (ama ben gene de barış çubuğunu uzatayım da ne olur ne olmaz) ;) Delamorena 06:44, 13 Kasım 2006 (UTC)

o zaman şööle yapalım Hasan Abi, bak özgür puro getirmiş, mskyrider şarap almış gelmiş akşam parti var sen de gel, bizim yiğenleri de al gel hem :) Delamorena 08:00, 13 Kasım 2006 (UTC)

Yazdığın an görüldü ve en sivrisinden bir bıçak edinildi.

Vito Genovese 23:36, 13 Kasım 2006 (UTC)


Özür dilerim Vito, son kestaneyi biraz önce kestik o da kurtlu çıktı. (Karduelis'in işidir..)Öbür kışa inşallah.----Hasan Sami 08:04, 14 Kasım 2006 (UTC)

Zübeyir Yetik[kaynağı değiştir]

Merhaba Hasan Sami,

Bir iki cümle de ben kırptım ve şablonu çıkarttım. Hatırlattığın için teşekkürler ve sevgiler

Vito Genovese 01:05, 15 Kasım 2006 (UTC)

Başbuğ hakkında[kaynağı değiştir]

Selam Selam ( Vakıa Suresi 56/25,26 gereği)

Başbuğ'un Koyunoğlu ailesinden olup olmadığı hakkında bir şey yazmış değilim. Anadolu'ya doğudan göç eden Oğuzlar/Türkmenlerin geçerken Kafkasya'dan başka topluluklar ile birlikte göçmeleri, işin uzmanı olanlarca bilinen bir konudur. Kafkasya'da yaşayanlar 93 Harbi'nden önce Anadolu'ya kendileri göç etmiş değillerdir. Mesela, Suriye'deki Çerkezler de Oğuz-Bayatlar ile göç etmişlerdir oraya. Pınarbaşı'nda da Çerkezler vardır.

Sağlığında yayınlanan hatıralarında ( Sabah Gazetesi, Hulusi Turgut), adının Ali Arslan konduğunu, daha sonra öğretmeninince Alparslan'a dönüştürüldüğünü kendisi söylemiştir. "Alp Arslan ( Arslan soyadı olarak)" takma ad kullandığını Star televizyonundaki Kırmızı Koltuk programında Ahmet Altan'ın başka bir konu ile ilgili sorusu üzerine arada kendisi söylemiştir. Ayrıca harbiye öğrencisi iken İnönü'ne gönderdiği Alp Arslan imzalı mektuplar basında da yayınlanmıştır.

Kim ne derse o "Türk başbuğu"dur, eski imlâ ile "تورك بشبوغى اولدى Türk başbuğu öldü" cümlesinin ebced karşılığı, 1997dir. تكرى بويوردي وقت تمام اسلان Tengri buyurdı vakit tamam Aslan = 1997

توران ك بشبوغى Turan'ıng Başbuğı =1997

تركك بشبوغى Türk'üng Başbuğı = 1967

[ 24-25 kasım 1967 CKMP Kurultayı'nda 9 Işık kabul edildi, Alp Arslan Türkeş BAŞBUĞ ilan edildi.]

Qudıye'l emrü mâte Alp Arslan ( Emir kaza oldu/ İş-emir oldu Alp Arslan öldü ) = 1997

Tangrı Başbuğ'ı aldı (>> Tanrı Başbuğ'u aldı) = 1997

Tengri buyurdı: Aslan vakit tamam ( >> Tanrı buyurdu: Aslan vakit tamam)= 1997

Tengri'nüng buyruğı geldi ( >> Tanrı'nın buyruğu geldi) = 1997 ( Yeni imlâ)

Tangrı yarlığasın (>> Tanrı yarlığasın)= 1997

Başbuğ Alp'a rahmet = 1997

Türkler'üng Alp Aslan Türkeş'i (>>Türkler'in Alp Aslan Türkeş'i)= 1997 ( Yeni imlâ )

Türk başbuğı oldı/öldi (>>Türk Başbuğu oldu/öldü)= 1997

Turan'ung Başbuğı (>>Turan'ın Başbuğu) = 1997

Türkçi Başbuğumuz (>>Türkçü Başbuğumuz) = 1997

Ve gitdi, Başbuğumuz Aslanumuz = 1997

Türk'üng Başbuğı (>> Türk'ün Başbuğu) = 1967 ( 1967'de CKMP Kurultayı'nda Dokuz Işık kabul edildi ve Alp Arslan Türkeş, "Başbuğ" ilan edildi.)

