Hindistan Yarımadası'ndaki Müslüman fetihleri

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Hindistan alt kıtasındaki Müslüman fetihleri esas olarak 13. ve 18. yüzyıllar arasında gerçekleşmiştir. Alt kıtadaki daha önceki Müslüman fetihleri, günümüzün modern Pakistan'ında başlayan istilaları, özellikle 8. yüzyıldaki Emevi seferlerini ve Rajput'ların onlara karşı direnişini içerir.

İlk sultan olan ve Abbasi Halifeliği'nin hükümdarlarıyla ideolojik bağını koruyan Gazneli Mahmud, 11. yüzyılda Pencap ve Gucerât'ın geniş bölgelerini işgal etti ve yağmaladı.[1][2]

Lahor'un ele geçirilmesinden ve Gaznelilerin sona erdirilmesinden sonra Gurlu hükümdarı Gurlu Muhammed, Hindistan'da Müslüman yönetiminin temelini attı. 1206'da Bahtiyar Halaci, Müslümanların Bengal'i fethine öncülük ederek İslam'ın en doğuya yayılmasını sağladı. Ghurid İmparatorluğu kısa süre sonra Memlük hanedanının kurucusu Kutbiddin Aybek tarafından yönetilen Delhi Sultanlığı'na dönüştü. Delhi Sultanlığı'nın kurulmasıyla İslam Hindistan Yarımadası'nın çoğu bölgesine yayıldı.

14. yüzyılda, Alaeddin Halaci yönetimindeki Halaci hanedanı, Müslüman egemenliğini güneye Gucerât, Racastan ve Deccan'a kadar genişletti. Halefi Tuğluk hanedanı, bölgesel alanını geçici olarak Tamil Nadu'ya genişletti. Esasen Timur'un 1398'deki işgalinin neden olduğu Delhi Sultanlığı'nın parçalanması, Hindistan Yarımadası'nda Gucerât Sultanlığı, Mâlvâ Sultanlığı, Kandeş Sultanlığı, Behmeni Sultanlığı, Jaunpur Sultanlığı, Madurai Sultanlığı ve o dönem dünyanın önemli bir ticaret ülkesi olan zengin ve güçlü Bengal Sultanlığı'nı oluşturdu.[3] Ancak bunlardan bazılarında, Kamma Nayakas, Vijayanagaras[4] ve Rajput eyaletleri gibi yerel güçler ve devletlerin Hindu yeniden fetihleri ve direnişi görüldü.

Şir Şah tarafından yönetilen Sur İmparatorluğu, imparator Humayun'un sürgünü sırasında Hindistan'ın kuzey bölgelerinin geniş alanlarını kontrol etti, ardından Humayun'un İran'dan muzaffer dönüşü Hindistan Yarımadası'nın üç barut imparatorluğundan birisi olan Babür İmparatorluğu tarafından tamamen hakimiyetine yol açtı.

İmparator Ekber Şah, alt kıtanın büyük bir bölümünü içerecek şekilde Babür İmparatorluğunu kademeli olarak genişletti. İmparatorluklarının militarist doğasına rağmen Babürler yönettikleri çeşitli tebaayı sistematik olarak baskı altına almadılar. Özellikle dini hoşgörünün ve tebaanın iyi niyetini kazanmanın önemini vurgulayan Ekber Şah döneminde çeşitli gayrimüslim tebaanın Babür imparatorluğunun bürokrasisine ve askeri mekanizmasına entegre edilmesiyle çok kültürlü bir imparatorluk ortaya çıktı. Babürlülerin ekonomik ve bölgesel zirvesine, 17. yüzyılın sonunda imparator Evrengzib'in hükümdarlığı dönemindeFetâvâ-i Hindiyye aracılığıyla Şeriat'ın tam olarak kurulmasıyla ulaşıldı.[5]

Babürler, Evrengzib'in 1707'de ölümünün ardından zirveye ulaştıktan hemen sonra, halefleri arasında yetkin ve etkili yöneticilerin olmaması nedeniyle ani bir düşüşe geçti. Diğer faktörler arasında pahalı ve kanlı Babür-Rajput Savaşları[6] ve Babür-Maratha Savaşları yer almaktadır.[7] Afşar hükümdarı Nader Şah'ın 1739'daki işgali, Babür İmparatorluğu'nun zayıflığını gösteren beklenmedik bir saldırıydı.[8] Rajput eyaletleri, Maisur Krallığı, Bengal ve Murshidabad Nawabları, Maratha İmparatorluğu, Sih İmparatorluğu ve Haydarabad Nizamları gibi çeşitli bölgesel devletlere bağımsızlıklarını ilan etme ve Hindistan alt kıtasının geniş bölgeleri üzerinde kontrol uygulama ve parçalanmayı hızlandırma fırsatları sağladı.[9] Maratha İmparatorluğu alt kıtanın baskın gücü olarak Babürlerin yerini aldı.

Plassey Muharebesi, Buksar Muharebesi, Anglo-Maisur Savaşları, Anglo-Maratha Savaşları ve Anglo-Sih Savaşlarından sonra İngiliz East India Company, Hindistan yarımadasının çoğunun kontrolünü ele geçirdi. 18. yüzyıl boyunca, Avrupalı güçler Hindistan alt kıtası üzerinde büyük miktarda siyasi etki uyguladı ve 19. yüzyılın sonunda, Hindistan alt kıtasının çoğu, en önemlisi Britanya Hindistanı olmak üzere, Avrupa sömürge egemenliği altına girdi.

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir]