Erzurum Ulu Camii

Koordinatlar: 39°54′22″K 41°16′39″D / 39.90611°K 41.27750°D / 39.90611; 41.27750
Vikipedi, özgür ansiklopedi
10.03, 2 Ocak 2017 tarihinde Vikiçizer (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 18001700 numaralı sürüm (→‎Dış bağlantılar: düzeltme AWB ile)
Erzurum Ulu Camii
Erzurum Ulu Camii
Harita
Temel bilgiler
KonumErzurum, Türkiye
Koordinatlar39°54′22″K 41°16′39″D / 39.90611°K 41.27750°D / 39.90611; 41.27750
İnançİslam
Mimari
Mimar(lar)Melik Nasirüddin Muhammed dönemi
Mimari türCami
Mimari biçimSelçuklu mimarisi
İnşaat başlangıcı1176
Tamamlanma1179
Özellikler
Uzunlukmetre

Erzurum Ulu Camii (Atabeg Camii, Atabey Camii), Türkiye'de Erzurum ili, Yakutiye ilçesinde bulunan ve şehrin en eski, en büyük camisi olma özelliğini taşıyan camidir.

Tarihçe

Malazgirt Meydan Muharebesinden sonra Anadolu’da ilk kurulan Türk beyliği, Erzurum'da kurulmuş ve Erzurum'u başşehir edinmiş olan Saltuklu Beyliğidir. Malazgirt Zaferinin kazanılmasında önemli rol oynayan Emir Saltuk, beyliğin kurucusudur. Sultan Alparslan, Malazgirt Zaferinden sonra, Bizans İmparatoru dördüncü Romanos Diogenes'in ölümü ile, anlaşma şartlarının yerine getirilmemesi üzerine, emrindeki komutanlara, Anadolu'da fetihlere devam edilmesini emretmişti. Buna dayanarak Emir Saltuk, Erzurum ve civarını fethederek, Saltuklular Beyliğini kurmuştur. Büyük Selçuklu Devleti kökenli olan Saltuklu Beyliği ile birlikte adeta Selçuklu mimarisi de Erzuruma girmiştir. Erzurum İlinde bulunan zamanının devasa niteliğindeki yapılar, günümüzde birer tarihi eser niteliğindedir. Kendilerine has özellik ve ustalıkla yapılmış eserlerin arasında önemli bir yeri olan Atabey Camii, Atabek Camii diye de adlandırılan Erzurum Ulu Camii, 1179 yılında Saltukoğullarından Melik Nasirüddin Muhammed Bey (1174-1185) zamanında yapılmıştır. Kendisinin, Irak Selçukluları Sultanı Üçüncü Tuğrul ve asıl iktidarı elinde tutan Atabeg Kızıl Arslan’a tâbi olduğu 1189 senesinde basılan bir sikkeden anlaşılmaktadır.[1] Melik Nasirüddin Muhammed Bey döneminde yapılan Erzurum Ulu Caminin "Atabeg Camii" ya da "Atabey Camii" diye adlandırılmasının sebebi, Sultan Atabeg Kızıl Arslan'a duyulan bağlılık ve hürmetten dolayıdır.

Mimari özellikleri

Ulu Camii ön cephe
Erzurum Ulu Camii Kırlangıç kubbe iç görünümü
Erzurum Ulu Camii Orta kubbe iç görünüm
Erzurum Ulu Camii Mukarnas kubbe iç görünüm