Ülküci Başbuğ (>> Ülkücü Başbuğ) = 1387 Hicrî = 1967 Miladî

Hareket'üng Başbuğı ( >> Hareket'in Başbuğu) = 1969 (CKMP adını 1969'da MHP olarak değiştirdi)

Oğuz'dan Afşar'dan Alp Aslan = 1917 ( Yeni imlâ ile)

Türkler Bey'i toğdı ( >> Türkler Beyi doğdu) = 1917

4 Nisan 1997'de ölecek idi = 1333 (Yeni imlâ ile) ( Başbuğ doğduğu sırada kullanılan takvim olan Rumi takvime göre doğum yılı)

Başbuğ, Rusya'daki Ekim İhtilali'ninden 14 gün sonra doğmuş. O sırada henüz Hem Türkiye'de hem Rusya'da Julien usulü milat takvimi kullanılıyordu. Julien 24 Ekim'i, şimdi kullandığımız Gregorien takvimde 6 Kasım'a denk düşüyor.

Bilginize.

Ergün Bektaş ( adrianinos), 10 Kasım 2006

"http://tr.wikipedia.org/wiki/Tart%C4%B1%C5%9Fma:Alparslan_T%C3%BCrke%C5%9F"'dan alındı

selam

Dolaksızyan yazacakken, Dolasızyan yazmışım. Şifre çözmekten de bahsetmedim. Demirel, beğenmesem de Türkiya Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, DSİ Müdürü'dür, 19 sayısıyla ilgisi Türkiya Cumhuriyeti'nin Akrep burcunda olmasından, Demirel'in de Akrep burcunda olmasından ve yönetici olmasındandır.

Türkiya yazmam yanlışlıkla değildi. Sonradan Arapça gibi Türkiyye تركية >>> Türkiye yapıldı, adı konduğunda Türkiya idi.

Ayrıca Süleyman Sami Demirel de 19 harfli.

Konu sürekli yanlış anlaşılıyor burada, sebebi de şu; birileri meselâ Cenk Koray, 19 sayısı ile kişilierin ilintisi/ilişkisi/ilgisi mucizedir dedi, halşuki böyle bir şey yok. Bu yüzden de 19 il ilgili kişi yazınca mucize aranır oldu.

Mustafa Bülend Ecevit de 19 harfli. Neden? CHP Genel Başkanı da ondan.

Ecevit, 19 Mayıs'ta bile ölmüş olabilir, makineye bağlı idi, 48 saat komada kalan kişiye ölü denir. Bitkisel hayat dedikleri biçimde olsa yıllarca yaşayabilir.

Başbuğ'un Almanya'da sağlık kontrolünden çok kısa süre önce geçtikten sonra ölmesi hakkında ilk yazan ben değilim. Konu ile ilgili çok yazan oldu.

Gene A. Türkeş'in ilk kez genel başkan olduğu ve "Başbuğ" ilan edildiği CKMP Kurultayı'ndaki ilk konuşmasını Tevfik Fikret'in bir şiiriyle bitirdiğini hatırlatmam gerekli mi bilmiyorum.

Başbuğ'un bir "vatan haini"nin şiirini okuyacağını düşündüğünüzü sanmıyorum. Nazım Hikmet'im MAH ajanı olup olmadığı araştırılmalı derim, bu yalnızca tahmin.

Ümit Özdağ'ın dereden geçerken at değiştirmeyi istemesi en azından vakitsiz benCE. Devlet Bahçeli'yi MÇP Genel Sekreteri ikenden beri sevmediğimi de beni tanıyan herkes bilir.

Burası için çok siyasete girdik :(((

Gene yanlış anlaşılacak sanırım; bir kimse/nesne hakkında şu gezegen şurada iken şöyle oldu denirse, bu ŞİRK olur. İşin aslı şudur; belli karaktere sahip ruhlar, gönderildiği koordinatlar belli konumlarda iken doğarlar. Bu bir nesnenin bırakıldığında düşmesi gibi bir kanundur. Nasıl bir nesnenin bırakıldığında düşmesi belli ya da belirsiz (Heisenberg) şartlar altında kesin değilse, bu durum da böyledir.

Gene açık anlaşılsın diye yazıyorum, sizi kasdederek yazmıyorum, 8 Kasım 1938'de 21:05:00'da Çankaya'da doğmuş biri ile 8 Kasım 1938'de 21:05:00'da Çankaya'da doğmuş biri ayni koordinatlarda doğmuş olmaz. O yıl senede sapma olmuştur, Güneş sistemi yer değiştirmiştir, ...


Uranüs, Türkiye üzerinde 84 yılda bir açı yapar, bunu astrologlar da yazdılar. Bu açı 1839'da olduğunda (bu sırada muhetmlen 42 yaşında olan, kayıtlara göre 39) Dışişleri Bakanı Büyük/Koca Mustafa Reşid Paşa'nın Gülhane Hatt-ı Hümayunu'nu okumasına denk düştü, böylece mutlakıyetten meşrutiyete geçildi. Bir sonraki ise 1923'te oldu, 42 yaşındaki Mustafa Kemal Paşa Türkiye'yi meşrutiyetten cumhuriyete geçirdi. Bunu Erzurum Kongresi sırasında yapsa id, muhtemelen Türkiya Cumhuriyeti, şimdi ABD gibi bir "süper güç" idi, ama olmadı. Bir sonraki Uranüs konumu 2007 başkanlık gibi bir şey mi?

