Durub-i Emsal-i Osmaniye

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Durûb-ı Emsâl-i Osmaniyye, Şinasi (1826-1871) tarafından derlenip yazılan ilk Türk atasözleri kitabıdır. 1863 yılındaki ilk baskısında 1500 kadar atasözü, 300 kadar deyime yer vermiş; 1870 yılındaki 2. baskısında bu sayı, 2500'e, Ebûzziya Tevfik'in 1885 yılında eserin 3. baskısına ekledikleriyle (1506 adet) birlikte 4006'ya ulaşmıştır.

"Osmanlı Örnek Atasözleri" olarak adlandırabileceğimiz bu eser; 3592 adedi Türkçe, 414'ü yabancı (64'ü Arapça, 226'sı Farsça, 122'si Fransızca, 2'si Latince) 4006 adet atasözü ve deyimi konu başlıklarında (kişi adıyla ilgili olanlar, yer adıyla ilgili olanlar vb.) alfabetik sırayla ele alması, daha önemlisi Osmanlı divan şiiri ve nesrindeki kullanılış şekilleriyle tespit etmesi bakımından sahasındaki en büyük eserdir.

Mektubî Kaleminde kâtip adayı olan henüz yirmi üç yaşındaki bir gencin devletçe gönderildiği Paris’te edebiyat ve dil çalışmalarını sürdürmesi (1849-1854), bu yıllarda araştırmacı (Doğu kültürleri araştırmacıları De Sacy, Pavet de Courteille), şair (Lamartine), yazar (Ernest Renan) ve dil bilimcilerle (Littre) tanışıp dostluk kurması ve bazılarıyla çalışma imkanı bulması, yurda döndüğünde Encümen-i Daniş'te (Bilim Kurulu) görev yapması böyle bir külliyatı oluşturmasında elbette önemli olmuştur. 1851 yılında Société Asitique’e üye seçilen yazar, 1865 yılında Fransa’ya gidip sözcük çalışmalarına yönelmiş, 1867 yılında İstanbul’da bir basımevi açarak eserlerinin basımıyla uğraşmıştır.

Şinâsi, Türk gazeteciliğinin ve Tanzimat gazeteciliğiyle gelen yeni bir edebiyatın kurucusu; sade halk nesrinin, gazetede tefrika yoluyla tanınan batılı edebî türlerin ilk bilimli temsilcisidir. Halkın söz söyleme yetkisini "yasalara", sözün gücünü "fikir, zikir, şükür" temeline, "halkı bilinçlendirmek için yazma" ilkesini de halka beslediği sorumluluk duygusuna dayandıran bir yazarın, Türk edebiyatındaki ilkler içerisine ata yadigârı olan böyle engin bir kültür hazinesini katması kıymetli bir çabadır.