Bilindiği üzere ilk dönem İslam Mimarisi'nin sütunlar üzerine oturan düz dam ve örtülü avlu şeklinde yapılan camileri örnek alınarak Anadolu'daki Ulu Camiler imar edilmiştir. Sıcak ülkelerde üzeri açık bırakılan avlular, Anadolu'da küçültülmüş ve caminin içine alınmış, camii adeta kapalı bir mekana dönüştürülmüştür. Selçuklu Dönemi'nde bazı camilerin üzeri düz dam ile örtülürken, Osmanlı döneminde de ilk kez anıtsal mekanlar ortaya çıkaran mimarlık uygulamaları görülmüştür. Erzurum Ulu Camii Selçuklu mimarisine uygun olarak yapılmıştır. (52,5m x 41m) 2152,5 m2 alana kurulu, iç kullanım alanı 2000 m2 dir. 6000 kişi kapasitelidir. Günümüzde 4500 kişi aynı anda rahatlıkla namaz kılabilmektedir. Caminin beş kapısı vardır. Kapılardan ikisi doğuda, üçü de kuzeydedir. Kapıların hiç birisi bir diğerine benzememektedir. Doğudaki ilk kapının her iki yanında da birer mihrapçık olup, kenarına 1860 yılında yapılan onarımın kitabesi yerleşiktir. Caminin üç kubbesi vardır. İlk yapımındaki mihrap duvarı ön kısımları sivri şekilde olan kemerlerin üzerine oturtulmuş büyük pandantifli bir kubbe ile örtülüdür. Yapıldığı günden beri orijinal hali ile günümüze kadar varlığını sürdürmüş olan bu kubbe "kırlangıç örtü" diye adlandırılan ahşap örtüdür. Yapılış dizayn özelliği ile Camii içerisindeki nemi toplar ve çekerek dışarıya tahliye eder. Camii çok kapalı bir mekan görünümünde olsa bile bu kubbe sayesinde Camii içerisinde nem olmaz. Kırlangıç örtüden doğu, batı ve güney yönlere açılan üç adet küçük pencere vardır. Kuzey yöne açılan pencere yoktur. Kılangıç örtünün kuzey yöndeki bölümüne düşen ve camii içinden bu bölüme bakıldığında ikinci germesi üzerinde; Caminin yapılış tarihi olan 1179 yılının kızgın şiş kullanılarak ahşap üzerine arapça rakamlarla yazıldığı görülmektedir. Güneyden kuzeye doğru Kırlangıç kubbe ile Mukarnas taş oyma kubbe arasında yer alan ikinci kubbe, tavanında yer alan ve gökyüzüne açılan penceresi ile caminin aydınlanma unsurlarından birini oluşturmaktadır. Bunlara ek olarak 6000 kişinin aynı anda bulunduğu kapalı mekanda ses iletişimini daha sağlıklı kılmak için Caminin tam orta bölümüne Mukarnas Kubbe yerleştirilmiştir. Kıble yönünden birinci sırada kırlangıç kubbe, ikinci sıradaki orta kubbeden sonra üçüncü kubbe olan ve bulunduğu konum itibariyle de Caminin tam orta mevkiine denk düşen mukarnas işlemeli kubbe üzerinde de tam gökyüzüne açılan bir pencere vardır. Bu kubbe sayesinde hem caminin aydınlanması ve hemde mevcut sesin 10 kat daha yüksek tonda yayılması sağlanmıştır. Aritmetik olarak hesaplanıp sert kaya zemin üzerine kendine özgü şekillerin işlenerek yapıldığı ve sadece Erzurum Ulu Camide bulunan bu mukarnas örtü şeklinin bir benzeri başka bir yapıda yoktur.