Dereden geçerken at değiştirmeli mi? Ben MHP'nde oy kullanan bir değilim, bu yüzden konu ile ilgili yapabileceğim bir şey yok. 1997'de Bahçeli'nin seçilmemesi için delegelerden birkaçı ile konuşmuştum. Üstelik o sırada Fettahoğlu Aşireti hakkında bilgim yoktu.


Çok mühim, GELECEK KESİN OLARAK BİLİNEMEZ, YALNIZCA TAHMİN EDİLEBİLİR, tahminin tutarlılığı da bilgi ile bilgiyi doğru kullanma yöntemleri ile ilgilidir.

Gelecek sözcüğü, Kur'an'da geçen " Gaybı ancak Allah bilir" ayetindeki gayb sözcüğü içine girmez. Elimizdeki mushaf Hz. Osman emriyel Kureyşçe yazıldığı için iki farklı kelime kökü birbirine karışmıştır. Bu Türkmence'nin hem "p" hem de "f" için "p" yazması gibidir.

Gevezelik yeter bunca.

adrianinos, 17 Kasım 2006

"http://tr.wikipedia.org/wiki/Kullan%C4%B1c%C4%B1_mesaj:Adrianinos"'dan alındı

selam

Abi, bir yanlış anlaşılma oldu, o da benim yüzümden. Türkeş, masonluk için gene "Alp Arslan" takma adı ile başvuruyor, biz sizi çağırırız diyorlar. Bi'l âhire çağırılıyor, locaya girdiği sırada Demirel de oradaymış, "Hoşgeldin, Türkeş! " diyor, kimliği açığa çıkınca Türkşe'i kabul etmiyorlar. Türkeş mason oldu yazmamıştım o eklemem de ama olmadı diye de yazmamam yüzünden yanlış anlaşılmış. Ayrıca Ahmet Altan, bu soruyu Haldun Simavi'nin Hürriyet'te çıkan bir röportajında Şimovi'nin, Türkeş mason olmak için başvurdu kabul etmedik yazması yüzünden sormuştu. Araştırıp o yazıyı bulalım, derim.

adrianinos, 22 Kasım 2006

bir edi-bir büdü[kaynağı değiştir]

emailine (yahoo'daki) baktın mı? --katpatuka 16:08, 16 Kasım 2006 (UTC)

Ermeni Soykırımı linkleri[kaynağı değiştir]

selam

Amerikadan gelen hassas bir epostadan alıntıyı yapıştırıyorum buraya;

Google'da "Armenian Genocide" (ermeni soykirimi) yazdigimizda ilk 100 sayfa tamamiyla uydurma ermeni iddialarini anlatan sitelerindir. Ve de bunlarin tümü ermeni siteleridir!!!! Bu siralama, sitelerin her gün girilme orani ile yapilir.

Bizim tezimizi anlatan asagi siralardaki siteleri yukari tasimanin tek yolu bu sitelere Girmektir.Lütfen bizim tezimizi anlatan sitelere her gun en az bir kere tiklayin. Bunun en kolay yolu bu siteleri acilis sayfamiz yapmaktir. Ornegin asagidaki siteyi acilis sayfaniz yapin. Ulkenize destek vermek bu kadar kolay!!!

Hadi hemen simdi!!!

Baslat'tan denetim masasina girin, internet seceneklerini tiklayin. Giris sayfasi yazan yerin altindaki adres yerine, asagidaki adresi yazin ya da yapistirin.

http://www.ermenisorunu.gen.tr/english/index.html

ve lutfen bu siteyi baskalarina da gonderin. Ulkemiz icin bu kadarini yapabiliriz!!!! saniyorum.. Ve bu sitenin 5 bin acilis sayfasiyla Google'da ermeni sorununu aramanin ilk maddesi haline getirilebilmesi isten bile degildir...


adrianinos, 17 Kasım 2006

Üst üste sorular, soru içinde[kaynağı değiştir]


