Kalp krizi

Vikipedi, özgür ansiklopedi
13.44, 24 Aralık 2016 tarihinde YBot (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 17968466 numaralı sürüm (Silinmiş şablona verilen bağlantı kaldırıldı)
Bir kalp krizinde koroner arterlerin beslenememesi durumu.

Kalp krizi, kalp enfarktüsü ya da akut myokard enfarktüsü (Sıklıkla MI (Myocardial infarction) veya AMI (acute myocardial infarction) şeklinde kısaltılır), kalbin koroner arterlerinde gerçekleşen bir bozukluk sonrası (sıklıkla koroner arterlerdeki tıkanıklık sonucu kalp kasının ilgili bölümünün beslenememesi ve oksijensiz kalması ile) meydana gelen yetersizlik sonucu şiddetli göğüs ağrısıyla ortaya çıkan ve ölümle sonuçlanması olası patolojik duruma denir. Her 5 ani ölümün biri kalp krizinden dolayı gerçekleşmektedir. Kalp krizi yetişkinlerdeki ani ölümün başlıca nedenlerinden biridir. Dünyada en başta gelen ölüm sebeplerindendir.

Nedenleri

Kalp, insanlarda dinlenme ânında dakikada 60-80 kez tüm vücuda kan pompalayan güçlü bir pompadır. Tüm vücudun kan ihtiyacını karşılarken kendisinin de beslenmesi için kan kullanması gerekir. Kalbin kendini besleyen damarların (koroner arterler) dolaşım bozukluğunda koroner yetersizlik meydana gelir. Koroner yetersizlik durumları koroner damarlardaki darlıkların tipine, derecesine ve yerine göre değişir. Bazıları anjina seviyesinde kalırken diğerleri krize dönüşebilir. Ölümle sonuçlanabilir.

Genelde fiziksel aktivite sırasında ortaya çıkan ve dinlenmekle geçen göğüs ağrıları (anjina) ilk uyarılardandır. Eforlu EKG ile kalp damarlarının fonksiyonelliği değerlendirilebilir. Anjinasız da kalp krizleri sık görülmektedir. Kalp damarları ânî olarak tıkanırsa kalp krizi ortaya çıkar.

  • Kalbi veya beyni besleyen damarlar; kolesterol (kan yağları), diğer yağlar, kalsiyum ve kandaki bazı maddelerin birleşerek oluşturdukları tabakalar (plaklar) yüzünden daralabilir. Kalp krizi, bu daralmaların zaman içinde tam bir tıkanıklığa dönüşmesiyle oluşabilir.

Aynı zamanda,koroner damarların dışında başka damarlarda oluşabilecek plaklardaki kırılmalar sonucu kana karışan parçalarda pıhtı oluşturarak kalp damarlarını tıkayabilir

Belirtileri

Bazı belirtileri bulunmakta ve dikkat edildiğinde hayat kurtarıcı olabilmektedirler. Bunlardan başlıcaları;

  • Göğüs kafesinde nokta şeklinde yeri tarif edilemeyen yaygın ağrı ve baskı, sıkışma, ağırlık, huzursuzluk, adrenalin deşarjı ve ölüm hissi.Ki buna ön göğüs ağrısı (Angina pectoris) denir.
  • Çeneye, boyuna, sol omuza, kola yayılan (tek ya da birkaç bölgede) göğüs ağrısı
  • Çarpıntı
  • Baş dönmesi, baygınlık, bayılma, bulantı, soğuk terlemeyle berâber göğüs kafesi şikâyetleri
  • Nefes daralması

İnfarktüsün Evreleri[1]

İskemik olay:Koroner oklüzyon başladıktan sonraki 0-4 saatlik dönemdir. Koroner kan akımı kesildikten birkaç vuru sonra iskemik myokardın kasılması durur, kısa bir süre sonra ise iskemik bölge elektriksel olarak sessizleşir (ST değişiklikleri), yaklaşık 40 dakika sonra subendokardiyal bölgedeki miyositlerde geri dönüşümsüz morfolojik değişiklikler başlar. Reperfüzyon bu dönemden önce gerçekleşirse enfarktüs oluşmaz, ilk 4 saat içerisinde gerçekleşirse miyokardın epikardiyal ve lateral kısımlarında nekroz önlenir.

Koagulasyon nekrozu: Koroner oklüzyondan 4-48 saat sonra gerçekleþir. Koagulasyon nekrozu oluşmuş ve akut inflamasyon başlamıştır. Ne bu, ne de bundan sonraki evreler reperfüzyon sağlansa da önlenemezler.

İyileşme evresi: Bu evre 72. saatten sonra başlar. Erken döneminde, rüptüre son derece açıktır. Rüptür, infarkte miyokardın içinden kenarına doğru yayılır (Mitral yetmezliği, VSD, perikard tamponadı, pseudoanevrizma).

Nedbeleşme evresi: İskeminin oluşmasından yaklaşık bir hafta sonra başlar, genellikle infarktüsün ikinci haftasında tamamlanmış olur. Bu dönemde ventriküler anevrizmanın genişlemesi yavaştır. Rüptür son derece enderdir.

Tespiti

Tanıda 3 önemli bulgudan yararlanılır: 1. Hastanın şikâyeti: bunu esas itibarıyla göğüs ağrısı oluşturur. 2. EKG (elektrokardiyogram): kalp krizlerinin büyük bir çoğunluğunda EKG’de kalp krizine özgü değişiklikler olur. Bu değişiklikleri saptamak için sık aralıklarla EKG alınır. 3. Laboratuarda yapılan kan testleri: bununla infarktüsle birlikte kana karışan bazı enzimlerin (CPK, CPK-MB, Troponin T ve I, myoglobin) düzeyi ölçülerek tanı kesin olarak konur. Kalp krizi tanısı koymak için yukarıdaki bulgulardan en az 2’si olmalıdır. Dolayısı ile 1 bulgu tek başına tanı koymak için yeterli değildir.

Tedavisi

Tedavide öncelikle tıkalı damara balon anjiyoplasti yapılarak damar genişletilir ve stent takılır.Fakat bazen bu plaklar çok sert olabilir. Bu durumda by pass ameliyatı yapılarak damarda kan akışı normale döndürülür. Daha sonra, tıkalı damardaki plağın kırılması sonucu oluşan pıhtı koroner damardaki tıkanıklık sadece pıhtı eritici ve kan sulandırıcı ilaçlarla tedavi edilebilir. Daha ileri dönemde bir daha tıkalı damardan dolayı pıhtı oluşmaması için hasta hayat boyu kan sulandırıcı kullanmak zorundadır. Çünkü damarda oluşan plakları ortadan kaldırmak mümkün değildir. Sadece tıkanıklık stent ve anjiyoplasti yoluyla genişletilebilir ve ilaçlarla tıkanıklığın ilerlemesi durdurulabilir.

Kalp krizi geçiren bir kişiye kesinlikle epinefrin (adrenalin) ve diğer sempatomimetikler verilmemelidir. Aksi halde kalbe yüklenen iş daha da artacağı için durumu daha da kötüye götürür.

Korunma Yolları

Öncelikle damar tıkanıklığını önlemek için doğru şekilde beslenmeli, obeziteden kaçınmalı, ldl türü kolestrolü normal sınırlarda tutulmalı, tansiyon kontrol altında tutulmalı, tuz ve yağ tüketimini düşürmeli, şeker normal sınırlarda kalmalıdır ve sigara içilmemelidir. Eğer damarda tıkanıklık oluşmuşsa tıkanıklığın büyümesini önlemek için çeşitli ilaçlar verilmeli ve pıhtı oluşumunu engellemek için kan sulandırıcılar kullanılmalıdır.

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ Akut miyokard infarktüsü trombolitik tedavi 1998; Prof Dr.rasim Enar Braunwald Heart Disease 5th edition Emergency Medicine, Tintinalli; A comprehensive Study, fifth edition ;1999 Koroner kalp hastalığı primer ve sekonder korunma. 2001; Prof Dr.Hakan Kültürsay