Kadıncık, Şereflikoçhisar

Vikipedi, özgür ansiklopedi
21.10, 10 Temmuz 2016 tarihinde Peykbot (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 17315828 numaralı sürüm (bilgi kutusundan muhtarlık bilgisi çıkarıldı)
Kadıncık
Harita
Ankara
Ankara
Ülke Türkiye
İlAnkara
İlçeŞereflikoçhisar
Coğrafi bölgeİç Anadolu Bölgesi
Nüfus
 (2000)[1]
 • Toplam203
Zaman dilimiUTC+03.00 (TSİ)
İl alan kodu0312
Posta kodu06950
Resmî site
[2]

Kadıncık, Ankara ilinin Şereflikoçhisar ilçesine bağlı bir mahalledir.

Tarihçe

Kesin bir bilgi yoktur. Tahminlere ve rivayetlere göre, köy bundan yaklaşık olarak 450-500 yıl kadar önce İçel(Mersin) ilinin Tarsus ile Çamyayla ilçeleri arasında bulunan ve bugün Kadıncık 1 ve Kadıncık 2 barajlarının bulunduğu bölgede konar göçer Türkmen boyu olarak yaşamakta iken padişahın yörükleri(Türkmenleri) yerleşik hayata geçirmek istemesi üzerine yerleşik hayata geçmek istemeyen Yörük beyleri devlete karşı gelmiş ve bunun sonucunda sürgün edilmişlerdir.Toroslardan ayrılan atalarımız rivayete göre Kayseri, Nevşehir bölgelerinde birsüre konakladıktan sonra İbrahimbeyli mahallesi bölgesine ve daha sonra Karasenir Dağı bölgesindeki Kartal civarında konaklamışlar oradan da ayrılan bu gün Küçük Kadıncık olarak bildiğimiz mevkiye ve daha sonra da halen mahallesimüzün bulunduğu yere gelerek yerleşmişlerdir. Mahallenin o zaman yerlisi olan Satılmışlar sülalesi yerleşik düzende idi.Gelenler ise Kadir(Kadirler- KADİRLER),Veli(Velinin evi - VELLEVİ),Halil(Halilin evi - HALLEVİ) ve Musa(Musanın evi- MUSANEVİ) isimli kardeşlerdir.

Kültür

TÜRKMEN YÖRÜKLERİ kültür gelenek ve görenekleri yaşanmaktadır.

Köyümüzün töresi ile (İçel(Mersin) ilinin Tarsus ile Çamyayla ilçeleri arasında bulunan ve bugün Kadıncık 1 ve Kadıncık 2 barajlarının bulunduğu bölgede konar göçer Türkmen boyu olarak yaşayan yörüklerin ananeleri ile) birebir örtüşmektedir.(giysileri, damat donatmak, deve oyunu, saya gezmek, su gelini gibi...)Bu da mahallesimüzün yörük mahallesi olduğunu fikrini desteklemektedir.

Köy odası Bugün köylerin boşalması ile garip ve öksüz kalan köy odamız mevcuttur. Mahalleye gelen tanrı misafirleri bu köy odalarında en iyi şekilde ağırlanır ve ihtiyaçları giderilirdi. Kış aylarında da köylülerin bir araya gelerek tarihi ve dini bilgi aldıkları bir eğitim yuvası olurdu.

Ramazan: Her yerde olduğu gibi, mahallesimüzde de Ramazanı insanlarımız büyük aşk ve şevk içinde idrak edilmektedir. Durumu müsait olan Her aile Ramazanda iftar davetleri verir. Zenginlerimiz fakir halka gıda yardımında bulunur.toplu olarak teravih namazları kılınır.