Ulu Camii iç görünüm (Filayağı Sütunlar)
Ulu Camii Filgözü Pencereler iç görünüm

Kırlangıç kubbeyi taşıyan dört sütuna "fil ayağı" denir. Kıble yönündeki iki fil ayağının en üst kısımlarında bulunan yuvarlak iki pencere de "fil gözü" diye adlandırılır. Fil gözü pencerelerden sol taraftaki güney-doğuya, sağ taraftaki ise güney-batıya meyilli olup, gökyüzüne doğru bir bakış açısı oluşturmaktadırlar. Bu pencereler Caminin içerisine adeta birer aydınlatma projektörü gibi ışık saçarlar. Soldaki pencereden sızan güneş ışığının camii içerisinde yer zeminde oluşturduğu elips şeklindeki ışık yoğunluğu daralarak tam daire şeklini aldığı an, öğle namazı için ezan okunma vaktinin geldiği anlaşılır. Sağdaki ise aynı şekilde ikindi namazı için ezan okunma vaktini bildirir. Kıble duvarında üç tane Mihrap vardır. Ortadaki İmama aittir. Sağda ve soldakiler ise Camii içerisinde her ne kadar akustik mimari ses sistemi olsa bile ses iletiminin yeterli gelmeyeceği düşüncesi ile imamın namaz anındaki tekbirlerini tekrarlayarak bulundukları yerden cemaata duyuracak Kayyım denilen müezzin yardımcılarının yer aldığı "Mihrabiye" lerdir. Camide farklı tarihlerde yapılan onarımlar iç camii kısmında karışık bir mimari ortaya çıkarmıştır. Camide 51 m x 54 m boyutlarında, dikdörtgen şeklinde planlı olan ve caminin mihrap duvarına dik olacak şekilde yer alan yedi ayrı sahın mevcuttur. On altı tanesi duvarlara bitişik olan kırk paye, caminin üst örtüsünü taşımaktadır. Caminin ilk bölümü beşik tonozla örtülüdür. İkinci bölümün ön kısmındaki iki alan, 10sütunun taşıdığı tonoz örtülüdür. Üçüncü ve dördüncü bölümlerin üst örtüsünü payeler taşımaktadır. Camii mihrabının bulunduğu kısım beş payenin taşıdığı kubbe ile örtülüdür. Camii içerisinde toplam 47 sütun yer almaktadır. Caminin Orta kesiminde batıdan doğu istikametine doğru bakıldığında; 4 sağ tarafta, 4 de sol taraftaki sütünlar arasında 15 er cm. lik çıkıntı farklılıkları görülür. Bu şekilde sütunların imar edilmesi, İmamın sesinin Camii içerisinde " U " şeklinde yayılması içindir. Cami içerisindeki sütunların dizliş sıralamasındaki ileri ve geri çıkışlar depreme karşı dayanıklılık düşünülerek yapılmış, camii binasının yükü ustaca bu sütunlara dağıtılmıştır. Camii iç kısmı 28 pencere ile aydınlanmaktadır. Caminin güneydeki ikinci penceresi üzerinde 1826 tarihli onarım kitabesi bulunmaktadır. Caminin ilk mimarında Kubbe dışında toprak damla örtülü olan diğer bölümlerden de toprak örtü kaldırılarak tonoz örtü görünümlü üst örtü kullanılmıştır. Caminin en dikkat çeken kısımları, orta eksendeki piramit şeklinde olan altı dizi mukarnas dolgulu ve tonozlu bölümleridir. Camiye doğu 1 nolu kapıdan girişte İçte güney yöndeki duvarda yer alan ara ara kırmızı renk taşlar kullanılarak yapılan güneş yelpazesi ve bu yelpazenin üst kısmına denk gelen itikâf daireside dikkat çeken unsurlar arasındadır. Camii içerisinden çıkılabilen ve Caminin sağ tarafında yer alan, tuğladan yapma, silindirik gövdeli, tek şerefesi olan bir minare bulunmaktadır. Minare Şerefesinden yukarıdaki kısım yıkılmış daha sonraki dönemlerde yapılan onarımlarla yeniden yapılmıştır.

Tahribat

830 yılı aşkın süreden beri varlığını sürdürebilmiş tarihi eserlerdendir. Gerek tabiat şartlarına bağlı aşınma ve yıpranmalar ve gerekse yapıldığından beri bulunduğu coğrafyada vuku bulan tarihi olaylarda (istilâ ve savaşlarda) Erzurum Ulu Camii de maruz kaldığı olumsuzluklardan etkilenmiştir. Caminin iç kısımda bulunan ve camii mimarisinde yer alan önemli ve değerli parçalar, Rusların Erzurum’u işgali dönemlerinde Ruslar tarafından tahrip edilmiştir.[2]. Özellikle iç yan duvarlarındaki tahribat, esere ne ölçüde zarar verildiğinin göstergesidir. Yakın tarihe kadar caminin iç duvarlarına Ruslar tarafından hayvan bağlamak için çakılmış halkalı mıhlar vardı. Bunlar Ruslar'ın Erzurum'u işgal ettikleri dönemde; Erzurum Ulu Camiyi, hayvanları için "ahır" olarak kullandıklarını göstermekteydi. Ruslar'dan sonra şehri ele geçiren Ermeni çeteleri de Camiye büyük zarar vermişlerdir. Rus Yarbay Tverdohlebof kaleme aldığı o günleri anlatan anılarında: "Erzurum'da Türk çarşıları Ermeniler tarafından yakılmaya başlandı." ifadesiyle durumu doğrulamaktadır. Gerek O günleri yaşayan insanların, bu durumu kendilerinden sonraki nesillere aktarması ve gerekse maddi olarak Camii içerisindeki görüntü, yaşananları doğrular niteliktedir. Zaman zaman büyük çaplı onarımlar ve bölge halkının konuya duyarlılığı, camiyi ilk yapıldığı yıllarda olduğu gibi bir " İslâm-i ibadet cazibe merkezi" durumuna getirmiştir.