  • 3 Kasım 1996'da A. Çatlı öldürülmese idi, A. Öcalan ölecekti. Bu cümle sizin.. Levh-i mahfuz'dan mı aldınız bu bilgileri diye, soruyorum. "O ayrı mesele"ye getiriyorsunuz.. Tekrar soruyorum: 3 Kasım 1996'da A.Çatlı öldürülmese idi, A. Öcalan mı ölecekti? Evetse, nereden biliyorsunuz bunu.. Böyle bir senaryo mu vardı ve varsa senaristleri kimdi, siz de bu senaristlerden biri miydiniz, yoksa o "düzen" içerisinde köstebeğiniz mi vardı?
    • [[Bursa Uludağ'daki kurultayda 3 KASIM erken seçim dedi. A. M. Yılmaz çok dedi erken seçimse Eylül'de olsun diye ama Bahçeli bir kez büyülenmişti, 3 Kasım'da Susurluk'un yıldönümünde seçim istedi. Bahçeli bunun hâlâ farkında olmayabilir. Ecevit neden 5 Kasım'da öldü acaba?]]
Burada açık açık Ecevit'in neden 5 Kasım'da öldüğünü soruyorsunuz.. Diğer arkadaşları bilmem de ben bu konunun da cahiliyim, ben size sormuş olayım: Ecevit neden 5 Kasım'da öldü acaba, bir iki gün daha beklese olmaz mıydı, meraktan çatlıyacağım doğrusu?
  • ....öldürülmüş A. Türkeş'in yerine konan D. Bahçeli ile ... Bu cümle de size ait.. Açık iddia var, açık cevap istiyorum: Türkeş'i kim öldürdü.. Oğlu Tuğrul, kızları Umay ve diğerleri, 2. eşi Seval hanım...v.b. bu işin arkasına düşmeseler bile, Yeni Delhi sürgünü bitiminde Gümülcüne'den Türkiye'ye giriş yaptığından, ölümüne kadar; Yeni Delhi Dönüşünden 2-3 gün sonra Ankara Bahçelievlerdeki evindeki ziyaretle başlayan, CKMP Kayseri İl, MHP Kayseri İl teşkilatlarını kuran, 12 Eylül öncesi MHP İl Başkanı, 12 Eylül sonrası Mamak davası sanıklarından biri olarak bu meselenin arkasına düşüyor ve soruyorum: Alparslan Türkeş'i kim öldür(t)dü.. Kıvırmadan, eğip bükmeden cevap veriniz lütfen!


    • Dolasızyan Süleyman Sami Gündoğdu Demirel 38 harfli cümlesi size ait.. Saydım, harf sayısı 38 değil, 37.. Yanlış yazmışım Dolasızyan değil, Dolaksızyan olacaktı demişsiniz.. Kabul. hepimiz bu tür hataları yapabiliriz de, bendeniz diğer arkadaşlar gibi değilim, zeka seviyem vasat çizgisinin biraz altında: Bu cümle ile neyi isbat emek istiyor, ne demeye getiriyorsunuz, yine de anlıyamadım?


  • Seçim tahmini konusundaki sorumu yanlış anlamışsınız: MHP'deki seçimi değil, önümüzdeki yıl yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimini kast etmiştim: Cumhurbaşkanlığı'na adaylığımı koymayı düşünüyorum da. Yoksa öbür minderleri eskiteli tam 30 yıl oldu. Şimdi o minderler başkalarının tapulu arazisi..


  • Son sorum hem size, hem kendime: Böyle bir ansiklopedide bu ne biçim tartışma? İyi misin adrianinos? İyi misin Hasan Sami? (Böyle yazılar buraya değil Vikipedi Türkçe Bunalım Tarihçesi 'ne daha çok yakışır.)--Hasan Sami 12:59, 17 Kasım 2006 (UTC)

selam

38 harf konusu da yalnızca neden? sorusu için idi, bilen varsa yazsın demek isedim. Yoksa o cümle sizin de belirttiğiniz gibi herhangi bir yargı içermiyor.

Teşekkür ederim ilginize, vaktinizi aldım.

Kullandığım takmaad olan "adrianinos" için eleştiri yapmamanıza sevindim. Burada gerçekten d ebir tuhaflık var, Rumluk bir ilgim olmamasına rağmen, bu garip takmaadı kullanmam biraz melamilikten belki de.

Seçim için aslında çok yazmışım da yazımın düzensizliği/karışıklığı/üstünkörülüğü yüzünden anlaşılmıyor, doğrusunuz.

Çatlı hakkında bu yazdıklarım basında kıyıda köşede çıkmış yazılardan alındı, kulaktan dolma konuları buraya yazmadım. Meseleyi burada yazışmayalım, sizin de dediğiniz gibi.

1974'te TOFAŞ ( İtalya- Koç) araba satamayacak bahanesi ile AET'na girmememize engel olan dolayısıyla da AB kurucu olmamamıza engel olan Başbakan M. B. Ecevit idi. Avrupalı parlamenter bu fırsatın tepilmesini şaşkınlıkla karşılamıştı, oysa AET içine girse idik, 1980'e gelen şartlar olamyacaktı, hem siyasi hem de ekonomik olarak (aslında ikisi birlikte oluyor, siyasi-iktisadi). Milli Gelirimiz çok olacaktı. AET kuralları gereği Türkiye'de kanunlar birilerini bu denli kayıramaycaktı...

Ecevit'in Harvard'dan hocası Henry Alfred Kissinger, bu sırada ABD Dışişleri Bakanı idi. Kıbrıs'a biz mi istedik de müdahale ettik yoksa etmemizi Kissinger mı istedi? Ne dersiniz siz olsanız Yunanistan'ın olan bir Kıbrıs istersiniz, yoksa Türkiye'nin olan mı, yoksa her ikisi arasında sürekli problemli olan bir Kıbrıs mı istersiniz?