ARA BAŞI: Kış aylarında arabaşı denilen bir toplu ziyafet vardır. Acılı, hindi, tavuk gibi kanatlı hayvan etinden veya keklik, tavşan gibi av hayvanlarından hazırlanan çorbanın, özel olarak yapılan hamuru vardır. Önce hamur kaşıkla alınır, çorba ile çiğnenmeden içilir. Bu bir öğün yemeği değil, arada yenen, özellikle kış geceleri yenen bir yiyecek türü olduğu için ara başı denilmiştir. Araplıkla bir ilgisi yoktur.

Saya gezmek: Saya gezme kutlamaları Orta Asya’dan başlayıp süre gelen ve eski Şaman ve diğer Türk inançlarından günümüze kadar kutlanarak gelmiştir. Bu kutlamalar kış yarısı denilen Şubat ayının ikinci haftasında yapılır. Köyümüzde bu kutlamalar “Saya gezme „ adı altında yıllarca kutlanmıştır. Kış yarısı denen tarihte yapılan bugünün ve kutlamanın anlamı; söylenip gelen inançlara göre; bilhassa Orta Asya'daki eski Göktürklerdeki inançlara göre çeşitli kıyafetlerle insanlara musallat olan kötü ruhların, o tarihlerde vasıl olduğuna inanırlar. Onlara karşı savaşmak ve kovmak için mahalledeki erkekler çeşitli kılık ve kıyafetlere bürünerek onları yok etmek için bir araya gelirler. Bir gelenek haline gelen bu eğlence ve kötü ruh kovmak eğlencesi şöyle olur.

Mahalledeki bütün erkekler o gün bir araya toplanır. İçlerinden şişman olanlarını sırtlarına sardıkları keçi postu ve postun altına konulan tahta ile ayı şekline sokulurken. Çobanın abasından sıkıca ve kabaca bir şekilde giydirilmiş olan başı cübbeli kaba görünüşlü sayacı başının emir ve komutasında akşam hava karardıktan sonra başlar. Bu gurup içerisinde bir kişi omzuna bir tane heybe alıp gurup halinde mahalledeki evleri teker teker dolaşmaya başlar. bu sayacılar gittikleri evlerde çeşitli oyunlar ve gösteriler sergilerler. Bunun karşılığı o evin kadını tarafından bulgur, yağ, şeker, kuru yiyeceklerden her ne verirse alıp heybelerine koyduktan sonra oradan ayrılıp bir başka evin kapısını çalarlar. Bu çirkin kıyafetli acayip insanlardan bazı çocukların korktukları görülürse de, sonra seyrettikçe korkusunun gidip neşeli neşeli seyretmeye başladığı görülür. Bu kutlamada girilen evlerde şakayı seven kişi varsa onlar o oyun oynaması için ortaya çıkartılır. Türkü söylemek için beraber gezen türkücülerin teft ve teneke çalarak eşlik etmesiyle ayınında oyuna girmesiyle daha da eğlenceli bir hal alır. Heybesine konulan yiyecekten sonra bir başka eve gitmek için oradan ayrılırken aynı eğlence diğer evlerde de devam eder. Gecenin geç vakitlerine kadar devam eden “saya gezme „ denen bu kutlamalarından sonra tekrar üzerlerindeki giysi ve kıyafetleri çıkartıp elbiselerini tekrar giymeleri için topladıkları yiyecekler ile bir araya gelirler. Burada bir gün sonra bir yerde toplanarak toplanan bu yiyecekleri hazırlayıp yemek içmek için bir zaman belirleyip herkes evine dağılır. Bir gün sonra bir araya toplanan erkekler hazırladıkları yiyecekleri bir arada yiyip, geç vakitlere kadar eğlenirler ve saya gezme eğlencesi de böylece bitmiş olur.