Onarım

Erzurum Ulu Camii Kırlangıç Kubbe ve Fil gözü pencerelerin dış görünümü

Erzurum Ulu Camii, Sultan IV. Murad zamanında yiyecek ve erzak deposu olarak kullanılmıştır. Camideki kitabelerde değişik tarihlerde beş defa onarıldığı anlaşılmaktadır. 1639 yılında Erzurum Valisi Hüseyin Paşa tarafından, 1826 yılında Ali Efendi tarafından ve ayrıca 1858, 1860 yıllarında da camiye onarımlar yapılmıştır. Bu onarımları belirten kitabeler camide mevcuttur. Cumhuriyet döneminde (1957-1964)cami bir kez daha onarılmıştır.

Ulu Camii Doğu cephesi birinci kapı giriş iç sağ duvardaki güneş motifi

Son büyük onarımında Caminin üst kısmı değiştirilmiştir. Özellikle yapılan bu onarımlarda camii orijinine dikkat edilmemiş bazı unsurlar ortadan kaldırılmıştır. Bunlardan en önemlileri Caminin güney-doğu ve güney-batı yönlerine bakan "filgözü" diye adlandırılan pencerelerinin özelliklerini kısmen kaybetmelerine sebep olan üst dış kısmın çatı örtüsü saçak kısımlarındaki fazla taşırma oluşumlarıdır. Örtü saçaklarındaki söz konusu fazla kısımlar güneş ışıklarının filgözü pencerelere girişini kısmen de olsa engellemektedir.

Bir diğeri ise Camii içerisine doğu kapısından girildiğinde sağ iç duvarda yer alan ve farklı renklerden oluşan güneş yelpazesi ile ilgilidir. Yapıldığı dönemde taşıma saat olmayan ve zaman belirleme ile ilgili olduğu sanılan bu kısım, muhtemelen camii üzerinde mevcut bir aydınlatma bölümü ile müşterek işlevini sürdürmekteydi. Yapılan onarımlarda üst ahşap örtünün sökülüp yerine tonuz örtünün yapılması bu unsuru iptal etmiş bulunmaktadır. Ayrıca cami iç duvarındaki bu güneş yelpazesinin tam üstü hizasında, camii dış ve iç duvarları arasında konumlandırılmış 3 m2 lik bir itikâf dairesi bulunmaktadır. İtikâf dairesi Ramazan ayının son on gününde Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak üzere dünya işlerinden ilgiyi kesip camiye kapanarak ibadet etme [3] maksadıyla kullanılmaktadır. İtikaf dairesinin girişi güneş yelpazesinin yer aldığı bölümün hemen yanında yer almaktadır. İtikaf dairesine camii içinde küçük bir kapıdan taş merdivenler kullanılarak çıkılmaktadır.

Günümüzdeki konumu

Erzurum Ulu Camii, Erzurum şehir merkezindeki Cumhuriyet caddesi üzerinde, Çifte Minareli Medresenin batısında yer alır. Çifte Minareli Medrese ile Erzurum Ulu Camii arasında herhangi bir yapı yoktur. Birbirlerine komşudurlar. Her kentteki Ulu Camii'lerde olduğu gibi Erzurum'da da Cuma namazlarını kılmak için buluşulan yer özellikle Erzurum Ulu Camidir. Erzurum'da diğer bütün camilerde Cuma ve Bayram namazları ile Ramazan ayında teravih namazları kılınmakta olmasına rağmen Erzurum'luların ibadet etmek için özenle tercih ettikleri camidir. Binbir hatim geleneği de aksatılmadan Erzurum Ulu Camide günümüze değin yaşatılmış ve halen yoğun bir katılımla devam ettirilmektedir.

Resim galerisi

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Öztuna, Yılmaz, "Devletler ve Hanedanlar" Cilt:2, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara (1996), s.42
  2. ^ Türkiye Gazetesi Rehber Ansiklopedi,Cilt 5,syf.199
  3. ^ Türk Dil Kurumu, SÖZLÜKLER, Büyük Türkçe Sözlük

Dış bağlantılar

  1. Erzurum Ulu Camii Video-1
  2. Erzurum Ulu Camii Video-2
  3. Türk Dil Kurumu /SÖZLÜKLER/Büyük_Türkçe_Sözlük"itikâf"
  4. www.akgeziler.com Erzurum Ulu Camii