Theodor Herzl, 2. Abdülhamid Han'dan Filistin'i ya da Kıbrıs'ı istemişti. Kıbrıs'ın Karpaz Burnu Arz-ı Mev'ud içindedir, bu burun sonradan Kıbrıs Adası'na yapışmış bir parçadır. İki yıl önce Kıbrıs Harekâtı sırasında KKK Harekat Başkanı olan Ahmed Ken'an Evren, "Kıbrıs'ta çok bile yer aldık" demişti, demek ki görevi Karpaz'ı Yunanistan'a bırakmamak idi. R. T. Erdoğan başbakan olur olmaz Annan Planı için bir görüşmeye gitti, Ecevit'in basında bir beyanatı çıktı, Erdoğan'a hitaben "Karpaz'ı verme", DİKKAT "Kıbrıs'ı verme" demiyor.

Daha yazayım mı meramımı anlatabildim mi?

adrianinos, 17 Kasım 2006



  • Evet, meramınızın yanında , kendinizi de çok iyi anlatmışsınız. Ben, şu sorularıma bir daha göz atayım; neler sormuşum ki; siz bu maddeler halindeki sorulara, madde madde "güzel cevapları" vermişsiniz..--Hasan Sami 17:42, 19 Kasım 2006 (UTC)


Türkiye faunasi[kaynağı değiştir]

Selam, tesekkürler:-) Kendim de uzun zaman internet de Türkiyenin hayvan alemi hakkinda bilgiler arayip hepsini bir arada bulamamistim, sonunda kendim hepsini bir araya topliym dedim. Gercekten klavme hatalarini elinden geldigi kadar bir miktar azaltsan güzel olurdu. Tekrar tesekkürler. Hayirli sabahlar --Erdall 08:15, 18 Kasım 2006 (UTC)

İlk tebrik benden[kaynağı değiştir]

Sayın Kibele,
Yöneticiliğinizi şimdiden tebrik ediyorum. Geçmişteki bazı oylamalar sırasında yapılan tartışmalara ve iki-üç arkadaşımızın kılpayı yöneticiliği kaçırmalarına çok üzülmüş ve kendi kendime, bir daha oy kullanmaya tövbe, demiştim. "El içinde söz verdik, ölmezsek olmaz" misâli, sofraya gel çağrısında mızıkçılık edip "Gelmiyomm işte" demiş bulunduk .. Mide aç ama, ı-ıh dedik bir kere.. Daha önce Sn.Pınar ve sn. Vito'nun oylamalarında da %75'i takip ettim ve oh- be yırttılar da kurtuldum dedim kendi kendime.. Siz bu işi daha da garantilediniz. Tekrar tebrik ediyorum.--Hasan Sami 07:51, 20 Kasım 2006 (UTC)
çok teşekkür ediyorum. oylamalar konusundaki tavrınızın farkındayım. ayrıca böyle olmasa da benim için bir şey farketmezdi. kimseyi sadece verdiği ya da vermediği oyla değerlendirmem. ama, laf aramızda, prensipler de bozulmak içindir.. nasıl rahat ediyorsanız öyle davranın bence. selamlar. --kibele 15:19, 20 Kasım 2006 (UTC)

Nazarım mı değdi, nedir; Sizin oralarda dinlenmek diye bir kavram yok mu? mealinde bir cümle yazdığımı hatırlıyorum..Hoş geldiniz, dönüp dolaşıp geleceğiniz dükkana!(Vallah-billah şakadır ha!)--Hasan Sami 21:57, 20 Kasım 2006 (UTC)

Hoş bulduk Hasan Bey, teşekkür ederim. Nazar değmesi falan yok üzülmeyin, bu aralar bazı işlerim çoğaldı ve zamanımın büyük kısmını şehir dışında geçirdim, haliyle pek uğrayamadım. Artık buralardayım, sizleri ve Vikipedi'yi özlemiştim zaten. Dükkandan ayrıldım sayılmaz, yani dönüp dolaşıp gelmekten ziyade "Cumaya gittim, döndüm" desek daha doğru olur. :) Kolay gelsin. -Tembelejderha 22:08, 20 Kasım 2006 (UTC)
Gerçi tartışma sayfasında cevap verdim ama burada da tekrarlamak isterim. O cümle sizi kastetmiyor. İnce düşünceli bir vikipedistin üzerine alınmasını ve üzülmesini istemem. Eğer orada olayı muğlak bıraktıysam kusura bakmayın.--Atacameñoileti 22:54, 23 Kasım 2006 (UTC)
Bu parolayı bir yerden çaldığımıu çakılmasına üzüldüm, Vito duymaz da aramızda kalırsa sevinirim:-)--Atacameñoileti 14:50, 24 Kasım 2006 (UTC)


Bedava Hipnoz hikayesi[kaynağı değiştir]