Deve Oyunu : İki kişi merdiven, eğri bir ağaç, kilim, kaşık, yastık ve çan kullanılarak deveye benzeyecek şekilde giydirilir. Devenin kulakları yerine kaşık, gözü yerine at gözlüğü bağlanır, Boynuna büyükçe deve çanı diye adlandırılan bir çan asılır. Başının yan taraflarına da üçerli veya dörderli ziller bağlanır. Devenin sırt kısmına bir kilim örtülür. Kilim altına yastıklar konularak devenin sırtının şekli verilir. Kuyruk yerinede örülmüş bir ip (örme veya kalın halat) kullanılır. Deveci, devenin ipini tutarak eşeğinin üzerinde elinde uzun bir sopa ile meydana ilerlerken yanında da köpeği bulunur. Deveci, deveyi oluşturanlar ve köpek kılığındakilerin hepsininde yüzleri odun kömürü ile boyanır. Davullar vurulur, oyun havaları çalmaya başlar. Bütün gözler artık devenin üzerindedir. Deve ve deveci birlikte oynamaya başlar. Bu arada bir çocuk deveye vurur ve deve huysuzlanmaya başlar. Öterek seyircilerin üstüne doğru yürümeye başlar. Devenin bu davranışı yarenliğin sonunun geldiği anlamını taşır. Gençler ayağa kalkarak deveyi kızdırmaya devam ederler. Deve kızdıkça hırçınlaşır, önüne çıkanı devirmeye, ayaklarına basmaya ve ısırmaya başlar ki devenin hiddetine uğramak istemeyen herkes yavaş yavaş ortalıktan çekilir.

YÜSSÜK OYUNU Özellikle kış aylarında köy odasında veya toplanılan bir evde çok yaygın oynanan bir oyundur. Oyuncular iki gruba ayrılır. Bir yüzük (fincan veya yünden örülmüş çoraplar) lardan birinin altına konur. Yüksüğü bulmaya çalışan grubun üçkez yüksük bunda diyerek fincanı açma veya çorabı kaldırma hakkı vardır. Diğer fincan veya çorabları bunda yok diyerek kaldırmak zorundadır. Bunda yok dediği fincan veya çorabın altından yüksük çıktığında yüksük saklama sırası diğer gruba geçer oyun bu şekilde devam eder Bulan taraf diğer tarafa çeşitli cezalar verir. Bunlar genellikle çeşitli hayvan taklitleri yapmak gibidir.

ASKER UĞURLAMA Askere gidecek olan gençler askere gitmeden bir hafta öncesinden topluluk halinde dolaşırlar, bunları yakın akrabaları ve arkadaşları davet ederek yemek verilir. Oyunlar oynanır. Askere gidecek olanlara harçlıkları verilir. Gitme günü geldiğinde, askerin yakınları ve arkadaşları cami önünde toplanır buradan askerler dualarla uğurlanır. Asker dönüşünde askerden gelen kişinin evine yakınları gözün aydınlığına gelirler. Gelen misafirlere ise askerin askerliğini yaptığı yerden getirdiği kınalar hediye olarak verilir.

Batıl inanışlar

  • Yağmur yağarken çörten (yağmur suyunun aktığı oluk) altından geçilmez.
  • Eşik altında yatıp uyunmaz.
  • Ölmüş kişi gün battıktan sonra mezara konmaz.
  • Kesilen tırnak herhangi bir yere atılmaz.
  • Kadınlar saçını kesince herhangi bir yere atmazlar.
  • Merdiven altında yatılıp uyunmaz.
  • Aksam it (Köpek) uluması kötülüğe yorumlanır.

Coğrafya

Ankara iline 160 km, Şereflikoçhisar ilçesine 10 km uzaklıktadır.yeşilliklerle doludur.Çok büyük bir harman yeri vardır

İklim

Mahallenin iklimi, karasal iklim etki alanı içerisindedir.

Nüfus

Yıllara göre mahalle nüfus verileri 2009 33
2003 50
1997 102

Ekonomi

Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.

Altyapı bilgileri

Mahallede, ilköğretim okulu vardır fakat kullanılmamaktadır. taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi vardır kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi vardır. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır. Tarım Kredi Kooperatifi vardır. Ziraat teknisyenliği vardır.Kadıncık Köyü Güzelleştirme Derneği vardır.

Dış bağlantılar

Şablon:Portal