Hipnoz maddesinin tartışma sayfasındaki, yine nazik bir dille kaleme alınmış cevabınıza teşekkür ediyorum.. Orada, zihnimi kurcalayan bazı hususlara, diğer kullanıcı ve okuyucuları doğrudan ilgilendirmediği için burada temas edeyim, dedim.. Benim size yazdığım bir önceki cevabi yazımda yer alan: ".....hipnoz ve ruh çağırma seansların(m)a dayanıyor...." cümlem ile devamı niteliğindeki: "Belki şimdi en uygun bir sujeyi bile "uyutamam", en zayıf obsede bir ruhla çekişemem." ifademe dayanarak olsa gerek (ki buradan bağlantı kurup cevaplamak lüzumunu hissettim) siz: "Örneğin maddeyi, “Psikolojide hipnoz”, “tıpta hipnoz”, “tedavide hipnoz”, “Hipnozdaki son teoriler ve uygulamalar” gibi çeşitli başlıklar altında toplayabiliriz. Ne dersiniz?" diye öneride bulunmuş, sonunda da : Fakat “Metapsişik’teki hipnoz” bölümüne metapsişikçilerin kabul etmedikleri ve uygulamadıkları şeyleri metapsişikte varmış gibi yazmak yerine, bunları ayrı bir başlık altında toparlamak ve bunların tartışılabilir yeni uygulamalar olduğunu belirtmek gerekir diye düşünüyorum." diye eklemişsiniz. "Metapsişikcilerin kabul etmedikleri ve uygulamadıkları"ifadenizi yadırgadım. (Bazı)Metapsişikcilerin kabul etmedikleri şeyler, bence uygulayamadıkları, uygulayamadıkları için de ulaşamadıkları bilgilerdir.. Çünkü pek az insan hipnotik yetilere sahip olarak doğar(%15 kadar).. Onların da pek azı bu yetilerinin farkında olup geliştirir ve uygulamaya koyulurlar. (Enjeksiyonla yapılan uyutmalar konumuzun dışında tabii.) Mesela, enjeksiyonla uyutulan hastalar, kendilerine yapılan telkinleri uyandıktan sonra da hatırlarlar, gibi bir ifadeye rastladım.. Bu doğru olabilir. Ama bildiğimiz Mesmer metodu ile uyutulmuş bir suje, uykuda iken, kendisine verilen şifreyi ve telkinleri, uyanınca hiç bir şey hatırlamayacaksın, denildiği zaman uyanınca hatırlamaz. Hatırlarsa, tedavi için yapılan telkinlerin etkisi kalmaz, suje direnir. Telkinler, uykuda şuuraltına yerleştirilen tedavi mekanizmalarıdır çünkü, ... Eğer suje şifre ve telkinler konusunda uyandıktan sonra Hipnotizör tarafından aydınlatılırsa o zaman şifrenin etkisi, tedavi için uyutmanın bir anlamı olmaz. Askerde, voleybolda karşımda kütör olarak oynayan Hüseyin Çelebi'yi şifrelemiştim ve oyun aleyhimize gelişmeye başladığında bu uzun boylu iyi oyuncuyu "Çelebi uyu" şifresiyle oyun dışı bırakırdım. Yoksa bir tepsi şam tatlısını kaybetmiş olurduk.. (Bu cümleleri okuyanların gülümsediklerini şimdiden hissediyorum. Vallahi de doğru, billahi de doğru!) Benim Hipnoz, Spritüalizm, ruhi infisal, ruhi seyahat, obsede ruh v.s. hususlarındaki okuduklarımla, yaptığım deneyler ve yazdıklarım, konunun, daha doğrusu konuların çok geniş olması dolayısı ile, metedolojik değildir. Yani yukarıda yer alan konular veya Allan Kardec v.s. o kadar büyük bir ummanın kenarına gelmişim ki, spatyom, stoplazma, reenkarnasyon, telepatik olaylar, ekminezi, telekinezi ... Bu ummandan benim alabileceğim nihayet bir kaç damacana sudur.. Sujeleri uyuttuğumda ayrı bir dünyanın, onlara ruhi seyahat yaptırdığımda bir başka dünyanın; Spatyom... v.s. konularına girdiğimde ise, ahiret, basübadelmevt gibi islami inançlarımı alt üst eden diğer bir ufkun derinliğini görmeye başlayıp, "Bu terazi bu kadar sıkleti çekmez" diyerek, işin içinden sıyrıldım.. Felsefenin Pozitif limanlarında dolaşmış ve bunları öğrencilerime okutmuş bir insan olarak, her okuduğum ve her uyguladığımın benim dünyamı alt-üst ettiğini gördüm ve "Bildiklerim ve deneyle elde ettiklerimi" o yıllar, Yeni İstanbul, Bizim Anadolu, Son Havadis... gibi gazetelerde, gırgır olsun diye yazıp durdum.. (Belki okuyucu ciddi bulmuştur.) Değişik sujelerime yaptırdığım "Ruh seyahatleri"ni bir günlük gazete tefrika bile etmişti. (Kayseri'de günlük Devrim Gazetesi. Yıl 1962) Şimdi bir üniversitede öğretim görevlisi olan bir akademisyen benimle yaptığı mülakatı kitabına uygulamalı örnek olarak almış ve öğrencilerine okutuyor. Bu arada, Kollektif hipnozu da hiç uygulamadım.
"Herkesin bir uzmanlık alanı var. Benim de bu alanlarda kendimce uzun saydığım bir zaman dilimini kapsayan çalışmalarım var." diyorsunuz.. Doğal olarak kimliğinizi açıklamıyorsunuz.. Maddede, “Psikolojide hipnoz”, “tıpta hipnoz”, “tedavide hipnoz”, şeklindeki bölümlerin yer alması teklifinizi uygun buluyorum. Parapsikolog olduğunuzu tahmin ediyorum.. Bir başka kariyere de sahip, ama bu konularda uzman olabilirsiniz ki, derin saygı duyarım.. Ben, Ali Bozer, Besim Üstünel gibi değerli hocalardan iktisat okudum ama iktisattan... ticaret okudum, ticaretten anlamam. Muhasebe okudum, muhasebenin ne olduğunu bilmem, Hocam prof. Jale Sihaf'tan "Allah rızası için on üzerinden beş numarayı zor almış" bir öğrenciydim. Akçeli işlerimi muhasebecim yürütür. Tıpla hiç ilgim yoktur. Bu konuda uzman tıp doktorları dururken "Tıpta hipnoz"a katkıda bulunamam.. Yalnız, bir zamanlar-1962'lerde psikolog dr. Kamil Akkaya, gerekli gördüğünde beni çağırır ve bazı hastalarını uyutmamı isterdi.. Yanlış bilmiyorsam o zamanlar enjeksiyonla uyutmak, hipnozla uyutulmak kadar sujeyi tedaviye uygun ortama sokamıyordu.. Hele "ruhi infisale" hiç.. "Tedavide hipnoz"a gelince.. Kırk yıl kadar önce hipnozla tedavi ettiğim, kocası öğretmen hamile bir kadın doğumdan sonra Ankara'dan mektup yazmıştı: "Hem yuvamı hem de çocuğumu kurtardınız.. Oğlumuzun adı Hasan'dır." diye. Bu yazdıklarım tuhafınıza gidebilir, siz veya bir başka okuyan dudak büküp, hadi canım sen de.. diyebilir..Yazdıklarım, kendimin de ciddiye almadığı, bir iddia olmadığı için, ben de alınmam tabii.. Bir zamanlar Peyamiz Safa'ya bir Mecliste hazır bulunanlardan biri inanmamış.. Peyami Safa o sujeyi ayakta üç dakikada ikinci devreye sokmuş.. Kendisi kilo bakımından zayıf, suje de iri yarı olduğu için suje şakkadak yere yığılmış. Peyami Safa, Matmazel Noralya'nın Koltuğu'nda benzeri bir uygulamadan ve uzun uzun "stoplazma"dan bahseder, hatırlarsınız. İddialı olduğum, sevdiğim konuları da yazayım da tamamen ot biri olmadığım bilinsin. Zira, fazla tevazu gösterme, sahi zannederler, denilmiştir.. 12 yıl çalıştırdığım radyomun verici power katını yapacak, modülatörünü tamir edecek kadar yüksek frekanstan anlarım.. Gazetemin 16 metrelik 8 üniteli web Ofset baskı sistemini bir yerden alır bir başka yere kurar ve elektrik-elektronik, mekanik tamiri için (tornalık, frezelik, işler hariç) kimseye zırnık vermem.
"Şiirin hasını ayak sesinden tanır", "Beni ya tek, ya hiç yaratmasaydın" diye de Tanrıya sitem gönderirim. Bu kısa girişten sonra son sözün şudur size sayın Düşünenadam: Ben, hipnotizma, manyetizma, metapsişik... kısaca ruh külliyatında yeterince çalıp çığırdım.. Beste yapmak ve bu konuları metedolojik olarak bu ansiklopediye yazmak da sizlerin görevi.. Ben ancak bundan böyle gözünüzden kaçan klavye hatalarınızı düzeltebilirim ancak. Sevgi ve saygılar kucak dolusu!--Hasan Sami 10:49, 6 Aralık 2006 (UTC)


Nazik cevabınız için teşekkürler.. Başarılı çalışmalar dilerim...Sevgi ve saygılar--Düşünenadam 15:40, 6 Aralık 2006 (UTC)


Merhaba Math34, Tayfur Sökmen maddesinde yaptığınız değişiklik tamamen telifli. (Son eklediğim cümle hariç) Dikkat ederseniz ilk halini oldukça kısa yazdım ki böyle bir sonuç ortaya çıkmasın diye. "Kim kimdir"den aynen kopya. Benim yazdığım ilk hale getirseniz ve daha sonra da çeşitli kaynaklardan eklemeler yapsak daha iyi olmaz mı? İyi çalışmalar.--Hasan Sami 22:05, 6 Aralık 2006 (UTC)

Tayfur Sökmen, telif, biyografi[kaynağı değiştir]

Merhaba, Öncelikle şunu söyleyeyim. Aynı anda maddeyi yazdık :) Hatay Devleti maddesinden sonra kırmızı görünce ben de yazmaya başlamıştım çünkü. Hatta ben entera bastığımda sizin sayfayı gördüm. Neyse... Bu biyografilerdeki telif sorunu daha önce tartışılmıştı. Bir kişinin yaptıklarının farklı şekilde ifade edilmesi üzerine... Ama şimdi bulamadım kayıtlardan. Ben de kimdirkime bakmadım ama aynı metni biyografi.net'ten ve başka sitelerden okudum. biyografi.net'te ve görebildiğim üç beş sitede hayatı kelimesi kelimesine aynıydı. Ben tabi ki Tayfur Sökmen hakkında Cumhurbaşkanı olması dışında bilgim yoktu ve bu bilgileri referans aldım. Tekrar yazdım. Bahsettiğiniz Murat Sökmenoğlu'nun babası olduğunu değişiklik çatışması olmadan önce ben de yazmıştım gerçekten :) Ayrıca TBMM sitesinde ölüm günü gibi bazı bilgiler aldım. Bazı eski kelimeleri Türkçeleştirdim. Yan yana dikkatli bakarsanız metin farklı. Ama halen telif sorunu olduğunu düşünüyorsanız, hemen geri alayım. İlginiz için teşekkürler. Bu arada eklemeden geçemeyeceğim, eğer kullanıcı sayfanızdaki bebek sizinse çok şeker... Analı babalı büyüsün :) --Math34 22:32, 6 Aralık 2006 (UTC)

Şu Vito olmasa[kaynağı değiştir]

Tayfur Sökmen'i ilk ben girmiştim ama unutkanlıkla IP kullanmışım. Sonra da Murat Sökmenoğlu'nu (Kendisini şahsen tanıyorum, siyaset dolayısı ile) girdim. Telif var gibime geliyor.. Bu ansiklopedide Vito gibi tatlı bir baş belası var, farkına varırsa dumanımızı attırır valla. Kullanıcı sayfamdaki o tatlı bebek benim değil, orada on günlüğüne misafirim ama Vito 7 gün mühlet vermiş.. bir yolunu bulsak da üç gün daha koparsak.. O bebek Vikide çok önemli katkıları olan bir dostumuzun.. Benim torun ondan küçük olmasa, gelinim olsun diyeceğim ama maalesef üç ay farkı var. Uyarıma alınma sakın, dediğim gibi Vito gibi tatlı bir bela var tepemizde. Tümden silmesinden endişeliyim. Selam.--Hasan Sami 22:54, 6 Aralık 2006 (UTC)


Peki madem öyle diyorsunuz sizin sürüme alıp, doğum ve ölüm günü gibi bilgileri ekliyorum hemen. Nasıl olsa zamanla geliştirecektir :) Vito da görmeden öyle yapayım ben. :) Bu arada az önceki mesajı yazdıktan sonra biyografinizi gördüm. Kusura bakmayın. Ondan sordum fotoğrafı. Tanıştığıma sevindim. İyi çalışmalar. --Math34 23:05, 6 Aralık 2006 (UTC)

Dediğiniz gibi değiştirirseniz iyi olur. Ben de tanıştığımıza sevindim. İyi çalışmalar.--Hasan Sami 23:15, 6 Aralık 2006 (UTC)

şimdi baktım da bir yanlışlıkla göndermişim o mesajı kendimle ilgili bir notu size bir mesaj gibi aktarmışım. Ama her şeyde, her yanlışlıkta bir hayır var derler. --Düşünenadam 23:14, 6 Aralık 2006 (UTC)sevgi ve saygılarımla... o maddeye bir bakın yine de...

hasan abi bu dönergeçten en çıkçak yaw, bi fikrin var mı? Delamorenamesaj 11:44, 7 Aralık 2006 (UTC)

sanırım beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok :), bu arda amesaj sayfan çok zor ve geç açılıyor , bir tozlu raflardan oluşan arşiv yoluna gitmeni salık ederim., kolay gele Delamorenamesaj 12:02, 7 Aralık 2006 (UTC)

Yukarı Köşgerli köyü adını nereden alıyor?[kaynağı değiştir]

selam

Abi köşger sözcüğü Türkçe değil, bu köyün adı nereden geliyor? Köşgerli ya da İslamlı adında bir Türkmen topluluğu var, ondan mı? Bu topluluk, Afşar oymağı ise, neden Türkçe ad kullanmıyor, İslamlı diye ad kullandığına göre, sonradan neden bu ad takılmış?

adrianinos, 8 Ocak 2007